Yazanlarda |
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
"aklını kullan bul..., akıllı olun biraz...sahih sünneti kavramaya çalışın.., uzmanlara sorun...bana değil...,işim var.."
Aklımı kullanıyorum ama Kitap dışı sahih sünneti bulamıyorum.. uzmanım diyene soruyorum... bana sorma diyor..İyi de senin üstüne başka uzman tanımıyorum ki, ben uzmanım diyen bir Allah'ın kulu çıkmadı meydana senden başka. başka uzman çıkmayınca biz de uzmanın hassosuna sorduk.. kötü mü ettik? Bize sahih sünneti net olarak Kitap gibi, elle tutulur gözle görünür şekilde baştan sona okuyabileceğimiz bir kitap olarak otaya koy dedik. "Yukarıda yeterince örnek var" diyorsun. Yukarıda sahih dediğin sünnetten bir tane örnek vermiş değilsin. şimdiye dek bir tek rivayet örneği verdin; Peygamber'in yüzünü ekşittiği rivayeti.. ona da zayıf rivayet dedin. Ne zayıflığını orta yere koyan delilleri ortaya koyabildin ne de bundan semiz / sahih olanını. Halbuki uzmanlığının gereği, bunu yapmalıydın bunca laf edeceğine! "Vaktim yok... bana sormayın.." Bunca laf u güzaf nasihat, uyarı yapacağına ciddi sorulara cevap ver! Bu formda her kesin yazdıklarının toplamı kadar boş tekrarları tekrar tekrar yazacağına uzman olduğun alanda yazsana! Devamlı minder dışına kaçtığının farkındasın sen de. Hayır, seninle olmuyor.. sen git de yerine başka uzman görevlendirsinler... Bırakın bizi uyarmayı da siz, vaızlarınızla uyuttuklarınızın paralarıyla her yıl bir iki defa hicaza gitmeye devam edin en iyisi. Bizi Rabbımız uyarıyor, Onun kitabı baştan sona uyarıdır her kese.. bana da sana da. Siz ruhban sınıfına ihtiyacımız yok. Yolun açık ola...
|
Yukarı dön |
|
|
hasakcay Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 ocak 2008 Gönderilenler: 1236
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bırakın bizi uyarmayı da siz, vaızlarınızla uyuttuklarınızın paralarıyla her yıl bir iki defa hicaza gitmeye devam edin en iyisi. (haktansapmaz)
Gerçek işte bu. Aslında Allah için mücadele ediyormuş GİBİ YAPARAK cansiperane kendi çıkarlarını savunuyorlar.
DİN ADAMLIĞI olacak ki DİN ADAMI ve DİN UZMANI yaftalı şarlatanlar aradıkları fırsata kavuşacak; dinin sırtından zıkkımlanacaklar.
*
Sayın bembeyaz, Süleyman Ateş'in hadis uzmanı olmadığını belirtti bir ara. Eh, Kuran'ı anlamak için hadis bilmek gerektiğine göre Süleyman Ateş Kuran'ı sayın bembeyaz kadar anlamaz. Yoksa sayın bembeyazın uzmanlığının ne farkı kalır?
Hayrettin Karaman yalnızca FIKIH uzmanı imiş; eh, aynı nedenle o da sayın bembeyaz kadar anlamaz.
Ama sayın bembeyaz hadis uzmanıdır; o anlar. Bakın, işte bu "la raybe fih"tir. O yüzden "Benim adım Cemil!" (pardon) "Benim adım bembeyaz!" diye habire göğsünü yumruklar. Hak ediyor.
Hasan Akçay
|
Yukarı dön |
|
|
kurankuran Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 135
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar. Hernekar meal yazmak istemesemde ...
Muhammed
SURESİ
Diyanet Vakfı Meali
1. İnkar edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların işlerini Allah boşa çıkarmıştır.
|
|
2. İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak
olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve
hallerini düzeltmiştir.
|
|
3. Bunun sebebi, inkar edenlerin batıla uymaları, inananların da
Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah,
insanlara kendilerinden misallerini anlatır.
|
|
4. inkar edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını
vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın. Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı
salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat
sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince,
Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.
|
|
5. Allah onları muratlarına erdirecek, gönüllerini şadedecek .
|
|
6. Onları, kendilerine tanıttığı cennete sokacaktır.
|
|
7. Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.
|
|
8. İnkar edenlere gelince, onların hakkı yıkımdır. Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır.
|
|
9. Bunun sebebi, Allah'ın indirdiğini beğenmemeleridir. Allah da onların amellerini boşa çıkarmıştır.
|
|
10. Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonlarının
nasıl olduğunu görmezler mi? Allah onları yere batırmıştır. Kafirlere
de onların benzeri vardır.
|
|
11. Bu, Allah'ın, inananların yardımcısı olmasından dolayıdır. Kafirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.
|
|
12. Muhakkak ki Allah, inanıp iyi işler yapanları, altlarından
ırmaklar akan cennetlere koyar; inkar edenler ise
faydalanırlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir.
|
|
13. Senin şehrinden -ki ora seni çıkardı daha kuvvetli nice şehirleri yok ettik; onlara bir yardım eden de çıkmadı.
|
|
14. Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işi kendisine güzel görünen ve heveslerine uyan kimse gibi olur mu?
|
|
15. Müttakilere vadolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde
bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere
lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır. Orada
meyvelerin her çeşidi onlarındır. Rablerinden de bağışlama vardır. Hiç
bu, ateşte ebedi kalan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su
içirilen kimselerin durumu gibi olur mu?
|
|
16. Onların arasında, seni dinleyenler vardır. Fakat senin
yanından çıkınca kendilerine bilgi verilmiş olanlara "Az önce ne
demişti?" diye sorarlar. Bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlediği, heva
ve heveslerine uyan kimselerdir.
|
|
17. Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini arttırır ve sakınmalarını sağlar.
|
|
18. Onlar, kıyamet gününün ansızın gelip çatmasını mı
bekliyorlar? Şüphesiz onun alametleri belirmiştir. Kendilerine gelip
çatınca ibret almaları neye yarar!
|
|
19. Bil ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Hem kendinin
hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını
dile! Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.
|
|
20. İman etmiş olanlar: Keşke cihad hakkında bir sure indirilmiş
olsaydı! derler. Ama hükmü açık bir sure indirilip de onda savaştan söz
edilince, kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığı geçiren
kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Onlara yakışan da
budur!
|
|
21. itaat ve güzel sözdür. İş ciddiye bindiği
zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha
hayırlı olurdu.
|
|
22. Geri dönerseniz, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız?
|
|
23. İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
|
|
24. Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?
|
|
25. Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.
|
|
26. Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden
hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa
Allah, onların gizlediklerini biliyor.
|
|
27. Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!
|
|
28. Bunun sebebi, onların Allah'ı gazaplandıran şeylerin ardınca
gitmeleri ve O'nu razı edecek şeylerden hoşlanmamalarıdır. Bu yüzden
Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır.
|
|
29. Kalplerinde hastalık olanlar, yoksa Allah'ın, kinlerini ortaya çıkarmayacağını mı sandılar?
|
|
30. Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları
yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından
tanırsın. Allah işlediklerinizi bilir.
|
|
31. Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.
|
|
32. İnkar edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine
doğru yol belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a
hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır.
|
|
33. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın.
|
|
34. İnkar edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kafir olarak ölenleri Allah asla bağışlamaz.
|
|
35. Üstün durumda iken gevşeyip barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O amellerinizi asla eksiltmeyecektir.
|
|
36. Doğrusu dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman
eder ve sakınırsanız Allah size mükafatınızı verir. Ve sizden
mallarınızı istemez.
|
|
37. Eğer onları isteseydi ve sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çıkarırdı.
|
|
38. İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağırılıyorsunuz.
İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak
kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz.
Eğer O'ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir,
artık onlar sizin gibi de olmazlar.
|
|
Yukarı dön |
|
|
bembeyaz Uzman Uye
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
kedi ulaşamadığı ciğere "murdar bu" dermiş...
neyse kardeşler,
uzmanlık gerçekten önemlidir... siz fark edemeseniz de bu böyledir...
körler sağırlar birbirini ağırlar... olmasın yaptığınız.....
bir insan her konudan, her ilim dalından haberdar olmalıdır..
ancak bir ilim dalında adamakıllı uzman olmalıdır... (ben öyleyim mesela... :):):))
size tavsiyem bu...
forumlarda yazışmakla ilim adamı olunmaz... uzman olunmaz...
din adamı olunmaz.. (ben din adamlığına da karşıyım..)
bu arada ruhbanlık hıristiyanlıkta var.. bizde yok...
varsa da ben değilim????? :):):)
ben din gönüllüsüyüm...
ben toplumun sosyal doktoruyum....
ben din adamı değilim... dinini seven adamım..
(bu arada peygamber falan da değilim... mehdi de değilim... rasul de değilim... kutsal kitap falan da yazmadım... :):).. yazanlar yok mu??? var her yerde... neler var neler vaaar.. halkının dilinde konuşan, apaçık mesajı ulaştıran, açıklayan ademoğulları vaaaaaaar...) )
dinini öğrenmeye, anlamaya ve yaşamaya çalışan bir ademoğluyum...
kimsenin daha günahını çıkartmadım.. :)
islam da böyle bir şey var mı ki, ruhbanlık olsun...hayret...
ben bütün söylediklerimi kendime söylüyorum.. sesli düşünüyorum....
ama bütün düşüncelerimi burada yazacak değilim....
haktansapmaz kardeş, otur da biraz kaliteli eser oku...,
benim vaktim yok..
istediğin cevapları ve misalleri yazan bir sürü hadis prof u var..
gir onların sitelerine.. senin sorularına cevaplar orada var...
bir de ben niye buraya getirip yapıştırayım....
bedel öde.. terle... düşün.. yoğunlaş...
yok öyle üç köfte beş kuruşa... yaaa işte böyle....
çalış, uykusuz kal ve öğren.. gerçeği bul ve uzmanlarını tanı...
biri hakkında konuşurken de Allah'ı da düşünerek konuş.... ahiret var unutma...
bu arada psikoloji ve sosyoloji de oku... iyi olur..
her duyduğuna da hemen inanma..
sana abi tavsiyesi..
muhabbetle...
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/
selam ve dua ile...
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Bembeyaz,
Uydurmanın her çeşidinden Allah'a sığınırım demişsin.
Sizin Hadis kültürünüz vardır. Sizin Hadis konusunda uzmanlığınız da vardır. Hadis tarihi de bilirsiniz. Bunlara inanırım. Ama Kur'an kültürünüz yok. Tevrat, İncil konusunda bilginiz yok. İslam tarihini Kerbeladan sonraki (681), Abdullah bin Zübeyr (683-692) isyanını biliyormusunuz. Bunun İslam toplumuna etkilerini biliyormusunuz. Nasıl hadisler uydurulduğunu Örneğin Abdülmelik in Hicaza gidip hacc yapılmasına izin verilmeyen Suriye halkını elinde tutabilmek için Kudusteki Beyt-i Makdisi kutsallaştırdığını. Hz. Süleymanın duası neticesinde burada edilen her duanın kabul edileceği hadisini (Abdullah bin Amr) hadisidir. Onun için burada da Hacc yapılabileceğini ilan ettiğini ve Suriyeli Müslümanların 9 sene Kudüste Beyti Makdis te Hacc yaptığını biliyormusunuz. Kudüsü daha kutsal kılmak için burada yaptırdığı Camiye Kurandaki İsra Suresindeki Mescidi Aksa adını verdiğini. Miraç Hadisini uydurduklarını,
Abdullah bin Zübeyr isyanında Sahabenin yarısını öldürdüklerini, karısının kızının ırzına geçtiklerini Sonrada Peygamberin dinde zorluk yaratırsınız, yahudilere benzersiniz, mişna istemem diye yazdırmadığı yasak ettiği hadisleri Şihab Ez Zühri vasıtasıyla Ömer bin Abdülaziz zamanında yazıldığı. Hadi hadisler doğru olsa neyse. Ama çoğu güvenilmez ve Kur'ana ters. Sonra Abbasiler zamanında Mekkeyi, Medineyi hiç görmemiş Türkistanlı, İranlı kimselerin hiç bir metin tenkidi yapmadan Hadis yazdıkları.
İslamiyet Kur'an dan koparıldı. Hristiyan , Yahudi, Arap aşiret kültürü enjekte edildi. Aslında peygamberin hiç demediği şeyler demiş gibi gösterildi. Medinede 10-20 yaş arası peygambere hizmet eden çocuklara isnad edilerek(İbni Abbas,Abdullah bin Ömer, Abdullah bin Amr, Cabir bin Abdullah, Ebu Said El Hudri,Enes bin Malik gibi) , Ebu Hureyre isimli uydurma bir pavlos icad edilerek, Kadınlarla ilgili konular Hz. Ayşe'ye isnad edilerek hadisler uyduruldu. Bu insanlar hiç biri hadis söylemez. İnsanlarda sanıyor ki gazetecilere ropörtaj verir gibi hadis söylediler. İnsanlar sanıyorki bir yandan Kur'an yazılırken, bir yandan da hadisler yazıldı. Peygamberin eşi olan kızlarının yazdıklarını (Ayşe ve Hafsa) yırtan, yakan Hz. Ebubekir e ve Hz. Ömere ne diyeceğiz.
Ben şunu savunuyorum ki 692 tarihine kadar olan İslamiyet Kur'an İslamı idi. Ondan Sonra Hadisislam, Hrisislam, Yahudislam diye tanımladığımız bir islam çıktı. Peygamber sevgisini istismar eden , peygamber adına uydurduklarını Kur'ana eş koşan yöneticilerin desteklediği bir grup çıktı. Yönetim baskısıyla halkı kontrol altına aldılar. Bu uydurdukları hurafeleri bilen ve halkın beynini bu şekilde yıkayan bir ruhban sınıfı oluşturdular.
Peygamberden bu zamana kalmış sahih on yedi hadis vardır diyen Ebu Hanife yi tekfir ettiler. Ebu hanife akılcı idi. Kendisine hadis diye rivayet edileni önce Kur'ana kıyaslar. Uyuyorsa kabul eder, uymuyorsa etmezdi. İmam Malik ve İmam Şafii Hanefi Mezhebinin üzerine öyle geldi ki sonunda Ebu Hanifenin öğrencisi İmam Muhammed Şeybani, mezhebi kurtarmak için Hadise itibar etti. Malik ten de Şafii den de fazla sünnete itibar eden bir mezhep yaptı. Örneğin diğer sünni mezheplerde Kaza namazı borcu olan insanların, sünnet namazı kılması yasaktır. Ama Hanefi de kaza borcun da olsa, kırk yıl namaz kılmamış olsan da sonra namaza başlasan sünnetleri eksiksiz kılarsın gibi.
Namaz birleştirmeyi sadece Hacc da yaparlar. Hacc dışında yapmazlar. Bu bahsettiğim kavramlar Kur'anda geçmez. Sadece bilgi vermek için yazdım.
Size Hristiyanlığı kabul edecek şahsın kilisedeki rahip önünde söylediği amentü duayı veriyorum. www.hristiyan.net ten aldım.
Eğer bu yazılardan sonra İsa Mesih'i Rabbiniz ve kişisel kurtarıcınız olarak
kabul etmeye karar verdiyseniz aşağıdaki duayı yürekten bir şekilde okuyunuz.
İNANIYORUM;
Göğün ve yerin Yaratanı,
her şeye gücü yeten Baba,
Tanrı’ya;
ve
Kutsal Ruh’tan gebe kalan Bakire Meryem’den doğan,
Pontiyus Pilatus zamanında acı çekerek çarmıha gerilen,
ölüp gömülerek ölüler diyarına inen,
üçüncü gün ölüler arasından dirilen,
göğe çıkıp,
her şeye gücü yeten Baba Tanrı’nın sağında oturan,
oradan dirileri ve ölüleri yargılamak için tekrar gelecek olan
O’nun biricik oğlu Rabbimiz Mesih İsa’ya.
İNANIYORUM;
Kutsal Ruh’a,
kutsal evrensel kiliseye,
azizlerin paydaşlığına,
günahların affına,
ölülerin dirilişine
ve sonsuz yaşama. AMİN.
Yukarıdaki duanın ismi Elçilerin İnanç Açıklamasıdır, yüzyıllar boyunca kilise tarafından vaftiz törenlerinde kullanılmıştır.
Bu duada Kur'an da olmayan ama bizim Sünni , Şii farketmez inancımıza girmiş kavramlar var.
Kur'an da Şefaat kesin değildir. Hz. Muhammed, Hz. İsa vb diğer peygamberler, melekler, evliyalar kesin şefaat edecek diye bir şey yoktur. Hatta hz. peygamberin akrabalarına ey Abdülmuttalip oğulları dediklerime inanın yoksa hesap gününde sizin için ben bile bir şey yapamam diyen hadisleri vardır.
Yukarıdaki Amentüde Müslümanlık açısından şirk sayılacak Baba Tanrı, Tanrının oğlu gibi ifadeler vardır ki Kur'an bunlara şirk der. Peki Hz.İsanın Tanrının sağında oturup ölüleri, dirileri yargılaması şefaat değilmidir.Azizlerin paydaşlığı olayı, Ahirette Azizler de Hz. İsa gibi şefaat edecek demektir. Onların aziz dediklerine biz İslam kültüründe evliya demişiz. Onların şefaat edeceğine inanıyoruz falan. Aziz diye bilinen, evliya diye bilinen insanların çok iyi insanlar olduğuna, halkın onları çok sevdiğine inanıyorum.Ben de onları seviyorum.Ama kendi şeyhini evliya yapan, dünyada yardım (rabıta),ahirette torpil (şefaat)bekleyen o kadar saf ve temiz müslüman var ki. Aslında onlar da diğer insanlar gibi normal ölüdürler. Kıyamete kadar uyuyacak, hiç bir şey duymayacaklardır. Onlardan meded dilemek , şefaat ummak şirktir.(Kur'ana göre). Bazı doğaüstü olaylar var. Buna kimi insan şahit olmuştur. Beşinci boyut hikayeleri gibi,Yatır falan gibi. Belki Kur'an da "Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın onlar dirilerdir ama siz anlamazsınız" ayeti mucibince bazı insanların şahid olduğu doğa üstü varlıklar olabiliyor. Onlar bile Allahın Kur'an da belirttiği varlıklar olup, sonsuz hayat sahibi ve şefaatçi değildir. Allahın kudretinin bir ifadesidir.
Anladınız mı bazı şeyler Kur'an da olmadığı ve hatta tam tersi söylendiği halde nereden geliyor.
Bütün bunların ortaya çıkarılması, dinin sadece Allaha has kılınması şarttır. Bu da Kur'an'a dönüşle olur. Ama bunu bugünün şartlarında yapılabilmesi ne kadar mümkün. Bizler göle maya çalıyoruz. Birgün tutacağına inanıyoruz. Herşey tartışılmalı. Sonuçta bundan Kur'anın ve Müslümanlığın galip çıkacağına inanıyorum.
Bazı hadisler var özlü ve güzel sözler gibi. Bunlar Kur'ana ters değil, ek te getirmiyor. Bunları Peygamber de söylemiş olsa, söylememiş olsa da İslam kültürüne girmiştir. Mesela Temizlik İmandandır. gibi. Kur'ana karşı değil. Ek getirmiyor. Peygamber söylemişte olabilir, olmayabilir de. Örneğin Nihat Hatipoğlu hocanın tv. programlarında teatral biçimde anlattığı peygambere maledilen olaylar. Kur'ana ters olmadıkça ve ek getirmedikçe mahzuru yok. Halk bunları seviyor. Halk peygamberi çok seviyor. Ama peygamber sevgisini bahane edip dinin içine akıtılmış lağımı fark edemiyor. Yapılan çarpıtmaları, zorlaştırmaları farkedemiyor. Bu zamanda gerçekten büyük bir arıtma faaliyetinin yapılması, her bir hadisin altına neden geçerli, neden geçersiz. Kur'anın hangi ayetine ters. Yahudilikten mi gelme, Hristiyanlıktan mı gelme. Açıklanmalı.
Yoksa biz yine aynı inanç sınırları içinde olan insanlarımızı lüzumsuz tekfir eder. Kul hakkına gireriz.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
bembeyaz Yazdı:
haktansapmaz kardeş, otur da biraz kaliteli eser oku...,istediğin cevapları ve misalleri yazan bir sürü hadis prof u var.. gir onların sitelerine.. senin sorularına cevaplar orada var... bir de ben niye buraya getirip yapıştırayım....bedel öde.. terle... düşün.. yoğunlaş...yok öyle üç köfte beş kuruşa... yaaa işte böyle....çalış, uykusuz kal ve öğren.. gerçeği bul ve uzmanlarını tanı...biri hakkında konuşurken de Allah'ı da düşünerek konuş.... ahiret var unutma... bu arada psikoloji ve sosyoloji de oku... iyi olur..her duyduğuna da hemen inanma..sana abi tavsiyesi.
|
|
|
Sayın bembeyaz,
Ben senden yaşça daha büyüğüm herhalde, benim sana tavsiyem; bir an önce kenara çekil, Prof sürüsünün tozu dumanında kayboluyor, görünmüyorsun, sürünün ayakları altında eziliyorsun, dikkat et sen henüz yavrusun... daha fazla kendini ezdirme, itiraf et, sorular boyunu aştı...Hem o kadar üzülme, prof hocaların da bu sorulara cevap veremezler.
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
Saffet Metin Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Hadis ile getirilen hükümlerden bazıları
1. Öşür. Zirai mahsulün onda birini vermek. - Kur'an sadece ürünün hakkını ver der. Onda birini demez. Bunu Tevrat der. Tevrati hüküm uygulanmıştır. Hadi diyelimki peygamber bunu o zaman onda bir uyguladı. Bu geçerlimidir. Peygamber o günün ululemri idi. Türkiye Cumhuriyeti Aşar vergisini kaldırdı.Dine karşımı gelmiş oldu. Gelir vergisine göre vergi alıyor. Şayet Aşar vergisi olsa idi ve hükümet ellide bir alsa idi, Allaha ,Peygambere, dine karşımı gelmiş olacaktı. ?
2. Fıtır sadakası. Sadece hadiste vardır. Çok aradım Kur'an da bulamadım. Sanırım Fıtır sadakası Sahih sünnete bir örnek olabilir. Çünkü bunu bildiğimiz şekilde vermeyen bir mezhep sünni, şia varmı bilmiyorum.
Peygamberden gerçekten gelmiş onyedi sahih hadis hangisidir. Ebu Hanifenin böyle bir lafını okudum ama hangileridir bilmiyorum.
Ancak şunu biliyorum ki Yahudiliği ,Hristiyanlığı çok iyi bilen biri olarak Hadisleri okuduğumda şunlar dikkatimi çekti.
1. Bu hadislerde tevrat ve incilde okuyarak aşina olduğum çok konu vardı. Peygamber bunları nasıl bilebilirdi. Kendimce dedim ki Tevrat ve İncil Allahın kitabı , Peygambere de Vahiy yoluyla haber geliyor dolayısı ile Allahın bunları bildirmiş olması muhtemeldir. Ama her ne kadar Allahın kitabı olsalarda tahrifat var çünkü şirk içeren çok ifade var.
2. Bu hadisleri rivayet edenler kim. Özellikle Ebu Hüreyre. Ben bekliyordum ki en çok hadis peygamberin yakınları Hz. Ebubekir, Ömer, Osman,Ali vb. insanlardan bekliyordum. Bunlardan en fazla 10-20 arası hadis var. Bu mu yakın arkadaşlık. BU işte bir iş var.
3. Hadislerde vazgeçtim Kur'ana aykırılığı, birbirine aykırı bir sürü hadis var. Mesela Konu Ayakta yemek caiz mi ? www.hadis.org tan aldığım hadisler.
|
Hadis No : 2231 |
Ravi: İbnu Ömer |
Tanim: Biz, Resulullah (sav) devrinde yürürken yer, ayakta iken içerdik. |
Kaynak: Tirmizi, Eşribe 11, (1881); İbnu Mace, Erime 25, (3301)
|
|
Hadis No : 2233 |
Ravi: Enes |
Tanim: Resulullah (sav) ayakta içmeyi yasakladı" demişti. Kendisine: "Ya yemek? (Bu husustaki hüküm nedir)" diye soruldu. "Bu daha şiddetle yasaktır!" dedi veya şöyle dedi. "Bu daha şerli, daha kötü!" |
Kaynak: Müslim, Eşribe 113, (2024); Tirmizi, Eşribe 11, (1880); Ebu Davud, Eşribe 13, )3717
|
Hadis No : 2234 |
Ravi: Ebu Hüreyre |
Tanim: Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse hemen kussun." |
Kaynak: Müslim, Eşribe 116, (2026)
|
Ravilerin hepsi Muksirun dan. (Çok hadis rivayet eden) . Peki buna göre yiyelim mi yemeyelim mi ?
Kur'an da böyle bir konu yok. O zaman "Eşyada esas olan ibahadır. "Yani mübahtır, serbesttir. ilkesiyle Bu hadislerle hükmedilmez. Zaten Peygamber böyle bir hüküm koymaz.
Bu konu ne ile gündeme gelmiştir. Abbasiler devrinde Sınırlar Hindistana genişleyince Hindu kültüründen de etkiler oldu. Hindular ayakta, yeyip içmez. Ben bir aralar Yoga ile ilgilenmiştim. Oradan biliyorum. Yoga prensipleri açısından ayakta yeme içmenin sağlığa aykırı olduğu söylenir. Böyle bir konu muhtemelen Abbasi devrinde ortaya gelmiştir. Onlarda bu kişilere hadis uydurmuşlardır. Bu kişilerin kendi adlarının kullanıldığından bile haberi yoktur.
Böyle o kadar çok çelişki var ki , hepside internet te elimizin altında. Diyeceğim Bu hadislerin Allah aşkına ilmimi olur. Eskiden Molla efendi kara kaplının ardından istediği gibi üfürüyordu. Biri öyle diyordu, öteki böyle diyordu. Çoğunun peygambere ve ravilere iftira olduğu apaçık.Bu kadar çelişkiden Mezhepler doğmuş. İmam Malik daha çok Abdullah bin Ömer i Medineli olduğu için Muteber saymış. Malikiler ayakta yer içer. Ama diğer mezhepler yemez içmez.
Yani sayın Bembeyaz,
Siz bu çelişkilerin uzmanı olsanız ne, olmasanız ne. Ben Hadis ilmine biraz bugün geçerli olmayan Simya ilmi olarak bakıyorum. Hadis konusu çatlayınca bir çok İslami ilim de çatlıyor. Hadis, Usuli hadis, Fıkıh, Usuli fıkıh, Akaid gibi. Bunların hepsi titreyip Kur'ana dönmek zorunda.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|
Yukarı dön |
|
|
kurankuran Uzman Uye
Katılma Tarihi: 15 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 135
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Şûrâ
SURESİ
Diyanet Vakfı Meali
1. Ha. Mim.
|
|
2. Ayn. Sin. Kaf.
|
|
3. Aziz ve hakim olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.
|
|
4. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O yücedir, uludur.
|
|
5. Neredeyse yukarılarından gökler çatlayacak! Melekler de
Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için mağfiret
diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
|
|
6. Allah'tan başka dostlar edinenleri Allah daima gözetlemektedir. Sen onlara vekil değilsin.
|
|
7. Şehirlerin anası ve onun çevresinde
bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları
korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.
bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
|
|
8. Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O,
dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve
yardımcısı yoktur.
|
|
9. Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler? Halbuki dost yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir.
|
|
10. Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah'a
mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandım ve O'na
yönelirim.
|
|
11. O, gökleri ve yeri yoktan yaratandır. Size kendinizden
eşler, hayvanlardan da eşler yaratmıştır. Bu suretle
çoğalmanızı sağlamıştır. O'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir,
görendir.
|
|
12. Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Dilediğine rızkı bol verir, dilediğinden de kısar. O, her şeyi bilendir.
|
|
13. "Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye Nuh'a
tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya
tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini
çağırdığın bu, Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah
dilediğini kendisine seçer ve kendisine yöneleni de doğru
yola iletir.
|
|
14. Onlar kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki
çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer belli bir süreye kadar
Rabbinden bir sözü geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm
verilirdi. Onlardan sonra kitaba varis kılınanlarda onun hakkında derin
bir şüphe içindedirler.
|
|
15. İşte onun için sen davet et ve emrolunduğun gibi
dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'ın indirdiği
Kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah
bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize,
sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu
yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O'nadır.
|
|
16. Daveti kabul edildikten sonra, Allah hakkında tartışmaya
girenlerin delilleri, Rableri katında boştur. Onlar için bir gazap,
yine onlar için çetin bir azap vardır.
|
|
17. Kitab'ı ve mizanı hak olarak indiren Allah'tır. Ne biliyorsun, belki de kıyamet saati yakındır!
|
|
18. Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar
ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki,
kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
|
|
19. Allah kullarına lütufkardır, dilediğini rızıklandırır. O kuvvetlidir, güçlüdür.
|
|
20. Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız.
Kim de dünya karını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat
onun ahirette bir nasibi olmaz.
|
|
21. Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği bir dini getiren
ortakları mı var? Eğer erteleme sözü olmasaydı, derhal aralarında hüküm
verilirdi. Şüphesiz zalimlere can yakıcı bir azap vardır.
|
|
22. Yaptıkları şeyler başlarına gelirken zalimlerin, korkudan
titrediklerini göreceksin. İman edip iyi işler yapanlar da cennet
bahçelerindedirler. Rablerinin yanında onlara diledikleri her şey
vardır. İşte büyük lütuf budur.
|
|
23. İşte Allah'ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına
müjdelediği nimet budur. Deki: Ben buna karşılık sizden akrabalık
sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun
sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan, şükrün
karşılığını verendir.
|
|
24. Yoksa onlar, Allah'a karşı yalan uydurdu mu
derler? Allah dilerse senin kalbini de mühürler. Ve Allah batılı yok
eder; sözleriyle hakkı ortaya koyar. Şüphesiz O, kalplerde olanları
bilendir.
|
|
25. O, kullarının tevbesini kabul eden, kötülükleri bağışlayan ve yaptıklarınızı bilendir.
|
|
26. Allah, iman edip iyi işler yapanların tevbesini kabul eder,
lütfundan onlara, fazlasını verir. Kafirlere gelince, onlara da çetin
bir azap vardır.
|
|
27. Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde
azarlardı. Fakat O, dilediği ölçüde indirir. Çünkü O,
kullarının haberini alandır, onları görendir.
|
|
28. O, umutlarını kestikten sonra, yağmuru indiren,
rahmetini her tarafa yayandır. O, hakiki dosttur, övülmeye layık
olandır.
|
|
29. Gökleri, yeri ve bunların içine yayıp ürettiği canlıları
yaratması da O'nun delillerindendir. O dilediği zaman bunları biraraya
toplamaya da kadirdir.
|
|
30. Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Allah çoğunu affeder.
|
|
31. Yeryüzünde aciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dostunuz ve bir yardımcınız da yoktur.
|
|
32. Denizde dağlar gibi akıp gidenler de O'nun delillerindendir.
|
|
33. Dilerse O, rüzgarı durdurur,da onun üstünde
kalakalırlar. Elbette bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için
ibretler vardır.
|
|
34. Yahut yaptıkları yüzünden onları helak eder. Birçoğunu da affeder.
|
|
35. Böylece ayetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
|
|
36. Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir.
Allah'ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir. Bu mükafat
iman edenler ve Rablerine dayanıp güvenenler içindir.
|
|
37. Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.
|
|
38. Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı
kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine
verdiğimiz rızıktan da harcarlar.
|
|
39. Bir haksızlığa uğradıkları zaman, yardımlaşırlar.
|
|
40. Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar
ve barışı sağlarsa, onun mükafatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri
sevmez.
|
|
41. Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur.
|
|
42. Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.
|
|
43. Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.
|
|
44. Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu
yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı?
dediklerini görürsün.
|
|
45. Ateşe arz olunurlarken onların, zilletten başlarını öne
eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da:
İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini
ziyana sokanlardır, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler,
sürekli bir azap içindedirler.
|
|
46. Onların Allah'tan başka kendilerine yardım edecek hiçbir
dostları yoktur. Allah kimi saptırırsa artık onun kurtuluşa çıkan bir
yolu yoktur.
|
|
47. Allah'tan, geri çevrilmesi imkansız bir gün gelmezden önce,
Rabbinize uyun. Çünkü o gün, hiçbiriniz sığınacak yer bulamazsınız,
itiraz da edemezsiniz.
|
|
48. Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine
bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan
bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları
yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek
nankördür!
|
|
49. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları, dilediğine de erkek çocukları bahşeder.
|
|
50. Yahut onları, hem erkek hem de kız çocukları olmak üzere
çift verir. Dilediğini de kısır kılar. O, her şeyi bilendir, her şeye
gücü yetendir.
|
|
51. Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından
konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O
yücedir, hakimdir.
|
|
52. İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen,
kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan
dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık.
Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin.
|
|
53. göklerin ve yerin sahibi olan Allah'ın yoludur. Dikkat edin, bütün işler sonunda Allah'a döner.
|
|
Yukarı dön |
|
|
bembeyaz Uzman Uye
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 736
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
safetmetin yazdı:
"Bu zamanda gerçekten büyük bir arıtma faaliyetinin yapılması, her bir hadisin altına neden geçerli, neden geçersiz. Kur'anın hangi ayetine ters. Yahudilikten mi gelme, Hristiyanlıktan mı gelme. Açıklanmalı"
aynen katılıyorum...
ama az sonra tekrar çelişkiye düşmüşsünüz... bu kötü işte...
bakınız ne yazmışsınız..
"Siz bu çelişkilerin uzmanı olsanız ne, olmasanız ne. Ben Hadis ilmine biraz bugün geçerli olmayan Simya ilmi olarak bakıyorum. Hadis konusu çatlayınca bir çok İslami ilim de çatlıyor. Hadis, Usuli hadis, Fıkıh, Usuli fıkıh, Akaid gibi. Bunların hepsi titreyip Kur'ana dönmek zorunda."
taban taban zıt ifadeler..
bu ne tenakuz böyle..
neyse.. siz samimi uzmanlara bakınız.... kısaca yanlış yoldasınız.. benden demesi...
haktansapmaz da yanlış yolda... ona abi tavsiyesi. ya da kardeş.. fark etmez...
uzmanı olmadığın konuda konuşuyorsan zaten yabancısındır...
size mutluluklar....
epey zaman harcadım....
selametle....
__________________ Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!
www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/
selam ve dua ile...
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
bembeyaz Yazdı:
haktansapmaz da yanlış yolda... ona abi tavsiyesi. ya da kardeş.. fark etmez...uzmanı olmadığın konuda konuşuyorsan zaten yabancısındır... size mutluluklar....epey zaman harcadım....selametle....
|
|
|
Muhterem hoca,
Ben Kuran'ı okuyup anlamaya çalışıyorum yıllardır. Doğru anlamak için de Türkçe meallerden, Türkçe , Arappça tefsirlerden takip ediyorum; söylenenleri, görüşleri Kuran'ın ana metniyle mukayese ediyorum... Türkçe , Arapça lüğatlara muracaat ediyorum.. İlgi alanım bütünüyle Kuran... Yani ne demek istiyorsun.. bile bilmek, söz söyleme hakkım olmak için senin veya senin gibi uzmanlık iddiasında bulunanların dizinin dibine oturmam, çantanı taşımam mı lazım diyorsun? Ben ayrıca senin gibi tıp doktoru falan da değilim tabi!! Allah'ın kitabını anlamak için tıp doktoru mu olmalı yoksa? Hani misalleri hep tıptan verdiğin için...! Ben başka bir alanda okuduğum, ihtisas yaptığım halde bu sahada konuşuyor da değilim. Benim okulum da ihtisasım da hep bu alanda olmuştur. Ancak kimsenin çantasını taşımadım. Bir tabela almak, bir patent sahibi olmak, aklımın kıyısından bile geçmedi, geçmiyor da. patentim yok diye din anlayışım olamaz mı, anlayışımı söyleme hakkım yok mu? İlla tabelacılara gidip bir ünvan tabelası almam mı gerekli?
Allah aşkına sayın Bembeyaz, bu uzman lafını bırak artık, kafayı yiyeceksin uzman diye diye. :))
Muhabbetle.
|
Yukarı dön |
|
|
|
|