Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın arkadaşım sizi yazdığınız ayetleri düşünmeye davet ediyorum, yalnız lütfen size söylenenleri bir kenara bırakarak düşünün. Örneğin yazdığınız ayetlerde geçen şu sözleri düşünelim acaba bu sözler hangi zamanda hangi topluma söylenmiştir?
( 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.
Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan emir sahiplerine (müslüman yöneticilere) de itaat edin. Kim Rasûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik."
“(Bazı insanlar) ‘Allah’a ve Peygamber’e iman ettik ve itaat ettik’ diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir grup yüz çeviriyor. Bunlar mü’min değillerdir
Onun (Peygamber'in) emrine aykırı davranlar, başlarına bir belâ gilmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsın
“Allah ve Rasûlü bir işte hüküm verdiği zaman, artık mü’min erkekle mü’min kadına, o işte kendi isteğine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasûlüne isyan ederse (karşı gelirse) apaçık bir sapıklığa düşmüştür.”
Ayetleri anlamaya çalışalım. Bakın ne diyor peygamberimiz aldığı görevi tebliğ etmek ve Rahmandan gelen islamı anlattığı topluma seslenerek, ('Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.) Bu sözlere çok dikkatli bakalım, peygamberimiz yaşıyor ve kuranı tebliğ ederken yaşadığı devirdeki topluma söylüyor bunları. Allahını seven bana uysun, neden uysun diyor? Çünkü Kuranı tebliğ edecekte ondan. Devam edelim bakın ne diyor peygamberimiz? (. Kim Rasûl'e itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur.) Bu ayette de yine peygamberimiz Rabbin verdiği görevi tebliğ edebilmesi için bizzat onun yaşadığı dönemde görevin daha kolay yapılabilmesi için Allah ın elçisine uyulmasını emrediyor Rabbim. Yine ayetinde:( ‘Allah’a ve Peygamber’e iman ettik ve itaat ettik’) Bu ayeti düşünelim Allah a ayrı peygambere ayrımı iman edin diyor? Elbette hayır peygamberimiz Allah ın kelamını bizlere tebliğ ettiği için peygamberimizin tebliğine iman eden zaten Allah a iman etmiş sayılıyor. Yine verdiğiniz örnek ayette geçen şu söze bakalım. (Onun (Peygamber'in) emrine aykırı davranlar.) Şimdi size soruyorum peygamberimizin emri kuran dışı, kuranda bahsedilmeyen konular mı? Buradan nasıl olurda peygamberimiz kuran dışından da hükümler verebilir diyebiliriz? Hani bu görevi alırken Rabbinden nasıl bir emir almıştı? Onlara kuran ile hükmet. Sakın bir kelime bile ekleme yoksa senin canını alırım demiyor muydu? Kuranı tebliğ etmezsen görevini yapmamış sayarım demiyormu? Senin görevin yalnızca tebliğdir. Bu ayetleri ne yapacağız dostum hiç mi hükmü yok? Şu ayete bakar mısınız.
( Allah ve Rasûlü bir işte hüküm verdiği zaman, artık mü’min erkekle mü’min kadına, o işte kendi isteğine göre seçme hakkı yoktur.)
Ayet apaçık peygamberimiz yaşıyorken, devlet başkanı görevini de yürüttüğü için topluma kuran ile hükmederken vereceği kararlara kesinlikle uyulmasını emrediyor. Bizler bu sözleri nerelere çekip uzatıp kendimize yalan ve yanlışlarımıza siper yapmaya çalışıyoruz. Bu sözlerin tümü peygamberimizin sağlığında ona uyulması için indirilen ve bizlere de bu konularda ders olması gerekecek ayetlerdir. Rabbim elçisine kuran ile hükmetme görevi vermiş ve asla bizim indirdiklerimize ilave yapmaya kalksa onun canını alırdık dediği halde nasıl olurda bu sözleri kuran dışından dine ilaveler yapmaya hükümler koymaya yetkilidir diye algılarız? Eğer kuran anlaşılmayacak bir kitap olsaydı peygamberimiz onu anlayacağımız şekilde yazdırmazmıydı? Anlaşılması zor bir kitaptan nasıl olurda Rabbim hesaba çeker bunları da mı düşünemiyoruz?
Yazınızın sonunda bunların hiçbirisini şahsına hitaben aktarmadım demişsiniz. Sayın arkadaşım sizin bu konuyla ilgili dediğiniz düşünce fikirlere yukarıda söylediklerim uyuyor mu? İyi düşünmek lazım demişsiniz, EVET ÇOK İYİ DÜŞÜNMEK LAZIM. Aslında çok fazla düşünmeye gerek olduğunu sanmıyorum. Çünkü rabbim yemin ederek kolaylaştırdım bu kitabı diyorsa bunun bir sebebi var demektir. Size cevap olarak tek bir ayet bile yeter.
Hakka Suresi 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.
Sizce bu sözler Kuranın dışından elçisinin başka konularda hükümler vereceğini mi anlatıyor? Aşağıdaki ayet ne diyor?
Araf suresi 3; Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Rabbinden size indirilene uyun. Peki, indirilen nedir? Sizce Kuranın dışında başka bir kitap ya da bilgiler mi var? Dikkat edin Rahman bizi nasıl uyarıyor ve ne diyor? Onun berisinden yani indirilen kitabın berisinden bir takım velilerin ardına düşerek onların sözlerine kanmayın. Tabi Rabbim açıkça söylese de velilerin ardına düşüleceğini bildiği için ayetin sonunda ne kadar az öğüt alıyorsunuz diyor. Bu durumda az öğüt alan ben olabilir miyim dersiniz? Rabbin yanlış yapanları tarifine benim gittiğim yolum mu uyuyor yoksa sizin yolunuz mu?
Bakar İsra Suresi 36. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.
Yukarıdaki ayeti lütfen iyice düşünelim. Rabbim, hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme diyor, sorumlu olursun diye de uyarıyor. Bu durumda dine ilaveler yapabileceğini söylediğiniz ve bizlere iletilen bu sözlerin kurana uymadığı halde bizlere RİVAYETLER KANALIYLA geldiği halde, nasıl olur da kuran gibi garanti görürde iman edebiliriz? Şimdi size soruyorum Rabbim apaçık uyardığı halde nasıl olurda rivayetleri kesin delil kabul edersiniz? Ben gelen sözleri ve bilgileri kuran ile karşılaştıralım öyle alalım diyorum. Elbette peygamberimizin hayatı topluma ve insanlara örnek oluşu benim içinde çok önemli ve gereklidir ama nasıl olurda dine ilaveler yaptığına inanabiliriz, rabbim tam tersini söylediği halde? Bu durumda hangimizin yolu daha doğrudur daha garantidir sizce? Rabbim elçilerine verdiği görevi apaçık açıklayıp şöyle diyorsa;
Kehf Suresi 56. ayet; Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz.
Gaşiye 21: Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın.
Araf 188:…. Ben, inanan bir topluluk için bir uyarıcı ve müjdeciden başkası değilim.
Enam 48. : Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey için göndermiyoruz.
Rabbim apaçık elçisine verdiği görev ve sorumluluğu yazmışken, bunun tersi bir görevi bizler nasıl olurda bu ayetlere iman etmeden, görmezden gelerek sırf beşerin öğretisini doğrulamak adına kelimelerden medet umarız? Bunu hiç düşündünüz mü arkadaşım?
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Rabbim bakın bazı insanların gözlerine perde indirdiğini, kulaklarına ve gönüllerine mühür vurduğunu açıklar kuranda ve bakın böyle insanlar için neler söyler?
Araf -178-179: Allah kime hidayet verirse o artık hidayeti bulmuştur; kimi şaşırtıp-saptırırsa artık onlar da hüsrana uğrayanlardır. Yemin olsun ki, biz, cehennem için, cinlerden ve insanlardan, birçok kişiye vücut verdik/birçoğunu döllendirip yaydık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar.
Bu ayette geçen kalpleri var anlamazlar, gözleri var görmezler, kulakları var işitmezler dediği ve Rabbin açıkça DAVARLAR GİBİDİR BUNLAR dediği insanlardan söz ederken kimlerden bahsediyor olabilir? Hidayet vermediği gerçekleri göremeyen, Rabbin şaşırttığı hüsrana uğrayanlar kimlerdir dersiniz? Rabbim korusun. Sayın arkadaşım bu kişiler içine ya siz giriyorsunuz ya da ben. Bunun hükmünü Rabbim e bırakıyorum, birimiz Rahmanın söylediği davarlar gibiyiz bunu huzura gittiğimizde göreceğiz. Bu sözüme lütfen alınmayın size hakaret etmek için söylemedim ve bu söz şahsınıza da değildir, bunu da belirteyim. Çünkü gerçekleri yalnız Rabbim biliyor O ayırt edip hüküm verenlerin en hayırlısıdır SAYGILARIMLA Halukgta.
|