HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Hac 40 ve Bakara 251: Allah’ın "savması"! Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
sasha
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 27 kasim 2009
Gönderilenler: 368
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sasha

el_turki Yazdı:
sasha Yazdı:
el_turki Yazdı:
olayýnýzý tam bilmediðim için öðrenmek açýsýndan þunu soruyorum:
hudeybiye anlaþmasý bir ateþkes anlaþmasýmýdýr?yani öncesi bir savaþmýdýr?savaþmak için gidiliyorduda sonra hudeybiye denen yerde anlaþmamý yapýldý?umre amacýyla çýkýlmýþdýda kureyþliler müslümanlarý mekkeye sokmama sözü vermiþlerdi de umre yapma izni almak için yapýlmýþ bir anlaþmamýydý?
 


Selam,
Hayir oncesi bir savas degil.Peygamber ve ashabi yola cikiyor Mekke'ye dogru. Hendek savasindan zaten maglup ayrilan Mekke'liler peygamberin savasa geldigini sanip, korkuyla kendileri teklif ediyorlar anlasma yapmayi.

Peygamber'de kabul ediyor ve yapiyor. Zaten el aman dileyene yapmamasi anormal olur. Cunku zulum adami degil.
Yani ortada bir savas yok. Dolayisiyla ateskes anlasmasi da degil..

Ama bu anlasmadan once Medinelilere zorluk cikariyorlar, kurbanlari bekletiyorlar vb. Bu anlasmadan sonra bu tur olaylar yasanmiyor.
 
kureyþ diyince aklýnýza ne geliyor?tekbir organizayson mu?kabilelerden oluþmuþ devletçikler mi?bir anlaþma bozuldumu bütün herkesinmi o anlaþmayý bozduðu anlamýna gelir?yoksa anlaþmayý bozan kabileler bozucu olarak ayrý ayrýmý deðerlendirilmelidir?
osmanlý kurulmadan önce anadoluda bir sürü beylik vardý...ayný sistem arabistanda ozamanlar vardý.bir anlaþmaya birçok kabile taraf olur.anlaþmayý bozanlar ve sahip çýkanlar olur.hepsini ayný kefeye koyabilirmiyiz?


Selam,

630'a kadar anlasma bozan yok.Iki tarafta birbirine saygili.
630'da bir kabile kureysten, kalkip Huzaa kabilesiyle catisiyor. Huzaa kabilesi de Muhammed'e gelip sikayette bulunuyor kan bedellerini odemediler diye, bunlarla anlasmanin bozulmasini istiyor.

Bunun uzerine Muhammed, onlara haber gonderip bu yapilan olayin, anlasmayi ihlal ettigini acikliyor, savas edeceklerini bildiriyor. Mekke once kabul savas edelim dese de, sonradan fikir degistirip Ebu Sufyan'i araci yolluyor barisin devami icin, Muhammed'e .

Muhammed'de diyor ki hayir anlasma bozuldu siz bozdunuz, musluman olursan senin evine dokunulmayacak . Ebu Sufyan can korkusuyla musluman oluyor.Muhammed , git sehirdekilere soyle kim musluman olur da evine siginirsa onlara dokunulmayacak bu savasta diyor.

Ebu sufyan halki toplayip cabuk benim evime gidin diyor olayin icerigini anlatiyor. Halk oraya hucum ediyor(evine) korkudan.

Muhammed Mekke'ye geldiginde hicbir direncle karsilasmiyor. Sadece bir kucuk grup karsi koymak istiyor, daha Muhammed davranmadan adamlari hallediyorlar onlari. Mekke bu sekilde fethediliyor.

Yani savas yok. Kan dokmemis bile Muhammed. Kovalamis sadece.

Zaten Hudeybiye'den sonra muslumanlik hizla yayilmaya baslamis. Muhammed'in de babacan ve koruyan adaletli yaklasimdan dolayi kazandigi bir sempatisi var.

Bunun en belirgin ispati, Huzaa kabilesinin ondan yardim istemesi.

Zaten Mekke fethedilecek, bu kan bedeli de bunun bir nevi vesilesi oluyor. Cunku yapilan anlasmada, iki tarafta birbirine saldirmayacak sarti var. Adi ustunde baris anlasmasi.

Yok yani tarihte Muhammed'in savasi yok baska musriklerle..Son savasi Hendek.


__________________
sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Yukarı dön Göster sasha's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sasha
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım


İddia 1:

 “"El-eŞHuru'l hurum"daki "el"den de anlaşıldığı üzere bunlar herkesçe bilinen, tanınan, göz önünde olan dolunaylardır. 22 Hazirandaki "yaz dönencesi"ni izleyen dört dolunay. O dört dolunayın ilki çilek renginde olup yılın en tanınan dolunayıdır; ötekilerle karıştırılması imkansız:

Haziran 26: çilek dolunayı (çilek renginde olduğu için)

Temmuz 26: kuru ot dolunayı (otların kurumaya yüz tuttuğu zaman?)

Ağustos 24: darı dolunayı

Eylul 23: harman dolunayı” 

Cin13:

Bu dolunay isimleri Amerikan yerlileri tarafından konulmuş. Herbiri, isimlerini, o ayda gerçekleşen olaylardan almış. Dolunay zamanı her yıl kaydığı için,  sonradan alternatif isimler de eklenmiş. İsimlere baktığımızda Amerikalı bir yerlinin hayatından, Kuzey Amerika’nın günlük yaşamından, yıl içerisindeki tarım döngüsünden, göl ve bozkırda geçen yaşamlarından kesitleri görüyoruz:

Ocak: Kurt, Eski, Noel sonrası

Şubat: Kar,Açlık

Mart: Solucan, Karga, Kabuk

Nisan: Pembe,Çayır,Yumurta

Mayıs: Mısır ekme, Çim, Süt

Haziran: Çilek

Temmuz: Geyik, Fırtına, Ot

Ağustos: Yeşil mısır, Mersinbalığı, Tohum

Eylül: Mısır

Ekim: Hasat

Kasım: Kunduz, Don

Aralık: Soğuk, Uzun gece 

Bu insanların yaşamını özetleyen bu isimlerden haziran dolunayına verilen “çilek dolunayı” ismi, dolunayın kırmızı renginden dolayı değil, çilek toplama zamanını belirttiğinden dolayıdır.

İlave olarak, nisan ayında dolunay pembe, ağustosta yeşil, eylülde sarı olmaz. 

İddia 2:

.......................... 
  
Burada ard arda gelen iki
kızıl dolunay arasındaki süre tanımlanıyor. Dolunayların sayısı 12 olmuş ya da 13 olmuş, konu o değil. Konu, iki kızıl dolunay arasındaki "süre"dir.

.............................

"El-eŞHuru'l hurum"daki "el"den de anlaşıldığı üzere bunlar herkesçe bilinen, tanınan, göz önünde olan dolunaylardır. 22 Hazirandaki "yaz dönencesi"ni izleyen dört dolunay. O dört dolunayın ilki çilek renginde olup yılın en tanınan dolunayıdır; ötekilerle karıştırılması imkansız.

.........................

ŞEHRU RAMAZAN en sıcak  dolunay demek, ki 21 Haziran’daki Yaz Dönencesini izleyen 0 ile 30 gün içinde görülür. Uzaydaki ay o anda bulunduğu yer nedeniyle köz gibi kızıl bir renge bürünür ve kavurucu yaz sıcaklarını haber verir.  

Cin13:

Ay, Haziran’da uzayda nasıl bir yerde  duruyor ki kıpkırmızı,çilek rengine dönüyor acaba? Hem Güneş,hem Dünya,hem Samanyolu sürekli hareket halindeyken üstelik..

Hazirandaki yaz dönencesini izleyen dolunayların ilki ne çilek renginde, ne kızıl, ne kırmızı  olur. Diğer dolunaylardan hiçbir farkı  yoktur.

Bu yıl bir deneyin bakalım. Kızıl Ay’ı görecek misiniz..

----------

Ay’ın kırmızı renkte görünmesi şu nedenle gerçekleşir:

Kırmızı renk, enerjisi en düşük, dolayısıyla frekansı en düşük görünür ışık kesitidir. Atmosferimiz, uzaya göre daha yoğun bir ortam olduğu için, atmosfere giren ışığın en yüksek frekanslı olan renkleri ( mor,mavi,yeşil gibi) daha çok saçılıma uğrar. En az saçılan ve gözümüze ulaşan renk ise kırmızı olur.  Şafakta, güneş batarken kırmızı renk görmemiz de aynı nedenledir.  Işığın enerjisinin azalması , kırmızı rengi oluşturur.

Ay, şu durumlarda kırmızı görünebilir:

  1. Tam ay tutulması
  2. Hava şartları uygunsa, ufka yakınken
  3. Meteorolojik şartlar. (hava kirliliği ve bazı gazlar gibi)

Yani, her yıl dolunayın Haziran’da kırmızı görünmesi gibi bir döngü yoktur.

Şartlar oluşursa, bu kızıl dolunay her ay görülebilinir.  

-----------------------

Varsayalım ki bu kızıl dolunay her ay görebileceğimiz bir olay olmasın, daha seyrek gerçekleşen bir olaya bağlı olsun.Üstelik kesinlikle kızıl bir dolunayın oluştuğu bir olaya.. Tam ay tutulmasına..  

Bakalım, Hz.Muhammed zamanında kesinlikle bir kızıl dolunay oluşturan tam ay tutulmaları Mekke’de ne zaman gerçekleşmiş:

4 Mart 611

29 Ağustos 611

22 Aralık 614

16 Haziran 615

15 Nisan 618

9 Ekim 618

1 Şubat 622

28 temmuz 622

27 mayıs 625

19 Kasım 625

15 Mart 629

Elbette, görüldüğü gibi, tam ay tutulması her yıl Mekke  ya da Medine’den görülebilecek şekilde gerçekleşmez. Gerçekleştiği zamanlar da yılın herhangi bir ayı olabilir.

---------------

Bu kızıl dolunay terimi başka dini metinlerde nasıl geçiyor acaba?

Joel 2:31  The sun shall be turned into darkness, and the moon into blood, before the great and terrible day of the LORD come.

Acts 2:20 The sun shall be turned into darkness, and the moon into blood, before that great and notable day of the Lord come. 

Kızıl dolunay Hz.İsa’nın yeryüzüne dönüş habercisiymiş...





yukarıdaki alıntı yazı cin13 arkadaşımız tarafından hazırlanmış olup kendi ricası ile eklenmiştir....


__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Bu insanların yaşamını özetleyen bu isimlerden haziran dolunayına verilen “çilek dolunayı” ismi, dolunayın kırmızı renginden dolayı değil, çilek toplama zamanını belirttiğinden dolayıdır.

Merhaba asım kardeşim. Cin 13'e bu katkısından dolayı teşekkür ettiğimi lütfen iletir misiniz. 

Yaz dönencesinden sonraki ilk dolunay, o tarihi izleyen 0 ile 30 gün içinde görünüyor. Cin 13'ün dediği gibi her dolunayın zamanı kayar; benim kızıl dolunay dediğim dolunayınki dahil. Örneğin 22 Haziran, 23 Haziran, 24 Haziran... 21 Temmuz.

Cin 13 abartarak nisan ayında dolunay pembe, ağustosta yeşil, eylülde sarı olmaz diyor. Ama lütfen biraz anlayış! Ben asla öyle bir iddiada bulunmadım. Dolunay renklerini abartıp karikatür yapmanın lüzumu yok. 

Tamam, Cin 13 kardeşimiz bir dolunay uzmanı. Ben değilim. Ama çilek dolunayının ötekilerden ayırt edilebilecek kadar daha koyu olduğunu biliyorum. 

-

Hz Peygamber zamanındaki ay tutulmalarıyla benim işlediğim konunun ise ilgisi yok. 

Dolunaylara verilen adlar konusunda yazımda şunu demişim: Dolunaylar ortaya çıktıkları anın özelliğine göre anılabilirCin 13 kardeşimiz buna itiraz mı ediyor; özür dilerim, anlamadım.

Dolunaylara kızılderililerin, İngilizlerin verdiği adları sayın cin 13 okumuş. Tesadüf, ben de okudum. Bu adları ordaki seçenekler içinden aldım.

Değerli asım kardeşim, benim amacım dolunayları anlatmak değil; onlar hakkında kılı kırk yarmak hiç değil. 2:185'teki ŞeHR nedir, amacım onu anlatmak.

Mevcut meallere göre ŞeHR, süresi 28 gün olan "ay"dır. ŞeHR-i ramazan ramazan ayı demekmiş. Hayır! Ramazan ay değil, aşırı sıcak demek. ŞeHR-i ramazan kavurucu dolunay. Hz Peygamber döneminde Araplar süresi 28 gün olan "ay"a yarh diyordu. Buna kanıt olarak iki belge sundum.

Sevgi ile

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Sevgili Hasan Akçay,

Sarı ve yeşil ay konusu size yaptığım bir espri idi..

 

Önce şöyle diyorsunuz:

 

“Haziran 26: çilek dolunayı (çilek renginde olduğu için)”

 

Sonra şöyle:

 

“Dolunaylar ortaya çıktıkları anın özelliğine göre anılabilir.”

 

Evet,aynen öyle. Orta çıktıkları zamanın özelliğine göre adlandırılıyorlar. Ama iddia ettiğiniz gibi o dönemde kırmızı renkte, çilek renginde olduğu için değil. Çünkü böyle döngüsel bir renk değişimi yok!

 

Siz 2.iddianız ile ilgili yazılanları okudunuz  mu? Buna bir cevabınız var mı?

 

Tekrar edeyim:

 

Hala, “çilek dolunayının ötekilerden ayırt edilebilecek kadar daha koyu olduğunu biliyorum” diyorsunuz. Nereden biliyorsunuz?

Bu yıl bir deneyin bakalım. Kızıl Ay’ı görecek misiniz..

 

İster adı çilek olsun,  ne olursa olsun, 21 Haziran-21 Temmuz arasında gerçekleşecek olan dolunaylar kırmızı,kızıl, hatta daha koyu renk olmaz.

 

21 Haziran’daki Yaz Dönencesini izleyen 0 ile 30 gün içinde görülür. Uzaydaki ay o anda bulunduğu yer nedeniyle köz gibi kızıl bir renge bürünür ve kavurucu yaz sıcaklarını haber verir.” Diyorsunuz.

 

Ben de tekrar  soruyorum:

 

Ay, Haziran’da uzayda nasıl bir yerde  duruyor ki kırmızı renge dönüyor? Nasıl dönüyor? Neden  dönüyor??

 

Ay’ın kırmızı renkte görünme şartlarını yazdım.Ancak o durumlarda kırmızı renkte görünür. Belirli dönemlerde gerçekleşen, böyle döngüsel bir durum asla yoktur.



__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba,

hasan abinin bu çalışmasını ilk okuduktan sonra, dolunaylar üzerine şöyle bir araştırma yapmıştım : boğaziçi üniversitesinin internet sitesinden aldığım verilere göre :

Yıl Ay Gün Uzaklık(km) UTC  EET 
2008 Temmuz 18 18 398.657 07:59:00 10:59:00
2008 Ağustos 16 17 389.165 21:16:23 00:16:23
2008 Eylül 15 15 378.216 09:13:24 12:13:24
2008 Ekim 14 14 367.908 20:02:30 23:02:30
2008 Kasım 13 13 360.196 06:17:19 08:17:19
2008 Aralık 12 12 356.615 16:37:08 18:37:08
2009 Ocak 11 11 357.969 03:26:43 05:26:43
2009 Şubat 9 9 364.050 14:49:50 16:49:50
2009 Mart 11 11 373.601 02:37:42 04:37:42
2009 Nisan 9 9 384.659 14:55:49 17:55:49
2009 Mayıs 9 9 395.032 04:01:24 07:01:24
2009 Haziran 7 7 402.699 18:11:46 21:11:46
2009 Temmuz 7 7 406.137 09:21:24 12:21:24
2009 Ağustos 6 6 404.620 00:54:43 03:54:43
2009 Eylül 4 4 398.418 16:02:30 19:02:30
2009 Ekim 4 4 388.773 06:10:07 09:10:07

bir yıllık döngü içerisinde -örneğin 2008- ayın yeryüzüne EN UZAK olduğu zaman hasan abinin vurguladığı zaman. yani 18 temmuz.

ve 2009 yılına baktığımızda da yine ayın en uzak olduğu zaman 7 temmuz.

Fakat 18 temmuzdaki uzaklık, haziran ayından daha az...

dolayısı ile daha kızıl gözükme durumu, aynı zamanda uzaklık ile alakalı bir durum olduğundan -tüm diğer hava şartları aynı olsa bile- 2009 yılı için mayıs, haziran ve temmuz aylarındaki dolunay renk farklılıklarının ÇIPLAK göz ile izlenebilirliği oldukça zordur.

Acaba diyorum, renkten ziyade dolunay BÜYÜKLÜĞÜNE bir vurgu olabilir mi?

selam müminleredir...

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

cin13 Yazdı:

Sevgili Hasan Akçay,

Sarı ve yeşil ay konusu size yaptığım bir espri idi..

Önce şöyle diyorsunuz:

“Haziran 26: çilek dolunayı (çilek renginde olduğu için)”

Sonra şöyle:

“Dolunaylar ortaya çıktıkları anın özelliğine göre anılabilir.”

Evet,aynen öyle. Orta çıktıkları zamanın özelliğine göre adlandırılıyorlar. Ama iddia ettiğiniz gibi o dönemde kırmızı renkte, çilek renginde olduğu için değil. Çünkü böyle döngüsel bir renk değişimi yok!

Siz 2.iddianız ile ilgili yazılanları okudunuz  mu? Buna bir cevabınız var mı?

Tekrar edeyim:

Hala, “çilek dolunayının ötekilerden ayırt edilebilecek kadar daha koyu olduğunu biliyorum” diyorsunuz. Nereden biliyorsunuz?

Bu yıl bir deneyin bakalım. Kızıl Ay’ı görecek misiniz..

İster adı çilek olsun,  ne olursa olsun, 21 Haziran-21 Temmuz arasında gerçekleşecek olan dolunaylar kırmızı,kızıl, hatta daha koyu renk olmaz.

21 Haziran’daki Yaz Dönencesini izleyen 0 ile 30 gün içinde görülür. Uzaydaki ay o anda bulunduğu yer nedeniyle köz gibi kızıl bir renge bürünür ve kavurucu yaz sıcaklarını haber verir.” Diyorsunuz.

Ben de tekrar  soruyorum:

Ay, Haziran’da uzayda nasıl bir yerde  duruyor ki kırmızı renge dönüyor? Nasıl dönüyor? Neden  dönüyor??

Ay’ın kırmızı renkte görünme şartlarını yazdım.Ancak o durumlarda kırmızı renkte görünür. Belirli dönemlerde gerçekleşen, böyle döngüsel bir durum asla yoktur.

Merhaba cin 13 kardeşim. 

Asım kardeşimize belirtmeye çalıştığım üzere ben dolunay uzmanı değilim; TEVBE SÛRESİNE GÖRE FETİH VE HAC ( http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=6290&PN= 1&TPN=36) başlıklı yazımda ele aldığım husus ise Bakara 185'teki "ŞeHR"in ne olduğudur. O bağlamda değindiğim DOLUNAYLAR yazımın yan konularından biridir; ana konusu değil.

Elbet bilgi toplarken dolunaylar hakkında ulaşabildiğim açıklamaları okuyup elimden geldiğince anlamaya çalıştım ve "çilek dolunayı"nın, öteki dolunaylardan daha koyu görüntü vermek gibi, seçilip tanınmasını sağlayan bir özelliği bulunduğuna ikna oldum.

Hala, “çilek dolunayının ötekilerden ayırt edilebilecek kadar daha koyu olduğunu biliyorum” diyorsunuz. Nereden biliyorsunuz?.

Dolunayların fotoğraflarını karşılaştırdığımda onun ötekilerden daha koyu olduğunu gördüm. Ordan biliyorum.

-

Yanılmış olabilirim elbet. Sizden rica etsem, beni aydınlatır mısınız: doğrusu, Hayrullah kardeşimizin aklına gelen midir? Size göre o dolunayın seçilip tanınmasını sağlayan nedir?  

Takvim insanların işi; onlar tarafından düzenlenecek. Allah bir işin vaktini belirlerken beşerin yaptığı takvimlere bakmıyor; gökleri ve yeri yaratırken (9:36) güneşe ve dolunaylara vermiş olduğu düzene bakıyor. 

Örneğin "Yedi YIL ekip biçeceksiniz..." diyor (12:47). Burada geçen YIL elbet güneş yılıdır çünkü ekim yapılan mevsimleri güneş belirler. Yine diyor ki: "Kavurucu dolunay"ı görenleriniz oruç tutsun (2:185). Ve diyor ki: Hac, bilinen dolunaylardadır (2:197).  

Anlaşılıyor ki o düzende dolunayların güneş yılıyla uyumu sağlanmıştır. Ve güneş yılını esas alan takvimler için SABİT bir yılbaşı vardır. Ve KAVURUCU DOLUNAY anlamındaki ŞeHR-u Ramazân, insanların onu seçip tanımasını sağlayacak bir özelliğe sahiptir.

Sevgi ile

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Merhaba Sevgili Hasan Akçay,

Hayrullahmeral: "dolayısı ile daha kızıl gözükme durumu, aynı zamanda uzaklık ile alakalı bir durum olduğundan..."

Hayır. Hiç alakalı bir durum değil.

---------

Bahsedilen ayette bir dolunaydan, ama diğerlerinden farklı bir dolunaydan bahsediyorsa, - bu konuda sizin sözünüze güveniyorum- yaz dönencesinden sonra gerçekleşen ve döngüsel olarak farklı olan bu dolunayın farkı ne büyüklük ne de renk olabilir.

Özetliyorum: Ay, doğal olarak, bir ay içerisinde Dünya'ya en yakın ve en uzak noktalarına en az bir kez ulaşır. Bu durumda, bir ay içerisinde de en az bir kez, Ay'ı en büyük ve en küçük haliyle görürüz. Bu bir ayırım noktası olamaz.

Peki, bir yıl içerisine ulaştığı en yakın nokta bir ayırım kriteri olabillir mi?
Hayır. Örneğin,2010 'da Ay dolunay devresindeyken Dünya'ya en yakın noktaya Ocak ayında ulaşıyor. 2011 'de Mart'ta, 2012 'de Mayıs'ta. Bu durum da yine güneş yılı ile örtüşmüyor.


__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba gökhan,

yıldızları neden beyazmış gibi görürüz?

ikincisi, güneş enerjisi değişmizken, biz sabah ve akşamları güneşi kızıl görüyoruz. Bunun bizim bulunduğumuz noktanın güneş ışınlarına olan AÇISAL durumu ile, bir bağlantısı yok mudur?

Bu açısal durum aynı zamanda bizim bakış noktamızın güneşe olan mesafesi ile ilgili bir durum değilmidir?

Örneğin yazları güneş DAHA parlak olur ve biz güneşe daha yakınızdır. Kışları ise güneş daha silik olur. Güneşe daha rahat bakabiliriz.

Bu durumun UZAKLIK ile hiç bir alakası yok demenizin, bilimsel olarak uzayda ışığın kırılmadığını ve enerji kaybetmeden atmosfere kadar geldiği TEORİSİ midir?

Peki yanı durum neden yıldızlar için geçerli değildir? Bu açıdan yıldızların renginin de güneş renginde olması gerekmez miydi?

selam müminleredir...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

cin13 Yazdı:

Bahsedilen ayette bir dolunaydan, ama diğerlerinden farklı bir dolunaydan bahsediyorsa, - bu konuda sizin sözünüze güveniyorum- yaz dönencesinden sonra gerçekleşen ve döngüsel olarak farklı olan bu dolunayın farkı ne büyüklük ne de renk olabilir.

Merhaba. Anılan dolunay için Bakara 185'te ŞeHR-u ramazân deniyor.

RAMAZÂN kavurucu sıcak demek (Elmalılı). O halde dolunayımız "aşırı sıcak"tır. Öteki dolunaylar için Kuran'da böyle bir niteleme yok.

Yaz dönencesinden sonraki dolunayı özel yapan nedenler:

 

(1)Bu dolunay ötekilere oranla daha aşağıda bir yol izler; o yüzden beynimiz onu normalden büyük algılar. 

 

the full-moon around the summer solstice... follows a lower path... compared to the rest of the year's full moons...  for some reason our brains are wired to perceive such full-moons as larger than normal. 

 

(2)Aşağı sarkan dolunayın ışığı atmosferin zerrelerinde dağıldığı için portakalımsı bir renk aldığı görülür.

 

the low-hanging full moon takes on an orange hue as a result of scattered moonlight in Earth's dusty atmosphere.

 

(3)Her kırmızı uyarı ışığı gibi bu dolunayın portakalımsı rengi "görsel uyarı"da bulunur; gözlem yapanlar, o yüzden, anılan dolunayın biçimsel ayrıntılarını daha kolay görürler.

 

For the same reason that warning lights are orange, this orange hue creates a strong visual response... and allows him/her to better see the shape and details of the moon than the normal   

 

http://free-minds.org/forum/index.php?topic=9188.0

 

Cin 13 kardeşim, ben dolunay uzmanı değilim ki sizinle o konuyu bilimsel olarak müzakere dedebileyim. Açıklamanın sahibi "ayman"dır. Onun linkini verdim. İstiyorsanız siz konuyu "ayman"la müzakere edersiniz. Ya da en azından okursunuz.

 

Anılan kişi konuyu 6 bölümden oluşan bir makalede açıklamış; müzakereye açmış. 5814 katılım olmuş. 

 

Ben sizin şu sözünüze cevap verebilirim:

 

Yaz dönencesinden sonraki ilk dolunay “daha aşağı” bir yol izlemez. Eğer böyle bir durum var olsaydı bile, bu durumda güney yarımkürede yaşayan insanlar için “daha yüksek” bir yol olurdu.

 

Bu itiraz "Gündüzün iki ucunda namaz kıl ve gecenin saçaklarında!" diyen Hûd 114'e gündüzün altı ay sürdüğü yerler adına yapılan itirazın aynısı. İtiraz Hûd 114'ü geçersiz kılmıyor.

 

Sevgi ile

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
cin13
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 23 ocak 2007
Gönderilenler: 385
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı cin13

Merhaba,

Aşağıda Hayrullah Bey’in sorularına cevap verdim.  Bu cevapların ait olduğu sorular Hayrulah Bey  tarafından silinse bile ileride okuyanlara faydalı olabilmesi için bu sorulara -soruları da yazarak- cevap veriyorum.

Soru: Yıldızları niçin beyaz renkte görürüz?

Cevap:  Yıldızların tümünü beyaz renkte görmeyiz. Örneğin Çalgı takımyıldızındaki Vega mavi renkte, Orion takımyıldızındaki Betelgeuse kırmızı, Akrep takımyıldızındaki Antares kırmızı vb.. görünür.

Yıldızların renklerini belirleyen sıcaklıklarıdır. Günlük hayatımızda da farkedebileceğimiz gibi, soğuktan sıcağa renkler şu şekilde sıralanır : kırmızı, turuncu, sarı, beyaz, mavi. Bu durumda Vega, Betelgeuse’den daha yüksek yüzey sıcaklığına sahiptir.

Çıplak gözle baktığımızda, gözümüze beyaz görünen yıldızlara bir dürbünle bakarsak birçoğunun çeşitli renklerde olduğunu görürüz. Bunun nedeni, çıplak gözle baktığımızda yeterli ışığı alamayan gözlerimizin, dürbünle yeterli ışığı alarak renk konilerinin uyarılmasıdır.

Uzun poz süreli bir fotoğraf çekerseniz de tüm yıldızların renk renk olduğunu görebilirsiniz.

Güneş ışığının beyaz renkte olmasının bir diğer nedeni de kırmızıdan mora olan renk demetinin tümünü algılayan gözümüzün bu karışımı beyaz renkte görmesidir. Bir prizma yardımıyla, beyaz ışığı kırarak bu renk spektrumunu görebiliriz.

Soru:  Güneş enerjisi değişmizken, biz sabah ve akşamları güneşi kızıl görüyoruz. Bunun bizim bulunduğumuz noktanın güneş ışınlarına olan AÇISAL durumu ile, bir bağlantısı yok mudur?

Cevap:  Daha önce şöyle yazmıştım:

Ay, şu durumlarda kırmızı görünebilir:

  1. Tam ay tutulması
  2. Hava şartları uygunsa, ufka yakınken
  3. Meteorolojik şartlar. (hava kirliliği ve bazı gazlar gibi)

Güneş’i kırmızı renkte görmemizin nedeni, Güneş’in ufka yakınken,  ışınlarının  atmosfere girerken daha çok saçılıma uğraması. Bu nedenle açı ile ilişkili.

Soru: Örneğin yazları güneş DAHA parlak olur ve biz güneşe daha yakınızdır. Kışları ise güneş daha silik olur. Güneşe daha rahat bakabiliriz.

Cevap: Tam tersi. Yaz mevsiminde Dünya Güneş’e daha uzak olur. Mevsimlerin Güneş’e olan uzaklıkla hiç ilgisi yoktur.  Kuzey yarımkürede Güneş’in en uzak olduğu noktada yaz mevsimi olmasının nedeni Güneş ışınlarının yeryüzüne daha uzun süre ve daha dik açı ile gelmesidir.  Kuzey yarımkürede yaz mevsimi yaşanırken Güney Yarımküre ışınları daha kısa süre ve daha açılı aldığı için kış mevsimi yaşanır.

Soru: Bu durumun UZAKLIK ile hiç bir alakası yok demenizin, bilimsel olarak uzayda ışığın kırılmadığını ve enerji kaybetmeden atmosfere kadar geldiği TEORİSİ midir?

Cevap: Hayır. Teori kelimesini büyük harfle yazmanızın nedeni benim söylediklerimin ya da bilimin ortaya koyduklarının sadece birer “teori” olduğunu belirtmek için mi? Daha önce belirtmiş olduğunuz bilim ve akıl karşıtlığınız bana bunu düşündürttü.

Şunu söyleyeyim: Gerek bu sitede, gerek ülkemizde, hatta dünyada bu şekilde bilim felsefesi,bilim kuramı ve yöntemi hakkında kulaktan dolma ve hatta uydurma bilgilerle “fikir” belirten kişiler her zaman oldu, olacak. Teori, altyapısı,temeli son derece sağlam tezlerdir. Deney,gözlem ve öngörülerle birçok kez sınanmamış bir teze teori adı verilemez.  Teori, mutlaka matematiksel tabana sahiptir.

-------------

Hasan Bey, konuşmamız bilimsel tespitlere göre mi devam edecek yoksa hayallere göre mi? Bana, nasıl oluyor da bu “aşağı yol” her yaz dönencesinden sonra gerçekleşiyor gösterebilir misiniz?

Yaz dönencesinden sonraki ilk dolunay “daha aşağı” bir yol izlemez. Eğer böyle bir durum var olsaydı bile, bu durumda güney yarımkürede yaşayan insanlar için “daha yüksek” bir yol olurdu. Herhalde siz bu ayetlerin sadece kuzey yarımkürede yaşayan insanlar için geçerli olduğunu savunmuyorsunuz?

Hala bu görüşünüzde ısrar ediyorsanız, koyabiliyorsanız lütfen astronomik ve fiziki kanıtınızı ortaya koyun, lütfen.

Edit: Hasan Bey, verdiğiniz bağlantının ilk sayfasında Ayman'ın iletilerini okudum. Sizin de kendisiyle aynı fikirde olduğunuzu düşündüğüm için soruyu size yönelttim. Değil misiniz? Siz dolunay uzmanı olmadığınıza göre bu soruyu belki de Ayman'a siz sormalısınız. Bu doğa olayı nasıl gerçekleşiyor diye..

Ben size bu uydurmanın neden bir uydurma olduğunu çok kısaca anlatayım,siz yine kendiniz bilirsiniz:

Güneş'in gökyüzünde tüm yıl boyunca çizdiği bir yol var. Buna ekliptik deniyor. Yaz ve kış mevsimleri de Güneş'in bu yolu ne kadar uzattığı ve kısalttığı ile ilgili. Yaz mevsiminde daha yükseğe çıkıyor, ışınları daha dik, kış mevsiminde daha alçakta, ışınları daha eğik.

Ay 'da ekliptikten en fazla 5 derece uzaklaşarak bu yolu takip ediyor..Yaz mevsiminde en yüksek, kış mevsiminde en alçak..Aynı Güneş gibi..Yani Ayman'ın söylediğinin tam tersi.. 



__________________
Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
Yukarı dön Göster cin13's Profil Diğer Mesajlarını Ara: cin13
 

<< Önceki Sayfa 13 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats