Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 09 mart 2005 Yer: Antigua And Barbuda Gönderilenler: 362
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Iste Buyuk mezhep imamlarinin dustukleri durumua bakin. Buyuj alim dediklerimiz sahih hadis dedikelri Kurana eksik diyen hadislerin Kuran karsindaki durumunu nasil ele almislar
"Konumuza dönüp, dört mezhep imamı konusunda, geçerli kaynaklara dayalı olarak bilgi verecek olursam:
EBÛ HANİFE: Numan b. Sabit (H.80-150), Arap olmadığı kesin olmamakla beraber, Türk veya İran asıllı olduğu hakkında farklı rivayetler mevcuttur. Onun Tirmizli bir Türk kabilesine mensup olduğu söylenmekle beraber M. Ebu Zehra’ya göre ise Farslıdır. Abdulbaki Gölpınarlı’ya göre de Ebû-Hanife Nu’man b. Sabit’in babası, Zerdüşt dinindeyken İslam'ı Kabul eden Kâbül’lü Zevtâ’dır, bu şahsın adının Tâvus yahut Merzubân olduğunun rivayet edildiği şeklindedir. Fıkıh öğretisini öğrencileri oldukları iddia edilen Ebu Yusuf (H.113-182) ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybani’ye (H.135-189) isnat ettirilmiştir. Ebû Hanife’nin bizzat kendisi tarafından kaleme alınmış eseri yoktur. Sünnet konusunda onun hakkında dendiğine göre ravisi güvenilir olduğu zaman Muhaddislerin çoğunluğunun eğilimine aykırı biçimde Mürsel hadisi delil olarak değerlendirmekteydi. Muhaddislerce zayıf karşılanan ve kendisiyle amel edilemez diye değerlendirilen bir çok hadisi delil olarak ileri sürme yoluna gitmiştir. Hanefiler şöyle söylemektedirler: “ Kur’an, mütevatir veya meşhur sünnetle nesh edile bilir. Sadece ahad hadisle nesh edilemez”. böylece hadislerin Kur’an’ı nesh edebileceğini yani iptal edebileceğini fıkıhlarına esas Kabul etmişlerdir. ( Bak. Dr. İsmail Hakkı Ünal. İmam Ebu Hanife’nin Hadis Anlayışı ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları No.327 Baskı-1994 Sayfa 213 )
İMAM MALİK: ( H.93-179) Bazıları aslen Yemenli olduğunu söylerken, bazı siyer yazarları İmam Malik ve ailesinin Arap olmadığını söylemişlerdir. Büyük atası Ebû Amir’in, Beni Teym kölelerinden olduğu söylenmiştir. İmam Malik, üstadının özellikle İbni Hürmüz olduğunu belirtir. “Yedi, sekiz yıl yalnız ondan okudum, başkalarını bu işe hiç karıştırmadım” der. Hürmüz adı Acem asıllı olanların kullandığı bir isimdir. Bir rivayette de “ On üç yıl oturup İbni Hürmüz’den ders okudum”der. (16 yıl rivayeti de vardır) Ondan öğrendiklerini, başka bir kimseden almadığını söyler. İmam Malik üstadı İbni Hürmüz’den aldıklarının tamamıyla tesiri altında kalmış denebilir. Medarik’de Şöyle denir: “ Malik derki, İbni Hürmüz’ü şöyle derken işittim” ifadeleri bunu açıkça ortaya koyar. Meşhur Kitabı Muvatta da 1826 hadis mevcuttur. Sünnet Kur’an ile Tearruz ederse, Bazı hallerde Kur’an’ı sünnete takdim eder, bazı hallerde sünneti Kuran’a hakim kılar. Böylece sünnetin Kur’an’ı iptal edebileceğini Kabul etmiştir. ( Bak, İmam Malik , Hayatı-Görüşleri- Fıkıhta yeri, Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hilal Yayınları 1984 sayfa 283.)
İMAM ŞAFİİ: Ebû Abdullah Muhammed bin İdris bin Abbas Şafii (H.150-204). Suriye’de (Filistin) doğduğunu söyleyenler olduğu gibi ayrıca Askalan’da (gazze yakınında) Hatta Yemen’de doğduğunu söyleyenlerde vardır. Kureyş kabilesinden olmadığı halde, “kölelik yönünden kureşli sayılmıştır. Zira atası Ebu Lehebin kölesi imiş” rivayet edilmiştir. Ömer, atası Şafii’yi Kureyş kölelerine katmamış, Osman onu bunlara katmış. İmam Şafii, Huzey kabilesinin yanında yaklaşık on yıl kalarak, kendilerinden Arap dili ve şiirini öğrendi. Ana dili Arapça olmayıp Arapçayı sonradan öğrendiği anlaşılmaktadır. Hocası İmam Malik’tir. El-Risale ve El-Üm isimli kitapları vardır. Şafii derki: “Fıkıh öğrenmek isteyen Ebu Hanife’nin iyalidir. Siyer isteyen Muhammed b. İshak’ın iyalidir. Hadis isteyen Malik’in iyalidir. Tefsir isteyen Mukatil b. Süleyman’ın iyalidir” diyerek tavsiyede bulunur. Ebu Hanife ve İmam Malik’ten bahsettik, diğer ikisi ise: Muhammed b. İshak : (H.85-151). Bilhassa Siyer Meğazi çalışmaları vardır. Siyerin dışında müstakil olarak Kitâbu’ssünen telif etmiştir. İbrahim b. Sa’d ez Zuhri ondan sadece ahkama dair 17 bin hadis rivâyet etmiştir. Yahya’l-Kattan onun hakkında “kezzab” yani yalancı demiştir. Ayrıca, hakkında Şiiliğe meyyal olduğu ve kaderi olduğu rivayetleri de vardır. Yalnız ahkama dair 17 bin hadis söylemesi “ne kadar” yalancı olduğuna dair kuvvetli bir delildir. (Bak. İlk üç Asırda İslam Coğrafyasında Hadis. Dr. S. Kemal Sandıkçı. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları 299. Baskı 1991 s. 45-46 ) Diğer tavsiye ettiği: Mukatil b. Süleyman Şiânın Zeydiye Mezhebindendir. Şafii onun kitaplarını okudu, inceledi ve neticede onları da okumağa teşvik etti. Onu bu hususta imam addetti. Bu maddede kendisine başvurulan bir âlim saydı. (Bu konuda bak. İmam Şafii. Osman KESKİOĞLU. Diyanet Başkanlığı yayınları 1987 s. 46 ). Şafii’nin kendiside Harun Reşid zamanında Şiilikle itham edilmiş ve takibata uğrayarak, Harun Reşid’in huzuruna bu konuda çıkarılmıştır. Kur’an ve Sünnet Konusundaki görüşü: Şafii’nin bu konudaki görüşü, Sünnetin Kuran’la nesh edilemeyeceği şeklindedir. Resûlullah’ın sünnetini ancak Resûlullah’ın sünneti nesh edebilir. Kur’an bir sünneti nesh edemez, nesih olayı olması için bunu başka bir sünnetin ilân etmesi gerekir der. Kuran’ın sünnetle nesh edilip nesh edilemeyeceği konusuna gelince, her ne kadar Kur’an’ı ancak Kur’an nesh eder diyorsa da , uygulama konusunda durum hiçte öyle değildir. Örneğin, Kuran’a rağmen, zina olayında Recim cezasını kabul etmekle, sünnetin Kur’an’ı nesh edebileceğini açıkça beyan etmiş olur. Yani kısaca iddiası; Kur’an sünneti iptal edemez fakat sünnet Kur’an’ı iptal eder şeklindedir. (Konu hakkında bak: İmam Şafii. Osman KESKİOĞLU s.238-239. Büyük Şafii İlmihali, Yazan Halil Gönenç. Hilâl Yayınları 1979, 2. Baskı s. 375.)
AHMED İBN-HANBEL: (H. 164-241) : Anası O’na gebe olarak Merv’den Bağdat’a geldi. Merv’de doğduğunu söyleyenler var. Kendisinden yapılan rivayette Bağdat’ta doğduğu söylenmiş. Merv asılı olup Arap değildir. ( Yazılarımda Arap değildir derken, bununla o devirlerde ilk etapta Kuran’ın yayıldığı coğrafyaya yakınlığa veya uzaklığa dikkat çekmek suretiyle Kur’an dışı bazı kültürlerin etkinliğine dikkat çekmek içindir. Yoksa İslam dini evrensel olup, herhangi bir ırktan olmak veya olmamak avantaj veya dezavantaj değildir.) Kitabı “Müsned”de yaklaşık 40.000.- hadis vardır. Kur’an’ı esas alıp sünneti terk edenlere red için Kitab bile yazmıştır. Ona göre Kuran’ın batını vardır. Halbuki Kuran’a batın bilgi isnat etmek küfürdür. Zira Kur’an açık manalı bir kitaptır. Ahmed, Sünnetin Kuran’a hakim olduğunu, fakat Kuran’ın sünnete hakim olmadığı ve sünnetin Kur’an’ı nesh yani iptal edebileceği iddiasındadır. Şöyle ki : “Ahmed’e göre sünnet beyan bakımından Kuran’a hakim sayılır, onun ahkamını takrir eder. Şatıbi sünnetin Kur’an’a hakim olmasını şöyle açıklar. Ulemaya göre sünnet, kitaba hakimdir, Kitab hakim değildir, çünkü kitabın iki ve daha ziyade şeye ihtimali vardır.” demekte.“gerek iman itimade, gerek amel ve akla dair olsun, Hadisler arasında bir fark yapmazdı.” ( Konu hakkında bak.Ahmed İbn-i Hanbel. Hilâl Yayınları 1984 s.242-255 Prof. Muhammed Ebu Zehra. Terc. Osman KESKİOĞLU .)
Bütün korkuları Kuran’ın İslam dini öğretisine esas alınmasıdır. Zira Kur’an esas alınmış olsa ve Peygamber adına ileri sürmüş oldukları sözler Kur’an ölçüsüne vurulsa, bütün iftira ve yalanları hemen ortaya çıkar ve sünnet diye ileri sürmüş oldukları sözlerden geriye pek bir şey kalmaz. Bu hususu onlarda kabul eder mahiyette şu şekilde itiraf etmektedirler. “İmam Ahmed’e gelince, o İmam Şafii’nin usulüne uygun hareket eder. İbni Kayyım, Ahmed’in ve Şafii’nin görüşlerini destekleyerek şöyle der: Eğer bir kimsenin kitabın zahirinden anlayışına göre Hz. Peygamber Aleyhisselamın sünnetleri red olunacak olursa o zaman sünnetlerin çoğu red olunur ve sünnet batıl olur.” (Ahmed ibn-i Hanbel, Hilal Yayınları S.247 )
Bu ifadeler bile, Sünnetle Kuran’ın ne kadar bir birleriyle bağdaşmayan bilgiler ihtiva ettiğini belirtmeye kafidir.
Sonuç olarak, İmam Ahmed birçok sözlerinde belirtmiştir ki, İslam dinini öğrenilmesi, aynı zamanda Kur’an’a hakim olan! sünnetle mümkündür. Kur’an bilgisi sünnet yoluyla olur, Kur’an sünnete hakim olamaz. Bu din sünnet yoluyla öğrenilir. İslam fıkhının en kestirme ve en işlek yolu sünnetten geçer. Sünnetin beyanından yararlanmaksızın sadece Kur’an’dan öğrenmeğe çalışanlar, doğru yolu şaşırırlar, hak yolu şaşırırlar iddiasındadır. 750 bin hadis arasından seçtiği rivayet edilen. Müsned teki hadislerin 10 bini tekrarlanmış hadislerdir. Hadislerin sahihliğine ölçü olarak Kur’an’ı değil de kendi Müsned ini kabul ve ve tavsiye eder, Şöyle ki: “Resulullah’ın hadislerinden olup olmadığı konusunda anlaşmazlığa düştüğünüz rivayetlerle ilgili olarak Müsned’e başvurun. Orada bulduysanız delil, bulmadıysanız delil olmaz .” demiştir. Mahiyeti ne olursa olsun, Kur’an’ı hadise tabi kılar, şöyle ki : “hatta ona göre haberi, vahid olan Hadisler bile, Kuran’ın umumini tahsis eder.” (Ahmed İbn-i Hanbel. Hilâl Yayınları s.245 )
Görüldüğü gibi dört mezhep imamı da fıkıhlarına hadisleri esas almaktadırlar. İttifakla hadislerin Kur’an ayetlerini iptal edebileceğini fakat Kuran’ın hadisleri iptal edemeyeceği iddiasındadırlar. Bu da başka bir ifadeyle, Allah’ın Kuran’la bildirdiği İslam’a, öncelikle hadislerle peygamberin karşı çıktığı ve peygamberin sözünün Allah sözünden daha üstün olduğu manasındadır. Bu ise İslam dinine saldırı ve peygambere büyük bir iftiradır. Şimdi hadis adı altında, peygambere yaptıkları iftiraları ve bu iftiralara dayalı olarak kabul edilen İslam Dini anlayışlarını örneklerle belirtmeye çalışacağım ve görülecektir ki öğretmek istedikleri İslam olmayıp, Kuran’ın İslam öğretisini engellemek gayretleridir. Zira görüleceği gibi birçok konuda Kur’an’a aykırı ve bol bol çelişkili rivayetlerde bulunmak suretiyle, İslami değerlere, Müslüman şahsiyetlere ve Allah’a karşıda saygısızlık etmekten geri durmamışlardır. Bunların öğretileri esas alındığında hiçbir İslam farzının uygulanması mümkün olmadığı gibi, İslam'ı ve Tevhidi anlamakta mümkün değildir. Bu öyle bir saldırıdır ki planlı ve kasıtlı olarak yapılmıştır. Çünkü önerdikleri sistem ve öğreti bundan başka bir ifadeyle izah edilmeyeceği gibi, kendileri zaman içerisinde açıkça bu amaçlı bir ekip çalışması ortaya koymuşlardır. Şia ve Vahhabilik’tede durum bundan farklı olmayıp, sistem olarak ehli sünnettirler. Sırası gelince bunları da örneklerle izah etmeye çalışacağım.
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam
Nisa 135- Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana-babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakındır. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklaşmayın. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Bu ayetin hükmünce adil bir şahitlikte bulunmak istiyorum
Kurana karşı menfi bir takım fikirlere bulunan mezhep imamlarının arasında ebu hanifenin yer almasını ve onunda karalanmasını adil bulmuyorum. Aynı şeyi bir ateist için bile hiç çekinmeden yaparım.
Zira kişinin söyelemediği bir sözü veya bir fiili ona isnat etmek şanlı kitabımıza göre çok çirkin bir amel olup iftira olarak tanımlanmaktadır
Fıkıh öğretisini öğrencileri oldukları iddia edilen Ebu Yusuf (H.113-182) ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybani’ye (H.135-189) isnat ettirilmiştir. Ebû Hanife’nin bizzat kendisi tarafından kaleme alınmış eseri yoktur.Sünnet konusunda onun hakkında dendiğine göre ravisi güvenilir olduğu zaman Muhaddislerin çoğunluğunun eğilimine aykırı biçimde Mürsel hadisi delil olarak değerlendirmekteydi. Muhaddislerce zayıf karşılanan ve kendisiyle amel edilemez diye değerlendirilen bir çok hadisi delil olarak ileri sürme yoluna gitmiştir. Hanefiler şöyle söylemektedirler:(ferec hüdür)
Evet bu doğrudur.
şafinin; er risale, el um
malikin; el muvatta
Hambelin;müsned
adlı kendi yazdıkları eserleri olmasına karşılık Ebu hanifenin kendisi tarafından kaleme alınmış bir eseri yoktur.Fakat buna rağmen piyasada ona isnaden ciltlerce kitabı olan ve hüküm süren bir hanefi mezhebi vardır.Tüm bu kitaplar o şahisa iftiradan başka bir şey değildir.
Hal böyleyken hangi vicdanla kalkıpta onun hakkında bu şekilde bir karalama yapılabilirki?
Sünnet konusunda onun hakkında dendiğine göre
diyor sayın ferec.Sevgili dostlar. Ne zamandan beri onun bunun demesine göre bir insanı yargılamak adet oldu.Bir mümine yakışırmı bu?
Adama sormazlarmı delilin ne diye.
Fıkıh öğretisini öğrencileri oldukları iddia edilen Ebu Yusuf (H.113-182) ve Muhammed b. Hasan eş-Şeybani’ye (H.135-189) isnat ettirilmiştir (ferec hüdür)
mavi puntolu kısımda ismi zikredilen sahısların ebu hanifenin öğrencisi oldukları bile sadece bir iddiadır. Dolazısıyla hanefi mezhebinin tüm fetvaları aslında bu iki kişiye aittir.Velevki bu kişiler ebu hanifenin talebeleri olmuş olsalar bile bunların eserlerindeki görüşlerini ebu hanifeden devr aldıklarına kanıt sayılamaz.Çünkü bunu böyle olduğunu test edebilecek ebu hanifeye ait bir eser yoktur
Ebu hanifenin kuran veya hadislere yaklaşımı hakkında bir şey söyleyebilmek için elimizde geçerli olabilecek tek bir delil olmadığına göre,.onun bunun demesiylede bir insanı yargılamak bu kadar kolay olmasa gerek diye düşünüyorum
Katılma Tarihi: 28 ekim 2005 Yer: Turks and Caicos Islands Gönderilenler: 51
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
radyoman Yazdı:
..... Kuran mütevatir veya meşhur sünnetle nesh edile bilir. ......
Sevgili radyoman
Sizin ve hanif'in yazılarınızda da belirtildiği gibi; Ebu Hanife'nin Kendi yazdığı eseri yoktur.
Talebelerinin eserlerinde; Açıkca kendisine atfedilen, Böyle bir hüküm olsa bile -alıntıda net değil- Ebu Hanife'ye ona maletmek doğru olmaz kanısındayım.
Yine aynı açıdan bakılarak; bu eserlerde: "Dayanak olarak kabul ettiği" iddisıyle verilen "Hadis Örneklerinin" Tutarlılık açısında eleştirilmesi ayrı konudur.
Konu ile doğrudan ilgili olmamakla birlikte; Onlar biz Mezhep kuruyoruz dememişler fakat .... yaratmışız...
Saygılarımla
__________________ Kişilikler değil Fikirler Eleştirilmelidir.
ortaya çıkan sonuçlara baktığımızda hep aynı şey var; sadece kurana inanan kişiler KAFİR ilan ediliyor. yani iman etmiş olduğumuzu bile kabullenmek istemiyorlar.
ama şöyle bir saptamam olacak; toplumda dini yargı sisteminde bulunanlar kuranı eksik aciz ve islamı anlatma konusunda yetersiz bir kitap olarak görüyorlar. bu görüşlerine katılmayanları da din dışına itme savaşındalar.
bizler onların dininden değiliz,bunu kaldıramıyorlar. çünkü sadece kurana çağırdığımızda ayet meallerini inceleyecek vakit bile bulamadıklarından sadece ayetlerle cevaplar veremiyorlar. 32 farzı kurandan anlatsak bile "nereden malum?" diyecekler. yani bizleri ALLAH ile kandırmaya çalışacaklar.
imamların görüşlerine baktığında da durum böyledir maalesef. kendisinin yolundan gitmeyenlere karşı çok ama çok acımasız eleştiriler yapmışlardır. belki birer YAZAR olarak doğru üslupla fikirlerini aktardılar. ama toplumun fanatizm damarları bir kere kabardı mı ortaya çok elim bir durum çıkar.
dünyada en çok ölü din savaşlarında değil mezhep savaşlarında verilmiştir. bunu bile okumaktan aciz kişiler hala "mezhebi olmayanın dini olmaz" görüşündeler.
peygamberimiz de fırkalardan birisine ALLAH'ın emriyle uymuştu ve HANİFliği örnek almıştı. ve son ayet indiğinde din bitti; ama bitmesini kaldıramayanlar evliya, mevlana, emre,müctehid,bediuzzaman,çıplak uyarıcı,mehdi gibi bir çok makam uydurdular.
"ille de RUHBANLIK" diyenlere bayrak açmış durumdayız
ortaya çıkan sonuçlara baktığımızda hep aynı şey var; sadece kurana inanan kişiler KAFİR ilan ediliyor. yani iman etmiş olduğumuzu bile kabullenmek istemiyorlar.
ama şöyle bir saptamam olacak; toplumda dini yargı sisteminde bulunanlar kuranı eksik aciz ve islamı anlatma konusunda yetersiz bir kitap olarak görüyorlar. bu görüşlerine katılmayanları da din dışına itme savaşındalar.
bizler onların dininden değiliz,bunu kaldıramıyorlar. çünkü sadece kurana çağırdığımızda ayet meallerini inceleyecek vakit bile bulamadıklarından sadece ayetlerle cevaplar veremiyorlar. 32 farzı kurandan anlatsak bile "nereden malum?" diyecekler. yani bizleri ALLAH ile kandırmaya çalışacaklar.
imamların görüşlerine baktığında da durum böyledir maalesef. kendisinin yolundan gitmeyenlere karşı çok ama çok acımasız eleştiriler yapmışlardır. belki birer YAZAR olarak doğru üslupla fikirlerini aktardılar. ama toplumun fanatizm damarları bir kere kabardı mı ortaya çok elim bir durum çıkar.
dünyada en çok ölü din savaşlarında değil mezhep savaşlarında verilmiştir. bunu bile okumaktan aciz kişiler hala "mezhebi olmayanın dini olmaz" görüşündeler.
peygamberimiz de fırkalardan birisine ALLAH'ın emriyle uymuştu ve HANİFliği örnek almıştı. ve son ayet indiğinde din bitti; ama bitmesini kaldıramayanlar evliya, mevlana, emre,müctehid,bediuzzaman,çıplak uyarıcı,mehdi gibi bir çok makam uydurdular.
"ille de RUHBANLIK" diyenlere bayrak açmış durumdayız
selam selam
Evet haklisin bizi Allah ile kandiranlar bazen Mehdi, Bazen Seyh, Bazen imam, bazen din kurulu, bazen Dabbet maskesi takip kimizi tasavuf denen sacmaliklar ile kimis UFOculuk yaparak bizi Allah ile kandirmaya calisiyorlar.
Ama bu Mehdici, Aibergci, Tarikatci , Hadisci Karpuzcu, Sogancilarin bilmedikleri yada unuttuklari bir sey var Oda Allah'in kitabi ortada, gordugunuz gibi gerek Diyanet gerekse Turkiye Gazetesinden Demirbasin verdigi cevaplardaki sacmaliklari ve tutarsizliklari.
Ama Rabbim ne diyor Yunus 100 Pisligini akillarini kullanmayanlarin uzerine yagdiriyor.
Het Mehdici, Aibergci, Tarikatci , Hadisci Karpuzcu, Sogancilar lutfen su ayetleri dikkatli okuyunuz.
Siz nereye gidiyorsunuz?Kur’an, herkes için, sizden doğru yolda gitmek isteyenler için bir öğüttür. Tekvir 26-27-28
İşte bu (Kur'an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek ilah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir belağ)dır. (14/52)
Gerçek şu ki, Allah katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir. (8/22)
celebi
__________________ Dabbetciler icin buraya: Bu Allah'in Dabbeti: www.hansvonaiberg.org
Iskenderciciler icin buraya: Buda Allah'in Mehdisiymis! www.iskenderalimihr.com bakabilirsiniz
Benim okuduklarımdan anladığım kadarıyla İmam Ebu Hanefi devrin zalim ve dini değiştrimeye çalışan zalim iktidarlarına karşı mücadele etmiş, insanları Kuran'a çağırmış bir Kuran davetçisi. Ebu Hanefiden sonra gelenler onu kullanarak kendi maddi menfaatleri konusunda ona atıflar yapmışlardır. Zalim iktidarlara alet olmamak ve doğruluktan sapmamak üzere hayatını zindanlarda kaybeden birinin gerçek dinden ayrılıp insanları tefrikaya sürükleyecek bir insan olacağına inanmıyorum. Allah rahmet eylesin ona...
__________________ Hiçbir şeyi yaratamayan, kendileri yaratılan şeyleri Allah’a ortak mı koşuyorlar? Araf (191)
EBÛ HANİFE: .......“ Kur’an, mütevatir veya meşhur sünnetle nesh edile bilir. Sadece ahad hadisle nesh edilemez”. böylece hadislerin Kur’an’ı nesh edebileceğini yani iptal edebileceğini fıkıhlarına esas Kabul etmişlerdir. ( Bak. Dr. İsmail Hakkı Ünal. İmam Ebu Hanife’nin Hadis Anlayışı ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları No.327 Baskı-1994 Sayfa 213 )
İMAM MALİK: ( H.93-179) .......... Sünnet Kur’an ile Tearruz ederse, Bazı hallerde Kur’an’ı sünnete takdim eder, bazı hallerde sünneti Kuran’a hakim kılar. Böylece sünnetin Kur’an’ı iptal edebileceğini Kabul etmiştir. ( Bak, İmam Malik , Hayatı-Görüşleri- Fıkıhta yeri, Prof. Muhammed Ebu Zehra, Hilal Yayınları 1984 sayfa 283.)
İMAM ŞAFİİ: Ebû Abdullah Muhammed bin İdris bin Abbas Şafii (H.150-204)................ Kur’an ve Sünnet Konusundaki görüşü: Şafii’nin bu konudaki görüşü, Sünnetin Kuran’la nesh edilemeyeceği şeklindedir. Resûlullah’ın sünnetini ancak Resûlullah’ın sünneti nesh edebilir. Kur’an bir sünneti nesh edemez, nesih olayı olması için bunu başka bir sünnetin ilân etmesi gerekir der. Kuran’ın sünnetle nesh edilip nesh edilemeyeceği konusuna gelince, her ne kadar Kur’an’ı ancak Kur’an nesh eder diyorsa da , uygulama konusunda durum hiçte öyle değildir. Örneğin, Kuran’a rağmen, zina olayında Recim cezasını kabul etmekle, sünnetin Kur’an’ı nesh edebileceğini açıkça beyan etmiş olur. Yani kısaca iddiası; Kur’an sünneti iptal edemez fakat sünnet Kur’an’ı iptal eder şeklindedir. (Konu hakkında bak: İmam Şafii. Osman KESKİOĞLU s.238-239. Büyük Şafii İlmihali, Yazan Halil Gönenç. Hilâl Yayınları 1979, 2. Baskı s. 375.)
AHMED İBN-HANBEL: (H. 164-241) : .......Ahmed, Sünnetin Kuran’a hakim olduğunu, fakat Kuran’ın sünnete hakim olmadığı ve sünnetin Kur’an’ı nesh yani iptal edebileceği iddiasındadır. ...... ( Konu hakkında bak.Ahmed İbn-i Hanbel. Hilâl Yayınları 1984 s.242-255 Prof. Muhammed Ebu Zehra. Terc. Osman KESKİOĞLU .)
uhhhh iste hirislamin agalarinin gorusleri, iste milyonlarca insan bunlarin dediklerine gore amel ediyor, iste milyonlarca insan bunlarin dediklerine gore iman ediyor. Bina temelden cokmus. Hadis Ayetin hukmunu kaldiri diyecek kadar Kurandan habersiz olan bunlar mezhepcileirn RAB edindiklerimiz degil mi ?
Kurani okuyan birisi nasil olurda Hadislerin ayetlerin hukmunu ortadan kaldirabilecegini soyler. Bunlar nasil olur milyonlarca insanin dinin belirleyicisi olur. Bu islam olmaz olsa olsa Hiristiyanlasmis islam (Hirislam) olur.
Hadi bu buyuk mezhep imamlari bunlari soylerken ne dediklerini bilmiyorlardi, ya bunlari takip edenler hic mi dusunmuyor. Sakin bu yukardaki sacmaliklar icin onlar buyuk alimdi edebiyati yapmayalim. Buyuk alim edebiyati ayni bir zamanlar padisah edebiyati gibi bayiltmaya basladi artik. Onlarida diger yazarlari okudugumuz gibi okuyacagiz o kadar.
__________________ Müslümanim diye hic utanmiyorum.... Mevsim Bahar..Ben artık özgur bir müslümanım. Bir elimde KURAN, Bir elimde bahar çiçekleri ve arkamda 1400 yıllık hurafe, hadis, mezhep ve şeyhlerın enkazı.
Katılma Tarihi: 02 ekim 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 17
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam,
gerek yukarıda adı geçen 4 mezhep imamı / lideri olsun , gereksede adını sık kullanmadığımız bol sayılı diğer mezhep imam, lider , evliya (!) ları olsun ; aslında bizim onlar hakkındaki bilgilerimiz de kesinlikle zandan ibarettir. söz konusu olan 4 mezhep imamının dünyada ki yaşam tarihleri kitaplarda şöyle geçmektedir:
1- Ebu Hanife -- 80-- 150--
2-İmam Malik -- 93--179--
3-İmam Şafii -- 150-204--
4-İmam Hanbel- 164-241--
yani , şunu demek istiyorum : kaç tane yüz yıl geçmiş aradan ,belki bu insanlarada iftira yapılmış veya birileri onların adını kendi amaçları doğrultusunda kullanmış olabilir , KENDİLERİ DE YAZMIŞ OLABİLİR. nihayetinde korunmuş ve masum insanlar değiller. ama her iki şıkkı da göz önünde bulunduralım lütfen.
uzun yıllar önce , şeyh Abdülkadir Geylani 'nin : Füyuzatı Rabbaniye adlı kitabı elime geçmişti. okuyunca adeta ŞOK OLDUM : şeyh Abdülkadir Geylani resmen Allah (c.c) ile sohbet ediyor ve '' buyur Allah' ım buyur '' şeklinde konuşuyordu. daha sonra ilk yapmam gereken şeyi yapıp önsözü okuyunca birde ne göreyim ; şöyle diyordu : bu kitap şeyh Abdülkadir Geylani ' ye atfedilmektedir.
söz konusu imamların (!) kitaplarında geçen bilgilerin ; Kur'an a aykırı olması nedeniyle yanlış olduğunu tabi ki söylemeliyiz. bu bizim imanımızın gereğidir. ve ilave etmeliyiz ki : bu sözleri , söz konusu olan imamlar söylemişse ; çok büyük hatalar yapıp , Kur'an a aykırı düşmüşlerdir. bu hataların küfür derecesinde olduğu çok açıktır. BU KÜFÜR SÖZLERİ YAZAN HER KİM İSE Allah onu kesinlikle cezasız bırakmayacaktır.
selam ve dua ile
__________________ Andolsun ki, size öyle bir kitap gönderdik ki , bütün şanınız ondadır.Hala akıllanmayacak mısınız? 21 Enbiya 10
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma