Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
ben suçluyu buldum asıl suçlu biz müslüman olduğumuzu söyleyenler
asıl suçlu erdemlik havasına bürünüp el etek şey bozuntuları,
asıl suçlu taktığı yüzüğe paha biçilemeyen sakalına ve yüzüne sürdüğü krem ve kokular süren din adına çıkmış şeyh bozuntuları
aslı suçlu yediği önünde yemediği arkada misali bindiği araba son madel sarık takıp cübbe giyen takva elbisesine büründüğünü düşünen ıhlaslı olduğunu gösteren şeyh bozuntuları
asıl suçlu dini siyasete alet eden ondan rant elde eden ondan kariyer elde eden kravatlı görünüşü temiz kalbi pis olan insanlr
aslı suçlu allah adına yardım alıp cebe indiren dünya kadar kılıf uyduran din tacirleri
aslı suçlu dini evirip çeviren fantastik bir din anlayışı ile bilim kurgu uçtu kaçtı dini halka anlatarak uyutan din alimleri
asıl suçlu kendi yapmadığı halde dini kraat formatında dini ağzını eğip bükerek konuşan hatipler
asıl suçlu 4 çocuğa bakamycak kadar aciz biri ve kendini asan kişi
allahım sonumuzu hayır eyle kuran merkezli dinden ayırma
ben suçluyu buldum asıl suçlu biz müslüman olduğumuzu söyleyenler
asıl suçlu erdemlik havasına bürünüp el etek şey bozuntuları,
asıl suçlu taktığı yüzüğe paha biçilemeyen sakalına ve yüzüne sürdüğü krem ve kokular süren din adına çıkmış şeyh bozuntuları
aslı suçlu yediği önünde yemediği arkada misali bindiği araba son madel sarık takıp cübbe giyen takva elbisesine büründüğünü düşünen ıhlaslı olduğunu gösteren şeyh bozuntuları
asıl suçlu dini siyasete alet eden ondan rant elde eden ondan kariyer elde eden kravatlı görünüşü temiz kalbi pis olan insanlr
aslı suçlu allah adına yardım alıp cebe indiren dünya kadar kılıf uyduran din tacirleri
aslı suçlu dini evirip çeviren fantastik bir din anlayışı ile bilim kurgu uçtu kaçtı dini halka anlatarak uyutan din alimleri
asıl suçlu kendi yapmadığı halde dini kraat formatında dini ağzını eğip bükerek konuşan hatipler
asıl suçlu 4 çocuğa bakamycak kadar aciz biri ve kendini asan kişi
allahım sonumuzu hayır eyle kuran merkezli dinden ayırma
saygılarımla
Bakara 177 :
Muhammed Esed
:
Gerçekte erdemlilik, yüzünü doğuya veya batıya çevirmeniz ile ilgili değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a, Ahiret Günü'ne, melekler, vahye ve Peygamberlere inanan, servetini -kendisi için ne kadar kıymetli olsa da- akrabasına, yetimlere, ihtiyaç sahiplerine, yolculara, (yardım) isteyenlere ve insanları kölelikten kurtarmaya harcayan; namazında devamlı ve dikkatli olan ve arındırıcı (mali) yükümlülüğünü ifa eden kişidir; ve (gerçek erdem sahipleri) söz verdiklerinde sözünü tutan, felaket, zorluk ve sıkıntı anlarında sabredenlerdir. İşte onlardır sadakatlerini gösterenler ve işte onlardır Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar.
Al-i İmran 92 :
Muhammed Esed
:
(Size gelince ey müminler,) kendiniz için özenle ayırdığınız şeylerden başkaları için harcamadıkça gerçek erdeme ulaşmış olamazsınız; ve her ne harcarsanız kuşkusuz, Allah ondan tamamiyle haberdardır.
Muhabbetle
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Katılma Tarihi: 30 mart 2008 Yer: Uganda Gönderilenler: 126
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
sn hasan bey ve hira hanım,bu sitede yazı yazdığınıza göre büyük bir ihtimal tek kaynak olarak kuranı görüyorsunuz,ama bakıyorum kuran daki emsal sınavları dikkate almıyorsunuz,umarım yanılıyorumdur.
eyyub resul bir sınavdan geçiyordu var olan her türlü imkanları elinden alındı sanırım eyyup resul kendi dönemindeki din tacirlerine saldırmadı var olan o dönemin buğday stokçularına hakaret etmedi var olan gösteriş için salat edenleri zekat verenleri suçlamadı ve neticedede intahar edip sınavını kaybetmedi,keza evladını diğer kardeşleri tarafıdan öldürüldü haberini alan yakup resulde intahar etmedi tam tersine sabır etti hemde üstüne vurgu yaparak güzel bir sabırla sabredeceğini söyleyerek.
sabredelim hemde güzel bir sabırla...
__________________ koymuş postasını,GÖRMÜŞ RESTİNİ!!! he canım sen getir üstünü!!!
Behr bı deva kuçka heram nabe!!!
hılas!!!
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar. biraz . amiyane olacak neyse anlayan anlar..
karadenizin yaylalarını gezmeye çıkan .. üç tane bilim adamı biri fizikçi biri matematikçi diğeri kimyacı.. rizenin o güzelim ayder yaylasın bir evi ziyarete ederler. ev sahibi buyrun oturun dişardan geldiniz ben gidip odun alıp sobayı yakayım der. dişarı çıkar .
o ilim adam ları bir bakarki evin ortasındaki soba yerden bir metre yukarıda. heyret ederler.
önce fizikçi olaya bir yorum getirir. bakın adam sobayı yerden yükselterek .ısıyı maksimum şekilde ayymanın çözümünü bulmuş.
sonra matematikçi yorumunu yapar. evet adam odanın alanını ve sobanın büyüklüğünü hesaplayarak. bir merkez odak oluşturmuş. der.
son olarak kimyacı fikrini beyan eder. bence bu adam bu sobayı bir metre yukarı kaldırmakla. yakıtı en aza indirerek. odun tasarrufu yapıyor. der. ve o sırada adam içeri girer.
adama sorarlar . hemşerim bizler. bu sobayı neden bir metre yukarı kurduğun hakkında kendi aramızda tezlerimizi ortaya koyduk. sizde bize bunu nedenini açıklarmısınız . ev sahibi tabiki der. ve : baca borusu yetmedi..!!! der....
KALIN SALICAKLA...
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
sn hasan bey ve hira hanım,bu sitede yazı yazdığınıza göre büyük bir ihtimal tek kaynak olarak kuranı görüyorsunuz,ama bakıyorum kuran daki emsal sınavları dikkate almıyorsunuz,umarım yanılıyorumdur.
eyyub resul bir sınavdan geçiyordu var olan her türlü imkanları elinden alındı sanırım eyyup resul kendi dönemindeki din tacirlerine saldırmadı var olan o dönemin buğday stokçularına hakaret etmedi var olan gösteriş için salat edenleri zekat verenleri suçlamadı ve neticedede intahar edip sınavını kaybetmedi,keza evladını diğer kardeşleri tarafıdan öldürüldü haberini alan yakup resulde intahar etmedi tam tersine sabır etti hemde üstüne vurgu yaparak güzel bir sabırla sabredeceğini söyleyerek.
sabredelim hemde güzel bir sabırla...
Selam Zübeyr Kardeş,
kendi nam-u hesabıma " evet " yalnız ve ancak Kur'an diyenlerdenim.Kur'an'a bir bütün halinde baktığım için, içinde geçen emsal sınavları ise dikkate almamak sözkonusu değildir.
sanırım Hz.Eyyub üzerinden bize taşıdığınız "sabır" kavramının irdelenmesi gerekiyor evvelemirde.
eyyup resul kendi dönemindeki din tacirlerine saldırmadı diyorsunuz. halbuki tüm Resullerin kutlu savaşımına konu teşkil eder " din tacirleri". ilahi din-beşeri dinler savaşı. kadîm, tevhid-şirk mücadelesi.
o dönemin buğday stokçularına hakaret etmedi diyorsunuz.
Allahaşkına halk'dan, toplumdan, kamu'dan bu kadar uzak, dertlerine bigane bir Peygamber düşünülebilir mi...böyle olduğunu düşündüğünüz bir insan Peygamber olabilir mi...halk'dan bu kadar kopuk bir Peygamber mi, halk'a " bana tabi olun, sizi Yüce Allah'a çağırıyorum", diyecek.
evet gerçekten " sabır " kavramı üzerinde yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum.
bugün kü mevcud haliyle hadis ve mezheplere dayalı bulunan " gelenekçi " sabır " anlayışının, diğer çoğu kavramlarda olduğu gibi büyük bir anlam kaymasına uğradığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Hz.Eyyub, elbette büyük bir dayanç ve sabır örneğidir. sabır, metanet, azim ve kararlılık içerisinde Resullük görevini gerçekleştirmiştir...sabır ve salat ile yardım isteyiniz, şüphesiz bu Allah'a saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir(Bakara 45)'in icab'ını yapmıştır...sabrederken salatını, salatını yaparken sabrını ileri, daha ileriye götürmüştür...toplumun ifsadını engellememek, gelenekçi sabır(!) göstererek, yanlış bir " sabır " anlayışına sığınmamıştır. Yüce Allah'ın " O ne güzel bir kul " (28/44) diye kendisinden bahsettiği Hz.Eyyub, toplumun tüm fitne ve fesad unsurlarından âri hale gelmesi için bir an bile geri durmamıştır...görevini yaparken sabretmiş, sabrederken görevini yapmış, sabır ve metanetle, azimetle büyük zorluklara karşı direnç göstermiştir...
bir güzel kardeşimin deyimiyle, " vahiy kitabı", " kainat kitabı" ve insan kitabı'nı okumak( tilavet etmek değil), birbirleriyle entegreli / uyumlu/ kavuşmalı hale getirmek( ki hepsi de Kur'an'da mevcud'tur )...işte bütün mes'ele budur kardeş.
intihar eden kardeşimizin durumuyla bazı yönlerden dolayı alakalı olabileceğini düşündüğüm bir forum'u değerli mülahazalarınıza sunuyorum. konu ile alakalı olarak benzer şeyleri burada tekrar yazmak istemedim.
Din nedir?dediğinizde genelin aklından geçen sanırım şu
olmalı..
Din putlara heykellere tapanlara indirilmiştir.Sevgili
peygamberimiz Hz.Muhammedde putperestlerle savaşmış
onları puta tapmaktan alıkoymuştur..
hele ilk işi,kabedeki putlara saldırmak olmuş,o putları
yerlerde sürüklemiş üstünde tepinmiş üzerlerine tükürmüş
lanet üstüne lanet okumuştur..
şükür ya Rabbi bizi purperest olmaktan kurtardı..amin..
işte genel gözünde kısmen peygamberimiz bu..
O zamanlar ve bu zamanlar içinse asıl önem arzeden ve
dinin geliş nedeni insanca yaşam savaşıdır,elçileri
ritüel belleticisi mezhep allemeleri olarak düşünen
zevatların ne elçilerinden nede kendilerinden bir hayır
gelmez..
asıl sorun nedir?
şu yeryüzü ve imkanları doymazlar elinde pay edilmiş ve
pay kendilerinden başkasına geçmemiştir..sabancılar
koçlar kara memetler ak memetler tüsiatlar müsiatlar
bankerler tankerler..
işte memleketlerin baş belaları..
vermiyorlar,pay almanıza izin vermiyorlar..anlamı nedir?
anlamı şu:sen bir kölesin..
işte gerçekte elçilerin geliş nedeni..insanlığı her tür
kölelikten kurtarmak ve mücadelesini vermek..
bolivyanın falan ormanında elin gavuru gebertilmiş..pis
gomunist pis sosyalist..
pis olabilir,elbet yıkanacak bir kova suyu bir kalıp
sabunu bulması zordur..ama gerçekte sizin en alim deyip
el etek öptüğünüz adamdan binler kere insandır..
elçilerin geldikleri döneme baktığınızda ora halklarının
ambargo altında olduklarını görürsünüz..
zamanımız din adamlarının gündemi camiye yardım,tırnak
kesme,baş örtüsü,falan gün kan aldırma,kadın kara
köpek,sakalın sünneti okunması, mezarda dua, musallada
dua,cennete bilet kesme,cehenneme şutlama..
bunlar ne yazık filizlenen uyanışları da yerle bir
ediyorlar..bu geri zekalı Allah dostlarının eliyle
kölelik kader, değişmesi namutlak yaşam hale
dönüşüyor..ortalık karışınca yaşamaması gerekenleri
cehenneme yollamak için ümmetin gözü önünde sivası maraşı
çorum olaylarını gerçekleştiriyorlar ve bir kere daga
sivası..işte böylece Allah dostlarının ve Allahın
önderliğinde pislerden kurtuluyorlar..kafaları
çalışmıyor..
mücadele insanlık bunu bilmiyorlar..
bilmedikleri için elçileri,el etek öptükleri hergelelerle
eşitliyorlar ve amaçları Allaha inanmayanları bulup
temizlemek,yermek,küfretmek ve böylece Allah katında
sevgili olmak..
bu memleket..zenginler eli ve din adamlarının
uyuşturmasıyla, insanlık ambargosu altındadır..efenim
bana biraz insanlık verir misiniz?
elbette,al sana 1000 tl insanlık..şimdi 1000 tl lik kadar
insanlığını yaşa ve 1000 tl lik kulluğunu yaşa..
Allahım ben ne şanslıyım benimki 5000 tlden aşağı
değil..o zaman ondan 5 kat daha insanım..
bizimkisininde 1,5 trilyon tl insanlık..o,o zaman en aha
insan..yani sizler,bizlerin belirlediği kadar
insansınız,biz mi?biz insan değiliz,biz tanrıyız..
selam sayın zübeyir bey bir düzeltme yaparsanız iyi olur
ben bayım hira olarak nik bay nikidir.
yazımın üzerinde durarak tekrar şunu diyeyemki kuran
merkezli bir din anlayışı olmadığı sürece nice insanlar
hem dinlerini hemde yaşantılarını allah için
yapmayacaklardır , ya birine köle kul yada birilerine
uşaklık yapcaklrdır din adına.
kuran merkezli din olmadığı sürece bu gibi vahim olaylar
kaçnılmaz ve infak yardım sadaka gibi yardıma muhtaç
kişilere allahın cc istedği şekilde yardım olmayacaktır .
Anadolu'da ilk yazılı ticari anlaşmanın 4 bin yıl önce
yapıldığı ve yazılı belgelerin Kayseri'deki Kültepe-Karum
kazılarında bulunduğu bildirildi.
Çivi yazılı tabletleri okuyarak Kültepe-Karum'la ilgili
bilimsel araştırmalar yapan Ankara Ünüversitesi Dil ve
Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cahit
Günbattı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu'da
ilk ticari yazılı anlaşmanın, günümüzden 4 bin yıl önce
yapıldığının, Kültepe-Karum bölgesinde yapılan kazılarda
bulunan çivi yazılı tabletlerden anlaşıldığını söyledi.
Prof. Dr. Günbattı, 1948 yılından beri Kültepe höyüğü ve
hemen yanındaki Asurlu tüccarların oturdukları Karum
bölgesinde devam eden kazılarda, 23 bin dolayında çivi
yazılı tablete ulaşıldığını, 1948'den önce de yurt dışına
kaçırılmış 4 bin 500 dolayında tablet olduğunu
belirterek, şu bilgileri verdi:
“Kültepe-Kaniş'te 1948 yılından önce bölgeden toplanan ve
kaçırılan 4 bin 500 dolayındaki çivi yazılı kil tablet,
ne yazıkki yurt dışında bulunuyor. Bölgeye 4 bin yıl önce
yerleşen Asurlu tüccarlar, Mezepotamya'dan getirdikleri
kalay ve kumaşları burada pazarlamışlar. Asurlu
tüccarlara ait evlerde yapılan kazılarda çok sayıda çivi
yazılı tablet bulundu. Anadolu'da bu kadar çok çivi
yazılı tabletin bulunduğu bir başka merkez yok. Kültepe
ve Karum'un bir benzeri yok.”
ANADOLU'NUN İLK TİCARİ YAZILI ANLAŞMASI
Prof. Dr. Cahit Günbattı, Karum'da bulunan 2 çivi yazılı
tabletin okunmasıyla, Anadolu'da bilinen en eski ticari
yazılı anlaşmanın 4 bin yıl önce yapıldığının
anlaşıldığını da belirterek, şunları söyledi:
“Mezopotamya'da bulunan Asur Krallığı, Kaniş Krallığı ve
Adıyaman yakınlarındaki Hahhum Krallığı ile yazılı ticari
anlaşmalar yapmış. Bizim okuduğumuz çivi yazılı iki
tablette bu anlaşmayla ilgili ilginç bilgiler var. Bu
anlaşmalara göre Asurlu bir tüccar Anadolu'da öldürülür
ve malları kaybolursa (yağmalanırsa), yakınlarına
belirlenen miktarda kan parası ödenecek. Katili
Asurlulara teslim edilecek ve onlar tarafından
öldürülecek. Katil yerine bir başkası verilmeyecek.
Tüccarlardan zorla ve ucuza mal alınmayacak. Mahkemeye
giden bir Asurlu için karar adil olarak verilecek. Asurlu
bir tüccar, Kaniş'ten birine borçlanır ve borcunu
ödemezse tutuklanmayacak, borçlu olanın malları
satılacak, alacaklı alacağını alacak. Asurlu birinin
malları kayıp olursa bulunup sahibine iade edilecek. Bir
Asurlunun evine, kölesine, cariyesine, tarla veya
bahçesine göz konulmayacak ve zorla alınıp satılmayacak.
Asurlular hakkında bir cariye, bir köle veya Hahhum
halkından birinin şahitliğine dayanarak karar
verilemeyecek.”
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15663689.asp
islamın 1400 yıl evvel geldiğini iddia eden kafalara
çakılmalı..
koyu olarak işaretlediğimce bu kuralları koyanlar
öncelikle müslüman mıdır?yoksa insan mıdır?
müslüman olamazlar çünkü islam dinini tanımamışlar,kolay
mı?islam gelmezden 2500 yıl evvel yaşamışlar..
o zaman insandırlar..hayır..kimliği milliyeti ırkı ne
olursa olsun adil davrananlar öncelikle insan ve
müslümandır..isterse kimliğinde hristiyan yazsın fark
etmez..
Katılma Tarihi: 30 mart 2008 Yer: Uganda Gönderilenler: 126
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hasanoktem Yazdı:
zübeyr Yazdı:
Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. sn hasan bey ve hira hanım,bu sitede yazı yazdığınıza göre büyük bir ihtimal tek kaynak olarak kuranı görüyorsunuz,ama bakıyorum kuran daki emsal sınavları dikkate almıyorsunuz,umarım yanılıyorumdur. eyyub resul bir sınavdan geçiyordu var olan her türlü imkanları elinden alındı sanırım eyyup resul kendi dönemindeki din tacirlerine saldırmadı var olan o dönemin buğday stokçularına hakaret etmedi var olan gösteriş için salat edenleri zekat verenleri suçlamadı ve neticedede intahar edip sınavını kaybetmedi,keza evladını diğer kardeşleri tarafıdan öldürüldü haberini alan yakup resulde intahar etmedi tam tersine sabır etti hemde üstüne vurgu yaparak güzel bir sabırla sabredeceğini söyleyerek. sabredelim hemde güzel bir sabırla...
Selam Zübeyr Kardeş,
kendi nam-u hesabıma " evet " yalnız ve ancak Kur'an diyenlerdenim.Kur'an'a bir bütün halinde baktığım için, içinde geçen emsal sınavları ise dikkate almamak sözkonusu değildir.
sanırım Hz.Eyyub üzerinden bize taşıdığınız "sabır" kavramının irdelenmesi gerekiyor evvelemirde.
eyyup resul kendi dönemindeki din tacirlerine saldırmadı diyorsunuz. halbuki tüm Resullerin kutlu savaşımına konu teşkil eder " din tacirleri". ilahi din-beşeri dinler savaşı. kadîm, tevhid-şirk mücadelesi.
o dönemin buğday stokçularına hakaret etmedi diyorsunuz.
Allahaşkına halk'dan, toplumdan, kamu'dan bu kadar uzak, dertlerine bigane bir Peygamber düşünülebilir mi...böyle olduğunu düşündüğünüz bir insan Peygamber olabilir mi...halk'dan bu kadar kopuk bir Peygamber mi, halk'a " bana tabi olun, sizi Yüce Allah'a çağırıyorum", diyecek.
evet gerçekten " sabır " kavramı üzerinde yoğunlaşmamız gerektiğini düşünüyorum.
bugün kü mevcud haliyle hadis ve mezheplere dayalı bulunan " gelenekçi " sabır " anlayışının, diğer çoğu kavramlarda olduğu gibi büyük bir anlam kaymasına uğradığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Hz.Eyyub, elbette büyük bir dayanç ve sabır örneğidir. sabır, metanet, azim ve kararlılık içerisinde Resullük görevini gerçekleştirmiştir...sabır ve salat ile yardım isteyiniz, şüphesiz bu Allah'a saygı gösterenlerden başkasına ağır gelir(Bakara 45)'in icab'ını yapmıştır...sabrederken salatını, salatını yaparken sabrını ileri, daha ileriye götürmüştür...toplumun ifsadını engellememek, gelenekçi sabır(!) göstererek, yanlış bir " sabır " anlayışına sığınmamıştır. Yüce Allah'ın " O ne güzel bir kul " (28/44) diye kendisinden bahsettiği Hz.Eyyub, toplumun tüm fitne ve fesad unsurlarından âri hale gelmesi için bir an bile geri durmamıştır...görevini yaparken sabretmiş, sabrederken görevini yapmış, sabır ve metanetle, azimetle büyük zorluklara karşı direnç göstermiştir...
bir güzel kardeşimin deyimiyle, " vahiy kitabı", " kainat kitabı" ve insan kitabı'nı okumak( tilavet etmek değil), birbirleriyle entegreli / uyumlu/ kavuşmalı hale getirmek( ki hepsi de Kur'an'da mevcud'tur )...işte bütün mes'ele budur kardeş.
intihar eden kardeşimizin durumuyla bazı yönlerden dolayı alakalı olabileceğini düşündüğüm bir forum'u değerli mülahazalarınıza sunuyorum. konu ile alakalı olarak benzer şeyleri burada tekrar yazmak istemedim.
sn öktem sanırım verdiğiniz cevaptan benim anlatmak istediğimi tam olarak anlatamadığım gözüküyor,bu yüzden daha fazla detaya girmeden şunu ilave edebilirim,herkes mücadele edecek hemde sonuna kadar eyyub resulde etti ama hiç bir resul intahar etmedi,bu yüzden hacı orucun sınavını kaybettiğini düşünüyorum, eyyub resul toplumundan kopuk yaşamadan elinden alınan hertürlü güzelliğe rağmen sabretti kimseye kızmadan ki kimseye kızma hakkı yoktur hiç bir resulun!!!
__________________ koymuş postasını,GÖRMÜŞ RESTİNİ!!! he canım sen getir üstünü!!!
Behr bı deva kuçka heram nabe!!!
hılas!!!
Katılma Tarihi: 30 mart 2008 Yer: Uganda Gönderilenler: 126
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
hira Yazdı:
selam sayın zübeyir bey bir düzeltme yaparsanız iyi olur
ben bayım hira olarak nik bay nikidir.
yazımın üzerinde durarak tekrar şunu diyeyemki kuran
merkezli bir din anlayışı olmadığı sürece nice insanlar
hem dinlerini hemde yaşantılarını allah için
yapmayacaklardır , ya birine köle kul yada birilerine
uşaklık yapcaklrdır din adına.
kuran merkezli din olmadığı sürece bu gibi vahim olaylar
kaçnılmaz ve infak yardım sadaka gibi yardıma muhtaç
kişilere allahın cc istedği şekilde yardım olmayacaktır .
saygılar
sn hira bey daha önceki hira hanım hitabımdan dolayı sizden özür diliyorum.
ne kadar uğraşırsak uğraşalım aslında çok şey değişeceğini sanmıyorum çünkü inanalar içinden bir fırka hariç yada daha farklı bir ayet insanların çoğu iman etmeyecek demekki süreç hep böyle devam edecek.
ne secde etmesini biliyoruz ne salat etmesini biliyoruz onun içinde sadece kuran demekten başka bir adım atamıyoruz yerimizde saydıkça patinaj yapıp batıyoruz...
vesselam işimiz çok zor...
__________________ koymuş postasını,GÖRMÜŞ RESTİNİ!!! he canım sen getir üstünü!!!
Behr bı deva kuçka heram nabe!!!
hılas!!!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma