Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Bu güne kadar Zülkarneyn Seddinin Kurandaki vasıflarını taşıyan bir sedd bulunmamıştır, yoktur.
"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "körükleyin" dedi. Onu ateş haline koyunca da "getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim" diye seslendi.”
YECUC MECUC ÇİN SEDDINE SALDIRAN İKİ SAVAŞCI KAVIMDIR.TARIHI KAYNAKLARA GÖRE MOĞOLLAR VE TÜRKLERDIR.ÇİN SEDDİ CENGİZHAN ZAMANINDA AŞILMIŞTIR,KIYAMET ALAMETİ DEĞİLDİR.DUNYA TARIHINDE VE DEMİR ÇAĞINDA HİÇ BİR SED DEMIRDEN YAPILMADI,ÇOK UZUN VE BUYUK BİR SED İÇİN BÖYLE BIR DEMIR KAYNAGIDA IMKANSIZ,BUNDAN SONRADA BÖYLE BIR SED YAPILMAZ KORUMA AMAÇLI ARTIK FUZELER VAR VE KOMIK OLUR.
NEDEN KULLANILAN DEMIR BLOKLARI SEDLER ARASINDA BELLI MESAFELERDE BULUNAN KALELERDEKI DEMIR KAPILAR VE SURGULERİ İÇİN DUŞUNMUYORUZ?ÇIN SEDDI NIN EN ÖNEMLI SORUNU TAHTA KAPILARINDAN KALELERE GIREN DÜŞMANLARIYDI.TAHTA KAPILAR M.Ö 3.YUZYILDA DEMIR KAPILARLA DEĞİŞTİRILDI VE SED ONARIM GÖRDÜ.
Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden,(İNSANLAR) Rablerine doğru dalgalar halinde akın akın gidiyorlar.
YASIN SURESINDE SUR' A UFLENDIKTEN SONRA INSANLARIN KIYAMETTE DALGALAR HALINDE OLACAĞI BELİRTLIYOR VE AÇIKKI ONLAR ZAMIRI TUM INSANLAR,YUZYILLAR ÖNCE YASAMIŞ SAVASÇI IKI KAVIM DEĞİL.ŞU ZAMAN Kİ TEKNOLOJIDE ARTIK FUZELER ÇAĞI DEMİR SEDLER ÇAĞI DEGIL.
Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere(UZAKDOĞU,ÇİNSEDDI) varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız(SABAHA GUVENLİ GIRMEYEN,EMNİYETSİZ) bir topluluğun üzerine doğar buldu
KEHF 90 GUNEŞIN DOĞDUĞU YER UZAKDOĞUYU BELIRTIYOR ÇOK AÇIK.
Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere(UZAKDOĞU,ÇİNSEDDI) varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız(SABAHA GUVENLİ GIRMEYEN,EMNİYETSİZ) bir topluluğun üzerine doğar buldu
Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede(BÜYÜK BİR PINAR,GÖL,DENİZ) batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."
Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere(UZAKDOĞU,ÇİNSEDDI) varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız(SABAHA GUVENLİ GIRMEYEN,EMNİYETSİZ) bir topluluğun üzerine doğar buldu.
Dedi: "Rabbimin beni içinde tuttuğu imkân ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim."
"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamun aleküm kardeşlerim
Şüphesiz ki Kur’an’da geçen sana! ….. sorarlarÖr: Sana Zülkarneyn'den de sorarlarDe ki: …. ifadesi Resulullah zamanında, ondan önce ve ondan sonra hatta bizlerden bile sonra olacak olan olaylar içinde ifade edilir.
Sana sorarlar yada soracaklar ileriki zamanlarda de ki:….. diye başlar.
Zülkarneyn kim, Yada ne?: Melek mi?, İnsan mı?, Yasamı?, Madde yada Enerjimi?
Ye'cuc ve Me'cuc kim, yada ne?: Melek mi?, İnsan mı?, Yasamı?, Madde yada Enerjimi?
Şimdi bu sorulara cevap aramadan önce, sizleri evrenin yaratılışına doğru yolculuk yapmaya davet ediyorum.14/19 -- 67/3
Yüce Allah’ın “KÜN FE YEKUN” emriyle, bundan yaklaşık olarak 16 milyar yıl önce, evren büyük patlama adıyla anılan yaratılış sürecine girmiş, sürekli genişleyerek tekamül etmeye devam etmektedir.40/57
Bu gelişip dönüşün neticelerinden biri, bizim bulunduğumuz saman yolu galaksisi sinin oluşumuna, oradan da bizim güneşsistemimizin meydana gelmesine yol açmış tır.
Gelelim yaşadığımız mas mavi gezegenimize:
Bulunduğumuz güneş sistemi yaklaşık olarak 5 milyar yıl önce yaratılmıştır.
Güneş sistemi elemanlarından biri olan Dünya,sahip olduğu başlıca üç doğal küreden oluşur.Bunlar ;katı yer kabuğu veya taşküre ,yaklaşık %71’lik payı sularla kaplı bulunan suküre,800-900km hatta daha çok seyrelmiş şekilde,8000 km yüksekliğe kadar devam eden,havaküredir.
Bu doğal kürelerin hayat veren şartlar sunması,bitkiler-hayvanlar ve insanların,türemesi ve yaşamasını sağlamıştır.Coğrafi yeryüzü terimi ile tanımladığımız bu üç doğal kürenin kesişmesi,madde ve enerji değişimi sürecinin oluşmasına ve bu doğal süreç de,hayat imkanlarının doğmasına yol açmıştır.
Yer ,dıştan içe-yüzeyden merkezine doğru,başlıca üç farklı bölümden oluşur.
1-)Kabuk Bölgesi
2-)MantoBölgesi A )Üst Manto B )Alt Manto
3-)Çekirdek Bölgesi
A )Dış ÇekirdekB )İç Çekirdek
Evrenin yaratılış yolculuğundan, dünya durağına gelmiş olduk, şimdi de dünyamızın var olma sırasında nelerin olduğuyla ilgili, hayal dünyamıza Zülkarneyn’i de yanımıza alıp, ayetlerin ışığında yolculuk yapalım
Kehf 83,84,85“Sana Zülkarneyn'den de sorarlar. De ki: "Size ondan bir hatıra okuyacağım." “Biz onun için yeryüzünde güç ve saltanat hazırladık ve ona herşeyden bir sebep verdik.” “O da bir sebebi izledi.”
Zülkarneyn’e verilenler 1) güç2) saltanat3) sebep
1)güç: yer yüzünü yaşanabilir bir hale getire bilme yetkisi
2)saltanat: yer yüzündeki bütün şeylere (madde ve enerji) hükmedebilme
3) sebep: yapacağı her işi bir sebebe ve sıraya koyma
Kehf 86-88“Nihayet, güneşin battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."“Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek, O da onu görülmedik bir azaba çeker." "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz."
Ozamanlar yer küre bir ateş topuydu, su buharlaşıp bulutlar (Nihayet, güneşin battığı)yoğun bir şekilde su depoluyordu ve güneş yer yüzüne artık ulaşmıyordu, su hayattır. Bulutların içindeki (Onun yanında bir de kavim buldu) Allah’ın emriyle yaratılacak canlılar (Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."“Dedi: "Zulmedene azap edeceğiz; sonra Rabbine döndürülecek, O da onu görülmedik bir azaba çeker." "İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapana gelince, onun için ödül olarak en güzeli var. Ve ona, buyruğumuzdan, kolay olanı söyleyeceğiz.") yer yüzüne nakış nakış kurallar işleniyor yasalar (sünnetullah) oturtuluyordu.
Kehf 89.90,91 “Sonra bir sebebi daha izledi.”“Bir süre sonra, güneşin doğduğu yere varınca onu, güneşe karşı kendilerine bir siperyapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu.” “İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.”
“Bulutlara yeter topladığınız su indirin yer yüzüne” dedi ve 100 yıllarca yağmurlar yağdı bulutlar çekildi güneş çıktı (“Bir süre sonra, güneşin doğduğu yere varınca onu, güneşe karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu.”) Atmosfer henüz oluşmadığı için güneşin zararlı ışınları denizin diplerinde canlanmaya hazır oluşumlara meydan vermiyordu.
Kehf 91. “İşte böyle! Biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.”“Sonra yine bir sebebi izledi.”
Kehf 93-96 “Nihayet, iki set arasına ulaştı. Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı.”“Dediler: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi?"Dedi: "Rabbimin beni içinde tuttuğu imkan ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim.""Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "körükleyin" dedi. Onu ateş haline koyunca da "getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim" diye seslendi.
“Dediler: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc (her türlü radyasyon canlı organizmalara zararlı ne varsa) bu yerde bozgunculuk (yaşama olanaklarımıza engel oluyorlar bozgunculuk) yapıyorlar.
Ateş topu olan yer küre öyle kızgın öyle hararetle yanıyordu ki önüne geleni eritip yiyordu (Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı.) radyasyon yayıyor hiçbir canlı organizmanın yapılanmasına müsaade etmiyordu. (”Dediler: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi?”) bütün canlı varlıklar hiçbir bedel/vergi ödemeden yer yüzünde hayatını sürdürüp rızıklanıyorlar.(Dedi: "Rabbimin beni içinde tuttuğu imkan ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim.”) yağmurlar yağdıkça hararet azalmaya, ağır metaller dünyanın çekirdeğine doğru yoğunlaşmaya başlamıştı ve yer kabuğu şekillenemeye devam ediyordu, Zülkarneyn canlanacak varlıklara”Siz bana bedensel gücünüzle destek verin”dedi şimşekler yıllarca çaktı yağmurlar yağdı(“Bana demir kütleleri getirin!") Hadid 25 Andolsun, biz resullerimizi açık-seçik delillerle gönderdik ve onlarla birlikte Kitap'ı ve ölçüyü de indirdik ki, insanlar adaleti ayakta tutsunlar/adaletle doğrulsunlar. Ve demiri de indirdik. Onda zorlu bir kuvvet ve insanlar için birçok yarar vardır. Allah bu sayede, kendisine resullerine, gayba inanarak kimin yardım edeceğini bilecektir. Allah Kavi'dir, Aziz'dir. Uzayda nova yıldızlarının infilak etmesi sonucu oradan kopup gelen demir kütleleri yer yüzünün merkezine/çekirdeğine inmiştir ve yerçekimini belli bir düzeyde tutmasını sağlamıştır.Dünyanın içten dışa doğru kütlesi ağır maddelerden sıralanmıştır, demir bakır katran vb.. gibiİki ucu tam denkleştirince, "körükleyin" fırtınalar şimşekle yağmurlar derken canlı organizmanı peydahlana bileceği ortam oluşmasına hazır hala getirmiştir. ”Siz bana bedensel gücünüzle destek verin”bitkiler oluşarak karbondioksit emip oksijen yaymaya başlayarak bedensel güçleriyle yardım etmiş uzayla dünya arasına yerkabuğuyla magma arasına set çekilmesine yardım etmişlerdir.
Kehf 97-99 Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler. “Dedi: "Bu, Rabbinizden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır."“O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sura da üflenmiştir. Hepsini bir araya toplamışızdır.”
Şimdi bir özet çıkaracak olursak.
1) Güç:Yer yüzünü yaşanabilir bir hale getire bilme yetkisi
2) Saltanat:yer yüzündeki bütün şeylere (madde ve enerji) hükmedebilme
3) Sebep:yapacağı her işi bir sebebe ve sıraya koyma yukarıdanaşağıya rabbimin verdiği yaratılışta tekamül zincirini takip etme
4) Set:Dünya ile uzay arasındaki atmosfer seti ve magma ile yerkabuğu arasındaki set vb..
5) Ye'cuc ve Me'cuc:her türlü radyasyon canlı organizmalara zararlı ne varsa
6) Zülkarneyn: Yüce Allah’ın yer yüzünde yaşam koşullarını ve kurallarını oluşturması için görevlendirdiği yasalar topluluğunun fotoğrafı
Not: Bu çalışmamızda mutlak doğrusu budur demiyoruz. En iyisini mutlak
Alim olan Allah bilir.
Dost1 üstattan Allah razı olsun. Ortaya koyduğu çalışma önümdeki sisi aralamama neden oldu.
En iyi yorum budur demiyoruz, buda bir bakış açısıdır, kim bilir bizden sonrakiler belki bunun yorumunu bizden daha iyi yapabilirler.
Bir hata yaptımsa Allah’tan af diliyorum siz dostlarımdan da haklarınızı helal etmenizi istiyorum.
Her şeyi bilen yüce Allah’tır.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Set:Dünya ile uzay arasındaki atmosfer seti ve magma ile yerkabuğu arasındaki set vb..
5) Ye'cuc ve Me'cuc:her türlü radyasyon canlı organizmalara zararlı ne varsa
6) Zülkarneyn: Yüce Allah’ın yer yüzünde yaşam koşullarını ve kurallarını oluşturması için görevlendirdiği yasalar topluluğunun fotoğrafı
Sevgılı Ibrahımım
Dunyanın yaratılışıyla Zulkarneyn peygamberin bir hatırasının bahsedıldığı kıssa arasında bağlantı kurmak ve insan olan Hz.Zulkrrneyni yasam koşulları yapmak,demir ve bakırın kullanıldığı seddi atmosfer yapmak,Yecuc ve Mecuc adlı iki savaşçı kavmıde radyasyon ve canlı organizmalar yapmak kolay olmasa gerek, en basta bu hayal gucu için sizi kutlarım ama sizcede çok uçuk değil mi?
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
safbilgi Yazdı:
Sevgılı Ibrahımım
Dunyanın yaratılışıyla Zulkarneyn peygamberin bir hatırasının bahsedıldığı kıssa arasında bağlantı kurmak ve insan olan Hz.Zulkrrneyni yasam koşulları yapmak,demir ve bakırın kullanıldığı seddi atmosfer yapmak,Yecuc ve Mecuc adlı iki savaşçı kavmıde radyasyon ve canlı organizmalar yapmak kolay olmasa gerek, en basta bu hayal gucu için sizi kutlarım ama sizcede çok uçuk değil mi?
Zülkarneyn peygamber olduğunu nerede çıkardığınızı sormayacağım, zaten dost1 sormuş. Ben Zülkarneyn'in insan olduğunu nereden çıkardınız onu merak ediyorum lütfen bizi aydınlatınız.
Yecucuc ve Mecuc bu kavmin, nerede yaşadıkları ve hala yaşıyorlarmı, yaşıyorlarsa nasıl yaşmalarını sürdürüyorlar? lütfen bu konudada bizi aydınlatınız.
biraz araştırınız lütfen, bari yazımızı bir kere daha okuyunuz sizden rica ediyorum, orada demirden ve bakırdan bahsediyorum dünyanın çekirdeğinde ne var.
4) Set :Dünya ile uzay arasındaki atmosfer seti ve magma ile yerkabuğu arasındaki set vb.
aşağıdaki notada dikktinizi çekerim.
Not: Bu çalışmamızda mutlak doğrusu budur demiyoruz. En iyisini mutlak
Alim olan Allah bilir.
Dost1 üstattan Allah razı olsun. Ortaya koyduğu çalışma önümdeki sisi aralamama neden oldu.
En iyi yorum budur demiyoruz, buda bir bakış açısıdır, kim bilir bizden sonrakiler belki bunun yorumunu bizden daha iyi yapabilirler.
Bir hata yaptımsa Allah’tan af diliyorum siz dostlarımdan da haklarınızı helal etmenizi istiyorum.
Her şeyi bilen yüce Allah’tır.
saygılarımla.
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Görüşlerinizde paralel olduğunuzu hissederek ikinizede aynı yazıyla fıkırlerımı beyan edıcem.Öncelıkle açıklanan her yoruma saygım var,arastırıyorum ve tesekkur edıyorum.Burda amaç değişık yorumlar sunup kararı okuyuculara bırakmaktır
YERKURE YAPISI VE KATMANLARINDA DEMİR DIŞINDA NIKEL,SILISYUM,ALİMİNYUM,KUKURT GIBI ...VS BASKA ELEMENTLERDE VARDIR,BAKIR İSE BILGILERDE GECMEMEKTEDIR.İKİ SAVASÇI KAVMI RADYASYON OLARAK GÖRMEK VE ÖNLEMEK İÇİN KURULAN SEDDI ATMOSFER VE TABAKALAR ALMAK YORUMUNUZU OKUYUCULAR DEGERLENDIRSIN.
İŞTE YAZDIKLARINIZI DEGERLENDIRDIĞIMIN BIR KANITI:
YER KÜRENİN KATMANLARI
ÇEKİRDEK: Sismik dalgaların izlenmesi, yer yüzeyinden 2900 km. derinlikte ani bir yoğunluk artışına işaret eder. Bu, 3470 km. yarıçapında bir metal çekirdeğin varlığı ile açıklanmaktadır. Daha da derinde, 1250 km. yarıçapında ve 'iç çekirdek' olarak adlandırılan daha yoğun bir tabaka bulunur. S dalgalarının çekirdek-manto sınırında kesintiye uğraması, en azından dış çekirdeğin, bu tür dalgaların ilerleyemeyeceği sıvı bir yapıya sahip olduğunu düşündürmektedir. Dünyanın manyetik alanı da bu düşünceyi destekler özelliktedir. İç çekirdeğin ise katı yapıda olduğu sanılmaktadır. Modeller, iç çekirdeğin sıcaklığının 5100 oC, basıncının ise merkezde 4 milyon atmosfer civarında olduğu varsayımına dayanır. İç çekirdeğin büyük ölçüde demir ve nikelden oluştuğu, bu bileşenlerin, yüksek basıncın ergime sıcaklığını yükseltmesi nedeniyle katı halde bulunacağı ve yoğunluğun 13 g/cm3 civarında olacağı tahmin edilmektedir. Dış çekirdek ise, demir ve nikele ek olarak oksijen ve kükürt içerir. Bu ek bileşenler, bu katmanın yoğunluğunu düşürürken ( en dışta 10 g/cm3, en içte 12 g/cm3) aynı zamanda metallerin ergime sıcaklığını düşürerek, iç çekirdeğe göre daha düşük basınç ve sıcaklık altında sıvı bir ortam yaratılmasına neden olurlar.Çekirdek yer küre hacminin yaklaşık % 16, kütlesinin ise % 32'sini oluşturur. Dünyanın çekirdeği Mars gezegeninden hacim ve kütle olarak daha büyüktür.
MANTO: Yerkabuğu ile çekirdek arasında kalan kısımdır. Yer kabuğunun en ince olduğu okyanus tabanlarında 5 km, en kalın olduğu büyük dağ sıralarının altında ise 70 km. derinlikte başlar ve 2900 km. derinliğe kadar devam eder. Yer kürenin toplam hacminin % 82'den fazlasını, kütlesinin ise % 67'sini oluşturur. Çekirdekte bulunan demir, nikel , oksijen ve kükürt e ek olarak magnezyum, alüminyum ve silisyum içerir, ve büyük kısmı, bu elementlerin çeşitli şekillerde kombinasyonlarından oluşmuş kayaç yapıda bileşiklerden oluşur. Yer kabuğundan farklı olarak bu minerallerin demir ve magnezyum içeriği, silisyum ve alüminyum içeriğine oranla çok daha fazladır. Manto katmanının yoğunluğu, yüzeyden derine doğru artarak 3,3 g/cm3 ten 6 g/cm3 e kadar değişir ve ortalama 4,5 g/cm3 kadardır.
Fıkrımce neden Zulkarneynı bir insan,peygamber almanın doğru,bir yaratık,yasam koşulları yada bır cansız varlık almanın ise yanlış olduğunu açıklayacağım.Yecuc Mecuc kavımlerını ıkı kavım yerıne hayal gucunu zorlayarak radyoaktıf madde olarak almadakı sakıncalarıda belirtecegım.
ÖNCELİKLE KURANIN GELİŞ AMACINI, YAPISINI, RUHUNU İYİ ÖZÜMSEMELİ...KURAN BİR ÖĞÜTTÜR,KLAVUZLAYICI KİTAPTIR,KIYAMET SAATİ İÇİN ALAMETLER KAHİNLIK KITABI DEĞİLDİR.KIYAMET SAATİNE İLİŞKİN BILGI ALLAH KATINDADIR,BU ILGILI AYETTE USTUNE BASARAK VURGULANIYOR.KURAN PEYGAMBER ANILARINDAN BAHSEDER,HER KAVME DUNYANIN HER NOKTASINDAKİ TOPLUMLARA SAYISIZ PEYGAMBER GELMIŞTIR.KURANSA BUNLARDAN SINIRLI SAYIDA BAHSETMIŞ,AYRINTIYA GIRMEYEREK ALMAMIZ GEREKEN ÖGUT HEDEFLENMİŞTİR.
KEHF 83 TE ANI,KISSA,HATIRA DIYOR,ANLATIM TARZI GEÇMİŞ ZAMAN,ZULKARNEYNİN ANISI, KEHF SURESINDE LOKMANIN ANISINDAN HEMEN SONRA ANLATILIYOR ,ZULKARNEYN YURUYOR,INSANLARLA KONUŞUYOR,BİZİM GIBI BIR INSAN, FARKI YOK.
ZULKARNEYN'E VERİLEN NİMET MEKENNA KELİMESI ILE ANLATILIYOR.AYNI KELİME 6:6 DA YERYUZUNDE GEÇMİŞTE YASAMIŞ İNSANLAR İÇİN KULLANILIYOR.
Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi görmüyorlar mı? Sizi yerleştirmediğimiz bir biçimde onları yeryüzüne yerleştirmiştik. Onları nimetlere boğmuş(MEKENNA), ülkelerini ırmaklarla donatmıştık. Fakat günahlarından ötürü onları yok ettik ve onlardan sonra başka nesiller yetiştirdik.
AÇIKTIR Kİ VAHYE MUHATAP OLMUŞ MİSYON YUKLENMİŞ KURANDA SEÇKİN VE ÖVULMUŞ SAYDIĞINIZ ZATLAR İSMİ VERILSIN YADA HIKAYEDEKİ ÖĞÜTÜN ESPRISI İÇİN VERILMESIN,PEYGAMBERDİR İBARESİ YANINDA YAZILSIN YAZILMASIN, LOKMAN,ZULKAERYN,ELYESA,ZÜLKİF...VS HEPSİ PEYGAMBERDİR.NİCE PEYGAMBER KURANIN BILDIRDIĞI ÜZERE GELİP GEÇMİŞTİR.
KISSALAR SADECE ARKEOLOJİ BİLİMİ VE KESIN TARIHI VERILERLE DETAYLANDIRILMALI,AKLI ZORLUYAN HAYAL URUNU HADİSLER ÇÖPE ATILMALIDIR,ASIL AMAÇ ÖĞÜDE BAKILMALIDIR
Bu kıssaların bir kısmında kahramanlarının isimleri gibi bilgiler verirken, bir kısmında da bu bilgiler tamamen gizlenmiştir. Genelde geçtiği zaman ve yer konusunda özellikle bilgi verilmemiştir. Bu mesellerde gereksiz ayrıntılara yer yoktur. Zaten amaçlanan da bu değildir.
Kıssalar, Hz Muhammed (sav) ve tebliğci müslümanlar için kimi zaman destek, kimi zaman yol gösterici kimi zaman da öğüt olmuştur. Müslümanlar Mekke döneminde inen ayetlerdeki Hz. İbrahimin kıssasıyla bir kişi ile de ümmet olunacağını, kafir ebeveynleri ve kavimleriyle nasıl mücadele edeceklerini, Allah'ın ayetlerini okumayı; Hz. Yunus kıssasıyla yılmamayı; Hz. Nuh kıssasıyla sabrı, taviz vermemeyi, mücadelede sürekli direnişi ve sonucu Allah'a havale etmeyi; Ashab-ı kehf kıssası ile onlar gibi tağuta baş eğmemeyi sadece Allah'a havale etmeyi; Ashab-ı uhdud ile gerekirse Allah için canını verebilmeyi; Bahçe sahiplerinin kıssası ile rızkı Allah'ın verdiğini; daha bir çok kıssa ile Kur'an'ı ahlakı edinmeyi; Medyen vb. kıssalar için azabın ne zaman hak olduğunu vs. öğrenmişlerdir.
Kur'an kıssaları müminlerin daha önceden tecrübe etmedikleri olaylarla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını mesaj olarak vermektedir. Kıssalardaki temel anafikir anlaşıldıktan sonra mü'min başına gelen değişik olaylarda kıssaların yardımını kullanabilir.
Kur'an'daki kıssaları incelediğimiz zaman görürüz ki elçilerin kıssaları bizler için yol göstericidir. Allah'ın sünneti gereği toplumsal ve siyasal değişimlerin ilkelerini bize bildirdikleri için okunmaları ve anlaşılmaları gerekmektedir. Zaten Hz. Muhammed'e gösterilen yol örneğin; Hz. Musa'nın kıssasıyla belli bir uyum içindedir. Bu da bize farklı sosyo-ekonomik yapılarına rağmen toplumsal değişimin ilkelerini ve dinamiklerini açıklayan Allah'ın sünnetini gösterir.
Üzerlerine azap hak olan kavimlerin kıssalarından da bizim çıkaracağımız sonuçlar vardır. Bunun için de sormamız gereken sorular...
Örneğin;
1) Allah (c.c.) bu kavimlere hangi özelliklerini düzeltmek için peygamber göndermiştir ya da bu kavimler neden dolayı azabı hak etmişlerdir?
2) Azab üzerine hak olan kavimlerin ortak özellikleri nelerdir? ... gibi. O kavimlerin tam olarak hangi yüzyılda yaşadıkları, bulundukları yer, vücut yapılarının nasıl olduğu gibi Rabbani olmayan sorulara yönelmemeliyiz. Kıssalardan amaç bu değildir. Öyle olsaydı Allah (c.c.) (haşa) bilmiyormu ki bu ayrıntıları bize açıklamasın.
Baştada dediğimiz gibi mesellerden amaç öğüt almaktır, insan ayrıntılara boğularak meselin mesajını bile saptırabilir. Buna örnek olarak Hz. Adem'in oğullarının kıssasını verebiliriz. Bu kıssa çoğu kimse tarafından bilinmesine rağmen kıssanın mesajı yerine Kur'an'da geçmediği halde oğullarının isminin Kabil ve Habil olduğu, kız kardeşleriyle evlenmeleri gibi bir yığın israiliyat kaynaklı hurafelerle kafa yoğrulup durulur Böylelikle de meselin mesajı olan teslimiyet akabinde de Allah'a sunulan hediyenin kabulü, teslimiyetsiz olan hediyenin reddi ve sonucunda bir kardeşin diğerini öldürmesi olayı gözardı edilir. Nihayetinde de kıssa bir aşk hikayesi olup çıkar. Hz. Adem'in kıssasında olduğu gibi.
Aynı şekilde Yunus Peygamberin kıssası da bir çok katkılarla dejenere edilmiştir. Bu kıssadan alınacak öğüt Allah'ın Hz. Muhammed'e ve onun şahsında da müslümanlara tebliğde sabrı tavsiye etmesi'... ve balık sahibi (Yunus) gibi olma; ....' (68/48) diye emretmesi ve Hz. Yunus'un hatasını anlayıp dua etmesidir. Yoksa bu kıssada önemli olan balığın karnında kaç gün kalınabileceği, balığın büyüklük çeşidi, Yunus (a.s.) 'ın balık tarafından bal kabağının mı yoksa yemeklik kabağın mı altına bırakıldığı değildir.
Allah (c.c) bir çok peygamber kıssasıyla birlikte örnek olarak Eyyüp (a.s.) ın kıssasını da vermektedir. Öyleki Eyyüp (a.s.) 'a Allah bir dert vermiştir. Bu dert ona çok ağır gelmiş ve Rabb'ine dua etmiştir. Bunun üzerine Allah bu derdi 'Eyyüp peygamberin üzerinden kaldırmıştır. Bunun sebebini de Enbiya süresi 84, ayetinde Allahu Teala şöyle açıklamaktadır; '...; ona tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için öğüt olarak...' bu derdi kaldırdığını hatta kendisi ve ailesine onlarla beraber bir katını daha verdiğini belirtmiştir. (21/ 83-84)
Böyleliklede bu kıssadan almamız greeken hayır ve şerrin Allah'tan geldiği, zorluk anında sabretmek ve sadece Allah'a dayanmak ve yardımın ondan geleceği gerçeğidir. Yoksa Eyyüp (a.s.) 'ın hastalığının çeşidi, karısının şeytanla konuşup konuşmadığı hatta şeytana kocasını iyileştirmesi için hangi peliğini verdiği değildir. Bunlar aslı olmayan rivayetlerdir.
Bir başka örnek de Zülkarneyn (as) 'ın kıssasıdır. Muhataplar Zülkarneyn'in tavrını, yeteneklerinin Allah'ın verdiği özellikler olduğunu vb. bilecekleri yerde Yecüc ve Mecüc'ün Hz. Adem'in toprağa düşen menisinden yaratıldığı, onlara karşı yapılan seddin kızıl ve siyah olduğu, insan eti yedikleri, kıyametin alameti oldukları! cehennemin onlar tarafından doldurulacağı gibi fayda vermez hurafelerle kıssanın mesajı gölgelenmektedir.
Allah (c.c.) yine mü'minlere örnek olsun diye Lut'un karısını (66/10) , Firavun'un karısını (66/11) , İmran'ın kızı Meryem'i (66/12) Kur'anda anlatmış ve onlar hakkında bizim bilmediğimiz ama örnek olmamış gereken tavırlarını içeren bilgileri bize sunmuştur;
Allah (c.c.) kıssalar konusunda yapılan tahriflere Kehf süresi 22. ayetinde dikkat çekmekte ve peygamberi ve onunşahsında da mü'minleri uyarmaktadır;
'(Sonra gelen kuşaklar) diyecekler ki; 'Üçtüler, onların dördüncüsü kufuryokleridir. 'Ve; Beş'tiler, onların altıncısı kufuryokleridir' diyecekler'. (Bu) , Bilinmeyene (gaybe) taş atmaktır.' Yedidirler, onların sekizincisi kufuryokleridir' diyecekler. De ki: 'Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az (insan) dışında kimse bilemez. 'Öyleyse onlar konusunda açıkta olan bir tartışmadan başka tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir şey sorma.' (18/22)
Kur'an'da anlatılan kıssalardan gerektiği gibi öğüt alınamamasının sebebi buraya kadar örneklendirdiğimiz şekilde kıssalara katkıların yapılmasıdır. Bunların bir kısmı kasıtlı bir kısmı da cahillikten yapılmaktadır. Bu tahrifler bazı kitaplarda ve tefsirlerde bulunmakta, meallerde ise dipnot şeklinde yer almaktadır.
Kıssaların yanlış anlaşılmasının bir başka sebebi de belki birilerine şirin gözükmek belki de başkalarından değişik ve marjinal bir şeyler söylemek ihtiyacı ile Kur'an kıssalarına anlam vermektir. Bunu son zamanlarda akademisyenler! yada kendilerini öyle tanımlayanlar yapmaktadır. Bunlar kıssalardaki mucizeleri aklileştirmeye çalışmaktadırlar. Örneğin, Hz. Musa'nın kıssasındaki asanın ejderhaya dönüşmesi.... gibi. Bu şekilde kıssalardaki mucizelerle yapılan oynamalarda kıssaların sağlıklı bir şekilde anlaşılmasına engel teşkil etmektedir.
Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere(UZAKDOĞU,ÇİNSEDDI) varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız(SABAHA GUVENLİ GIRMEYEN,EMNİYETSİZ) bir topluluğun üzerine doğar buldu
Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede(BÜYÜK BİR PINAR,GÖL,DENİZ) batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."
Bir süre sonra, Güneş'in doğduğu yere(UZAKDOĞU,ÇİNSEDDI) varınca onu, ona karşı kendilerine bir siper yapmadığımız(SABAHA GUVENLİ GIRMEYEN,EMNİYETSİZ) bir topluluğun üzerine doğar buldu.
Dedi: "Rabbimin beni içinde tuttuğu imkân ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel gücünüzle destek verin de onlarla sizin aranıza çok muhkem bir engel çekeyim."
"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi.
Katılma Tarihi: 17 ekim 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 506
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
safbilgi Yazdı:
Sevgılı Dost1 ve İbrahımım
Fıkrımce neden Zulkarneynı bir insan,peygamber almanın doğru,bir yaratık,yasam koşulları yada bır cansız varlık almanın ise yanlış olduğunu açıklayacağım.Yecuc Mecuc kavımlerını ıkı ıkavım yerıne hayal gucunu zorlayarak radyoaktıf madde olarak almadakı sakıncalarını belirtecegım.
yalnız size bir sorum olacak yüce Allah yarattığı canlı cansız mahlukatıyla nasıl irtibat kurdu? Ör: iblisle, arıyla, Ararf 172 de bahsi geçen Ademoğullarının sulbüyle, İbrahime (a.s) serin olan ateşle ve göktekiler ve yerdekiler ikisi arasındaklerle vb..
__________________ Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma