Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Daha önce bu forumda yayınlandı mı bilmiyorum ama aşağıdaki alıntıyı paylaşmak istedim.
Bu yazı Kuran İslamı sitesinden alıntıdır.
EBU HANİFENİN HADİS ELEŞTİRİSİNE
YAKLAŞIMI
Talebe: Mümin zina edince, başından gömleğinin çıkarıldığı gibi, imanı
da çıkarılır, sonra tevbe edince iman kendisine iade edilir (Ebu Davud,
es-sünne 15, et-Tirmizi, el-İman 11) hadisini rivayet eden kimseler için ne
dersiniz ? Eğer tasdik ederseniz Haricilerin prensiplerini kabul etmiş
olursunuz. Onların görüşlerinde şüphe ederseniz, Haricilerin prensiplerinde de
şüpheye düşmüş ve ifade ettiğiniz haktan rücu etmiş olursunuz. Eğer, ravilerin
sözünü tekzip edecek olursanız, onlar da sizi Hz. Peygamberin sözünü yalanlamış
olmakla suçlarlar. Çünkü onlar, Hz. Peygambere ulaşıncaya kadar, bu hadisi
muteber kişilerden nakletmişlerdir.
Ebu Hanife (r.a.): Tekzip etmek, ancak -Ben Hz. Peygamberin sözünü
yalanlıyorum- diyen kimsenin yalanlamasıdır. Fakat bir kimse -Ben Hz.
Peygamberin söylediği her şeye iman ederim, fakat O kötülük yapılmasını
söylemedi, Kurana da muhalefet etmedi- derse, bu söz o kimsenin, Hz. Peygamberi
ve Kuranı Kerimi tasdik etmesi; Allahın Resulünü, Kurana muhalefetten tenzih etmesidir.
Eğer, Hz. Peygamber, Kurana muhalefet etse ve Allah için hak olmayan şeyleri
kendiliğinden uydursa idi, Allah onun kudret ve kuvvetini alır, kalp
damarlarını koparırdı. Nitekim bu husus Kuranda şöyle belirtilir:
-Eğer peygamber söylemediklerimizi bize karşı, kendiliğinden uydurmuş
olsa idi, elbette onun sağ elini alıverirdik, sonra da kalp damarını
koparıverirdik. Sizin hiç biriniz de buna mani olamazdı.
(Hakka,44-47).
Allahın peygamberi, Allahın
kitabına muhalefet etmez, Allahın kitabına muhalefet eden kimse de Allahın
peygamberi olamaz. Onların rivayet ettikleri bu haber Kurana muhaliftir. Çünkü
Allah; Kuran-ı Kerimde
-Zina eden kadın ve erkek... (Nur,2) ayetinde zâni ve zâniyeden iman
vasfını nefyetmemiştir. Keza -Sizden fuhşu irtikap edenlerin her ikisini de...
(Nisa,16) ayetinde Allah, -sizden- kaydı ile Yahudi ve Hrıstiyanları değil,
Müslümanları kasdetmektedir.
O halde Kuran-ı Kerim hilafına, Hz. Peygamberden hadis nakleden her
hangi bir kimseyi reddetmek, Hz. Peygamberi reddetmek veya tekzip etmek demek
değildir. Bilakis, Hz. Peygamber adına batılı reddeden kimseyi reddetmek
demektir. İtham Hz. Peygambere değil, nakleden kimseye racidir. Hz. Peygamberin
söylediğini duyduğumuz yahut duymadığımız her şey can, baş üstünedir. Biz
onların hepsine iman ettik, onların Allah Resulünün söylediği gibi olduğuna
şehadet ederiz. Keza Hz. Peygamberin, Allahın nehyettiği bir şeyi
emretmediğine, Allahın kullarına ulaştırılmasını emrettiği bir şeye de mani
olmadığına şahitlik ederiz. O, hiç bir şeyi Allahın tavsif ettiğinden başka
şekilde tavsif etmez. Yine şehadet ederiz ki O, bütün işlerde Allahın emrine
muvafakat etmiş, hiç bir bidat ortaya koymamıştır. Allahın söylemediği hiç bir
şey de teklif etmemiştir. Bunun için Allahu Teâlâ -Kim Resule itaat ederse Allaha
itaat etmiş olur. (Nisa,80) buyurmaktadır.
Talebe: Çok güzel açıkladınız. Fakat içki içen kimsenin, kırk gün ve kırk gece
namazının kabul olunmayacağını iddia eden kimse için ne dersiniz? Bana
iyilikleri yıkan ve iptal eden bu hususu açıklayınız.
Ebu Hanife (r.a.): - Allah, içki içen kimsenin kırk gün ve kırk gece kıldığı
namazı kabul etmez.- (et-Tirmizi el-Eribe 1, İbnu Hanber II/176, V/171.)
sözünün açıklamasını bilmiyorum. Söz sahiplerinin sözlerinin, hakikate kesin
olarak aykırı olduğunu bildiğimiz bir açıklama yapmadıkları sürece, onları
yalanlamam. Biz Biliyoruz ki Allah, kulunu işlediği günahtan dolayı
cezalandırır veya günahını affeder. Allah, kulunu işlemediği günahtan ötürü
cezalandırmaz, kulun işlediği farzları hesap eder, günahlarını da yazar.
Mesela, bir kimsenin malının zekatından, daha fazla vermesi gerekirken, elli
dirhem verdiğini kabul edelim. Bu durumda Allah onu verdiği miktardan dolayı
değil, vermediği miktardan dolayı cezalandırır. Verdiği miktarı kul lehinde
değerlendirir. Keza bu kimse oruç tutar, manaz kılar, hacca gider ve adam
öldürürse, bu hususta iyilikleri hesap edilir, kötülükleri ise aleyhine
yazılır. Allah bu konuda Kuranda şöyle buyurur:
-Kazandığı iyilik kendi lehine, yaptığı kötülük de kendi aleyhinedir.
(Bakara, 28),
-Bir iş yapmanın amelini ben, elbette boşa çıkarmam.(Âl-i İmran, 195.)
-Yalnız işlediklerinizin karşılığı ile cezalandırılacaksınız. (Yasin,
54.),
-Ancak işlediklerinizin cezasını göreceksiniz. (Tahrim, 7),
-Kim zerre miktarı iyilik işlerse karşılığını görür, kim de zerre
miktarı kötülük işlerse karşılığını görür. (Zilzal, 7,8)
-Küçük, büyük her şey yazılıdır. (Kamer,53)
Bu duruma göre, iyilik ve kötülükler az da olsa Allah tarafından
yazılmaktadır. -Biz kıyamet günü adalet terazilerini koyacağız. Hiç bir kimse
hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayacaktır. Hardal danesi ağırlığınca olsa da
biz onu hesaba katacağız. Bizim hesap görmemiz elverir.- (Enbiya, 47) Bütün
bunların aksini iddia eden kimse Allahı zulümle tavsif etmiş olur. Oysaki Allah
zulmetmeyeceği hususunda kullarını temin etmiştir:-Hiç bir kimse hiç bir şeyle
haksızlığa uğratılmaz-, -Ancak işlediklerinizin cezasını görürsünüz.- (Saffat,
39), -Kim bir zerre miktarı iyilik işlerse onun mükafatını görür.- ayetleri bu
hususu belirtmektedir. Allah, iyiliklere mukabelede bulunduğu için kendisinin
şekûr olduğunu ifade etmiştir. O, merhametlilerin merhametlisidir.
İyiliklere gelince; onları üç şeyden biri boşa çıkarır. Bunların
birincisi, Allaha şirk koşmaktır. Bu konuda Allah, -Her kim imanı inkar ederse,
bütün işledikleri boşa gider.- (Maide, 5) buyurmuştur. İkincisi; bir kimseyi
azad etmek veya sıla-i rahimde bulunmak yahut Allah rızası için bir malı sadaka
olarak verdikten sonra gazaplanmak veya gazap haricinde iyilik yaptığı kimseyi
minnet altında bırakmak için -Ben sana sıla-i rahimde bulunmadım mı?..- ve
benzeri şeyler söyleyerek başa kakma durumudur. Bu ve benzeri hususlarda o
kimsenin sevabı suratına çarpılır. Zira Yüce Allah, -Sadakalarınızı, başa kakma
ve eza vermek suretiyle iptal etmeyin.- (Bakara, 264) buyurmaktadır. Üçüncüsü;
başkalarına gösteriş yapmak için, amel işlemektir. Riya için yapılan salih
ameli Allah kabul etmez. Bu üç günahın ötesindekiler, iyilikleri yıkıp boşa
çıkarmazlar.
Kaynak: İMAM-I AZAMIN BEŞ ESERI; El-Alim Vel Müteallim Sayfa:31-34.
Çeviren: Mustafa Öz, Kalem Yayıncılık A.Ş. Istanbul-1981..
__________________ "(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
|