Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"Güvenlik ortamına çıkınca Allah'ı zikredin!" cümlesini, "inancınızın gereklerine, Allah'ın öğretilerine uyun, mukim ortamdaki salatı uygulayın.." olarak anlayabiliriz. "Fe in xiftum fe ricélen ev rukbénen" cümlesinden; askeri operasyon, savaş hali, Allah Yolunda cihadın da salat olduğunu anlamak mümkün. Yani "piyade ve süvari olarak düşmanı takip edin, savaşın..." şeklinde. Bu da seferdeki salat olabilir diye düşünüyorum. (haktansapmaz)

İki soru:

(1)"Güvenlik ortamına çıkınca Allah'ı zikredin!"in Arapça karşılığı nedir; o karşılık hangi ayette geçiyor?

(2)Bu da seferdeki salat olabilir… Ayet 102’deki SALÂT ta seferde yerine getiriliyor ama siz ona düşmanı takip etmek değil DERS İŞLEMEK dediniz hep. Doğru olan hangisi?

Değerli Abdurrahman hocam, salâtın Nisâ 101-103’teki uygulanışına dair sizin görüşünüz, anladığım kadarıyla, şudur:

Kafirler inananlara saldırmak üzeredir. İnananlar bunu haber alınca saldırıdan önce kafirleri etkisiz hale getirmek için takibe başlarlar. Ancak Allah’ın elçisi onlarla birlikte değildir.

"Arazi"ye çıkan sahabeler onun derslerinden ve sevabından uzak kalacakları için üzülürler. Allah ayet 101’de onlara sesleniyor: "Arazi"ye çıktığınızda salâttan (dersten) uzak kalmanız caizdir.

Ayet 102'de ise Allah’ın elçisine "Sen onlarla birlikte olduğunda (واذا كنت فيهم)" diye sesleniliyor ve salâtı (dersi) nasıl uygulayacağı belirtiliyor:

Elçi sahabelerin bir bölüğünün "kendisiyle birlikte olmaları"nı sağlayacak. O bölük, silahları yanlarında, yeni ayetleri dinleyip iyice öğrenecek ve ezberleyecekler (?). Secdeden yani "Duyduk; itaat edeceğiz!" demelerinden sonra arkaya geçecekler.

Benim bu anladığım doğru mu? Yanlışsa lütfen düzeltin. İtirazımı ondan sonra dile getirmeye çalışacağım. İtiraza dair ipucu aşağıda.

"Arazi"de askere yeni ayetler öğretip ezberletmek olacak iş midir; asker, düşmanın soluğunu (ميلة واحدة) ensesinde duyup dururken?  .  

Bu salda DERS yapılsa felaketzedelerin aklına gerir mi, sel kabarıp salı her an alt üst edebilecekken?

Sevgi ile,

Hasan Akçay

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

8/1. Sana ganimetlerin taksiminden soruyorlar. De ki: «Ganimetlerin taksimi Allah'a ve Resulüne aittir. Onun için siz gerçekten iman etmişseniz, Allah'tan korkun, birbirinizle aranızı düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin!

8/41. Bir de ma'lûmunuz olsun ki ganimet aldığınız her hangi bir şey, mutlaka onun beşte biri Allâh içindir ki Peygambere ve ona karabeti olanlarla yetimler ve miskinler ve yolda kalmışlaradır, eğer siz Allaha iyman etmiş ve o furkan günü, o iki cem'iyyetin çarpıştığı gün kulumuza indirdiklerimize iyman eylemiş iseniz bunu böyle bilin; daha Allah her şeye kadir

8/6. Gerçek ortaya çıkmışken hakta seninle münakaşa ediyorlardı. Sanki göre göre ölüme sevk olunuyorlardı.

4/77. Bakmaz mısın, o kendilerine: «Ellerinizi savaştan çekin, namaz kılın ve zekat verin!» denilen kimselere? Şimdi üzerlerine savaş farz kılınınca bazıları insanlardan Allah'tan korkar gibi veya daha fazla korkmaya başladılar ve: «Ey bizim Rabbimiz, niçin bize bu savaşı farz kıldın? Ne olurdu kısa bir süre daha bize mühlet verseydin!» dediler. De ki: «Dünya zevki ne de olsa azdır; ahiret ise Allah'tan korkanlar için sırf hayırdır. Hem kıl kadar hakkınız da yenmez.»

4/78. Her nerede olsanız olun, ölüm size yetişir, göklere yükselmiş burçlarda da olsanız. Bununla beraber kendilerine bir güzellik erişti mi «Bu Allah'tandır» diyorlar, bir felaket dokundu mu «Bu sendendir» diyorlar. De ki: «Hepsi Allah'tandır!» Fakat niye bu adamlar söz anlamaya çalışmıyorlar?

8/24. Ey iman edenler, sizi kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Peygamberi ile Allah'a icabet edin! Ve bilin ki, Allah gerçekten kişi ile onun kalbi arasını gerer ve siz, kesinlikle O'nun huzurunda toplanacaksınız!

 *(Nisa/102’ye Cagri)

8/20. Ey iman edenler, Allah'a ve Resulüne itaat edin. İşitip durduğunuz halde ondan yan bükmeyin!

(Nisa/102 deki  faaliyet, anlatima/derse/soyleve/emirlere/)

8/21. Ve işitmedikleri halde «İşittik!» diyenler gibi olmayın!

4/81. Sana «Baş üstüne!» diyorlar; sonra da yanından ayrıldıklarında içlerinden bir takımı söylediklerinin aksine tezvirat yapıyorlar, Allah da yaptıkları tezviratı kaydediyor. Onun için sen yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah'a havale et! Allah vekil olarak yeter!

8/22. Çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü, gerçeği akıllarına koymayan o sağır ve dilsizlerdir.

4/82. Hala Kur'an'ı gerektiği gibi düşünmezler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı, elbette içinde bir çok ahenksizlikler bulacaklardı.

8/27. Ey mü'minler Allah'a, Peygamber'e hıyanet etmeyiniz. Yoksa üstlendiğiniz emanetlere bile bile hıyanet etmiş olursunuz.

4/83. Hem kendilerine güven ve korku ile ilgili bir haber geldi mi onu yayıveriyorlar; halbuki, onu peygambere ve içlerinden yetkili olanlara arzetseler, elbette bunların görüş sunabilme yeteneğine sahip olanları onu anlar, bilirlerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı azınız hariç, şeytana uyup gitmiştiniz.

8/49. O sırada münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar: «Şunları dinleri aldattı.» diyorlardı. Oysa, her kim Allah'a dayanırsa, bilsin ki, Allah, üstündür, hikmet sahibidir. ( Ayrica 8/50 ve 51. ayetler)

4/91. Diğer bir takımını da hem sizden emin kalmak hem de kendi milletinden güven içinde olmayı ister halde bulacaksın. Fitneye sürüklendikçe de döner döner içine atılırlar. Eğer bunlar sizden çekinmez ve barışa yanaşıp saldırıdan geri durmazlarsa, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayıp öldürün. İşte bunların aleyhine size açık bir yetki verdik.

Nisa/105.Doğrusu Biz sana gerçeğin ta kendisi olan kitab (Kur'an)'ı indirdik ki insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Sabahleyin hayata başlamamız,işyerimize varışımız,çalışma saatlerimiz,fazladan yaptığımız gayretler,oradaki ilişkilerimiz,eğitimlerimiz,ürettiklerimiz,onların satışı,sosyal faaliyetler,işyerimizin piyasada kalma mücadelesi,patron ve amirlerle ilişkilerimiz...Her kavramın yaşadığımız hayatta mutlaka bir karşılığı vardır.

ذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ أَوْ آخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُ 05;ْ إِنْ أَنْتُمْ ضَرَبْتُ 05;ْ فِي الْأَرْض 16; فَأَصَاب 14;تْكُمْ مُصِيبَة 15; الْمَوْت 16; ۚ تَحْبِسُ 08;نَهُمَا مِنْ بَعْدِ الصَّلَا 77;ِ فَيُقْسِ 05;َانِ بِاللَّه 16; إِنِ ارْتَبْت 15;مْ لَا نَشْتَرِ 10; بِهِ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ ۙ وَلَا نَكْتُمُ شَهَادَة 14; اللَّهِ إِنَّا إِذًا لَمِنَ الْآثِمِ 10;نَ

106. Ey iman edenler! Herhangi birinize ölüm gelip çattığında, vasiyet zamanı aranızdaki tanıklık şöyle olsun: Kendinizden adalet sahibi iki kişi yahut yolculuk etmekte iken ölüm musibeti başınıza geldiyse sizin dışınızdan iki kişi. Bunları salatlarından sonra alıkoyarsınız; kuşkulanırsanız şöyle yemin etsinler: "Vallahi, yakınlarımız da olsa yeminimizi hiçbir ücret karşılığı satmayacağız, Allah'ın tanıklığını saklamayacağız. Çünkü böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz."Maide-106

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Yani kişiyi "elindeki işini/salatını bitirdikten sonra" çağırın..Adamı mesaisinden alıkoymayın..Selamlar..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba dermanbeg.

Çağırın değil ALIKOYUN. Çağırma işini dün yapmış olabilirsiniz ama onların bugün gelmelerini istemişsinizdir çünkü bugün onların işsiz güçsüz oldukları bir gündür.

O ikisini alıkoyun تحبسونهم 75;

sonra alıkoyun من بعد الصلاة

Allah’a şöyle yemin etsinler فيقسمان بالله

Burada sözü edilen salâtın günlük iş güç mü ya da şekilsel salât mı olduğu yoruma bakar. Örneğin yorumunuz şu olabilir: YEMİNDEN ÖNCE namaz kılmalarını sağlayın ki o namazın yalan tanıklık etmeye engel olucu erdeminden yararlanabilin.  

Sevgi ile,

Hasan Akçay