Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Çok uzun olan yazınıza cevab vermek yerine, meramımın anlaşılmasını sağlayacak şeyleri yazmayı daha uygun gördüm, bu vesile sorduğunuz bazı sorulara da cevab vermiş olmayı ümit ediyorum.
Bilgi elde ettiğimiz yetilerimiz,
1.Algı/idrak yetisi
2.Zihin
Algı/idrak yetilerimiz, “dış dünyaya” açılan yetilerimiz ile “iç dünyamızı” duyumlamamızı sağlayan yetilerimiz bütünlüğüdür. İç dünyamızı bilinç/şuurla. Dış dünyayı da “beş duyu” idrak ederiz. Dış dünyayı algılamak duyu organlarıyla olduğuna göre bu “fizyolojik” bir olaydır. Bilinçsizde hiçbir algı olamayacağına göre dış dünya ile ilgili algılarımızda bilince bağlı kalacaklardır. Bilincimizle biz iç dünyamızı biliriz, kendimizi biliriz.
Dış dünyada, iç dünyamızda, duyularımızda, bilincimizde bize “ikram” edilmiştir. Yani biz bunları “hazır” buluyoruz. Bunların yapımında ve yaratımında hiçbir katkımız söz konusu değildir.
Bu algılara “duygusal algılar”ı da ilave edebiliriz. Bunlara “duygu” demekteyiz. Duygu ise hem bedensel hem de zihnidir. Duygusal yeteneklerimizde yine bizde doğuştan vardır.
O halde, hepimizde “duygusal bilinç ve zihinsel bilinç” söz konusudur.
Duyularımız, duygularımız ve zihnimiz bizi “biz yapar” bu bölünmez.
Bunları bir bütün kabul ettiğimizde “tezkiye” işlemi hepsinde yapılmalıdır. Yani, duyularımızda, duygularımız da ve zihnimizde.
Bu “tezkiye” işlemi dünyadan el çekerek, uzlette mi yapılacaktır?
Buna benim cevabım olumsuzdur. Tezkiye işi “hayatın içinde” yapılmalıdır. Denenmenin, mücadelenin, direncin, ayak kaymasının olduğu yer orasıdır. Ne kadar tezkiye olduğunuz yüzleşmelerde kendini belli edecektir. Yani “Pasif tezkiye” “aktif kötülüğe” yardımcılık ve yataklık yapar.
Bu bağlamda benim “nefs”ten anladığım insanın bütünüdür, benliğidir. Bağlama göre de kişinin kendisidir.
Nefsi “bir bütün insanın kendisi” kabul ettiğimizde; (duyular, duygular ve zihnimiz) “kirlenmeye” maruz kaldığı yer itibariyle “iç dünyamız” ağır basmaktadır. Elbette ki, dış dünyamız tezkiye edilebildiğinde (bana göre bu mümkün değildir fakat mücadeleden de asla vazgeçilmemelidir, çünkü isimlenmeler/nitelenmeler burada gerçekleşmektedir). duyularımız iç dünyamıza veri göndermeyecektir. Dış dünyadan izole edilmiş, yalıtılmış bir tezkiyenin tezkiye ol(m)adığının tekrar altını çizerek yazdıklarımı şimdilik yeterli görüyorum.
Selam ve dua ile,
rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
1. Peygamberler, vahyin bilgisini duyum ile mi yoksa zihin ile mi elde etti?
2. Siz, Allah'ın ve sonsuz hayatın var olduğu bilgisini duyum ile mi yoksa zihin ile mi elde ettiniz?
3. Eğer cevabınız bu iki yetiden biri ise, hangi süreç ile bu bilgileri elde ettiniz?
4. Bu bilgiler, nesnel bilgi midir?
Teşekkür ederim.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Diyaliz ünitesine ait bir aracın üzerine düşen Cem S., yaralandı.
Edinilen
bilgilere göre olay Bahçelievler Mahallesi Bahabey Caddesi Şenyurt 15.
Sokak Özmercan Apartmanı D blokta meydana geldi. Bir süredir yaşadığı
ekonomik sıkıntılar nedeniyle bunalıma giren Cem S. (30) isimli genç,
ailesinin evde olmadığı sırada 9. kattaki evlerinin penceresinden
kendisini boşluğa bıraktı. Büyük bir hızla düşmeye başlayan Cem. S.,
önce oturdukları apartmanın zemin katında bulunan özel bir diyaliz
merkezine ait 19 DY 149 plakalı aracın üzerine düştü. Çarpmanın etkisi
ile seken Cem.
S. bitişikteki 19 TP 858 plakalı bir başka otomobile çarparak yere düştü.
Cem.
S.'nin büyük bir gürültü ile düştüğünü gören çevredeki vatandaşlar,
hemen 112'yi arayarak ambulans çağırdı. Kısa sürede olay yerine gelen
ambulansta yapılan ilk müdahalenin ardından Cem S., Çorum Devlet
Hastanesi'ne götürüldü. Yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan Cem
S.'nin iki ayağı ve kaburga kemiklerinde kırıklar olduğu tespit edildi.
Daha
önce de intihar teşebbüsünde bulunan, bir süredir çevresindeki
insanlara iş bulamamaktan yakınan Cem S.'nin iki hafta önce de bir kutu
ilaç içerek hayatına son vermek istediği ve 3 gün yoğun bakımda kaldığı
öğrenildi. Diğer taraftan Cem S.'nin acil serviste tedavisini yapan
sağlık görevlilerine "İşsizim, ekonomik sorunlarım var. Ölmek istedim,
kimseden şikayetçi değilim" dediği bildirildi.
Çorum Özel Sağlık
Diyaliz Merkezi çalışanlarından İlhan Yazıcı, olay sırasında içerde
telefonla görüştüğü sırada bir gürültü duyduğunu hemen sonra da hasta
taşıma aracının alarmının çalmaya başladığını belirterek, "Dışarıya
çıktığımda arabanın yanında birisinin yattığını gördüm. Hemen ambulans
çağırdık. Yerde yatan kişi halen hayattaydı, nefes alıyordu. Apartman
sakinleri pencerelerinin önüne saksı koyuyorlar, ilk önce saksı düştü
zannetik ama yerde birisinin yattığını görünce biraz korktum" dedi.
Değerli kardeşim, gecikerek cevab verdiğim için özür diliyorum,
İnanın fırsat bulamadım,
Peyamberi tecrübeyi bilemediğimden ilk sorunuza yeterli cevab veremeyeceğim;
Duyumdan kastediğiniz vahyin inzali ise, peyamberlerin çalışarak bu konuma gelemeyeceği fikrindeyim. Vahyin ise "duygusal bilinçle" ilgisi olduğunu düşünüyorum. Bu noktada "cibril"in dış bir varlık mı? Yoksa İçten gelen bişey mi? dediğim gibi vahyi tecrübe etmediğim için bişey söylemem haddi mi aşmak olur.
Allah(a.c) varlığı zihinle elde edilir diye düşünüyorum, öldükten sonra kalkışın ise "vicdani" olduğunu düşünüyorum. Yani biri "zihinsel bilinç" diğeri "duygusal bilinç"le alakalıdır.
Sevgili kardeşim, ben müslüman bir ailede doğdum, bu inançları hazır buldum. İnançlarımı sorgulamaya, okumalara başladığımda (Elbette bu arada, mitoslar, mitolojilerden, dinler tarihine kadar, Tevrat, İncil ve Kur'an'ı kerim'e kadar kutsal metinleri, kant'tan, darwin, Nietzcheden batı felsefelerini, budizm'den, ibn arabi, Mevlanaya doğu felsefelerini, hukuk, dil felsefeleri, edebiyat teorileri okumalarını yapmıştım) vardığım son nokta "agnostizm"di ve bir zaman inaçlarımda boşluk yaşadım. Daha önce bahsettiğim belli bir zaman her gün beraber olduğumuz kendisine çok değer verdiğim biri tarafından bu boşluktan kurtulmayı başardım. Ondan inançlarımızı "akla indirmeyi" öğrendim.
Allah(a.c) zatı itibariyle bilmiyorum, görmüyorum, öbür taraftanda gelen-giden yok, yani görmediğime, bilmediğime inanıyorum. Bilmediğimi de "biliyorum". Peyamber olduğunu söyleyen, Allah'tan vahiy aldığını iddia eden birine ve onun elle tutulur mesajı "Kur'an'a" "kanmadan" inanıyorum.
İnançlar tutarlı olup olmamasıyla hesaba çekilirler, deneysel değildirler.
Yer çekimine "inanıyorum" sözü ne kadar gramatik olarak doğruysa, "Allah'ı göster" görelim sözüde garamatik olarak o kadar yanlıştır.
Gecikme için tekrar özür diliyorum.
selam ve dua ile,
rıdvan
__________________ Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Bu başlıktaki yazıları gözden geçirince gözlerim değerli Muhliskul'u, Cin 13'ü, İbrahinizm...i aradı. Kendilerine slamlarıımı ve özlemimi iletiyorum. Sağlık haberlerini bekliyorum.
Bu başlıktaki yazıları gözden geçirince gözlerim değerli Muhliskul'u, Cin 13'ü, İbrahinizm...i aradı. Kendilerine
slamlarıımı ve özlemimi iletiyorum. Sağlık haberlerini bekliyorum.
Muhabbetle.
selam olsun.
Özellikle yusuf dan haber alan var mı?
__________________ Demek ki,gerçekten zorlukla beraber kolaylık da vardır,ŞERH-5
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma