HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an'da Dinde Olanlar/Olmayanlar
Konu Konu: SÜNNET ETMEK YARATILIŞI DEĞİŞTİRMEDİR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

SÜNNET EDİLEN KIZ
 


Ailem Somali çölünde hayvancılıkla geçinen bir kabileydi. O yüzden çocukluğum doğal görüntüler, sesler ve doğal kokular içinde gecti. Büyük tad aldım.

Yazan: Waris Dirie.
Çeviren: Hasan Akçay

Bölüm 1: evden kaçış
Bölüm 2: çöl çiçekleri
Bölüm 3: sünnet olmak
Bölüm 4: evlilik
 

EVDEN KAÇIŞ

Güneşlenen aslanları izlerdik. Zürefalar, zebralar, tilkilerle koşardık. Tavşan büyüklüğündeki yaban farelerini kovalardık çölün kumunda. O kadar mutluydum ki. Sonra geçiverdi o günler. Yaşam zorlaştı.

Kadınlığın ne olduğunu beş yaşımda öğrenmeye başladım. Tarifsiz acılar çektim.
 



 
Afrika’da kadınlar yaşamın omurgasıdır. İşin çoğunu onlar yapar ama görüş belirtemezler. Evlenecekleri erkek hakkında bile ağızlarını açamazlar.

On üçüme bastığımda gelenekler kıskacına aldı beni. Artık küçük bir kız değildim. Hızlıydım; güzel bir vücudum vardı. Ama hep acı çekmiştim. "Yetti gari!" dedim. Kaçacaktım.

Çileli yolculuğum babamın, "Seni evlendiriyorum," demesiyle başladı. Vakit dardı; oyalanamazdım. Daha önce hiç gidip görmediğim başkent Mogadişu’da bir teyzem vardı; ona sığınacaktım. Anneme söyledim.

Babam ve ailedeki herkes uykudayken annem beni uyandırdı; "Hadi git."

Azık var mı diye bakındım. Ama yanıma alacak hiç bir şey yoktu; ne su, ne süt, ne yiycek bir şey. Bir şal aldım üstüme; kara çöl gecesine yalınayak daldım.

Mogadişu’nun hangi yönde olduğunu bile bilmiyordum. Yönü filan boş verip yalnızca koştum. Çevremi göremediğim için önce yavaş, ama gök ağarınca bir gazel gibi süzülerek, saatlerce koştum.

Öğlen olunca çölün ortasındaydım. Sonsuza uzanan bir görüntü.
 
Aç, susuz ve yorgundum. Yavaşladım; yürümeye başladım. Şimdi napıcam ben, diye düşünürken bir ses duydum: "Waris! Waris!" Babam sesleniyordu. Panikledim. Beni yakalarsa ne yapacağını biliyordum: evlendirecekti.

Erken davranmıştım ama babam kumdaki izlerimden bulmuştu beni. Soluğu ensemdeydi.
 



 
Tekrar koşmaya başladım. Geriye baktım. Arkamdaki tepeden koşarak iniyordu. Beni görmüştü. Can korkusuyla fırladım. Sanki kum sörfü yapıyorduk. Ben bir tepeye tırmanırken o arkamdaki tepeden iniyordu. Böyle saatlerce koştuk. Babamın beni izlemediğini anlayıncaya kadar.

Artık beni çağırmıyordu.

Güneş batıp gece olana dek koştum. Zifirî karanlıktı; hiç bir şey göremiyordum. Açlıktan ölmek üzereydim. Ayaklarım yara bere, kan içinde. Bir ağacın altına oturdum dinlenmek için. Uyuya kalmışım.

Sabah gözlerimi açtığımda güneş alev alevdi. Kalkıp yürüdüm. Günlerce gittim böyle. Aç, susuz, korku ve acı içinde. Akşamları karanlık çökünce duruyordum ancak. Öğlenleri bir ağacın altında kestiriyordum.

Böyle bir kestirme anında hafif bir ses duydum. Gözlerimi açınca bir aslanla burun buruna geldim.

Ayağa kalkmaya çalıştım. Ama günlerce tek lokma girmemişti mideme; gücüm kalmamıştı. Dizlerim zangır zangır etti, sonra bükülüverdi. Sırtım acımasız Afrika sıcağından beni koruyan ağaca dayalı, yığıla kaldım.




 
Çöldeki yolculuğum sona ermişti. Korku içinde ölümü beklemeye başladım. "Gel al!" dedim aslana. "Ben hazırım." Kocaman kedi, gözlerimin içine baktı bi süre. Ben de onun gözlerinin içine. Sonra yalana yalana önümde volta atmaya başladı. Süzülür gibi, narin, duyarlı. Her an üstüme atılabilirdi. Ama bırakıp gitti. Bir gıdımcık ettim yani; yemeye değmezdim.

Aslanın beni öldürmediğini görünce Rabbimin benim hakkımdaki hükmü farklı diye düşündüm. Her halde yaşamamı istiyor. "Ne bekliyorsun benden?" dedim ayağa kalkmaya yeltenerek. "Nolur yol göster."
 

ÇÖL ÇİÇEKLERİ

Kaçmadan önce yaşantımda yalnızca evim ve doğa vardı. Çoğu Somali halkı gibi kırda yaşıyor; sığır, koyun ve keçi besliyorduk.

Deve sütüyle geçiniyorduk. Gıdamız da suyumuz da süttü. Çünkü su yoktu. Kahvaltımız, akşam yemeğimiz süttü.

Sabah gün doğarken kalkıyorduk. İlk işimiz ahırlardaki sağımdı. Hayvanlar gece kaçmasın diye bir de yolumuzun üstündeki çalı çımkıyı toplayıp çitleri onarırdık.




 
Hayvanlarımızı süt için ve alış veriş için besliyorduk. Küçücük bir kızdım ama 60-70 baş koyun ve keçiyi çölde ben güderdim. Uzun bir değneğim vardı. Hayvanlarıma yön vermek için şarkı da söylerdim.

Otlak herkesin malıydı. Onun için ot en çok nerde varsa oraya giderdim.

Yırtıcı hayvanlara karşi gözümü dört açardım. Özellikle sırtlanlar çok sinsiydi. Kuzularımı kapıp kaçarlardı. Aslanlar sürü halinde avlanıyordu. Oysa ben tek başımaydım.

Ailemdeki herkes gibi tam yaşımı bilmezdim. Tahmin ederdim ancak. Zamanı mevsimler ve güneş belirlerdi. Güneşle yatar, güneşle kalkardık.

Nerde yağış var oraya giderdik.
 



 
Evimiz ot çatılı, çerçöpten, çadırımsı bir kulübeydi. İki metre çapında. Göç zamanı sökerdik onu; develere yükleyip yollara düşerdik. Su ve yeşilliği olan bir yer bulunca bir daha kurardık. Sütümüzü korduk kulübemize; bir de kavurucu öğle sıcağından oraya sığınırdık.

Gece dışarda yıldızların altında yatardık. Bir hasırın üstünde kucak kucağa uyurduk. Babam bize göz kulak olmak için biraz ötede yatardı.

Çok yakışıklıydı. Aşağı yukarı bir seksen boyunda, sırım gibi.
 
Annem daha da kilosuzdu. Çok güzeldi. Sanki kara mermerden yapılmış Modigliani heykeli gibi pürüzsüz bir yüzü vardı. Sakindi, cok sakin. Ama ağzını bir açtı mı küçücük, aptal şakalarıyla bizi kırar geçirirdi.

Mogadişu’da büyümüş anam. Zengin ve nüfuzlu bir ailesi varmış. Babamsa hep çöllerde sürütmüş. Anamla evlenmek isteyince annennem "Dünyada olmaz!" diye kestirip atmış. Ama annem 16 yaşına girince yine de babama kaçıp onunla evlenmiş.

Annem beni AVDOHOL diye sevgiyle çağırırdı; Küçük Ağız demek. Ama adım Waris’ti yani Çöl Çiçeği.   




 
Benim ülkemde bazan aylarca bir damla yağış olmaz. O yüzden çok az canlı ayakta kalabilir. Ama bir de yağdı mı bardaktan boşanır gibi yağar. İşte o zaman her yeri pırıl pırıl sarı-turuncu çöl çiçekleri kaplar. Doğanın bir mucizesidir.
 

SÜNNET OLMAK

Benim içinde yetiştiğim bedevî kültüründe kadına iyi gözle bakılmaz. Onun için analar kurtuluşu, iyi bir nasip çıkar çıkmaz kızlarını evlendirip başlarından savmada bulurlar.

Somali’deki mevcut inanışa göre bir kızın iki bacağının arası pis, kötü ve aşırı cinseldir. O halde koca bulabilmesi için cinsel organının küçük ve büyük dudakları ile klitoris denen parçasını kesip atmak gerekir.

Ardından, kibrit çöpü kadarcık bir idrar deliği dışında, kalan yerler toplanıp dikilir. Tam sünnet budur.

Sünnetçi kadının ücreti bir ailenin ödemek zorunda olduğu en büyük giderlerden biridir ama iyi bir yatırımdır. Yoksa kızlar evlenme pazarında müşteri bulamaz.

Törenli "kesip biçme"nin ayrıntıları kızlardan özenle saklanır. Kızın bildiği tek şey kendi sırası gelince ona bir iyilik yapılacağıdır. O yüzden Somali kızları kendilerini kadınlığa yükseltecek olan o sünneti dört gözle beklerler.

Önceleri kızlar yaşına erince yapılırmış bu; sonra daha erken, daha erken yapılır olmuş. Ben her halde beş yaşımdaydım bir akşam annem, "Baban bi sünnetci bulmuş; yakında gelir," dediğinde.

Sünnetten bir önceki akşam ailem beni yere uza komadı. Hakkımdan fazla yemek bile verdiler. Ama annem yine de "Bugün fazla sıvı alman iyi olmaz," diye uyardı.

Heyecanla beklemeye başladım. Sonunda annem gelip "Hadi gidiyoruz!" deyinceye kadar gözümü kırpmadım. Küçük battaniyemi kucaklayıp uykudan sendeliyerek ardına düştüm.

Ortalık hâlâ karanlıktı.

Çalılığa gittik. "Burda bekliycez," dedi. Oturduk. Yerler soğuktu. Gün ağarmaya başladı. Önce kadının şıppıdık şıppıdık ayak sesleri geldi. Sonra kendisi yanımda bitiverdi. Yassı bir kayayı gösterek "Geç şuraya," dedi. Hiç konuşma yanlısı değildi; işini yapıyordu.

Annem beni kayaya oturttu. Kendisi de arkama oturup beni bacaklarının arasına aldı. Bacaklarını bacaklarıma sıkı sıkıya doladı. Başımı göğsüne bastırdı. Ben de kollarımı onun baldırlarına doladım. Eski bir kök parçası koydu ağzıma. "Isır bunu." Kulağıma eğilip "Cici bi kız ol, bebeğim..." diye fısıldadı. "Dayan annen için. Çabuk bitecek."
 
Bacaklarımın arasından sünnetçi kadına baktım. Kaşları çatık, bir yandan ilgisiz gözlerle bana bakıyor, bir yandan eski püskü bir halı torbayı kolaçan ediyor. Sonunda uzun parmakları, kırık bir bıçak yakaladı. Testere gibi dişler oluşmuştu bıçağın ağzında. Ve her halde bir önceki sünnetten kalma kan.
 



 
Tükürüp ısladı bıçağı; silmek için fistanına sürdü; sonra kanı kazımaya başladı. Ve annem gözlerimi bağladı. Karanlık.

Bundan sonra hissettiğim tek şey etimin koparılıyor olmasıydı. O kör bıçak ileri geri, ileri geri mekik dokuyup etimi parçalıyordu. Tafirsiz bir acı.

Hiç kıpırdamıyordum. Kendime diyordum ki "Ne kadar kıpırdarsan o kadar çok acır." Ama bacaklarım beni dinlemedi. Zangır zangır titriyorlardı. Nolur Allah’ım, nolur bitsin artık.

Ve bitti çünkü bayılmışım.

Kendime geldiğimde gözlerimden örtü alınmıştı. Kadına baktım. Önüne akasya dikenleri yığmıştı. Bunları derime sokup delikler açıyordu. Sonra deliklerden ak bir iplik geçiriyor, dikiş atıyordu. Bacaklarım tamamen duyarsızdı. Ama iki bacağımın arası öyle acıyordu ki ölmek istedim.

Sonrasını bilmiyorum. Yine bayılmışım.
 
Kendime geldiğimde kadın gitmişti. Kıpırdamıyayım diye bacaklarımı bileklerimden kalçama kadar sicimlerle bağlamışlardı. Kayaya baktım. Kan gölüydü. Orda sanki hayvan kesmişlerdi. Et parçaları vardı güneşte kuruyan.

Yüzüme güneşin alevleri vuruyordu. Annemle ablam Aman, beni bir çalının gölgesine götürüp bıraktılar. Sonra çalışmaya devam ettiler. Bir ağacın altına küçük bir kulübe yapıyorlardı. Yaralarım iyileşinceye kadar bir kaç hafta orda kalacaktım. Gelenek bu idi.

İdrarımı çıkarmak için kıvranıyordum. Ablam beni öte yanıma yuvarladı. Kuma küçük bir çukur kazdı. "Buraya yap!" dedi. Bir damlacık idrar çıkarmak bile büyük işkenceydi; derime sanki asit dökmüşlerdi. Kadın her yerimi toplayıp dikmişti. İdrar icin minnacık bir delik bırakmıştı.

Kulübede günler, günler geçti. Mikrop kaptım, ateşlendim. Kendimi kaybettim; kendime geldim. Annem iki hafta yiyecek ve su taşıdı. Bacaklarım bağlı, sürekli yatarken soruyordum kendime. Neden? Bütün bu işkence neden?

Henüz çok küçüktüm. Cinselliğin ne olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim, annemin onayıyla, kadın beni kesip doğramıştı.

Dayanılmaz acılar çektim ama yine de şanslı sayılırım. Kan kaybederek, komaya girerek, mikrop kapıp tetanoz olarak ölen bir sürü kız var.

Böyle bir sünnete inat hayatta kalmak olacak iş değil.


EVLİLİK?

13 yaşımdaydım. Bir gün babam eve geldi: "Geeel bakalım," dedi. Son derece sevecen. Oysa genelde sert biriydi. Kuşkulandım. Beni dizine aldı. "Biliyosun," dedi; "sen iyi bi evlatsın." Tamam, kesinlikle önemli bi şey oldu. "Çalışırken, hayvanlara bakarken erkekten farkın yok. Seni çok özliycem." Anlaşıldı. Ablam Aman kendisine bi koca bulununca evden kaçmıştı. Babam benim de öyle yapacağımdan korkuyor.

Boynuna sarıldım. "Ama babacığım, ben bi yere gitmiyorum ki." Geri çekildi; yüzüme baktı.
 
"Gidiyosun, güzelim. Sana bi koca buldum."
"Baba, hayııır." Başımı şiddetle salladım. "Ben evlenmiycem!"

Dikkafalı bir kız olmuştum; küstah, gözüpek. Böyle bi kızla hiç bi Afrika’lı evlenmezdi. Hepten gemi azıya almadan bana derhal bi koca bulunmalıydı. İçim cız etti; ürküye kapıldım.

Ertesi gün keçileri sağıyordum; babam ünledi, "Bak güzelim, bu Bay…" Gerisini duymadım bile. Önümde oturan adama bakakaldım. Uzuuun sakalı, elinde asasıyla en az 60 yaşındaydı. "Waris, bu Bay Celal. Selam versene." (Özele girdiği için adamın gerçek adını saklıyoruz.)





"Merhaba," dedim elimden geldiğince soğuk. Aptal herif bana sırıtarak öyle bakıyordu. "Eyvah!" dedim içimden. Babama baktım. Her halde yüzüm allak bullak olmuştu ki beni ordan uzaklaştırma gereğini duydu. "Hadi sen işine dön artık." Müstakbel kocamı caydırmamak için en iyisi buydu. Keçilerime koştum.

Ertesi sabah babam çağırdı.
 
"Biliyosun, o senin kocan olacak."
"Ama baba! Çok yaşlı.”
"İyi ya. Evinden uzakta sürtmez. Sana kapıyı göstermez; iyi bakar. Hem…" Gülümsedi. Gözleri sevinçle parladı. "Bana BEŞ deve veriyor."

Babamın keçilerine bi başka baktım o gün. Onları belki son kez güdüyordum. Çölün uzak ıssız bi yerinde yaşlı adamla düşledim kendimi. O, aylak aylak, asası tin tin ederek etrafgta dolaşırken bütün işleri ben yapacaktım. Çok geçmeden kalpten ölecekti. Dört, beş bebeyle yalnız başıma kala kalacaktım.

Kararımı verdim. Daha güzel bi yaşam istiyordum ben. O akşam… Herkes uyumuştu ama annem hâlâ oturuyordu. Yanına gittim. "Ben kaçıcam," dedim alçak sesle.

"Şşşşş. Sessiz ol. Nereye gideceksin?"
"Mogadişu’ya." Ablam Aman ordaydı.
"Hadi yat," dedi kaşlarını çatarak. Konu kapanmıştır dercesine.

O gece ben uyurken annem emekliyerek yanıma gelmiş; koluma dokundu. "Hadi git baban uyanmadan," diye fısıldadı kulağımı öper gibi. Çöl kaçışım başlıyordu. Alaca karanlıktı. Yüz çizgilerini belleğime kazımak istercesine bakışlarımı yüzüne diktim. Kollarını boynuma doladı.

Daha önce güçlü olmaya karar vermiştim ama sözümde duramadım; gözlerim doluverdi. Aneme sarıldım, sarıldım.

"Her şey düzelecek," dedi. Yumuşacık elleri sırtımı okşuyordu. "Ama dikkatli ol. Dikkatli ol, bebeğim… Waris… Bir şey daha…" Okşayan elleri hâlâ sırtımda. "Sakın beni unutma. Beni unutma."

"Unutmam, anneciğim," dedim; "unutamam." Kendimi kollarından koparıp karanlığa daldım.
 

*

Waris Dirie’nin bundan sonra anlattıkları, masal gibi bir başarı öyküsü. Özetle: Mogadişu’da önce ablasının, sonra teyzesinin evinde kalmış.

Teyzesi Somali’nin Londra konsolosunu tanıyormuş. Konsolos, Waris’i hizmetçi olarak Londra’ya götürmüş. Waris orda profesyonel bir fotoğrafçının dikkatini çekmiş. Fotomodel olmuş; dünya çapında ün kazanmış.

Bir ameliyatla idrarını rahatça yapabilecek hale gelmiş. Evlenmiş.

BBC kendisiyle röportaj yapmak isteyince "Annemi bulmanız koşuluyla evet," demiş. Ailesini Somali’nin kuzey hududuna yakın bir yerde bulmuşlar. Waris annesine, "Seni Londra’ya götüreyim," demiş. Annesi reddetmiş; "Benim yerim burası," demiş.

Waris, küçük kızları sünnet işkencesinden kurtarmayı gönüllü olarak görev edinmiş. Şimdi onu yapıyor.
 
Birleşmiş Milletler Waris’i iyiniyet elçisi atamış. Waris Dirie başından geçenleri duyarlı insanlarla paylaşmak için “Desert Flower” yani ÇÖL ÇİÇEĞİ adında bir kitap yazmış. İşte o kitabın son satırları:

Dostlarım beni, “Bir kökten dincinin kurşunlarına hedef olabilirsin,” diye uyarıyor. Çünkü kadınların sünnet edilmesi kökten dincilere göre KURAN’IN EMRİ imiş. Ama yanlış bu. Kuran’da “Kızları sünnet edin!” diyen bir ayet yok. İncil’de de yok.

Rabbime yalvarıyorum. Hiç bir kız o tarifsiz acıları bir daha çekmesin. Ben kendimi o işkenceye son vermeye adadım. Beni çöldeki o aslana yem olmaktan kurtaran Rabbim benden her halde bu görevi yapmamı istiyor.

Doğrusu korkuyorum. Tehlike var, tamam. Ama bir gözü peklik daha yapacağım. Yaşamım boyunca hep yaptığım gibi.
..........
 


__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
prangasiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 mart 2010
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı prangasiz

sünneti kimler uygular..

tek cevap var..

organ mafyası..

toplumun her kesiminde kabul görmüş böyle ritüel bir
zulüm daha var mı bilmem..

imamıda,vaizide,zenginide fakiride,fahişeside
pezevengide..herkes bunu uyguluyor..

nereden ve nasıl çıkmış..sağlıklı akıllardan çıkmadığı
kesin,iblisin işi olsa diyeceğim lakin iblis onlardan
beri..bu manyaklığın normal olarak toplum içinde şu yada
bu sebeple kabul görmüş olması,o toplumun tümden ataizst
olduğunun göstergesidir..her birey tek tek hesabını
veriyor..çoğunluk denen sürüye uyma zorunluluğu yok..

zamanında akledipte, yinede bu ataların toğlumda
uyandırdığı saygıyı göz önünde tutanlar,akla rağmen
sünnet işine bulaşıyorlar ve sonra tabi bunun acısını
pişmanlığını yaşıyorlar..ne zaman mı?çocuk acıdan ağlama
başladığı zaman bile..

Yukarı dön Göster prangasiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: prangasiz
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

BarisYilmaz34 Yazdı:
sayın haktansapmaz, o zaman bu adeti kim ortaya çıkardı? Ne zaman bu adet farz gibi görüldü.

sayın Barış Yılmaz, buna benzer onlarca, yüzlercesi halkın benimsediği ve farzlaştırdığı farzlar var.

Kim Ramazan adıyla bir ayı; Kurban ve fıtır adlarıyla bayram ve kutlamaları; Ramazan orucu yetmiyor deyip Recep, Şaban, Şevval, pazartesi, perşembe oruçlarını; bunlar da yetmiyor deyip Davud'un orucunu; mevlid, mirac, kadir, beraet vs kutsal kandil gecelerini ve bunların gecesini namazla gündüzünü oruçla ihyasını; bayram namazı ve hutbelerini; düğünü, dansı; mazhepleri, tarikatları; mevlid ve mevlid merasimlerini, okunanlardan hasıl olan sevabı dağıtmak üzere Allah'ı ulak tutup şunun bunun ruhlarına göndermeleri; Alevi ve Mevlevi semaını; Ka'be duvarının etrafında 7 defa dönmeyi, Şeytan deyu üç yığın betonu taşlamayı, donsuz yaru çıplak ihramı; cinni ve cin çıkarmayı; muskayı, okuyup üflemeyi; zikir taşlarını, tesbihleri; ölü cenaze namazlarını ve kılınış şeklini, ölüye okumayı; iskatı salatı, iskatı savmi, iskatı yemini; ölü telkinini, Münker nekir süalini; Deccalı, mehdiyi, İsa'nın semada sağ olduğunu, kıyamete yakın dünyaya döneceğini ve..., hatmı haceyi ve hatim dualarını; Cuma günü adıyla bir günün ihdasını ve bunun kutsallığını, cuma yatsı namazından sonra tevbe istiğfar ile nikah tazelemeysinii... saymakla bitmiyor.. Kim, ne zaman çıkardı ve bütün bunlar ne zaman farzlar halini aldı? Buyurun siz cevaplayın!    

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

İlginç bir şiir buldum,bakalım ne diyeceksiniz:


Yaşasın
Gölköy adında bir yer varmış Gelibolu’da
Televizyonda gösterdiler geçen gün.
Gelenek edinmiş köy halkı,
“ben kendimi bildim bileli bu böyledir”
Diyor muhtar:
29 Ekim’de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını...
Derken ekranda entarili bir çocuk belirdi
Kirvesi tutmuş kolundan
Yatırdılar bir kamp yatağına,
Ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi
Elinde bıçağıyla,
Çocuk kaldırdı başını, bağırdı:
“yaşasın cumhuriyet” diye
Bunun üzerine de ekran karardı
Korkarım bu, sade Gölköylülerin değil, umumumuzun
Sade küçüklerimizin değil, büyüklerimizin de
Düştüğü bir tarihsel yanılgı
Çünkü sünnet değil, farzdır cumhuriyet
Can Yücel



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
ycenk
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 27 ocak 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 15
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ycenk

A'raf suresi 28. ayet:
Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler: "Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani Allah emretti bize bunu." De ki: "Allah, edepsizliği/iğrençliği emretmez. Allah hakkında, bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"

A'raf 29:
Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz."

A'raf 30:
Bir kısmını iyiye ve güzele kılavuzladı, bir kısmının üzerine de sapıklık hak oldu. Onlar, Allah'ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar.

Yukarı dön Göster ycenk's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ycenk
 
ycenk
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 27 ocak 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 15
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ycenk

Haşr Suresi, 24:
O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.

Sünnet konusu yüzünden putperestlerle aynı denkliğe düştüğümüze inanıyorum. Çünkü onlar gibi Kuran'a sırtımızı dönmüş bir şekilde, atalarımızın dinini yaşıyoruz. Birçok insan hala Kuran'da Allah'ın en güzel biçimde yarattığını ve yaratılışı değiştirenlerin apaçık zarara uğrayacağını okumasına rağmen hala atalarından gördüğünü savunuyor, batıl düşüncelerden, saplantılardan kurtulamıyor. Ne kadar zormuş şu gerizekalı atalarımızın aptalca hareketlerinden kurtulabilmek? Ya ilk inananlar gibi aklımızı kullanarak kafamızdaki kuruntulardan kurtulacağız, ya da Kuran'a karşı "atalarımızın dini" diye tutturan putperestler gibi cehennemi boylayacağız.

Bakara 170
Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun!" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!...
Yukarı dön Göster ycenk's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ycenk
 
ycenk
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 27 ocak 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 15
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ycenk

Tin 4. Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.
Yukarı dön Göster ycenk's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ycenk
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

bırakın mafsal okumayıda,sünnetin zararlarını sayın.bilmen kesin ve net olarak isbatlanmış olan zararlarını sayın.ki yasak olduğunu insani olmadığını anlayalım.

sana veya başkasına göre bazı fazlalıklarıyla doğan çocukları da amaliyat etmek yaradılışı değiştirmekdir.siyam ikizlerinide ayırma öyle yaradılmışlar.yaradılışı değiştiremezsin.genetik bilmini yasaklayacaksın.tohum ve hayvan islah çalışmalarını yasaklayacaksın.....ayetlerden bukadar kopuk olan anlamları nasıl çıkarıyorsunuz.....?

__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
fazıl
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 06 subat 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 335
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı fazıl

http://video.google.com/videoplay?
docid=9204737648223015908#
Yukarı dön Göster fazıl's Profil Diğer Mesajlarını Ara: fazıl
 
ycenk
Katilimci Uye
Katilimci Uye


Katılma Tarihi: 27 ocak 2011
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 15
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ycenk

el turki, insanın kusursuz yaratıldığını ve yaratılanı değiştirmenin çok büyük günah olduğunu söyleyen ben değilim, bunlar Allah'ın ayetleri. Beğenmiyorsan Allah'a kız, bana değil.

sünnetin zararları: (http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?t=2631)

* ** Sünnet Köreltir: Kesilen deri miktarına bağlı olarak, sünnet, *erkeği penis derisinin %80 kadar veya daha fazlasından mahrum bırakır. *Sünnet derisinin uzunluğuna bağlı olarak, onu kesmek, penisi %25 veya daha fazla kısa yapar. Özenli anatomik araştırmalar göstermiştir ki, sünnet bir metreden fazla damar, arter, ve kılcal damarları, 80 metreye yakın sinir uzunluğunu, ve 20,000'den fazla sinir ucunu yok eder. 31 Üst-derinin kasları, bezleri, mukoz tabakası, ve epitelyal dokusu da bunların yanında tabii ki yok olmuştur.

* * Sünnet Hissizleştirir: Sünnet penisi radikal bir şekilde hissizleştirir. *Üst-deri (sünnet derisi) *amputasyonu, üst-derinin kendisindeki zengin sinir ağını ve sinir alıcılarını yok etmek anlamına gelir. Sünnet, neredeyse her zaman frenulumu ya yok eder ya da büyük zarar verir. Koruyucu üst-derinin kaybedilmesi glansı hissizleştirir. Sürekli dışarda kalan glansı (penis başı) kaplayan membran şimdi sürekli aşınma ve irritasyon ile *karşı-karşıya olduğundan keratinleşir, sert ve kuru olur. Normal, sağlam bir peniste, mukoz zarın tam altında olan glanstaki sinir uçları, şimdi birbiri üstüne oluşan keratin tabakalarının altına gömülmüştür. Köreltilmiş glans(penis başı) şimdi donuk, gri ve sklerotik bir görünüm alır.

* ** Sünnet Etkisiz Kılar: Sünnet ile büyük miktardaki *penis derisinin amputasyonu, geri kalan deriyi kalıcı olarak hareketsiz hale getirir. Bu hareket kaybı, glansın normal olarak uyarıldığı mekanizmayı yok eder. Sünnetli penis sert hale geldiğinde, geri kalan hareketsiz hale gelmiş deri gerilir, bazen bu o kadar sıkı olur ki tüm penisi kaplamaya yetmez. *Normalde penis gövdesi üzerinde kıl yoktur, ama bu şekilde, torba vs. üzerindeki kıllı deri de penise kadar çekilir. Cerrahi olarak dış ortama maruz hale getirilen glansın mukozası sebaceous bezlerini içermez. Üst-derinin emolyantları ve koruması olmadan, galns(penis başı) kurur, çatlamaya ve kanamaya meyilli hale gelir.

* * Sünnet Şekli Bozar: Sünnet, penisin görünüşünü büyük ölçüde değiştirir. Normalde bir iç organ olan glansı, kalıcı olarak bir dış organ haline getirir. Sünnet üst-deriyi yırtmayı gerektirdiğinden, glansın da bazı parçaları kopabilir. Üstderinin parçaları ham glansa yapışabilir ve yerinden kopmuş, sarkan deri parçaları ve köprüleri oluşturabilir.32

*Yara oluşumuna ve kesilen deri miktarına bakarak, sünnetli deri kalıcı olarak eğik bir hal alabilir, ya da sertleşme sırasında eğilebilir.33 Yara dokusunun büzülmesi, penis gövdesini *karnın içine doğru çekebilir, bu da gerçekte penisin kısalması, hatta bazen tamamen kaybolması anlamına gelir. 34

* Sünnet Dolaşıma Zarar Verir: Sünnet, *penis derisindeki ve penis başındaki normal kan dolaşımını bozar. Ana penis arterlerine akmak isteyen kan, yarma noktasındaki yara dokusu ile engellenir, bu da kanın daha ilerdeki diğer kılcal damarları beslemek yerine geri doğru akmasına neden olur. Kandan yoksun olan olan meatus büzülüp yara oluşturabilir, bu da idrar akışını engeller. 35 Meatal Stenosis denen bu durum, genellikle düzeltici cerrahi müdahale gerektirir. Bu hastalık neredeyse tamamen sünnetli çocuklara özeldir. *

Sünnet, aynı zamanda lenf kanallarını da keser, lenfin dolaşımı bozulur ve bazen *lymphedema denen, penisin geri kalan derisinin, sıkışıp kalan lenf ile dolup şiştiği, acı verici ve şekil *bozucu rahatsızlık ortaya çıkar.

* Sünnet Gelişen Beyne Zarar Verir: Önde gelen tıbbi dergilerde yayınlanan yeni yapılan çalışmalarla ilgili makaleler, sünnetin, *beyin üzerinde, gelişen beyin merkezlerini olumsuz yönde etkileyerek, *uzun süreli zararlı etkileri olduğunu söylemektedir. 36 Sünnetli erkeklerin sünnetsiz erkekler ya da kızlara göre daha düşük bir acıya dayanma eşikleri vardır. 37 Gelişim nörofizyolojisti *Dr. James Prescott, sünnetin daha derin ve daha ciddi nörolojik zarara yol açmış olabileceğini de söylemektedir.38, 39

** Sünnet Hijyen ve Sağlık Dışıdır : Sünnet hakkında en yaygın olan efsanelerden biri, sünnetin penisi daha temiz ve bakımı daha kolay yaptığıdır. Bu doğru değildir. Gözkapakları olmadan gözler daha temiz olmaz, penis de üstderi olmadan daha temiz olmaz. Yapay olarak dış organ haline getirilen glans (penis başı) ve meatus, kire ve aşınmaya sürekli açık haldedir, bu da sünnetli penisi daha kirli yapar. Koruyucu üstderinin kaybolması, üriner yolu bakteri ve viral patojenlere karşı korumasız bırakır. *
Yukarı dön Göster ycenk's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ycenk
 

<< Önceki Sayfa 24 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats