Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
KUR'AN'I bize görevi gereği tebliğ eden, islam'ı bize yaşayarak öğreten ve yol gösteren örnek insan, alemlere rahmet olarka gönderilen, mükemmel ahlak sahibi son peygamberin sözlerine "söylenti kültürü" diye hakaret eden, dini doğru anlamayı ve yaşamayı sağlayan sağlam kaynakları da çürüklerle bir tutarak onları "enkaz" olarak adlandıran bir zihniyetin hanif olduğu iddiası bana göre boş bir kuruntudan ibarettir...
yazık doğrusu çok yazık.... nasıl da döndürülüyorsunuz... aklınız sizi nasıl da sürüklüyor yanlışlara...
"bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların" söyleyecekleri ve yazacakları da ancak bu kadardır işte... :) :)
kendileri bilir....
nahl, 43.
"Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun."
enbiya, 7..
"Biz, senden önce de, kendilerine vahiy verdiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz"
kur an ne diyor.. siz ne ediyorsunuz...
bilmiyorsunuz madem.. uzmanlara sorun...
gerçek uzmanlara sormayan, emaneti ehline vermeyen, geriye gitmeye mahkumdur...
selamlar....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Biz senden önce de resul olarak hep adam gönderdik (melek göndermedik). Bunu anlamıyor, bilmiyor, aklınız almıyorsa, Zikir ehline de sorun bakalım, adam (insan) olmayan birini Elçi göndermiş miyiz?
Ayetleri bağlamından koparıp indi görüş ve iddialarımıza dayanak yapmamalıyız. Bu çok tehlikelidir, bundan sakınmalıyız. Zikir ehli, Zikr'i izleyen mü'minlerdir. Vahy'e iman etmiş ehli kitaptan mü'minleri de içermektedir.
Şüphe yok ki Allah, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten de Allah, size ne de güzel öğüt vermede. Şüphe yok ki Allah, her şeyi duyar, görür.
Ali Bulaç Meali
Şüphesiz Allah, emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.
Diyanet İşleri Meali(Eski)
Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür.
Diyanet İşleri Meali(Yeni)
Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
Diyanet Vakfı Meali
Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür. *
Edip Yüksel Meali
ALLAH emaneti sahiplerine vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. ALLAH size ne güzel öğüt veriyor. ALLAH İşitendir, Görendir.
Elmalılı Hamdi Yazır
Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla görendir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Haberiniz olsun ki Allah size şunları emrediyor: Emanetleri ehline veresiniz ve insanlar arasında hükmettiğiniz vakıt adaletle hükmedesiniz, hakikat Allah size ne güzel va'z veriyor, şüphesiz ki Allah semi', basır bulunuyor
Ömer Nasuhi Bilmen
Muhakkak Allah Teâlâ size emrediyor ki, emanetleri ehline veriniz ve nâs arasında hükmedince adâletle hükmediniz. Şüphesiz Allah Teâlâ size bununla ne güzel öğüt veriyor. Şüphe yok Allah Teâlâ bihakkın işitici ve bihakkın görücüdür.
Muhammed Esed
ALLAH, size emanet edilen (şey)leri ehil olanlara tevdî etmenizi ve her ne zaman insanlar arasında hüküm verecek olursanız adaletle hükmetmenizi emreder. 75 Allah'ın size yapılmasını tavsiye ettiği [şey], mutlaka en güzel [şey]dir: Allah, kesinlikle her şeyi işitendir, her şeyi görendir.
Suat Yıldırım
Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adalete uygun tarzda hüküm vermenizi emreder. Allah bununla, size ne de güzel öğüt veriyor! Şüphe yok ki Allah semî ve basîrdir (sözlerinizi de, hükümlerinizi de hakkıyla işitir, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görür).
Süleyman Ateş Meali
Allah, size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size böylece ne güzel öğüt veriyor. Doğrusu, Allah işiten, görendir.
Allah, size emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman da adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor. Doğrusu Allah, işitendir, görendir.
Ümit Şimşek Meali
Allah size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hüküm verdiğinizde de adaletle hükmetmenizi emrediyor. Gerçekten de Allah size ne güzel öğütler veriyor! Şüphesiz ki Allah herşeyi işitir, herşeyi görür.
Yaşar Nuri Öztürk
Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî'dir, çok iyi duyar; Basîr'dir, çok iyi görür.
ayetlere karşı gelmeyelim... ayet açık ve net.....hata yapmayalım... işi uzmana bırakalım... emaneti ehli olanlara verelim....
muhabbetle....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Bu yazıda, bu forumda bu güne değin hiç kullanmadığım bir üslubu kullanacağım.
Çünkü başta bembeyaz olmak üzere "kör"lere sesleneceğim. Muhliskul kardeşimin beni çok iyi anladığına inanarak ona sadece muhabbetlerimi sunuyorum.
Sevgili bembeyaz;
Sen hep "kaçan" taraftasın. Laf olsun diye cevaplar verirsin de sonra "işi uzmanlara havale etmek gerekir" diye içten içe, gizli gizli kendini referans gösterirsin.
Sen şu taşıdığın ünvan için ne yaptın ?
Sen neyin uzmanısın ?
Uydurmaların, "söylenti"nin uzmanı olmak ne zaman pirim yapmış ki nezdimizde bir değeri olsun ?
Bilesin ki, taşıdığın ünvanın nezdimde zerre miktarınca değeri yoktur. Senin taşıdığın bu ilmin değeri, kitap yüklü merkepler benzetmesinde eleştirilen kimselerin statüsü ile tıpa tıp aynıdır.
Ne yani, bu adamların (Yahudi alimlerinin) isminin yanı başında "dr, yahut proff" yazmıyor diye mi bu eleştiriye tutuldular ?
Mesela; bir Japon'a orjinal yazısı ile bir Kuran hediye edelim...
Şimdi bu Kuran bu Japon'a ulaşmış mıdır ?
Allah bu kitabı tertilen / ayet ayet ayırarak ve tedricen / zamana yayarak ve Muhammed'in toplumunun dili ile indirdi...
Şimdi sen Allah'ın bu takdirini inkar mı ediyorsun ?
Eğer Allah böyle takdir eyledi ise bir bildiği olmalı...
Hayır !!! Size göre Kuran topluca indirilebilir. Size göre, bir kimseye Kuran mealinin verilmesi ona Kuran'ın erişmesidir.
Sevgili bembeyaz; imzam hoşuna gitti mi ?
Ah bu gerçeği bir örtebilsen !!!
Merak etme... Bu sebeple çıldırmak üzere olan bir tek sen değilsin...
Neymiş ? Peygamberin sözü hakkında "söylenti kültürü" demişim...
Hadi ordan !!! Bu densizlik anca sana ve senin gibi ataperestlere yakışır...
Senin peygamberin "buhari ve benzerleri" ise, evet ben senin peygamberlerinin tüm ilmini inkar ettim, tanımıyorum.
Şimdi sen cevap ver: Bir kimseye Kuran'ın ulaşması ne demektir ?
Mesela; Peygambere "ikra" denildiğinde O'na Kuran ulaşmış, iş bitmiş midir ?
Sakın, işin sonunda bu konuyu da uzmanlarına havale etme...
Bana yazdığın cevapları kocaman harflerle yazma... Ben senin gibi "kör" değilim.
Hele Kuran'a karşı hiç "kör" değilim.
Kuran'ı senden ve senin gibilerden öğrenecek kadar da düşmedim.
Övgü Allah'a.... Ne dedi ise O'na iman ettim. Atalarımın dediği ile çelişti diye O'nu şartlı kabule yollar aramadım senin gibi...
Eğer sen bir ünvan sahibi isen, eğer sen "kendine / uzmanlığına" güveniyor isen, istediğin şekilde, istediğin yerde seninle tartışmaya hazırım.
Usulü de, esası da...
Putlarınızı teker teker devireceğim (Allah dilerse).
Ancak:
Balta en son "Kuran putunuzun" boynuna asılacak.
Eğer bilirsen/düşünürsen bu büyük/dikkat çekici bir sözdür.
Çünkü ne Kuran ne Allah'ın resulü O'nu/ onları put belleyesiniz diye indirilmedi/ gönderilmedi.
Bilakis Kuran; ayetleri hususunda iyiden iyiye düşünülsün diye indirildi.
Fakat, siz akıllarını kullanmayan bir topluluk haline geldiniz.
Bu toplumun (akıllarını devre dışı bırakanların) "alim"leri benim nazarımda merkeplerden de aşağıdır.
Siz hem onun ayetlerini okur, hem de açıkça inkar edersiniz. Sizin uzmanlığınız, açıkça inkar edeceğiniz ayetlerin nasıl yorumlanacağı hususundadır.
Şu uzmanlığınızı (!) bir konuşturun da, Allah'ın her topluma kendi dillerini konuşan resuller göndermesinin hikmetini bana bir izah edin.
Şu uzmanlığınızı (!) bir konuşturun da, Peygamber ve toplumunun aslı İbranice olan metinleri "Arapça meal" yoluyla öğrenmemeleri sebebiyle neden "kınanmadığını" bana bir anlatın !!!
Ah şu; "Sen bundan önce kitap nedir, iman nedir bilmezdin" ayeti yok mu, o peygamber hakkındaki bir çok uydurmalarınızı yalana çıkarıyor...
Sevgili kapkara;
"TÜRKÇE" konuşuyorum. İşitiyormusun ?
Sana bu yazı boyunca yirmi küsur kere "BEN TÜRKÇE KONUŞUYORUM" desem garibine gider miydi ?
Ama Allah kitabı "ARAPÇA" indirdiğini tekrar ettikçe sana garip gelmez değil mi ?
Çünkü sen ve senin gibi sözde uzmanlar, sözde "kitap" yüklü kimseler akıllarını hiç işletmezler...
Sizler, bu ve benzeri ayetleri eskilerin masalları gibi okur, geçer gidersiniz.
Aynı Muhammed toplumunun azap yağmuruna tutulmuş bir kavmin kalıntıları içinden her gün sabah ve her gün akşam geçip gittiği gibi...
Demek sen uzmansın...
Ben senden sadece "Furkan 40" ayetinin tefsirini istesem sen şaşırıp kalır, muhtelif uydurmalar ve teorilerle işi geçiştirirsin.
Çünkü sen de aynı Muhammed toplumu gibi bu apaçık ayetlerin yanından körler, sağırlar olarak geçip gidersin...
Sesimiz sana çok uzaktan sesleniyormuş gibi gelir...
Bakarsın ama görmezsin...
Enam suresini okursun ama görmediğin, duymadığın şeylere şahitlik etmekten (mesela söylenti kültürü dediğim şeyleri peygemberin söylediğine şahitlik etmekten) hiç geri kalmazsın.
Ey sözde uzman !!!
Ey kör, ey sağır !!!
Sen Hz. Muhammed'in Peygamber olduğuna dahi şahitlik edemezsin.
Sen anca buna "inanabilir"sin.
Sen "uzman"sın ya, şahitlik ile inanç arasındaki ayrımı dahi bilemezsin.
Ondan sonra döner, Arapça'dan bahsedersin.
Övgü Allah'a ki, beni sen ve senin gibilerin pörsümüş akıllarına mecbur, mahkum kılmadı.
Her mükellef yarattığı kimseye verdiği kadar bana da akıl ve vicdan verdi.
Sonra beni "sadece" bana verdiğinden mesul tuttu.
Ne söylenti kültüründen, ne "çakma alimlerin" hezeyanlarından...
Senin bu sözümü anlayabilmen için yaşıyor olman gerekir.
Halbuki sen, işitmek yönüyle ölüden farksızsın.
Onun için sana sözümü işittiremiyorum.
Sevgili Bembeyaz;
Sevgili "uzman";
İmzamı oku da bana tefsir et !!!
Sonra bana mesela "Anadolu halkının" Kuran'dan mesuliyetini bir daha anlat...
Sevgili Bembeyaz;
Sevgili "Uzman";
Sen hiç merak etme...
Bu Kuran sen ve senin gibilerden ziyade ben ve benim gibilere indirildi..
Övgü Allah'a; istifade ettik ve etmekteyiz...
Darısı sen ve senin gibi sözde "uzman"ların başına...
Sana "Basiret", diğer kardeşlerime esenlik dileklerimle...
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Katılma Tarihi: 03 haziran 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 292
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
ya ben şunu anlayamıyorum. kuran gibi kitap var elimizde. bundan sonra peygamber gelmiyecek diye uyarıyor. ve bundan sonra peygamber gelmiyeceği gibi kıyamet haberi veriyor. yani sizi kötü birgün bekliyor bu kötü gün gelmeden hak yola girin kitabımı yani beni okuyun diyor kuran-ı kerim. ve bu kuranı hiç okumamış gibi onu referans göstermiyoruz. ve başka kaynaklara gözümüz gidiyor hakkı aramak için bu mudur islamiyet. hem uyarı kitabını bir kenara bırak zaten Allah(c.c.) ın sözleriyle dolu bir kitaptan söz ediyoruz. herhangi bir kulun sözünden bahsetmiyoruz. bizi yaratan bize mesaj gönderiyor bize azap hak olmadan önce bağışlanma dileyin benden diye bizi uyarıyor. biz hala kitap açıklayıcı değildir diyelim. yok kitap yetersizdir diyelim. yok kitap eksiktir diyelim. yok kitap hüküm verme kaynağı değildir diyelim. yok kitap herşeyi içermez diyelim. ya ne dersen de bu kitap hak olarak indi hak olarak korunuyor ve hakkı gösteren kitaptır. Allah(c.c.) kullarına verdiği mesajlardan bahsediyor. düşünün diyor ya ben o beyninizi boşa yaratmadım diyor. düşününki anlamak isteyinki ben anlamanızı kolaylaştırim diyor.
__________________ ne kadar hatırlanmak istiyorsan o kadar hatırla.
Sen hep "kaçan" taraftasın. Laf olsun diye cevaplar verirsin de sonra "işi uzmanlara havale etmek gerekir" diye içten içe, gizli gizli kendini referans gösterirsin.
Sen şu taşıdığın ünvan için ne yaptın ?
Sen neyin uzmanısın ?
Uydurmaların, "söylenti"nin uzmanı olmak ne zaman pirim yapmış ki nezdimizde bir değeri olsun ?
aliaksoy Yazdı:
................ Ne yani, bu adamların (Yahudi alimlerinin) isminin yanı başında "dr, yahut proff" yazmıyor diye mi bu eleştiriye tutuldular ?
........................ Senin peygamberin "buhari ve benzerleri" ise, evet ben senin peygamberlerinin tüm ilmini inkar ettim, tanımıyorum.
Tesekurler Ali Aksoy
Farkinda olmadan Buhariyi, Muslimi, Davudu Peygamber edinmiyormusunuz. Onlarin agzindan cikani Peygamber soylemis gibi kabul etmiyormusunuz. Gercek Peygamberimiz acaba Hz Muhammed mi yoksa ona iftira edenler mi. Allah rizasi icin bir dusunun.
Biraz once Yakomozun actigi Üzmez"ler Bitmez!!! basligindaki 6, 7 8, 9 yasindaki cocuklar ile evelenenler Buharinin Ebu Hureyrenin dinine gore hareket ediyorlar farkindamisiniz.
__________________ Müslümanim diye hic utanmiyorum.... Mevsim Bahar..Ben artık özgur bir müslümanım. Bir elimde KURAN, Bir elimde bahar çiçekleri ve arkamda 1400 yıllık hurafe, hadis, mezhep ve şeyhlerın enkazı.
Katılma Tarihi: 15 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 135
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selamlar. Hernekadar meal yazmak istemesemde ...
Ra’d
SURESİ
Diyanet Vakfı Meali
1. Elif. Lam. Mim. Ra. Bunlar, Kitab'ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır, fakat insanların çoğu inanmazlar.
2. Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra
Arş'a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. Her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O,
Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip
ayetleri açıklamaktadır.
3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar yaratan ve
orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O'dur. Geceyi de gündüzün
üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için
ibretler vardır.
4. Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar, üzüm bağları, ekinler,
bir kökten ve çeşitli köklerden dallanmış hurma ağaçları vardır.
Bunların hepsi bir su ile sulanır. Yemişlerinde onların
bir kısmını bir kısmına üstün kılarız. İşte bunlarda akıllarını
kullanan bir toplum için ibretler vardır.
5. Şaşıyorsan, asıl
şaşılacak şey onların: "Biz toprak olduğumuz zaman yeniden mi
yaratılacağız?" demeleridir. İşte onlar, Rablerini inkar edenlerdir;
işte onlar boyunlarında tasmalar bulunanlardır. Ve
onlar ateş ehlidir. Onlar, orada ebedi kalacaklardır!
6. Senden iyilikten önce kötülüğü çabucak
istiyorlar. Halbuki onlardan önce ibret alınacak nice azap örnekleri
gelip geçmiştir. Doğrusu insanlar kötülük ettikleri halde Rabbin onlar
için mağfiret sahibidir. Rabbinin azabı da çok
şiddetlidir.
7. Kafirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi
ya! Sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi
vardır.
8. Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir. Onun katında her şey ölçü iledir.
9. O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir.
10. Sizden, sözü gizleyenle onu açığa vuran, geceleyin gizlenenle gündüzün yürüyen eşittir.
11. Onun önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan
takipçiler vardır. Bir toplum kendilerindeki özellikleri
değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez. Allah bir
topluma kötülük diledi mi, artık onun için geri çevrilme diye bir şey
yoktur. Onların Allah'tan başka yardımcıları da yoktur.
12. O, size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve ağır bulutları meydana getirendir.
13. Gök gürültüsü Allah'ı hamd ile tesbih eder. Melekler de
O'nun heybetinden dolayı tesbih ederler. Onlar, Allah hakkında mücadele
edip dururken O, yıldırımlar gönderip onlarla dilediğini çarpar. Ve O,
azabı pek şiddetli olandır.
14. El açıp yalvarmaya layık olan ancak O'dur. O'nun dışında el
açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar.
Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse
gibidir. Halbuki su onun ağzına girecek
değildir. Kafirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.
15. Göklerde ve yerde bulunanlar da onların gölgeleri de sabah akşam ister istemez sadece Allah'a secde ederler.
16. De ki: "Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?" De ki:
"Allah'tır." O halde de ki: "O'nu bırakıp da kendilerine fayda ya da
zarar verme gücüne sahip olmayan dostlar mı edindiniz?" De ki: "Körle
gören bir olur mu hiç? Ya da karanlıklarla aydınlık eşit olur mu?"
Yoksa O'nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da bu yaratma
onlarca birbirine benzer mi göründü? De ki: Allah her şeyi yaratandır.
Ve O, birdir, karşı durulamaz güç sahibidir.
17. O, gökten su indirdi de vadiler kendi hacimlerince sel olup
aktı. Bu sel, üste çıkan bir köpüğü yüklenip götürdü. Süs veya
eşya yapmak isteyerek ateşte erittikleri şeylerden de buna benzer köpük
olur. İşte Allah hak ile batıla böyle misal verir. Köpük atılıp gider.
İnsanlara fayda veren şeye gelince, o yeryüzünde kalır. İşte Allah
böyle misaller getirir.
18. İşte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel
vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile
bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, onu
mutlaka feda ederler. İşte onlar var ya, hesabın en kötüsü onlaradır.
Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!
19. Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, kör kimse gibi olur mu? Ancak akıl sahipleri anlar.
20. Onlar, Allah'ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır.
21. Onlar Allah'ın gözetilmesini emrettiği şeyleri gözeten, Rablerinden sakınan ve kötü hesaptan korkan kimselerdir.
22. Yine onlar, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı
dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak harcayan ve kötülüğü iyilikle savan kimselerdir. İşte
onlar var ya, dünya yurdunun sonu sadece onlarındır.
23. Adn cennetleridir; oraya babalarından, eşlerinden
ve çocuklarından salih olanlarla beraber girecekler, melekler de her
kapıdan onların yanına varacaklardır.
24. Sabrettiğinize karşılık size selam olsun! Dünya yurdunun sonu ne güzeldir!
25. Allah'a verdikleri sözü kuvvetle pekiştirdikten sonra
bozanlar, Allah'ın riayet edilmesini emrettiği şeyleri terk edenler ve yeryüzünde fesat çıkaranlar; işte lanet
onlar içindir. Ve kötü yurt onlarındır.
26. Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar
dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici
bir faydadan başka bir şey değildir.
27. Kafir olanlar diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize
indirilmeli değil miydi? De ki: Kuşkusuz Allah dilediğini saptırır,
kendisine yöneleni de hidayete erdirir.
28. Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükunete
erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.
29. İman edip iyi işler yapanlara ne mutlu! Varılacak güzel yurt da onlar içindir.
30. Böylece seni, kendilerinden önce nice
ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi
onlara okuyasın. Onlar Rahman'ı inkar ediyorlar. De ki: O benim
Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve
dönüş sadece O'nadır.
31. Eğer okunan bir Kitapla dağlar yürütülseydi veya onunla yer
parçalansaydı, yahut onunla ölüler konuşturulsaydı. Fakat bütün işler Allah'a aittir. İman edenler hala
bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün insanları hidayete erdirirdi?
Allah'ın vadi gelinceye kadar inkar edenlere, yaptıklarından dolayı ya
ansızın büyük bir bela gelmeye devam edecek veya o bela evlerinin
yakınına inecek. Allah, vadinden asla dönmez.
32. Andolsun, senden önceki peygamberlerle de alay edildi de ben
inkar edenlere mühlet verdim, sonra da onları yakaladım. Azabım nasılmış!
33. Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden. Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki:
"Onlara ad verin. Yoksa siz Allah'a yeryüzünde
bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı
ediyorsunuz?" Doğrusu inkar edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar
doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola
iletecek yoktur.
34. Dünya hayatında onlara sadece bir azap vardır. Ahiret azabı
ise daha şiddetlidir. Onları Allah'tan koruyacak kimse
de yoktur.
35. Takva sahiplerine vadolunan cennetin özelliği: Onun
zemininden ırmaklar akar. Yemişleri ve gölgesi süreklidir. İşte bu,
sakınanların sonudur. Kafirlerin sonu ise
ateştir.
36. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilene sevinirler. Fakat guruplardan
onun bir kısmını inkar eden de vardır. De ki: "Bana, sadece Allah'a
kulluk etmem ve O'na ortak koşmamam emrolundu. Ben yalnız O'na
çağırıyorum ve dönüş de yalnız O'nadır.
37. Ve böylece biz onu Arapça bir hüküm olarak indirdik. Eğer sana gelen bu ilimden sonra, onların arzularına
uyarsan, Allah tarafından senin ne bir dostun ne de
koruyucun vardır.
38. Andolsun senden önce de peygamberler gönderdik ve onlara da
eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamber için
mucize getirme imkanı yoktur. Her müddetin bir kitap
vardır.
39. Allah dilediğini siler, sabit bırakır. Bütün kitapların aslı onun yanındadır.
40. Biz, onlara vadettiğimizin bir kısmını sana
göstersek de veya seni öldürürsek de sana ancak tebliğ etmek düşer. Hesap yalnız bize aittir.
41. Bizim, yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi
görmediler mi? Allah hükmeder, O'nun hükmünü bozacak
kimse yoktur. Ve O hesabı çabuk görendir.
42. Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı;
halbuki bütün tuzaklar Allah'a aittir. Çünkü O, herkesin ne
kazanacağını bilir. Bu yurdun sonunun kimin olduğunu yakında
kafirler bileceklerdir!
43. Kafir olanlar: Sen resul olarak gönderilmiş bir kimse
değilsin, derler. De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah ve
yanında Kitab'ın bilgisi olan yeter.
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sevgili aliaksoy..
bak hala ayetlere cevap yazmamışsın... bekliyorum...
kuran kime ulaşmışsa o sorumludur... anlamak için çaba sarf etmelidir..
. bu ayetleri bir kez daha değelendir ki, bu ayetelere karşı kör sağır ve dilsiz kesilme...
avukat arkadaşım benim,
sen kuran uzmanı değilsin... kuranı anlama çabası içinde olmanı takdir ederim.. ama ahkam kesmeni değil.... bilerek konuş.. uzman olduğun sahada konuş...
KUR'AN'I bize görevi gereği tebliğ eden, islam'ı bize yaşayarak öğreten ve yol gösteren örnek insan, alemlere rahmet olarka gönderilen, mükemmel ahlak sahibi son peygamberin sözlerine "söylenti kültürü" diye hakaret eden,
dini doğru anlamayı ve yaşamayı sağlayan sağlam kaynakları da aynee çürüklerle bir tutarak onları "enkaz" olarak adlandıran bir zihniyetin hanif olduğu iddiası bana göre halaaaa boş bir kuruntudan ibarettir...
yazık doğrusu çok yazık....
nasıl da döndürülüyorsunuz... aklınız sizi nasıl da sürüklüyor yanlışlara...
fuzlui demiş ya..
"ben aklımdan isterim delâlet.
aklım bana gösterir dalâlet.."
selim akıl isteyin Yaradandan.....
çağınızın zihinsel atıklarıyla kirletilmiş bir akıl ile kurana bakarsanız ancak bu kadar anlarsınız işte... yazık...
"bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların" söyleyecekleri ve yazacakları da ancak bu kadardır işte...
gelelim imzanızdaki ayete...
maalesef bu ayeti de anlamamışsınız.....
enam, 156,157.
“Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik” demeyesiniz,
yahut, “Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk” demeyesiniz,
diye bu Kur’an’ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah’ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız...
(arapça indi diye diğer insanları kur'andan alıkoymak da bu kapsama girer miydi??????)
evet bu ayete göre bütün kapılarınız kapatıldı..
kuran var.. ve hükmü kıyamete kadar geçerli.. son insan da dahil herkes sorumlu.... kaçamazsınız.... kurtulamazsınız...
yıldızlara da gitseniz böyle..... kuran arapçadır ve öğrenmek zorundasınız.. hukuktan sonra ilahiyattta okuyacaksanız ve arapçayı öğreneip islam alimi olmaya karar verdiyseniz... tamam..
ama hukukçu kimliği ile ahkam kesmeye hayır...
işi uzmanlara bırakınız.. komik olmayasınız...
emaneti ehline veresiniz....
yoksa kaybettiniz gitti... hem dünayayı... hem de ahireti...
muhabbetle... ve basiret dileklerimle....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma