Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Yeni Dünya düzeni bilgi çağı, adalet, hukuk, demokrasi, barış, maddi zenginlik, madden ve manen mutluluk adına “İnsan hakları” teraneleri ile gelmişti.

Herkese iş, herkese aş, yeterli beslenme, dünya standartlarında sağlıklı-modern barınım, dilediği gibi inanma ve inandığı gibi yaşama hürriyeti.

Emirsiz-amirsiz bilişim, olabildiğince özgür, sudan ucuz iletişim ve yaşam. Ortak kullanılan kaynaklar, adaletle ve insanlık yararına işletilen global sermaye, eşitlik ve hakkaniyetle dağıtılan küresel imkanlar..

Şu an için bunların bütünüyle hain bir plan, kuyruklu yalan, sahte, apaçık makyaj ve kamuflaj amaçlı oldukları ortaya çıkmıştır.

Küreselleşme ve globalleşme denilen evrensel şeamet, şeytani cinayet, gasp, irtikap, soygun ve vurguna elverişli ortam hazırlayabilmek kastıyla şiddetle dışlanan  evrensel  usul ve unsurlarını açıklayan Elçiler'in öğretileri , yani temel öğreti bir kenara itildi. Çöpe atıldı.

Yani Salatı yitirdiler.

Bunu yapan kitlesel yaratık aslında kendi insanlığını (insanlık formunu) çöpe atmış ve erdem’lerinden, adalet, hakikat, fazilet, mutluluk, huzur ve güven libasından da soyutlanmış, sıyrılmış oldu.

Geriye ne kaldı? Bencillikle malul negatif ego… 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ey yeni Dünya Düzeni,

Alın bavulunuzu defolun gidin.

Yeryüzünün mirasçıları sizler değilsiniz.

Özü ve sözü yeni bir toplum ortaya çıkıyor.Hanifler geliyor....

Öyle bir bilinç ki bu..Rabb'ler'inin muradını yerine getirmek için her türlü zorluğu göze almış ve Yeryüzünün yeniden barış ve kardeşlik ortamına kavuşabilmesi için var güçleri ile çalışıyorlar.

Kınayanların kınamasından asla çekinmiyorlar.Zalimin zulmünü yanına kar bırakmıyorlar.

Tüm benlikler'i ile Rabb'lerine yönelmiş ve onun hoşnutluğundan başka bişey düşünmeden barış yurdunun imarı adına çalışıyorlar.

Güzel mescidler 'in imarında faaliyet gösteriyorlar.Güzel süsleriyle orada bulunuyorlar.

Sen kaybettin...

Gerçek mutluluğu veremedin.Gerçek mutluluğu ve huzuru Elçiler'in öğretileri ile yeryüzününe hakim kılmak için çalışan Hanifler var...

Evet kaybettin...

Evrenle uyum içerisinde yaşayan barışçıl kızılderilileri katlettin.Her türlü zulmü yaptın.Kendini üstün gördün.Eline ne geçti?Koca bir hiçççç...

Onların kanını içmekle kalmadın bir çok ülkede karışıklığa sebebiyet verip onların kaynaklarını tarumar ettin.Milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet verdin.Farklı fikirlerin ortaya çıkmasını sağlayarak tüm ülkelerde karışıklıklara sebebp oldun.

Oda yetmedi biyolojik silahlar ürettin.Bunu bazı ülke insanını kobay olarak kullandın.Göz dağı verdin.

Oda yetmedi nükleer bombalar ürettin.Sadece hiroşima ve nagazakide onbinleri öldürdün.

Sen kaybettin...

Hadi topla bavulunu ve defol git melun düzen...

İnsnalar önceden çok mutluydular.Sizler ortaya çıkıp tüm insanlığın iflasını gerçekleştiren öğretiler sunudunuz.İnsanlığa asla mutluluğu getiremediniz/getiremiyecekisnizde.

Son nefesini verişini görüyoruz.

Üzerine toprağı biz hanifler atacağız.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ey yeni dünya düzeni,

Sen zannetinki Musa firavuna zulmünü söyledi ve o devir kapandı.

Firavunları Mısır tarihinin içine gömüldüğünü zannederek bu işin bittiğini ve zulmünü tüm dünyaya ben sizin Rabbiniz'im söylemleriyle sizlerce tekrarlandığını unuttunuz.

İşte size bunu hatırlatacak  Musalar geliyor...

Seni tüm şeytani öğretiler'inle birlikte denizde boğmaya geliyor.

Yanında olan tüm din bezirganları/rahipleri/ulemaları panikledi değilmi?

Sen bu işin bittiğini dini kurumsallaşmaya iten tüm işlerde bulunup bunu ikame etmeye çalıştın.Dini bu körelmiş kişiler'in tekeline verdin.

Kaybettin....

Senin tüm debdebeli ihtişamını başına geçirecek Musalar geliyor.

İnsanlar'ın gözlerini büyüleyen sihirlerini yutmaya gelen asa-i musa geliyor...

Musa tarihte aranmaz.

Musa ve firavunlar her koşullarda farklı isimlerle ortaya çıkar.

Her dönemin firavun ve Musaları vardır.

Bu Musalar her dönem yitirilen salat'ı ikame etmek için,diriltmek için gelirler..

Selam olsun Musalara...

Selam olsun İsalara...

Selam olsun Muhammedilere...

Selam olsun barış yurdunu imar edenlere...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ey yeni dünya düzeni

Nemrut gibi servetleri yığan ve bunu kendi güçlerinizle kazandıklarınızı iddia eden sizler.

Yığdıkça yığıyorsunuz.

Sermayeyi tekelinize alıp bunu Dünyada fitne ve fesat çıkarma adına kullanıyorsunuz.Yetimi,öksüzü,zayıf ve kimsesiz kişileri,kendinizden olmayan kişileri ezdiğiniz yetmezmiş gibi bu öğretiyi insanlığın sözüm ona hayrına kullandığınızı iddia edip tüm dünyayı kandırmaya gidiyorsunuz.

Ey yeni dünya düzeni

Getirmiş olduğunuz düzende insanlığın arasındaki uçurumları dahada arttırdınız.Eşitsizlik ve haksızlıklar önceye göre dahada katmerlemiş durumda.

Gelişim dediniz..İnsanları sömürerekmi gelişimi sağlayacaksınız?Onları öldürerekmi?Zorla inancınızı dayatarakmı özgürlüğü vereceksiniz?

Her türlü açık neşriyat ve filmleriniz ile tüm kavramları alt üst ettiniz.

Ne aile bıraktınız..nede düzen...

Hayvanlarla ilişkiye kadar işi götürdünüz.Ensest ilişkilerden tutunda saçma sapan tüm fantezileri teşvik eden ve bunların özgürlüğünü koruyan yasalar getirdiniz.

Tekeriniz top attı...

İflas ettiniz büütn değerleriniz ile...

Enkazın altında kaldınız...

Özgürlüğün hayvanca yaşamak olmadığını size bildirecek olan musalar,ibrahimler gelecek ve ellelrinizdeki tüm putlarınızla denizde boğulup gideceksiniz.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Metehan kardeşim,

Müminler, susuz kalmış, suya hasret kurak toprak gibi Kur'an'a kana kana muhtaç olduğunu hissetmeli.

Kur'an–ı anlamaya, onunla konuşmaya, onunla yürümeye, onunla yol almaya ve onunla dirilmeye muhtaçtır.

Her bir ayet bizi şaha kaldıracak. Bizi harekete geçirecek tıpkı Rabbaniler'i geçirdiği gibi.

Müminler yaşantı ve eylemleri ile Rabbimizin koyacağı isme ve o ismin gerekliliğin yapmaya talib olmalıdır.

Mümin, fırtınalarla boğuşuyorken Kur'an'ın sakin limanına yaklaşıp, nerede durması gerektiğini, nerede fırtınaya karşı durması gerektiğini Ondan öğrenecek.

Öyle öğreneceğiz ki, ne Kur'an'ın gölgesindeyiz diye rehavete kapılacağız, ne de Kur'an'a sığındık diye dünyayı yok sayacağız.

Birliğimiz, birlikteliğimiz dağıldı. Her birimiz parçalanmış tesbih taneleri gibi her bir yöne dağıldık. Toparlanmaya, tekrar kardeş olmaya, yar ve yaran olmaya ihtiyacımız var.

Kur'an'ın "mü'minler ancak kardeştir" ayetini yaşamaya ve yaşatmaya her zamankinden çok daha fazla muhtac olduğumuz bir zamandayız. Biz, bir binanın tuğlaları gibi olmalıydık.

Ne yazık ki kalplerimizi cemaatlerle, camialarla, mezheplerle, gurup ve gurupçulukla böldüler.

Kur'an müminlerin kalbine tıpkı Mekke'de nazil oluyormuşçasına tekrar nazil olmalı. Ayet eyet, sure sure...

Kur'an bize kalmamız gereken yeri, nerde durup nerede harekete geçmemiz gerektiğini ve ne zaman yürümemiz ve ne zaman koşmamız gerektiğini hatırlatmalı. Hatırlatmalı ki her şey çok geç olup . kapımızı çalmadan Rabbimizin ayetleri bizde tezahür etsin.

Kur'an üzerimize serpilen ölü toprağının kalkmasını sağlayacak. Her bir ayet bizi şaha kaldıracak...

Hayatımıza yön veren Kur'an  olmalı...

işte bu yönüyle SALAT terkedildi.

Salat'ı ikame etmek Rabbimiz'in buyruklar'ını tekrar ayaklandırmak d emektir.

Biz müminler olarak Kur'an'ın kulbuna tutunacağız. Rabbimizin sağlam kulp diye haber verdiği kulpa tutunmamız gerektiğini Kur'an'dan öğrendik ve sağlam kulpun ne olduğunu da yine Kur'an'dan öğrendik.

Kur'an bize ayna olmaya devam ediyor, bizden sonra geleceklere de.

Kur'an'la şekillendirmek istiyoruz hayatımızı.

İşte Salat'ı ikame etmek budur.

İşte yitirilen Salat budur.

19/59'u bu gözle okumak gerek....

''Ama arkalarından öyle bir nesil geldi ki; SALAT'ı yitirdiler, şehvetlere uydular. Bunlar, azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.

Ayette yitirilen'in ne olduğu açık bir şekilde ortadadır.

Ne mutlu Salat'ı ikame edenler'e....

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Metehan Kardeşim,

Benim insanlar'ın namazına söyliyeceğim bişey olamaz.Öyle inanıyorlarsa yapabileceğim bişey yok.Bizler bunun namaz ritüelini kapsamadığını söyler delillerimizi ortaya koyarız.İsteyen istediği gibi yaşayabilir.

Ben İnsanlığın ölen hissiyat'ının diriltilmesine yönelik mesajlar ile varolma mücadelesi veriyorum.

Hayat felsefem sevgi üzerine kuruludur.

Ona teslim olan kalpler, Onun sevgisiyle yumuşar.

ALLAH sevgisi olan kalpte kin barınmaz. Öfke, şiddet ve nefret, ancak insanlığın karanlık yönüdür.

Sevgi, şefkat ve merhamet, insanın aydınlık olan gerçek yönüdür.

Karanlık ancak aydınlıkla, ışıkla yok edilir...

Şurasını çok iyi biliyorumki,yönünü ALLAH' a çevirerek ve gönlünü ancak Onun sevgisiyle doldurarak olgun insan olabilirsin.

Her kim olursa olsun eğer Barış yurdunu imar etme adına güzel eylem ve davranışlarda bulunuluyorsa onlar'a dil uzatamam.

Tavrım her zaman bellidir.

Kur'an'ın anlatmadığı bişey'i varmış diye sunamam.

Ama eğer öyle inanmak istiyorlarsada bişey diyemem.

Bu tartışmalar kısır döngüler içerisinde gidip geliyor.

Bu yüzden namaz tartışmalar'ından ziyade İnsanlığın ölen,hırpalanmış hissiyatını ayaklandırmak,o bilici tekrar kazandırmak adına yazılar yazıyorum.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Ayrıca herşeyi ondan bekliyor,acziyetinin farkına varıyorsa,halisane bir gönülle yalvarıyorsa,o'na güveniyorsa,en ümitsiz anlarında seni selamete ve mutluluğa götürdüğünün bilinci içerisinde sadece Yaratıcısının önünde eğilip secdeye kapanıyorsa asla bişey diyemem böylelerine.

Ama eğer bunu Kur'an'a dayandırarak zorla birilerine bunu empoze ediyor ve yapılmadığında  cebir kullanıyor ise işte o zaman böylelerinin karşısına dikilir ve hak'ı söylemekten asla çekinmem.

Bireysel yönüyle bişey diyemem bu uygulamaya.

Ama toplumsal anlamda baskıcı bir anlayış sözkonusu ise her zamanki tavrım nettir böylelerine.

Bugünlük bu kadar....