Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sağolasın Metehan kardeşim,
Ben bu konuda şöyle bir katkıda daha bulunmak istiyorum.
Allah inşallah nasip eder, o günleri görürüz.
Şöyle bir şey hayal edelim,
Bir sabah uyandık, baktık ki Almanya veya Fransa halkı kansız, bıçaksız kendi gönlüyle müslüman olmuş. Artık Almanları veya Fransızları Araplar gibi, Türkler gibi müslüman halklar, devletler sınıfında zikrettiğimi düşünelim.
Bunlar nasıl bir ekonomi uygulayabilecekler ki.
Buralar gerçek Kapitalist ekonomi.
Yani adamın altın alayım, arsa alayım, ev alayım gibi seçenekleri yok.
Ticaret yapayım olayı da yok. Adam zaten işçi memur. Çalışmaktan canı çıkıyor. Çok verimli , performanslı çalışıyor. Zaten verimi aksatırsa chef tir, Meister dir. Affetmiyor. Kapıyı dışarıdan kapa çekiyorlar. Sabahın dördünde işe gitme başlıyor. Kimi dört, dört buçuk beş gibi. Peyder pey gidiyorlar. Bu sistemi istanbula uygulasak nasıl olur. Olacağı, eğlence sektörü esnafı batar. Cuma, cumartesi dışında iş yapamaz. Akşam cuma, cumartesi dışında dışarılarda tek tük insan olur. İnsanlar tavuk gibi saat 21 de yatağa girer.
Ticaret , esnaflık yapıyorsa maliyete etki eden bir genel kaza, kabahat sigortası var. Adı sanırım Schuldpflicht ti. Atıyorum Senin dükkanın terzi dükkanı. Müşteri geldi, senin dükkanında ayağı kaydı. Kafasını masaya çarptı. Bunu hastane ye doktora götürdün bunun masrafları. Türkiyede ki genel trafik sigortası gibi, genel bir kabahat sigortası. Bütün esnaf ödüyor. Ama maliyeti arttırıcı bir unsur, ama ihtiyaç duyduğunda da bütün işler tıkır tıkır oluyor.
Fazladan bir tasarruf yapmışsan ekonominin finans ihtiyacına göre bankayı cazip hale getiriyor, veya finans ihtiyacı yoksa git kardeşim paranı ye çekiyor.
Ama Almanya Sosyal bir devlet olduğu için paranın dışarıya gitmesini istemiyor. Çünkü onun bütün sosyal sistemleri parayla dönüyor. Birazda insanlar resmi Türk bankalarına para yatırınca, Alman devleti bunun bilgisini Türkiyeden alabilir diye gidiyor inansın, inanmasın ama çoğu inanç istismarı parayı Yeşil Sermayeye kaptırıyor. Sonrada nasihat alıyor. Verirken bana mı sordun oluyor.
Bir de Almanya eğer senin Türkiye de bankada paran, malın falan olduğunu bilirse, duyarsa sana işsiz kaldığında sosyal yardım yapmıyor.Almanyada olursa da yapmıyor. Kirli çıkıya çok kızıyorlar. Onun için oradaki vatandaşlarımız bir birikimimiz olsun, ama Almanyanın sağladığı haklarıda kaybetmiyeyim diye ne yapacağını şaşırıyor.
Aslında Almanyanın sistemi, amaçları açısından İslamın zekat sistemini karşılamış.
Adam diyor ki paran varsa tüket, ihtiyacın olunca ben sana veririm. Benim bilgim dışında sağda solda paran varsa çok kızarım.
İşte bu yeşil sermaye de bu ortamdan faydalanıyor.
Almanyada paranı banka ve borsa dışında değerlendiremezsin.
Şimdi Almanların müslüman olduğunu düşünelim. Faiz harammış, ben karımın boynuna zincir alayım modeline geçsin, O ekonomi anında batar. Zaten Türk kuyumcusu tipi kuyumcular çok az. Alsan,alsan külçe altın alırsın. Sen mevduattan altına kay, hem o ekonomi kayar, hem de sana kayar.
Yok şuralar değerlenecekmiş, ben imar komisyonundayım, yok şöyle bir tüyo duydum, k. köpeğin ürüdüğü yerlerdeki arsalar villa imarına açılıyormuş , şuradan bir arsa alayım. yok bunlar.
Şu tarikata, şu partiye bağış yapayım da belediyeden, devletten ihale kapayım, şu partinin destekçisi, militanı olayım da devlette bir yerlere geleyim. Yok bunlar. Almanyanın en büyük başbakanlarından Helmut Kohl ki 15 sene başbakanlık yapmıştır. Başarılı bir politikacı değilsen Almanyada 15 sene iktidarda kalamazsın. Adamı üstelikte kendi cebine girmeyen, sadece 300 bin mark bağış yapmış kişinin adını sır tutup, söylemediği için süründürdüler. Politik yaşamına son verdiler.
Bu para bizde köy kasaba politikacılığının yolsuzluğu mesabesindedir ve çoğunda da cebe zimmet olayı da vardır. Biz bunlarla Almanlar gibi uğraşsak var ya televizyonlarımız bundan başka yayın yapamaz.
Paran varsa ya bankada, ya borsa da değerlendirebilirsin. Borsaları da gerçek borsadır. Bir CEO çıkar. Yönettiği şirketin bilançosunu iyi hale getiririr. İnsanlar da gerçekten bu şirketin performansı iyi diye hisselerine para yatırır. Yani bu da banka gibi bir finansman yöntemidir. Yani iyi bir maldan benimde olsun talebi gibi. Gerçek borsanın ( tabii Türkiyedeki, ve gelişmekte olan ülkelerdeki borsaları kastetmiyorum. ) İslamiyete aykırı olduğunu da düşünmüyorum. Bu şuna benziyor. Farzedelim bir yaş pasta alacaksın. Ben X pastanesinin pastalarını daha çok beğeniyorum diye pastanı oradan alman gibi bir şey. Takım elbiseyi her yerden alırsın ama Vakkoyu, Beymen i tercih etmen gibi birşey. Senin bu tercihinde finans piyasasında firmayı finanse ediyor. Almanyada onun için borsadan çok büyük kazanma veya kaybetme olmaz.
Bizim gibi yeni borsalar da para kaybı, para kazanma çok olur. Yeni borsalar aynen bebekler gibidir. İkide bir de hastalanır. Adamların borsaları 200 senelik, bizim borsamız 20-30 senelik .
Bizde bu kadar yolsuzluk, ahlaksızlık sermaye birikimi döneminde olmamızdan kaynaklanıyor.
İnönü, Menderes, Demirel döneminde devalüasyonlar, 1974-80 arası yüksek enflasyonlar. Sonra bankerler, sonra offshore lar. Yok 1994, yok 2001 krizleri. yok bankalar battı, yok borsada battı, yok yeşil sermaye falan.
Bu olayların ana fikri ne biliyormusunuz. Ey vatandaş işçi, memur, köylü, küçük esnaf. Para sizin elinize yakışmıyor. Para X patronların eline yakışıyor. Çünkü onlar para ile para kazanmayı biliyor, sen bilmiyorsun. onun için senin elinden parayı şu veya bu şekilde alırım, sermaye birikimi sürecine katarım. İster inan ister inanma, uzun vadede bu senin hayrınadır.
Hani bir laf vardır, "Memleketi, yediler, yediler bitiremediler. " . Benim temiz halkım da böyle inanır. Tam tersine bu devletin elindeki atıl kaynakları özel kesime aktarmadır. Arsayı verir imar çıkarır, Arsayı verir, izni verir fabrika, otel vb. kurdurur. Sonra ona ruhsat verir. Ama kendi menfaatini de korur. Al gülüm ver gülüm. Hani içeriğinde ahlaksızlık, yolsuzluk, rüşvet vb . kötü şeyler de var, ekonomiye katılmış , milli geliri arttıran bir şeylerde var. Ondan sonra halkımız da bir hoş olur. "Adam yesin ama az yesin, bir şeylerde yapsın" der.
Araptan, irandan, doğu blokundan hiç bir şey olmaz. Çünkü oralarda sermaye birikimi yok veya az. Sen libyada Kaddafiden, Irakta Saddamdan zengin olucan ha. Kusura bakma sıkar biraz.
Ama Türkiyede Atatürk ve İnönü döneminde Vehbi Koç ve Kadir Has vardı. Daha fazla da vardır. Ama bunlar bilinenleri. Türkiye böyle zenginlere engel koymadı, tam tersine önünü açtı.
Ne kadar çok zengin olursa o kadar iyi. Ekonominin Ramboları onlardır. Ama hepsinin değil de bazılarının işçiye yaptıkları, sömürüler falan, gayrı insani davranışlar, kamuoyundan tepki çekiyor. Tabii bunlarda sıkı yasal düzenlemelerle, ILO sözleşmelerini zorunlu uygulatmakla falan düzelecektir. Türkiyenin köklü zenginlerinde çalışan ( Koç,Sabancı, Eczacıbaşı, Karamehmet vb.) bir işçinin durumu ile, bazı köksüz ayrıkotlarının yanında çalışanların durumu aynı değildir. Bu da bir gerçek. Ama geçecektir.
Hatırlarmısınız 1990 ların sonlarında Ecevit in bürokratı Zekeriya Temizel ' vardı. Adam Mali Milat diye bir program yapmıştı. Ekonomide nasıl bir panik yaşandı. İnsanlar korktu. Çünkü sermaye birikimi dönemi birazda yolsuzluk ekonomisidir. Şöyle bir benzetme yapayım Almanya ekonomisini bir genç ergin bireye benzetelim. O genelde nezle olur, grip olur. Senin ekonomin bir çocuğa benzer. Sende kabakulak, su çiçeği, kızamık gırla. Sürekli hastalık vardır. Yani Mali milat bir ergenliğe geçiş ekonomisidir. Sen daha çocuksun. Bu kadar panik normal.
Nasıl insanlar işte 12-13 yaşında ergenliğe geçer, ekonomiler de belli bir sermaye ve girişim gücüyle ergenliğe geçerler.
Avrupa topluluğuna geçiş aşamamız yaklaştığında , Bütün chapter lar bitme durumuna geldiğinde zaten yasalar ona uygun hale gelecek.
Avrupa topluluğuna girmemizi istemeyenler, içerde sadece ulusalcı askerler, bürokratlar değildir.
En azından bu sermaye birikimi dönemini biraz daha uzatmak isteyen, Avrupa şartlarında Ticaret ve Sanayii yi henüz erken bulan patronlar, ekonomistler ve politikacılar da vardır. Bizi istemeyen Avrupanın politikacıları onlara dayanır, içimizdeki AB yi istiyor gözüküp te dediğim sebeblerden gerçekte istemeyenler Avrupalı muhalif politikacılara dayanır.
Uzun lafın kısası Almanlar müslüman olsa, bugünkü finansal düzenlerini değiştirmez. Ne alman, ne fransız, ne ingiliz ne de Amerikalı. Bankayı, borsayı bırakmaz. Bırakamaz. Bıraktığı gün gümler.
Pekiyi bu almanlar, fransızlar nasıl bu kadar dürüstler. Biz Müslümanız, vallahi onlarla karşılaştırdığım zaman müslümanlığım dan utanıyorum falan gibi düşünebilirsiniz.
Ama senin geçtiğin yollardan onlar 1800 lerde geçti. Hem halkını sömürdü, hem de Afrikayı, Asyayı, Osmanlıyı sömürdü.
Sen halkını sömürdün ve sömürüyorsun. Ama başka ülkeleri sömürmedin, sömüremedin. Olay bu.
Sen Avrupa topluluğuna girince bankacılık ve borsadan başka para değerlendirme aracın olmayacaktır. Bunu da bil.
Allah ömür verirse , hepimiz bunları göreceğiz.
Gerisi lafı güzaf.
Herkese selamlar.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|