Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
QUOTE=el_turki]söylediğim herşeyin doğru olması mümkün
değildir.....yazdığım herşeyin doğru olması mümkün değildir...herdüşüncemin
doğru olması mümkün değildir...eğer bunu idda edersem peygamberlik iddasında
bulunmuşum demekdir......
ama gayret farklı birşeydir.herşeyde doğruyu bulmak için gayret sarfediyorum
diyebilirsin...
aslında bu yazına cevap versem mi vermesem mi diye düşündüm...ben neyi vesile
kılmışım...hangi yazımdan böyle bir sonuç çıkardın....
herkesi yalancılıkla suçlarsan beşta sende yalancısın demekdir....annen babanda
yalancı demekdir....onların sana söylediği ama senin şahid olmadığın bazı
şeylere nasıl güveniyorsun derim...sen bu konuda çok yanlışsın....senden
asırlarca önce yaşamış...tanımadığın..görmediğin..hayatlarına şahidlik yapamıyacağın
insanları birşeyle itham edme....
kur'an bu zamanda inmedi...onların zamanında da vardı...onlar senden ve daha
başkalarından daha az islama aşık değildi...senden ve önder edindiğin birçok
insandan daha iyi arapçada biliyordular....incelikleriyle beraber...sen de
onlardan daha fazla birşey biliyor değilsin.....belkide daha da az biliyor
değilsin....orası ban muamma...
ben kendimi kkısaca şöyle özetleyeyim:
yaklaşık 23 sene süren nübüvet-risalet hayatından sonraki dönemlere kalan çok
şey vardır.bozulmadan...bunun uzun uzun açıklamasınıda yapabilirim...ama
konumuz şuan o değil....bu 20 kusur sene süren peygamberlik döneminin kur'an
nın izahı,hayat geçirilişi,uygulanıp tatbik edilmesi olarak görürüm...bir
binanın temeli olarak görürüm.dinin en güzel yaşandığı dönem olarak görürüm...
peygamberin görüşünden daha üstün bir görüş ASLA olamayacağına
inanırım.peygamberin bir konudaki görüşü o konudaki insanlığın bakın insanın
demiyorum..insanlığın ulaşabileceği son noktadır derim..bu peygamberi
ilahlaştırmak değildir.bu peygamberin ALLAH tarafından eğitime ve öğretime tabi
tutulduğuna inandığım içindir.ALLAH peygamberini ne içinde yaşadığı topkluma ne
de ondan sonra gelecek insanlara karşı ASLA küçük düşürmez.bu RAB lığada
yakışmaz.insanların bak peygamber yanlış söylemiş demesine asla müsade
etmez.....
kalbim ve aklım bir riveyet okumuş ve okunan bu rivayetin hadis olduğuna kanaat
getirmişse..diyeceğim tek şey şudur:DUYDUM VE İMAN EDDİM... dir.
aklımı asla ilah laştırmam.aklımı asla peygambere karşı küstah kılmam.küstahlaştırmam.aklına
çok güvenen insanlarada hayret ediyorum.....inanın okadar çok yanılıyorlar
ki...
ALLAH ın kur'an da düşünmezmisiniz..akletmezmisiniz..gibi şeylerle insanları
düşünmeye sevketmesi..demek değildirki aklınızı ilah edinin..aklınızı
putlaştırın....
insan elbette düşünecek..doğruyu bulma gayreti sergileyecek....ALLAH nasip
edersede doğruyu bulacak....
ama gerek bu forumda gerekse başka yerlerde aklını ilahlaştıran çok insan
var...putlara karşı savaş açtığını ilan edip..aklını hayatının ortasına bir
putgibi diken çok insan var.
ben herşeyin bir sınırı olduğuna inanırım....aklında....akılda ancak biryere
kadar.....benim aklım biryere kadar...senin aklın biryere kadar...herkesin aklı
biryere kadar....peki ondan sonraki gerçekler ne olacak....
aynı ayete bakan binlerce insandan onlarca hatta yüzlerce farklı görüş..sonuç
çıkıyor...hani islam TEVHİD diniydi...peki bu tevhid nasıl
sağlanacak...HAYTINIZDA peygamber olmazsa....
sizlerlemi sağlanacak......sen mi insanlığın ortak aklı olacaksın..yaşar nuri
mi..sülayman ateş mi..muhammed esed mi....kim....asla bulamayacaksınız...işte
peygamberliğin bu noktada nekladar önemli olduğunu anlayın..sonrada şunu
düşünün...ALLAH ın sonraki nesilleri bundan mahrum bırakma
ihtimalini....sonraki nesillere bunun aktarılmasına yardım etmeme
ihtimalini....
[/QUOTE]
Sayın El_turki,
Hiçbirimizin dediği 100 % doğru değildir.
Hepimizin vardığı sonuçlar , fikri bir gayretin sonucudur.
Kimseyi yalancılıkla suçlamıyoruz.
Peygamber kendisinden
hadis yazdırmamıştır. Dört halife de hadis yazdırmamış, yazılanları imha etmiş,
Ebu hüreyre gibi çok konuşanları da ceza ile tehdit etmiştir.
Peygambeden kalan gerçek sahih hadis sayısı 17 falandır.
Bunu Ebu Hanife böyle söylemiştir.
Peygamberin ameli sünneti örneğin namazı nasıl kıldığı gibi
medine halkı tarafından görülmüş ve
sonraki nesillere aktarılmıştır.
Siz şunu bilmiyorsunuz. Bir fitne yılları vardır. Bir Harra
olayı vardır. (682). Bir Abdullah bin
Zübeyr olayı vardır.
Bakın Peygamberden sonra halifelik konusunda Hz. Ebubekir,
Hz. Ömerin yardımıyla ele geçirdi. Kendinden sonra da Hz. Ömeri vasiyyet etti.
Her ikisinin devrinde de Memuriyetler, Ordu komutanlıkları vb. işler ensar ve
Kureyş arasında adaletle paylaşıldı. Hz. Osman bir heyet tarafından seçildi.
Abdurrahman bin Avf (Hz. Osmanın eniştesi), Hz. Osman (ümeyye soyundan) , Talha
bin Ubeydullah (hz. Ebubekirin yeğeni), Zübeyr bin Avvam (hz. Ebubekirin damadı
ve peygamberin halasının oğlu), Saad bin Ebi Vakkas (iran fatihi, 636 Kadisiye
savaşının muzaffer komutanı) ve Hz.
Ali. Bu heyette hz. Aliden yana olan bir
Allahın kulu yok. Çeşitli sebeblerle araya küskünlük girmiş. Hz. Ömer
Abdurrahman bin Avf ın halife olmasını istedi, ama o Osmanı destekledi.
Diğerleri de öyle. Hz. Osman halife oldu.
Hz. Osman 644-656 arasında halifelik yaptı. 650 lere kadar
eski düzen devam etti. Bu tarihlerde Hz. Osman peygamber zamanında Taife
sürülmüş Ümeyye ailesinden Hakem ve oğlu Mervanın cezasını affetti. Medineye
getirdi. Mervana memuriyet verdi. Fitne ondan sonra koptu. Bütün memuriyetler,
komutanlık falan ümeyye ailesinin eline geçti. Diğer mekke ve medineliler
işinden oldu. Medineliler Abdurrahman
bin Avf e gelip, bütün bunlar senin yüzünden oldu diye onu tahkir ettiler, üzdüler. Abdurrahman bu
duruma hastalandı. Hz. Osmanla küstü. 652 de vefat etti.
Bundan sonrası artık devleti ele geçiren Ümeyye ile Ensar ve
Muhacirinin kavgasıdır. Zamanında peygambere karşı çıkmış, bedir, uhut, hendek
te ona karşı savaşmış grup devleti ele geçirmişti. Başkalarına hiçbir hayat
hakkı tanımıyordu.
Hz. Osman bu duruma karşı isyandan dolayı öldürüldü.
Emeviler Medinelilere Hz. Osmanın kanını güttü.
Şimdi Hz. Ali bu ümeyye ile (Muaviye) mücadele etti. 661 de
öldürüldü. 661 de Muaviye halifeliğe el koydu. Hz. Alinin oğulları , Halifeliği
oğluna bırakmamması şartıyla , fitne olmasın ümmet kırılmasın diye kabul
ettiler. Ama Muaviye, hz. Hasanı zehirletti. Medineden Kufeye giden Hz.
Hüseyini de Muaviyenin oğlu Yezid
Kerbela da katletti. 681.
Bu Kerbela olayından sonra Hz. Ebubekirin torunu Abdullah
bin Zübeyr isyan etti. Suriye dışında her yer Onu destekledi. Bu mücadeller
arasında Emeviler 682 de Medineye saldırdı.
682 Kerbeladan bir sene sonra Medine halkının yarıdan
fazlasını öldürdü. Buna İslam tarihinde Harra olayı denilmektedir. Kadınına
kızına tecavüz edildi. Şimdi sorarım size bana peygamber zamanını yarısından
fazlası kıyıma uğramış ki bunlar gerçek sahabeydi. Ayrıca Abdullah bin Zübeyr
olayında Mekke kuşatıldı. Burada da katliam yapıldı. Zalim Haccac ı
duymuşsundur. Bu adam tam bir sahabe katilidir. Medinede, Mekkede ölenler peygamberi
görmüş insanlardı. Onların çocukları idi. Sonraki nesillere peygamberden bir şey aktarabilecek adam
bıraktılarmı sence. Ayrıca kalanların hangisi o terör ortamında doğruyu nasıl
söyleyecek durumda. Meydan Ebu
Hüreyrelere kaldı. Tabii bu şahıs gerçekten varmıdır, yokmudur. Uydurma biri de
olabilir. Anlattıkları da Kitab-ı mukaddes bilsen, tevrat bozması hurafe
olduğunu anlarsın.
Yani devrim çocuklarını yer ya. Bu Ümeyye yüzünden
müslümanlık devrimi fena halde çocuklarını yedi.
Abdullah bin Zübeyr, Şamdaki Emevileri çok sıkıştırdı.
Suriyelilere hac imkanı vermediler. Onun için Suriyeliler Mekkeye gidemedi,
bunun yerine uydurma hadislerle Kudüste Mescidi Aksada hac yaptırdı. Abdülmelik
siyaseten Şihab Ez Zühri ye bir sürü hadis uydurttu. Halkın peygambere saygısı
nedeniyle, halk peygamber adına uydurulan şeylere rağbet edince, bu hadis
yazımı olayı , peygamber yasak etmiş olmasına rağmen başladı. Çünkü hadisler
işe yarıyordu. Peygamber şöyle yaptı, böyle dedi deyince akan sular duruyordu. Ondan sonrası da bu durum istismar edilerek
bugüne kadar geldi.
Sayın El-turki. Bir müslüman peygamberini sever.
Ama Allahaşkına bakın bu nasıl kullanılıyor. Kur'an meali
okutulmuyor. Efendim hakkıyla çevrilemezmiş. Arapçasını okumak daha sevapmış.
Bazı sureleri örneğin Yasini 41 defa okuyanın her dileği kabul olurmuş. (Sanki
sihirli kelimeler hazinesi.) Ama piyasada var böyle kitaplar. Hem de çok
satıyor. Bir çok müslümanın Kur'an anlayışı bu.
Kur'anı biz anlayamıyoruz ya, nasıl anlayacağız. Hadislerden.
Peygamber anlattı ya.
Bak kardeşim, ben Kur'anın Türkçesini 25 kere okudum. Hala
okuyorum. Artık Kur'anın ne dediğini bayağı biliyorum. Ayetleri biliyorum.
Şöyle bir ayet vardı dediğimde google dan anında buluyorum. Bir hadis okuduğum
zaman onun Kur'ana uygun mu değilmi olduğunu kendi kültürümle anlıyorum. Mesela
Cübbeli Ahmet hoca. Geçenlerde televizyonda, sürekli hadis söylüyor. Sonra
diyorki bu işte Süneni Ebu Davut ta vardır diyor. Sahihtir diyor. Falan. Ama o
hadis Kur'ana ters. Ebu Davud ta olması onu geçerli yapmıyor da, halktan bunu
kim biliyor.
Bir de bakın siz Kitab-ı mukaddes i okumadınızsa bu hadisler
konusunda ettiğimiz lafları anlayamazsınız. Hadisler Kitab-ı mukaddese
uygundur, ama çoğu, hem de büyük çoğunluğu Kur'ana uygun değil. Akla da uygun
değil. Uygun olanları , peygamber
söylemiş olsa da , olmasada doğru ve güzel olanları var elbette. Ama onlar çok
azınlık biliyormusun. % 10 ya tutar, ya tutmaz.
Peygamber Kur'ana aykırı söz söylemez, peygamber Kur'ana aykırı iş tutmaz.
Kur'an basittir. Kur'an anlaşılır. Anlaşılması için en temel
şey temiz akıl sahibi olmaktır.
peygamberin
görüşünden daha üstün bir görüş ASLA olamayacağına inanırım.peygamberin bir
konudaki görüşü o konudaki insanlığın bakın insanın demiyorum..insanlığın
ulaşabileceği son noktadır derim.
İşte kardeşim peygambere atfedilen şeyler, peygamber
devrinde veya ondan hemen sonra dört halife devrinde yazılmış olsa, Kur'ana
uygun olsa amenna. Elbette ki dediğin gibi. Ama öyle değil. Peygamberden 200
sene sonra yazılmış, çoğu İsrailliyyat ve Mesihhiyyat uydurması ve Kur'ana
aykırı. Senin peygamber sevgini kullanıyorlar. Kullanılmamak için ne yapacaksın, öncelikle Allahın kitabı
Kur'anı iyice bilecek. Her şeyi Kur'an kültürü ile eleştireceksin. Aklını
kullanacaksın. Ne diyor Kur'an Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik
yağdırır. Yunus 100. Aklını kullanmazsan
Turan Dursun'un Kulleteyn kitabında anlatılan durumlara düşülür. Peygamber
demiş, 12 ton su pislik tutmaz. Duydum ve iman ettim. Var mı böyle bir şey.
kalbim ve aklım bir
riveyet okumuş ve okunan bu rivayetin hadis olduğuna kanaat
getirmişse..diyeceğim tek şey şudur:DUYDUM VE İMAN EDDİM... dir.
Bunu ancak Kur'ana uygunsa yapın. Aslında da Kur'an ayetleri dışında hiçbir şey için yapmayın. Kur'ana uygun mu. Akla uygun mu. Hadislerin hiçbirinin metin tenkidi
yapılmadı. Israrla yapılmadı bu zamana kadar. Peygamber bir şey yazdırmadı.
Çünkü Yahudilerin Tevradın yanında Talmud kitapları var. Talmud işte bizim hadis
kitaplarına karşılık geliyor. İçinde Mişna (söz, hadis) ve Gomara (Fiili
sünnet) adlı iki bölüm var. Peygamberin benden Kur'andan başka bir şey
yazmayın. Mişna istemem diye hadisi var. Buna dört halifenin dördü de uymuş.
ALLAH ın kur'an da
düşünmezmisiniz..akletmezmisiniz..gibi şeylerle insanları düşünmeye
sevketmesi..demek değildirki aklınızı ilah edinin..aklınızı putlaştırın....
Bakın burada aklı putlaştırmayayım diye, aklı iptal durumu
var.
Bakın diyorum ya
insanlar, aydınlanma, fransız devrimi, sanayi devrimi ni anlamadı.
Bunlar anlaşılmış olsa, akılla ilgili ifadeler daha uygun olur.
İnsanlar ilkçağ, orta çağ, yeni çağ da akıllarını
kullanmadılar. Onun için Sezar devri ile, Napolyon devri arasında teknolojik
bir fark yoktur.
Ama Yakınçağ da artık teknolojiye yetişemiyoruz. Bir iki
senelik cihazlar demode kabul ediliyor. Her konuda müthiş ilerlemeler var.
Neden. İşte İmmanuel Kant sayesinde insanlar aklını kullanmaya başladı.
Aklı kullanmak başka.
Aklı putlaştırmak başka. Aklı kullanmak Kur'anın bizden özellikle istediği
bir şey. Kimsenin peygambere bir saygısızlığı yok. Peygamberin yalan laflarla
kullanılmasına itirazı var. Hadislerin ön plana konulup, peygamber sevgisinin
itstismar edilip, Kur'anın terkedilmesine itirazı var.
Akıl dini İslamiyetin, hurafe dini haline gelmesine bu
akıldan kaçma veya kaçırılma sebeb olmuştur. Bilinçsiz imanın kimseye bir
faydası yoktur.
ama gerek bu forumda
gerekse başka yerlerde aklını ilahlaştıran çok insan var...putlara karşı savaş
açtığını ilan edip..aklını hayatının ortasına bir putgibi diken çok insan var.
Aklımızı putlaştırmıyoruz. Gerçeği arıyoruz. Fikirlerimizde
yanılabiliriz. Eksiğimiz, fazlamız olabilir. Herkesin de, kendi arayışına
saygılıyız. Sonuçta bir laf var. Sosyal
bir gerçek olarak doğrudur. Herkesin aklını pazara çıkarmışlar, herkes kendi
aklını almış diye. Bu her yer de tezahür
ediyor. İnsani bir olaydır. Ne denir yani.
sizlerlemi
sağlanacak......sen mi insanlığın ortak aklı olacaksın..yaşar nuri mi..sülayman
ateş mi..muhammed esed mi....kim....asla bulamayacaksınız...işte peygamberliğin
bu noktada nekladar önemli olduğunu anlayın..sonrada şunu düşünün...ALLAH ın
sonraki nesilleri bundan mahrum bırakma ihtimalini....sonraki nesillere bunun
aktarılmasına yardım etmeme ihtimalini....
Sayın El-Turki. Bu dediğiniz adamlar peygambere karşı değil
ki. Hadise de karşı değiller. Adamlar ilahiyat profesörü olarak hadis nedir,
İsrailliyat nedir, Mesihhiyatt nedir, kitab-ı mukaddes nedir. Fıkıh nedir.
İslam tarihi nedir. Hepsini senden
benden iyi biliyorlar.
Ben onların kitaplarını da okudum. Ben HEGEL felsefesine
inanırım. TEZ, ANTİTEZ,SENTEZ e. Yani Turan Dursun u da okudum. Ona cevap veren
Süleyman Ateşi de. Yaşar Nuri yi de okudum.Saadeti Ebediyye yi de. Ben Yaşar Nuri ve Süleyman Ateş te peygambere karşı bir duruş, tavır da
görmedim. Adamların dediği şu. Hadisin
tarihi şudur. Hadislerin sadece İsnad tenkidi yapılmıştır. Yani Ravisi muteber
adamsa hadis geçerli sayılmıştır. Ne kadar saçma, ne kadar Kur'an dışı olursa
olsun. Hadislerin Metin tenkidi yapılmamıştır. Metin tenkidi hadisin Kur'ana uygunluğunun
testidir. Zaten Kur'ana uygun olmayan hadisi peygamber de söylemez, yapmaz.
Bizim dediğimiz hadislerin neredeyse % 90 ının Kur'ana
aykırı olması nedeniyle güvenilmeyecek durumda olmasıdır. Peygamber karşıtlığı
(Haşa) falan değildir. Bazı arkadaşlarımız bundan dolayı toptancı bir
yaklaşımla hadisi atmaktadır. Bu da geleneksel müslüman arkadaşlarda bizleri
hadis karşıtı göstermekte ve lüzumsuz gerginliğe sebeb olmaktadır.
Doğrusu metin tenkidi yapmak, ve insanlara bu hadislerin
gerçekten peygamber tarafından söylenmiş olamayacağını kendilerinin de görerek,
bilerek inanmasını sağlamaktır.
Neyse Sayın El_turki. Pazara konmuş akıllardan, yine kendi
aklınızı beğenerek satın alma hakkınıza saygıyla yaklaşıyorum. Bizi doğru
anlamanızı ümit ediyorum.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
|