Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Kendim de Batı Trakya kökenli olduğum için oradaki birikimli ve Kur'anı anlamaya dönük davranış ve girişimlere çok duygulanarak bakıyorum ve kardeşlerimle bu güzel yazıyı paylaşmak istiyorum :
KUR' AN' I okuyalım, ama nasıl?
Bir Müslüman, Kur’ an’ ın Allah kelamı olduğu, Allah tarafından gönderildiği ve O’ nun tarafından korunacağı, kul sözlerinden hiç birinin ona benzemediği, kullardan hiçbirinin onun benzerini getiremeyeceği gerçeklerini kabul edip, inanır. Bütün bunlar, Kur’ an-ı Kerim’ e yönelik inanç esaslarıdır.
Kur’ an okumakla ilim ve irfan kazanılır; nefis temizliği ve gönül saflığı elde edilir. Kur’ an okumakla insan büyük sevap kazanır ve Kur’ an kendisini okuyana şefaatçi olur. Cenab-ı Hak bir ayeti kerimede; “Biz Kur’ an’ dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını arttırır” (İsra, 82) buyurmaktadır. Mümin, Kur’ an’ dan feyz almasını bildiği, bu maksatla okuduğu, dinlediği için Kur’ an ayetleri kendisine şifa ve rahmet vesilesidir.
Kur’ an-ı Kerim’ i Müslüman nesillere öğretmek, Kur’ an’ ın korunması konusunda onlara mesuliyetlerini hissettirmek, ona dil uzatanlara karşı müdafaa görevini yerini getirmek, her Müslüman’ın vazifesidir. Kur’ an’ ı öğrenmek ve öğretmek bizler için izzetin, şerefin ve saadetin önemli bir vesilesidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisi şeriflerinde; “Sizin en hayırlınız Kur’ an’ ı öğrenen ve öğretenlerinizdir” buyurmuşlardır.
Kur’ an’ ı nasıl okuyalım ve nasıl yaşayalım? Mehmet Akif ne güzel ifade etmiş;
Lafzı muhkem yalnız, anlaşılan Kur’ an’ ın; Çünkü kaydında değil, hiçbirimiz mananın Ya açar Nazm-ı Celil’ in, bakarız yaprağına Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına İnmemiştir hele Kur’ an, bunu hakkıyla bilin! Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için!
Kur’ an müminin dünyadaki yorucu yolculuğunda, gönül arkadaşıdır. Ruhumuzun derinliklerini aydınlatan nur, Kur’ an’ dır.
Kur’ an’ ı okuyalım, ama sevap kazanıp cennete girmeyi amaç sayarak değil. Güzel sesli hafızlar tarafından okunan Kur’ an’ ı dinleyelim; ama musiki zevkimiz için değil.
Bahtsız insanlara şifa iksiri sunmak için okuyalım. Yalnız bağırlarımızın nefes alması için okuyalım. Nefsimizi ve içinde yaşadığımız toplumu uyarmak, coşturmak için okuyalım. Bizler Kur’ an okuduğumuz zaman yer yerinden oynasın, tüm insanlık sesimize kulak versin.
Kur’ an okuyalım; ama okuduğumuz Kur’ an, insanları kendi kabuğuna çekilmek yerine cemiyet meydanına sürüklesin. Uyutmasın, zorluklara göğüs gerecek çareleri getirsin. Kur’ an’ ı okuduktan sonra artık başkalarının kulu, kölesi, hizmetçisi olmak yerine herkesin önderi, örneği olalım. Birleşelim, tek vücud halinde Allah’ ın kelamını sözlerin en yücesi yapalım.
Kur’ an, bu ümmetin terbiye ve yönetim kitabıdır. O’ dur Hz. Peygamberin ümmetini terbiye ettiği nizam. Biz Kur’ an’ ın ayetlerini okurken, ashab-ı güzinden ilk neslin o ayetlerle terbiye edildiği gibi terbiye edilmeye muhtacız. Ancak o zaman bu ayetler, hayatımızda itici bir güç haline gelir.
Biz Kur’ an’ ı her şeyden önce, yaşamak ve yaşatmak için ve yalnızca bunun için okumak zorundayız. Buda Allah’ ın ne buyurduğunu bilerek, anlayarak okumakla, kısaca Kur’ an’ ı hayatımızın biricik kaynağı haline getirmekle mümkün olur. Günümüz Müslümanlarının en büyük ihtiyacı Kur’ an’ a yeniden dönmek, yeniden yepyeni bir ruh ve anlayışla onu yaşamaktır.
İsmail Ahmet ismail@batitrakya.net
__________________ "Onlara bir ilmin tanıklığında bütün serüveni mutlaka anlatacağız. Biz olup bitenlerden habersiz değildik." A'raf-7
|