HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: lehül mülk... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

mülk allahındır...

mülk sahibi olmak allaha ortak olmak mıdır...

öyle ya allah mülk benimdir diyor ken birisi benimdir diyor sa bu mülkte allaha ortaklık demektir...

mülk allahındır demek mülk herkesin demek midir...

herkesin mülk üzerinde hakkı eşittir mi demek...

bu anlamda eşitlik mümkünmüdür...

komunistler allahın gerçek istediği sistemi mi savunuyorlarmış...

biz komunizme haksızlık mı etmişiz...

eliaçıkın son zamanlardaki söylemleri bu konuda yoğunlaşıyor...

müşrikler mülkü paylaşmak istemedikleri için mi peygamberle savaştılar...






__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
UlulEbsar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 mayis 2010
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 352
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulEbsar

Hacı dayı Apartmanının üzerine yazdırmış:Mülk Allahındır diye.

Ama gelin görün ki Kirayı bir gün geçiktirirsen soluğu kapıda alır:)

Mülk Mutlak bir Güçtür ki Yalniz Alaha aittir.

Sonradan İnsan tarafından Algısı yetersiz olduğu için Maddeye indirgenmiş ve nispet edilmiştir.

Abd ibadetini Mülkün Tek Sahibine yapar yalnız Ona Hamd eder ve Ondan diler.

Mülk ile Hamd arasında ki balantıyı kurmak demek,Teslim olaktır.

Özetin özeti budur.






__________________
Haşr -10
"Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru.
Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,"
Yukarı dön Göster UlulEbsar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulEbsar
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar...

    sayın asım hocam ... evet komunizim gerçek kuranın  yaşanmasıdır. 

 müşrikler...   amacı şu değilmi.   allah insanları bakmakla yükümlü değil. allah yanlızca mülkü akıllı insanlara verdi ve bu akıllı insanlarda diğerlerine. mülkü paylaştırmakla yükümlü.

   paylaştırmayı kendi tekellerinde tutuyorlar. sistemleri bunu üzerine kurulu.

     bu peygamber zamanında  darül nedva.  şimdiki zamanda ise. kapite ve yayılmacı emperye ...

   ama her defasında bu müşrik zihniyet.  kendini kamufule etmeyi başardı.

     tevratın içinde. kendine yer edindi.  incilin içinde kendine yer edindi. ve tabi kuranın içindede kendine yer edindi.

     mülk düzen...  tarihde herzaman en gizli silahlarını kullandılar. kendi görünürlükleri bir şekilde bertaraf ettiler.

    kuranın içindeki görünürlüklerinide. bertaraf ettiler. ve ederkende. yaşayışın içinde kalmak için.  sempati topladılar.

      mesela bu gün şu tuttuğumuz orucun  müşrik  kapiteye hizmet ettiğini kimse anlayamaz.

        evet direk kendini göstermeyerek   dini vecibe diye tarif edilen  görevlerin içinde   bir  asalak böcek gibi besleniyorlar.

     ve salatın içindede. kendine yer edinmiş. mesela borçlanma  kapite müşriklerinin  en yaman silahıdır.borçlandırarak seni köleleştirir.

    mesela adam namaz kılacak.    dağa önceden kalma iki yıl farz namazı eksik. bu adama kendine yakın borç sistemine eyvallah desin diye ana para verir gibi sadece farzlarını kılmak şartı ile. (kazanamazı) borç ödeme imkanı sağlıyor. ki   kendi sistemini empoze etsin yani adam bir şekilde. borç ödeme alışkanlığı edinsin.

   aynı insan oruç tutarak (müşrik) kapitenin açlık sınırı düzenine alışsın  kıt kanat geçinmeyi  akşama kadar aç kalmayı ve buna rahmen çalışmaya devam etmesini bilsin diye. kapite düzen  böyle aylarda tam bir teşvik vererek. insaları  sinsice kendi emellerine alıştırır. adeta devlet politikası yapar. ve orucu tutmayanların üzerinede. öyle bir baskı yaparki. ister istemez becbur bırakır...

      evet   müşrik şerik şirket ne dersen de. aynı kapıya çıkar. ortak. yani en az yaradan kadar ortaktır. belki bir  bir elmayı yaratamaz ama. yaratılmış bir elmanın üzerinde. yaradan kadar hak sahibidir.  ve paylaştırmada kendi insiyatifinide kullanmak ister.

      mülkün  tek sahibini içlerine sindiremezler. onun bölüştürmesini behenmezler.

     ve  bu müşrikler. kiminden zorla kiminden. borçla kiminden akıl oyunları ile. kimindende. allahın insanları uyarması için gönderdiği   din kuralları ile   geçinirler.

    

       

     

    



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar.

   prangasiz . hocam..  taha süresinde. allah.. firavun ve musa kıssasından bahseder.  burdaki konu her nekadar bu günümüze kadar. çevrilerde. bir  dede korkut masalı gibi aksedilsede.

    orda tam yaşadığımız yüz yılın olaylarına denk düşen bir müşrik empe düzeni var. firavun halkını çeşitli büyü ayak oyunları ile kandırarak. sistemini insanlara yutturmuş. ve onları köle kul olarak çalıştırıyor. ve yine dikkat edilirse. halkı  bir despotizim değilde gözünü boyuyarak kendine ister istemez. itaat ettiriyor.  

      peki neydi firavunun . insanları bu denli etki altına aldığı çeşitli ayak oyunları. ipleri yılana çeviren büyücüler.

    şimdi firavunun günümüzdeki büyücüleri bu yüzyılda belki ipleri yılana çevirmiyor.... ama değişik taktiklerle. göz boyuyor. mesela. yüzyılın ilk çeyreğinde. dünyada   kutuplaşma oldu. bunlardan biri  NATO diğeri VARŞOVA  natoyu savunanlar. kapiteyi benimseyen emper güçler. varşovayı temsil edenler ise komunizim yanlıları.

        bunlar dünya ülkelerinde. taraftar toplamak için çeşitli ilim ve bilim dallarında gelişmeler yaptı. bu gelişmelrden en büyüğü aya gitmekti. dünyada ülkerin gözünü boyamanın kendi  saflarına katmalarının  yolu aydan geçiyordu. ve aya gitmek için . roketler yaparak çeşitli denemeler . yapıldı.  ve 1969  nato  tarafı aya gitiğini görüntülerini tüm dünyaya gösterdi. varşova tarafı ise denemelerin de başarısız oldu. ve dünyada natonun gücü ispatlanmış oldu. peki gerçekten 1969 aya gidildimi ....

    hayır gidilmedi. ama gidilmiş gibi gösterildi.değneklerin yılan gibi kıvranması gibi.. ve uzay yolcuğu yapan astronotların ilk yurt dışı gezisi mısıra oldu .. islam alamenin de gözünü boyamak için  astronot neil astrong minareden okunan  ezan sesini duyunca şok oldu olduğu yere yığıldı. neymiş aya ilk ayak bastığında bu sesi duymuş... şimdi islam aleminin en önemli şeyi ezan çağrısının reklamınıda tüm dünyaya yaydı.  ve islam aleminin sempatisini kazandı.

    yani islam alemi ile aynı davayı güdüyorlar. artık kimse aya gidilmedi diyemez. ve orta doğudaki bütün petrol kuyularının denetimini ele geçirdi. çünkü son teknoloji onlarda ...

   ve bir taraftanda kominizimin  o topraklara girmesini engellemek için. koministleri despot. insan kıyımı toplu ölümleri yapan .. zorla insanları çalıştıran  ve herkezin devletin malı olduğunu anlatarak  adeta düşman yaptı...

   ben o kominist ülkeye  gittim. ve şunu gördüm asıl köle biziz. ama gelde anlat. orda ev derdi yok ... devlet veriyor. ısınma derdi yok şehirleri merkezi ısıtma.  mustalik ev diye bir kavram yok... elektirik sayacı yok .. su sayacı yok. satılan malın üstünde devlet vergisi yok.. kira derdi yok ...  ama ne var bizlere empoze edilmiş. bir kominizim korkusu var. herkez üniversite mezunu.. okuma oranı yüzde yüz. dinlerine tamamen sahip. kimse dinini kaybetmemiş. ateisleşme diye bir şey yok. hastaneler bedava ister ameliyat ol ister muayne.

      bunlarda aya gidemeyen kominiztler. belki  aya gidemediler ama yukarda saydıklarımı  kendine bağlı insanlara vermişler..

 

   



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba,

iki böbrek var bizde...

bi böbrek hastası dese, ver birini bana...

mülkün sahibi allah, hakkım var onda benim...

bu mantıkla, herkes her şeye ortak olur...

halbuki, zaten ortak olmaya çalışan var ise, adına ne denirse densin, bu FIRSATÇILIK olur...

islamda ise,  mümin ortak olmaya çalışmaz...

malına ortak eder, ortak harcar...

ama önce hava boşluğunda havasız kalmamak için, maskeyi kendine takar...

önce kendi ayakları üzerinde durur...

islam çok farklı...

ne hinduzme, ne kominizme ne kapitalizme benzemez...

öyle ya,benzeseydi, kuran insan yapımı derdik...

hala bir benzeri yok...

selam olsun...

 

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Bu makalede sizlere yine çıkan bir kitabı tanıtacağım.

Kitabın ismi: “İslam, eşitlik ve sosyal adalet”

Yazarı: Muhammed Nur Denek…

Yeni kuşak yazarlardan Muhammed Nur Denek’in ilk kitabı olan “İslam, eşitlik ve sosyal adalet”, daha önce “İslam’ın özü adalet” olarak basılmış. Genişletilmiş yeni baskıyla bu ismi almış.

Esere Prof. Cem Somel de bir sunuş yazmış. Bir yerinde şöyle diyor:

“Bu eser, yurdumuzda Müslüman emekçilerin, Müslüman geçinen siyasi ekiplerin sınıfsal duruşunu fark ettiği, maddî ve manevî felaketlerin sınıflı toplum düzeninden kaynaklandığını tartışmaya başladığı bir zamanda yayınlanmaktadır. Kitap emekçilerin dinî ve siyasî düşüncelerini berraklaştırmaya katkı yapacaktır. Eser, Ali Şeriatî yaklaşımına Türkiye’den bir katkıdır…” (s. 9).

Birinci bölümde “tevhid ve şirk” anlatılıyor.

İlk bakışta klasik bir başlık gibi görünse de  tevhid ve şirke getirdiği yorum alışılmışın dışında. M. Nur Denek şöyle diyor:

“İslam peygamberi, Allah’tan başka ilah yoktur deyince, niçin köle pazarları sarsılmaya, kölelerin fiyatı düşmeye başlıyor? Çünkü köleler ve ezilmişler, her şeyden önce kurtuluşun bu sözde olduğunu anlıyorlar… Bunlar niçin alimlerden, bilginlerden ve filozoflardan daha erken tevhidi anlıyorlar? Çünkü günümüzde tevhid sözü felsefîdir. Felsefe, kelam okumamız lazım ki anlayabilelim! Ama köleleri ve yalın ayaklıları hareket geçiren tevhid, bu dünya hayatı ile ilgili bir yön; tarihsel ve toplumsal bir yön taşımıştır. Şirke karşı antitez ve zıtlık taşımıştır. Böylece Tarih boyunca bütün insanların eşitliğini sağlamaya çalışmıştır…” (s. 24).

Tarihsel mücadele, dine karşı din, adalet (İslam’ın özü), mustaz’aflar (ezilenler), insanın halifeliği, insan toplum ilişkisi ara başlıklarıyla devam eden birinci bölüm “İslam ekonomisinin kuralları” başlıklı bölümle, günümüzde şiddetle ihtiyaç duyduğumuz “İslam’ın sosyal adalet ilkelerini” genişçe ele alıyor.

Kur’an’ndan ilgili ayetler sıralanıp izah edildikten sonra İslam’ın mülk ile ilgili prensiplerini şöyle sıralamış:

1-     “Toprak ve tabiî kaynaklar kimsenin şahsi malı olamaz.

2-     Kişi toprak ve tabiî kaynaklar üzerinde, ancak onları topluma verimli ve yararlı bir şekilde kullanırsa, üretmiş olduğu ürenler ve mallar üzerinde toplumun haklarını gözetirse kullanım hakkına sahip olabilir.

3-     İnsanların ihtiyaçlarından fazla sermaye, para, altın, mülk biriktirmesine izin verilmez. Mal ve sermaye (kapital) biriktirme sınırsız olursa mal ve sermaye sahipleri aşırı güçlenirler ve hayatın zaruri kaynaklarını tekellerine alarak toplumun diğer fertlerini zor durumda bırakırlar…” (s. 52).

İslam’ın infak ve paylaşım ile ilgili emirlerini ayet ve hadislerle sıralıyor. Hz. Ali’nin konuyla ilgili hikmetli sözlerine kaynaklar ışığında yer veriliyor. İslam’ın faizciliği nasıl ve neden yasakladığını anlatıyor. (s. 53-64).

“İslam sermaye (mal) biriktirmeyi yasaklar” başlıkla bölümde, konu, Hz. Peygamber’den onlarca hadis aktarılarak da temellendiriliyor. Sayabildiğim kadarıyla sadece bu bölümde 50’ye yakın hadis var. (s. 64-81).

Hz. Ali’nin Nehcu’l-Beleğa’sından aktarılan birkaç örnek:

“Her zaman fakirlerden yana ol, çünkü Allah onlardan yanındadır, asla sömürücü zenginin yanında olma, çünkü Şeytan onların yanındadır…”  (s. 75).

“Adamlığın en üstün derecesi malı mülkü esirgemeyerek kardeşleriyle geçinmesi ve her halde onlarla eşit olmasıdır…”, (s. 75-76).

“Noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah yoksulların geçimini, zenginlerin mallarında takdir buyurmuştur. Hiçbir yoksul aç kalmaz ki zengin onun hakkını vermiş olsun. Yüce Allah zenginlerden bunun hesabını soracaktır…” (s. 75-76).

İkinci bölüm “Adaletin yolu devrim” başlıklı bölümle başlıyor. Adaletin sağlanmasının ancak devrimci bir mücadele ile mümkün olacağı tesbiti yapılarak bunu yolu üç maddede şöyle sıralanıyor:

1-     “Sömürgeci, servetperest, iktisadî ve siyasî tağutların zulümlerine boyun eğmeyerek, onların sömürgeleri ve köleleri olmayı reddetmek.

2-     Toplumda zalimler, sömürgeciler, müstekbirler vb. tarafından mahrum ve mustaz’af bırakılmış olan insanların ezilmişliklerinin, sömürülmüşlüklerinin farkına varmak.

3-     Emekleri ve hakları gasbedilen, mahrum bırakılan, zulme uğrayan, zayıf ve fakir bırakılmış olan kimselerle bir araya gelerek sömürüyü ortadan kaldırmak için mücadele etmek…” (s. 84)

Aynı bölümde dinî zihinde neredeyse unutulmuş olan mülkiyet meselesi ve özellikle de kapitalizm konusu, Kur’an’dan ayetler sıralandıktan sonra şu şekilde tespit edilmiş:

“Kapitalizm ve kapitalistler aleyhine bunca ayet ve hatta müstakil sure olmasına rağmen bu konuyu örtbas ettiler ve dini özünden, toplumsal adalet temelinden uzaklaştırdılar.” (s. 89).

“Sınıfsal mücadele” başlıklı bölümde zenginleşerek kendilerini toplumdan ayıranlar teşrih ediliyor. İslam’ın zenginliği asla üstünlük olarak kabul etmediği, aksine zenginleşmenin toplumu yıkan, sınıflaştıran, adalet ve huzuru ortadan kaldıran bir pislik olduğu, Hz. Peygamber’in toplumların huzurunu yok eden dünyaperest mal sahiplerinin ve onlara karşı müminlerin takınması gereken tavrı çok net olarak açıkladığı anlatılıyor ve Tırmizi’de geçen şu çarpıcı rivayet aktarılıyor:

“Benden sonra bir kavim gelecektir ki çeşitli nefis yiyecekler, çeşitli elbiseler giyecekler, güzel kadınlar alacaklar, kıymetli atlara (arabalara) binecekler, onların içi az şeyle doymayacak, çok şeye de kanaat etmeyecekler, onların bütün gayreti dünya için olacak, dünyaya tapacaklar, her şeyi dünya için yapacaklardır. Bu sebeple benden vasiyet olsun ki! Sizden, sizin çocuklarınızdan onları kim görürse onlara selam vermesin, hastalarını sormasın, cenazelerinin arkasından gitmesin, onların büyüklerine hürmet etmesin. Bunları yerine getirmeyen kimse İslam dinini yıkmakta onlara ortak olur…” (s. 95).

“İktidar, sermaye ve din işbirliği” başlıklı bölümde ise, adı geçen bu üçlünün tarih boyunca nasıl işbirliği içinde olduğu anlatılıyor. Bunun en tipik örneği olarak da hemen sonraki bölüme “Firavun, Karun ve Haman” başlığı konulmuş.  Bu bölümde Firavun, Haman, Karun, Kabil, Mele, Rahip, Ruhban, Mütref gibi Kur’an’da daha çok “üsttekileri” anlatan kavramlar üzerinde durulmuş. Dinî zihinde pek görülmeyen Kur’an’a dayalı sınıfsal analize giriş olarak gayet güzel olmuş.

“Zafer adalete inananlarındır” başlıklı bölümle kitabın ikinci bölümü de sona eriyor. Burada da daha çok bitiriş cümleleri ve temenniler yer alıyor:

“İnsanlık, dinin afyon yüzünden çektiği kadar hiçbir şeyden çekmemiştir. Çünkü tarih boyunca dinin iki yönü olmuştur; insanları ya köleleştirmiş ya da özgürlüğe kavuşturmuştur. Çünkü din hem öldürür hem diriltir, hem uyandırır hem uyuşturur, hem kölelik bağlarını kuvvetlendirip kölece görüşlere meyyal kılar, hem de özgürlük ateşini yakar, tam bağımsızlığı öğretir…” (s. 117).

Kitabın sonunda “Ehl-i Beyt kaynaklarında zenginlik karşıtı rivayetler” başlıklı bir de ek var. Kitap boyunca genellikle Sunnî kaynaklar kullanılırken bu bölümde konuyla ilgili Şiî rivayetlere de yer verilmiş. Gayet orijinal olan bu bölümden de birkaç örnek:

“Üzerinde bulunan fazlılık malın çak az  bir kısmını vermekten çekinen kimse ne mu’mindir ne de muslim” (Vesâilu’ş-Şia, c.2, s.5).

“Kim, bir servet elde eder ve cimrilik yaparak Allah’ın o servetteki hakkını ödemez, onu mal haline getirerek süslü püslü bir hayata dalarsa Allah’ın azabını hak eder ve Kur’an’da acıklı azapla haber verilen kimselerden olur…” (Yescitu’l-Şia, c.2, s. 4).

“Her kim ölür ve geriye dirhem ve dinar bırakmazsa, hiç kimse ondan daha zengin olarak cennete giremez…” (el-Bihar, 71/267/17).

***

Görüldüğü gibi Muhamed Nur Denek’in “İslam, eşitlik ve sosyal adalet” kitabı 124 sahife olmasına rağmen dolu dolu. İslam’ın sosyal adalet dilini oluşturmada çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Doğrudan Kur’an’dan ayetler, Hz. Peygamberden hadisler, Sunnî ve Şiî kaynaklardan rivayetlere dayanıyor. Böylece İslam’ın kendine özgü bir “sosyal adalet” dili olduğunu gözler önüne seriyor. Bu dilin çağımızda anti-kapitalist bir karakterde nasıl tezahür edeceğine dair bize güçlü deliller sunuyor. İslam’ın adalet, eşitlik, kardeşlik ve paylaşımcı dilini özgün kaynaklarla gerekçelendiriyor ve besliyor.

Giderek artma ve yayılma eğilimi gösteren bu akımın böylesi yerli teliflere şiddetle ihtiyacı var.

Muhammed Nur Denek kardeşimi çalışmasından dolayı tebrik ediyorum. Yaz kitapları listesine bunu da alın, ufkunuzu açacak, yepyeni kapılar aralayacaktır.

*İslam, eşitlik ve sosyal adalet, Muhammed Nur Denek, Phonix yayınları, Haziran 2010, Ank. Tel: 0 (312)  419  97 81


eliaçık



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

MErhaba,

oruç münazara ediliyor çeşitli başlıklarda...

şimdi şöyle bir düşünelim...

bir çocuk hiç oyuncağı yok...yoksul...o çocuk hep arkadaşlarından görüp duruyor...bu çocuğun bir bisikleti oldu...

başka çocuk, oyuncak içinde doğmuş...varlıklı...o çocuğun da yeni bir bisikleti daha oldu..

HANGİSİ daha mutlu oldu???

adam hep yiyor, yiyor...

bir ara ara veriyor...

hangisinde mutlu oldu???

selam olsun...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar ..

   فَوَسْوَ 87;َ لَهُمَا الشَّيْط 14;انُ لِيُبْدِ 10;َ لَهُمَا مَا وُورِيَ عَنْهُمَ 75; مِنْ سَوْآتِه 16;مَا وَقَالَ مَا نَهَاكُم 14;ا رَبُّكُم 14;ا عَنْ هَٰذِهِ الشَّجَر 14;ةِ إِلَّا أَنْ تَكُونَا

مَلَكَيْ 06;ِ أَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِ 83;ِينَ

Fevesvese lehumâ-şşeytânu liyubdiye lehumâ mâ vûriye ‘anhumâ min sev-âtihimâ vekâle mâ nehâkumâ rabbukumâ ‘an hâżihi-şşecerati illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ mine-lḣâlidîn(e)

Derken Şeytan bunlara kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi, ve sizi rabbınız başka bir şey için değil, sırf Melek olacağınız yâhud ebediyyen kalanlardan olacağınız için bu ağaçtan nehyetti dedi

  وَقَاسَم 14;هُمَا إِنِّي لَكُمَا لَمِنَ النَّاصِ 81;ِينَ

 

 

Vekâsemehumâ innî lekumâ lemine-nnâsihîn(e)

Ve her halde ben sizin hayrınızı istiyenlerdenim diye ikisine de yemin etti

 

  فَدَلَّا 07;ُمَا بِغُرُور 13; ۚ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَر 14;ةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُه 15;مَا وَطَفِقَ 75;

 يَخْصِف¡ 4;انِ عَلَيْهِ 05;َا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّ 77;ِ ۖ وَنَادَا 07;ُمَا رَبُّهُم 14;ا أَلَمْ أَنْهَكُ 05;َا عَنْ تِلْكُمَ 75; الشَّجَر 14;ةِ وَأَقُلْ لَكُمَا إِنَّ الشَّيْط 14;انَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُبِينٌ

Fedellâhumâ biġurûr(in)(c) felemmâ żâkâ-şşecerate bedet lehumâ sev-âtuhumâ vetafikâ yaḣsifâni ‘aleyhimâ min veraki-lcenne(ti)(s) venâdâhumâ rabbuhumâ elem enhekumâ ‘an tilkumâ-şşecerati veekul lekumâ inne-şşeytâne lekumâ ‘aduvvun mubîn(un)

Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı (önceki mevkilerinden indirdi). Ağacı(n meyvesini) tadınca, çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerini örtmeğe başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben sizi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır, demedim mi?...

işte bu  hayatın yapı taşı  insan kendi  kötü düşüncesi ile melaike makamına gitmek ister. ama melaike olmadığındandan ayıp yerleri görünür. çünkü insan insandır melaike de melaikedir. mülk  ağacını bunun için ister. her nekadar isterse bir okadarda ayıpları açılır.  sonrada tabi yaratılmış cennet nimetleri ile açıklarını kapatmak ister.

   müşrikin mülk sevdası budur .. kapitenin mülk sevdası budur. yayılmacı emperiyenin mülk sevdası budur. ne zaman  mülk ağacından tatsa ayıp yerleri açılır. mesela   asgari ücret gibi. bir tarafta katlar yatları olanlar. bir tarafta yiyeceği giyeceği olmayanlar. denge kavramını her zaman bozarlar. 

     ve bu ayıplarınıda cennet yaprakları ile örtmeye çalışırlar.  iş yerlari açacağız işzis bırakmayacağız. hayır kurumları açıp dernekler kuracağız. sosyal yardımları artıracağız. 

    işte bunlarda cennet yaprakları.. ama bu yapraklar ayıbı asla kapatmaz. çünkü mülk hasreti bitmiyor. şeytani ide  her zaman iş başında. hep melaike olma peşinde.. 

 



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

Sorun açlık değil,paylaşım sorunu,Cenabı Allah,dünyayı,insanlara yetecek kadar nimetlerle yaratmıştır,fakat problem paylaşımdadır.eşit paylaşım isteyenlerin bir kısmı komünistlikle,bir kısmı şeriatçılıkla suçlanırken bu eşit paylaşım güme gidiyor ve açlık devam ediyor.

İslam hem özel mülkiyete izin verir hem de paylaşımcı sistemi uygun görür.Yani İslam,kapitalizmin ve sosyalizmin iyi unsurlarını içinde barındıran bir sistemdir.Kötü unsurlarını ise haram sayar.Örneğin özel mülkiyete izin vererek insanlığın maddi gelişimine imkan sağlar,diğer yandan da zekat müessesesiyle de paylaşımcılığı getirmiştir.Ama kapitalizmdeki paraya tapınmayı da sosyalizmdeki devlete tapınmayı da haram saymıştır.İslam her yönüyle güzel bir dindir.Ancak maalesef İslamın ibadet esasları dışındaki kuralları ve sistemleri uygulanmadığı için bu insanlar nimetlerinden de faydalanamıyor,kapitalizmin sömürgeci pençesinde boğulup gidiyorlar.Kurtuluş İslam'da.
arkadaşlar bence devrimler kendinden önceki sistemin kokuşmuşluğuna bir isyan olarak başlıyor,bir müddet sonra o sistemin temsilcileri de sistemi suistimal etmeye başlayınca oda kokuşmaya başlıyor ve bu hep böyle gidiyor.Rusya ve SSCB güya herkesin eşit yaşadığı ve gelirinin de eşit olduğu bir ülke olacaktı,bir müddet böyle gitti fakat gözü açık üst sınıflar mesela politbüro işi paraya dökmeye ve servet üstüne servet yapmaya başlamıştı,halkın emeğini onlar yemeye başlamıştı,halk ta artık eşitliğin palavra olduğunu anlayınca kendi içinden o sistemi yetiştiren Gorbaçov'u çıkardılar,İran'da aynı şekilde.Humeyni hasırlı sade bir evde hayatını yaşarken Ayetullah'lar holding olmaya başladı.Ahmedinecat bu çarpıklığın farkına vardı.Aynen SSCB'nin durumuna düşeceğini bildiği için gelir dağılımındaki uçurumu kapatmaya başladı.İşte Ahmedinecat'a karşı tepinenlerin kaynağında bu menfaat paylaşımı vardır,Demokrasi falan bunlar hep maskedir.
Sovyet Komünizmi Niçin yıkıldı?nın bence en büyük cevabı şudur,insan ruhunu kaale almadı,insanı sadece beden ve eğitilen hayvan olarak gördü.Halbuki insan duyguları olan varlıktır,bir robot değildir.Komünizmde insanlar nispeten belki eşitti ama özgür değildi.Herşey politbüronun emir ve komutalarında yaşayan robot askerler haline sokulunca tabiki insanları mutlu edemedi.Bunları kapitalizmi övmek için söylemiyorum,Kapitalizmde insanlar paraya taptırılır,sosyalizmde politbüroya bence insana yakışan sadece Allah'a kul olmasıdır.
Bir tarafta milyonlarca yuro kazanan insanlar bir tarafta 550 liraya yani karın tokluğuna çalışan insanlar(köleler).Gelir dağılımındaki bu kadar uçurum batı ülkelerinden birinde olsaydı herhalde halk ayaklanır ve konünist ihtilali yaparlardı.Ama bizim halkımıza komünizm o kadar öcü olarak tanıtılmış ve korkutulmuşlarki,eşitlik ve adaletten bahseden insanlara hemen 'sen komünist misin,aman bu kadar açılma deliğe tıkarlar sonra' diyorlar.tabiki bütün bu baskılar kapitalist sermayenin ve sefahatin devam etmesi için bizim çağdaş ve ilerici geçinen yöneticilerimiz tarafından yapılmış.yeterki çok kazananların keyfi kaçmasın diye.gerçi abd,komünizmin temsilcilerinden sscb'ninde işini bitirdi ve bir çin kaldı,onuda ikna edrek yarı kapitalist yaptılar.bence komünizm de çare değil.çare islam adaletinin yaşanmasında.yeterki onu çarpıtmayalım,eğriltmeye çalışmayalım.
Bizim dinimiz eşitlikçi bir dindir.onun için peygamberimiz'komşusu açken tok yatan bizden değildir'buyurmuştur.İnancımız İslam'dır.Ancak uygulamada fazla bir şeyimiz yok.varsa belki şekilsel namaz ve ve şekilsel oruç(aslında onlarında şekilsel olanları Kur'anda yokya).zenginlerimizde varsa bir de hac.müslümanlığı sadece bu bir kaç ibadetle tamamladığımız zannı ve inancı bizi hep yanıltmıştır.oysaki Kur'anın hedefi müminlerin dünya ve ahiret saadetidir.Onun için de tam uygulanırsa bizi hedefe ulaştırır.Yani İslamın siyasi,iktisadi ve ahlaki hükümleri tam olarak uygulanırsa hedefe varabiliriz.Aksi durumda aynen şimdiki halimiz olur.
bence devletler inançlara göre oluşturulmuş olsaydı.ikinci dünya savaşında 50 milyon insanında ölmesine gerek kalmazdı.yani dünya terörizmine ulus devletler büyük oranda katkı sağlamışlardır.oysaki devletler inançlara göre oluşmalıdır.bu da en fazla dört tane devlet eder.1.si İslam devleti 2.si Hristiyanlık devleti 3.sü Yahudi devleti 4.sü Ateist(Laik) devlet.Yani dünyada en fazla 15 tane devlet olur.Ulus devlet felsefesi çökmüştür.Çünkü ırka dayandığı için bölücülüğede teşvik etmektedir.Bence en doğru olan yöntem inanç devlet felsefesidir.bu böyle olursa vatan millet sakarya edebiyatıyla kimse kimsenin gırtlağına sarılmaz.herkes kendi safına çekilir ve inançları doğrultusunda yaşar.



__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar...

  İslam hem özel mülkiyete izin verir hem de paylaşımcı sistemi uygun görür......

  sayın medeni abim. bu yazı seninmi?...

 bana kuranın neresinde okuduğunuzu gösterirmisiniz.   peygamberin davası mülk. sahiplerine değilmi.  alak süresi yanlışmı. ordaki şahsiyetler neyle suçlanıyor.  nasıl bir metod uyguluyorlar. neyi ele geçirmişler. neyle insanlar üstünde tasarruf sahibiler.

        islamın davası özel mülküyetin asla olamayacağı. mülkün yanlız ve yanlız allahın halkın olacağı. vurgulanmıyormu..

     bahçe sahiplerinin karakteri ne acaba nasıl bir düşüncedeler. ve sonucu nasıl.

     kuranda konu edilen peygamberlerin. kimlerle uğraştığına bir bak..  5 vakit namazlamı.. oruçlamı.. diş dolgusu abdesti bozarlamı. camiye sağ ayakla girilir. sol ayakla çıkılır. lamı.. abdest alırken dirseğini dört parmak geçtinmi geçmedinmi ilemi. yaksa ooooo ....!!!!!!!

     tağgutlaşmış. tuğyanlaşmış. özel mülkçülerlemi uğraştığına bir baka... diyorum...!!!!!!!   



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats