Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Eller var…( Sami Hocanınoğlu)
Eller var. Karıştırıcıdır. Her şeyi
karıştırır. Münasebetsiz ellerdir bu eller. Olur olmaz yere sokulur.
Girmemesi gereken yerlere girer. Karıştırıcı eller, pislikten
kurtulmaz. Çünkü karıştırma aşkı her şeyi kapsadığı için, bunlar
arasına pislik de girer. Bu tür eller bulaştığı pisliğin faturasını
kendi karıştırıcılığına kesmez. "Oralarda ne arıyordun?" diyene, "Öyle
her şeyi ve her yeri karıştırırsan, boyuna kadar necasete batarsın"
diyene söyleyecek bir sözü yoktur.
Eller var.
Düzenleyici ve düzelticidir. Çapak gördüğü
göze yumruk olmaz. Kimseye hissettirmeden, bir ana şefkatiyle o çapağı
alır. Yüzün ve gözün güzelliğini çapağa feda etmez. Değdiğini bozmaz,
düzeltir. Düzelteceğim diye "düz" hatta "dümdüz" etmez. Çünkü bu eller,
amuda kalkıp da dünyayı düzeltme iddiasına soyunan "ters"lerin elleri
değildir.
Eller var.
Hiçbir taşın altına girmeye yanaşmaz. Nice
taşlar, kayalar, dağlar kaldırılır. O pamuk eller arazi olmuş,
ortalardan tüymüştür. Ara ki bulasın. Israrla o elleri arar gözleriniz,
ama yok. Sıkıntıya gelemez pamuk eller. Fakat dağlar gibi taşları
taşımaktan yorgun ve bitap düştüğü için ayağı sürçenleri,
tökezleyenleri görmeye görsün bu eller. Hemen ovuşturma vaziyetine
girerler. Utanmadan yakasına sarılır, tokatlamaya yeltenirler. Utanmaz
eller. Taşın altına sokmaya gelince toz olan bu eller, yakaya sarılmaya
gelince aslanpençesi kesilir. Kırılası eller o eller.
Eller var.
Pamuk değil, nasır tutmuştur. Neden olacak?
Elbet, her yarım kalmış yükün altına girdiği için. Her hayırlı
teşebbüsün ucundan tuttuğu için. Her yükü ağıra el atığı için. Her
yolda kalmışın kolundan tutup kaldırdığı için. Her dermanı tükenmişe
derman kattığı için. Öpülesi eller o eller.
Eller var.
Vuracağı yeri bilmez, duracağı yeri bilmez.
Kabarmış bir koltuğun elleridir bunlar. Sürekli tokat halinde gezer.
Hiçbir şey bulamazsa, havayı tokatlar, suya yumruk atar. El ele
vermişler zincirine girip, diğer ellerle birleşmez bu eller. Aksine
birleşmiş elleri çözüp ayırır, kırıp koparır. Kırıp koparacağı
başkalarının eli tükenirse, bu kez kendi ikizine yönelir, onu kırar,
ona vurur.
Eller var.
Vuracağı yeri de bilir, duracağı yeri de.
Dostu da tanır, düşmanı da. Yalnız dosta değil, düşmana bile rahmettir
o eller. Yara sarar, ayıp örter. Bir ananın elleri gibi, okşayacak
yetim, yaşını silecek öksüz, sıvazlayacak kırık yürek arar.
Yıkılmışları yapar, dağılmışları toplar, yarımı tamamlar, tamamı
kucaklar, ayrılanı birleştirir, birleşeni sıklaştırır.
Eller var.
Her önüne gelenden bir şeyler ister. Hiç işe
girişmez, hep beleşe girişir. Sürekli istemek için açılır. Almaya
bayılır, vermekten nefret eder. Bu ellerin bildiği tek dua "Rabbena hep
bana"dır. Böyle elleri bin kez de doldursanız, bin birinciyi ister.
Hapsini de kendi cebine boşaltır. Başka elleri de görmek gibi bir derdi
yoktur. Bencil eller bu eller.
Eller var.
Hep almaz, ama hep verir. İddialı değildir,
fakat kararlıdır. O elleri herkes ortalarda görmez. Muhatabının gözüne
sokulmaz. Alkışı hak edeni alkışlamaktan çekinmez, fakat kendisi alkış
istemez. Verirken görünmemek için köşe bucak saklanır. O eller, bir
Allah'tan ister, başkasından istemektense taş kesilmeyi tercih eder.
Fedakâr eller o eller.
Eller var.
Sürekli bedduaya durur. Bedduaya duran,
suizanna ayarlı, kara yüreklere bağlı eller bunlar. Armudun sapı der,
beddua eder. Üzümün çöpü der, beddua eder. Kusursuz kadı kızı arar,
fakat kendisi pür-taksirdir. Herkese beddua için açılan bu uğursuz
eller, herkesin ellerinin kendisi için duaya kalkmasını bekler. Bunu
bulamadığında da yumruk olur, sağa sola saldırır. Haddini bilmez, kadir
bilmez eller.
Eller var.
Sürekli duaya durur. Peygamberlerin ellerinden
bir hisse kapmıştır. Dostlarına değil sade, düşmanlarına bile duaya
durur. Sevdiği güllerin dikenleri tarafından kanatılınca, gülü kökünden
sökmeye kalkışmak gibi bir cinayet işlemez bu eller. Aksine, gülünü
sevdiği için, kendini kanatsa da, dikenini de sever. İçinde hayır olan
bir yüreğe bağlı eller bunlar. İçinde umut ve sevgi olan bir yüreğe
bağlı eller…
Ellerinize bakın, kendinizi tanıyın! Zira onlar, sizin aynanızdır.
Allah'ım! Ellerimizi bırakma!
__________________ ŞEYTANDAN VE ONUN EVLİYASINDAN KAÇINMANIN EN İYİ YOLU,ŞEYTANA KÜLAHINI TERS GİYDİRMEKTİR!
|