Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Thoreau'nun yaşamında en önemli olaylardan biri de, topluma küsüp bir süre
tek başına ormanda yaşamasıdır. Walden Gölü kıyısında kendi eliyle yaptığı
bir kulübede, "Devlet'ten uzak" olmanın hazzı ve çılgınca sevdiği
doğayla baş başa kalmanın sevinci içinde iki yıl yaşayan Thoreau Concord'a
Walden ya da Ormanda Yaşam adlı ünlü yapıtıyla dönüyor. Bu yapıtta doğa üzerine
yer yer ozanca, yer yer de filozofça eğilen Thoreau, yurttaşlarına, bir insanın
Devletle bu yoldan da ilişkisini kesip kendi başına "bir lokma, bir hırka" yaşayabileceğini
göstermek istemişti.
Thoreau, Amerika'da kölelik sorununu kendine dert etmişlerin başında gelir.
Bu yoldaki asıl savaşı Kansaslı John Brown adında bir dava adamını tanımasıyla
başlar. John Brown kölelikle savaşı bağnazlığa vardıran bir adam. Köle kullanan
beş komşusunu soğukkanlılıkla öldüren bu yarı deli ama içten adamın etkisinde
kalan Thoreau, köleliği kaldırmaya çalışan Kuzey'le, rahatını hatta lüksünü
köle kullanmakla sağlayan Güney arasında patlak verip Amerika'yı kana bulayan
kardeş kavgasının birinci yılında veremden ölünceye kadar bu adamı destekliyor.
Harper's Ferry diye anılan bir baskınla ordunun silahlarını ele geçirip üs
kuran ve kölecilere dehşet salan John Brown yakalanıp sorguya çekildiği zaman,
Thoreau büyük bir ataklıkla onu destekliyor. "John Brown'ın Son Günü" adlı
savunusu Thoreau'nun en çok anılan yazıları arasında yer alır.
Thoreau, küçük bir kasabada doğup orada ölen bir taşralı olmakla birlikte,
kafasını Doğu ve Batı kültürlerine açmış, yurttaşlarına seslenirken bütün dünyaya
seslenmenin sırrına ermiş bir yazardır.
*
Thoreau her ne kadar anarşist gibi görünüyorsa da, aslında, hiçbir yönetimi
kabul etmeyenler arasına sokamayız onu. Onun, belli yönlerden haksız bulduğu
yönetime, Amerikan yönetimine karşı koyan bir tutumu var. Eğer yönetimlerin
her türlüsünü benimsemeyen bir tutumu olsaydı, "Resistance to Civil Governement" adını
taşıyan bu yapıtını "Her Türlü Yönetime Karşı" diye çevirmek gerekirdi.
Ama, Thoreau'nun böyle kesin bir tutumu yok. "Civil Governement" sözü "Devlet
yönetimi" anlamına gelmekle birlikte, buna, Thoreau'nun asıl düşüncesine
ve yapıtının ruhuna bağlı kalmak kaygısıyla "haksız" sıfatını eklemeyi
ve çeviriye "Haksız Yönetime Karşı" başlığını koymayı daha uygun
buldum. Yapıtın bütününden de anlaşılacağı üzere, Thoreau, yaşadığı günlerin
haksız yönetimine karşı geliyor yalnızca. Nitekim, yapıtının başlarında hükümetin
ortadan kalkmasını değil, daha iyi bir hükümet kurulmasını istiyor ve sonunda
da insan saygısı üzerine dayanan ideal bir yönetimin özelliklerini açıklıyor.
__________________ "Asılan hırsız değil, yakalanandır."
Çek Sözü
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar.
evet nerde kalmıştık. din ve kapitalizm. oysa açıp kuran ı okuyan bir insan allah bazı insanlara diğerlerini geçimini sağlamak.için ruhsat vermediğini görür. peki nedir bu nasıl oluyorda insanlar. tek bir rızıkçının elinden almak varken araya aracı sokuyor. demekki. birileri allahın sözlerini kendi emellerine göre tekrar dizayn ediyor. kuranın ayetini değiştiremiyeceğine göre. ne yapacak. hadis rivayet. gibi insan ürünü şeylerle çarpıtacak. ve başlıcak ben tavşandan duydum. oda suyundan duymuş. oda suyunun suyundan duymuş. hz nebi şunu şunu dedi. yazın bu bir hadis. hz nebi dedi mutlaka doğrudur. da bunu hz nebi derken sen yanındamıydın. yok eee nerden biliyorsun.. tavşan dedi. ya bu tavşan varya doğru sözlü biri ona inanılır. hadi ona inandın ya suyu ne olacak. onu sen tanıyormusun. işte böyle şeyleri hz nebi dedi diye kuranı allahın ayetlerini bozamayanlar. bir yolunu bulup. allahı ayetini bırakıp tekrar insanların sözleri ile amel ettirmiş. insanları. bunları yapan kim kapitenin yosmaları.. mal cılar mülkçüler. birde arapçadan başka dilde de okutmayarak ekmeklerine yağ sürdüler. çekeleye çekeleye sündüre sündüre. okuttular. sevabını da yedi ceddine yolladılar. zaten onlar öldü bize bir faydası yok biz dirilere bakalım. ne kadar köle okadar. iyi. zaten ey gafil sen onu arabi lisanda okurken öldürdün ona da ölülere gitme yakışır. eğer diriye okuyacaksan kendi lisanında oku.. böylece insanlığın olmazsa olmazı kapitenin en büyük düşmanı olan insanlık rehberi kuranı. ıskartaya çıkmış ölmüş. leş olmuş. ceddine okuttular. o leş yanında dursa iki gün tahammül. edemezsin. ama nasıl da yutturuyorlar.
kapite yamyamı diyorki. akıllı ve girişimci insan sermayeyi elinde bulundurur. bu sermayeyi diğer insanların faydalanması için üretime katkı haline getirir. bu üretimden diğer aklı ermezlerin faydalan ması için aklı eren bu girişimcinin yanında ona iş gücü olarak katılması ile sağlanır. böyle katılımlar. güçlü bir sermayenin diğer bireylerinde kullanarak rızıklanmalarını sağlar. böylece devlet ayağı altında birleşen bir toplum. o devlet sınırları içinde. akıllı insanların sermayeleri ile geçinir gider.bir taraftan vatan toprağı her bireyinken diğer taraftan akıllı insanlar arasıda.. paylaştırılır. öyle her devletin bireyine alsana şu kadar toprak sen burda istediğini yap denmez. sermaye gücü bir takım akılıların eline geçer. dur kardeşim sen bu toprağı işletmeye aklın ermez. yada senin ne sermayen var denir. ulan yamyam. hani devlet toprağı halkın ammenin malıydı.. hani biz bu topraklar için askerlik yapıyorduk. askerlik yaparken benim askerlik bittimi. gerimi alıyorsunuz. ya nasıl kandırıyorlar. gelelim akıllı insana maden senin aklın çalışıyor. maden sen diğer insanlardan üstünsün o zaman pek ala hammadeyide kendin imal edersin. demir olmadan demir. cevheri yap. yada tarlaya ektiğin buğdayın suyunu güneşini. azotunu minerallerini. kendin yoktan var et. sen kimi kandırıyorsun yamyam. hava beleş su beleş toprak beleş demir cevheri beleş. akıllısın ya diğerlerinden üstünsün onların yarine bunları işletiyorsun. o zaman sen kim oluyorsunda beni rızıklandırıyorsun sen yanlız beni kandırıyorsun. hazır demir cevherini hazır. toprahı hazır. suyu aklınca kulanarak. sermaye yapıyorsun aslında sen benim malımı gasp ediyorsun. banada imkan verseler. bende yaparım . demir birilerini tekelinde olmasa bende şekil veririm. tarlayı bende işlerim. nede olsa senden farkım yok sende. yağmur bulutu imal edemiyorsun bende. sende. azotu yoktan var edemiyorsun bende. peki nasıl oluyorda sen benden dağa akıllı oluyorsun.
bir gün ateistin biri bana dediki ya... ta ...1400 sene önce yazılmış bir kitabın bu güne nasıl anlatırsın. neden bu gün bu çağda gelmemiş. bende ona 1400 sene önce insanlar su içiyordu değilmi. dedim oda evet. peki 1400 sene önce insanlar. yemek yiyordu değilmi. dedim oda evet dedi. bende o zaman ha 1400 sene önce gelmiş. hada bu gün ne değişir. insanların genel ihtiyaçları hep aynı. bundan sonrada değişeceği yok. dedim. ve ateist. benim birlikte bu davanın yareni oldu. oda şimdi kapitenin en azılı düşmanı..
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar.
kapitalizm .. insanları ateist yapıyor. aslında insanlar kapitenden kurtulma yollarını ararken kurtuluşun ateistlik te olduğunu sanıyor. avrupa toplumların da okumuş sermayesi olmayan aklı vicdanı çalışan insanlar. eşitliğin tam terazisini dinin sağlayamadığını yada din denen toplumsal olgunun tam manasında hayat eşitliği getiremediğini ve bu sebepten dolayı allah inancının kuru bir inanış olduğunu savunuyorlar. şimdilerde. avrupada yüz milyonlarca ateist var. ve bizde de. bizim islam inancının da okumuş vidan sahibi sermayesi olmayan insanların görüşleri aynı. ve din ile beslenen kapite hiç bir inancı olmayan insanların ıslağının zor olduğunu zaman içersinde anlıyor. ve eğer bu ateist akım durmaz ise insanları sürüler halinde. gütmemiz.. ve sürü halinde yaşama iç güdüsünü kazandırmamız. için dini tekrar. hayata geçirmeliyiz diyorlar.
ALLAH kuranında ateist diye bir zümreden asla bahsetmez. müşrik kafir münafik diye adlandırdıkları allahın hep hasımlarıdır. bunlar allahı bilir ve onun sayesinde insanları sömürür. o zaman sömüreceği insanlarda allahı tanıması gerekli. ki onun adını anarak işlerini kolay yapsınlar. şimdilerde. din çakalları çıktı. dünyadaki dinleri tekrar hayata kazandırmak için. dini kurallardan yoksunlaşmış insanlara güya din öğretiyorlar. bu sayede ateist düşünceden insanları kurtaracaklar. ve dini bütün birey haline getirecekler. yoksa ateist bir düşünce allah muhafaza. kapitenin sonu olabilir. ve bakın dünyada ve bizim diyardaki görsel işitsel yayın organlarında. bir din öğretisi almış başını gidiyor. dinler arası diyolog çalışmaları. papazla imam buluşmaları. ortak çözümler. ortak kararlar. dinini değiştiren insanların boy boy resimleri. eğer bu din sana cevap vermiyorsa bak başka dine geçenler var. sende ona geç ama sakın ateist. olma. yaksa seni nasıl sömürürüz. ateist insan ne allah tanır. nede. kural kendi başına buyruk olur. hanif olur. ibrahim olur. allah muhafaza. onun öğretisi ile tekrar bizim düzenimizi bozar. kendi allahını kendi arar. yıldızlara bakar. aya bakar güneşe bakar. aklını çalıştırır. hatta bir ateist söz bile söyler. allahım ben hür düşünen biriyim. kimseye boyun bükmem sana soruyorum. bana tekrar dirilmeyi göster. şu samimiyete bakın. bu insanı kim güdebilir. kim sömüre bilir. nemrutmu... firavunmu. kapitemi. rabbine arı duru duruyor. ona soruyor. papaza imama hahama değil. ilk yarada soruyor. ve ondan en güzeli ile cevabını alıyor. bir öğreti ile. bizde papaza yada imama soruyoruz. acaba tekrar dirilecekmiyiz diye.. ya.. papaz nerden bilsin ilk yaratmadiki. allah ibrahimin sayesinde. insanlara bunları söylüyor. seni ben yaratttım . varsa bir meselen benle hallet. takıldığın bir yer varsa bana müracaat et. diyor. kapiteye değil. işte kapite bundan çok korkuyor. titiriyor. imam olup alim olup papaz olup haham olup. bilmem kaçtane kuran kursu açıp. bilmem kaçtane hayır kurumu vakıf. açıp. ibrahimleşmenin önüne geçiyor....
durun yine kızdım.. ALLAH O NAMAZCILARIN. O KURAN KURSÇULARIN BELASINI VERSİN SÜRÜM SÜRÜM SÜRÜNDÜRSÜN. CEHENNEMİN DİBİNE YOLLASIN. İBRAHİMİN AYAKLARI ALTINA ALSIN. MUHAMMEDİN AYAKLARI ALTINA ALSIN.
NEYSE DEVAM EDECEĞİM....
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Devleti yöneten kişilerin zaafler içinde bulunmalarının faturasını, yöneticilere karşı zaafta bulunan halk ödemiştir, ödeyecektir..
Sistemin aslı astarı aslen halk iken, onlardan alınan vergilerle, halk kontrol baskı altında tutulmaktadır.. aslında buna halkın kendi kendini prangalaması diyebiliriz.. halk içinden seçip ayırdığı çocuklara üniforma giydirmek ve onları, halkın standardından biraz daha yukarıda tutmak ve bu suretle, halkı halka, kendi zaafları için kırdırmak, devletlerin temel geleneği olsa gerek..
Ben zenginleri severim diyen bir başbakan gördük, asmayalımda besleyelimmi diyen hergeleleri de.. bu arada bilmem kaç yıl evvel fakir fukara guraba edebiyatıyla, sizi çay ve simit parasından kurtaracağım diyen dini bütün gıcıkları da.. ki kurtardı.. geçenlerde asgari ücrete yanılmıyorsam 30 gibi bir zam yapılmıştı ki bu da günlük 1 tlye tekabül ediyor.. öyleyse şöyle olmalı.. halk devletin ulaşım araçlarına bindiğinde para ödememeli ki o 1 tl yi de oraya kaptırmasın.. :) Velhasılı şahsım adına bu memlekette yaşar olmaktan ziyade sistemin bu kadar boktanlığına pek tahammül edemiyorum.. tv de gördüğüm her erk sahibinin anasından başlayarak yedi ceddine kadar küfrediyorum çünkü elimde değil..
http://www.youtube.com/watch?v=46ALLAoWz-E&feature=relat ed
Bu da Can babadan..
http://www.youtube.com/watch?v=3b2b6qCXn44
__________________ "Asılan hırsız değil, yakalanandır."
Çek Sözü
İkinci
Dünya Savaşı sırasında Fransa’nın Nazi işgaline direnişinin
figürlerinden 93 yaşındaki Stephane Hessel tarafından yazılan "Indignez
vous!" (Haykır!) adlı 13 sayfalık, broşür kalınlığındaki bir kitap,
Fransa’da satış rekorlarını alt üst ediyor. Kitap, Fransızları ve tüm
dünyayı “paranın ve piyasaların küstah ve bencil gücünü reddedip modern
demokrasinin toplumsal değerlerini savunmaya çağırarak, Nazi işgaline
karşı direnişin ruhunu yakalamayı” amaçlıyor.
3
euroya satılan kitap, ilk aşamada 8000 adet basılmıştı. Ancak kitap ilk
üç ay içinde 600 bin sattı ve 200 bin adet yeni baskısı da hazır
durumda. Hessel’ın kitabı Fransız satış listelerinin en üst sırasına
çıkmakla kalmadı, aynı zamanda en çok satan ikinci kitabın satışlarını
da sekize katladı.
Hessel
ve yayın evi, “piyasaların acımasızlığı ve sosyal devlet ilkesini
tehdit eden bütçe sıkıntılarının söz konusu olduğu bir dönemde, ulusal
ve uluslar arası düzeyde bir damar yakaladıklarını” söylüyor ve kitabın,
Fransa’nın 2012 yılının Mayıs ayında cumhurbaşkanı seçimlerine gitme
sürecinde etkili olabileceğini belirtiyor. Hessel aynı zamanda,
“direnişin”, cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye hayır deyip, Sosyalist
Parti’ye oy vermekle başlaması gerektiği imasında da bulunuyor.
Kitap
herkes tarafından memnuniyetle karşılanmış değil. Kitapta İsrail
hükümetinin, özellikle Gazze Şeridi’ne dair olan politikaları sert bir
şekilde eleştiriliyor. Her ne kadar kitabın son bölümünde dünyanın
sorunlarına şiddetten uzak bir yaklaşım sergilenmesi tavsiyesi bulunsa
da, kitap Orta Doğu’da şiddetten uzak bir yaklaşımın yeterli
olmayabileceğini savunuyor. Fransa’ya göç eden Yahudi bir Almanın çocuğu
olan Hessel, Fransa’daki bazı Yahudi örgütleri tarafından
“anti-semitizmle” suçlandı.
Kitabı
bu kadar ilginç kılan unsurun, kitabın insanları tıpkı 1940’larda
olduğu gibi örgütlü bir “direnişe” çağırması olduğu değerlendiriliyor.
Kitapçılar, özellikle sol çevrelerde çok popüler hale gelen kitaptan
bazen yakınlara dağıtma amacıyla çok sayıda satın alındığını aktarıyor.
__________________ "Asılan hırsız değil, yakalanandır."
Çek Sözü
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
SELAMLAR.
ne hikmetse burda insanlığın en büyük düşmanı olan bir meseleyi tartışıyoruz. iki kişiden başka tartışan yok... hani eleştiriler. nerde...
kapitenin en büyük kozlarından biride. gelişmeye modern toplum olmaya insanları teşvik etmesiymiş. eğer sermayedarlar. sermayelerini yeni gelişmeler için harcamasaymış. insanlık.. ilkel bir çağda yaşayacakmış. hızla ilerleyen bilim ve teknoloji kapite sayesinde bu gün bu halini almış .. insanların refahı. sosyal yaşantısının ilerlemesi medeni bir toplum oluşunda kapite lokomotif görevi görüyormuş. motorlu taşıtlar. uçaklar. kat kat üstüne evler. fabrikalar. üretim tesisleri. hep insanlığın modernleşmesi içinmiş. eğer kapitenin ön gördüğü. aklını çalıştır. sermaye yap sermayeni çalıştır. sermayene sermeye kat fikri olmasaymış. bunların hiç biri olmazmış.... hadi ordan.... sömürücü düzen ..
peki bu gün dünya toplumlarında demokrasi nedenen bir sosyal fikir akımı var. ve modern bir toplumun olmazsa olmazı. bu demokrasi ne zaman ilk benim senmiş. taa eski yunan tariğine dayanır. aristolar ve eflatunların zamanına. hani kapitenin yeniliği nerde. m.ö 4 yy kalma bir idolü benimsemişsin. nerde senin sermaye gücün den üretiğin modernleşme .. hani eski insanlar ilkel di ya neden onların fikirlerini benimsiyorsun. hani senin ürettiğin .. şeyler. toplumu dağa ileri dağa modern yapacaktı.. o zaman ta fi tarihden kalma bir düşünceyi savunmak. ilkelliğin alasıdır. sen sermaye yapmışsın. topluma herhangi bir katkın yok. okadar. ilerlemişsinki ancak. m.ö 4 yüz yıla gelebilmişsin. onuda tam olarak benimsetememişsin.
devam edeceğim...
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
ne hikmetse burda insanlığın en büyük düşmanı olan bir
meseleyi tartışıyoruz. iki kişiden başka tartışan yok... hani
eleştiriler. nerde...
Devrimcilik gibi şairlik de
İnen darbeyi duyabilmektir Kaslarının liflerinde, İster copların darbesi olsun İster bilincin... Gelerek,binbir işkenceden --İnsanlık gibi tıpkı-- Çığlıklarla büyüyen devrimci şiir Giderek,sömürüye ve zulme Karşı akımıdır sevincin... Hani Gayrettepe'den Verilip verilip de Dal bedenlerimize elektrik, Tam tükendiğini sandığımız yerde direncin, En çelimsiz kızımızda bile baş veren O silkiniş var ya, O türkü,o öfke, o erkeklik Kıvılcımlarla üreyip güçlenecek, Güçlenecek yarın bamtellerimizde, Güçlenecek, Güççlenecek, Güçççlenecek... Ve de birden tepti miydi geriye, Gözüne,yuvasına,kaynağına zulmün, Bir gök gürültüsüdür,bir şimşek, Bir sevnçtir akıp gidecek Şebeklerin sigortası atıncaya dek!..
İşte böyle bir şiir bizim yazmak istediğimiz....
Can Yücel
http://www.youtube.com/watch?v=dfhK-dI0RPo&feature=relat ed
__________________ "Asılan hırsız değil, yakalanandır."
Çek Sözü
At bile anladı, sırtındaki kapitalist dindarı da, olmaz bre dedi, dindardan kapitalist, kapitalistten dindar.. velev olmuşsa eğer, ki'si eksik.. yuhunuz size deyip, aslında bir ders verdi.. de bunlar, Cihan'ın yanında eşeklikten istifa, hala edemedi..
__________________ "Asılan hırsız değil, yakalanandır."
Çek Sözü
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar.
belki benim anlattıklarımda bir sığlık olabilir. belki cafcaflı sözlerim.yok. ama ben bir kapite düşmanıyım. ve dilimin döndüğünce anlatacağım. tabi rehberim kuran olacak. ayet olacak. sevgili prangasiz de bana böyle bir fırsat sunduğu için yüce rahman ve rahimden ona niyetinin mükafatını vermesini diliyorum..insan ben kavramın dan biz kavramına geçmedikçe hüsrandadır. o yüceler yücesü hak dağil biz kavramını kulanarak. ben ciliği yıkmış yok etmiştir. yok tan var eden mutlak güç kendi iken . insanların terbiyesi için ben kavramını kullanmamıştır. evet en doğrusunu en güzeli ile anlatan allah. bu mütavazısını insanlara aktarmış. biz olun demiştir.
kapitenin allahlarıda ben diye çatlıcak adeta. ben ben ben benim aklım sayesinde bu insanlar rısklanıyor.eğer ben aklımı çalıştırmasaydım şu fabrikayı kurmasaydım. burdaki insanların şu kadarı aç perişan olurdu. evet allahın arzında allahlık taslıyor. insanın gerçek yaradanı olan yüce allahdan dağa çok prim yapıyor. neden. çünkü rısk yollarının üstüne oturmuş.bütün yollarını tıkamış. kendi eline geçirmiş. ve insanlara banada allah deyin yoksa sizi aç perişan bırakırım. diye tehdit ediyor. miskin imal etmiş. ve onlardan geçiniyor. ve miskinlere zorla bizim allahımız. şu fabrika şu vakıf şu banka şu sermayedar dedirtiyor. miskini kerimleştirmiyor. köleleştiriyor. eğer bu kadar miskin olmasa ona çalışacak pek az olurdu ve onun kuru aklıda bir işe yaramazdı. sermayesedi kendine kalırdı. o zaman kapitenin tavan yapması için dünyada miskin nin çok olması gerekli. eli ayahı bahlı oturmuş bir iş yapamayan insanlar olmalı. bunlar muhtaç olmalı. genel ihtiyaçlarını karşılamak için mutlaka kapitenin eline düşmeli.
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Kelimelerin hesabını yapmadan içinden geldiği gibi yazıyorsun ya, işte bu benim gerçekte en sevdiğim tarz.. yazıların yazdıkların, naçizane görebildiğim parlak bir zekanın ürünü.. hani ben zeki bir adam olmasam da zekanın parlamasını görebiliyorum.. işte şimdi sinirlendim yok mu?..
Oysa bize bak.. kelimeyi, kelimeye.. kafiyeyi kafiyeye uydurup uydurup, uyduruyoruz ve sonra da sanki bir iş yapıyoruz..
Değerli UlulEbsar ne diyor?
Gücü yetenler!, bir boynu azad edin.. bir yokuşu aşın..
biz değil bunu söylemek, daha bir adım bile yol alamadık.. dikkat edelim, o da ordan yazıyor.. biz içinse, bu yaştan sonra, değişen hiçbir şey olmayacak.. zihinden gayrı..
saygılarımla
__________________ "Asılan hırsız değil, yakalanandır."
Çek Sözü
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma