Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

isrâ78:Eqimi-ssaléte li dulûki-şşemsi ilé ğaseqi-lleyli ve qurâne-lfecri inne quréne-lfecri kéne meşhûdé.

Hûd 114:Ve eqimi-ssaléte tarafeyi-nnehéri ve zulefen mine-lleyli inne-lhasenéti yuzhibne-sseyyiéti zélike zikrâ li-zzékirîn.

Bu iki âyetin muhatabı birinci tekil muhatap Allah Resulüdür. Ortam Mekke; zulum ve baskı ortamı. İkâme-i salât, imân faaliyeti. Allah Resulü İnananlara vahiylerin ta'limi, onların vahiy ile bağlantılarını devamlı tutmak üzere yaptığı faaliyet. Zaman, gece satleridir.

Mekke'de salat faaliyeti genelde geceye sarkıtılmış. Bunun böyle olduğu erken dönem vahilerinden olan Müzzemmil suresinden de daha net olarak anlıyoruz. Cin suresi de, adından da anlaşılacağı gibi, "gizli, gece, örtülü"; Mekkelilerden gizli tutulmaya azami gayret gösterilen, Mekke dışından gelenlere yönelik salât faaliyeti. 

İsrâ 78: Salât/imân faaliyetini, güneşin batışından itibaren gece karanlığı boyunca sürdür! Ve Kuran'ın fecri/aydınlığı, evet Kuran'ın aydınlığı görünmüştür (Kimse onu geri çeviremez). (Fecir sökmüş, güneşin doğuşu engellenemez.)

Bundan sonraki âyet: "Gece Allah'ın sana bir lutfu; geceyi O'nunla (Kuran'la) geçir,! Allah seni hamd edilecek bir makama (ikametgâha) sevkedecektir." 79. âyet de bunu tefsir ediyor. (Cin suresini ilişkilendirerek okuyun!)

Hûd 114: Ve Salat / iman faaliyetini, gündüzün iki ucunda/gündüzün son bulduğu iki uçta, ve/yani gece saatlerinde sürdür! Hiç şüphen olmasın, hesenât/bu faaliyetler seyyiâtı/ kötü, olumsuz düşünce ve davranışları yokeder. Bu, sözden anlayanlara bir derstir.

Devamındaki âyet: "Ve-sbir/devam et! Kesinlikle Allah muhsinlerin/iyiye talip olanların ücretini zayi etmez". 

Sonuç: Bu iki âyette söz konusu vakit iki değil, birdir ve gündüzün iki son anı arasındaki gece saatleridir. Gündüzün her iki uctan bittiği an, gecenin başlangıç ve bitiş anıdır. Gündüzün iki en uc arasındaki zaman dilimi gecedir. Mana: "Salâtı gece ikâme et!" demektir.   

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

 sela lar hocam tesbitiniz doğrudur ama kime anlatacaksınız. şimdi allah varsayalım burda  akşam saat 18 den sabah saat 6 ya karadar deseydi o vakitlerde. herkezin evlerine çekildiği ihtiyaçların sayıldığı gereksinimlerin tam olarak algılandığı yani ekmek varmı su varmı çocuğun bir eksiği varmı bunların ayan beyan görüldüğü vakıttir. hemen o kalbinde hastalık olan lar. buyrun bakara süresi.

 26. Şüphesiz Allah (hakkı açıklamak için) sivrisinek ve onun da ötesinde bir varlığı misal getirmekten çekinmez. İman etmişlere gelince, onlar böyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek olduğunu bilirler. Kafir olanlara gelince: Allah böyle misal vermekle ne murat eder? derler. Allah onunla birçok kimseyi saptırır, birçoklarını da doğru yola yöneltir. Verdiği misallerle Allah ancak fasıkları saptırır (çünkü bunlar birer imtihandır). *

     evet ayet açıktır. çünkü yaz ve kış saatlerinde. günlerde. uzama ve kısalma olur. yada ekvatora yakın yerlerde. bu olmaz. o zaman diyeceklerdiki bu çöle inmiş. bizi alakadar etmez. yani hocam bunlar malını kaybetmemek için dünyada ne düzen kuruluyorsa kurarlar. salatı namaz yaparlar. tesbiği 33 99 yaparlar. secdeyi yere kapanarak geçiştirirler. allah onlara maun süresini indirmiş ama nafile anlamazlar. neymiş efendim camiye girerken ve çıkarken gösteriş yapmaymış. senin yaptığın baştan sona gösteriş dersin seni kafir yaparlar. şimdi hocam allahın hidayet vermediğini biz doğruya ulaştıracağız. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Hûd 114: Ve Salat / iman faaliyetini, gündüzün iki ucunda/gündüzün son bulduğu iki uçta, ve/yani gece saatlerinde sürdür!

Merhaba. Anlamıyorum. Lütfen açıklar mısınız.  Gündüzün son bulduğu iki uç nedir? Örneğin Hz Muhammed'in Mekke'sinde gündüz hangi iki uçta son bulurdu?

Anlamadığım için daha fazla sormaktan çekiniyorum ama lütfen hoş gürün:

Gündüzün iki ucu anlamındaki "tarafeyin nehar"ı ne belirler yani gündüzün iki ucunun her birinde ne olur? Allah "Gündüzün iki ucunda salat et!" derken hem "iki"den söz ediyor hem de "iki"den söz etmiyor mu? İKİ adı verilen belli bir sayı yok mu? 

isrâ78:Eqimi-ssaléte li dulûki-şşemsi ilé ğaseqi-lleyli ve qurâne-lfecri inne quréne-lfecri kéne meşhûdé.

Siz "duluki'ş-şems"i gün batımı diye açıklamıştınız olayı sürtünmeye bağlamak suretiyle; aklımda yanlış mı kalmış? Başlangıcı duluki'ş-şems ve sonu gasaki'l leyl olan belli bir zaman diliminden söz edilmiyor mu burda?

Sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Peygambere destek (salat ) olunacak dolayısıyla Kur'an okunulacağı/ takip edileceği, izleneceği vakitler 3'tü.. Sabah, akşam ve gecenin belli bir kısmı.

Sonra bu geceden belirli kısımlar, bu vakitlerin ne olduğu da açıklanarak yalnızca Peygambere özgü olmak üzere tayin edildi ve diğer müminlerin de belli hususlardan dolayı zorlanmamaları için teheccüde/gece meşguliyetinde bulunmamaları istendi ve Kur'an'dan kolaylarına geleni okumaları istenerek bu vakitler müminler için 2 ye indi...

yevmul Cuma daki salat içinse düşüncem yevmul Cumu'a yı "toplanma zamanları" olarak havanın tam kararmadığı ancak ticaretin ve alışverişin henüz yeni başladığı sabah ve devam ettiği akşam vakitleri olarak düşünüyorum.. Destek/izlemek/takip etmek için çağrı yapıldığında müminlerin işi gücü bırakıp katılmaları istenmiştir diye düşünüyorum..

en doğrusunu Allah bilir..

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba. Yoruma dayalı iddialardan önce matematiksel gerçekleri konuşalım. Örneğin şu soruları cevaplayalım:

hûd 114: Ve Salat / iman faaliyetini, gündüzün iki ucunda/gündüzün son bulduğu iki uçta, ve/yani gece saatlerinde sürdür!

Gündüzün son bulduğu iki uç nedir? Örneğin Hz Muhammed'in Mekke'sinde gündüz "hangi iki uç"ta son bulur, hangi iki uçta başlardı?

Gündüzün iki ucu anlamındaki "tarafeyin nehar"ı ne belirler yani gündüzün iki ucunun her birinde hangi doğa olayı gerçekleşir? 

İKİ sayısının anlamı yok mu burda?

Allah "Gündüzün iki ucunda salat et!" derken hem "iki"den söz ediyor hem de "iki"den söz etmiyor mu? İKİ adı verilen belli bir sayı yok mu? 

İsrâ 78: ékiymu's salâte li dulûki-şşemsi ilé ğaseqi-lleyli ve qurâne-lfecri inne quréne-lfecri kéne meşhûdé.

Abdurrahman hocamız "duluki'ş-şems"i GÜN BATIMI diye açıklamıştı, olayı sürtünmeye bağlamak suretiyle; aklımda yanlış mı kalmış? Başlangıcı duluki'ş-şems ve sonu gasaki'l leyl olan belli bir zaman diliminden söz edilmiyor mu İsrâ 78'de?

Sevgi ile.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

"İsrâ 78: Salât/imân faaliyetini, güneşin batışından itibaren gece karanlığı boyunca sürdür! Ve Kuran'ın fecri/aydınlığı, evet Kuran'ın aydınlığı görünmüştür (Kimse onu geri çeviremez). (Fecir sökmüş, güneşin doğuşu engellenemez.)"

Selam Abdurrahman hocam,fecr kavramına sadece mecazi anlam yüklerken leyl/gece kavramına hem mecazi hemde fiziki/somut anlam yüklüyorsunuz.Sizce de bu bir çelişki değil mi?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba. İkinci sayfadaki sorularıma ek olarak:

İsrâ 78: Salât/imân faaliyetini, güneşin batışından itibaren gece karanlığı boyunca sürdür! Ve Kuran'ın fecri/aydınlığı, evet Kuran'ın aydınlığı görünmüştür (Kimse onu geri çeviremez). (Fecir sökmüş, güneşin doğuşu engellenemez.)

Altı çizik ifadenin "çeviri" mi ya da "yorum" mu olduğu anlaşılmıyor... Arapça metinde tek yüklem var: اقم. Salâtı... ve Kuran'ın fecri(?)ni ikame et: اقم الصلاة لدلوك الشمس الي غسق الليل و قران الفجر

Bir açıklama lütfen?

Ayrıca, KURANE'L-FECR bir isim tamlaması. Tıpkı Burûc 4'teki ashabu'l-uhdûd gibi. ASHABU'L-UHDÛD hendek halkı demek; halkın hendeği değil. O halde "Kurane'l-fecr"in de Kuran'ın fecri yerine fecrin kuranı (kıraati) olması gerekmiyor mu? 

Sevgi ile,

Hasan Akçay