Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

HAKgelenek Yazdı: selam. Daha peşinen kabul etmiyeceğini deklare ediyorsun,o halde söylemek senin için sadece magazin değerinde bir haber olacak ve şeytanın iyice azacak iyisimi sana bu kötülüğü (!) yapmayayım. muhabetle

hakgelenek,

kıvırtma..:)))):

neden mi???

ben senin peygamberini kabul edip, etmeyeceğimi sana söylemiyorum ki....

ben sadece bilmek istiyorum...

kabul etmek ayrı... bilmek ayrı... :):):):):):):):):)):):)

farkı farkedebileceğini sanmıştım yanılmışım.....

evet kabul etmeyecem.. ama sen adını söyle... bileyim... :):):)::):):))):

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

ey forum sakinleri hiçmi okumadınız yazımı hala devam ediyorsunuz gelmeyecektirde gelmeyecektir diye. okuyun bakın bi ya bi merak edip okuyun.

bakara 146.ayette onu oğulları gibi tanırlar diye neden diyor?

seni oğulları gibi tanırlar diye geçmesi gerekir. çünkü ayetlerde bizzat sen diye geçer. senden, seni, sana hep bu şekilde ifade varken neden burda onu kullanıyor. çünkü farklı bir kişiden söz ediyor.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

İslamci kardeşim!

Kitap ehlinin oğullarını tanıdığı gibi tnıdıkları, ne Muhammed ne de (gelecekse) gelecek olan resuldür. Tanıdıkları, Resul'e gelen vahidir / ilimdir. Bakara 145'te bahsi edilen İlim.

 Bunun için bir de En'âm 19-20'ye bakın! Orada bunun Kuran olduğunu daha net olarak göreceksiniz!

19- Qul eyyu şeyin ekberu şehédeten, qul ellahu şehîdun beynî ve beynekum. Ve ûhiye ileyye hézel'qurénu li unzirakum bihî ve men beleğa. Einnekum leteşhedûne enne meallâhi éliheten uxrâ. Qul lé eşhedu. Qul innemé huve iléhun véhidun ve innenî berîun mimmé tuşrikûn.  20- Ellezîne éteynéhumu'ul'kitébe ye'rifûnehû kemé ye'rifûne ebnéehum...

"Onu tanıyorlar" ifadesindeki "Onu" zamiri, 19. ayette geçen "hézelQurén" e racidir. Ayetlerde muhatap, 2. şahıs olarak hitap edilen Resul olduğundan şayet "onu" zamiriyle Resul kast sdilmiş olsaydı "onu" yerine, "seni" yada "beni" zamirleri yer almalıydı.

Doğrusunu Allah daha iyi bilir.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sayın islamcı,

Bakara suresi Hicretten Sonra Medine de ilk nazil olan suredir.

Medineye gelen hz. Muhammed, burada Yahudilerle karşılaştı.

Bakara suresi tümüyle Yahudiler hakkındadır.

İster surenin en başından sonuna doğru okuyun.

İster ayrıca tefsirlere müracaat edin.

İster Bakara 146 ının siyak sibakına bakın.

İster bu siyak sibak ayetleri bir kaç kişinin mealinden kontrol ederek okuyun.

Göreceksiniz ki  konu , hz. Muhammed ve onun özelliklerini adeta kendi oğullarını tanıyacak derece de bilen Yahudi din adamlarının inkarı.

Başka bir şey değil.

Kıyamete doğru gelecek peygamber değil.

Genel İslam inancında artık Hz. Muhammed den sonra vahiy alacak bir kişi gelmeyecektir.

Zaten amaç kıyametle ilgili uyarı ise Zaten Kur'an ve Hz. Muhammed bu görevi yerine getirdi.

Ben söylediğiniz şeylere Kur'andan bir dayanak bulamıyorum.

Vahiy Kur'an la bitmiştir.

Peygamberlik Ahzap 40 ile bitmiştir.

O zaman daha ilk okul çocuğunun bile bildiği en temel gerçeği, Hz. Muhammedin son peygamber olduğunu bile bile , kıyamete doğru vahiy alan son bir peygamberin geleceğini iddia etmek.

Bu zorlama, yorumla çıkarılmış bir inançta değil.

Kur'an açık açık söylemiş. Zamanımıza kadar tevatür de böyle gelmiş.

Hadisteki Hz. İsa ve Hz. Mehdi inancı bile Ahzap 40 ile çatışmaktadır.

Yine de siz bilirsiniz ama biraz daha araştırma yapmanızı öneririm.

Herkese selamlar.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bence de zorlama yorumlara gerek yok...

ayetleri doğru değerlendirmek uygun olacaktır...

selam ve dua ile....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

bencede ahzap 40 ı tekrar değerlendirin. biraz araştırmacı olun değerlendirin. tevil, tahlil edin onu.

neden Allah(c.c.) ın resulü ve nebilerinin sonuncusu diye geçiyor ayet. yani nebilerin sonuncusu dese sadece yine kuşku olmaz. yada Allah(c.c.) ın resullerinin ve nebilerinin sonuncusu dese yine problem yok dediğinize katılırım. ama üstüne basa basa Allah(c.c.) ın resulü denilmiş. yani rasullerin sonuncusu değil ..

bakın cehenneme gidenlere soruluyor size hiç uyarıcı gelmedi mi? geldi bizde yalanladık diyorlar. yani kanıyla canıyla bir insan uyarıcıdan bahsediyoruz. ya kuranda tahrif edilmiştir diyenlerde var.

benim önceki söylediğim ayetlere iyi bakın. ondan sonra karar verin.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

haktansapmaz yazdı.

Kitap ehlinin oğullarını tanıdığı gibi tnıdıkları, ne Muhammed ne de (gelecekse) gelecek olan resuldür. Tanıdıkları, Resul'e gelen vahidir / ilimdir.

selam hocam.

tanınan resule gelen vahiyse,şuanki vahyin (kuranın)tanındığını düşünüyormusunuz,yoksa ortadaki vahyin(kuranın )tanınması için bir resule ihtiyaç varmıdır?

selam ve dua ile

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

saffet metin yazdı

Sayın islamcı,

Bakara suresi Hicretten Sonra Medine de ilk nazil olan suredir.

selam

sayın saffet bey kuranın hangi sure ile başlayıp hangi sure ile bittiğini kuran bize bildirmezken sizin bakara suresinin ne zamanda ve nerde indiğini söylerken buna delil olarak insanların inanacağı bir kaynak ortaya koymanız mümkünmüdür?

selamlar

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

HAKgelenek Yazdı: tanınan resule gelen vahiyse,şuanki vahyin (kuranın)tanındığını düşünüyormusunuz,yoksa ortadaki vahyin(kuranın )tanınması için bir resule ihtiyaç varmıdır

Aleykesselam HAKgelenek, Yaşar Nuri "O kendilerine kitap verdiklerimiz var ya, onu öz oğulları tanıdıkları gibi tanıyıp bilirler." şeklinde çevirmiş ayeti. Yani, "onu" nla neyi veya kimi kastettiğini belli etmemiş kurnaz(!) 

Sizce tanıdıkları Resul muydu Kuran mıydı?

Ben vahyi tanıyorlardı diyorum. Yani Resulün vahyi söylemlerini normal bir beşer sözünden ayırd edecek vahyi tecrübeye sahiplerdi. Vahiy olanı, vahiy olmayandan ayırabiliyorlardı. Vahyi Resul ile değil, Resulü vahiy ile biliyorlardı. Aslında vahiy alan Resul taşıdığı ruh'ul-Kudus /Vahyi alan ruh, diğer bir deyişle Cibril O'nun duruşuna ,kşiliğine, karekterine yansımıştır. İşte Resul söylediği sözlerle beraber sergilediği duruş, etrafına yaydığı enerji ile de tanınır. Yoksa daha önceki vahilerde anlatılmış kendisinde bulunduğu ileri sürülen fiziki vasıflar, işaretlerle değil.

Sualinize gelince, bugün neyin vahiy, neyin vahiy olmadığı konusunda bile bir sürü görüş /mezhep vardır...!

Bence inananlarının Kuran'ı doğru anlamaları ve aynı doğrularda ittifak etmeleri (ihtilaf etmemeleri) için dahi olsa resule ihtiyaç vardır.   

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sayın arkadaşlar,

Hz. Muhammedden sonra din bilginleri gelebilir, gerçekten insanları uyaran her kavimden, her dinden , her meslekten  insan gelebilir.

Ama vahiy alan insan gelmeyecektir.

Bakara 246 yı ben yahudilerin hz muhammedi kendi oğullarını tanıdığı şeklinde yorumladım. Gerçek budur.

Bakara yahudilerle ilgili bir suredir. Ali imran ve Maide ise Hristiyanlarla.

Yahudi ve Hristiyanlar hakkında ne kadar çok bilginiz varsa o kadar iyi anlar ve yorumlarsınız.

Siz diyorsunuz ki vahiy, Kur'an falan.

Elbetteki bu yahudi hahamları , hz. Muhammedle konuştuğunda faran dan (Mekke)  gelmesi en önemli referans onlar için. örneğin Şamdan gelseydi Kur'an la bile gelse hiç muhatap alınmazdı. Yahu adam ilahi kaynaklı bir şeyler söylüyor. Peygamber olduğunu iddia ediyor ama Farandan  gelmesi gerekiyordu şamdan değil derler.

Mekkeden gelen bu kişinin bilgisi nedir. Allahtan ne almıştır. Nasıl bir hayat sürmüştür. Tabii Hz. Muhammed O zamana kadar indirilen Kur'an ayetlerinden örnekler de  okumuştur. Zaten bir haham bunu değerlendirebilecek  bilgiye sahipti ve bu bilgiyle yapacağı bir sohbet ile o kişinin Allahın elçisi olup olmadığını anlayabilirdi. Anladılar ama gönüllerine zor geldi.

Ayrıca Kur'anın iniş sırası Hz. Alinin MUshafının tertibi iniş sırası tertibidir. Hz. Ali dışında bu tertibe riayet eden yoktur. Bunun dışında harfine kadar aynıdır.  Bugünkü  Sureleri inişlerine göre tasnif eden mushaflar da var artık Allaha şükür.

Hatta ben en azından Meallerin veya meallerin bir kısmının bu iniş sırası rivayetine uygun olarak yayınlanmasını öneriyorum.

Çünkü konu cahili olan iyi veya kötü niyetli kimseler, Kur'an da çelişkili şeyler olduğunu, aynı konuda bir kısım ayetler çok sert, bir kısmı çok yumuşak. Bir kısmında barış, bir kısmında şiddet. falan .

İniş sırasında okunduğunda daha mantıklı geliyor insanlara.

Yoksa klasik tasnifteki bir Kur'anın okunması konu cahili insanda gerçekten olumsuz etkiler yaratabiliyor.

Ben bir arkadaşa söyledim. Kur'anın türkçesini oku diye. Arkadaş lise mezunuydu. Okudum ama hiç bir şey anlamadım. Gene okudum yine bir şey anlamadım dedi.

Ama ben çok iyi anlıyorum. Sorun nedir.

Aslında buna kafa patlatmak gerekir. İnsanlar Kur'anı kolay anlamalıdırlar. Daha fazla çelişkiye düşmemelidirler.

Kendim de iniş sırasına göre Hasenat programından karşılaştırmalı olarak okuyorum.

herkese selamlar.