HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Kur'an Çalışmaları
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Kur'an Çalışmaları
Konu Konu: Allah’ın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba.

Benim anladığım, AYIN MENAZİLİ aya ait dolunay, ehille ve eski ay şeklindeki görüntülerdir. Ama lütfen dikkat edelim: hareket dolunaydan eski aya doğrudur. Yani şöyle:

 Ya Sin 39:

Vel kamere kaddernehu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm.

Ve ay... Hurma çöpünden bir yay gibi olana dek inen dilimler ölçüp biçtik ona.

Güneşe ait bu tür görüntüler yok. O halde kaddere menâzile ifadesindeki hu yalnızca "ay"a gider. 

"li ta'lemû adedes sinîne vel hisâb"a gelince bu, yılların sayısını  ve hesabı bilin diye anlamına geliyor. 

HESAP dolunay ve hilaller sayesinde bilinir (2:189), yılların sayısı ise "ay"ın görüntülerinden olan dolunaylar sayesinde. Ama önce, "yıl"dan kastın GÜNEŞ YILI olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Kanıt örneğin Yûsuf 47'dir.

Orada yedi verimli "yıl"dan söz ediliyor. Yedi hasat mevsimi demek bu. Ve mevsimleri güneş oluşturur; ay değil. 

İki sıcak dolunay arasındaki sürede bazan 12 dolunay, bazan 13 dolunay oluyor. Eğer Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki bu hükmünü hicrî takvimin otomatiğe bağladığı NESÎ fesadına kurban etmez de O'nun hükmüne razı olursak yılların sayısını da hasad mevsimlerini de bilir, aç kalmayız.

Sizi sıkmayacaksa Geçerli olan, güneş yılıdır (12:47). başlıklı çalışmamın ilgili bölümünü alıntılıyorum.

Sevgi ile.

_____________________________________

Yûsuf dedi ki: Hep yaptığınız gibi yedi YIL (سبع سنين) ekip biçeceksiniz. Yiyeceğiniz az miktarın dışındaki ürünü başağında bırakın (12:47). Ardından yedi kurak yıl gelecek ve tükettiğiniz az miktarın dışında bu yıllar için alıkoyduğunuzu yiyip bitirecek (12:48).
 
O yedi verimli "yıl"ın sonu
güneş yılını esas alan takvime göre.......: 10 Haziran,
ay yılını esas alan HİCRİ takvime göre...: 14 Mart

10 Haziran ekinlerin biçilmeye başlandığı zamandır. O ÜRÜN alınır. İnsanlar yedi yıllık kurak döneme yeterli ürünü kaldırıp bir yana koyduktan sonra girerler ve açlıktan ölmemeyi başarırlar.

 


14 Mart ise aşırı erkendir. Tohumlar yeni yeni filiz vermektedir, bazan kar altında. Üreticiler o yedinci ÜRÜNÜ alamadan izleyen yıla yakalanır ve açlıktan ölürler.

İşte dolunayların "sayım"ını, dolayısıyla güneş yılını, esas alan takvim. Buna uyan insanlar kendilerine tanınan 7 bitek yılda 7 ürün alıyor (Altı çizik olmayan sürede 12 dolunay var; çizik olanda 13):

H: Haziran (sıcak dolunay), t: temmuz, a: ağustos, e: eylul, e: ekim, k: kasım...
 
28H-27t-26a-24e/24e-22k-22a-21Oc 1943-20ş-21m-20n-19m + 18h
17T-15a-14e-13e/12k-11a-10 Oc 1944-9ş-10m-8n-8m-6h
6T-4a-2e-2e/31e-30k-29a-28 Oc 1945-27ş-28m-27n-27m
25H-25t-23a-21e/21e-19k-19a-17Oc 1946-16ş-17m-16n-16m + 14h
14T-12a-11e-10e/9k-8a-7 Oc 1947-5ş-7m-5n-5m-3h
3T-2a-31a-30e/29e-28k-27a-26 Oc 1948-24ş-25m-23n-23m
21H-21t-19a-18e/18e-16k-16a-14Oc 1949-13ş-14m-13n-12m+10h
 
Ve 28 küsur günlük 12 ayın "sayı"sını esas alan hicrî takvim. Bu takvim yedinci bitek yılın son üç ayını dışlıyor ve üreticileri 7 bitek yılda yalnızca 6 ürüne mahkum ediyor:
 
28H-27t-26a-24e-24e-22k-22a-21 Oc 1943-20ş-21m-20n-19m
18h-17t-15a-14e-13e-12k-11a-10 Oc 1944-9ş-10m-8n-8m
6h-6t-4a-2e-2e- 31e-30k-29a-28 Oc 1945-27ş-28m-27n
27m-25h-25t-23a-21e-21e-19k-19a-17 Oc 1946-16ş-17m-16n
16m-14h-14t-12a-11e-10e-9k-8a-7 Oc 1947-5ş-7m-5n
5m-3h-3t-2a-31a-30e-29e-28k-27a-26 Oc 1948-24ş-25m
23n-23m-21h-21t-19a-18e-18e-16k-16a-14 Oc 1949-13ş-14m
 
Dışlanan aylar: 13n-12m-10h
 
24H-24t-22a-21e/21e-8k-8a-18Oc 2003-16ş-18m-16n-15m + 14h
13T-12a-10e-10e/8k-8a-7 Oc 2004-6ş-6m-5n-4m-3h
2T-31t-30a-28e/28e-26k-26a-25 Oc 2005-24ş-25m-24n-23m
22H-21t-19a-18e/17e-16k-15a-14Oc 2006-13ş-14m-13n-13m + 11h
11T-9a-7e-7e/5k-5a-3 Oc 2007-2ş-3m-2n-2m-1h
30H-30t-28a-26e/26e-24k-24a-22Oc 2008-21ş-21m-20n-20m + 18h
18T-16a-15e-14e/13k-12a-11 Oc 2009-9ş-11m-9n-9m-7h
 
24H-24t-22a-21e/21e-8k-8a-18 Oc 2003-16ş-18m-16n-15m
14h-13T-12a-10e-10e/8k-8a-7 Oc 2004-6ş-6m-5n-4m
3h-2T-31t-30a-28e/28e-26k-26a-25 Oc 2005-24ş-25m-24n
23m-22H-21t-19a-18e/17e-16k-15a-14 Oc 2006-13ş-14m-13n
13m+11h-11T-9a-7e-7e/5k-5a-3 Oc 2007-2ş-3m-2n
2m-1h-30H-30t-28a-26e/26e-24k-24a-22 Oc 2008-21ş-21m
20n-20m-18h-18T-16a-15e-14e/13k-12a-11 Oc 2009-9ş-11m
 
Dışlanan aylar: 9n-9m-7h ......

7 bitek yılın içindeki SÜRELER, yedi güneş yılına denk düşüyor. O yüzden hem insanlara Allah’ın tanıdığı 7 "süre"de hem de 7 "güneş yılı"nda mevsimler vakten sabit.

Ama 7 "güneş yılı"nın aylarından Nisan, Mayıs ve Haziran 7 hicrî yıla çok geliyor; o yüzden bir sonraki hicrî yıla devrediliyorlar. İşte NESÎ fesadı bu. Hicrî takvimde mevsimler vakten oynak hale gelmiştir çünkü NESÎ fesadı otomatiğe bağlanmıştır.
 
Hicrî takvimciler gerçeği istedikleri kadar çarpıtsınlar; gerçekte o üç dolunay fiilen, bitek dönemin son yılına aittir. İstedikleri yalanı uydursunlar. Allah, ekini tarlada dipdiri tutarak, yüzlerine vuruyor onların yalanını.
 
Hicrî takvime uyan üreticiler kurak dönem başladı diye isterlerse evlerine kapansınlar. Güneş yılını esas alıp Allah’ın hükmüne uyanlar o ürünü kaldırıp açlıktan ölmemeyi başarırlar.



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
isimsiz
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 02 haziran 2010
Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı isimsiz

Sayın ehli-ibrahim,

Düştüğünüz yanılgıyı çok güzel açıklamışsınız. Zaten benim meseleye dahil olmam, yanlış çeviriden yola çıkılarak mantık yürütülmesini önlemek içindi.

Ancak bir düzeltme yapmam gerekiyor. Yazınızdan alıntılıyorum: 

Siz 'senelerin sayısını ve hesabını bilmek bir kalıptır. Ya aya ya da güneşe istinad edilir, biri ona biri buna istinad edilemez, demişsiniz.

Evet, gerekçe “senelerin sayısını ve hesabını bilmek”tir. Ama ben bu gerekçenin ay veya güneşten sadece birine isnad edilmesi gerektiğini söylemedim. “Senelerin sayısı” ve “hesabın bilinmesi” iki ayrı gerekçe değil, tek bir gerekçedir dedim.  

Sayın haktansapmazında belirttiği gibi, “hu” zamiri “güneş” ve “ayı” birlikte de işaret edebilir. Bunun dil açısından da Kur’an açısından da bir sakıncası yoktur. Ama anlam açısından problemli olabilir. Çünkü benim bildiğim ayın menzilleri/durakları vardır, güneşin değil.

Amacım sizi itham etmek değildi. Uyarılarımı dikkate aldığınız için ben size teşekkür ederim.

Selam

 

Yukarı dön Göster isimsiz's Profil Diğer Mesajlarını Ara: isimsiz
 
ehli-ibrahim
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 02 agustos 2009
Gönderilenler: 17
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ehli-ibrahim

Hicri Takvim, Haram Aylar ve Haram Ayların Ertelenmesi

Zilkâde - Zilhicce - Muharrem - Receb ayları haram kabul edilen aylardır.


Sizlere Hicri takvimle ilgili bazı makaleler paylaşıyorum..


xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Muhammed ve beraberindekiler, Safer ayının 27. günü Ebubekir ile birlikte Medine'ye hicret etmek üzere Mekke'den ayrılmış, 4 gece Sevr Mağarası'nda kalmış, 1 Rebiülevvel Pazartesi günü Sevr Mağarasından Medine'ye doğru yola çıkmışlardır. 8 Rebiülevvel / 20 Eylül 622 Pazartesi günü Kuba köyüne gelmiş, burada Kuba Mescidi'ni inşa etmiş ve 12 Rebiülevvel Cuma günü Medine'ye doğru hareket etmişlerdir.

Ömer zamanında Hicretin 17. yılında alınan bir kararla Hicretin olduğu yıl Hicri Takvimin 1. yılı ve o yılın Muharrem ayı da Hicri Kameri takvimin ilk ayı kabul edilmek suretiyle, o yıl 1 Muharrem'in rastladığı 16 Temmuz 622 tarihi de Hicri Kameri Takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

(...)

Her bir Kameri ay yaklaşık 29.5 gün sürer ve bir Kameri yıl 354 gün olarak elde edilir. Bu nedenle Kameri takvimde 6 adet 29 günlük 6 adet 30 günlük ay bulunur. Hangi ayların 29 ya da 30 gün süreceği ayın fazı göz önünde bulundurularak Şeyh ül İslam tarafından belirlenir.

Ancak gerçek Kameri ay 29.5 günden 44 dakika 3 saniye daha uzun olduğundan 12 Kameri ayın belirlediği 354 günlük kuramsal Kameri yıldan 8 saat 48 dakika 36 saniye daha uzundur. 30 yılda bu hata 11 gün 0 saat 18 dakika 0 saniye olacağından eşzamanlılığı sağlamak için 30 yıl boyunca 19 adet 354 gün süreli ve 11 adet 355 gün süreli yıl oluşturulur. 355 günlük yıllar son aya bir gün ilave edilerek gerçeklenir. Böylece eşzamanlık sağlanır ve ancak 2400 yılda bir takvime tekrar 1 gün ilave etmek gerekir.


XXXXXXXXXXX

Ay yani kamerî takvimi ilk olarak Bâbillilerin kullandığı bilinmektedir.

Medine'de İslam devletinin kurulmasından Hz. Ömer (r.a.) devrine kadar müslümanlar bazı önemli olayları tarih başlangıcı kabul edip buna göre zamanlarını tayin etmekteydiler. Meselâ; Fil olayı, ficâr savaşı, zelzele yılı, veda haccı yılı ve bazı önemli zatların ölümü gibi olaylar tarih başlangıcı olarak kabul edilmekteydi. Ancak bu, zaman zaman karışık bir durum arzediyordu. Hz. Ömer (r.a) bu karışıklığı gidermek amacıyla konuyu diğer sahabelerle istişare etti. Bu sırada meydana gelen olay bunun gerekliliğini bir kat daha arttırdı. Yemen Valisi Ya'la b. Ümeyye Hz. Ömer (r.a)'a gün, ay ve yılı belli olmayan bir mektup gönderir. Aynı şekilde yılı belli olmayan vadesi Şaban ayı, diye kaydedilen bir senet Basra Valisi Ebû Musa el-Eşarî'ye getirilir. Sözkonusu senette geçen şaban kelimesinin, bu yıla mı, geçen yıla mı, yoksa gelecek yıla mı ait olduğu meselesi kesin olarak anlaşılmayınca bu tarih ve sened ihtilafa sebeb oldu ve konunun önemini ortaya çıkardı. Sahabiler meseleyi görüşerek tarih başlangıcı konusunda İran, Yunan vb. gibi ülkelerin takvimlerini benimseme tekliflerini ileri sürdüler. Ancak bu teklifler kabul görmeyince Hz. Ali (r.a) takvimin hicretin başlangıç olması gerektiğini ileri sürdü. Onun bu görüşü derhal benimsendi. Hz. Peygamber (s.a.s), rebiülevvel ayında hicret etmişti. Ancak kamerî yıl muharrem ayı ile başladığından tarih iki ay sekiz gün geri alınıp Hicrî takvimin başlangıcı 23 Temmuz 622 olarak tesbit edildi.
http://www.sevde.de/islam_Ans/H/H2/hicri_takvim.htm

XXXXXXXXXXXXXX


Haram ayları ertelemek, sadece kafirlikte ileri gitmektir

Cahiliyye devrinde, birbiri ile çarpışmaya ve talana alışmış olan Araplara fasılasız üç ay güvenlik ve sulh içinde yaşamak çok ağır geliyordu. Onun için Hz. İbrahim (A.S.) ve Hz. İsmail (A.S)’den beri devam ede gelen bu tertibi canlarının istediği gibi bozmaya, mesela Muharrem ayındaki haramlığı Safer ayına çevirmeye, diğer haram ayları da ileri geri götürmeye başladılar ve hadis-i şeriflerde de belirtildiği üzere:

“Muharrem ayını Safer diye isimlendirerek”, (Bak. Buhari, Hacc: 34, Menakıbu’l-Ensar: 26, Müslim, Hacc:198, Ebu Davud, hacc: 80) Muharrem’i haram ayı olmaktan çıkarıyorlar, haram ayındaki yasakları işliyorlardı. Böylece, Muharrem’in haramlığını Safer ayına tehir ediyorlardı. Maksatları ardarda gelen üç haram ayı ikiye indirmek, üçüncüyü bir ay geriye bırakmaktı. Çünkü üç ay üst üste, savaşmak, yağmalamak ve öldürmek gibi alışkanlıklardan uzak kalmak onlara zor geliyordu.

Binaenaleyh, Safer ayının uğursuzluğu hakkında söylenenlerin asıl menşei işte bu cahiliyye devri davranışlarıdır.

Mehmet Talü

http://www.milligazete.com.tr/makale/haram-aylari-ertelemek- sadece-k%C3%A2firlikte-ileri-gitmektir-88913.htm


Ayrıca http://fikih.ihya.org/islam-fikhi/haram-aylar.html sitesindeki Haram Aylar başlıklı yazı:

(...)

Ayette geçen "nesî" (geciktirme)'nin nasıl olduğuna ve Arapların bu sûretle haram ayı nasıl helâl saydıklarına gelince; Ay senesi (354 gün) ile güneş senesi (365 gün) arasında on bir günlük bir fark olduğu için kamerî aylar her sene on bir gün evvel geliyordu. Buna göre Hac mevsimi bazan kış ortasına gelir, bazan yazın en sıcak zamanlarına rastlardı. Bu durum müşriklerin hoşuna gitmiyordu. Çünkü yazın sıcağında kışın soğuğunda bedevîler Kâbe ziyaretine gelemiyor, ticaret hayatı da aksıyordu. Bundan dolayı her üç yılda bir defa bir meclis toplanır, o senenin aylarına bir ay eklenerek ay senesi on iki aydan on üç aya çıkarılırdı. Hac mevsimi ise devamlı olarak, dört mevsimden işlerine gelen (mesela ürünlerin yetiştiği) mevsime bırakılırdı. Bu suretle Hac mevsimi değişmiyor fakat aylar yer değiştirmiş oluyordu. Muharrem ayı Saferden başlayarak sırasıyla onikinci ay olan Zilhicce'ye kadar bütün on bir ayın yerini alırdı. Böylece haram aylar helâl ayların yerine geçmiş olurdu. Hac ayı (Zilhicce) de, her sene on bir ay sonraya bırakıldığı (yani nesî' yapıldığı) için hakiki Hac ayı olan Zilhicce'nin dokuzuncu günü ancak otuz üç senede bir defa esas kendi yerini buluyordu. Nitekim Hicretin onuncu yılı Zilhicce'si aslı yerine gelmişti.

Peygamberimiz (s.a.s.) Veda Hutbesi'nde haram aylar konusunda şöyle buyurmaktadır: "Ey insanlar, harbedebilmek için haram ayların yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kafirlerin kendisiyle dalalete düşürüldükleri bir şeydir. Bir sene helâl olarak kabul ettikleri bir ayı öbür sene haram olarak için ederler. Cenâb-ı Hakk'ın helâl ve haram kıldıklarının sayısına uydurmak için bunu yapıyorlar. Onlar Allah'ın haram kıldığına helâl, helâl kıldığına da haram derler. Hiç şüphe yok ki zaman, Allahu Teâlâ'nın yarattığı gündeki şekil ve nizamına dönmüştür. Sene oniki aydır; dördü haram aylardır; üçü peşpeşe gelir: Zilkâde, Zilhicce, Muharrem ve Şaban'la Cemâzilevvel arasındaki Mudar kabilesinin Receb'i (Mudar kabilesi Receb ayına çok hürmet ettikleri için böyle denilmiştir) (et-Tâc, II, 149).


__________________
Kim bundan (Kuran'dan) yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir. Taha 100
Yukarı dön Göster ehli-ibrahim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ehli-ibrahim
 
ehli-ibrahim
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 02 agustos 2009
Gönderilenler: 17
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ehli-ibrahim

Güneş takvimleri: Jülyen Takvimi ve Miladi Takvim

Jülyen takvimi, Jül Sezar tarafından M.Ö. 46 yılında kabul edilen ve batı dünyasında 16. yüzyıla kadar kullanılan takvim. Artık yıl hesaplamasındaki ufak bir fark sonucu yaklaşık her 128 yılda bir günlük bir kayma oluşturduğu için, yerini Gregoryen takvimi almıştır.

Jül Sezar, o zamana kadar kullanılan takvimdeki karışıklıkları çözmesi için İskenderiyeli astronomi bilgini Sosigenes'den yardım alır. Sosigenes, 1 yılı 365.25 gün alarak oluşan mevsim kaymalarını düzeltmeyi hedeflemiştir. Böylece 4'e tam bölünemeyen yıllar 365 gün olmuş, bu yıllardan artan çeyrek günlerse 3 yılın ardından gelen artık yıla eklenerek, artık yılı 366 güne çıkarmıştır. Ayrıca 1 yılın 12 ay kalabilmesi için artık yıllarda aylar 6 ay 30, 6 ay 31 gün çekecek şekilde düzenlenmiştir. Artık olmayan yıllarda ise yılın son ayından 1 gün çıkarılmıştır. Bu da o dönemde yılbaşı Mart olduğundan dolayı Şubat ayının artık yıllarda 30, diğer yıllarda ise 29 güne çekilmesine sebep olmuştur. Ayrıca takvim düzenlemesini yaptığı için Temmuz ayının ismini değiştirerek kendi adından gelen July ismini vermiştir.

Fakat Sezar'ın öldürülmesinden sonra takvimde yapılan bu ıslahat düzgün uygulanamadı. Takvim düzenlemelerini yapan Pontifeksler, 3 yılda 1 artık yıl uygulaması yaparak takvimde tekrar bozulmalara sebep olmuştur. Bu uygulamanın yapıldığı yaklaşık 40 yıl boyunca 3 gün kayma meydana gelmiş ve M.Ö. 8. yıl'da Augustus 12 yıl boyunca artık yıl uygulamasını durdurarak bu kaymayı düzeltmiştir. Augustus tıpkı Jül Sezar gibi takvimde değişiklik yaptığı için Ağustos ayının adını değiştirip kendi ismi olan Augustus'u vermiştir. Fakat ismi Sezar'dan gelen Temmuz ayının 31, Ağustos ayının ise 30 çekmesinden dolayı Şubat ayından 1 gün alınıp Ağustos ayına eklenmiştir. Böylece Şubat ayı artık yıllarda 29, diğer yıllarda 28 güne düşmüştür.


Gregoryen takvim ya da Miladî takvim, Jülyen takviminin yerine Papa XIII. Gregory tarafından yaptırılan takvim. Milad'ı tarih başlangıcı ve Dünya'nın Güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı "1 yıl" olarak kabul eder. Senede 10.8 saniye hata oranıyla en güvenilir ve hassas takvimdir.

Gregoryen takvim, günümüze kadar kullanılan takvimler içinde en az hatalı olanıdır. Günümüzde bir ekinoks yılı 365.242375 gündür. Gregoryen takvimde ortalama bir yıl 365.2425 gündür ve gerçek ekinoks yılı uzunluğuna oldukça yakındır.

Senede "ortalama" 0.000125 günlük bu ufak hata, 10.8 saniyeye tekabül eder. Takvim hesaplamasında 1 günlük hatanın ortaya çıkması için yaklaşık 8000 yıl geçmesi gerekir. Bununla birlikte 8000 yıl içerisinde bir ekinoks yılının uzunluğu da sabit kalmayacaktır ve hangi uzunlukta olacağı tam olarak bilinemez. Bu nedenlerle Gregoryen takvim yeterli hassasiyette bir takvimdir ve yeniden düzenlenmesi çok uzun bir süre gereksizdir.

Bu düzenlemenin nedeni Mart ekinoksunu, 21 Mart tarihine mümkün olduğunca yakın denk getirmektir. Böylece Paskalya bayramı 21 Mart tarihinde veya hemen sonrasında kutlanabilecekti.



__________________
Kim bundan (Kuran'dan) yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir. Taha 100
Yukarı dön Göster ehli-ibrahim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ehli-ibrahim
 
ehli-ibrahim
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 02 agustos 2009
Gönderilenler: 17
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ehli-ibrahim

İddia Edilen Kameri Takvimin Esasları

  • Hesap yapılırken yalnız Kamer kullanılır. Güneşten yararlanılmaz.
  • İki dolunay arasındaki süre bir aydır. Dolunaylardan sonraki gün, ayın ilk günü olarak kabul edilir.
  • Aylar kimi zaman 30 gün, kimi zaman 29 gün sürer.
  • Yılın başlancı, rengi kırmızıya çalan kızıl dolunayın oluştuğu sonraki günüdür.
  • İki kızıl dolunay arasındaki süre bir yıl olarak kabul edilir.
  • Genel olarak iki kızıl dolunay arasında 11 dolunay yani 12 ay vardır.
  • İstisnai olarak 12 dolunay yani 13 ay olabilir. Bu ay, artık ay olarak görülür. Yeni yıla geçmek için kızıl dolunay beklenir.
  • Kızıl dolunay, Kuran'da geçen şehru ramazan'dır ve kızıl dolunay görüldüğü gece sahura kalkılır ve oruç tutmaya başlanır.
  • Oruç, kızıl dolunay gökyüzünden kaybolasayakadar yani 10 süreyle tutulur.
  • Takimin ilk ayı her zaman 21 haziran -19 temmuz arasında başlar
  • Aylar mevsimlere paralel olarak ilerler.
  • Her zaman yılın sonuncu, birinci ve ikinci ayları yaz aylarıdır.

Miladi 1967-2009 yılları arası iddia edilen ay takvimi kızıl dolunayları/yıl başları:


Koyu ve aynı renki yazılı yıllar arasında artık ay vardır.


Döngü bir
22 Haziran 1967
10 Temmuz
29 Haziran
18 Temmuz
8 Temmuz
26 Haziran
15 Temmuz
4 Temmuz
23 Haziran
11 Temmuz
1 Temmuz
20 Temmuz
9 Temmuz
28 Haziran
17 Temmuz
6 Temmuz
25 Haziran
13 Temmuz
2 Temmuz

Döngü iki
22 Haziran

11 Temmuz
29 Haziran
18 Temmuz
8 Temmuz 1990
27 Haziran
14 Temmuz 
3 Temmuz
23 Haziran
12 Temmuz
1 Temmuz
20 Temmuz
9 Temmuz
28 Haziran
16 Temmuz
5 Temmuz
24 Haziran
13 Temmuz
2 Temmuz

Döngü üç
22 Haziran

11 Temmuz
30 Haziran
18 Temmuz
7 Temmuz
26 Haziran
15 Temmuz
3 Temmuz
23 Haziran
12 Temmuz
2 Temmuz
19 Temmuz
9 Temmuz
28 Haziran
16 Temmuz
5 Temmuz
24 Haziran
13 Temmuz
3 Temmuz

Döngü dört
22 Haziran

10 Temmuz
29 Haziran
18 Temmuz 2027
....
...
..
..

Döngü şu:

kırmızı
siyah
-
kırmızı
-
siyah
kırmızı
-
siyah
-
kırmızı
-

19 yılda bir döngü yeniden başlıyor!

(not renklerin bir önemi yok, iki renk de iki dolunay arasında artık yıl olduğunu gösteriyor. İki renk yapmamın nedeni hangi iki yıl arasında olduğunun belli olması.)

Döngüyü fark ettiniz mi?


__________________
Kim bundan (Kuran'dan) yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir. Taha 100
Yukarı dön Göster ehli-ibrahim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ehli-ibrahim
 
ehli-ibrahim
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 02 agustos 2009
Gönderilenler: 17
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ehli-ibrahim

Diğer bir konu ise, Tevbe suresindeki 37. erteleme ayeti:
Bu ayet detaylandırılmış bir ayet. Allah neyi, neden ve nasıl yapıldığını anlatıyor. Bu ayeti tam olarak anlayabilirsek belki sorunun cevabına yaklaşabiliriz.

Ayet 3 kısımdan oluşuyor

1.kısım:
İnnemen nesîu ziyâdetun fîl kufri yudallu bihillezîne keferû
(Haram ayları) Ertelemek ancak kafirlikte artıştır. Kâfirler bununla saptırılır.

3. kısım
zuyyine lehum sûu a'mâlihim, vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn
Onların kötü amelleri onlara süslendi (güzel gösterildi). Ve Allah, kâfir kavmi hidayete erdirmez.

Ayetin bu iki kısmının mealinde problem yok. Ancak 2. kısma baktığımızda, farklılıklar göze çarpıyor. Ama ayetin önemli kısmıda burası zaten. Ne yaptıkları, neden yaptıkları ve sonucunun ne olduğu anlatılıyor.


2. Kısım
yuhillûnehu âmen ve yuharrimûnehu âmen li yuvâtiû iddete mâ harremallâhu fe yuhillû mâ harremallâh

Önce, ne yaptıklarına bakalım:
yuhillûnehu âmen ve yuharrimûnehu âmen
harâm ayı bir yıl helâl sayarlar, bir yıl harâm sayarlar.

Sonuçta ne elde ediyorlar:
fe yuhillû mâ harremallâh
Böylece Allah'ın haram kıldığı şeyi helal kılıyorlar.

Peki bu haram kılınanı helal yaparken zulümlerini nasıl gizliyorlar? Asıl soru bu.
li yuvâtiû iddete mâ harremallâhu

  1. Allah'ın haram kıldığının sayısına uygun göstersinler de
  2. Allah'ın haram kıldığının sayısını bozmak
  3. Allah'ın harâm ettiği ayların sayısını denk getirsinler de
  4. Allah'ın haram kıldığı süreyi denkleştirmek için
  5. Allah'ın haram kıldığına sayı bakımından uymak için
  6. Allah’ın haram ettiği belirli ayların sayıları tamamen olsun diye
  7. Allah'in haram kildigi aylarin sayisina uydurmak icin
  8. Allah'ın haram kıldığı sayıya uydurmak için
  9. Allah'ın haram ayların adedinin/müddetinin uyması için
  10. Allah'ın haram kıldığı ayları sayıca denk getirmek için
  11. Allahı'n kutsal saydığı ayların sayısına denk düşürmek amacıyla
  12. Allah'ın haram kıldığına sayı bakımından uymak için
  13. ayların sayısını Allahın yasak kıldığı takvime uyarlamak amacıyla
http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx?suresi=tevbe&am p;am p;am p; ayet=37 sitesindeki çeşitli mealleri aldım. Birbirlerinin aynı olanları çıkarttım. 13 farklı meal var. Ben bu meallerden hiçbir şey anlamıyorum.

sayısına uygun göstermek?
Allah'ın haram kıldığının sayısı nedir?
sayıca denk getirmek?
sayısını denk getirmek/bozmak/uymak??
süreyi denkleştirmek?
belirli ayların sayıları tamamen olsun diye?
ayların sayısına uydurmak? sayıya uydurmak?
sayı bakımından uymak?
sayısına uygun olmak?

Bir kere ayette iddet kelimesi geçiyor.

iddet: islâm hukukunda evliliğin ölüm, boşanma veya fesih sebeplerinden birisiyle sona ermesi halinde yeniden evlenebilmek için kadının beklemeğe mecbur olduğu müddet. Yani beklenmesi/geçmesi zorunlu olan minimum zaman.

Bence meal yazanların da kafası çok karışık. Bizim bildiğimiz birşey var o da 4 tane haram ay var. Kafirler: 4 tane haram ay olsun ne zaman olursa olsun mu diyorlar? Ama bir yıl helal bir yıl haram kılmaları lazım. İşin içinde erteleme de var.


Haram olan ayın iddetini/geçmesi gereken en kısa süreyi helal kılabilmek için uygun hale getiriyorlar.


Kafirler ayları komple erteliyorlarsa ayların sayısının bir değeri olmaması gerekir. Anlatılanlara göre bir haram ayı erteleyip, haram aya helal ay giysisini giydiriyorlar. Sonra gelen helal ay da haram oluyor. Bu şekilde yine 4 tane haram ay olmuş oluyor. Ama geçmesi gereken minimum süreyi denk getirmeleri lazım? Bu cümleden hiçbir şey anlamıyorum.

Erteleyerek bir yıl helal bir yıl haram kılıyorlar ki, haram olan ayın geçmesi gereken minimum süre denk gelsin/uygun olsun(neye? bilmiyorum).
Erteleyerek bir yıl helal bir yıl haram kılıyorlar ki, haram olan ayın geçmesi gereken minimum süreye denk gelsin/uygun olsun.
O zaman da amaç sanki haram olanı helal kılmak değil de, başka birşeyler varmış gibi görünüyor.

Ben bu ayetin mealini çözemiyorum...


__________________
Kim bundan (Kuran'dan) yüz çevirirse, şüphesiz kıyamet günü o, bir günah-yükü yüklenecektir. Taha 100
Yukarı dön Göster ehli-ibrahim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ehli-ibrahim
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar.

  bence ayet gayet açık. hani şu bizim kameri aycılara tokat denecek kadar.açık seçik. bir ayet.

    evet bu aylar.

   bakın  bir önceki ayete .. allah gökleri ve yeri yaratmasında ve yazdığı yani programlamasında ayların sayısı 12 dir.   yeryüzündeki canlı cansız dengesini 12 aya bölmüş allah (cc) hu

  bu bölmede. 4 ay haram sayılır.  ve insandan başka her canlı bunu bilir. ekinin toğumlanması . ağacın yeşermesi. hamile hayvanların doğurması gibi olayların bütünü bu aylarda olur.  ama bir tek insan bilmez. ve

   gelelim meseleye. kameri ay diye tuturanlar. bu ayları bir yıl kışın ortasına bir yıl yazın sıcağına denk getirerek. sınırı aşarlar.

    hamileyi katlederler. toğumu yok ederler. yaşareni  kuruturlar.

    mesela sözgelimi bu yıl kameri aya göre. tavşan doğumu haram aya gelir. hiç kimse. tavşan öldürüp yemez.

   ama diğer. yıl kameri ay on gün geri gittiğinden aynı tavşanların üreme mevsimidir. ama kameri ayagöre haram değildir. ve bakın siz tavşan katliyamına......

    işte. yerlerin ve göklerin yaratılmasında programlanan. ve bu programa göre canlı hayatı güneş yılıdır. kamer yılı. değil...



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

Merhaba. Önce elimdeki konuyu tamamlamak istediğim için bazı soruları ertelemek zorunda kaldım; ancak şimdi cevaplayabiliyorum. Özür dilerim.

 

İsimsiz:

 

"Şehr" sözcüğünün Kur'an'da geçtiği her yerde dolunay olarak çevrilmesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Yoksa bu sadece Bakara/185, Tevbe/36 gibi ayetler için geçerli bir tanımlama mıdır?

 

Her geçtiği yerde dolunay olarak çevrilmesi gerektiğini düşünüyorum. Lütfen tıklayın: شهر. Ayetlerdeki ŞEHR sözcüklerinin bir listesi bu. Hangisinin farklı çevirilmesi gerektiğini söyler misiniz.

 

 

Nermus:

 

Yani sözün özü şu: kuzey yarım küre ve özellikle Mekke ve civarı için geçerli olan haram aylar  ve bu ayların haram kılınmasının gerekçeleri, aynı tarihlerde dünyanın her yeri için geçerli değildir.

 

Allah’ın gökleri ver yeri yaratırken verdiği hüküm evrenseldir; yalnızca Mekke ve civarını değil bütün dünyayı bağlar.

 

(İki sıcak dolunay arasındaki sürede) dolunayların sayımı oniki dolunaydır ve dört yasaklar onlardandır. Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü bu hükmü evrenseldir; Mekke ve civarı ile sınırlı değildir:

 

Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı gün yazdığı odur ki dolunayların sayımı onikidir ve dört haramlar (erba'ate hurum) onlardandır.

 

Dört haramlar: erba’ate hurum

Haram dolunaylar: eşhurul hurum

 

Yani

dört haramlar = haram dolunaylar

 

"Haram"dan kasıt ise "avlanma yasağı"dır (5:1-2, 95). Ve onun zamanı dünyanın her yerinde yaz aylarıdır. Örneğin Türkiye’de Mayıs-Ekim arası.

 

Avlanmanın yasak olduğu YASAK DOLUNAYLAR kuzey yarıkürede oranın yaz dönencesi olan "21 Haziran"dan sonraki sıcak dolunay ile başlar; güneyde ise oranın yaz dönencesi olan "21 Aralık"tan sonraki sıcak dolunay ile.

 

Kuzey yarıküre

Güney yarıküre

Yaz dönencesi

21 Haziran

21 Aralık

Kış dönencesi

21 Aralık

21 Haziran

 

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
mermus
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 30
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mermus

    Merhaba
  Sayın takva81 , haram ayların ve ramazanın  hangi takvime (kameri takvimm mi, güneş takvimi mi?) endekslenmesi  meselesinde anlayamadığım  noktalar var. Da ha önce de sayın akçaya  aynı soruyu yöneltmiştim ama  heralde gözden kaçtı cevap alamadım .Müsadenizle aynı soruyu sizede yöneltmek istiyorum.

Sayın Akçay
Ramazan  dolunayı   ve haram aylar  hakkındaki görüşlerinizi anlamaya çalışıyorum ve kafamda  düşüncelerinizin çelişkili olduğu yönünde bazı şüpheler oluştu, sanki ramazan  konusunda tutarlı bir açıklama değilmiş gibi geliyor.  Bu bağlamda sormak istediğim bir kaç sorum olacak ( sadece anlamak için ), aydınlatırsanız sevinirim.

Hasan Akçay yazdı 
 
KAVURUCU DOLUNAY ki onda kur’an indirildi... o dolunaya hanginiz tanık olursa oruç tutsun – ŞEHRU RAMAZÂN ellezî ünzile fîhil kuran… fe men şehide minkumü’ş şehre fel yesumh.

 

Yani önemli olan o kavurucu dolunaydır, ki yılda yalnızca bir kez görünür. Yaz dönencesi denen 22 Hazirandan sonraki 0-30 gün içinde. 

21 haziran gündönümüden sonra ilk görünen , yıl içindeki en sıcak günlere denk gelen ve bu yüzden  kavurucu dolunay diye nitelenen  dolunay kuzey yarımküre için geçerlidir. Aynı tarihlerde güney yarımkürede , örneğin Güney Amerika yada  Avustralya da kış mevsimine denk geldiği için oralardan görünen  dolunayın kavurucu olarak nitelendirilmesi mümkün değildir, çünkü o  dönemde ( 21 hazirandan sonraki ilk 30 gün ) orada  yılın  en soğuk dönemleri yaşanmaktadır.Tarım ve yabani av hayvanlarının üreme dönemi mevsimlerden etkilendiği için , güney yarım küredeki hasat ve üreme  dönemleri de kuzey yarımkürdeki üreme ve hasat dönemleri ile  parelellik arz etmeyecek ve farklı aylara  denk düşecektir.21 haziran sonrasındaki  4 dolunay döneminde belkide hayvanların üremediği dönemler haram ay olacak , daha sonraki ürediği dönemler av mevsimi olacaktır.
    Yani sözün özü şu : kuzey yarım küre ve özellikle Mekke ve civarı için geçerli olan haram aylar  ve bu ayların haram kılınmasının gerekçeleri , aynı tarihlerde dünyanın her yeri için geçerli değildir. Ayrıca orucu  güneş takvimine endekslemiş olmak, orucun belki her yıl  aynı dönemlerde ( 21 haziran sonrasında ilk dolunayla başlayan dönem) tutulmasını sağlar ama iklim koşullarının ve  yabani av hayvanlarının  üğreme döneminin dünyanın her yerinde aynı  zamana denk gelmesini sağlamaz.Ne dersiniz?

   Sorumu biraz daha açıyım. diyorsunuzki,

bu bölmede. 4 ay haram sayılır.  ve insandan başka her canlı bunu bilir. ekinin toğumlanması . ağacın yeşermesi. hamile hayvanların doğurması gibi olayların bütünü bu aylarda olur.  ama bir tek insan bilmez. ve

   gelelim meseleye. kameri ay diye tuturanlar. bu ayları bir yıl kışın ortasına bir yıl yazın sıcağına denk getirerek. sınırı aşarlar.

    hamileyi katlederler. toğumu yok ederler. yaşareni  kuruturlar.

    mesela sözgelimi bu yıl kameri aya göre. tavşan doğumu haram aya gelir. hiç kimse. tavşan öldürüp yemez.

   ama diğer. yıl kameri ay on gün geri gittiğinden aynı tavşanların üreme mevsimidir. ama kameri ayagöre haram değildir. ve bakın siz tavşan katliyamına......

    işte. yerlerin ve göklerin yaratılmasında programlanan. ve bu programa göre canlı hayatı güneş yılıdır. kamer yılı. değil...

  Burada örnek olarak tavşanların üreme sezonunun haram aya  denk geldiğinden bahsediyorsunuz. A ma dünyanın her yerinde aynı  tarihte bütün yaban av hayvanlarının üreme sezonu aynı tarihe denk gelmiyor.Gene bunun gibi en sıcak dolunay dizisi olarak  nitelendirdiğiniz ( 21 hazirandan sonraki  ard arda gelen 4 dolunay ki  ilki  ramazan oluyor) haram aylar, dünyanın her yerinde aynı şekilde nitelendirilemez.Yani örneğin aynı tarihlerde güney yarımkürede bu tarihlere denk gelen aylar yılın  en soğuk dönemi olan kış mevsimine denk geliyor ve buna bağlı olarak  gerek ekinlerin hasat zamnanı gerekse  güney yarımküredeki av hayvanlarının üreme dönemi kuzey yarımküre ve özellikle Mekke ve civarındaki  hasat ve  üreme dönemlerine denk gelmiyor.O bahsetmiş olduğunuz  en sıcak haram aylar  kuzey yarım küre için geçerli. Bunun sonucu olarakta  kuzey yarım küre için geçerli olan haram aylarda  uygulanacak av yasağı, güney yarım küre için hiç bir anlam ifade etmeyecektir.O dönemlerde  güney yarımkürede  hayvanların üreme sezonu olmayan, av sezonu olması gereken aylarda , o  bölgelerde yaşayan  insanlar  av yapamayacak, tam tersine o bölge için haram ay olması gereken dönemlerde  avlanacaklardır. Bu çelişkiyi nasıl izah ediyorsunuz?

  
Yukarı dön Göster mermus's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mermus
 
mermus
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 21 temmuz 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 30
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mermus

Sayın  akçay ben yukardaki mesajı yazarken sizin mesajınız gelmiş :)
sorum hala geçerli:)
Yukarı dön Göster mermus's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mermus
 

<< Önceki Sayfa 12 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats