Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 18 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 214
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yazı, yazan tarafından editlenmiştir!
Sebep: Özel nedenlerden dolayı! :(
Bunlar: Meal ve mealcilikten vazgeçilmiştir, sadece Kuran ile sadece Kuran incelenmektedir/inceleniyor, dışarıdan herhangi bir bilgiye başvurulmuyor, yerleşmiş akaidler Kuran'a değil - Kuran'daki akaidler kalblere yerleştiriliyor, tüm ayetler birbiriyle bağlantı kurulmak suretiyle yine kuran dahilinde çevirilmeye çalışılıyor! Önceden çalakalem yazılmış yazılarımızdaki küçük hatalardan dolayı okuyuculardan (kendi adıma) özür dilerim. Ama en azından yazılarımızın, Kuran'ın duvardan indirilmesine (bir nevi) vesile olduğunu düşünüyor bununla avunuyorum! Rabbim gerçeği görmeyi (hepimize) nasip eylesin!
Geri döneceğiz inşallah ...
Selametle!!!
__________________ 16/4 İnsanı küçük bir damladan yarattı, fakat buna rağmen o, apaçık bir düşman kesildi.
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Evlilik bir sözleşmedir. Bu sözleşmeyi halkın önünde imzalarsınız. Evlilik, hem hukuki kurallara hem de dini kurallara uygun bir biçimde yaptırılmalıdır. Her ikisinin de çoğunluk önünde yapılması gerekmektedir. Sevgililer ve sadece imam arasında yada sadece nikah memuru arasında yapılan nikahlar (kısmen) geçersiz sayılırlar. Bilindiği gibi zinanın cezası halk önünde uygulanacak olan yüz celdedir. Niçin halk önünde? Eğer öyle olmasaydı sapık/iftiracıların ekmeğine yağ sürülmüş olurdu!
İmam nikahı ve devlet nikahı ikisi birden ve halkın huzurunda yapılmalıdır. Bu şekilde ileride, size atılan iftiraları batıl kılmış olursunuz! Sadece imam nikahının veya sadece devlet nikahının halk önünde yapılması, nikahın geçerli olduğu anlamına gelmez. Nitekim halk önünde yapılan imam nikahı ile 5-10 kadınla birlikte olanlar bulunmaktadır. Oysa Kuran'da önerilen evliliğin tekeşlilik olduğunu daha sonra göreceksiniz! (bilgi)
Kuranı hangi ayenide yazıyor papazların önünde nikah sözleşmesi yapılmazsa geçersiz sayılır diye ?
Papaz diyorum çünkü sizlerde bunların ataperest olduğunu defalarca belirttiniz.
Tek eşle evliliği öngören Kuran, iki veya daha fazla eşle evlenmek zorunda kalan bireyler için şu hükmü benimser:
Ne kadar isteseniz de eşlerinize adaletle davranmak elinizde değildir. Dolayısıyla diğerlerini dışlayarak ve onları kocası hem var hem de yokmuş gibi bir durumda bırakarak (içlerinden sadece) birine yönelmeyin. Ancak her şeyi yoluna koyar ve O’na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız, bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. (4:129)
Nisa 129'un konusu boşanmaktır; çok eşlilik icazetiyle hiçbir ilgisi yok. Ayetin siyak ve sibakından bu kolayca anlaşılıyor.
Bir önceki ayet olan Nisa 128 nüşuz günahı işleyen yani karısından başka bir kadınla yüzgöz olan erkek hakkındadır. O halde olayın iki ucundan birisi barışıp sorumlu davranmaktır; ötekisi ise güzelce boşanmak.
Bir sonraki ayet olan Nisa 130 ise Ve (eşler) şayet ayrılırlar ise diye başlıyor - Ve in yetefarraka. O halde 130'nun konusu da boşanmak.
Boşanmakla ilgili iki ayetin arasındaki Nisa 129 da elbet boşanmak hakkındadır; çok eşlilik icazetiyle zerrece ilgisi yok.
O sözde icazet, Nisa 3'e çok eşlilik zulmünü yamayan her kimlerse onların uydurmasıdır. Nisa 3, yetim kadınların evlendirilmesi hakkındadır; Nisa 129 ise boşanmak. Bu iki ayet konu bakımından farklıdır; ayetler birbirinden tamamen bağımsızdır. Onların arasında böyle zoraki bir bağ uydurmak olsa olsa bahçelerde maydanoz gel bize bazı bazı demek gibi gülünç bir iştir.
Ayette söylenen şudur:
Siz ne kadar çok isteseniz de kadınların hakkını veremezsiniz. Bari hepten bir tarafa eğilip öteki tarafı askıdaymış gibi boşlukta bırakmayın. Ama barışıp sorumlu davranırsanız Allah sizi korur ve bağışlar.
Kuma getirdiğiniz değil, boşadığınız kadının haklarından söz ediliyor. Örneğin onu hemen evden çıkarmayacaksınız (65:1); kendisiyle hiç yatmamış olsanız bile ona geçimlik vereceksiniz (2:236-237).
Ayette sözü edilen tarafların boşanan adam ve kadın olduğu son derece açık ve net.
Düşünün.
Ayet tek eşli ve o devirdeki çok eşli kocalar dail bütün erkeklere sesleniyor ve kadınlar arasında adaleti sağlayamazsınız diyor - Ve len testetiy'û en ta'dilû beyn'in nisâi. Tek eşli bir adam hangi karıları arasında adalet sağlayacak?
Özetle, Nisa 129 kadın haklarını dile getiren bir ayettir. Ama kimler becerdiyse becermiş, onu kadınları mahkum eden bir ilam haline getirmişler. Çok yazık.
Allah'ın dininde iki ya da daha fazla eşle evlenmek diye bir zorunluk asla söz konusu değil. Kur'an çok eşli zulmü kesinlikle yasaklıyor.
Eğer eşinizin başka biriyle zina ettiğini duymuş iseniz, Allah iddia sahibinden dört şahit getirmesini ister. Bunun bilimsel bazı açıklamaları da olabilir. Yada ortada bir iftiranın dönüp-dönmediği diğer insanlar tarafından da anlaşılsın babında değerlendirilebilir (24/4). Her iki duruma göre, dört kat daha ince düşünmeli ve çabuk karar vermelisiniz! (24/6-9, 2/226).
Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin. Tanıklık ederlerse, onları, ölünceye veya ALLAH onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun. Sizden zina işleyen çifti cezalandırın. Tevbe edip düzelirlerse onlardan vazgeçin. ALLAH yönelişleri kabul edendir, Rahim'dir. (4/15-16)
Yorum: Ayette geçen "cezalandırın" ifadesinin açılımı Nisa suresi 2.ayette anlatılmaktadır.
Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde vurunuz. ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onlara olan acıma duygunuz ALLAH'ın yasasını uygulamakta size engel olmamalı. İnananlardan bir grup onların cezalandırılma işlemine tanık olsun. (24/2)
Selam İlahibilgi
İlk ayetteki "cezalandırın" ifadesinin açılımının ikinci ayette olduğu görüşünde bence yanılıyorsun. Burada iki farklı şeyden bahsediliyor.
İlk ayette erkek-kadın birleşmesinin "önerilen" cezası var. Fakat ikinci verdiğin ayette ise lezbiyenlik durumu ve önerilen cezası var. İkinci ayetten sonra gelen 24/3'de ise homoseksüellik konusu işleniyor.
Ve bu üç hal için üç ayrı ceza öngörülüyor.
Öngörülüyor diyorum çünkü önerilen cezalar mutlak değil mukayyettir. Zamana ve zemine göre değişkendir. Bu önerilen cezalar temel ve amaç ilkeler cümlesinden değil araç ilkeler cümlesindendir. Temel ve amaç ilkelerden (makasıd) yola çıkılarak yeni çözümler üretmenin önü daima açıktır. Çünkü hukuk durağan değil değişkendir. Bir zamanda bir millete önerilen ceza türü başka bir zamanda başka bir millete ıslah olması adına kar etmeyebilir. Sözün özü aslolan suçun önlenmesidir.
Not: Kur'an öncelikle zinayı önleyici tedbirleri gündeme getirir. Evlenmeyi teşvik eder. Yani zinaya sebebiyet verici ortamın oluşmamasının temin edilmesi mühimdir. Ceza sonraki bir konudur. Konu hakkında güzel bir değerlendirme için lütfen burayı tıklayın.
Saygılar
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Katılma Tarihi: 18 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 214
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam!
Bakın size şu kadarını söyleyebilirim. Benim şahsıma ait tüm yazılarımı yayına vermeden (paylaşmadan) önce, Kuran'a götürürüm. Ve yazılarımı oluştururken de "SADECE KURAN'I" referans almaya çalışırım! Yani birilerinden arakladığım bilgileri ayetlere yamamam, yada okuduğum ayetleri, kişisel yazılara!...
Kendi sitemin en üst köşesinde de dedim ki "Kurandaki doğrularımız sizin de doğrularınız, yanlışlarımız ise bizim yanlışımız olarak kalsın inşallah"! Yani elbette kimse 4/4'lük değildir! Benim de ufak tefek hatalarım olacaktır! Hata sahibi olmayan tek bir varlık vardır, o da Allah'tır (-ki bunu sallamıyorum).
Sizlerden ricam, başka kaynaklardan okuyup-öğrendikleriniz ile Kuran'ı yorumlamaya kalkmayın! Ben bu metodu bir ara denemiştim, fakat pek hayırlı sonuçlar vermiyor!
Kurandaki her ayetin başka bir ayetle bir bağıntısının mutlaka olacağına inanıyorum! Araştırmalarımı bu yöne kaydırmaya başladım! Ben bu yazıyı (aslını) 3-4 sene önce yazmıştım ve yakın bir zamanda da güncellemiştim! Şimdi tabi "ayetleri bağıntılama" tekniği ile yeniden yazıyı elden geçirdiğimde belki sizin haklı olduğunuz çıkacak, belki de hepten haksız olduğunuz! Sen-ben kavgasından ağzım çok yandı! Ben, inşallah salt Kuran'ı ön plana çıkartmak için (kendi dairemde) uğraşacağım!
Benim birincil amacım (haşa) Kuran'ı açıklamak değildi! 4-5 sene öncesinden bu paylaşımlara başladığımda asıl amacım, Allah adını kullanarak bölücülük yapan ve bununla kesesini dolduran ve de gittikçe ikiyüzlülüğe batan halkı Kuran'a ısındırmak idi. Kurandaki ahkamları hatırlatmak ve Kuran'ı duvardan indirtmek idi asıl amacım! Yoksa ayetler kendi kendini açıklar! Zaten ben hiçbir ayet için "bunu en iyi ben açıklıyorum" havası verdirtmedim! Ayeti yazdım ve yorumumu yaptım! Kimileri yorumlarıma takılıp beni madara(!) etmeye çalıştı, kimileri de asıl mesajı anlayıp eline Kuran'ını aldı (anlayarak okumak için)! İkincisiydi benim için önemli olan! Çünkü Allah der ki; "bu yolda, münafık ve/veya müşriklerden hakaretler işitibilirsiniz"! Ben bunu göze almıştım oysa!
Paylaşım amacımın 2/159 ve 3/104'e dayandığını da defalarca belirttim!
Sonuç itibarıyle iddialarınız doğru da olabilir yanlış da! Kendi tezinizin tek doğru olabileceği havası estirmeyin! Bu din sizin dininiz değil! Kimsenin dini değil! Allah'ın dinidir! Ve bunu yargılayacak olan da, sonuç için son kararı verecek olan da O'dur! (1/4, 82/19)
Şu halde kapsamlı bir araştırma yapmak hepimizin görevi! Ama siz bu görevi üstünüze alınırsınız-alınmazsınız orasını bilemem! Ben eski yazdıklarımın arkasında durmakla beraber, bağıntı bulamadığım yorumlarımı değiştirebilirim/silebilirim (fakat -asıl- mesajlar yerinde kalır). Zira yanlışta/hatada ısrar etmek, onu tespit edip düzeltmekten daha tehlikelidir!
"SADECE KURAN" diyenlere selam olsun!
__________________ 16/4 İnsanı küçük bir damladan yarattı, fakat buna rağmen o, apaçık bir düşman kesildi.
Katılma Tarihi: 13 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 4
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sadece akıl akıl akıl sonra kuranı yorumlamak...önce kuran sonra akıl akıl akıl değil ...o zaman her kaval çalanın peşine giden koyun sürüsünden ne farkımız kalır...
1400 yıl öncenin hukuk sistemine göre olagalmiş şeyleri nasıl insanlar bu kuranda yazıyor sadece kuran diyerek bakabilir...Zaten kuranda bu tarz konularda maksadın cezanın harfiyen yerine getirilmesi değil suçun önlenmesi mantığı ile yaklaşıldığı besbelliyken ...ne diye kafa patlatayim ki...bu tarz durumlar için ....
Ne kadarda saçma bir durum kuranda geçen kısas mevzuunda bile karşı taraf affedince ölümlü bir olayda olsa bağışlanıyorda iki ayrı insan hemde kendi isteğiyle olmasına rağmen zina edince 100 sopayı yiyor...gelde işin içinden çık.....
Hep düşünmüşümdür; "sorun kuranda değil kuranı sorun yapan bizlerde"....
Allaha ulaşmak için aklımızı kullanmak bize yeter de artar..
Bir gazete haberindeki evli bir kadının 'Evimize gelip giden ......adlı eşimin müdürü, bir keresinde cinsel amaçlı olarak bana arkadan sarıldı.diye söylemiş...
'cinsel amaçlı olarak bana arkadan sarıldı'.
Bu cümleyi 'islam dini' açısından nasıl yorumlayabiliriz.
Böyle
kadınlara kapalı bir şekilde evlenme teklif etmenizde veya içinizden onlarla
evlenmeyi geçirmenizde size sorumluluk yoktur. Allah onları anacağınızı
bilir. Sakın meşru sözler dışında onlarla gizlice sözleşmeyin, müddet sona
erene kadar nikah akdine kalkışmayın. İçinizde
olanı Allah'ın bildiğini bilin de O'ndan çekinin. Allah'ın bağışlayan ve
Halim olduğunu bilin.*
Eğer
onlara mehir biçer de el sürmeden onları boşarsanız, kendileri veya nikah akdi elinde olan erkeğin bağışlaması hali
müstesna biçtiğinizin yarısını verin, bağışlamanız Allah'tan sakınmaya daha
uygundur. Aranızdaki iyiliği unutmayın. Allah şüphesiz işlediklerinizi görür.
Milleti
ona koşarak geldiler. Daha önce kötü işler işliyorlardı. "Ey milletim!
İşte bunlar benim kızlarım, onlar sizin için daha temizdir. (size nikahlıyabilirim!) Allah'tan sakının, konuklarımın
önünde beni rezil etmeyin. İçinizde aklı başında kimse yok mudur?" dedi.
Kadınların
babası: "Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan o
senden bir lütuf olur. Ama sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi
kimselerden bulacaksın" dedi.
Ey
inananlar! Mümin kadınlarla nikahlanıp,
onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya
lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest
bırakın.
Mehirlerini
verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle
beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının
kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve Peygamber nikahlanmayı
dilediği takdirde müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere kendisinin
mehrini Peygambere hibe eden mümin kadını almanı helal kılmışızdır. Bir
zorluğa uğramaman için; müminlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların
üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır,
merhamet edendir.
Ey
inananlar! Peygamber'in evlerine, yemeğe çağırılmaksızın vakitli vakitsiz
girmeyin; fakat davet edilseniz girin ve yemeği yiyince, dağılın. Sohbet
etmek için de girip oturmayın. Bu haliniz Peygamber'i üzüyor, o da size bir
şey söylemeye çekiniyordu. Allah gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamber'in
eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede
sizin gönülleriniz de, onların gönülleri de daha temiz kalır. Bundan sonra ne
Allah'ın Peygamber'ini üzmeniz ve ne de O'nuneşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Doğrusu bu, Allah katında büyük
şeydir.
Ey
inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin,
hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir.
Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin.
Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar.
İnkarcıların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların
mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel
yoktur. İnkarcı kadınları nikahınızda
tutmayın; onlara verdiğiniz mehri isteyin; inkarcı erkekler de hicret eden
mümin kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur;
aranızda O hükmeder. Allah bilendir, Hakim'dir.
Allah,
inkar edenlere, Nuh'un karısıyla Lut'un karısını misal gösterir: Onlar,
kullarımızdan iki iyi kulun nikahı altında
iken onlara karşı hainlik edip inkarlarını gizlemişlerdi de iki peygamber
Allah'tan gelen azabı onlardan savamamışlardı. O iki kadına: "Cehenneme
girenlerle beraber siz de girin" dendi.
Allah'a
eş koşan kadınlarla onlar imana gelinceye kadar evlenmeyin.
İnanan bir cariye, hoşunuza gitse de ortak koşan bir kadından daha iyidir.
İnanmalarına kadar; ortak koşan erkeklerle mümin kadınları evlendirmeyin. İnanan bir köle, hoşunuza gitmiş olsa
da, ortak koşan bir erkekten daha iyidir. İşte onlar ateşe çağırırlar, Allah
ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır ve insanlara ibret alsınlar diye ayetlerini
açıklar.*
Bundan
sonra kadını boşarsa, kadın başka birisiyle evlenmedikçe
bir daha kendisine helal olmaz. Eğer ikinci koca da onu boşarsa, Allah'ın
yasalarını koruyacaklarını sanırlarsa eski karı kocanın birbirlerine
dönmelerine bir engel yoktur. Bunlar, bilen kimseler için Allah'ın açıkladığı
yasalardır.
Kadınları
boşadığınızda, müddetleri sona ermişse, kocaları ile birbirleriyle güzellikle
anlaşmışlarsa evlenmelerine engel olmayın.
İçinizden Allah'a ve ahiret gününe inanan kimse bundan ibret alır. Bu sizin
için daha nezih ve daha paktır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Böyle
kadınlara kapalı bir şekilde evlenme teklif
etmenizde veya içinizden onlarla evlenmeyi
geçirmenizde size sorumluluk yoktur. Allah onları anacağınızı bilir. Sakın
meşru sözler dışında onlarla gizlice sözleşmeyin, müddet sona erene kadar
nikah akdine kalkışmayın. İçinizde olanı Allah'ın bildiğini bilin de O'ndan
çekinin. Allah'ın bağışlayan ve Halim olduğunu bilin.*
Eğer,
velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle
onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız onlarla değil, hoşunuza giden başka
kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz;
şayet, aralarında adaletsizlik yapmaktan korkarsanız bir tane almalısınız
veya sahip olduğunuz ile yetinmelisiniz. Doğru yoldan sapmamanız için en
uygunu budur.
Yetimleri,
evlenme çağına gelene kadar deneyin; onlarda
olgunlaşma görürseniz mallarını kendilerine verin; büyüyecekler de geri
alacaklar diye onları israf ederek ve tez elden yemeyin. Zengin olan, iffetli
olmağa çalışsın, yoksul olan uygun bir şekilde yesin. Mallarını kendilerine
verdiğiniz zaman, yanlarında şahid bulundurun. Hesap sormak için Allah yeter.
Sizlere,
analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz,
kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt
anneleriniz, süt kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle gerdeğe
girdiğiniz kadınlarınızin yanınızda kalan üvey kızlarınız ki onlarla gerdeğe
girmemişseniz size bir engel yoktur, öz oğullarınızın eşleri ve iki kız
kardeşi bir arada almak suretiyle evlenmek,
-geçmişte olanlar artık geçmiştir- size haram kılındı. Doğrusu Allah bağışlar
ve merhamet eder.
Evli
kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. Maliki
bulunduğunuz cariyeler müstesna, bunlar, Allah'ın üzerinize farz kıldığı
hükümlerdir. Bunlardan başkasını, zinadan kaçınıp, iffetli olarak,
mallarınızla istemeniz size helal kılındı. Onlardan faydalandığınıza mukabil,
kararlaştırılmış olan mehirlerini verin; kararlaştırılandan başka, karşılıklı
hoşnud olduğunuz hususta size bir sorumluluk yoktur. Allah Bilen'dir,
Hakim'dir.
Sizden,
hür mümin kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyen
kimse, ellerinizdeki mümin cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı çok
iyi bilir. Birbirinizdensiniz, aynı soydansınız. Onlarla, zinadan
kaçınmaları, iffetli olmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde,
velilerinin izniyle evlenin ve örfe uygun bir
şekilde mehirlerini verin. Evlendiklerinde zina edecek olurlarsa, onlara, hür
kadınlara edilen azabın yarısı edilir. Cariye ile evlenmedeki
bu izin içinizden, günaha girme korkusu olanlaradır. Sabretmeniz sizin için
daha hayırlıdır. Allah bağışlar ve merhamet eder.*
Kadınlar
hakkında senden fetva isterler, de ki: "Onlar hakkında fetvayı size
Allah veriyor: "Bu fetva, kendilerine yazılan şeyi vermeyip kendileriyle
evlenmeyi arzuladığınız yetim kadınlara ve bir
de zavallı çocuklara ve yetimlere doğrulukla bakmanız hususunda Kitap'da size
okunandır". Ne iyilik yaparsaniz Allah onu şüphesiz bilir.
Zina
eden erkek, ancak zina eden veya putperest bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadınla da, ancak zina eden
veya putperest olan bir erkek evlenebilir. Bu,
müminlere yasak edilmiştir.
İçinizdeki
bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfü
ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır, bilendir.
Evlenemeyenler, Allah kendilerini lütfü ile zenginleştirene kadar iffetli
davransınlar. Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek isteyenlerin,
onlarda bir iyilik görürseniz, bedel vermelerini kabul edin. Onlara Allah'ın
size verdiği maldan verin. Dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için,
iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna
zorlarsa bilsin ki Allah hiç şüphesiz onu değil zorlanan kadınları bağışlar
ve merhamet eder.
Evlenme
ümidi kalmayan, ihtiyarlayıp oturmuş kadınlara, süslerini açığa vurmamak
şartiyle, dış esvaplarını çıkarmaktan ötürü sorumluluk yoktur; ama
sakınmaları kendileri için daha iyi olur. Allah işitir ve bilir.
Allah'ın
nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye: "Eşini bırakma,
Allah'tan sakın" diyor, Allah'ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun.
İnsanlardan çekiniyordun; oysa Allah'tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd
eşiyle ilgisini kestiğinde onu seninle evlendirdik,
ki evlatlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda müminlere bir sorumluluk olmadığı
bilinsin. Allah'ın buyruğu yerine gelecektir.
Mümtehine 10 (Medenî 91)Ey inananlar! İnanmış
kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin, hicretlerinin sebebini
inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar
olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o
inkarcılara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcıların bu
kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların mehirlerini kendilerine
verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. İnkarcı kadınları nikahınızda tutmayın;
onlara verdiğiniz mehri isteyin; inkarcı erkekler de hicret eden mümin kadınlara
verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur; aranızda O hükmeder.
Allah bilendir, Hakim'dir.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma