Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Teslim bayrağını çekmeliyiz. İyi de ne zaman?
www.satirbasi.com'dan alıntıdır.
Teslim olmanın üç türlü yolu vardır. Birincisi; İbrahim gibi “teslim ol” dendiğinde, ikincisi firavun gibi denizin ortasında yusuf yusuf ederken, üçüncüsü ise hesap gününde. Madem İbrahim ve yanındakilerde bizim için güzel örnekler var (60/4), (Güzel örnek diye İbrahim’in hadislerini falan aramaya kalkmasın birileri, bulamazlarJ Anlayana!!!) o halde nasıl teslim olunurmuş ibrahim’den öğrenmek zorundayız. Dolayısıyla İbrahim’i anlatan ahsenel-hadis olan Kur’an’dan. İbrahim nasıl teslim olmuştu. “Rabbi ona, "Teslim ol!" deyince, o "Ben âlemlerin Rabbine teslim oldum." dedi. (2/131) İşte hepsi bu. Pazarlık yok, inat yok, ayak direme yok, kılı kırk yarmak yok, kırk dereden kırk su getirmek yok. Ben anlamam, böyükler bilir derdi yok. Hele şu kitaba bu kitaba bakayım telaşı yok. Bir de hacıya hocaya sorayım tiyniyeti yok. İşittik fakat isyan ediyoruz kabadayılığı yok. Neye teslim olacam? Teslim olmam için gerekçeler ne? Şu ne bu ne? Gibi aymazlılar ve felsefik atraksiyonlar yok, işgüzarlıklar yok. Vahye kulak vermek var. Vahyin gereğine binaen Teslim olmak var. Madem bu dini bize Allah seçti, başka dinlerden uzak durup, “Müslüman” olarak canımızı teslim edeceğiz. Çünkü; böyle vasiyet etti İbrahim. (2/132) Bize ancak O’nun vasiyetine uymak düşer. Hem O’nun vasiyetinden “beyinsizlerden” başka kim yüz çevirir ki! Madem Allah’a iman ettik, “O’na samimiyetle teslim olan Müslümanlardan olduk” o halde O’na güveneceğiz. O’na boyun eyeceğiz. O’nun emir ve buyruklarına uyacağız. O’nun ipine sımsıkı tutunacağız. O’nun boyasıyla boyanacağız. Allah’ın boyasından daha güzel boyası olan var mı? Yok! Kitapsızlaşmayacağız. İsrailoğulları gibi, haddimizi aşıp, fazlasını istemeyeceğiz. Kitaba ihanet etmeyeceğiz. Sırtımızı dönmeyeceğiz. Hem
işitmek/görmek/bilmek için teslim olmak şart. Yoksa ölülerden bir
farkımız kalmaz ve kimse bize işittiremez. Şüphesiz ki ölüler
işitmezler, Ancak Allah’ın ayetlerine teslim olanlar işitebilirler. Bil
ki sen, ölülere işittiremezsin, arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara
da daveti duyuramazsın. Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola
getirecek değilsin. Ancak teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin. (27/80-81) Sağırlık
yapıp, Rabbin çağrısından kaçmakla, davete kulak tıkamakla, körlük ve
sapıklık yapmakla varılacak yer ancak ve ancak Cehennemdir. De
ki: "Biz Allah'ı bırakıp da bize fayda veya zarar vermeyen şeylere mi
yalvaralım? Allah bizi doğru yola kavuşturduktan sonra ardımıza mı
dönelim? Arkadaşları, bize gel,
diye doğru yola çağırdıkları halde yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp,
şeytanların ayartarak uçuruma çektikleri ahmak gibi mi olalım?". De ki: "Allah'ın gösterdiği yol, yegane doğru yoldur. Bize, bütün âlemlerin Rabb'ine teslim olmamız emrolundu". (6/71) İbrahim
gibi teslim olanlar, elçileri de birbirinden ayırt etmezler. “Bizim
peygamberimiz onların peygamberi” yarışına düşmezler. Onlar
İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilene,
Musa’ya, İsa’ya ve Muhammed’e indirilene, ve diğer bütün peygamberlere Rablerinden verilenlere inanırlar. Ve de peygamberler arasında ayrımcılık yapmazlar. Çünkü onlar İbrahim gibi teslim olmuşlardır. İbrahim’i örnek almışlardır. İyilik
yaparak kendisini Allah'a teslim eden ve İbrahim'in dinine dosdoğru
olarak tâbi olan kimseden, din bakımından daha iyi kim olabilir? Allah,
İbrahim'i dost edinmişti. (4/125) Teslim
olma noktasında, dosdoğru bir şekilde İbrahim’i örnek aldığımız zaman
kurtuluşa aday insanlar olabiliriz. İbrahim’de bizim için gerçekten
güzel örnekler varmış değil mi? Hem de İbrahim’in hadislerini arama
telaşından soyutlanarak. Bütün örnekliğini Kur’an’da ayan beyan
görerek. Çünkü teslim olmamak demek isyan etmek demektir. O’nun birliğine tekliğine başkaldırmak demektir. Başkaldıran ise büyük bir günün azabından korksun/korkmalı da. Onun
içindir ki hala teslim olamayanlar Allah’tan ümitlerini kesmesinler ve
de bir an önce başlarına bir azap gelmeden Rablerine teslim olsunlar.
Yoksa kurtuluş yok.. Habersizce/ansızın başımıza azab gelmeden önce Rabbimizden indirilenin en güzelini takip ve tatbik etmeliyiz. Hakka
Batıl bulaştırmadan, Kittab’a beyinlerdeki kirli bilgileri teyit
ettirmeye çabalamadan, pis öğretilerden arınıp, temizlenip, indirilene
teslim olmak gerekiyor. Bir de firavunun teslimiyeti vardır. Buram buram üçkağıt kokar. Baktı
ki su üstüne üstüne geliyor, az sonra boğulacak o zaman “Teslim
bayrağını çekiverir”. “İnandım, gerçekten Musa’nın tanrısından başka
iman edecek tanrı yoktur” demeye başlar. “Ben de teslim olayım bari” der. Ama yemezler. İyi de şimdi mi ey firavun. Sen bu ana kadar hep isyan ediyordun, fesatçıydın, zalimdin. Ne oldu? Ne değişti? Hayatın boyunca şüphe içindeydin, indirilene şüphe gözüyle bakıyordun. Eksik mi? Tam mı? Yeter mi yetmez mi? Oysa rabbinden gelen HAK idi. Fakat buna rağmen şüpheye düştün. Sırtını döndün. Yüz çevirdin. Allah’ın ayetlerini inkar ettin. Ayetler “ak” derken sen “kara” “gri” dedin. Acıklı azabı görünceye kadar “TESLİM BAYRAĞINI” çekemedin bir türlü. Akıllarını kullanmayanların üzerine işte Allah böyle pislik ve azap yağdırır. Allah’ın
dininden şüphe edenler, Allah’ı bırakıp başkalarına yalvarırlar,
kurtuluşu, izzeti, şan ve şerefi başkalarının yanında ararlar.
Allah’tan başka, faydası da zararı da dokunamayacak şeylere
taparlar/yalvarırlar. De
ki: "Ey insanlar! Eğer benim dinimden bir şüpheniz varsa, şunu bilin
ki, Allah'ı bırakıp da sizin taptıklarınıza tapmam. Lâkin sizin de
canınızı alacak olan Allah'a taparım. Bana müminlerden olmam
emredilmiştir". Vahyedilene uymazlar, vahiy onları kesmez. Bunun içindir ki firavun ile aynı kaderi paylaşırlar. Üçüncü
teslimiyet şekli de hesap günündedir demiştik. Bu gündeki teslimiyet
tam bir trajikomik vak’adır. Allah bizi hesap günü teslim olanlardan
eylemesin. Eyvah
bizlere! İşte hesap günü bugünmüş! Nidalarıyla çınlanır ortalık.
Yalanlayıp durduğumuz, alaya aldığımız, ciddiyet göstermediğimiz, sapla
samanı karıştırıp yayla çorbası ettiğimiz gün bu günmüş. Toplayın
mahşere o zulmedenleri, eşlerini ve Allah'tan başka taptıkları şeyleri.
Toplayın da götürün onları sırat’ı cehime doğru. (37/22-23) Diye bir ses duyulur. Ve durdurun onları çünkü sorguya çekilecekler.! Hani nerde çoğunluğunuz, çoklukla övünmeleriniz, atalarınız, Allah’tan başka taptıklarınız.! İşte o gün onlar teslim olmuşlardır! Gerçeği
bilirler artık. Ne bahaneleri kalmıştır, ne şefaatçileri vardır, teslim
olmuşlardır ama, Rabbin vereceği azabın hükmüne teslim olmuşlardır. Çünkü onlara Allah’tan başka ilah yoktur denildiği vakit, kafa tutuyorlardı. İlahlarına sıkı sıkıya bağlılık gösteriyorlardı. O gün artık Allah'a teslim bayrağını çekerler, bütün o uydurdukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolup gitmişlerdir. (16/87). İnkâr eden ve insanları Allah yolundan çevirenler, diğer kimseleri de bozdukları için onlara azab üstüne azab vardır. (Kanaat önderlerine, abilere ve ablalara duyurulur). Evet, seçim insanın kendi elinde. Ya İbrahim’i örnek alacağız, ye firavunu ya da hesap gününde teslim bayrağını çekenleri. Her
aklı selim elbette “İbrahim”i örnek almak ister. O halde O’nun gibi
hanif bir şekilde yüzümüzü Allah’a dönüp, müşriklerden olmayacağız.
Rabbimizin emri karşısında sadece ve sadece “TESLİM OLDUK” diyeceğiz ve başka ilahlara tapmayacağız. Bize vahyedilene uyacağız. Vahiyden şüphe etmeyeceğiz. Çünkü teslimiyet şüphelerden arınmayı gerektirir. İbrahim’in vasiyetini yerine getireceğiz. O’nun ilahından başkasına tapmayacağız. Yoksa
firavunun da hesap gününde teslim bayrağını çekenlerin de işleri kolay
değil. İbrahim’i örnek almaz isek bizim de işimiz kolay değil. Çünkü
Allah’ın azabı çok çetin ve şiddetlidir. Vakit varken teslim bayrağını çekmek ümidiyle.
Uğur ERZİNCAN
http://www.satirbasi.com/?a=300
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
|