HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da İnanç Konuları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da İnanç Konuları
Konu Konu: DINDE HUKUM KAYNAKLARININ BELIRLENMESI Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

örneklerle açıklamak iyidir..

ama şu denilen doğru değildir..

Allah zinanın cezasını 100 sopa belirlemiştir..

peygamber bu cezayı bekarlara tahsis etmemiş, evlilere de aynı cezayı öngörmüştür...

ama sonraları bazı zayıf hadislere dayanılarak islam alimlerinin bazısı, recm cezasının da olduğunu söylemişlerdir..

oysa bu bir ictihaddır.. onların da yanılmaları mümkündür...

dolayısıyla bu tür görüşelere dayanarak hz. peygamberi suçlamak doğru değildir...

din ayrı.. dinin yorumları ayrıdır...

(her sakallı dedemiz değildir... genellemeci olmak hatadır...)

muhabbetle.....



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

selamlar

nisa, 23..

"Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız ve teyzeleriniz; kız ve erkek kardeşlerinizin kızları; ve süt anneleriniz ile süt kardeşleriniz; eşlerinizin anneleri; ve kendileriyle gerdeğe girmiş olduğunuz eşlerinizden doğmuş olan üvey kızlarınız -ki onlar sizin evlatlıklarınızdır- size haram kılınmıştır; fakat gerdeğe girmemişseniz [kızlarıyla evlenmenizde] bir günah yoktur; ve kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri de [size haramdır]; aynı anda ve birlikte iki kız kardeşi [eş olarak] almanız da [yasaklanmıştır]; ama geçmişte olanlar geçmiştir.  Çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır."

kuran ne diyorsa o....

 

peygamberimizin de bu ayetle ilgili ilave açıklamalar yapması mümkündür....

 

yani O da, anayasaya (kuran)  bakarak kanun (sahih sünnet) ortaya koyabilir....

ona da uymak gerekir... yani o kanunla amel etmek durumundasınız....

 

ahzab, 36..

 

"Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur."

ayet ne kadar da açık ve net....

selam ve dua ile.....



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

bembeyaz Yazdı:

 

nisa, 23.......................................................... ...........

kuran ne diyorsa o....

peygamberimizin de bu ayetle ilgili ilave açıklamalar yapması mümkündür...

yani O da, anayasaya (kuran)  bakarak kanun (sahih sünnet) ortaya koyabilir.... ona da uymak gerekir... yani o kanunla amel etmek durumundasınız...

ahzab, 36.."Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur."

ayet ne kadar da açık ve net....

Allah 10 madde sayıyıyor.. İddiaya göre Peygamber buna iki ilave daha yapıyor.. Siz buna açıklama mı diyorsunuz? Resmen Allah'ın eksiğini tamamlamadır bu. 10'a 2 ilave ediyor; 10+2=12 oluyor. Buna nasıl açıklama diyebiliyorsun? Peygamber Allah'ın unuttuğunu, eksiğini tamamladı desene buna. Peygamber kendi başına , Allah'tan onay almadan Allah'ın saydıklarına 2 ilave yapabilir mi? Hayır. Öyleyse Allah'ın bildirmesiyle bu ilaveyi yaptı. Peki bu durumda bu ilaveyi ilgili ayetin sonuna yapmalı değil miydi? Diğer 10 gibi bu 2'yi de kaydu rapt altına almalı değil miydi?

Doğru... Ahzab 36 gayet açık. Peki bir konuda Allah ayrı Peygamberi ayrı karar mı veriyor? Allah'ın kararını /hükmünü kim söylüyor? Peygamber. Peygamber bu söylediğim, Allah'ın hükmüdür, bu da ayrıca benim hükmümdür mü diyor? Böyle bir şey olabilir mi?

Ne olur biraz tutarlı olalım... Ne değimizi kulağımız duysun...

Sahih ve zayıf sünnet konusunda hiç bir tutarlı ölçün yok. İstediğine zayıf diyebiliyor, dilediğine de sahih diye biliyorsun. Bunun bir ölçüsünün olması gerekmez mi? Mesela, recimle ilgili hükme zayıf derken ölçün, dayanağın nedir? Dört büyük mezhep imamları ve müçtehitleri recmin hükmünde müttefikler. Delilleri de lafzı mensux hükmü baki bir ayettir. Rivayet de öyle senin iddia ettiğin gibi zayıf falan da değil. Rivayetin biri de 2. Halife Ömer'e dayanıyor. Artı Peygamberin uygulamaları rivayetlerine rağmen buna nasıl zayıf rivayet diyorsun? Yoksa sahihin , zayıfın ölçüsü bizatihi sen misin? Uzmanlığın mıdır?

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
bembeyaz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 31 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 736
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bembeyaz

soruyorum..

"kişinin evli olduğu eşinin teyzesini ve halasını nikahlaması" diyorsunuz..

siz olsanız alabilir miydiniz???

 buna cesaret eder miydiniz????

aile faciası olurdu..

akrabalık mahvolurdu..

toplumsal kargaşa meydana gelirdi...

ailede huzur kalmazdı...

akrabalar birbirine girerdi...

aile içi kavgalar nedeniyle adam gibi evlat yetiştirilmezdi...

daha neler neler olurdu...

rasul de kanun yapar (hüküm koyar) unuttunuz mu???

ayeti yazdık yukarıda var...

Allah unutmaz... ama Allah herkesi imtihan eder...

acaba rasulüme uyacaklar mı???

yoksa akıl yürütüp sapıtacaklar mı??? diye..

salt akıl değil, vahyin ışığında akıl yürütünüz...

selametle....



__________________
Rabbim! ilmimi ve anlayisimi artir!

www.ahmeteminseyhan.blogcu.com/

selam ve dua ile...
Yukarı dön Göster bembeyaz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bembeyaz Ziyaret bembeyaz's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Eşin öldü veya boşandı senden, eşinin halası yada teyzesiyle evlenemez misin? Ayette yasaklananlar geçici yasaklananlar değildirler.

Hem Allah ne diye 10'nunu sıralasın da 2'sini bizi imtihan etmek için Resulüne bıraksın? Bu yol ve mantıkla istediğinizi Allah ve Resulü'ne iftira etmekten kim sizi nasıl engelleyecek? Uydur uydura bildiğin kadar!

Muhabbetle.

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
muvahhıd
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 eylul 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 174
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhıd

bembeyaz Yazdı:

selamlar

nisa, 23..

"Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız ve teyzeleriniz; kız ve erkek kardeşlerinizin kızları; ve süt anneleriniz ile süt kardeşleriniz; eşlerinizin anneleri; ve kendileriyle gerdeğe girmiş olduğunuz eşlerinizden doğmuş olan üvey kızlarınız -ki onlar sizin evlatlıklarınızdır- size haram kılınmıştır; fakat gerdeğe girmemişseniz [kızlarıyla evlenmenizde] bir günah yoktur; ve kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri de [size haramdır]; aynı anda ve birlikte iki kız kardeşi [eş olarak] almanız da [yasaklanmıştır]; ama geçmişte olanlar geçmiştir.  Çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır."

kuran ne diyorsa o....

 peygamberimizin de bu ayetle ilgili ilave açıklamalar yapması mümkündür....

 yani O da, anayasaya (kuran)  bakarak kanun (sahih sünnet) ortaya koyabilir....

ona da uymak gerekir... yani o kanunla amel etmek durumundasınız....

 ahzab, 36..

 "Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur."

ayet ne kadar da açık ve net....

selam ve dua ile.....


  Selam bembeyaz hoca

 Sizi anlamakta gercekten zorluk çekiyoruz kur'an a  göre üşüneceğinize kur'anı düşüncelerinize uydurmuyurmu sunuz

   ŞURA-42/10 Ihtılâf ettiğiniz herhangi bir şey hakkında da huküm Allaha âiddir, işte de: o Allah benim rabbım ben ona dayanmaktayım ve hep ona sığınırım

"Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur
  ALLAH cihadı farz kılmış,ancak ne zaman ve nereye olacağını resul (a.s) belirleyebilir yine ALLAH ganimete cevaz verir ancak resul (a,s)     kime ne kadar verileceğini ayarlayabilir
   AHZAB-33/36
Allah ve Peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, inanan erkek ve kadına artık işlerinde başka yolu seçmek yaraşmaz. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.
  P
"Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur

  PEYGAMBERE İTAAT TABİKİ(DOLAYISIYLA) ALLAH'A İTAATTİR VEYA PEYGAMBERE İSYAN TABİKİ(DOLAYISIYLA)ALLAH'A İSYANDIR AMA HANGİ KONUDA TABİKİ KUR'AN İ EMİR VE YASAKLAR DA VAHYİ BUYUTTA.

  Ancak evlenmede,boşanmada, yemede, içmede,giyinmede ziraatta, inşaatta değil
 
  Bu ayeti sizin iddianıza göre kabul edecek olursak bir sonraki ayete göre zeyd'in durumu nedir yani

ahzab-33/37 de  Allah'ın nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye: «Eşini bırakma, Allah'tan sakın» diyor, Allah'ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. İnsanlardan çekiniyordun; oysa Allah'tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd eşiyle ilgisini kestiğinde onu seninle evlendirdik, ki evlatlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda müminlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin. Allah'ın 
buyruğu yerine gelecektir.

   MAİDE-5/92 Allah'ı ve peygamberleri dinleyin, karşı gelmekten sakının! Eğer kulak asmazsanız biliniz ki, elçimize düşen sadece açık bir tebliğden ibarettir.



   NİSA-4/80 Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim ona sırt çevirirse bilsin ki biz seni onların başına korucu olarak göndermiş değiliz.

  NİSA-4/81 Yüzüne karşı ' peki» derler. Fakat onların bir gurubu yanından ayrıldıktan sonra geceleyin aleyhinde sana verdikleri sözle bağdaşmayan komplolar kurarlar. Hiç şüphesiz Allah onların geceleri kurdukları komploları yazıyor. Sen onlara aldırış etme, Allah'a güven. Vekil olarak Allah sana yeter.


  NİSA-4/82 Bunlar Kur'an'ı hiç incelemiyorlar mı? Eğer o Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı, içinde mutlaka birçok çelişkiler bulurlardı.

 muhterem hocam kur'anı bir bütün içerisinde incelemeye çalışırsak inanıyorun ki daha iyi anlayacağız

  SELAM VE DUA İLE  MUVAHHID

Yukarı dön Göster muvahhıd's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhıd
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Merhaba ;

Ahzap 36, ve Peygamber size ne verdiyse alın ayetleri maalesef çok istismar ediliyor. Peygamber adına uydurulan, Kur'ana aykırı, Kur'ana  ek getiren  hurafelere uymamız gerektiğini bu ayetlere dayandırıyorlar. Bu ayetler Peygamberin Müslüman bir toplumun idarecesi olarak, hayatta iken verdiği kararlara insanların itaat etmesini sağlamak içindir. Yoksa ölümünden sonra, ümeyye müşriklerinin Hristiyanlık temelinde uydurup, içine yahudilik ve feodal Arap adetlerini boca ettiği, bunları pegambere iftira olarak uydurdukları Sünni İşlam değil. 800 lü yıllarda Sünniler işi becerip ümmeti kontrol altına alınca, 900 lü yıllarda Şiiler de aynı yola başvurmuş , bu sefer aynı hadis metodolojisini Sahabe yerine, Ehki beyt imammlarının rivayetlerine dayanan Yakub i Kuleyni'nin El Kafi isimli eserini (bu da şiilerin Sahihi Buharisidir. ) yazmışlar. Daha sonra üç eser daha meydana getirerek şiiler de Kütübi Erbaa (dört kitap meydana getirmişlerdir.)  Her iki tarafından da ortak özelliği aynıdır. Ancak Hadislerinin kaynakları farklıdır. (Biri Sahabe iken ötekiler Ehli beyt imamlarıdır.) .

Hz. Muhammedin dedesi Abdülmuttalip Kureyş in reisi idi. Abdülmuttalibin ölümünden sonra Oğulları Ticarette başarılı olamadılar. Zenginliği ve Otoriteyi Uzak akrabaları Ümeyyeoğullarına kaptırdılar. Peygamberimizin atalarına Haşimoğulları derlerdi. Ötekilere Ümeyye oğulları derlerdi. Soyları büyük dede Abdi Menaf ta birleşirdi. Bunlar akraba olmakla birlikte birbirini çekemeyen bir gruptu. Kureyşin başkanlığı için çok mücadele ettiler, yarıştılar. Haşim Ümeyyeye mal mülkçe üstün geldi. İdare Haşimoğullarında idi. Ama Peygamberin babasının daha kedisi doğmadan ölümü. Diğer amcalarının ticarette başarısız olması, Kureyş'in liderliğini Ümeyyeoğullarına geçirdi. Ebu Süfyan Lider oldu.

Peygamber fakir düşmüştü. Hz. Hatice ile evlenip zenginleşti. Düzgün yaşayıp gidiyordu. Ama kendisine kırklı yaşlarda Vahiy geldi. Peygamberlik görevi geldi. Bunu yapmaya başlayınca da bu şöyle yorumlandı. Muhammed Zengin oldu, durumu düzeltti. Şimdide Atasının, babasının hakkı olan Kureyşin liderliğini istiyor. Peygamberlik falan bahane. İnsanları etkilemek için uyduruyor, diye  düşündüler. Bundan dolayı Hz. Muhammed Mekkede başarılı olamadı.

Kendisi Anne tarafından Medineli Hazreç Kabilesine mensuptu. Hazreçliler o sıra Arap Evs kabilesi ile ve ayrıca Medine Yahudileri ile kavga halinde idi. İyi bir lidere ihtiyaç duyuyorlardı. Hz. Muhammedin Mekkedeki mücadelelerini duyup onunla irtibata geçtiler. Liderleri olmasının teklif ettiler. O da Onların Müslümanlığı kabul etme ve Kendini peygamber olarak tanıma şartıyla bunu kabul etti. Medineye Hicret etti..

Bu Kureyşin gözünde Hz. Muhammed Babasının kabilesinin (Kureyş) liderliğini ele geçiremedi, gitti anasının kabilesinin (Hazreç)  liderliğini ele geçirdi  şeklinde yorumlandı.

Hatta bununlada gözü doymadı , hala Kureyşle uğraşıyor. Bütün arabistan kabilelerinin liderliğini ele geçirmek istiyor. Peygamberlik olayını kendisine manevi bir paye verip bağlılığı artırmak için kullanıyor şeklinde yorumluyordu. Hatta medine de bile böyle çok kimse vardı. (Münafık lar), Hatta ortada büyük çekişme var bizde bundan payımızı alalım diye olaya yaklaşıp , medineye gelip müslüman olmuş dinin özünü kavramamış çok cahil arap vardı.

Bunlar çok rahatsızlık veriyordu. Peygamberin hükmünü beğenmiyorlar, Ganimet paylaşımını beğenmiyorlar. Evine istediği saatte gelip rahatsızlık veriyorlar. Hatta bazıları peygamberin yaşlı olmasına bakıp, ondan sonra genç karısını (hz. Aişe) alırım ümidi besliyor falan. O devrin dangul, dungul  cahil arapları, bir çapul hareketi var. Ganimet var. Doğru safa geçelim. Bundan faydalanalım modunda adamlar. Bunları terbiye etmek, gerçek imana getirmek peygamberin bir lider olarak tam otoritesini yerine getirebilmesi çok zor iş. İşte o ayetler peygambere , yönetim görevinde Allah tarafından yardım olarak iniyor ve başarılı da oluyor.

Peygamberle olan mücadeleyi kabile davası olarak algılayan müşrik ümeyye soyu, Dört halife devrinden sonra yönetimi ele geçirince Abdülmelik zamanında yaptığı tahrifatlarla önce dini Hristiyanlaştırdı.  Aynen Hz. Muhammedi,  Hz. İsa gibi Allah yanında günahları affedici Şefaat edici bir konuma yükseltti. Adeta Tanrının mülkünde ortaklaştı. Artık müslümanlar dini sadece Allaha has kılın emrinin yanında , peygambere de has kıldılar.

 Sonra Onu politik nedenlerle Kudüs ü hac yeri yapmak için Kudüsten Miraca çıkardı. Halbuki Peygamberin başına gelen olay,  Hz. Musanın Tuva vadisinde başına geldiği gibi, Mekkede Taif yolu üzerinde Cirane vadisinde Tenhadaki Kiraz ağacının (Sidretül Münteha) yanındaki Mescidil Aksada başına gelmiş bir olaydı. Kudüse uçma, buradan Allah katına çıkma yoktur. Sidretül  münteha da Cebrailin aşamağdığı makam değil, mescidi aksanın yerini o günün araplarına tarif eden Tenhadaki Kiraz ağacıdır. Hani Tenhadaki kiraz ağacının yanında Meva bahçesi denen bir yer var, orada da bir mescit var işte orası tarifinde bir ayet. Bu Miraç olayıpolitik sebeblerle Abdullah bin Zübeyr isyanı zamanında uydurulmuştur. Bir de güya Hz. Ebubekir bundan dolayı Sıddik lakabını almışmış. Hz. Ebubekir , Abdullah bin Zübeyr’in dedesi idi.   Kuranın üç dediği namazı (Hud 114) güya 50 den 5 e indirdi. Allahı gözleri ile gördü.(Araf 143 e aykırı)  Sürekli yanına gitti pazarlık etti. Hz. Musa dan akıl aldı. Hz. Musa beş te fazla, git rabbine söyle indirsin dedi. Ama peygamberimiz utandı isteyemedi. Ben bu Hadisi (Enes bin Malik ravili bir hadis)  Buhariden okuduğum zaman yirmili yaşlarımda idim. En çok zorlandığım da öğle ve İkindi namazları idi. Derdim ki Allahım işi, gücü, okul hayatını, fabrika hayatını bilmiyormusun. Şunu sabah, akşam, Yatsı biçiminde yapsan ne olurdu. Öğle , ikindi hadi köy hayatında oluyor da şehir hayatında olmuyor derdim. Hatta hadisi okuyunca keşke şu pazarlığı Hz. Musa yapsaydı. Dediğim oldu. – Tabi bu bir yahudi uyduruğu. Yahudilere göre en büyük peygamber Hz. Musa. Hristiyanlara göre hem Allahın oğlu (şirk), hem de şefaatçi, Peki benim peygamberim dururmu Miraç la Hz. İsanın, Musanın hatta Melek Cebrailin gidemediği (sidretül  Münteha- tenhadaki kiraz ağacı)  yerlere gitti. Allah la pazarlık etti onu gördü. (Araf 143 e göre mümkün değil). Bir de Hz. Musanın Aklı , Tecrübesi olsaydı namaz beş değil iki, üç olabilirdi ama güya toy peygamber Hz. Muhammed (Haşa) ancak bu kadar yapabildi. Tam bir benim peygamberim senin peygamberini döver olayı. (Kuranda biz peygamberler arasında ayırım yapmayız a ters)

Müslümanlar farz namaz yanında, sünnet namazlar icat ettiler. Bir sürü sünnetler icat ettiler. Örneğin iftarı hurma ile açmak gibi. Vb. üfürükler.  Peki, ben bir din adamına sordum, yahu bu namazlardaki sünnetler bana uzun geliyor, Zorluk yaratıyor.  Arkadaş ben niye sabah 2, öğlen 4 ikindi 4, akşam üç, yatsı dört kılmıyorum da, neden sabah 4 , öğlen 10, ikindi 8, akşam 5, yatsı 13 kılıyorum. Dedi ki Sünnet  namazlar, senin peygamberin şefaatine nail olman için. Ayrıca bunlar Kaza namazı yerine de geçer. Dedi.İnsanlar bunca zorluğu ve zırvayı peygamvberin şefaatine nail olmak için yapacak.  

Kur’ana göre Peygamber şefaati yok, kaza namazı yok. Beş değil üç vakit namaz var. Sünnet namaz yok.İstediğin kadar namaz kıl. Ama bunları farzlaştırarak zaten doğru düzgün dini bilgisi olmayan, temel şeyleri yapmak isteyen temiz, halis inançlı büyük bir halk kitlesini sen bu üfürüklerle nasıl dinden soğutursun. Uzaklaştırırsın.

 

Kur’an Bakara Suresini okursanız Şefaatin olmadığını görürsünüz. Ayrıca Yahudilerin Zihniyetlerini  anlarsınız. Allah bir inek kesilmesini buyurur. Sürekli ineğin vasıflarını sorarlar. Allah da İneğin vasıflarını zorlaştırır. Emri tutamaz günaha girerler. Peki bakın sünni ilmihallere Allahın yolundalarmı, Yahudilerin yolundalarmı. Her şeyi zorlaştırmışlar. İnsanları dinden nefret ettirmişler. Kur’anın dediği gibi insanların çoğu dinadamlarının zorlaştırıcı faaliyetlerinden dolayı dinden çıkmıştır. Güya zorlaştırırsa Saygınlığı artacak. BU mantığın izlerini hep ilmihallerde görüyoruz. Peygamber daima iki tane yol varsa kolay olanı tercih ederdi, din adamları zoru seçiyor, zoru salık veriyor.

Yani İslamda Sünni , Şii mezheplerde Muazzam bir Hristiyanlaşma ve Yahudileşme olmuştur. Bunun ilacı Kur’an müslümanlığıdır. Hadis sünnet yoluyla bu hristiyanlık, Yahudilik , şirk İslama  girmiştir. Bunu tek temizleyecek kaynak Kur’andır.

 

Hadis Kur’ana aykırı olamaz. Ek hüküm getiremez.  

Kuranın hadislerle açıklaması kabul edilemez. Kuran ayetlerin siyak, sibakıyla, Birden fazla manaya gelen kelimenin diğer ayetlerde hangi manalarda kullanıldığı, ayetin ruhuna en uygun anlamın kabulüyle, ve ayrıca Kur’an daki bir olay Kur’anda geçen benzer bir olayla açıklanabilir. Örneğin Kur’an daki İsra olayı, yine Kur’andaki Hz. Musanın Tuva vadisi olayı ile açıklanabilir.  Hadislerle açıklarsan O zaman İslamın içine tevratı, incili boşaltırsın. İsrailiyyat ve Mesihhiyyat boca edersin. İslamı bunlardan kurtarmak lazımdır.  

Allahtan başka kimse Haram koyamaz. Peygamber dahil.

Allahın hükümlerinin üzerine kimse ek getiremez. Açıklama için dahi olsa. Peygamber dahil.

Peygamberlerin görevi sadece Allahın mesajını kullara iletmektir. Bu bazı insanlara az geliyor. Peygamberi Postacı olarak görüyorlar diyorlar. Bütün peygamberler böyledir.  Onu Allahın hükmüne ortak etmek istiyorlar. Bu yahudi zihniyetidir. Tevrat yanına Mişna gibi.  Allahın Sağ yanında Oturan İsa gibi. Boğazlarına kadar şirke batıyorlar.

 

Bakara Suresi iddialarına cevaptır. Ama Bakara suresinin sakındırdığı her şeyi bugünün müslümanlarında (Mezhep farketmez) görürsünüz.

 

Hristiyanlığı biraz bilirseniz. Ben size anlatayım. Aynen bizim sünniler gibi bir şefaat inancı var. Onlarda Tanrının Sağ yanında  Hz. İsa var. Ayrıca Kilisenin aziz ilan ettiği kişiler var. Bunlar Kıyamet gününde geliyor. Hz. isa da insanların günahlarının affında rol oynuyor. Azizler de rol oynuyor. Allah onların isteklerine göre insanları özellikle de Hz. İsaya inanmış Hristiyanları affediyor. Burada affedilmenin yolları basit Hz. İsaya inan, makul iyi bir insan ol. Hepsi bu. ( Bizim gibi o kadar namaz kıl , oruç tut, onca sünneti yap, takke, sakal, türban yok.) . Yani Allahın oğlu diye şirk falan içermese Hristiyan ol kurtul. (Sanki bizim şefeat inancımız, evliya inancımız  şirk içermiyor. Bizim Kur’andan habersiz ilmihal müslümanları allahınm sen bize Kur’an bilgisi, Kur’an inancı ver)

Peki biz de ne var.  Buna benzer bir manzara. Kıyamet günü bütün peygamberler canının derdine düşüğyor. Bir tek bizim peygamberimiz ümmetim, ümmetim diye çırpınıyor. Çünkü o kendinden emin. Onun korkacağı bir şey yok. O çünkü Allahın Habibi.

Önce şefaat yetkisi peygamberimize veriliyor. O şefaat edeceklerine ediyor. Sonra Melekler, sonra diğer peygamberler, evliyalar, şehidler, diğer iyi insanlar falan.

Benim küçüklüğümde babaannemin ahbablık ettiği bir kadın vardı. Çok yakın arkadaştılar. Çok iyi anlaşırlardı. İkisi de dindar insanlardı. Babaannem derdi ki bu benim ahretliğimdir. Ben sordum, nedir ahretlik. Ahirette birbirimize şefaat edeceğiz, yardımcı olacağız dedi. Peygamberin bir hadisi vardır. İyi insanlarla arkadaşlık edin ahirette birbirinize şefaat edersiniz -- gibi. Güzel bir şeye benziyor değilmi. Bir çok dindar da  vardır bu inançta. 

Ama Bakara suresinde hemde aynı surede üç kere  " Kimsenin Şefaatinin fayda vermeyeceği günden sakının "  ayetleri bu inancı reddediyor. Ne Hristiyanlığın, ne Sünni müslümanlığın (bilmiyorum ama Şia da da böyle bir inanç vardır sanıyorum).  

Kur'ana göre Herkes için çalıştığının karşılığı var. Ayrıca Herkes kendi yaptıklarına karşı bir rehin. Kur'ana göre Herkes Kur'an dan sorumlu.

Bizim birçok dinadamımız Tevratı, İncili bilmiyor. Hristiyanlığı incelememiş. Aslında İslamı da bilmeyen Din Hizmetinde görev yapan  o kadar çok insan varki. Aslında çoğu çok iyi niyetli, temiz ahlaklı insanlar. Haklarında yanlış bir şey diyemem. Kusurları bilgi yetersizlikleri.  Bunlar Kur’anı ezbere biliyorlar. Atanmaları için bu şart. Ama  içeriğini anlayacak arapçaları zayıf. Bir çoğu daha Kur’anın mealini okumamış. İslami bilimlerde zayıf. Gördüğü, işittiği hadisi Kur’anla karşılaştıracak bilgisi dahi yok. Zaten Hadis Kitaplarının Türkçeye tercümesi 1982 den sonra başladı. Ondan evvel bir Tecridi Sarih (sahihi Buhari şerhi) vardı. O da herkeste bulunmaz, herkes tarafından bilinmezdi.Çoğu İlmihal müslümanı.  Ona buna Haram deyip duruyor. 1500 senelik bir ezber üzerinden gidiyorlar.Yaptığı işi sağlam bilmiyorlar. Bunun için hepsinin İlahiyat Fakültesi mezunu olması şart ki dediğimiz şeyler üzerine akıl yürütsünler. Daha doğru bir din hizmeti yapsınlar.  İlahiyat fakültelerinde de İsrailiyyat ve Mesihhiyat konusunda yeterli bilgiye sahip olan kaç hoca var. Benim bahsettiğim kriterlerle bir Hadis Metin Kritiği yapılsa, her halde Hadis kürsüleri çok büyük zorda kalır. Hristiyanlık ve Yahudiliği bilmezseniz, Bunun İslama Hadis yoluyla bulaştırdığı şirki ve zorlukları anlayamazsınız. (www.hristiyan.net e bir bakın ne demek istediğimi anlarsınız. )

Zorluklarımız bunlar. İnşallah bunlar aşılacak. İnsanlara Kur’an kültürünü tam verebilirsek, bu takdirde İslam tekrar şahlanacak, tıpkı ilk yıllarındaki gibi büyük aşamalar yapacaktır. Tüm dünyaya yayılacaktır. Gerçek İslam insan tabiaatına aykırı değildir. İnsana zorluk getirmez. Kolaydır. İslamın Allahın gerçek dini olduğunu anlamak için gerçek bir ilahiyat, Kur’an, Tevrat, İncil kültürü yeter.

Herkese selamlar.

 



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

aslında bu sitede hadisi önemseyenlerden birisiyim...
bu önemseme hadis adı altında ne bulursam alır ve uygularım anlamında değil...
hadis külliyatını için de peygamberimize ait olan şeylere saygım ilgim ve sevgim den dolayı önemsiyorum...
bir benzetme yapacak olursak hadis külliyatını bir altın madenine benzetiyorum...
bilirsiniz madenlerde birçok toprak kum başka şeylerin arasından değerli olan maden altın bir tonda bir gram dahi olsa verimli sayılır...
ve o bir gram değerli madeni elde edebilmek için bir sürü eleme ve rafine işlemleri yapılır...
ortaya çıkarılan maden daha sonra çok daha ileri rafineleştirmelerden  gecerek iyice saflaştırmaya çalışılır...
hadis külliyatı bize ham olarak gelen bir maden...
onunda tekrar tekrar işlemlerden geçirilerek dahada verimli hale getirilmesi gerekir...
bence kuran burada ilk saflaştırma aşaması olmalıdır...
çok çeşitli sebeblerden hadis külliyatına girmiş olan  yabancı maddelerin farkında olarak bu eleme titizlikle yapılmalıdır...
burada bir hikaye eklemek istiyorum....
Genç bir adam, değerli taşlara ilgi duyarmış ve mücevher ustası olmaya karar vermiş. "Bu mesleği yapacaksam, iyi bir mücevher ustası olmalıyım" diye düşünmüş ve ülkedeki en iyi mücevher ustasını aramaya başlamış.

Sonunda bulmuş, yanına varmış, bir süre bekledikten sonra usta tarafından kabul edilmiş. "Anlat, dinliyorum" demiş usta. Genç adam anlatmaya başlamış; taşlara ilgi duyduğunu ve iyi bir mücevher ustası olmaya karar verdiğini heyecanla anlatmış.

Yaşlı usta sesini çıkarmadan genç adamı dinlemiş, sözleri bitince de ona bir taş uzatmış, "Bu bir yeşim taşıdır" dedikten sonra genç adamın avucuna taşı bırakmış ve avucunu kapatmış. "Avucunu aynen böyle kapalı tut ve bir yıl boyunca hiç açma. Bir yıl sonra tekrar gel. Haydi şimdi güle güle" demiş ve şaşkın genç adamı öylece bırakıp kalkmış, odadan çıkmış. Genç adam evine dönmüş, kendisini merakla bekleyen annesiyle babasına neler olduğunu anlatmış.
Anlattıkça da kendisine çok anlamsız gelen bu hareketi ve soğuk konuşması nedeniyle kızdığı ustaya olan öfkesi artıyormuş. Günler geçmeye başlamış. Genç adam sürekli söyleniyor ama avucunu hiç açmıyormuş. "Nasıl böyle budalaca bir şey yapmamı ister. Bir de ülkenin en iyi mücevher ustası olacak.

Bu saçmalığa bir yıl boyunca nasıl katlanacağım, böyle bir eziyetle nasıl yaşarım. Bu ne biçim ustalık. Ustalık kaprisi yapacaksa, bari başından yapmasaydı." diye devamlı söyleniyor, her önüne gelene ustadan yakınıyor ama avucunu hiç açmıyormuş. Avucu kapalı uyuyor, bütün işlerini diğer eliyle yapıyormuş. Ve bu duruma da giderek alışmaya, diğer elini çok rahat kullanmaya başlamış. Uyurken de yanlışlıkla avucu açılıp taş düşmesin diye hep yarı uyanık uyuyormuş.
Böylece bir yıl geçmiş, her günü zorluklarla dolu, her gecesi de yarım uykuyla yaşanmış bir yılı tamamlamış. Ve o gün gelmiş. Genç adam tam bir yıl sonra, büyük ustanın karşısına çıkmış. Usta bir süre beklettikten sonra yanına gelince, genç adam ne kadar saçma bulursa bulsun, bu sınavı başarıyla tamamlamış olmanın verdiği gururla elini uzatmış, avucunu açmış. "İşte taşın" demiş, "Bir yıl boyunca avucumda taşıdım, şimdi ne yapacağım?"
Yaşlı usta sakin bir sesle cevap vermiş: "Şimdi sana bir başka taş vereceğim, onu da aynı şekilde bir yıl boyunca avucunda taşıyacaksın." Bu söz üzerine genç adam bütün sükunetini kaybetmiş, bağırıp çağırmaya başlamış. Yaşlı ustayı bunaklıkla, delilikle suçlamış, mücevher ustalığını öğrenmek için gelen genç bir insana böyle eziyet ettiği için, hasta olduğunu bağıra çağıra söylemiş. Genç adam bağırıp çağırırken, yaşlı usta ona hissettirmeden birtaşı avucuna sıkıştırmış. Öfkeden yüzü kıpkırmızı genç adam, bir yandan bağırıp çağırırken avucundaki taşı hissetmiş. Durmuş, taşı biraz daha sıkmış ve heyecanla konuşmuş:
"BU TAŞ, YEŞİM TAŞI DEĞİL USTA!"
..........





eveeet...ilginç hikaye degil mi...
burdan bir yerlere varmak istiyorum...
bizim yeşim taşımız ne olmalı....
kuran....evet kuran bizim hep elimizde aklımızda araştırmamızda beynimizde konuşmamızda susmamızda tefekkürümüzde tezekkürümüzde sohbetimizde gecemizde gündüzümüzde sabahımızda akşamımızda öglemizde ikindimizde yatsımızda uykumuzda rüyamızda seherimizde fecrimizde hep o olmalı...o kadar onunla beraber olmalı ve içli dışlı olmalıyız ki...bu o kadar devamlı olmalı ki...başka taşı sadece eline almakla anlayabilen kişi gibi...bir söz duydugumuzda bu kurandan degil ....bu kurana uygun degil...diyebilmeliyiz...o kıvama geldik mi artık isterse milyonlarca uydurulmuş hadis olsun biz hemen anlarız...hangisi kurana uygun hangisi degil şıp diye biliriz...tabii ustalaştıgımız oranda...başka insanların sözleri davranışları hemen bize belli olur kurani mi degilmi...artık istediginiz kadar kitap okuyun menkıbe okuyun hadis okuyun haber okuyun olay okuyun fikir okuyun ...elinizde aklınızda kuran ölçüsü varya hemen ölçüsünü alırsınız...ve gereken yere koyarsınız...
ama ustalaşmak şart ...hemen bugünden yarına olacak iş degil...cilesi var ...emegi var...yoksa erkenden iş başına gecersek yeşim taşlarını adi taş zannneder çöpe atarız...cam parcalarını elmas zanneder vitrine koyarız...batarız ...batar...allah hepimizi kuran ustası oldursun...








__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
atakan2007
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 16 mart 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı atakan2007

Sayın Bembeyaz,

Uzmanlık sizde bir tür hastalık / saplantı olmuş galiba. Neymiş Anayasa'nın yanında kanunlar varmış. Bu da uzmanlık gerektirirmiş falan filan...

Kur'an müslümanların Anayasa'dır. Ama değişmezdir. Oysa sizin verdiğiniz örnekler (tıp doktorları, avukatlık) beşeri şeylerdir. Değişime açıktır. devletlerin anayasası değişir. Beşeri konularda insanlar genellikle işi zorlaştırır, herkesin anlayamayacağı bir dil kullanırlar. Hukuk dili, Tıp dili, Mühendislik dili gibi. Herşey apaçık olsa herkes herşeyden biraz anlar ve bu alanlarda meslek sahibi olanlar bu işi yaparak ekmek yiyemez. Evet hastaysam hastalığımla ilgili uzmana giderim ama o illa ki bana derman olacak değil. Uzman olması beni iyileştirmesi için yetmez.

Oysa Kur'an ayetleri açıklanmış, apaçık bir kitaptır. Okuyan herkes anlama kapasitesine göre anlayabilir. Zaten esas olan da budur. Oku, düşün, anla ve iman et. Ama siz diyorsunuz ki hadisler olmazsa iman tam olmaz. Neden, çünkü Kur'an anayasa, hadisler de kanun. Anayasayı bilmek önemli değil. Önemli olan kanunları bilmek. Ve bu kanunları da ancak işin uzmanları bilir. Peki ya bu kanunlar anayasa ile çelişiyorsa ne yapacağız.

Ayrıca sizi uyarıyorum lütfen ayetleri işinize geldiği gibi cımbızlayarak kullanmayın. Bunu size daha önce de yazmıştım ama aynı hatayı yapmaya devam ediyorsunuz.

Ahzab 36. ayeti yazıp yazıp peygamber de hüküm koyar diyip durmayın. Bu ayette bahsedilen hüküm nedir ne ile ilgilidir? Kimlere getirilmiştir?

Peygamberin örnekliği ne demektir? Ahzab 21. ayette ki örneklik nedir?

Sizce ilim nedir? İlim sahipleri kimlerdir? Tüm insanlar ilim sahibi midir?

Yukarı dön Göster atakan2007's Profil Diğer Mesajlarını Ara: atakan2007
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

Sayın Asım,

Ben 1980 lerden beri o yolda çalışıyorum. İslami konulardaki bilgim, Kur'an bilgim ve hatta onun yanıdaki tevrat ve incil bilgim beni bu konuda uzmanlaştırdı.

Benim gibi, sizin gibi bu sitede bilinçli çok kişi vardır. Önemli olan Türkiye halkının ve tüm dünya müslümanlarının bunu görebilmesidir. Bu nasıl olacaktır. İşte bunu o konuda ehil makamlar, Diyanet, İlahiyyat fakülteleri yapacaktır. Acaba bu diyanetin bir hadis çalışması vardı. Nasıl sonuçlanacak çok merak ediyorum. İyi bir şey mi olacak, suya sabuna dokunmayan bir şey mi olacak.

Ben bakıyorum İslamı gerçekten iyi bilen hocaları pek tv ye çıkarmıyorlar. Ama sadece hadis kültüründen bahseden Nihat Hatipoğlu hoca sürekli tv de. Halk üfürüğü seviyor. Özellikle kadınlar bayılıyor. Belki bazı insanların duygularını tatmin ediyor ama halka bir şey vermiyor. Bilinenlerin tekrarı, uyu yavrum ninni , uyutayım seni.

Hani bir Yaşar Nuri Öztürk gibi. Süleyman Ateş gibi, Zekeriya beyaz gibi  her şey Kur'ana uygun olmalıdır. İslam Kur'andır. Diğerleri Kur'ana uygunluğu oranında bir değer taşır mesajını veremediler. Onlar bana Kur'an kültürü verdiler. Hele ki Yaşar Nuri Öztürk. Hepsinden Allah razı olsun.  

Olay budur. Kur'an, Kur'an, Kur'an.

Hala bazı dinci Tv lerde Kur'an öğrenme cd lerinin reklamı yapılıyor. Karşı değilim ama bu Kur'an öğrenme değil.Bunu insanların anlaması lazım.  Antalyada yaz tatilinde kaldığımız otelde Rus turistler için Rusça ilanlar vardı. O zaman daha ilköğretimde olan oğlum "baba bu Rusların yazısı ne tuhaf nasıl okuyorlar ki bunu " diye sordu. Ben kiril alfabesini meraktan öğrenmiştim. Özellikle İstanbul Karaköye demirleyen Rus gemilerinin adını okumak için. Bir saat içinde Kiril alfabesini okur oldu. Ben de oğlumda çok rahat kiril alfabesi biliyoruz, rusça metinleri rahat ve hızlı okuyoruz ama bir tek kelime Rusça bilmiyoruz. Yani geleneksel müslümanların yaptığı iş bu. Beni de Camiye gönderip Kur'an okumayı öğretmişlerdi. Ama ben çocuğuma öğretmedim.Ona dedimki  bu iş kiril alfabesini okumak gibi. İstersen bir günde öğrenebilirsin ama bu işi Arapça öğrenerek hallet, Kur'an olarak Kur'anın mealini sık sık oku. Şu sure şu kadar sevap, bu sure şu işe yarar gibi  saçmalıklara inanma . "Yani Yasin suresini 41 defa okursan her muradın hasıl olur. Şöyle sevap olur, böyle sevap olur" bunları hayatından sil.

Yok efendim devlet kur'an öğretmiyormuş. Kur'an kurslarını yasaklıyormuş. Devlet Kurana karşıymış. falan. Arkadaş Kur'an öğrenmek Kur'an meallerini okumaktır. Devlet hangi Kur'an mealini yasakladı. Kur'an ilk olarak Türkçeye 1926 yılında çevrildi. Koskoca 600 yıllık Osmanlıda Kur'an çevirisi yok. Arapça bilen din adamları anlıyor onuda halka üfürüyorlar yeter. Senin Kur'an kursu dediğin yerlerde Kur'anın arapça okunuşu öğreniliyor. Buna da itirazımız yok ama din adına beyne hurafe ve yobazlık dolduruluyor. Bunun da bir özgürlüğü olmamalı.

Yani bu şekil yaklaşılan Kur'an değil. Okuna okuna Allaha yaklaştıran, Aklı özgürleştiren Kur'an. Şimdi bu yazımı okuyan bir laik vatandaş diyecek ki. Din nasıl aklı özgürleştiriyor. Aydınlanma dine karşı yapılmadımı?. Dine karşı insan aklını ön plana çıkarmadımı?. Aydınlanma Din adı altında sunulan hurafeye karşı yapıldı. Bu o zamanın Hristiyanlığında bol miktarda var, Hadisler vasıtasıyla islamın içindede çok var. Ben de diyorum ki Kur'anın islamı akla önem veriyor. İslam tarihinde de Kur'ana en uygun yaşayanlar Mutezile. Bütün İslanm ilerlemesi onların sayesinde. Ama aşırılıkları onları bitirdi. O mihne dönemi olmaya idi (833-848) , bugün kimse dört hak mezheb diye bir şey görmeyecekti karşısında belki Mutezile hala yaşıyor olacaktı. İslamın doğasında var olan akılcılığı dışsrdan ithal etmeyecektik, hurafeye karşı laiklik prensibiyle korumak için duvarlar örmeyecektik.

Herkese selamlar.

 



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 

<< Önceki Sayfa 20 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats