Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
''Ben de diyorum ki Canakkale'deki askerin Allah'a
siginmaya ihtiyaci var cunku can korkusu var. Ortadaki
Allah adina yapilan bir savas degil.. Toprak parcasi icin
yapilan bir savas..''
Oysa Nisa'daki olay Allah dinini yaymak ve ayakta tutmak
icin yapilanlardan bir ilk.. Yani inancindan oturu,
saldirilan bir insanlarin profili..
Ki ayet acikca anlatiyor, inkari yapan kufre sapmislar
diye..''
Selamlar,
Çanakkalede savaşanlar zahirde toprak için savaşırken
batında Kendilerince Allah için savaştılar.Batın;onların
hissettikleri...bu göz ardı edilemez..can korkusu elbet
var Allaha sığınma ihtiyacı elbet var..
''Bu sebeple Nisa'daki askerin veya kisinin, Allah'a
siginmaya ihtiyaci yok.O zaten inanmis. Sehit olmaya
hazir.Bunda hicbir cekincesi yok. O zaten Allah dinini
yaymak ve yasatmak icin olumu goze almis.''
Bakınız nisadaki askerinde kişininde oradaki herkesinde
Allaha sığınmaya ihtiyaçları var,evet şehit olmaya
hazırlar ama canı ortaya koymak o kadar kolay mı?
inananlar Allahtan ölünce af ve cennet sağ kalırlarsa
zafer bekliyorlar,bu bile başlı başına bir sığınmadır..ve
insan her halükarda acizdir,korkar,umar..
orada geçen secde için daha evveller de fikrimi beyan
etmiştim,Hasan abinin dikkat çektiği noktayı anlamak için
anlamam için araştırmam gerek,bu nedenle şu anlık fikrimi
beyan edemeyeceğim..
ve şu cümleniz''
Herkes namaz kilmayabilir ama herkes salat yapabilir. Bir
de boyle ayricalik cikiyor karsimiza..''
Namazdan kastın ben Allahı anmak olduğunu düşünüyorum ve
bunu bir kalıba koyamıyorum..var sayalım geleneğinde
amuda kalkarak Rabbi anan adamı da namaz kılan yani
Allahı anan sınıfına koymamam için bir neden yok..
ve evet herkes salat yapabilir,Allahı ananda
anmayanda..şeytani yollara salat,Rahmani yola salat..ben
burada imanın şart olduğunu düşünüyorum,imansız yani
Allahı dışta bırakarak inanmadan iyi yönde yapılacak
salatların karşılığını dünyada en güzelş şekilde
alacağını,lakin ahret için bir geçer değeri olmayacağını
amellerin kül olup savrulacağını sanıyorum,elbet Allah en
doğrusunu bilen ve hükmüne kimseyi ortak etmeyendir..
Baslik cok hizli aktigindan, ozellikle alinti yapiyorum ki gorebilesiniz diye..
Evet bende Nisa suresindeki ayetlerden bahsediyorum zaten.. Ama siz onlara Canakkale Savasi ruhuyla yorumlamistiniz.
Ben de diyorum ki Canakkale'deki askerin Allah'a siginmaya ihtiyaci var cunku can korkusu var. Ortadaki Allah adina yapilan bir savas degil.. Toprak parcasi icin yapilan bir savas..
Oysa Nisa'daki olay Allah dinini yaymak ve ayakta tutmak icin yapilanlardan bir ilk.. Yani inancindan oturu, saldirilan bir insanlarin profili.. Ki ayet acikca anlatiyor, inkari yapan kufre sapmislar diye..
Bu sebeple Nisa'daki askerin veya kisinin, Allah'a siginmaya ihtiyaci yok. O zaten inanmis. Sehit olmaya hazir. Bunda hicbir cekincesi yok. O zaten Allah dinini yaymak ve yasatmak icin olumu goze almis.
Benim irdelemek istedigim bu kisimdi. Ama siz savas profili ile acikladiginizdan (makalenizde) kisilerin eylemini Allah'a yakinlasmak olarak nitelendirebilirsiniz Canakkale'yi...
Ama Nisa'da boyle bir durum soz konusu degil. Allah zaten benim yolumda olen sehittir diyor cunku.. Ordaki insanin arzusu olsa olsa o mertebeye ulasmak olabilir. O kisi zaten Allah'la beraber. Kufre sapmis degil, inkar etmis degil..
Bu yuzden Nisa'daki insanin Allah'a siginmak gibi derdi olamaz. O canindan korkmuyor cunku, sonucta sehit dusmek var ve uzulmesi gerekilen birsey degil, aksine can atilan birsey..
O kisi orda namazi filan dusunmez bence..Derdi sehit dusebilmektir diye dusunuyorum.
Belirtmek istedigim buydu.
#Tekrar donup kacirdigim bir mesajiniz var mi diye kontrol edecegim sevgili hasakcay..
Merhaba sasha kardeşim. Bir önceki iletimde şunu belirtmiştim: (Allah'a sığınmak diye dile getirdiğim) ifadenin "korkmak"la zerrece ilgisi yok.
"Allah'a teslim olmak" diyeyim isterseniz. Allah'ın elçisi Muhammed dahil, yediden yetmişe ve doğumdan ölüme, herkes muhtaç onu yapmaya.
Rica etsem alıntıladığım bu iletinizdeki sözlerinizin doğruluğunu, yazımda belirttiğim görüşler açısından, bir daha gözden geçirir misiniz.
Benim anılan iletim şu idi:
Namazın Kuran'da, dolayısıyla Allah'ın dininde bulunmadığını öne süren mümin kardeşim! "Namaz var mı yok mu"nun cevabı Nisâ 101-103'te. Oradaki SALÂT eğer namaz ise Kuran'da namaz var. Ben oradaki "salât"tan söz ediyorum.
Bakın, "arazi"deki o SALÂT siz ne olsun isterseniz hop o oluvermez.
O kadar çok şeye yoruyorsunuz ki onu. Kuran dersi diyorsunuz; motivasyon, İslamî yaşam, düşmanın TAKİP edilmesi, o savaşa dair özel emir ve talimatların öğretilmesi...
Bu keyfîlik hoş gürülebilirdi eğer CEPHE kavramını gözardı etmeseydiniz. Ama siz onu da keyfinizce dershane yapıp çıkıyorsunuz.
Oysa CEPHE denen o can pazarı ders alıp ders verdiğiniz değil, can alıp can verdiğiniz yerdir. Orada siz ve düşmanınız iki gladyatörsünüz. Siz onları gafil avlamaya çalışıyorsunuz, onlar sizi. Düşmanınız ilk fırsatta ani bir baskınla üzerinize çullanacak. O yüzden Allah 102'de uyarıyor; salâtı dahi önlemlerinizi alıp silahlarınızı yanınızda tutarak yerine getireceksiniz:
Kafirler isterler ki ود الذين كفروا silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olun da لو تغفلون عن اسلحتكم وامتعتكم ani bir baskınla üzerinize çullansınlar فيميلون عليكم ميلة واحدة
Yani sel baskınında bir salın üzerine çıkan felaketzedeler ne ise savaşta araziye çıkan siz osunuz.
Bakın, o salın üzerinde namaz kılıp Allah'a sığınıyorlar ama siz ders işlemeye kalkarsanız, hani derler ya; "Koyun can derdinde, kasap et derdinde!" Siz o kasap olursunuz.
Doğrudur: cephede motivasyon olur. Ama 102'deki SALÂT motivasyon değil; yoksa Allah 101'de "Kafirlerin size saldıracağından korkuyorsanız salâttan geri durmanız caizdir!" demezdi.
Motivasyondan geri duran, savaşta yenilir; ölür.
Komutan cephede askerlerini motive eder ama yeni ayetler öğretip ezberleterek değil, onlara daha önce öğrenip benimsemiş oldukları "kutsal değerler"i anımsatarak.
Tıpkı idam mahkumuna verilen TELKİN gibi. Mahkuma, "Rabbine gidiyorsun. O seni anlar ve bağışlar!" denir. RAB kavramı yeni değildir o mümin için. Mümin Rabbini zaten bilir.
Artı, mahkum infaza RAZI olduktan sonra bir de namaz kılıp Allah'a sığınır. Yani motive olmak başka, Allah'a sığınmak başka.
Ve ŞEHİDLİK kutsal değerlerden biridir.
Hz Peygamberin silah arkadaşları şehadetin bedelini ve ödülünü anlayıp "Kabul!" demek suretiyle attılar adımlarını İslama. O, önşart idi. Ve o andan itibaren hep bildiler; "arazi"de salât ederken de biliyorlardı; kavram yeni değildi.
Çünkü şehidlik ahret inancının getirisidir. İman edenler bilirler ki öldükten sonra Allah onları yeniden diriltecek ve ödüllendirecek. Şehid, işte bunun gerçekliğine canını vererek tanık olan kişidir.
Âl-i İmrân 140: İnsanlar arasında günleri böyle dönüştürürüz Biz. Çünkü Allah inananları bilecek ve onlardan şehidler edinecek.
Şehidlik kavramı elbet bu ayet inmeden önce de biliniyordu. Ayet onu kayda geçirdi; o kadar.
Nisâ 102’deki uygulama işte o şehadete RAZI olan inanırların salâtıdır. Onlar zaten motive olmuş, "Duyduk, itaat ederiz!" diye tekmil verip Allah’a sığınıyorlar şimdi. Tıpkı sel baskınına uğrayan inanırların o salın üstünde Allah’a sığınmaları gibi. Namazdır o.
Ders ise araziye çıkmadan önce "cephe gerisi"nde yapılır. Akıl var, iz'an var. Say ki yeni ayetler Bakara 222-223'tür. Onları mı öğretip ezberleteceksiniz CEPHE denen can pazarında?
Sevgi ile,
Hasan Akçay
Sevgili hasakcay,
Ben bu iletinizi okudum zaten...Emin olmak icin, tekrar donup siz belirttiginizden dolayi yine okudum. Yeniden gozden gecirmek gerekirse;
Bir önceki iletimde şunu belirtmiştim: (Allah'a sığınmak diye dile getirdiğim) ifadenin "korkmak"la zerrece ilgisi yok.
"Allah'a teslim olmak" diyeyim isterseniz. Allah'ın elçisi Muhammed dahil, yediden yetmişe ve doğumdan ölüme, herkes muhtaç onu yapmaya.
demissiniz. Ancak peygamber de dahil, bu Allah'a siginmak ifadeniz korkuyla es anlamlidir. Yani herkes, yaratilmis hersey, Allah'tan korktugu icin Allah'a siginir.
Peygamber Allah'tan korkmasa, musriklerin ve kafirlerin tumunu kesip bicebilirdi ornegin.. Veya kendi kafasina gore helal haram belirleyebilirdi. O bile bu korkudan dolayi bunlari yapamaz, cizgi disina cikamaz.
Zaten "Allah'tan korkun, O'nun gazabindan korkun" diye soyleyen Allah'in kendisidir kitabinda..
Insan peygamber de dahil, Allah korkusu varsa , baska bir deyisle O'na guveni varsa, O'na siginir. Cunku guven kelimesinin karsiligi Allah'in varligidir. Bu korku ile tam bir teslimiyet gerceklestirir. Sal orneginde oldugu gibi veya Canakkale'de..
Peygamberin de ilk vahiy'i aldiginda korkup "ortun beni" demesi bundandir.
Simdi cephe benzetmenize donersek, Canakkale savasindaki asker canindan korktugu icin, iman etmisligine ragmen Allah'a siginir(guvenir) veya savasta galip gelmesini dileyebilir. Buraya kadar kabul..
Ama bahsettiginiz surelerde, cizdiginiz bir savas veya cephe durumu yoktur.Yeryuzunde gezerken, ola ki bir sapmisin veya kafir'in saldirisindan bahsedilir. Planli ve programli bir savas degildir.
Ki ayette bahsedilenler ,Onlar zaten ilk inanmislardir ve tam bir teslimiyet icindedirler. 101'deki salattan geri durmak olayinin caiz olusu, konstrasyon bozuklugu sebebiyle olabilir.
Salat'i icra ederken, insan dusman hesabi yapiyorsa, o salat geregince olmayacaktir. Cunku beynini verip kanalize olmasi zordur. Birinden vazgecilmek durumu hasil olur. Ama kalben anmasi icin hicbir zorluk yoktur.
O kisacik surede saldiran kisi beklemez ama salat bekleyebilir. Bir sonraki asamada da yapilabilir.
Zaten 101-103 arasi olan salat'in namaz veya baska birsey olusu cok da onemli degil. Adinin onemi yok. Ben kilana da niye kildin demem, kilmayana da.. Saygi duyarim. Herkesin secimi kendinedir. Ama salat namaz'dan ibaret degildir.
Ancak kisi olarak suna inanirim ki; Sekilsel ibadetler, kalbi ibadetin yaninda daha sonuk kalirlar. Sekli gosterebilir insan, ama kalbini gosteremez. Bicim degil, oz onemlidir cunku.. Sekil yaniltabilir. Tabi bu benim kisisel dusuncem kimseyi baglamaz.
Ama siz salda namaz kilanlarin, cephede namaz kilanlarin resmini sunup namaz diye baglarsaniz, sel altinda kalmis yore insani da, selden korktugundan dolayi Allah'a siginir. Can korkusu vardir derim ben...
Cunku herseyi yitmis bir cani kalmistir.
Keza Canakkale'de boyledir. Ortaya koydugu kendi canidir, korktugu da dolayisiyla cani olacaktir. Cunku ortada bir toprak savasi vardir. Geride ailesi vardir, bebegi vardir vb..
Allah dininin yayilmasi adina bir savas degildir. Orada saldiran da , karsi koyan da sonucta ayni Allah'a iman etmektedir.
Oysa Nisa'da saldiri yapacaklarin resmi bellidir. Sapmistir, Allah'i inkar etmektedir. Cunku islam yeni yayilmaktadir.
Peygamber'de bu kavramlari hemen hop diye ogrenmis degildir. Ona gelen peygamberlik mertebesi sayesinde bunlari anlamistir.
Kavram dediginiz kadar eski ve ayakta tutulmus olsaydi, yeni bir peygambere veya daha oncekilere gerek kalmazdi zaten. Allah bir kitap gonderirdi hepimiz ona tabi olurduk.
Keza Al-i Imran'da da Allah genelleme yapmaz.(sizden, sizi degil ayetin meali) Yani inananlarin tumu sehid olmayacaktir. Cunku tarih tekerrurden ibarettir. Gunler donusur ama olaylar aynidir. 137/141
Dediginiz gibi duyduk, itaat ettik demek icin de siginmaya ihtiyac yoktur. Ozellikle Nisa'dakilere dair..
Ama derseniz ki; Ben Allah'a teslimiyetten bahsediyorum, ona da kabul. Ama bunun icin de namaz tek sart degildir.
Insan zor durumda iken, bunu kalben de yapabilir. Tipki sal ustundekilerin de aynini yapabilecegi gibi.. Yani sal ustunde namaz kilanlar, bize geleneksel ogeleri gosterir, keza Canakkale'dekiler de..
Sekilseldir, bize goruneni. Ama kalplerini bilmemiz mumkun degildir. Gayb bu yuzden Allah'in tekelindedir zaten..
Cunku ikisinde de maddi bir gereksinim vardir.Can korkusu/Topragi kaptirma korkusu
Oysa Nisa'daki maddi gereksinimden uzaktir.(O gorulmeyen bir varliga inancin savasi ve durusudur. Bir maddilik soz konusu degildir.Kazanim Allah'tir veya ona yakinliktir zira..) Uzakta olmalidir zaten. Aksi takdirde sadece basimiz daraldiginda Allah'a yoneliriz.
Nisa 101-103'de bahsedilenin isim olarak "namaz" olup olmadigini tartisiyorsunuz zaten sanirim.
Yeni ayetlere iliskin 222-223; Bu ayetlerin ogretilecegi nereden cikti?
Ben hicbir yerde peygambere, insanlarin ortasinda veya savas esnasinda vahiy geldigini duymadim, okumadim. Varsa boyle bir bilgi lutfen bana da anlatin, ogrenmek isterim. O yuzden boyle bir soyleminiz garip geldi dogrusu..
Ama o donem peygamberle birlikte elan hazir dolasan hafizlarin(ayni anda savaslara da katilmislardir),en fazla ezber yapabilecegini dusunuyorum, unutmamak icin.
Umarim bu kez ne demek istedigimi anlatabilmisimdir.
sevgiyle,
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
''Ben de diyorum ki Canakkale'deki askerin Allah'a
siginmaya ihtiyaci var cunku can korkusu var. Ortadaki
Allah adina yapilan bir savas degil.. Toprak parcasi icin
yapilan bir savas..''
Oysa Nisa'daki olay Allah dinini yaymak ve ayakta tutmak
icin yapilanlardan bir ilk.. Yani inancindan oturu,
saldirilan bir insanlarin profili..
Ki ayet acikca anlatiyor, inkari yapan kufre sapmislar
diye..''
Selamlar,
Çanakkalede savaþanlar zahirde toprak için savaþýrken
batýnda Kendilerince Allah için savaþtýlar.Batýn;onlarýn
hissettikleri...bu göz ardý edilemez..can korkusu elbet
var Allaha sýðýnma ihtiyacý elbet var..
''Bu sebeple Nisa'daki askerin veya kisinin, Allah'a
siginmaya ihtiyaci yok.O zaten inanmis. Sehit olmaya
hazir.Bunda hicbir cekincesi yok. O zaten Allah dinini
yaymak ve yasatmak icin olumu goze almis.''
Bakýnýz nisadaki askerinde kiþininde oradaki herkesinde
Allaha sýðýnmaya ihtiyaçlarý var,evet þehit olmaya
hazýrlar ama caný ortaya koymak o kadar kolay mý?
inananlar Allahtan ölünce af ve cennet sað kalýrlarsa
zafer bekliyorlar,bu bile baþlý baþýna bir sýðýnmadýr..ve
insan her halükarda acizdir,korkar,umar..
orada geçen secde için daha evveller de fikrimi beyan
etmiþtim,Hasan abinin dikkat çektiði noktayý anlamak için
anlamam için araþtýrmam gerek,bu nedenle þu anlýk fikrimi
beyan edemeyeceðim..
ve þu cümleniz''
Herkes namaz kilmayabilir ama herkes salat yapabilir. Bir
de boyle ayricalik cikiyor karsimiza..''
Namazdan kastýn ben Allahý anmak olduðunu düþünüyorum ve
bunu bir kalýba koyamýyorum..var sayalým geleneðinde
amuda kalkarak Rabbi anan adamý da namaz kýlan yani
Allahý anan sýnýfýna koymamam için bir neden yok..
ve evet herkes salat yapabilir,Allahý ananda
anmayanda..þeytani yollara salat,Rahmani yola salat..ben
burada imanýn þart olduðunu düþünüyorum,imansýz yani
Allahý dýþta býrakarak inanmadan iyi yönde yapýlacak
salatlarýn karþýlýðýný dünyada en güzelþ þekilde
alacaðýný,lakin ahret için bir geçer deðeri olmayacaðýný
amellerin kül olup savrulacaðýný sanýyorum,elbet Allah en
doðrusunu bilen ve hükmüne kimseyi ortak etmeyendir..
Selam sayin Ibrahimizm,
Canakkaledekiler zahirde toprak icin savastilar dogru, ama batin da Allah icin savasmadilar bence..
Allah inancinin yansimasini savasta uyguladilar.Ikisi farkli kavramlardir.
Bir insan hem asker hem inancli olabilir bunda bir beis yoksa, onlar da bunun geregini uyguladilar. Daha anlasilir olmasi icin, ornegin bir Anzaklar nasil hac cikardiysa kendi bedeni ustunde herhangi bir zaman diliminde , onlar da kendi ogretilerini uyguladilar.
Ancak bunun savasin gayesi ile hicbir baglantisi yoktur. Cunku Allah'in dini degildir korunan, topraktir, cografyadir. Bu savunmada da yaptiklari ,can korkusuyla Allah'a siginma eyleminin bir gostergesidir. Ayni sekilde benzeri yapacaklari bir dua da ayni islevi gorurdu. Demek istedigim budur.
Bu savunmada Gerekce, Allah dini olsa savasmalarina gerek kalmazdi cunku Allah, toprak parcasi icin birbirinizi oldurun diye emretmez hicbir ayetinde..
Nisa'daki insana iliskin;Gunumuzde Can'i ortaya koymak elbette zordur. Ama Nisa'daki gibi tam bir teslimiyetten soz ediyorsak, can'i feda etmek o kadar da onemli bir olay olmasa gerek.. Sonucta Allah indindeki gecerli sehitlik soz konusu.. Ve bunun yaninda can'in lafi bile edilmez.
Siz su an peygamber doneminde yasiyor olsaydiniz ve Nisa'daki gibi bir durumda olsaydiniz, can'i ortaya koymakta tereddutunuz olabilir miydi?
(Allah zaten kendi yolunda savasana sehitligi mujdeliyor.)
Cunku yolunuz, Allah dinini kaldirmak ayakta tutmak ve idame etmek uzere dosenmis bir yol.. Peygambere toprak kazandirmak amacli dosenmis bir yol degil..
Ne dusunurdunuz?
Siginma konusuna gelince elbette siginacak, inandigi gucten korkuyor suphesiz. Kim sahibinden korkmaz ki? Korkmasa af dilemez zaten.. Ancak sevgili hasakcay, bunun korku degil, yakinlasma, siginma oldugunu soyluyor.
Insan korku duymadigi bir gucun onunde egemez kendini, yapacaklarindan sakinamaz kendini.. Bu en temel kuraldir.
------------------------------------------------ Evet, tam da o yuzden o cumleyi yazdim. Namaz'dan kasit Salat'in kendisi yani Allah'i anmak, ovmek, sukretmek, yuceltmek vb..
Ama bu bildigimiz anlamda namaz ritueline hapsedilmis bir salat degildir bence.. Amuda kalkmak ornegini de bu yuzden verdim zaten..
Kuskusuz yapana saygim var. Kendi bilecegi istir, kendi secimidir.
Benim kafamdaki soru isareti, Kuran'da her salat gecen yere Namaz yakistirmasi..
Su noktada ayrilim sizden, bahsettigim seytani bir salat degil bu baslikta..Rabbani bir salat. Bu anlamda herkes namaz kilmayabilir, ama herkes salat yapabilir.
Tam da iman sarti geregi, salat'i sekilsel rituellere hapsetmek dogru gelmiyor bana..
Yoksa tefecilik yapan da secdeye kapaniyor, yetim hakki yiyen de, macta adam olduren de , ama bu bir olcu degil..
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Merhaba sasha dost. Bazı açıklamalarınızı ele almak istiyorum.
peygamber de dahil, bu Allah'a siginmak ifadeniz korkuyla es anlamlidir. Yani herkes, yaratilmis hersey, Allah'tan korktugu icin Allah'a siginir.
Buradaki korku ölüm korkusu değil Allah korkusudur. Aradaki farkı göz önüne alıyoruz, değil mi? Artı, "Herkes Allah'tan korktuğu için Allah'a sığınır" iddiası bence yanlış. Görüşünüze elbet saygı duyarım ama katılmıyorum.
Ama bahsettiginiz surelerde, cizdiginiz bir savas veya cephe durumu yoktur.Yeryuzunde gezerken, ola ki bir sapmisin veya kafir'in saldirisindan bahsedilir. Planli ve programli bir savas degildir.
Bu iddianızı Sayfa 92'de cevapladım. Alıntılıyorum:
"yeryuzunde dolasmak" tanimi, bir savas ortami cagristirmiyor. Keza karsidaki belli bir dusman degil..
Merhaba sasha dost. Benim anladığım ise karşıdaki düşman açık ve net. Her hangi bir insan topluluğu değil. Düşman: o kafirler. Ayet 101'de onlar anılıyor:
"İnananlar! O kafirler sizin apaçık düşmanınız, inne'l kafirîne kânû aduvven mubînâ."
Kaldı ki o kafirler tıpkı inananlar gibi arazidedir; inananları kolluyorlar. Gafil bir anlarında baskın yapacaklar (meyleten vahide).
İnananlar da onların peşinde. Daha önce davranıp düşmanı etkisiz hale getirmek için.
Bu açıdan bakılınca görülen, o inananlar ve o kafirler bir birinin boş anını kollayan iki gladyatör gibiler. Aheste aheste yolculuk yapmak için değil ölümüne vuruşmak için arazideler.
Ayet 104'ten benim anladığım, sonunda sıcak temas ta sağlanmış. Vuruşmuşlar.
Ama kafirler yenilmek üzere olduklarını görünce bozguna uğramaktansa düzenli bir şekilde çekilmeyi yeğlemişler. Sonra toparlanıp yeniden saldırmak üzere.
Şimdi inananlara düşen, o olasılığı da ortadan kaldırmak için, kaçan düşmanı kovalamak. Ama inananlar da yaralı, onlar da ölümle yüz yüze gelmiş olmanın moral bozukluğu içindeler. Ve acı çekiyorlar.
Ayet 104'teki ilahî uyarının nedeni bu.
"O topluluğun ardına düşmekte gevşemeyin (Lâ tehinû). Siz acı çekiyorsanız onlar da acı çekiyorlar. Artı, onların ummadığını Allah'tan siz umuyorsunuz. Allah bilir; bilgedir."
LÂ TEHİNÛ uyarısı Âl-i İmrân 139'da da var. İnananların ve kafirlerin o uyarıdan önce amansız bir şekilde vuruşmuş oldukları ve inananların da kayıplar verdiği sibaktaki 140'tan anlaşılıyor.
139: Gevşemeyin ve üzülmeyin! -Ve lâ tehinû ve lâ tahzen. İnandıysanız siz üstün gelirsiniz.
140: Siz bir yara aldıysanız onlar misliyle aldılar. İnsanlar arasında günleri böyle dönüştürürüz Biz. Çünkü Allah inananları bilecek ve onlardan tanıklar edinecek.
Değerli sasha kardeşim. Üzerinde durduğumuz konunun özü bu. Ayrıca sizin "Silahlı iken nasıl secdeye varacaklar?" gibi sorularınız var. Ama onlar ayrıntı. Cevapları akıl yürütmek suretiyle kolayca verilebilir.
Örneğin, sırtta taşınan yay ve kalkan secdeye engel olmaz; okları ve mızrağı ise herkes ayağının yanına bırakır. Orda kullanıma hazır tutar.
Ağır hastaysalar savaşamazlar. Ama öylesi zaten bir ya da iki kişidir. Ve yalnızca silahlarını değil mevzilerini de bırakırlar; hastane işlevi gören çadıra alınıp bakılırlar.
Bu inanırlar eğer DERS almıyor namaz kılıyorlarsa hem düşmanı gözetleyip hem namazı nasıl kılacaklar?
Düşmanı namaza durmayanlar gözetliyor ve namaza duranları koruyorlar.
katildiginiz cephede yagmur sebebiyle nasilsa dusman gelmez diye silah biraktiginiz oldu mu?
Salâtın Nisâ 102'deki uygulaması çatışmasız CEPHE ortamında yapılıyor. Fiilî çatışma yokken yağmur başlarsa bir kuytuya girilir. Örneğin sipere. "Yağmurda silahlarınızı bırakabilirsiniz"den kasıt bu olabilir. Ama ani baskın tehlikesi söz konusu olduğu sürece siperde de herkes diken üstündedir.
Çatışmada ise yağmur, kar, kum fırtınası... farketmez. Yağmur iki tarafı da etkiler.
Bir süre yazmıyacağım; ara vermek zorundayım. İzninizle ve
Merhaba sasha kardeþim. Bir önceki iletimde þunu belirtmiþtim: (Allah'a sýðýnmak diye dile getirdiðim) ifadenin "korkmak"la zerrece ilgisi yok.
"Allah'a teslim olmak" diyeyim isterseniz. Allah'ýn elçisi Muhammed dahil, yediden yetmiþe ve doðumdan ölüme, herkes muhtaç onu yapmaya.
benim cevabim;
peygamber de dahil, bu Allah'a siginmak ifadeniz korkuyla es anlamlidir. Yani herkes, yaratilmis hersey, Allah'tan korktugu icin Allah'a siginir.
Buradaki korku ölüm korkusu deðil Allah korkusudur
Simdi sevgili hasakcay, aradaki dusunce farkimiz bu.. Siz korkuyla zerre kadar ilgisi yok diyorsunuz. Ben tam tersini soyluyorum ilk paragraftaki aciklamaniza karsilik.Yani Allah'a siginmak veya teslim olmak tanimlamasi..
Siz yanlis bulabilirsiniz benim soylemimi, ama ben inanmis ve tam bir teslimiyet icinde olan hicbir insanin"Ben Allah'tan korkmuyorum" dedigine sahit olmadim bu yasa kadar.En basit sekliyle teslimiyetin bir kurali vardir, o kurala da korkudan dolayi uyulur. Orn;Sirk kosmak Korkmanin getirisi de, korkulana siginmaktir en temel sekliyle.. Cunku Ol demesiyle olusturabilecek, baska bir varlik yoktur.
Siz korkmuyorsaniz onu bilemem, saygi duyarim.
Evet daha once aciklamistiniz, ancak siz halen cephe (savas) uzerinden ve cephede kilinan namaz uzerinden gittiginiz icin benim pek aklim almiyor acikcasi..Bu yuzden yeniden yazmak ihtiyaci hissettim.
Dikkat ederseniz hala Canakkale savasi ve sal orneginde takilmis vaziyetteyiz. Ki o yorumlarimi henuz incelememissiniz. Saldaki veya Canakkale'deki can korkusu tasir, bu sebeple Allah'a siginir (size gore namaz) ayakta kaldikca topragi koruyabilecektir cunku veya bayragi dalgalandiracaktir. Bu sekildeki duydugu korku ile Allah'a siginir.
Nisa'daki ise boyle bir dert icerisinde degildir. Sonucta Allah'in ongordugu sehitlik mertebesi mevcuttur.Olum kaygisi yoktur. Yaptigi karsilikli kavga Allah dini icindir. Toprak icin degil..Cunku Allah hicbir ayetinde toprak icin birbirinizi oldurun diye emretmez. Biri Allah'in sundugunu, kavgayi kazanmak icin(motive vb) arac olarak kullanir. Iman ettigi guc kendisine yardim ederse(buna inanmisligi ile) o toprak kazanilacaktir. Veya o su, sel onu yutmayacaktir, veya canini kurtarmis olmasi amacli yaklasir Allah'a.. Oteki zaten Allah yoluna gitmek icin,olmek icin can atar. Onun toprak gibi bir kaygisi yoktur.Onun derdi Allah inancidir. Bunun ayakta kalmasidir.
Uc ornek de iman babinda Allah'tan korkar ve siginir. Fakat amaclari farklidir. Amacin kendisi olmakla, amaca arac olmak farkli seylerdir. Getirileri de farklidir.
Nisa'dakiler amacin kendisidir, Canakkale'dekiler Allah'tan baska bir amacin, aracidir.
Beni anlamaniz icin ayni soruyu size de sorayim belki daha kolay anlasilirim;
Dusunun ki peygamber doneminde yasiyorsunuz. Ve dini yayiyorsunuz. Toprak bayrak vs. kaygilariniz yok.
Bu yolda olmekten cekinir miydiniz,korkar miydiniz, kaygi duyar miydiniz? Bir an gozunuzu kapatip dusunun hayali...
Yanisira sunu soylemekte de fayda var. Fatiha'dan Nisa suresinin bahsettiginiz ayetlerine gelene degin, ritueli belli bir salattan bahsedilmemesine ragmen, her salat gecen yere namaz kelimesi konulmus.
Halbuki Bakara'daki, Al-i Imran'daki namaz kelimesinin gectigi yerlere bakarsak gecmistekilerin hikayesi anlatiliyor ve ornekleniyor.(Muhammed'den oncekiler)
Keza Nisa'nin bahsettiginiz ayetlerinde de bunun, bugunku anladigimiz sekliyle namaz olmadigini dusunuyorum. Bir sekilde salat, fakat bildik anlamda namaz degil..
Kaldi ki gecmistekilere de namaz farz ise, bu topluluklarin bir ferdi dahi de mi namaz kilmaz, bizim bildigimiz anlamda? Hepsi mi toptan sapmistir? Ornegin bir Isa'nin kavmi(tarihsel olarak Muhammed'e en yakin olani diye veriyorum) Bence bu mumkun degil..
Bu anlamda Nisa'nin soz konusu ayetlerinde yapilan salatin, bildik namaz olmadigi aciktir. Cunku peygamber ogrenmedigi birseyi uygulayamaz, kafasina gore...(namaz ritueli anlaminda)
Diyebilirsiniz ki, gecmis donemden ogreti seklinde biliyorlardi.
Onu da bilemez peygamber ve yanindakiler. Yasin6 ve Sura 52 geregi bilemezler. Atalari uyarilmamis bir topluluga geldi zira Kuran ve Muhammed...
Bu yuzden salat gorulen her yere, bildik anlamdaki namaz kelimesinin asilmasini pek kabul edesim gelmiyor.
Tamam salat sonsuz var. Ama bugun kitapta yazili oldugu anlami ve ritueli iceren sekilde namaz degil..(en azindan Nisa'nin bildik ayetlerine kadar)
sevgiyle,
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sasha Yazdı:
Nisa'dakiler amacin kendisidir, Canakkale'dekiler Allah'tan baska bir amacin, aracidir.
Beni anlamaniz icin ayni soruyu size de sorayim belki daha kolay anlasilirim;
Dusunun ki peygamber doneminde yasiyorsunuz. Ve dini yayiyorsunuz. Toprak bayrak vs. kaygilariniz yok.
Bu yolda olmekten cekinir miydiniz,korkar miydiniz, kaygi duyar miydiniz? Bir an gozunuzu kapatip dusunun hayali...
sevgiyle,
Bu yorumu yanlış buluyorum. Çanakkalede ölen de, Bedir de ölen de, Mohaçta ölen de, Güneydoğuda ölen de,Kıbrısta ölen de şehittir.
Din herşeyden önce düzendir. Düzenin olması için kişinin şeref,haysiyet,ırz,namus,mal, mülk gibi değerlerinin güvencede olması gerekir. Eğer yenilirde işgale uğrarsan bu değerlerin hepsi zarar görür. Bu değerlerin zarar gördüğü yerde din olmaz, olana da din denmez. (işte sana Irak)
Çanakkalede ölen bunun için öldü.
Biz bunları taa 1978 lerde tartışırdık arkadaşlarla. O zaman da din uğruna olmayan savaşta ölenin şehit olmayacağını söylerlerdi. Yanlıştı. Büyük yanılgı içindeydiler. Hala da yanılan çok büyük bir kitle var.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Katılma Tarihi: 05 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
sasha yazdı, Dusunun ki peygamber doneminde yasiyorsunuz. Ve dini yayiyorsunuz. Toprak bayrak vs. kaygilariniz yok.
Bu yolda olmekten cekinir miydiniz,korkar miydiniz, kaygi duyar miydiniz? Bir an gozunuzu kapatip dusunun hayali...
merhaba sasha, her resul döneminde,inanlar azınlıktaydı,şimdi muhammed burda yaşasa onu ilk dışlayanlar muhakkaki kelime i şehadet getirenler olacaktı,ikincisi sasha kardeşim bu işler hayal ile olmuyor,dileyene allah resul yollar yeterki sen arınma duygusunu samimi olarak hisset,allah katından muhammed ler yollar bu ona hiçte zor değil.
saffet metin yazdı,
Çanakkalede ölen de, Bedir de ölen de, Mohaçta ölen de, Güneydoğuda ölen de,Kıbrısta ölen de şehittir.
selam saffetmetin, hiç kusura kalma ama, tüm dünya biliyorki türkiye kıbrısta işgalci konumun da güney doğuda ölenlerin ise karşısında binlerce yıl beraber yaşadıklarını iddia eden kürt kardeşleri var,iki tarafında kendi ölenlerini aynı şekil aynı dini(batıl dine göre) kurallara göre defnettiğni herkes bilyor,ha bedire kıyas yapacaksan bu hiçte kolay değil sayın saffet metin.
__________________ Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
"Çanakkalede ölen de, Bedir de ölen de, Mohaçta ölen de, Güneydoğuda ölen de,Kıbrısta ölen de şehittir.
Din herşeyden önce düzendir. Düzenin olması için kişinin şeref,haysiyet,ırz,namus,mal, mülk gibi değerlerinin güvencede olması gerekir......."
bence yanlış bir çıkarım.firavunun düzenini koeumak için ölenlerde mi şehiddi?nemrudun düzenini korumak için ölenlerde mi şehiddi?cahiliye düzenini korumak için bedirde peygambere karşı savaşanlarda mı şehiddi?din herşeyden önce düzendir?tamamıyla katılıyorum.ama her düzen HAK OLAN DİN MİDİR?
ALLAHA a atfedilmeyen,ALLAH ın anılmadığı,heva ve hevesin galip ve hükümdar olduğu düzen demi HAK dır?ki ölenleride şehid olsun......
herşey islam mıdır ki?ölenleride şehid olsun.....firavunda ,nemrudda ve diğer zalimlerde toplumlarına saydığın şeyleri sağlıyordu.şimdi onlar firavunun ve diğerlerinin onlara sağladığı o şeylerin korunması için savaşınca şehid mi olmuşlar ve bugünde olacaklar?
bunlar üzerinde anlaşamayacağımız konular.79da dda 89da da 2019 da da tartışılmış ve tartışıla gelecek şeyler.her düzen içerden ve dışarıdan savunucusunu elbette bulacakdır.
Katılma Tarihi: 05 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam, sayın türk milliyetçisi,siz olayı milliyetçi gözlüğünüzü çıkarında olaya öyle bakın,ben yazımda pkk kavramı kullanmadım,türk ve kürt olduğunu ve kardeş olduğunu söyleyen ve karşılıklı kendilerini öldüren insanların aynı dine tabii olduklarını söyleyen ve aynı şekilde muhhammed resul dışındaki tüm resulleri devre dışı bırakıp aynı kavramla müslüman olduklarını sanan yani kendilerine göre benimsedikleri dinin bile aynı olduğunu savunan ve her iki taraf ta kendileri tarafında ölen kişiyi şehitlik mertebesi ile ödüllendirmesine,karşıyım ve bununda dayanağının islam olmasını iddia etmelerini yadırgıyorum,böyle şehitliği nasıl bir kaynağa bağlarsanız bağlayın hiç sorun değil ama olayı kuran bağladığınızda kusura kalmayın gerçekler acıda olsa karşınıza muhakkak çıkacaktır.
__________________ Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma