Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"CHP ile başladığı siyasi hayatına kurduğu Halkın Yükselişi Partisi (HYP) ile devam eden Yaşar Nuri Öztürk, ''bilimsel çalışmalarının yoğunluğunu'' gerekçe göstererek parti başkanlığından ayrıldı.

Kendisinin kurduğu Halkın Yükselişi Partisi genel başkanlığından bugün itibariyle istifa eden Öztürk'ün bilimsel çalışmalara yoğunlaşacağı öğrenildi. Öztürk'ün genel başkanlığından ayrıldığı HYP'nin DP-Anavatan Partisi birleşmesinin ardından DP'ye katılacağı öne sürülüyor. (CİHAN) (Cihan Haber Ajansı)"

selam,

ben kendisine tebliğ etmiştim ya demek düşünmüş taşınmış doğruyu bulmuş :)

e artık herhalde güzelce bir de tevbe eder zalim düzenleri falan da övmekten vazgeçer ve insanları sadece Allah'a teslim olmaya çağırır inşAllah.

ne diyelim hayırlısı olsun.

NOT : bu arada, bak sevgili Metehan abi, sevgili Dermanbeg dost gördünüz mü hoca da nihayet anladı bu işlerin parti purti ile olmayacağını artık bana kızmazsınız herhalde dostlar. :))

selam ve muhabbetle

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"NOT : bu arada, bak sevgili Metehan abi, sevgili Dermanbeg dost gördünüz mü hoca da nihayet anladı bu işlerin parti purti ile olmayacağını artık bana kızmazsınız herhalde dostlar. :))"

Sevgili dostum,aslında hocanın parti kurma eylemi doğruydu.Ancak her işte olduğu gibi bu iştede en güçlünün Allah olduğu gerçeğini öteledi,batıla bel bağladı.

İlahi proje her alanda sözünü söylemelidir.Müslümanların "bu işler" diye gizli kapaklı projeleri yoktur.Çağrımız Cennetedir ve bunun muhatabı herkestir.Toplumun karşısına çıkıp "Ben Kuranda ki İslamla sizleri yönetmek istiyorum" demek son derece güzel bir tekliftir.Hoca bunu yaparken belli bir kesimi askıdaymış gibi bıraktı,buda inandırıcılığını ciddi oranda zedeledi.

Çağrıları açıkça küfre yönelik olan dtp hareketi "bu işleri" kendi açılarından çok iyi yürütmektedirler.Selamlar..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

teşekkürler.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sevgili Dermanbeg dostum,

TC Siyasi Partiler Kanunu'nu okursan ve o kanunda bir emir olarak şart koşulan PARTİ TÜZÜĞÜ'nün değiştirilemez maddelerine bir göz atarsan, bir parti kurduğunda NELERE EVET DİYİP ( yani HAKTIR ŞAHİTLİK ETTİM ) deyip neleri YALANLAYACAĞIN ( yani BATILDIR ŞAHİTLİK ETTİM ) açıktır.

Dolayısı ile "Çağrıları açıkça küfre yönelik olan dtp hareketi " demek biraz eksik kalıyor, biraz değil tamamen eksik kalıyor.

1948'de çok partili değil ÇOK CHP li sisteme geçilmiştir ve devam edilmektedir, tüm partilerin, yukarıdaki kanuna uygun olarak hazırladıkları ANA TÜZÜKLERİNİ okursan ne demek istediğimi daha rahat anlayacaksın.

Bu ahval ve şerait altında bu sistemde bir parti kurmak YA TAKİYYE yapmayı YA DA YALAN SÖYLEMEYİ zaruri kılmaktadır, hele ki meclise girerse KİTABA AYKIRI onlarca yalana ve zulme itaati gerektirmektedir ki benim anlayışıma göre HAKKA ŞAHİTLİK ETMEYE ve ONUN BİR KISMINI DAHİ GİZLEMEMEYE ahid vermiş MUHLİS HANİF MÜMİNLER bu günahları işlememelidir.

Hayat hepimiz için kısa süreli bir imtihandır ve bize sorulan sorular içerisinde ne pahasına olursa olsun insanları iman ettirmemiz ya da yaşadığımız toplumu felaha ulaştırmamız ( ne pahasına olursa olsun ) bulunmamaktadır, oysa İMTİHANIN ASIL SORULARINDAN BİRİNİN nerede ve nezamanda olursak olalım HAKKI  BEYAN ETMEK ve KİTABI KETMETMEDEN ORTAYA KOYMAK olduğu açıktır.

her yaptığımız, yapmamız gerekirken yapmadığımız, her söylediğimiz, söylememiz gerekirken söylemediğimiz yazılmaktadır ve şahitliklerimiz, kendi kitabımız bununla oluşmaktadır. HANİF olmak zor ve meşakkatlidir, batıllara batmış zulümlere batmış, şirklere batmış ( sağdan ve soldan ) toplumun önüne çıkıp BEN SİZDEN VE ZALİM DÜZENLERİNİZDEN KOPUP AYRILDIM diyebilmeyi gerektirir. ve sonra da dosdoğru bir şekilde yani MUHLİS bir MÜMİN olmayı gerektirir ve bunun mutlaka bedelleri vardır olacaktır. İşte bu nedenle BU DAR YOLDUR, DAR KAPIDIR, İNSANLARIN ÇOĞUNLUĞUNUN GİT(E)MEDİĞİ BİR YOLDUR.

demem odur ki güzel dostum, şeytanın MUTLAK İKTİDAR üflemesi bizi yoldan çıkarmasın, sözümüzü söyleyelim, hakkı gizlemeden ortaya koyalım, bunun için en yakınımızdan başlayalım, mahalledeki gençleri toplayıp evlerimizi kıble ( kimlik ) kılalım İSLAMI anlatalım, forumlarda, iş yerinde, sokakta, akraba dost meclislerinde öğrenelim öğretelim yaşayalım, yani DİNİ HAYATIMIZA HAKİM KILALIM ve ARINMIŞLIĞA ULAŞALIM. ve bu uğurda başımıza geleceklere sabredelim, Allah'ımızın dilemesi, izni ve yardımı ile.

Güzel bir söz, kökleri yerde sabit, dalları gökte güzel bir ağaç gibidir, Rabbinin izni ile her mevsim meyvesini verir, Allah insanlar için böyle örnekler verir.

selam ve muhabbetle.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba. Yûsuf'un her yaptığı Rabbinin onayını hak ediyor muydu? Örneğin

Bir: "Bir dahaki sefer baba-bir kardeşinizi getirmezseniz size zahire vermem!" deyip dayatması "Lâ ikrahe fi'din dîn!" buyuran Allah'ın onayını hak ediyor muydu?

İki: Yakub babanın ağlaya ağlaya kör olacak kadar üzüleceğini kâle almaksızın o kardeşini hileyle alıkoyması "Ana babanıza öff bile deyip te üzmeyin!" buyuran Allah'ın onayını hak ediyor muydu? 

Üç: ALLAH onu nebi tayin etmişti; Rabbinin ona indirdiği gerçekti bu. Yûsuf'un, Mâide 67'ye rağmen, bu gerçeği kardeşlerinden saklaması Allah'ın onayını hak ediyor muydu?

Dört: Hırsıza Allah'ın uygun gördüğü ceza hırsızı tutuklayıp alıkoymaktı ki Yûsuf'un o cezayı infaz etmesini sağlayacak şekilde Allah'ın kevnî bir müdahalesi oldu. Yoksa kralın dinine kalsa başka bir ceza verilecekti ve Yûsuf küçük kardeşini alıkoyamıyacaktı. Dikkat edilirse burada bir ima var: o müdahale her zaman yapılmıyordu ve Yûsuf o vakitlerde kralın dinindeki cezayı infaz ediyordu. Bu, Allah'ın onayını hak ediyor muydu?

Sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam,

Yusuf'un Kralın dinine takiyye yaparak amenna demeden, neyse o olarak o işin başına geçtiği çok açık.

mesele de bu zaten,

benim zikrimi fikrimi dinimi kabul etsinler onları en güzel ben yönetirim, onlar neye taparsa tapsın.

Dermanbeg dost, hiç bir söylem TAKVADAN ve ŞAHİTLİKTEN üstün olamaz ki onu haykırmak için öbürküne itaat etmiş gibi yapalım diye düşünüyorum.

selam ve muhabbetle.