HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: YUNUS SURESİ 100. AYETTEN NE ANLAMALIYIZ? Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Kur’an öyle bir kitap ki ona nasıl yaklaşırsanız size niyetiniz nispetince cevaplar verir. Okuduğumuz okul dönemlerini hatırlayınız, aynı kitabı okumamıza rağmen herkes farklı notlar alırdı. Peki, bu farklı notlar alışımız acaba yalnız akıl kapasitemizle mi ilgiliydi dersiniz? Elbette hayır. Kimi arkadaşların ders çalışma niyeti dahi olmadan, zorla ders çalıştığını çok iyi bilirim. Daha açıkçası gönülsüz baktığımız her kitap, ya da herhangi bir işten tam verim almamız, ondan gereği gibi faydalanmamızda mümkün olmayacaktır. İşte kur’ana gönülsüz bakan, rabbin ne anlatmak istediğini anlamak yerine, eksikler hatalar arayan bir zihniyetle bakan bir arkadaşımızın örneğini sizlere anlatmak istiyorum.

 

 

Bir arkadaşımız kur’an da Allahın izni olmadıkça kimse iman edemez diyor. Madem Allah izin vermiyor benim iman etmemde mümkün olamaz demiş. Bu durumda bende hiçbir şeyden sorumlu olamam şeklinde bir yaklaşımla, kur’anın bu sözünü kendince yorumlayıp, yanlışına delil aradığını ve ayetleri küçümser şekilde anlama yoluna gittiğini üzülerek gördüm. Gerçekten üzüldüm ve arkadaşımızın bu ayeti gündeme getirmesiyle, rabbimin bu sözüyle ne anlatmak istiyor, Rabbin yardımıyla onu anladığım kadarıyla kendisine anlattım, fakat bunu sizlerle de paylaşmak istiyorum ve sizleri de bu konuda düşünmeye davet ediyorum. Bu ve buna benzer hatalar bazen ne yazık ki kötü niyetle değil, iyi niyetle beşerin sözlerine delil arama çabalarıyla, ayetlerin anlamları saptırılmaktadır. Çünkü her insan kendi düşüncelerinden ve aklıyla iman edip etmediğinden sorumlu olacaktır.

 

 

 

Önce kur'an iman sözünden ne anlatmaya çalışıyor, iman edenler için neler hazırlanmış, ödülleri nedir bunu çok iyi bilirsek, gerçekten herkesin iman ettim demesiyle iman etmiş olmasının mümkün olmayacağını, zaten gerçek iman edenlerde, bu tür insanları aralarında görmek istemeyeceğini bilir.

 

İman etmek Allaha itaat etmek demektir. Onun buyruğuna girip, ona kayıtsız şartsız teslim olmaktır. İslam sözcüğünün de anlamı budur zaten. Onun istediği yolu takip edip, aklını kullanıp hurafelerden uzak yaşayan rehberini, kitabını yanından eksik etmeyip, ona her anında danışan, insan gibi yaşamaktır kısacası. Şimdide gelelim bahsettiğimiz Yunus suresi 100. ayete, önce yazalım daha sonra, Allahın izniyle anlamaya çalışalım.

 

 

Yunus 100: Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.

 

 

Yukarıdaki ayet biraz aklını kullanana inanılmaz bir ışık tutuyor, yeter ki doğru pencereden bakalım. Deniz manzarası ön camdan görünüyorsa, denizi seyretmek için inat edip arka pencereye bakarsanız, denizin güzelliklerini görebilir misiniz? Belki denizin dalgalarının sesini duyabilirsiniz, ama o ses size yeterli gelip, nefsinizi ve benliğinizi tatmin etmeyecektir. Her zaman kafanızda soru işaretleri kalacak ve şüpheli yaklaşacaksınız konuya. Daha açıkçası gerçeklerle yüzleşme imkânı bulamayacaksınız.

 

Şimdide ayeti anlamaya çalışalım.  Allah bakın ne diyordu?

 

(Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez.)

 

Bizler bu sözden ne anlamalıyız? Önce hatırlayalım Allah bizleri yaratmadan önce bir söz aldığından bahseder kur’an da. Ona iman edeceğimizi, onun yüceliğinin karşısında saygıyla eğileceğimizin sözü. Verdiğimiz bu sözü hatırlamamız içinde, yaşarken fıtratımıza koyduğu iman etme, yaratıcıyı hatırlama duygusunu da hatırlayalım. İşte imtihanında özü burada yatmıyor mu zaten? Hatta bunu hatırlamak istemeyenler içinde, gönderdiği peygamberler ve kitapları düşünelim. Demek ki Rabbim bizlerin, huzuruna gittiğimizde hesap verebilmemiz için, iman eden bir kulu olmamız adına çırpınıyor adeta. Tüm bu uğraşlardan sonra kulu iman etmek istediğinde, acaba Allah imanını kabul etmemesi mümkün mü? Eğer böyle bir düşüncede olsaydı, Kitapları ve resulleri göndermez, aklını kullanan doğruyu bulsun der, bizleri başıboş bırakırdı isteseydi. Kur’anı bir kez okuyan Rabbin bunun tam tersini yapmaya çalıştığını, bizlerin iman eden doğru ve aklını kullanan bir insan olmamız için, nasıl çabaladığını hemen anlayacaktır.

 

 

Peki, o zaman Allahın izin vermesi zorluğu nereden çıkıyor? Demek ki bir sorun var burada. Allah demek ki iman konusunda bir sınır, bir kıstas koymuş ki, bu sınırda olan ya da başka bir konumda olan var demek ki. Gelin şimdide onu anlamaya çalışalım, bunlar kimler olabilir.

 

 

Yunus 51: O azap başınıza patladıktan sonra mı iman ettiniz! Şimdi mi? Hani onu aceleden isteyip duruyordunuz.

 

Sad 28: Yoksa biz, iman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanları, yeryüzünde fesat çıkaranlarla aynı mı tutacağız? Yoksa takva sahiplerini, arsız sapıklar gibi mi yapacağız.

 

 

Yukarıdaki ayetleri okuduğunuz zaman sanırım hemen anladınız. Evet, öyle yağma yok. Sen Yüce Rabbimin zamanında bizleri iman etmesi için uğraş verdiğinde, kitaplar resuller gönderdiğinde onu görmezden gel, ona inanma, daha sonra azabın belirtisi geldiğinde, hemen koş ben iman ettim de. Bu örneğin benzeri hayatımızda çok olur. Zorluğa düştüğümüzde ruhumuzun derinliğindeki Yaratıcı duygularımız şahlanır ve hemen Allah tan yardım isteriz, sorun geçtiğinde ise hemen unutuveririz. Demek ki iman etmeninde bir yolu yordamı ve üslubu varmış.

 

 

Sad 28. ayette ise Rabbim, iman edip hayırda yarışanlarla, yeryüzünde fesat çıkaranları bir tutmamız mümkün değildir diyor. Çünkü onları bir tutmamız, onları beraber aynı yerde bulundurmamız, iman edenlere de bir saygısızlık, adaletsizliktir diyor. Onları bir arada tutmamız iman edenleri de yoldan çıkarır diye, ne kadar güzel izah ediyor. Bakın aklını kullanana her şey ne kadar güzel izah ediliyor. Yeter ki rehbere danışmasını bilesin, tabi niyetin çok önemli.

 

 

Şimdide Yunus suresi 100 ayetin sonundaki cümleye bakalım. Çünkü ondan bahsetmedik.

 

(Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.)

 

 

İşte üzerinde çok düşünmemiz gereken cümlede burası bana göre. Rabbim kur’an da en çok üzerinde durduğu ve ayetlerin sonunda her zaman bizleri uyarıp, aklınızı kullanın sözcüğüdür. Peki, nerede kullanabiliriz bu aklı? Tabiî ki her yerde, çevremize baktığımızda, gökyüzüne baktığımızda, bir böceği, sineği incelediğimizde her yerde aklını kullanan, Allah ı görecektir de ondan, düşünün aklınızı kullanın diyor. Allah yalnız tabiata bakarak değil, gönderdiği apaçık Kur’anın da tüm gerçekleri kelimelerle de anlatmıştır bizlere. Elbette gönül gözü ile bakmayan, görmeyen gözleriyle baktığında, farkına bile varamayacaktır.

 

 

Bizler Dünyaya geldiğimizde tertemiz günahsız doğarız. Daha sonra özgür irademizle gelişir tüm olaylar. Yani hiçbirimiz doğuştan inançsız değil, tam tersine iman eden olarak doğarız. Bakın Allah burada bu düşünceyi onaylıyor.

 

 

Yunus 33: Bu, budur! Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar iman etmezler!" sözü gerçekleşmiştir.

 

 

Demek ki her insan doğuşta zaten iman etmiş doğar, fakat ayette de söylediği gibi kimisi nefsine yenilmesi, şeytanın vesveseyle yoldan çıkarlar, yani iman edenler arasından uzaklaşırlar diyor Rabbim.  Daha sonrada tekrar iman etmezler diyor. Bakın yine bu ayete benzer bir ayet daha hatırlatmak istiyorum.

 

 

Enam 82: İman edenler ve imanlarını zulümle karıştırmayanlar, işte güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.

 

 

Bu ayetten de çok açık anlaşılıyor ki, ben iman ettim demekle iş bitmiyor. Önemli olan imanımızı korumasını bilmektir. Güvende olanlarında, imanını koruyanlar olacağını söylüyor Yaratan. Yoksa iman etmek isteyeni niçin kabul etmesin, o bizim yaratıcımız, ilahımız değil mi? Şimdi vereceğim örnek ise sanırım bahsettiğimiz Yunus suresi 100. ayetteki Allah izin vermediği sürece kimse iman edemez sözünün tam cevabını veriyor.

 

 

Tevbe 66: Özür beyan etmeyin; imanınızdan sona küfre saptınız. İçinizden bir grubu affetsek bile diğer bir grubu, günaha batmış kişiler oldukları için azaba uğratacağız.

 

Binlerce şükürler olsun Rabbim e, bakın Rahman ne diyor? İmanınızdan sonra küfre saptınız. Demek ki daha önce bana inanıyordunuz, fakat iyice yoldan çıkmıştınız. Sizlere yeni elçimi, kitabımı gönderdikten sonra, benin gönderdiklerimi inkâr edip, nefsinizin esiri oldunuz, küfre saptınız. İçinizden bir kısmı işin farkına vardı af diledi, onları affetsem bile, günaha batmış kişiler oldukları için diğerlerini cezalandıracağım diyor. İşte burada anlatılmak istenilen çok önemli. Allah ın affetmek istemediği kişiler yolun sonuna geldiğinde, Allah ı hatırlayıp ona iman ettiğini söylemelerinin hiçbir önemi yoktur, asla onları affetmem diyor. Demek ki Allahın iman etmelerine izin vermediği kişilerde bunlar olduğu anlaşılıyor. Zora gelince iman et, yok öyle yağma. Bunu yapmamasının nedeni de, onun yüce adaletinin apaçık göstergesidir. Doğru yolda gidenle, zorda kaldığında inandım diyen aynı olur mu?

 

 

Bakın Yüce Rabbim kullarına karşı nasıl merhametli, şefkatli olduğunu söylüyor. Bu sözleri söyleyen yaratıcı, normal koşullarda iman etmek istediği halde, kulunu iman etmesine izin vermez mi? İşte ayetleri tersinden anlamak isteyen, rabbin hışmına uğrayan bir insan, elbette gerçek anlamlarını fark edemez. Daha açıkçası her insan kur’an dan, gönlünde geçenler nispetinde nasiplenir.

 

Bakara 143: ….. Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.

 

 

Yazdıklarım ve verdiğim tüm örneklerin sonunda sizlere birde ben bir örnekle konuyu özetlemek istiyorum. Size sorsam ve desem ki; çevrenizde adaletsizlikle çevresine hükmeden çok zengin, parasını kendi çıkarları için kullanıp, sizi gerektiğinde sefil ve rezil bırakmaktan kaçınmayan, fakat işine geldiğinde dinden imandan bahsedip, akla gelmeyen rezilliklerin başında gelen, sizinde canınızı insafsızca yakmış bir insan olduğunu düşünelim. Bakın bu insan Allaha inandığını dahi söylüyor, bırakın hiç inanmayanları. Bu insan ile aynı mekânı, Allahın vaat etiği aynı cenneti, paylaşmak ister misiniz? Elbette istemezsiniz, Allahın adaleti de zaten o kadar yüce ki. İman edip hayırda ve varışta yarışanlar ile, kendi menfaati için çalışıp adaletsiz olanlarla, iman etmeyip inkârcıları, asla bir tutmam ve onların son anda pişmanlıklarını da asla kabul etmem diyor. Demek ki son anda iman ettim demekle kurtuluş yok. Çünkü zamanında gerçekleri görmeyip iman etmeyeni, başı sıkıştığında iman etmesini kabul etmem demesi kadar adaletli bir şey olabilir mi? Şükürler olsun Rabbime.

 

 

  Bazı siteler kendisi gibi düşünmeyen, inanmayan fikirlere asla tahammül dahi etmiyor. İşte bu zihniyette olan insanlar, kendi inançlarından emin olmayanlardır. Rabbin apaçık gerçekleri, ayetleri ile yüzleştiklerinde, kendi inançlarının kur’ana uymadığını görmeleri bile, onları kendilerine getirmiyor. Çünkü gözlerde perde, gönüllerde mühür var. Başkasının fikirlerine tahammül edemeyenler, kendi inançlarından emin olmayanlardır. Bunda ısrar edip Kur’anın nuru ile nurlanmayanların sonunu Rabbim, hesap günü yüzleri kapkara olacaklardır diyor.

 

Bu yazımı yazmama neden olan arkadaşımız belki şimdilik inanç konusuna biraz uzak diyebilirim, fakat daha sonra hepimizden da ha dindar, takvaca daha üstün olmayacağını söyleyebilir miyiz? İşte bizlere düşen saygı çerçevesinde, akıl ve mantığımız ile kur’anı açık yüreklilikle konuşabilmemizdir. Din hiç kimsenin tek elinde değildir. Hiç kimsede karşısındaki bir insana, kendisi gibi düşünmediği için ithamda bulunamaz. Mülkün sahibi rabbimdir, gönderdiği rehber ve imtihan edeceği kitapta önümüzde apaçık duruyor. Onun onayından geçmediği halde bu sözler Allah katındandır diyenlerin HARAMI TIKA BASA YEDİKLERİNİ Rahman söylüyor, bunun bilincinde olarak İslam ı yaşayalım, yoksa geri dönüşü olmayan yola girdiğimizde öyle bir pişman oluruz ki, bizleri artık kimse kurtaramaz.

 

 

 Peygamberimizi düşünün bu dini tebliğ etmek için acaba nasıl davranmıştır topluma? İnsanları inancından, sözlerinden dolayı karşısından kovup onları küçümseyerek, saygısızca sözler söylemiş midir? Elbette hayır, tam tersine, peygamberimize Rabbim ne diyordu? Sen onlara güzel bir şekilde davranmasaydın, seni dinlemezlerdi demiyor mu? İşte kur’an dan nasiplenenlerle, peygamberimizin gerçek sünnetinden haberdar olanlar, her zaman sakindirler, her fikri dinler hiçbir fikirden korkmazlar, çünkü elinde Rabbin güneşi vardır, böyle insanlar Kur’anı ve İslam ı anlatmak için en güzel yöntemi kullanırlar. Hiç kimseden korkmadan mertçe, mücadele eder ve peygamberimizden sonra her Müslüman’ın görevi olan, kur’anı anlatmak ve tanıtmak görevini üstlenirler.

 

Dilerim Rabbimden bizler, kur’anın rehberliğinden, nurundan, güneşinden en güzel istifade eden kulları oluruz. Yine dilerim, cümlemiz peygamberimizin gerçek sünnetinden ayrılmayan kulları arasında oluruz. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats