Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Ne guzel ifade etmissin kardesim,
Benim Allah’a imandan anladığım;
Allah’ın varlığına, bir oluşuna, aşkın/eksikliklerden münezzeh oluşuna, hiçbir şekilde ve hiçbir yerde haksızlık ve adaletsizlik yapmayacağına…
Her şeyi belli bir düzen ve belli bir nizam içerisinde var ettiğini ve yine bir kurala göre yönettiğini…
Allah’ın kullarına teklif ettiği gibi kendisinin de bir ahlak üzere olduğunu…
Evrende işleyen yasaları kendisinin koyduğunu ve iradeli varlıklara amelleri karşısında sonsuz sayıda sürekli bir alternatif yasalarının (bir anlamda başımıza gelenler yaptıklarımızın bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor) olduğu…
Kullarını koyduğu yasalara, sünnetullaha, kadere uygun yaşamaya davet eden ve yaratılış süresi boyunca, insana geçirdiği evrim/tekâmül süreci içerisinde ilerleme kaydetmesini geleceğin geçmişten daha iyi olacağını söyleyen…
Rahman ve Rahim olan, sığınılan, tapınılan, ibadet edilen, istediğimde yalnız ondan istediğim, sahibimiz, Mevlamız, sonsuz güvendiğim yegane varlıktır…
"Sevdiklerimi sadece Allah rızası için seven, sevmediklerimi yine onun rızası için sevmeyeceğim ve benden bir şey istediğinden emin olayım o şey bana mantıksız da gelse yaparım, o an aklımın ermediğini düşünür ileride anlayacağımı düşünürüm…"
Selam ibrahimin abi yukardaki ifadenle hem kendini hem de Allah'ı kandırmaya çalışır olmuyor musun ?
Yapılan bir eylemin nedeni bilinmez ise amacı da bilinmez anlamı da olmaz Allah'ın amaçsız ve anlamsız eylemlere ihtiyacı yoktur,
Doğru hareketleri taklit ederek doğru adam olunamaz ki,
Ortada bir hareket var ve buna doğru deniliyor ama neden doğru bilin miyor, olsun ben bunu elimdeki mushaftan okudum orda yazıyorsa doğrudur mantığı sakat bir mantık,
Bence bu gibi durumlarda olumlu olumsuz bir tepkime de bulunmadan RAbbim ilmimi arttır diye dua edilerek bekletilmeli, zira aklın ermediği işler henüz inzal olmamış vahiylerdir kanaatimce,
Esen kalasın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
Seninle aynı şeyleri söylemediğimiz aşikar lakin senin benim söylediğimi iddia ettiğin şeyleri de benim söylemediğim aşikar en azından benim açımdan durum böyle,
Bana ithafen yazdığın iletide egonuzun ağrı bastığını görüyorum, konuyu kişisel bir tartışma ve çekişmeye sürüklemek istemiyorum, ego ile cevap verilmesi gereken yerleri es geçiyorum tavrınıza vereceğim cevaplar açınızdan ukelalık olarak değerlendirileceğe benziyor o yüzden sadece bir cümlenize bir açıklamam olacak,
"Allah'in kitabi Muttakileri suphe duymayan ve ikna olmus kimseler olarak tanitiyor. Ana hakikat surekli degismez"
Neyden ikna olmak, neyden şüphe duymamak, bunlar ayrı konular fakat, anlaşamadığımız yer şurası ki, siz insanların bir süreç halinde ilerlemelerini hayatın bu gerçekliğini göz ardı ediyorsunuz, İkna olmuş insanlar yolda yürürken aniden durdular ve ikna oldular diyemeyiz, Doğru adam muttaki adam cennetlik adam modeliniz liste halindeki maddeler ile sabitlemiş durumdasınız, aslında kendi halinizi ve hayatınızı gözden geçirirseniz siz de bu sürecin bitmeyen noktalanmayan bir süreç olduğunu ve insanlar için önemli olanın gerçeğin peşinde gidiyor olmaları olduğunu göreceksiniz, aslında her bireye öğüt alınacak kadar süre verilmiş durumda yeterki bireylerin kıbleleri öğüt almaya müsait olsun, Allah'ın varlığına inanmak veya inanmamak pratikdeki yanısmaları ile inanılan Allah'ın rengini değiştirir, renk değiştirmek güzel de renk değiştirmenin öncesinde neyin rengi sorusunu sormak mı çirkin,
Esen kalasın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Degerli kardesim kimin kendi egosusuna hizmet ettigi Allah'a ve akli selim kullara malum. Burayi geciyorum.
Once satasiyorsun ardindan da kisisel tartismalara girmek istemiyorum diyorsun. Benim kanaatimcede dogrusu kisisellestirmemektir,fakat araya sokusturdugun kelimelerin buna imkan tanimadigini da gormelisin.
Benim hangi ifademden gelismeye itiraz ettigimi cikariyorsunuz?
Aksine ben gelisme sarttir diyorum ve bunu fiilen yasiyorum.
Ben sizin teklifinizi insanin ilerlemesi degil, gerilemesi yalpalamasi olarak gormekteyim.
Istikrarli gelisme taraftari ve uygulayicisiyim.
Neye nicin inandigimi biliyorum ve mutmainim.
Temel meselelerde Kuran'la celiski icindesiniz. Eger derseniz ki bizim kuran'a inancimiz yoktur o zaman sorun yok. Saygi duyariz ugrasmayiz.
Kusura bakmayin ama yazdiklarimi hic anlamiyorsunuz yada bu konuda isteksizsiniz.
Bu sekilde devam etmenin buyuk bir anlami ve faydasi yok.
Yazdiklarimi bir butunluk icinde degerlendirebilirsen yazisalim.
Benim Kuran konularinda referansim Kuran'dir. Once onun kendi konteksi icinde ne ifade ettigine bakarim, buna arka plan bilgisi ve ilgili literaturde dahil. Kendi keyfime gore zihnimde olusan bir anlami oraya ilistirmem. Ondaki mevcutu kavramaya ozen gosteririm. Bunun ardindan onun kendi sistematigince koydugu olcutlere uygun bir sekilde Allah'a siginarak yorum yaparim. Bu ifadelerin degisik zaman ve mekanlara yansimasi uzerinde dururum.
Islam tarihi boyunca Kuran'dan sapmalar baslangicta hep kendilerince iyi niyetlerle ve masumane goruntude yapilmistir. Oysa bunlarin vahim sonuclarini gormekteyiz.
Bu tarz konusmalar yeni degildir. Kendilerine tanrisallik izafe edenler bile agizlarindan ballar akitarak bunlari yapmislar. Tanri sevgisinden yanan insan numaralari.
Butun bunlar hep ayetler uzerinde oynanarak, apacik anlamlari kasitli bir sekilde saptirilarak yapilmis.
Benim tarzim incelenen refrans verilen ne olursa olsun onun orjinal yapisina sadaket gosterilmesidir. Ilmi esaslara uyulmasidir.
Bu tarz yaklasim sergileyerek Kuran ayetlerinden bize savundugunuz fikirleri ispat edemezsiniz. Ateistin iyi davranmasinin yeterliligini Kuran'a onaylattiramazsiniz. Kuran'da iman ve salih amel parcalanamaz bir butundur. Imansiz bir sekilde istalahi anlamda salih amel islenecegini izah eden tek ayet getiremezsiniz. kuran kimlerin felaha ulastigini defalarca izah etmiztir, her birinde inanmak en bastadir. Inandim demekle herseyin halloldugunu savunmadigimiz halde, bize yapilan izahatlerin bu alanda olmasi hic bir anlam tasimiyor. Bu davranis sadece fikri bir caresizligi yansitiyor.Biz bilinciyle inanmis ardindan hakikate dort elle sarilarak ameli salih uzere yasayan inananlari savunuyoruz. Kuran'in Inananlar basligi altinda yaptigi tanimlari savunuyoruz. Bu imkan kendisine sunuldugu halde inanmak ve inanmamak arasinda bocalamayi elestiriyoruz. Imanda derinlesmeyi istikrari zaruri goruyoruz. Surekli tekrarladigimiz su ifadelerin neresine itiraz ediliyor ;" Kuranin bahsettigi inanmak sozellikten cok daha ote kalbi ve fiili bir yapiya sahiptir.Inananlar ancak Iman ve salih amel sahibi olanlardir. Iste allah'in razi oldugu mutmain kullar bunlardir. Bu inananlar dilleriyle de inaniyorum demekten cekinmezler, aksine rablerine olan duygularini hamdu senalarini her halukarda dile getiriler. Rablerinin yakininda oldugu bilincini yitirmemek icin surekli ona niyaz ederler. Onlar kendilerine, bildikleri ve bilmedikleri kaynaklardan ulasan her vesveseden Allah'a siginirlar.
Diyorum ki mükafatlandırılacaklar 1'den sonsuza doğru sıralanan rakamları takip edenlerdir,
Diyorsun ki cezalandırılacaklar 5'dir
Diyorum ki cezalandırılacaklar sürekli 1 sürekli 2 sürekli 10 kalanlardır.
Diyorsun ki sen 5'in kutsallığını inkar ediyorsun
Diyorum ki sayıların kutsanmasını reddediyorum,
Diyorsun ki sayılara inan mıyorsan söyle de sayı saymayı öğretmeyeyim
Diyorum ki saymaya mecbur olanlar öğretemezler reddettiğim sayılar değil sayıların ardışıklığının göz ardı edilmesi,
Bildiklerinin sayısı seni kurtarmıyacak bilgiye olan yaklaşımın seni kurtaracak,
10 sayısı 9 sayısından üstün değildir, 10 kendi kullanımında değerli 9 kendi kullanımında değerlidir,
Bunu da anlamadıysan sor, sormayı gururuna yediremiyorsan da tevazu göster ya tasdik edenlerin ya da soranların ilki olmak lazım,
Bir iddia sahibi olarak ileti yazanlara, defaatle yanlış anlıyorsunuz diye beyanda bulunana,
Şunu mu demek istediniz bunu mu demek istediniz şeklinde tek bir cümlen yok, ben böyle anladım yoksa şöyle mi anlamalıyım diye meramın netleşmesinden yana olumlu bir tavır yok,
Doğru ya !! senin hayatında bu iddia tecrübe edilmemişse veya bildiğin tarihte bu anlatım yoksa sen bildiklerin ve tecrübe ettiklerin üzerinden idda edileni kategorize eder ve anti-tez ile karşı gelirsin, ama üzücü değil mi bir kere olsun kardeş şunumu demek istedin yoksa bunu mu demek istedin diye sormaman anlamaya çalışmaktan çok anlatmaya çalışıyorsun sorun da burda başlıyor, eğer bir konu açar ve bir iddia da bulunursa ilk önce seni anlamak için sorular sorar daha sonra karşı tezimi bildiririm, iletişim ahlakı bunu gerektirir,
Bir kardeş msn de selefiler için abi onlar en sonda "pandiği" yiyecekler demişti kalablık bir ortamdı, ben de ne biçim laf bu ne diyorsun diye fırçalamıştım çocuğu msnden çıktı sonra öğrendim ki kendi yörelerinde bu kelime "tekme" anlamında kullanılıyor imiş,
Anlamadan hüküm dinlemeden ve sormadan anlama olmaz,
Ben pandik kelimesine kendi anladığım ile yaklaştım anladığım ile anlatılanın örtüşüp benzeşdiğini muhattap ile denetleyerek sağlamasını yapmadım ve yanlış bir iş gördüm, şu anda sen de aynı durumu yapıyorsun
Abi bizim oralarda pandik diye tekmeye derler, soru moduna geçersen sesimi duyacaksın. daha sonra sesimin doğruluğuna ve yanlışlığına karar ver,
Sesim yankı bulursa ben de sesimin doğruluğunu ve yanlışlığını kontrol edebilirim ama yankı olmadan ses sese karışınca asdece kulak tırmalanıyor,
Bu yazdıklarımda da hatalar yanlışlar olabiliri iddialarımda da ama dedim ya
İnanacaklarım veya inanmayacaklarım sınırlı değil,
Esen kalasın
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
Daha önce Ünal kardeşimin “zina etmeyin” yazmasaydı “zina mı edecektik?” sorusuna benzer soruları sormuş, üç yıl aralıksız felsefi anlamda bu sorulara cevab aramış, akademik hiçbir kariyeri olmayan “hicazlı yetim zadeye aşık bir filozofla” hem “batı felsefelerini” hem de “doğu felsefelerini” ulaşa bildiğimiz metinleri okumuş, altını çizmiş ve yine bizim geleneğimiz de var olan “husun-kubuh” meselesini, İnsanı, var oluşu, dil’i, inançlarımızı nasıl akla indirgeye biliriz, ritüeller neyi simgeliyor, “kanma”dan inanmak mümkün müydü? vb. meseleleri tartışmış biri olarak,
Tanrı iyi dediği için mi bir şey iyidir? İnsan iyiyi bilir mi? Hukuk ve ahlak felsefemizi doğal hayattan mı edineceğiz? Nesnel gerçekliği nasıl aşabiliriz? Salf felsefe mümkün mü? Hak nedir? Nasıl biliyoruz? İnsandaki bu merhamet nereden gelmektedir? “Zerdüşt öyle mi buyurdu?”, Arı usun eleştirisi mi?, İnsanın anlama yetisi üzerine denemeler mi? Her metafiziğe prolegomena mı?
Şunu anladım bu sorgulamalarımda, “mollalar” önümüze bir ayet, bir hadis getirmezse yol alıyorduk.
Mollalar “oborjinleri” cehenneme gönderirken, biz hallacın neden “ene’l-hak” dediğini anlamaya çalışıyorduk. Hallacın asılması gerekiyorsa, anlayıp ta bir de ben asmalıydım.
Birilerinin taşlanması gerekiyorsa, günahsızlarımız o taşları atsın
Selam ve dua ile,
Not. Yukarıdaki “molların” hanif dostlardaki hiç kimseyle bir ilgisi yoktur. Biz abiyle böyle şakalaşırdık
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba
Mutevazi bir insan oldugumu ispat etmek gibi bir kaygim yok, yalniz senin ne kadar kibirli olabilecegini kendin ortaya koymus bulundun.
Arkadasim yazdiklarinda ehemmiyet arzeden hic bir sey bulamadim.
Tekrar ediyorum, Kuran konularini konusurken onu devre disi birakmak Matematik konusurken matematik formullerini hice sayarak, fala bakarak sonuc elde etmek kadar sacmadir.
Konu Allah'in rizasini kimlerin kazanacagidir.
Allah inancinin onemsizlestirilmesinin kuran trafindan onaylanip onaylanmadigidir.
Kuran kapsamli olarak konunun ana hatlarini belirlemeden ne oldugu belli olmayan felsefe oyunlarina basvurmak caresizligini sergilemeye devam ediyorsun.
Ben bir seyler soyluyor gibi davranmiyorum. Soylediklerim sokaktaki siradan bir insanin dahi anlayabilecegi seviyeye indirgenmis sadeliktedir. Inan bu, anlamsiz karmasik konusmaktan cok daha zor bir istir. Gizemli ifadelerin arkasina saklanmak cok kolay.
Karmasik ifade bicimi marifet degil eksikliktir.
Ne demek istedigin beni fazla ilgilendirmiyor, tarzini merakta etmiyorum, beni ilgilendiren sozlerinin ne anlama geldigi.
Ben senin dahi ne demek istedigini de bilmedigine inaniyorum. Defalarca kafanin karisikligini itiraf ettin.
Senin karismis kafani anlamak zorundamiyiz. Once kafani duzelt ne dedigini bil ondan sonra konus.
Beni hakkatin icinden ancak bir haneyi goren kimse olarak izahin edisin de cok tuhaf. Aksine ben butun hakikati uyumlu bir sekilde gormeye cagiriyorum.
Benzetmen cok yanlis sen rakamlarla, gelisuguzel cizgileri karistiriyorsun, bende biraz dikkat et diyorum.
Anarsik,karmasik,gelisiguzel siralamanin faydasina da inanmiyorum. Bu insanin kendini cikamayacagi ortama hapsetmesidir.
Bir kimse muhataplarinin ne anlayacagini hesap etmek zorundadir. Bu konuda hassasiyet gostermeyen kendinden baskasini kinayamaz.
Arkadasim yazdiklarinla onemli bir seyler soyluyor gibi gorunme kaygisi tasidigini goruyorum. Toplumumuzda bu tarz insanlar cok . Bu takintilardan kurtulmadikca biz anlasamayiz.
Ben Kuran'in hitap tarzini muhtesem buluyorum, muhataplarin anlayisi hep on planda. Kelimeler,benzetmeler,kissalar muhataplara gore tertip edilmis, amac anlasilmak. Kimse cikip da bu ne anlama geliyor dememis.
Gercekten hayret ediyorum bir konu bu kadar dagilir mi diye?
Bak arkadasim anlasilir bir sekilde tekrar ediyorum. Kuran'in konularini tartisirken, onun kendisine verdigi anlam terkedilerek farkli anlamlar tercih edilirse, kacinilmaz bir sekilde yanlis sonuclara gidilir.
Kuran'i esas almayan bir kimseninde kuran'in konulari uzerinde israr etmesinede bir anlam veremiyorum.
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Merhaba Ridvan,
Daha oncede ifade etttigim gibi cennet cehennem alanina iliskin olarak, sonuc belirleyici guc yalnizca Allah'tir, Allah da adaleti tahakkuk ettirecektir. Bildigin gibi Kuran, hic bir kimseye cennetlikler ve cehennemlikler listesini hazirlama yetkisini vermiyor.
Bu konular hakkinda bilgimiz tecrubeye dayali degil, inanan insanlar icin referans kaynagi , Muhammed'e vahyedilmis Kuran'dan kaynaklanan bilgilerle sinirliyiz.
Allah'in haklarinda bilgi sunduklari kimseler haricinde bizim kati bir bilgi olusturabilmemiz mumkun degildir, sadece varsayim ve temenni ile istigal edebiliriz. Yerli halklarin durumu ne olacak ? Ben nereden bileyim, bilmek zorunda miyim? tarzinda dusunerek bos islerden uzaklasilmasi gerekir
Benim bildigim icinde bulundugum ortamda bu nimeti diger kullarin istifadesine sunmamin faydasi ve gerekliligidir.
Karsilastigim aborijinal kardesimize bir iletide ve faydada bulunabilirmiyim sorusu, daha onceki vahiysel bilgiden mahrum olanlara ne olacaktan cok daha fazla onem tasimaktadir. Yahut Isa'yi tanrinin insan bedenine yansimasi olarak goren bir hristiyanlarin ahir mekanini dusunmek ban anlamsiz geliyor. Karsimdaki insanlara olumlu veya olumsuz yargisal davranis sergilemenin yanlisligina inaniyorum. Kimseyi buna kendimde dahil cennete veya cehenneme gidecek seklinde degerlendirmiyorum.
Yukarida anlattiklarim bu konudaki dusuncelerimin ozeti.
Yalniz sunuda onayliyamam. Kuran acisindan bakarak degerlendirilmesi gereken konularda onu hice sayarak guya akil yurutmek.
Sirf geleneksel anlayisa karsi cikmak icin onlara inadina ateisti bile zorla cennete gondermek. Bu Allah'in yargi sistemine mudaheledir, kesinlikle yanlistir.
Eger Allah dilerse ateisti mukafatlandirir bu onun kararidir, kimse ona karisamaz. Fakat bizim boyle bir bilgimiz yok, inandim diyerek curm isleyenler uzerinden cikarimlar yaparak sonuca varmak cok yanlis bir mantik.
Illaki bu konu islenecekse o zaman Allah'tan olduguna inandigimiz Kuran bu konuda ne diyor ona bakmaliyiz. Inanmadan salih amel Kuran'a gore varmidir? Iman ve salih amel iliskisi Kuran'a gore nedir?
Konular karistirilip insanlarin hayatlari zorlastirilmamalidir. Kuran'in insan iliskisindeki adalet ilkesi uyarinca insanlarla iliskiye girmemiz, onlarla iyi gecinmemiz, topluma faydali olup, hayirli islere inansin inanmasin destek vermemiz ayri konular.
Mutevazi bir insan oldugumu ispat etmek gibi bir kaygim yok, yalniz senin ne kadar kibirli olabilecegini kendin ortaya koymus bulundun.
Arkadasim yazdiklarinda ehemmiyet arzeden hic bir sey bulamadim.
Tekrar ediyorum, Kuran konularini konusurken onu devre disi birakmak Matematik konusurken matematik formullerini hice sayarak, fala bakarak sonuc elde etmek kadar sacmadir.
Konu Allah'in rizasini kimlerin kazanacagidir.
Allah inancinin onemsizlestirilmesinin kuran trafindan onaylanip onaylanmadigidir.
Kuran kapsamli olarak konunun ana hatlarini belirlemeden ne oldugu belli olmayan felsefe oyunlarina basvurmak caresizligini sergilemeye devam ediyorsun.
Ben bir seyler soyluyor gibi davranmiyorum. Soylediklerim sokaktaki siradan bir insanin dahi anlayabilecegi seviyeye indirgenmis sadeliktedir. Inan bu, anlamsiz karmasik konusmaktan cok daha zor bir istir. Gizemli ifadelerin arkasina saklanmak cok kolay.
Karmasik ifade bicimi marifet degil eksikliktir.
Ne demek istedigin beni fazla ilgilendirmiyor, tarzini merakta etmiyorum, beni ilgilendiren sozlerinin ne anlama geldigi.
Ben senin dahi ne demek istedigini de bilmedigine inaniyorum. Defalarca kafanin karisikligini itiraf ettin.
Senin karismis kafani anlamak zorundamiyiz. Once kafani duzelt ne dedigini bil ondan sonra konus.
Beni hakkatin icinden ancak bir haneyi goren kimse olarak izahin edisin de cok tuhaf. Aksine ben butun hakikati uyumlu bir sekilde gormeye cagiriyorum.
Benzetmen cok yanlis sen rakamlarla, gelisuguzel cizgileri karistiriyorsun, bende biraz dikkat et diyorum.
Anarsik,karmasik,gelisiguzel siralamanin faydasina da inanmiyorum. Bu insanin kendini cikamayacagi ortama hapsetmesidir.
Bir kimse muhataplarinin ne anlayacagini hesap etmek zorundadir. Bu konuda hassasiyet gostermeyen kendinden baskasini kinayamaz.
Arkadasim yazdiklarinla onemli bir seyler soyluyor gibi gorunme kaygisi tasidigini goruyorum. Toplumumuzda bu tarz insanlar cok . Bu takintilardan kurtulmadikca biz anlasamayiz.
Ben Kuran'in hitap tarzini muhtesem buluyorum, muhataplarin anlayisi hep on planda. Kelimeler,benzetmeler,kissalar muhataplara gore tertip edilmis, amac anlasilmak. Kimse cikip da bu ne anlama geliyor dememis.
Gercekten hayret ediyorum bir konu bu kadar dagilir mi diye?
Bak arkadasim anlasilir bir sekilde tekrar ediyorum. Kuran'in konularini tartisirken, onun kendisine verdigi anlam terkedilerek farkli anlamlar tercih edilirse, kacinilmaz bir sekilde yanlis sonuclara gidilir.
Kuran'i esas almayan bir kimseninde kuran'in konulari uzerinde israr etmesinede bir anlam veremiyorum.
Kadir
Sevgili Muhliskul,
doğru söze ne denir..evet bu yazının altına imzamı atıyorum ve şu cümleni; ''gerçeğin ta kendisi'' olarak görmekteyim
''Soylediklerim sokaktaki siradan bir insanin dahi anlayabilecegi seviyeye indirgenmis sadeliktedir. Inan bu, anlamsiz karmasik konusmaktan cok daha zor bir istir. Gizemli ifadelerin arkasina saklanmak cok kolay.''
ve son olarak bir noktaya dikkat çekmek istiyorum,
ortamda pandik kelimesinin söylenmesinden şaşkınlık duyan arkadaşım,bende senin Hz.İsa'nın beşikteki hali için ''tıfıl''kelimesini kullanmana şaşırmıştım...ortamdaki dostlar sebebiyle o pandik kelimesinden dolayı şaşırmış olma hassasiyetini Allah Dostları içinde göstermeni dilerim..sadece hatırlatayım dedim.
Katılma Tarihi: 31 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 71
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
muhliskul ve ibrahimizim kardeşimizin malik kardeşe yapmış oldukları güzel tavsiyeleri malik kardeş inşaallah dikkate alacaktır,daha önce de bol bol o şirin dili ile bol bol çam kıran kardeşimizin,bundan sonra daha güzel bir uslup kullanacağına adım gibi eminim.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma