Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
برك Kelimesinin Lügat Çağrışımları: selamlar,Kıymetli dostlarım, bu kök kelime genel olarak bereket ve zenginlikte buluşuyor.bu bereket ve zenginliğin nasıl oluşacağına dair bize ipuçları da veriyor. burada yağmur yağması geçiyor.yağmur Allah'ın isteğiyle olan bir şey olduğuna göre demekki burada işaret edilmek istenen şey,bereket ve zenginiğin olması önce Allah'ın istemesi ile oluyor. burada,gayret etmek,çalışmak kelimeleri geçiyor.demekki bereket ve zenginlik oluşması için bunlarında olması gerekiyor. Araf süresi 96.ayette de bu durumu yüce Allah kısa ve öz olarak belirtmiş ve 2 şart koşmuştur. 1-iman etmek yani Allah'ın kurallarına canü gönülden inanmak.canü gönülden inanmak nasıl belli olur?Kur'andaki yüce Rabbimin koyduğu kuralları insanların,hayatlarında tatbik etmeleriyle belli olur. 2-Allah'a karşı gelmekten sakınmak.bu nasıl olur?insanlar Kur'anda kendileri için yasaklanmış olan şeylerden uzak durmalarıyla olur. o halde bu durum araf96'da açıkça belirtildiğine göre islam dünyası diye adlandırılan toplulukların yukarıda saydığımız bu iki maddeye yeterince riayet etmediklerini belli etmektedir. şayet müslüman dünyası Allah'ın bu kurallarına uymuş olsalardı şimdi dünyanın en süper devletlerinin müslüman ülkeler olması gerekmiyor muydu? Yüce Rabbim sözünden dönmediğine göre demekki müslüman diye adlandırılan topluluklar yukarıdaki sözünü ettiğimiz kurallara yeterince uymadıkları kendiliğinden belli olmaktadır. böyle bir durumda şu soru akla geliyor.şimdi dünyanın süper devletleri olan gayri müslim ülkeler Kur'ana inanmayan kafir devletler olduğu halde nasıl olmuşta güçlü ve süper devlet olmuşlardır?bu bir çelişki değil midir?veya ayetin belirttiği prensiplere ters düşmüyor mu?diye bu gibi sorular aklına gelen kardeşlerimizde olabilir.benim bu tür sorulara cevabım şu şekillerdedir: sevgili dostlarım,daha önce defalarcada söylemiştik,yüce Rabbim çok adildir.insanların çalışmalarını,emeklerini karşılıksız bırakmaz,dünyada o insan çalışmalarının karşılığını bulamasa bile ahirette mutlaka verecektir.ama çoğu zaman insan çalışıp gayret ettiği zaman dünyada karşılığını görmüyor mu?çoğu zaman görüyor değil mi? işte manzara budur.onların süperliği buradan geliyor.adamlar çalışıyorlar. ama şimdi burada şunuda belirtmeliyimki çalışmadan çalışmaya da farkılıklar vardır,bir düzenli,planlı prensipli çalışma var,bir de kara düzen çalışma var.maalesef onlar bu konuda müslümanlardan daha önde,yani adamlar planlı,prensipli çalışıyorlar. aslında bunların misallerini saysak bu siteye sığdıramayız,ben sadece aklıma gelen bir kaç misal vereyim. zamanın en güçlü devletlerinden birisi olan Osmanlı devletinin istihbarat teşkilatları bile yokken ingilizler taa 1700lerde bile istihbarat teşkilatları kurmuşlar.bizim Osmanlı'nın asırlarca bundan haberi bile olmamış,taki Abdülhamid devrine kadar.ancak Abdülhamid devrinde bir istihbarat teşkilatı kurulmuş,onuda belkide kendi tahtının ayakta durması kaygılarından yapmıştır,yani ihtiyaca binaen.yoksa onuda yapmayacaktı belki.yani devlet idaresinde umursamazlık ancak bu kadar olur.neyse bu umursamazlıkları madde madde yazsak bu siteye sığmaz.. gelelim Cumhuriyet dönemine..cumhuriyet idareleri de maalesef osmanlı'nın çöküş ve yıkılış sebeplerinden ibret alıp,aynı hataları tekrar etmemeleri gerekirken bunlardan ders alınmamış olmalıki osmanlı'nın yaptığı hataları onlarda tekrarladı. misal isterseniz misal çok.örneğin sanayileşme avrupa'da taa 1850'lerden itibaren başlamış ama osmanlıdan tık yok,iğneden ipliğe kadar ekonomisi sanayisi batıya bağlı ve bağımlı ülke iflah olabilir mi?iki kere iki dört eder gibi açıktırki iflah olmaz. işte cumhuriyet yönetimleri osmanlıyı karalarken karaladıkları şeylerden birisi padişahlıktı.ee tamamda kendileri padişahlıktan kurtulup yeni bir rejim,yeni yönetimler kurdular da kendileri batıya bağımlılıktan kurtuldular mı?kurtulamadılar değil mi?haa demekki aktörlerin hangi koltuklarda oturduklarının bir önemi yok.önemli olan hangi rolleri oynadıklarıdır.hem sen osmanlının tüm yanlışlarını ders kitaplarına koyup gençleri osmanlı düşmanı olarak yetiştireceksin hemde onların geri kalış sebeplerinin aynısını kendinde yapacaksın.senin samimiyetine kim inanır? hem osmanlı bazen 7 düvelle savaşmak zorunda kaldı.bunların elbette ekonomiye yansımaları da olacaktır.kendileri 80 senedir ciddi manada hiçbir savaşta yapmadılar.kendileri niye memleketi ihya edip güçlendirmediler? bir Kıbrıs Barış harekatı oldu,oda torlasan toplasan bir kaç aylık bir savaştı.aslında o savaşın baş kahramanları o zamanki Başbakan Yardımcısı Necmeddin Erbakan,o zamanki Genelkurmay ve ülkemizin askerleridir.içimizdeki Batıcılara kalsa ''Amarika bize ne der,Avrupa bize ne der''diyerek onuda yapmayacak ve Kıbrıs adasındaki tüm müslüman ahaliyi,EOKAcı Rumlara kırdıracaklardı.. bunları ben kafamdan uydurmuyorum.o zamanki meclis tutanakları bunları açıkça ortaya koymaktadır. müslüman ülkeler niye maddi anlamda geri kaldılar sorusunun cevabı belli,müslümanların yönetimini ele geçirmiş bir avuç batı hayranının,batıya uşaklık yapmaktan bunlara fırsat bulamaması diye düşünüyorum. şayet müslüman halklar,uyanık davransalarda Kur'anda özellikleri açıklanmış mümin idareler oluştursalardı şu anda süper ülkeler müslüman ülkeler olurdu diye düşünüyorum. durumu özetlersek,akıl zayıflayınca,siyasette zayıflıyor,siyaset zayıflayınca ülke zayıflıyor.aman haa bu üçünede sahip çıkalım.aklımızın değerini bilelim.Atalarımızın bu konuda çok güzel bir sözü var.''sen merkep olursan,sırtına binecekler bulunur''demişler. müminler merkep değil,merkebin üstündeki yiğitler olmalıdırlar.bunun için bunların gereklerinide yapmalıdırlar.işte onlarda araf96'da bizlere belirtilmiştir. selamlar,sevgiler.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma