Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam Metehan ve Sasha,
Bizler gerçekliğin bilincinde olanlar elbetteki Hak'ı her ortamda söylemeliyiz/söylüyoruz.
Geçmişte Salat tartışmalar'ında konunun daha iyi anlaşılması adına zaten bulunduk/bulunmayada devam edeceğiz...
Özellikle ''Kur'andaki salat namazmıdır?''başlıklı konuda yüzlerce sayfayı bulan tartışmalarda değerli katılımcılar'ın sundukları paylaşımlarla ayrıntılı incelendi ve bazı gerçekler'in ortaya çıkılması sağlanmış oldu.
Metehan abi,elbetteki kafanda bazı taşlar yerli yerine oturmamış olabilir ve bu yüzden ''namazım''başlıklı konuyu bu yüzden açmış ve tekrardan tartışma ve paylaşımlar'ın tazelenerek yapılmasıyla bu sürece katkılarda bulunmuş olabilirsin.
Ama ben artık bu konunun netliğe kavuşturulduğuna eminim.Bunu birtürlü kabul etmek istemeyen veya kafasına bazı taşlar'ın oturmadığı kimseler'inde olacağından eminim.Bizler delillerimizle elbette Kur'an'ın üzerine serpilen toprağı temizleyip tertemiz hale getirmek için çalışmalarda bulunacağız/bulunmalıyız.
Şimdi gelelim asıl konuya..
Eğer Salat'ın ne olduğunu gerçekten öğrenmek istiyor isek ve hayatımızı bu önemli gerçek ile yüzleştikten sonra eylem alanına dökmüyorsak aldananlardan olmuş olacağız.
Peki Salat neydi?
Bunu Nuh'a,ibrahime,ismail'e,ishak'a,yakub'a,yusuf'a,musaya,isaya ,ve muhammedin yaşamlarına bakarak görebiliriz.
Bunlar yaşamları boyunca ne yaptılarsa SALAT'da oydu...
Kur'an bunlar'ın kıssalarını anlatıp duruken bir yönüyle salat'ın açılımını yapıyor.
Bu değerli kişiler hayatlar'ı boyunca hakikatler'in toplumlar'ında anlatılması ve yaşanması için mücadele verdiler.
Barış yurdunun imarı adına eylem ve davranışlarda bulundular.
Zalimler'e zulümlerini hatırlattılar.Onlar hatırlatıcılardı...
İflas eden insanlığın yeniden dirilmesi adına söylemlerde bulunuyorlardı.
İsa kör olan toplumlar'ının gözler'ini işte böyle açıyordu...
Değerli sasha bu konuda neler yapılabileceğini sormuştu bana şöyleki;
Bir çoğumuzun onlarca projesi vardır.Önemli olan bu projeleri hayata geçirmek için bulunduğu konumu, bilgi düzeyini ve imkanlarımızı seferber etmektir...
Bizler gerçekliğe ermiş bilinci toplumlarımızda oluşturmak zorundayız ki geleceğin temelini oluşturan yeni insan başkaları için mücadele etmeyi kendine vazgeçilmez bir görev bilsin.
İşte burada Elçiler'in tavırları ortaya çıkmaktadır.Elçiler hem çağının ortaya çıkmakta olan yeni insanını iyi çözümlemiş hem de onun şekillenmesine ciddi katkıda bulunarak birçok ilerici kuşağın yetişmesinde çok önemli bir rol oynamışlardır.
Bizler evvela salat'ın ne olduğunu ortaya koymalı ve bu bilincin oluşturulması adına çalışmalar içerisine girmemiz gerekiyor.
Salat bize nasıl yaşamamız gerektiğini öğretir.!
Eğer nasıl yaşamayı öğrenirsek bireyden başlayan bilinç ile toplumsal devrimi gerçekleştirebiliriz.
Salat bizler'e gerçek mutluluğun yollarını çizer.
İnsanlar'la olan ilişkilerimizden tutunda doğa ile nasıl uyum sağlamamıza kadar varan bilinc'i aşılar.
Eşit olmayı öğretir.Eşitliğin olmadığı yerde gerçek sevgi ve mutluluğun olmadığı bilincini aşılar.
Ötekileştirmemeyi öğretir.
Tüm elçiler ötekileştirmeden her daim bu sıcak mesajı muhatabına anlatmak için didinip durmuştur.Karşı taraf'ı asla dışlama yolu içerisine girmemişlerdir.Sözün en güzeliyle öğütte bulunmuşlardır.Asla kimseye şu kafir diye ithamlarda bulunmamışlardır.Onlar'ın böyle bir derdi yoktu.Tek dertler'i o muazzam yük'ü toplumlarının ıslahına yönelik kullanmaları ve neticesinde barış yurdunun imar edilmesine katkı sağlamak adıan olmuştur.
Salat insanlar'a emreder.
Bu bilinç'i taşıyan kişilerde toplumsal ve düşünsel eylemleri ile tehlike oluşturmaya başlarlar.
Bakınız Kur'an'da salat'ın emredilmesinden ötürü Şuayb'ın içerisine düştüğü durumu bilmeyeniniz yoktur sanırım.(11/87)
Salat yaşamın her alanına müdahale eder.Bundan rahatsız olan kişiler Şuayb'ı toplumlar'ın'dan uzaklaştırmakla tehdit ederler.Salat bilinci içerisinde olanlar toplumları ile kavga içerisinde ve neticesinde topraklar'ından uzaklaştırılmaya kadar varacak neticeler'e bu yönüyle hazır olmalıdırlar.
Şimdi evvela kendimizden başlayarak paslanmış ve çürümeye yüz tutmuş toplumun ıslahına yönelik eylem ve davranışlar içerisinde olmamız şarttır.İnsanlığın ölen hissiyatını bu bilinç ile ayaklandırmak ve barış yurdunun imar edilmesine yönelik salih ameller içerisinde bulunmadıkça salat'ı ikame etmemiş olacağızıdır.
Evet Muhamed'in üzerinden binlerce yıl geçti.
Ondan sonra öylesine bir nesil geldiki salat'ı yitirdiler.
İşte bize düşen salat'ı yitirenler'e hatırlatmak olacaktır.
Önce kendi evimizden temizliğe başlayalım.
sonra sokağımızı temizleyelim.
Herkes bu bilinç ile yaşarsa salat bilinci onlar'ı zaten rahat bırakmayacak ve her an aksiyoner hale sokacaktır.
__________________ BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKAN ALIŞKANLIKLARIN BEDELİNİ HİSSİZLEŞEREK ÖDERİZ...
|