halukgta Uzman Uye
Katılma Tarihi: 25 eylul 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 425
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Toplumu kur’an dan uzaklaştırmak, kur’an ile kucaklaşmasını, buluşmasını engellemek için, insanları tedirgin edecek, acaba hata yapar mıyım düşüncesine kapılacak, tuzak sorular sorularak, senin kur’anı anlayacak eğitimin, tahsilin var mı? Kur’anı herkes anlayamaz onu veli insanlar anlar türünden sorularla, toplum adeta tedirgin edilmektedir. Bu tür sorular toplumu kur’an dan uzaklaştırmak için sorulmuş, kafalarda soru işareti yaratmak amacını taşımaktadır. Bu yöntemle toplumun içine zehir enjekte edilip, İman edenlerin kur’an ile buluşmaları engellenmeye çalışılmıştır. Bunlar Yahudi fitneleridir. Allahın lanetine uğramış bu toplum, daha peygamberimiz zamanında İslam a sinsice yaklaşmış, toplumu kur’an merkezli inancından uzaklaştırmak için, dine kendi inançlarını, fitne ve fesat sokmaya daha ilk günlerde başlamışlardır. Peygamberimiz devrinde taraftar bulamayan bu zihniyet, ne yazık ki daha sonraki dönemlerde zehrini sinsice akıtmak için, büyük çabalar göstermişlerdir. Ne yazık ki günümüzde dinimize yapılan bu tahribatın izleri, zikir ehli her Müslüman’ın fark edeceği, gözlemleyeceği üzücü bir ortam yaratmıştır.
Kur’an Rabbimiz tarafından kullarına rehber, güneş ve gönül gözü olsun diye indirildiğini söyler bizlere. Eğer bir rehber rabbimin katından geliyorsa, nasıl olurda anlaşılması zor olup ta, beşerin açıklamasına muhtaç olur? Kur’an da Rabbim bu kitabı yemin olsun ki sizler için kolaylaştırdım dediği halde, onu anlaşılması zor, herkesin anlayamayacağı bir kitap yapanlar, verecekleri hesabı iyi düşünmelidirler. Beşerin yazdığı onca ilmi, edebi eserleri anlayabilen insanlara, dünyevi bilgiler veren kitapları anlayan bizler, Rabbin katından gelen ve Rahmanın anlaya sınınız, doğru ve düzgün insanlar olasınız diye açık ve detaylı gönderdim dediği kitap için, anlaşılması zor diyerek, Rahmanla irtibatımızı kesmeye çalışanlar bilmelidir ki, bunun hesabı çok çetin olacaktır.
Bana bir soru soran arkadaşımız, (Ayetleri kendi kafanızca yorumlayabilecek kapasite demisiniz) demekle, Rabbimin adalet anlayışını sınadığını, onu basite aldığını size hatırlatmak isterim. Allah onlarca, hatta yüzlerce ayetinde, ayetleri okuyup düşünmemizi ve akıl etmemizi istiyorsa, tüm bunları görmezden gelenlerin, Rabbin gerçeklerinden saklandığını, fakat beşerin sözlerine delil aramak için, kur’ana gözlerini yumduğunu bilmelidir.
Yine bana (kaç yılınız medrese de geçti ) sözleriyle, kur’anın muhkem ayetlerinin çok zor anlaşılan bir kitap olduğunu, anlayabilmek için büyük eğitimlerden geçmemiz gerektiğini söylemek, Rabbin onlarca hatta yüzlerce ayetine ters düştüğü gibi, bunları söylemekle Rabbin adaletini sorguladığımızın da bilincinde olmalıyız. Allah sizleri kur’an dan hesaba çekeceğim, bu kitaptan sorumlusunuz diyor da, sizlere her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim dedikten sonra, bu kur’anı inceden inceye okuyanların, düşünenlerin anlayacağını, kur’anı okuyanın kalp gözlerini açacağını, onlara rehber ve güneş olacaktır diyorsa, daha da güzeli sakın velilerin ardına düşmeyin diye ikaz ediyor da, kur’anın ipine sarılın diye bizlere öneriyorsa, bu kitabı herkes anlayamaz,onu anlamak için büyük eğitimler almalısın demek, Rabbim e ve ayetlerine yapılacak en büyük saygısızlıktır.
Kur’an da Rabbim muhkem ayetleri, yani dinin temeli, anası olan ayetlerin anlaşılır, açıklanmış, detaylı olduğunu söyleyen Rabbimin sözlerine çok dikkatle bakmanızı rica ediyorum. Rabbin sözlerini, beşerin sözlerine feda etmeyelim ve çok iyi düşünelim. Önce kur’anı anlayarak bol bol okuyalım, üzerinde derin derin düşünelim, daha sonrada, beşerin sözleri kur’anın süzgecinden geçiyorsa, kabul edelim yararlanalım. Çünkü her doğru bilgiye ihtiyacımız vardır. Bunu yapmadığınız takdirde şirke batmış oluruz, bunu da unutmayınız. Akıllı bir Müslüman her doğru bilgiden faydalanan insandır. Aklını kullanan Müslüman, doğru bilgiyle yanlış bilgiyi ayırmasını bilen, kur’anı rehber alan Müslüman’dır. Peygamberimizin şu hadisini asla unutmayalım. Benim adıma, benden sonra benim söylemediğim birçok sözleri uyduracaklardır. Benim sözüm olduğunu anlamak istiyorsanız bu bilgileri, KUR’AN İLE KARŞILAŞTIRINIZ. İşte tüm bu düşünce etrafında toplanıp, peygamberimizin gerçek ümmeti olduğunu söylüyorsak, bu yolu ve yöntemi kullanmalıyız. Peygamberimizin adını kullanıp ona iftira eden din düşmanlarını, el birliğiyle ortaya çıkaralım ve Yahudi fitnelerini içimizden çıkarıp atalım.
Her insan okuduğu her hangi bir kitabı, aynı kapasitede anlayamaz. Kimisi bir okuyuşta anlar, kimisi de birkaç kere okur öyle anlar. Yine bazı insanlar kur’anı bütün olarak anlamada, ayetleri birleştirmede sorun yaşayabilirler, işte burada çevremizden daha iyi bilenden yardım elbette almalıyız. Bunun tersini kimse düşünemez. Çünkü Allah bizleri birbirimize muhtaç yaratmıştır. Fakat din ve iman adına tek güvenilecek, hükümler verecek yalnız kur’an yani Allah olduğunu unutmayalım. Çünkü bunu Rabbim söylüyor. Yardım alacağımız her kim olursa olsun, onun sözlerinin kur’ana uyması ve onun onayından geçmesi zorunludur. Allah dahi elçisine ne diyordu? Toplumu kur’an ile uyaracaksın. Bunu yapmazsan görevini yapmamış sayarım. Sakın sana ilettiklerimize tek bir kelime dahi ekleme, yoksa senin canını alırız demiyor muydu? Demek ki hüküm veren yalnız benim diyen Rabbim, elçisi kanalıyla bile iletilenlere hiç kimsenin ilave yapamayacağını söylüyor bizlere ve uyarıyor.
Değerli arkadaşlarım size âcizane, bir kardeşiniz olarak tavsiyem, Rabbin kelamına anlaşılması zor, onu herkes anlayamaz, onu anlamak için çok büyük bir eğitim almalısınız demeyiniz. Çünkü bu sözler günümüze kadar Yahudilerin içimize soktuğu kur’an dan uzaklaştırma planının en büyük silahıdır. Bu sözlere inanan bir insan, rabbin kitabına müracaat etmekten yanlış yapmaktan korkar, ondan uzaklaşır. Oradan istifade etmeyi keser. Peki, nerelere müracaat eder? İşte günümüzde yapıldığı gibi tarikatların, cemaatlerin, şeyhlerin veli insandır dedikleri kişilerin, kapanına yakalanır. İşin kötüsü neyin doğru neyin yanlış olduğunu da fark edemez. Çünkü karşılaştıracağı, kontrol edeceği bir mihenk taşı elinde olmadığı için, daha önce kur’ana müracaat etmediğinden, her hurafeye yalana farkında olmadan inanmak zorunda kalır, tıpkı günümüzde olduğu gibi. Peki, bu insanın durumu hesap günü, sizce Allah katında nice olur dersiniz? Yorum sizlerin. Her insan kendisinden sorumludur. Benim yaptığım yalnızca Rabbin ayetlerini hatırlatmaktır o kadar. Bunu yapmak her Müslüman’ın görevidir. Şunu düşünün lütfen. Allah sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim diyorsa, acaba Allah gönderdiği rehberini, gönül gözünü, imtihana çekeceği kitabı zor ve anlaşılması kolay olmayacak şekilde gönderir mi? Bunu düşünmek Yüceler yücesi Rabbimizin adaletine sığar mı? Biraz aklı olanın, bu sorunun doğru cevabını bulacaktır.
Konunun daha iyi anlaşılması için, size bir örnek vermek istiyorum. Okulda okuyorsunuz, öğretmeniniz size bir kitap getirdi ve dedi ki, bu kitaba on beş gün çalışın sizi bu kitaptan imtihan edeceğim ve aldığınız not sınıf geçme notunuz olacak dese. Kitaba baktınız kitap anladığınız dilden yazılmamış, hemen ne dersiniz hocaya? Hocam şakamı yapıyorsunuz siz bizimle, biz bu dili bilmiyoruz ki nasıl anlayalım dersiniz? Hemen itiraz edersiniz, çünkü anlayabilmeniz için önce anladığınız dilden olmalı kitap. Hatırlayınız biz bunu dahi yapmıyoruz, bunu bizlere reva görenlere, aklımızı zerre kadar kullanıp, böyle bir soru sormuyoruz. Sizce doğrumu yapıyoruz? Anlamasan da Allah size sevap yazar diyenlere inanıyoruz. Acaba sevap kur’anı anlamadan okumakla mı alınır, yoksa okuduğumuzu, anladığımızı hayatımıza geçirip, Rabbin istediği bir insan olduğumuz zaman mı sevap kazanırız? Anladığı dilden olmayan kitabı öğrenciler alsa, anlamadan yüzlerce kez okusa, daha sonrada imtihan günü öğretmenin karşısında sizce ne olur halleri? Sorduğu sorulara anlamadan okudukları için öğretmenleri iyi not verir mi sizce? Bu sözlerim ne kadar mantıksız geliyor değil mi? Peki şuanda din adına yaptıklarımız bundan çok mu farklı? Bakın öğrenciler kadar inancımıza önem vermediğimizin en önemli kanıtı.
Daha sonra öğretmen sizin itirazınızı kabul edip, kitabı değiştirip anladığınız dilden bir kitap verdi diye düşünmeye devam edelim. Aranızdan hiç kimse biz burada yazanları yine anlayamayız hocam, bu kitap çok zor der mi? Bunu anlayabilmemiz için büyük eğitimler görmeliyiz türünden sorular sorar mı? Hayır, elbette sormaz. Dikkatle verilen zaman içinde kitabı okur, ne anlatılıyor anlamaya çalışırız. Elbette her insan aynı kapasitede anlamaz. Kimisi takıldığı yeri, diğer arkadaşına ya da başka bir hocaya sorar, burada ne anlatıyor olabilir diye yardım ister çevresinden. Ama hiçbirisi de hocalarına, biz bu kitabı anlayamayız demez. İmtihan sonucunda herkes çalıştığı, anladığı nispette notlar alır. Elbette öğretmen öğrencilerin anlayacağı bir kitabı seçmiştir, hiç kimse bunun tersini düşünmez bile. Yani öğretmenlerinin kendilerinin anlayamayacağı bir kitabı önlerine getirip, daha sonrada onları imtihan edeceğini asla düşünmez. Peki, bizler Yüce Rabbim için bunu nasıl düşünüyoruz? Beşere bile layık görmediğimiz, düşünmediğimiz adaletsizliği, nasıl olurda Rabbim e layık görüyoruz? Gerçekten anlamak çok zor. Şimdi size soruyorum, beşerin yazdığı kitaplara dahi bu kitap anlaşılması zor, herkes anlayamaz demiyorsak, NASIL OLURDA YÜCE RABBİMİN ADALETİNİ SORGULARCASINA, BU KUR’ANI HERKEZ ANLAYAMAZ DİYEBİLİYORUZ? İşin ilginci rabbim, anlamanız için kolaylaştırdım, birçok örnekler verdim dediği halde. Allahın adaletini ne hale soktuğumuzun farkında mıyız? Hem herkesin anlayamayacağı bir kitap gönderecek Rabbim, hem de bizleri bu kitaptan hesaba çekecek öylemi? Lütfen aklımızı başımıza toplayalım ve ne söylediğimizin farkında olalım. Yoksa huzura gittiğimizde, geri dönüşü olmayan yola girdiğimizde, KEŞKE FALANCAYI DOST EDİNMESEYDİM, BENİ KUR’AN YOLUNDAN O UZAKLAŞTIRDI diyerek, cehennemin kalıcısı oluruz Allah korusun, bunu da unutmayalım. Son pişmanlık fayda vermez, pişman olmak istemeyen, Rabbin rehberine sarılır. Şunu asla unutmayalım, birileri sen kur’anı anlayamazsın diyorsa, bilelim ki, onu söyleyenin gizlediği bir şeyler var demektir. Kur’anı anlayarak okuduğumuzda bazı gerçeklerin ortaya çıkmasından endişe ettiğinin bilincine varalım artık. Bizlerden gizlemeye çalıştıklarını ortaya çıkaralım, gelin elbirliğiyle Yahudi yalanlarını, menfaat şebekelerinin uydurmalarını KUR’AN İLE ORTAYA ÇIKARALIM. Rabbim ayetleriyle boşuna bizlere örnekler vermiyor, düşünüp aklımızı çalıştıralım ve öyle iman edelim diye yapıyor tüm bu uyarılarını.
Rabbim cümlemizi aklı ile iman eden, gönül gözleri kur’an ile nurlanmış, Kur’ana sarılan onun özünden sapmayan, kullarından eylesin inşallah bizleri.
SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
|