Yazanlarda |
|
Metehan2003 Ayrıldı
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Tarihte Avcı ve toplayıcı toplumdan yerleşik duzene geciş
çok önemlidir.
İnsanlar iki Gruba ayrılır.Göçebe ve yerleşik düzene
geçen toplumlar.
Daha açıkcası Hayvan sahibleri ve Tarla sahibleri...
Bunları neden anlatıyorum? insanlığın geçtiği bu evreler
çok önemlidir.
Tevratta ,Kuran da ve kısmen incilde bunlar ışığında
sosyolojik Tasvirler vardır.
Herzaman yerleşik Tarımla ugraşan toplumlar gelen
göçebelerden rahatsız olmuşlardır.
Yerleşikler şehirler kurmuş zenginlik ve ihtişam ile ince
sanat eserleri yapmıştır.
Gocebeler ise göreceli olarak kaba ama daha içten samimi
insanlardır.
Habil ile Kabili hatırlayın;Sundukları kurbanları..
İbrahimi ve Lutu düsünün...Her ikisi de Urartuların
Harranından Kenan ülkesine Hicret etmişlerdi de
kendilerine Rabb bereket vermişti...
Hayvanlarına otlaklar bulmaları gerekiyordu...Hatta
emirlerinde ki cobanlar savaşa tutuşmuştuda ayrılmak
zorunda kalmışlardı...
Turklerde Tarih boyu gocebe yaşadılar...
Yerleşikler ise Gocebelere herzaman burun
kıvırır,beğenmezler...Ama sonucta Gocebe toplumlar
suregelmiş yerleşikler yok olmuştur.
Nebiler ve Resuller genellikle yerleşiklere
gonderilmiştir.
Uyarılar fayda vermez ve Allahın Gazabı ansızın
yakalayıverir.Bu değişmez bir uygulamadır.Ad ve Semud,Lut
ve Antakya...nice örnek bunun kanıtı.İstisna olarak
Yunusun kavmi Ninovalıları gösterebiliriz...Hani Zunnun
Rabbin emrine uymayıp kaçabileceğini zan edip bir gemiye
atlayıp turlu maceralar ile Balık karnından cıkartılmıştı
...Halkı gozgore gore olume goturen bir Hastalık
sarmıştı.Son yapılan bilimsel araştırılmalarda bu
100binlik şehrin Akdeniz kıyısında bugun Lubnan-suriye
bolgesi olan Asur başkenti Ninova oldugu ve hastalıgında
Akdeniz Anemisi oldugu tahmin ediliyor.
Demem o ki Adamlar Çivi yazılarını cozüp bu bilgilere
ulaşıyor ama Kurani bir bakış acısı olmadığı için taşlar
tam olarak yerine oturmuyor.
Aynısı bugün Corum da bulunan HAtusas sehri içinde
geçerli;10-12000 bin yıllık tarihi olan Hititlerin
başkentinde yıllardır Almanlar kazılar
yapıyorlar,binlerce Tablet,tarihi ve olayları anlatıyor
ama bir tane Kurani bakış acısı ile bunları okuyup
yorumlayacak Bilim Adamı yetiştirememişiz.
Kayıtlarda Hz.İbrahimin Hititlerden eşinin ölümü üzerine
Satın aldığı Magara ve içinde bulundugu Arazinin Satış
Protokolu çıkıyor ama bizler uyuyoruz.
O zaman ki Hititliler herşeyi kayıt altına alıp
arşivliyor ve yazıda İbrahimin dinine inanmasalarda cok
Saygı duydukları ve Araziyi Hediye etmek istedikleri
anlaşılıyor ancak İbrahim bunu kabul etmiyor ve Gümüş ile
ödemesini yapıyor.
Velhasıl kelam gelmek istedigim nokta şudur ki bizler
Hanif olarak daha geniş bakış acısı ile Kuranı ve Evreni
yorumlamamlıyız.Kısır döngüler içinde saplanıp
kalmamlıyız.Bunca imam hatipli,İlahiyatcı yetişiyor bu
memlekette,ne iş yaparlar bunlar.Herbiri bir Tarih
masteri yapamazmı çözemezmi ayagının altında ki Çivi
yazısını? Biz bunları neden keşfedemiyoruz? Neden
yabancilar gelip bu hazineleri yagmalayıp gidiyor da
bizlerde Harammı Helal mi tartışmalrı içinde ömrümüzü
tüketiyoruz?
Haksızmıyım?
En derin Saygılarımla...
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Metehan 2003 yazdi;
Kayıtlarda Hz.İbrahimin Hititlerden eşinin ölümü üzerine Satın aldığı Magara ve içinde bulundugu Arazinin Satış Protokolu çıkıyor ama bizler uyuyoruz. O zaman ki Hititliler herşeyi kayıt altına alıp arşivliyor ve yazıda İbrahimin dinine inanmasalarda cok Saygı duydukları ve Araziyi Hediye etmek istedikleri anlaşılıyor ancak İbrahim bunu kabul etmiyor ve Gümüş ile ödemesini yapıyor.
Merhaba kardesim, yukaridaki bilgileri aldiginiz kaynagi belirtirseniz cok sevinirim.
Kadir
|
Yukarı dön |
|
|
yeni islam Yasaklı
Katılma Tarihi: 09 temmuz 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 90
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Arkadaşlar.
Kur"an"dan Hz.İbrahiğmin,Hz.Nuh sonrası insanların önderi,sonraki peygamber veya müslümanlarında atası kılındığını anlıyoruz.İbrahimin muhatabı olan insanların,İbrahimin önderliğine hiç itiraz etmediklerini de görüyoruz.
Ayrica,İbrahimin ateşe atıldığı yerden ayrıldığı ve başka bir bölgeye gittiği,o bölgeye gittikten sonra oradaki insanlara önder seçildiği anlaşılıyor.
O insanlar,İbrahimin ateşe atıldığını,ancak ateşin onu yakmadığını falan bilmiyordu,görmemişti.Buna rağmen,İbrahim onlara hiç bir mucize göstermeden mi,onlar ibrahimin imamlığına riza gösterdiler?
Bana göre hayır.İbrahim onlara büyük bir mucize gösterdi.Ama o mucizenin ne olduğunu Kur"an"dan anlamak,anlayabilmek,oldukça zor.
Ben,o mucizeyi farkettiğimi düşünüyorum.Ama söylemem.Çünkü haktansapmaz hocanın beni tımarhaneye kapattırmasından korkarım:)
Selam ile
|
Yukarı dön |
|
|
Metehan2003 Ayrıldı
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Dogruluguna kefil degilim ama bana ilginc geldi ve buraya
asıyorum,sonucta tahrif olmus diger incil
versiyonlarından farklı olarak Tevhid anlayışı olan;
BARNABAS ISANIN BIZZAT SOHBETINDE BULUNMUS HAVARILERDEN
KENDI NOT ALDIGI KONU BASLIGI:
"İBRAHİM"
Allah, İbrahim'e "Babanın ve yakınlarının evinden
uzaklaş, sana ve soyuna verdiğim ülkeye gel ve yerleş"
demedi mi? Allah, bunu neden dedi; yalnızca, İbrahim'in
babası, sahte tanrılar yapıp tapınan bir put yapıcı
olduğu için değil mi? Bu nedenle aralarında, babanın
oğlunu yakmak isteyecek kadar düşmanlık vardı.
Petrus cevap verdi:
"Dediklerin doğrudur; şimdi sizden, İbrahim'in babasıyla
nasıl alay ettiğini bize anlatmanızı rica ediyorum."
İsa cevap verdi:
"İbrahim, Allah'ı aramağa başladığında yedi yaşındaydı.
Bir gün babasına, "baba, insanı kim meydana getirdi?"
diye sordu.
Aptal baba cevap verdi:
"İnsan. Ben seni meydana getirdim, beni de babam, meydana
getirdi."
İbrahim cevap verdi:
"Öyle değil baba! Çünkü ben yaşlı bir adamın ağlayarak,
'Ey Tanrım, neden bana çocuk vermedin?' dediğini duydum."
Babası cevapladı:
"Doğrudur oğlum, Tanrı, insana, insan meydana getirmesi
için yardım eder. Fakat başka türlü müdahalesi olmaz.
İnsanın, sadece Tanrı'ya dua etmesi ve O'na kuzu ve koyun
vermesi gerekir. O zaman Tanrı da kendisine yardım eder."
İbrahim cevap verdi:
"Kaç tane tanrı vardır, baba?"
Yaşlı adam cevapladı:
"Sonsuz sayıda, oğlum."
Sonra İbrahim dedi:
"Ey baba, eğer ben bir tanrının dediklerini yapar ve
diğeri de, kendisinin dediklerini yapmadığım için benim
kötülüğümü isterse; o zaman ben ne yapacağım? Her
durumda, aralarında anlaşmazlık çıkacak ve tanrılar
birbirleriyle savaşacaklardır. Ya benim kötülüğümü
isteyen tanrı, benim kendi tanrımı öldürüverirse, ben o
zaman ne yapacağım?
Belli ki, beni de öldürecektir o."
Yaşlı adam gülerek cevap verdi:
"Ey oğul, korkma, çünkü hiç bir tanrı, bir diğer tanrı
üzerine savaş açmaz. Mabette büyük tanrı Baal'ın yanı
sıra, bin tanrı daha var. Yetmiş şu yaşıma geldim, bir
tanrının diğerine vurduğunu görmüş değilim. Hem, herkes
aynı tanrıya ibadet etmez ki, biri birine, diğeri
diğerine ibadet eder."
İbrahim cevap verdi:
"O zaman, aralarında barış var herhalde?"
Babası dedi:
"Evet var."
Ardından İbrahim dedi ki:
"Ey baba, tanrılar neye benzerler?"
Yaşlı adam cevap verdi:
"Budala, her gün bir tanrı yapıyor ve ekmek almak için
başkalarına satıyorum. Sen ise hala tanrıların neye
benzediğini bilmiyorsun!"
O sırada bir put yapmaktaydı. "Bu, palmiye odunundan, şu
zeytin ağacından, şu küçük olan ise fildişinden; bak, ne
kadar da güzel! Canlıymış gibi görünmüyor mu? Mutlaka
görünüyor, sadece nefesi eksik!" dedi.
İbrahim cevap verdi:
"Yani, tanrıların nefesi yok mu baba? Öyle de, nasıl
nefes veriyorlar? Ve kendileri cansızken, nasıl can
veriyorlar? Belli baba, bunlar tanrı değil."
Yaşlı adam bu sözlere kızarak, şöyle dedi:
"Eğer anlayacak yaşta olsaydın, kafanı bu baltayla
kırardım! Ama rahat ol, şu an anlayacak yaşta değilsin!"
İbrahim cevap verdi:
"Baba, eğer tanrılar insanlara yardım ediyorsa, o zaman,
nasıl olur da insan tanrı yapabilir? Ve eğer tanrılar
odundansa, o zaman, odun yakmak büyük bir günahtır. Fakat
söyle bana baba, sen nasıl bu kadar çok tanrı yapmış
bulunuyorsun da, neden dünyanın en güçlü insanı olasın
diye, pek çok çocuk meydana getirmen için tanrılar sana
yardım etmediler?"
Oğlunun konuştuklarını dinlerken, babanın sabrı taşma
noktasına gelmişti. Oğul yine devam etti:
"Baba dünyada hiç insanın bulunmadığı zaman oldu mu?"
"Evet." Diye cevap verdi yaşlı adam."Neden soruyorsun?"
"Çünkü" dedi İbrahim:
"İlk tanrıyı kimin yaptığını öğrenmek istiyorum da."
"Şimdi evimden defol!" dedi yaşlı adam, "Beni bırak da,
şu tanrıyı çabucak yapayım ve bana bir şey söyleme! Çünkü
acıkınca ekmek istiyorsun, lâf değil."
İbrahim dedi:
"Güzel bir tanrı gerçekten, onu istediğin gibi kesiyorsun
da, kendisini korumuyor!"
Sonunda yaşlı adam kızarak dedi:
"Bütün dünya onun tanrı olduğunu söylüyor, sen, deli
herif ise, değil diyorsun. Tanrılarıma yemin ederim ki,
büyük bir adam olmuş olsaydın, seni öldürebilirdim!"
Böyle deyip, yumruk ve tekmelerle İbrahim'e girişti ve
onu evden kovaladı.
Ardından Filipus dedi:
"Ey Muallim, nasıl oldu da, İbrahim'in babası oğlunu
yakmak istedi?"
Isa cevap verdi:
"Bir gün İbrahim, on iki yaşındayken, babası kendisine
dedi:
"Yarın bütün tanrıların bayramıdır. Bu nedenle, büyük
mabede gidecek ve tanrım büyük Baal'e bir hediye
götüreceğiz. Ve sen de kendin için bir tanrı seçeceksin,
çünkü bir tanrı edinecek yaştasın artık."
İbrahim kurnazca cevap verdi:
"Hay hay, ey benim babam."
Ve sabahleyin erkenden, herkesten önce mabede gittiler.
Fakat İbrahim, eteğinin altında gizlice bir balta
taşıyordu. Gelip, mabede girdiler. Kalabalık arttığından,
İbrahim mabedin karanlık bir bölümünde, bir putun
arkasına gizlendi. Babası, mabetten çıktığında,
İbrahim'in kendinden önce eve gittiğine inanıyordu. Bu
nedenle onu aramak için geride kalmadı.
Herkes mabetten ayrılınca, din adamları mabedi kapatıp
gittiler. Sonra, İbrahim baltayı alarak, büyük put
Baal'ın dışında, bütün putların ayaklarını kesti. Eski ve
parçalı olduklarından, düşüp parçalanan heykellerin
meydana getirdiği harabeliğin ortasında kalan Baal'ın
ayaklarına baltayı koydu.
Bundan sonra mabetten çıkan İbrahim'i, bir takım kimseler
gördüler. Ve mabetten bir şeyler çalmaya gitmiş
olabileceği kuşkusuna kapıldılar. Koşarak mabede
vardılar ve tanrıların parça parça edilmiş olduğunu
görünce, yas ederek bağırdılar:
"Çabuk gelin ey ahali! Tanrılarımızı öldüreni öldürelim!"
Birden, din adamlarıyla birlikte oraya, on bin kişi
üşüştü ve İbrahim'e, tanrılarını niye kırıp parçaladığını
sordular:
İbrahim cevap verdi:
"Aptalsınız siz! Bir insan tanrı mı öldürürmüş? Onları
öldüren büyük tanrıdır. Ayaklarının yanındaki baltayı
görmüyor musunuz? Belli ki, hiç arkadaş istemiyor."
Sonra, İbrahim'in babası geldi, oğlunun tanrılarına karşı
söylediği sözleri düşünüyordu ve İbrahim'in putları
parçaladığı baltayı tanıyarak, bağırdı:
"Tanrılarımızı öldürmüş olan bu hain benim oğlumdur,
çünkü bu balta benimdir!"
Ve oğluyla aralarında olup geçen her şeyi oradakilere
anlattı.
Hemen, bir odun toplayıp yığdılar. İbrahim'in ellerini ve
ayaklarını bağlayıp, odunların üzerine koydular ve
altındaki odunları ateşlediler. Ama hayır; Allah,
melekleri aracılığıyla ateşe, kölesi İbrahim'i
yakmamasını emretti. Ateş şiddetle parladı ve İbrahim'i
ölüme mahkûm edenlerden iki bin kişiyi yaktı. İbrahim,
Allah'ın meleği tarafından, kendini taşıyanı görmeyen
babasının evinin yakınına götürülüp, serbest olduğunu
gördü ve böylece ölümden kurtuldu.
Sonra, Filipus dedi:
"Allah'ın kendisini sevenler üzerine rahmeti büyüktür.
Anlat bize Muallim, İbrahim, Allah'ın bilgisine nasıl
vardı?"
İsa cevap verdi: "İbrahim, babasının evine yaklaşınca,
eve girmekten korktu. Evden biraz uzağa gidip, bir
palmiye ağacının altına oturdu ve burada kendi kendine
dedi:
"Hayat sahibi ve insandan daha güçlü bir Tanrı var
olmalı. Çünkü insanı, o meydana getiriyor ve insan, Tanrı
olmadan insan meydana getiremez."
Sonra çevresine;yıldızlara, aya ve güneşe baktı ve
onların tanrı olduklarını düşündü. Fakat onların
hareketlerinde değişken olduklarını görünce, şöyle dedi:
"Bu Tanrı hareket etmemeli ve bulutlar onu gizlememeli,
yoksa insanlar hiç olacak."
Bu şekilde kararsız dururken, "İbrahim" diye
çağırıldığını işitti, çevresine bakındı ve etrafta
kimseyi göremeyip, şöyle dedi:
"Adım İbrahim'le çağırıldığıma eminim, ama!"
Ardından, aynı şekilde iki defa daha "İbrahim" ismiyle
çağırıldığını duydu. Cevap verdi:
"Beni kim çağırıyor?"
Sonra, şöyle dendiğini duydu:
"Ben, Allah'ın meleği Cebrail'im."
Bunun üzerine, İbrahim korkuya kapıldı. Ancak melek onu
rahatlatarak, dedi ki:
"Korkma, İbrahim, çünkü sen Allah'ın dostusun; bu
nedenle, insanların tanrılarını parçaladığın zaman,
meleklerin ve peygamberlerin Tanrı'sını seçmiştin. Öyle
ki, adın hayat kitabın da yazılıdır."
Ardından, İbrahim dedi:
"Ben meleklerin ve kutsal peygamberlerin Tanrı'sına
hizmet etmek için ne yapmalıyım?"
Melek cevap verdi:
"Şu çeşmeye git ve yıkan, çünkü Allah seninle konuşmak
istiyor."
İbrahim cevap verdi:
"Şimdi, nasıl yıkanmam gerekiyor?"
Bunun üzerine melek, güzel bir genç suretinde ona geldi.
Ve çeşmede yıkanıp, dedi:
"Sen de, sırayla böyle yap, ey İbrahim."
İbrahim yıkanınca, melek dedi:
"Şu dağa çık, çünkü Allah seninle orada konuşmak
istiyor."
Melek böyle deyince, İbrahim dağa çıktı ve dizleri üstüne
oturup, kendi kendine dedi:
"Meleklerin Tanrısı, benimle ne zaman konuşacak?"
Yumuşak bir sesle çağırıldığını duydu:
"İbrahim!"
İbrahim cevap verdi:
"Beni kim çağırıyor?"
Ses cevap verdi:
"Ben senin Rabbinim ey İbrahim."
İbrahim korkuya kapılarak, yüzünü toprağa sürdü ve dedi:
"Toz ve kül olan senin kölen, seni nasıl duyabilir?"
Sonra, Allah dedi:
"Korkma, kalk, ben seni kölelerim için seçtim ve seni
kutsamak, seni büyük bir ümmet haline getirmek istiyorum.
Bu nedenle, babanın ve yakınlarının evinden ayrıl, sana
ve soyuna vereceğim ülkeye gelip, yerleş."
İbrahim cevap verdi: "Her istediğini yaparım, Rabbim;
fakat başka bir tanrının beni incitmemesi için beni
koru."
Sonra, Allah şöyle konuştu:
"Ben tek olan İlah'ım ve benden başka ilah yoktur. Yıkan
da benim, yapan da! Ben öldürürüm ve ben hayat veririm!
Cehennem'e atarım, oradan çıkarırım da ve kimse benim
elimden kurtulamaz."
Ardından, Allah ona sünnet ahdini verdi. İşte bu şekilde
babamız İbrahim, Allah'ı tanıdı.
İsa bunları söyleyip, ellerini kaldırdı ve şöyle dedi:
"Yücelik, şan ve şeref senindir, ey Rabbimiz olan Allah!"
Kaynak: Barnabas İncili, Çev. Mehmet Yıldız, s. 88-96,
Milenyum Yy. ist. 2005.
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
|
Yukarı dön |
|
|
Metehan2003 Ayrıldı
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
muhliskul Yazdı:
Metehan 2003
yazdi;
Kayıtlarda Hz.İbrahimin Hititlerden
eşinin ölümü üzerine Satın aldığı Magara ve içinde
bulundugu Arazinin Satış Protokolu çıkıyor ama bizler
uyuyoruz. O zaman ki Hititliler herşeyi kayıt altına alıp
arşivliyor ve yazıda İbrahimin dinine inanmasalarda cok
Saygı duydukları ve Araziyi Hediye etmek istedikleri
anlaşılıyor ancak İbrahim bunu kabul etmiyor ve Gümüş ile
ödemesini yapıyor.
Merhaba kardesim, yukaridaki bilgileri aldiginiz
kaynagi belirtirseniz cok sevinirim.
Kadir |
|
|
Merhaba Kadir bey,
1993 yılına kadar yaklasık 30 yıl bolgede kazı calışması
yapan ve kil tabletleri bizzat bizim gazete okudugumuz
gibi okuyan Bilimadamı Alman Arkelog Dr. Peter Neve
anlatmıştı.Sonra kedisi ile Yazılıkaya denilen ören
yerini de gezmiştik cok bilgili bir zattır kendisi.
[URL=http://www.baskenthattusa.com/hattusas/hattusastr.ht
m]http://www.baskenthattusa.com/hattusas/hattusastr.htm[/
URL]
Yukarıdaki Linkten Hattusas hakkında bilgi edine
bilirsiniz.
Ayrıca Tevrat (Tekvin,11, 28)de ki bilgilerde bunu
dogrular niteliktedir.
Ama asıl olan şu ki unlu kades anlaşması dahi
Hititlilerin kil tabletlerinde arşivlenmiştir.
Dr. Peter Neveyi halk benimsemiş ve Nifi diye
adlandırıyorlardı.Kendisi bana anlatırken Tabletlerde
Arazinin bugunku Şam ile Antakya arasında Hititlerin o
donem Hukumsurdugu bolgede oldugunu ve Ibrahimin
saygıdeger RAHIB olarak nitelendirildigini anlatmıştı.
Saygıdeger Rahib ibrahim olen karısı Sarah icin 400 kusur
Gram Gumus odeyip satın almış magara ve etrafında ki
arziyi.Buyuk ihtimalle vefatı ile O Mubarek sahıs oraya
gomulmeyi arzu etmiştir diye duşunuyorum.
O metrelerce uzun uzeri sarıklı Ibrahimin Kabri
hikayelerine oldum olası inanmamıştım zaten....
Selametle..
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba
Tesekkurler kardesim yalniz bahsettigin olay eski ahidde gecmektedir. Orjinal ifadelerde hititler yoktur. Heth kabilesinin hititler oldugu yonunde bazi idialar yapilmaktadir. Benim sizden istedigim Hitit kayitlarinda Ibrahim'in gecip gecmedigidir. Bunlari akademik sayginligi olan hangi kaynaktan edinebilirim. Birilerinden sifahi aktarimlar benim icin yeterli delil degildir.
Genesis 23 (New American Standard Bible)
Genesis 23
Death and Burial of Sarah 1Now Sarah lived one hundred and twenty-seven years; these were the years of the life of Sarah.
2Sarah died in (A)Kiriath-arba (that is, Hebron) in the land of Canaan; and Abraham went in to mourn for Sarah and to weep for her.
3Then Abraham rose from before his dead, and spoke to the (B)sons of Heth, saying,
4"I am (C)a stranger and a sojourner among you; (D)give me a (E)burial site among you that I may bury my dead out of my sight."
5The sons of Heth answered Abraham, saying to him,
6"Hear us, my lord, you are a (F)mighty prince among us; bury your dead in the choicest of our graves; none of us will refuse you his grave for burying your dead."
7So Abraham rose and bowed to the people of the land, the sons of Heth.
8And he spoke with them, saying, "If it is your wish for me to bury my dead out of my sight, hear me, and approach (G)Ephron the son of Zohar for me,
9that he may give me the cave of Machpelah which he owns, which is at the end of his field; for the full price let him give it to me in your presence for a burial site."
10Now Ephron was sitting among the sons of Heth; and Ephron the Hittite answered Abraham in the hearing of the sons of Heth; even (H)of all who went in at the gate of his city, saying,
11"No, my lord, hear me; (I)I give you the field, and I give you the cave that is in it. In the presence of the sons of my people I give it to you; bury your dead."
12And Abraham bowed before the people of the land.
13He spoke to Ephron in the hearing of the people of the land, saying, "If you will only please listen to me; I will give the price of the field, accept it from me that I may bury my dead there."
14Then Ephron answered Abraham, saying to him,
15"My lord, listen to me; a piece of land worth four hundred (J)shekels of silver, what is that between me and you? So bury your dead."
16Abraham listened to Ephron; and Abraham (K)weighed out for Ephron the silver which he had named in the hearing of the sons of Heth, four hundred shekels of silver, commercial standard.
17So (L)Ephron's field, which was in Machpelah, which faced Mamre, the field and cave which was in it, and all the trees which were in the field, that were within all the confines of its border, were deeded over
18to Abraham for a possession (M)in the presence of the sons of Heth, before all who went in at the gate of his city.
19After this, Abraham buried Sarah his wife in the cave of the field at Machpelah facing Mamre (that is, Hebron) in the land of Canaan.
20So the field and the cave that is in it, were (N)deeded over to Abraham for a burial site by the sons of Heth.
|
Yukarı dön |
|
|
Metehan2003 Ayrıldı
Katılma Tarihi: 11 ocak 2009 Yer: Micronesia Gönderilenler: 474
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam,
Sayın Muhliskul şuanda Hattuşaş örenyeri kazı
başkanlığını
yapmakta olan şahıs Doçent Dr.Andreas Schachner dir.
Kendisi Munih ve Ulm Universitelerinin yanısıra sanırım
Ankara ve istanbulda da kürsü sahibi.
Şuradan kendisi hakkında bilgi edinebilirsiniz:
DR.Schachner's contact information posted by
Metehan2003
Sayın Nefi'ye maalesef ulaşamadım ancak şimdilik.Büyük
ihtimalle Söz konusu Kil tabletler Kültür bakanlığını
tozlu Depolarına kaldırılmıştır.Bir kopyasınıda
Berline...
Vakit bulursam araştırıp kendisinin konu hakkında ki
Bilimsel Makalesini Mutlaka Sizinle paylaşacağım.
Yanlış hatırlamıyorsam Siz Avustralyadasınız? Eğer Tatile
Turkiye ye gelecek olursanız buyrun Davetlim olarak
Hititlerin Başkenti Hattuşaşta Sizleri agırlayayım.
Lütfen bu teklifimi ciddiye alın.
Allah Sizin gibi verilen Aklı Araştırmalara
kullananlardan
Razı olsun...
Allah'a Emanet...
__________________ "Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
|
Yukarı dön |
|
|
muratmatrak Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 mart 2009 Yer: United Kingdom Gönderilenler: 132
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Yaratılış 19
30 Lut Soar'da kalmaktan korkuyordu. Bu yüzden iki kızıyla kentten ayrılarak dağa yerleşti, onlarla birlikte bir mağarada yaşamaya başladı.
31 Büyük kızı küçüğüne, "Babamız yaşlı" dedi, "Dünya geleneklerine uygun biçimde burada bizimle yatabilecek bir erkek yok.
32 Gel, babamıza şarap içirelim, soyumuzu yaşatmak için onunla yatalım."
33 O gece babalarına şarap içirdiler. Büyük kız gidip babasıyla yattı. Ancak Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
34 Ertesi gün büyük kız küçüğüne, "Dün gece babamla yattım" dedi, "Bu gece de ona şarap içirelim. Soyumuzu yaşatmak için sen de onunla yat."
35 O gece de babalarına şarap içirdiler ve küçük kız babasıyla yattı. Ama Lut yatıp kalktığının farkında değildi.
36 Böylece Lut'un iki kızı da öz babalarından hamile kaldılar.
sizce buda dogrumu,buda Tevrattan anlamiyorum yani Lut'un kizlari bunu yaptimi eger tevrat senetse bunuda ele alaim veya bu kitaplati hic acmayalim bir dayanagi yok..
Selametle
|
Yukarı dön |
|
|
muratmatrak Uzman Uye
Katılma Tarihi: 22 mart 2009 Yer: United Kingdom Gönderilenler: 132
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
mesela Kur'anda ve tevratta 6 gunde demekte amma farki cok buyuk
Yaratılış 1
1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.
3 Tanrı, "Işık olsun" diye buyurdu ve ışık oldu.
4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.
5 Işığa "Gündüz", karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.
ILK GUN ISIK YARATILDI AMA ISIK KAYNAGI NE BILINMIYOR.
ilk gün BURDA GUNDEN BAHSEDILIYOR GUNUN OLUSABILMESI ICIN GUNES VE KENDI ETRAFINDA DONEN DUNYA’YA IHTIYAC VAR.
GUNES BIZIM ISIK VE ISI KAYNAGIMIZ GUNESIZ GECE VE GUNDUZ OLMAZ. INCIL’DE . Akşam oldu, sabah oldu DENIYOR.
ISIK KAYNAKLARI GUNES,YILDIZLAR VE AYIN YANSIYAN ISIGI
6 Tanrı, "Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu.
7 Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.
8 Kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.
GUNDUZ VE GECENIN OLUSABILMESI ICIN GUNES YARATILMADI AMA . Akşam oldu, sabah oldu DENIYOR.
9 Tanrı, "Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün" diye buyurdu ve öyle oldu.
10 Kuru alana "Kara", toplanan sulara "Deniz" adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
11 Tanrı, "Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin" diye buyurdu ve öyle oldu.
12 Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
13 Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu,
BITKILER FOTOSENTEZ OLAYINDA GUNES ISIGINA IHTIYACLARI VARDIR. GUNES OLMADIGI ICIN FOTOSENTEZ OLAYI OLUSAMAZ VE BITKILERIN GUNESSIZ BUYUMESI OLANAKSIZ. DUNYA UCUNCU GUN GUNES DORDUNCU GUN YARATILDI .
14 Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.
15
YER KURE UCUNCU GUN YARATILDI.GUNES OLMADAN NASIL GECE ,GUNDUZ VE GUN OLUSABILIR?
GUNES DORDUNCU GUN YARATILDI.
DUNYA GUNESTEN BIR PARCA UZAYBILIMLERI BUNU KANITLAMAKTADIR.YANI ILK GUNES OLUSTU SONRA GUNESIN ETRAFINDAKI GEZEGENLER VE UYDULARI.
(Yaratılış 1)GUNES’TEN ONCE DUNYA OLUSTU,DUNYA UCUNCU GUN,AY VE GUNES DORDUNCU GUN YARATILDI.
16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.
BURDA GUNES,AY VE YILDIZLARDAN BAHSEDILIYOR AMA AYIN KENDINE HAS ISIGI YOKTUR VE BURDA büyüğü (GUNES)gündüze, küçüğü (AY)geceye egemen olacak IKI büyük ışığı ve yıldızları yarattı
AY’IN KENDINE AIT ISIGI OLDUGU BELIRTILIYOR. GUNUMUZDE AY GUNESTEN ALDIGI ISIGI YANSITMAKTADIR.
17 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
18
19 Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.
AKSAM VE SABAH SIMDI OLUSABILIR. OKADAR KARISIKLIKTAN SONRA .
yani sirf tevrat 6 gun dedi diye guvenmekmi lazim,ona bak 6 yi Kur'andan kopyalamis ama kafasina gore aciklama yapmis. Kur'an en saglam dayanak,bizim o kitaplara ihtiyacimiz yok tabiki okuyun ama kiyaslamada kullanmamak lazim,gereksiz,tefferuat,
Bakmak ve Gormek farklidir.
Selametle
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba Metehan 2003 kardesim, hititler hakkinda bazi arastirmalar yapmis bulunmaktayim, ilgelendigim bir konu.
Teklifiniz icin tesekkur ederim.
Kadir
|
Yukarı dön |
|
|
|
|