Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
62.
Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden "Allah'a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır"
dermanbeg, hayrullah
Allahın yukarıdaki vaadini dikkatilice okuyun lütf.
Bu ayette beynamaz olan saabiler hırıstiyan yahudiler var.Bunlar beynamaz oldukları halde nasıl oluyorda cennete giriyorlar?
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Namaz vakitleriyle farz ibadet ise vakit girmeden o ibadetin yapılması olası değil.
Dünyada akşam ve sabah fakitlerinin oluşmadığı yerlerde(alaca karanlık) namaz kılma farzıyeti ortadan kalkıyor mu?
Ya uzayda ki durumdan ne haber?
Aynı soruyu oruç ibadeti için de sormuştum ancak daha sonra ayette ki -sizden her kim o aya şahit olursa- ifadesi dikkatimi çekti ve oruç ibadedin de şerh konularak uzayda bu ibadetin geçerliliğinin olmayacağı belirtilmiş oluyor.
Selam. Anılan ayetlerdeki hükümler, vahyin ilk muhataplarının içinde bulunduğu coğrafik şartlarda geçerli elbet. Hükümlerin uygulanmasına elverişsiz şartlarda ne yapılması gerektiğini ise bilmiyorum. Sizin bir öneriniz varsa öğrenmek isterim. Lütfen.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam hasan bey
Vakitlerin oluşmadığı coğrafik şartlarda ibadetin nasıl yapılacağına dair açıklama ayetlerde yok ise ayetleri anlayışımızda sorun var demektir.
Allahın bir ibadeti tüm müslümanlara VAKİTleriyle farz kılıp bu vakitlerin oluşmadığı yerlerdeki müslümanları unutması diye birşey söz konusu olamayacağına göre bizim farz ibadet olarak anladığımız salatın başka bir anlama geldiğini ve vahiye ilk muhatap olan mümimlerin bunu yapması gerektiği sonucuna varıyorum.
Cilbab ayetindeki gibi.cilbabı peygamberin çevresindeki müminlerin eşleri giyip kendilerini münafıklara,müşriklere biz peygamberin tebasındanız diye tanıtacaklar.Bu ayet kuranın indiği dönemin müminlerine hitab edip o döneme ait geçici sosyal düzenleme yapmaktadır.
Bunun dışında bakara 62 de var.Cennete gidecek insanların Allaha ve ahiret gününe inanması ve salih amel işlemesi yeterli.Allahın vaadi bu yönde.
bakara 62 diyanet çevirisinde yahudiler hrıstiyanlar ve saabilerden sonra parantez içinde(herbirinin kendi şeriatına göre)ibaresi düşülmüş.O açıklamayı düşme gereği duyan zihniyette benimle aynı sonuca varmış olmalı ki ,bu sonuca başkaları da varmasın ,bu anlayışı derhal bertaraf edelim endişesiyle kendilerince ayete netlik getirmiş.
Ayetin net ve açık anlatımından varılan sonuç kuranda bildirilen emir ve yasakları yerine getirmeyen bir müminin Allahın varlığına ve ahiret gününe iman edip iyilikler yapması cennete gitmesi için yeterli
Bu şu demek oluyor; kuranda ki toplumsal,hukuksal ve sosyal düzeni sağlayan tüm hükümler kuranın indiği dönemin halkını kapsamakta.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden "Allah'a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır"
dermanbeg, hayrullah
Allahın yukarıdaki vaadini dikkatilice okuyun lütf.
Bu ayette beynamaz olan saabiler hırıstiyan yahudiler var.Bunlar beynamaz oldukları halde nasıl oluyorda cennete giriyorlar?
Beynamaz, beyoruç, beyrehber olarak SALİH amellerde sabit kalabilen var ise, NE MUTLU onlara...
Ben kendime O KADAR güvenemiyorum, o sebep ile, kendimi sürekli geliştirmek ve sabır etmeyi öğrenebilmek, nefsimi dizginlemeyi başarabilmek için TAVSİYELERİ mümkün olduğunca yerine getirmeye çalışacağım inşallah...
Onların beynamaz, beytesbih olduklarından ÇOK MU EMİNSİNİZ?
Vakitlerin oluşmadığı coğrafik şartlarda ibadetin nasıl yapılacağına dair açıklama ayetlerde yok ise ayetleri anlayışımızda sorun var demektir.
Allahın bir ibadeti tüm müslümanlara VAKİTleriyle farz kılıp bu vakitlerin oluşmadığı yerlerdeki müslümanları unutması diye birşey söz konusu olamayacağına göre bizim farz ibadet olarak anladığımız salatın başka bir anlama geldiğini ve vahiye ilk muhatap olan mümimlerin bunu yapması gerektiği sonucuna varıyorum.
Cilbab ayetindeki gibi.cilbabı peygamberin çevresindeki müminlerin eşleri giyip kendilerini münafıklara,müşriklere biz peygamberin tebasındanız diye tanıtacaklar.Bu ayet kuranın indiği dönemin müminlerine hitab edip o döneme ait geçici sosyal düzenleme yapmaktadır.
Bunun dışında bakara 62 de var.Cennete gidecek insanların Allaha ve ahiret gününe inanması ve salih amel işlemesi yeterli.Allahın vaadi bu yönde.
bakara 62 diyanet çevirisinde yahudiler hrıstiyanlar ve saabilerden sonra parantez içinde(herbirinin kendi şeriatına göre)ibaresi düşülmüş.O açıklamayı düşme gereği duyan zihniyette benimle aynı sonuca varmış olmalı ki ,bu sonuca başkaları da varmasın ,bu anlayışı derhal bertaraf edelim endişesiyle kendilerince ayete netlik getirmiş.
Ayetin net ve açık anlatımından varılan sonuç kuranda bildirilen emir ve yasakları yerine getirmeyen bir müminin Allahın varlığına ve ahiret gününe iman edip iyilikler yapması cennete gitmesi için yeterli
Bu şu demek oluyor; kuranda ki toplumsal,hukuksal ve sosyal düzeni sağlayan tüm hükümler kuranın indiği dönemin halkını kapsamakta.
genel olarak katıldığım düşünceler...
belki farklı olarak şunları söyleyebilirim...
namaz oruç hac gibi ritüellerin ve kuranın kendi muhatablarına önerdiği bir çok önerinin bu günde ve her yerde uygulanabileceğini düşünüyorum...
yani sorumluluk olarak değil...
istifade edilebilirlik açısından ...
daha açık ifade etmem gerekirse...
namaz oruç hac niye yapmadınız niye kuranı öğrenip uygulamadınız diye bir soru sorulmayacağını düşünüyorum...
ama yaptığımız her işin söylediğimiz her sözün ve sahip olduğumuz nimetlerin hesabını vereceğiz...
bu hesabı vermemizin daha kolay olmasına yardımcı olacak öneriler olarak görüyorum ritüelleri ve kuranın diğer önerilerini ve peygamberin sözlerini...
isteyen bunlardan faydalanır isteyen faydalanmaz...
değişmeyen temel prensiplerin iyi tesbit edildikten sonra...
bu prensiplerin belli bir zamanda ve coğrafyada uygulanmasının bir örneği olan muhammed as. yaşamı tüm coğrafyalara örnek olabilecek şekilde şekilsel değişikliklere gidilebilir...
yani oruç gibi bir öneriden faydalanmak için onun başlayış ve birtiş ssatlerinde namaz duasının saatlerinde ve uygulamalarında içinde bulunulan şartlara uygunluk aranılabilir...
bu konuda kolaylaştırıcı olanı tercih edip o şekilde olan düzenlemeleri benimsiyorum...
__________________ O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Salatın (beraber olmak,beraberken ders yapmak, beraberken istişare yapmak, YEK vüücut olmak...) gün içinde yapılmasının UYGUN olan ZAMAN DİLiMLERİNİ TAVSİYE ettiğini düşünüyorum, ilgili ayetlerin.
Tesbih = Namaz, dua, secde, ruku, anmak, olduğunu düşünüyorum.
Günümüzde NAMAZ kılan tüm müslümanların, dünyanın neresinde olursa olsun, HEPSİNİN ortak yaptıkları :
1. Kabeye yüzlerini dönmek
2. Ayakta Kuran okumak
3. Ruku
4. Secde
Bu uygulamanın Muhammed A.s. ın TESBİH uygulaması olduğunu düşünüyorum ve Taha 130. ayete baktığınızda Tesbihin (namazın ) KALBİMİZİN HOŞNUT olması, HUZUR bulması için ÇOK GÜZEL BİR tavsiye olduğunu düşünüyorum.
Güneş doğmadan ve batmadan önce tesbih et : Anladığım, güne başlamadan ve gün bitiminde namaz kıl, dua et, Allah'a sığın, yükünü at üzerinden, secde et...
Gündüzün etrafında : Anladığım, gün içerisinde,meşgulken, sıkıntılı bir durum olduğunda ve / veya dünya süsüne kendini kaptırmamak için, MEŞGULİYETİNE ARA VER, hem dinlenmiş olursun, hem kalbin huzuz bulur, ...
Gecenin bir bölümünde : Dinlenme zamanında, herkes uyuyorken, o güzel sessizlikte, namaz kıl ki, kendi sesini dinle, tam bir takva ile secde et, ayetleri iyi anla, vs...
Taha 130'un 24 saatı; gecesiyle gündüzüyle günün tümünü ve bütün günleri, hayatın tamamını içerdiğini anlamak o kadar zor olmasa gerek!
"Güneş doğmadan önce"= gece,
"güneş batmadan önce"= gündüz.
Açılımı:
"Ve/yani gece saatleri ve gündüz vakitleri.. (Ve min énéilleyli fe sebbih ve etrâfennehér).
Gece gündüz Rabbi'nin hamdini/buyruğunu/Zikrini an/anlat! (Fe sebbih...!)
O zaman menun kalacak/beklediğin sonucu alacaksın (Lealleke terdâ).
Varlık aleminde hangi varlığın tesbihi sadece sabah ve akşamlarıdır!? Kuran'da bütün varlıkların her zaman Allah'ı tesbih ettiğine bakar mısın! Lütfe "TESBİH"in yeraldığı ayetleri bir daha topluca inceler misin?
coğrafi cevap. DÜNYA ÜZERİNDE FECR ve AKŞAM dediğiniz İKİ ALACAKARANLIĞIN OLUŞMADIĞI YER YOKTUR.
gasakil leylin oluşmadığı yer vardır, ama bu ikisinin oluşmadığı tek yer yoktur.
Bu uydurma birkaç defadır tekrar ediliyor.
Coğrafi bilgiymiş..
Alacakaranlığın süresi saniye düzeyinde hesap edilebilinir. Merak eden ve biraz da trigonometri bilen herkes kendi enlem ve boylam noktasını girerek bunu hesaplayabilir.
Araştırın, birkaç dakikanızı alır.
Aşağıda, örnek enlemler ve yıl içi dönemler için alacakaranlık süreleri verilmiş:
t=6°
WS
Eq
SS
Eq
WS
Latitude
Day 0.00
Day 45.66
Day 91.31
Day 136.97
Day 182.63
Day 228.28
Day 273.94
Day 319.59
Day 365.25
90°
0.000
0.000
12.000
0.000
0.000
0.000
12.000
0.000
0.000
80°
0.000
0.000
2.483
0.000
0.000
0.000
2.483
0.000
0.000
70°
1.859
1.611
1.193
2.343
0.000
2.343
1.193
1.611
1.859
60°
1.063
0.884
0.809
1.033
1.687
1.033
0.809
0.884
1.063
50°
0.695
0.650
0.627
0.696
0.783
0.696
0.627
0.650
0.695
45°
0.609
0.583
0.570
0.613
0.661
0.613
0.570
0.583
0.609
40°
0.549
0.533
0.526
0.553
0.582
0.553
0.526
0.533
0.549
30°
0.472
0.467
0.465
0.477
0.488
0.477
0.465
0.467
0.472
20°
0.430
0.428
0.428
0.433
0.438
0.433
0.428
0.428
0.430
10°
0.408
0.408
0.408
0.410
0.411
0.410
0.408
0.408
0.408
0°
0.402
0.402
0.402
0.402
0.402
0.402
0.402
0.402
0.402
t=6 demek, alacakaranlık için güneşin ufuk altındaki derece değerinden uzaklığı
ws, kış dönümü
ss,yaz dönümü
eq, ekinoks
süreler ise saat. OKAY?
Bu da hediye:
Tartışmasız olarak, Dünya üzerinde bazı bölgeler bazı dönemler içerisinde hiç alacakaranlık yaşamaz.
Bazı bölgelerde ise, alacakaranlık 24 saat yani tüm gün sürer. Bu bölgelerde ise sabah ve akşam alacakaranlıkları diye iki alacakaranlık yoktur.
İlave olarak, alacakaranlık atmosferin varlığına bağlıdır. Atmosferin içeriği, kalınlığı gibi fiziksel faktörler rol oynar.
Örneğin, Ay'da atmosfer bulunmadığı için alacakaranlık oluşmaz. Geceden gündüze ya da tersi geçiş keskindir. OKAY?
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Vakitlerin oluşmadığı coğrafik şartlarda ibadetin nasıl yapılacağına dair açıklama ayetlerde yok ise ayetleri anlayışımızda sorun var demektir.
Allahın bir ibadeti tüm müslümanlara VAKİTleriyle farz kılıp bu vakitlerin oluşmadığı yerlerdeki müslümanları unutması diye birşey söz konusu olamayacağına göre bizim farz ibadet olarak anladığımız salatın başka bir anlama geldiğini ve vahiye ilk muhatap olan mümimlerin bunu yapması gerektiği sonucuna varıyorum.
Değerli Savana,altı çizili olan cümlenizi anlayamadım ancak diğer ifadelerinize katılıyorum.Bilim tarfatarı arkadaşları kızdıracağımı biliyorum ama söylemeden geçmiyeyim "Bir müminin kendi sınavı için düzenlenmiş ve muhteşem bir şekilde donatılmış dünya alanından hiçbir bilgisi olmadığı ve imtihanını, yaşamını tehlikeye atacağı uzayın boşluğuna çıkma girişiminde bulunması şımarık bir talebenin sınav salonunu küstahça terk etmesinden başka hiç bir farkı yoktur." Bi düşünün gidenlerin imanı mı artıyor?Siz devamlı gelişen bir bayansınız bunu takdir ediyorum ancak öteden beri bazen gereksiz zorlama sorular/sorunlar üretiyor ve bunların altında eziliyorsunuz.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma