Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
İçinizden ölüp de karısını geride bırakacaklara gelince, onlara, evlerinden çıkarmaksızın yılına kadar bir geçim vasiyet etmeleri gerek. Yok, eğer karıları evlerini bırakıp giderlerse yapacakları meşru bir şeyden dolayı size suç yok. Allah üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Bulaç Meali
İçinizde ölüp de (geride) eşler bırakanlar, (evlerinden) çıkarılmaksızın, bir yıla kadar yararlanmaları için eşlerine vasiyet (bıraksınlar). Ama onlar, (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların maruf (meşru) olarak kendileri için yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah güçlü ve üstün olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri Meali(Eski)
İçinizden ölüp, eşler bırakacak olanlar, evlerinden çıkarılmaksızın, senesine kadar eşlerinin geçimini sağlayacak şeyi vasiyet etsinler; eğer çıkarlarsa kendilerinin meşru olarak yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur. Allah güçlüdür, Hakim'dir.
Diyanet İşleri Meali(Yeni)
İçinizden ölüp geriye dul eşler bırakan erkekler, eşleri için, evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Ama onlar (kendiliklerinden) çıkarlarsa, artık onların meşru biçimde kendileri ile ilgili olarak işlediklerinden dolayı size bir günah yoktur. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet Vakfı Meali
Sizden ölüp de (dul) eşler bırakan kimseler, zevcelerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda (sağlıklarında) vasiyet etsinler. Eğer o kadınlar, (kendiliklerinden) çıkıp giderlerse, kendileri hakkındayaptıkları meşru şeylerden size bir günah yoktur. Allah azizdir, hakimdir.
Edip Yüksel Meali
Ölüp de geriye eşler bırakan erkekleriniz, eşlerinin evlerinden çıkarılmaksızın bir yıl boyunca geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Çıkarlarsa, kendileri için uygun olanı yapmalarından siz sorumlu değilsiniz. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.
Elmalılı Hamdi Yazır
İçinizden hanımlarını geride bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Bununla birlikte eğer kendileri çıkarlarsa, kendi haklarında yaptıkları meşru bir hareketten dolayı size bir sorumluluk yoktur. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Ve içinizden zevcelerini geri bırakarak vefat edecek olanlar, zevceleri için senesine kadar çıkarılmaksızın bir intifaı vasıyyet etmek var, bunun üzerine kendileri çıkarlarsa kendi haklarında yapdıkları meşru' bir hareketten dolayı size bir mes'uliyet yoktur, maamafih Allah azîzdir, hakîmdir
Ömer Nasuhi Bilmen
Sizden vefat edip de zevcelerini terkedenler, zevceleri için bir seneye kadar hanelerinden çıkmamak üzere bir meta' vasiyet etmiş bulunmalıdırlar. Şâyet zevceler çıkarlarsa onların kendi nefisleri hakkında ma'ruf veçhile yapacakları şeyden dolayı sizin üzerinize bir vebal teveccüh etmez. Ve Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.
Muhammed Esed
EĞER içinizden biri ölür ve arkasında kadınlar bırakırsa, dul eşlerine, [ölmüş kocalarının evini] terk etmeksizin bir yıllık geçimlerini vasiyet etsinler. 229 Ama eğer [kendi arzularıyla] ayrılırlarsa kendileri hakkındaki meşru tasarruflarından dolayı onlara bir günah yoktur. 230 Ve Allah kudret ve hikmet sahibidir.
Suat Yıldırım
Sizden geride eşlerini bırakarak vefat edecek kocalar, eşlerinin bir yıl süre ile evden çıkarılmayıp bıraktıkları maldan geçimlerini sağlamasını temin edecek şekilde vasiyette bulunsunlar. Şayet bunlar kendiliklerinden çıkarlarsa bu durumda meşrû surette yapacakları şahsî davranışlarından dolayı size vebal yoktur. Allah üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
Süleyman Ateş Meali
İçinizden ölüp geriye eşler bırakan(erkek)ler eşlerinin, (evlerinden) çıkarılmadan bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyyet etsinler. Şayet kendileri çıkarlarsa, onların, kendileri hakkında uygun olanı yapmalarında sizin için bir günah yoktur. Allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Şaban Piriş Meali
İçinizden ölüp geriye eşler bırakan erkekler, bir seneye kadar eşleri evlerinden çıkarılmayacak bir geçimlik vasiyet etmiş olmalıdırlar. Şayet kadınlar kendileri çıkarlarsa, kendi haklarında uygun olanı yapmalarından dolayı size bir mesuliyet (günah)yoktur. Allah mutlak galiptir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek Meali
Sizden vefat edip de arkalarında eşlerini bırakanlar, onların bir yıl süreyle evlerinden çıkarılmadan geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer onlar kendileri çıkacak olursa, kendileri hakkında meşru şekilde yapacakları şeyden dolayı size bir günah olmaz. Allah'ın kudreti herşeye üstündür ve hükümlerinde hikmet sahibidir.(124)
İçinizden ölüp de geriye eşler bırakan erkekler, eşlerinin evden çıkarılmaksızın bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkarlarsa, onların kendileri için yararlı gördüklerini yapmaları yüzünden size bir günah yoktur. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.
1- vasiyet edecek vakit bulamadan ani veya evinden uzakta her hangi bir şekilde ölen adamın eşinin durumu ne olacak?
2- Kocasının evinde yılını doldurduktan sonra da durumunda bir değişiklik olmamış eş, bundan sonra nerede barınacak ve geçimini nasıl sağlayacak? Çünkü önerilen vasiyet bir yıllık!
Önemli bir konuya daha parmak basmışsınız, teşekkür ederim.
Bahsi geçen ayetteki suallerinize ben cevap vermeye çalışayım ve olmazsa sizde inşaallah meallendirirsiniz.
1. Bu ayette (2/240) ve geçtiği diğer ayetlerde (4/11,12; 2/180; 5/106) "vasiyet" kelimesi "Allah'ın emri" anlamındadır. Dolayısıyla kocanın veya kadının vasiyeti diye bir şey olmamalı. Müminlerin asli görevi Allah'ın vasiyetini/emrini yerine getirmeleridir.
2. "...ilel havli..." 2/240 ifadesine "bir yıla/seneye kadar" şeklinde tercüme etmek, hem ayetin kasdettiği sorun çözümüne, hemde mantığa uymuyor.
"...ilel havli...: dönene/vazgeçene kadar" şeklinde olması lazım geldiği kanaatindeyim.
Neticede, eşi ölmüş kadının tekrar evlenme veya başka bir sebeple evden çıkması halinde, Allah'ın o kadınların faydalandırılmalarına ilişkin vasiyeti/emri müminlerden otomatikmen düşer.
Muhabbetle...
__________________ Benliğin galebe çaldığı hiçbir yerde, vahiyden, adaletten ve merhametten bahsedilemez.
1- Vasiyyet /emir Allah'a aittir. "Vesıyyeten minellâh".
2- "Havl" mastar olup değişmek, değişikliğe uğramak, dönüşmek...
2/240: Sizden ölüp, ortada bıraktıkları eşleri için, durum(ların)da değişme oluncaya kadar, (bulundukları evlerden) çıkarmaksızın geçimlerinin sağlanması, Allah'ın emridir. Eğer kendileri çıkar, kendileri çin uygun olanı yaparlarsa o zaman siz (onlardan) sorumlu değilsiniz. Ve Allah aziz ve hakimdir /Allah her şeye gücü yeten ve her şeyi bilendir (emrine saygıda kusur edilmemelidir).
şahsım adına teşekkür ederim. sizin yaptığınız çeviriye Ali Bulaç'ın sonraki ayetler için yaptığı çevirileri eklediğimizde (öncekileri ekleyemiyorum, çünkü o salat ile bağlantılı) şöyle bir durum ortaya çıkıyor:
(Abdurrahman) 2/240: Sizden ölüp, ortada bıraktıkları eşleri için, durum(ların)da değişme oluncaya kadar, (bulundukları evlerden) çıkarmaksızın geçimlerinin sağlanması, Allah'ın emridir. Eğer kendileri çıkar, kendileri çin uygun olanı yaparlarsa o zaman siz (onlardan) sorumlu değilsiniz. Ve Allah aziz ve hakimdir /Allah her şeye gücü yeten ve her şeyi bilendir (emrine saygıda kusur edilmemelidir).
(Ali Bulaç)2/241 Boşanan (kadın)ların maruf (meşru) bir tarzda yararlanma (ve geçim pay)ları vardır. Bu, sakınanlar üzerinde bir hak (borç) tır.
(Ali Bulaç)2/242 İşte Allah, size ayetlerini böyle açıklar; ki akıl erdiresiniz.
Tekrar teşekkürler. Geleneksel çevirilere göre yine taban tabana zıt bir çeviri ve kanaatimce, taşlar daha bir yerine oturmuş.
Öğrenci98'in örnek verdiği 2/180. ayet için de çeviriyi yapabilir misiniz?
Sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, eğer geride bir hayır (mal) bırakmışsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya bilinen (uygun, meşru) bir tarzda vasiyette bulunması -Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir hak olaraksize yazıldı (farz kılındı).
Zira bu çeviriye göre paragrafın fiili eylemi "vasiyette bulunmak". Eğer vasiyet kelimesini Allah'ın emri olarak çevirirsek, bu ayet hangi konudan bahseder?
şimdiden teşekkür ederim.
salat konusu için de değerli katkılarınızı beklerim.
Vasiyyet, ölen kişinin geride çok fazla mal (xayr) bırakması durumunda söz konusudur.
Vasiyyetten anladığım, 182'de sözü edilen mûsî/veli, kayyim, tereke memuru tayin etmektir. Bu tayin görevi öncelikle ana baba ve yakın akrabalarına düşer. Tayin edilen mûsî, salattan/ yapılan antlaşmadan/bağlantıdan sonra sadakat üzere yemin ederek göreve başlar. Şayet salata sadık kalmaz, sadakatten saparsa (cenefen ev ismen), durumun düzeltilmesi yada onların yerine başka memurların atanması cihetine gidilir.
Bu vasiyyet, kanaatımca o günkü Arap toplumu örfünde olan bir husustur.
Allah insana vicdan vermiştir. Allahın emri açıktır. Kocası vasiyet edemediyse vasiyet etmiş sayılır. İnsanların vicdanı neyin doğru neyin yanlış olduğunu kendine bildirir
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma