HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: KURAN VE NAMAZ..... Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

haktansapmaz Yazdı:

Selam Değerli Kardeşim Muvaffak,

Bu ayetlerdeki salatlar Resul'ün yaptığı Kitap dersleridir. Salat dersleri de salattır/bağlılıktır. Bunlar Din-iman dersleridir.

Muhabbetle.

Bir soru: Sizce malum namazı işaret eden  "Essalat"lı ayetler Kuran'da varmıdır? Varsa bunlar hangi ayetlerdir? Ve neden bu ayetler namazı içeriyor da diğerleri içermiyordur? 

selam değerli abim,

ben de bundan bahsediyorum işte, Rasulün Vahyi insanlara aktarma öğretme dersleri, yüzlerce yıldır devam edegelen ritüelin içinde en önemli konuma yerleştirildiğini görüyorum.

Allah'a olan bağlılıklarını kulluklarını göstermek için yapılagelen günlük nusukun içine yerleştirilmiş Vahiy eğitimi. ve Rasul bunu harika bir şekilde uygulamış.

ha dersen ki bu günkü NAMAZ denilen hali nedir, onu zaten biliyoruz Rasulden sonra ne maksatlarla o hale getirdiklerini.

Ben şahsen nisa 101 102 103, isra 78-79, hud 114, maide 6 gibi ayetlerin bu vakitli nusuka işaret ettiğini ve kurallarını düzenlediğini düşünüyorum.

Tabii ki SALAT formu ile ifade ederken bir zamanlar yaptıkları gibi bu işi boş bir showa riyaya dönüştürmemeleri ( enfal 35, maun ) bu nusuklar ile ifade etttikleri kulluğu yani ALLAH'IN DĞERLER SİSTEMİ olan dine bağlılıklarını EQAME etmelerini emrediyor ve tüm eski peygamberlerin ümmetlerine emrettiği gibi final hedefin EQAMUS SALAT ve ATÜZ ZEKAT olması gerektiğini.

şu ana kadar ulaşabildiğim budur abi.

selam ve muhabbetle.



__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

Bu böyledir, ve şüphe yok ki. Allah Teâlâ kâfirlerin hilesini iptal edicidir.

Ey imân etmiş olanlar!. Allah Teâlâ'ya ve peygamberine itaat ediniz. Ve siz işitir olduğunuz halde ondan yüz çevirmeyiniz

Ve öyle kimseler gibi olmayınız ki, onlar işittik derler ve halbuki onlar işitmezler.

Şüphesiz ki. Allah Teâlâ katında canlıların en kötüsü, sağırlar ve dilsizlerdir ki, akıl erdiremezler

Ve eğer Allah Teâlâ onlarda bir hayır bilse idi elbette onlara işittirirdi. Ve eğer işittirecek olsaydı elbette onlar yine dönerlerdi. Ve onlar kaçınan kimselerdir.

Şüphe yok, o kimseler ki, kâfir oldular ve Allah yolundan men ettiler ve kendilerine hidâyet apaşikâr belli olduktan sonra Peygambere muhalefetde bulundular, elbette Allah'a hiçbir zarar vermiş olmadılar ve onların amellerini ibtâl edecektir

Bir cemaati doğru yola iletti, bir cemaatin üzerlerine de sapıklık hak oldu. Çünki onlar Allah Teâlâ'yı ona -kulluğu- bırakıp şeytanları dostlar edindiler. Ve zannederler ki, onlar hidâyete ermişlerdir
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Ahzab 23 :

Elmalılı Hamdi Yazır

Müminlerdendir o erler ki Allah'a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

el_turki Yazdı:
sağdan soldan kopyala yapıştır meal...vaybe...ha klavye kullanarak yazmışım..ha kopyala yapıştır yapmışım...sonuçta mealdir.ne farkedecek..akıllı şey....

sen beni yargılayacak..beni sorgulayacak..bana soru sorup benden cevap bekleyecek kıvamda biri değilsin...ben ne sen soruyorsun nede senin gibiler soruyor diye bir şey yazmıyorum.kendimi okadar küçültmem.

sen veya senin gibiler ile hiçbir bağımız yokdur.dostluk yoktur....zaten gerekde yokdur.

siz o aklınızla daha çok üretirsiniz......


"Artık dediklerine karşı sabret ve güneşin doğmasından evvel ve batmasından evvel Rab'bini hamd ile tesbîh et."

tesbih ve hamd ikiside namazı gösterir.arkadaş tebihi namaz manasında algılamış.ama hamd i başka manaya hamletmişdi....sabah va akşam salatlarını namaz manasında..diğerlerinide hamd manasında kullanmışdı...burdada tesbih ve hamd aynı vakitleriçin beraber kullanılmışdır.hamd zaten tesbihin içindedir.

hem gündüz vakti için hamd in kullanılması kadar manalı birşey olamaz.çünki gündüz vakti insanlar için çalışma,iş yapma,kazanma..yeme ..içme gibi şeylerin yapıldığı zaman dilimidir.gece ise dinlenme.kazanmak..yemek..içmek ise hamd ı gerektirir...


SAyın El_turki, 

Hamd ve tespih kelimelerini ben namaz anlamında kullanmıyorum. Bunları namaz anlamında kullanmak mezhepçilerin yorumudur. İlmihallere, dini pratiğe de böyle geçmiştir.

Hamd : Övme ve övünmedir. Hamd et denildiğilde Elhamdülillah de manasında anlarız.

Tespih : Bir şeyin noksansız, eksiksiz olduğunu  belirtmedir. Tespih et denildiğinde  Subhanallah (Allahın eksiği noksanı yoktur) de manasındadır.

Hamd ile Tespih et dendiğinde  Subhanallahi ve bi Hamdihi de demektir. Allahın eksiği noksanı yoktur. Övülmek ve övünmek ona mahsustur demektir.

Bunları yapmak için namaz falan kılmaya lüzum yoktur. Ağzınla söylersin olur biter. Önemli olan bu vakitlerde  bunları düşünmen ve söylemendir. Böylelikle o ayetlerdeki emri yerine getirmiş olursun.

Namaz Salat kelimesiyle ifade edilir.  Nur 58 uyarınca günlük olarak sadece Fecr ve Işa namazı vardır.

NUR 58

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû liyeste/żinkumu-lleżîne meleket eymânukum velleżîne lem yebluġû-lhulume minkum śelâśe merrât(in)(c) min kabli salâti-lfecri vehîne teda’ûne śiyâbekum mine-zzahîrati vemin ba’di salâti-l’işâ-/(i)(c) śelâśu ‘avrâtin lekum(c) leyse ‘aleykum velâ ‘aleyhim cunâhun ba’dehun(ne)(c) tavvâfûne ‘aleykum ba’dukum ‘alâ ba’d(in)(c) keżâlike yubeyyinu(A)llâhu lekumu-l-âyât(i)(k) va(A)llâhu ‘alîmun hakîm(un)

Ey inananlar, ellerinizin altında bulunan (köle ve hizmetçi)ler ve henüz erginliğe ermemiş çocuklarınız üç vakitte (odalarınıza girebilmek için) izin istesinler: Sabah namazından önce, öğle vakti elbisenizi çıkar(ıp yat)acağınız zaman ve yatsı namazından sonra. Bunlar sizin üstünüzün açılabileceği üç vakittir. Bunların dışında (hizmetçilerin ve çocukların, izin almadan içeri girmelerinden dolayı) ne size, ne de onlara bir günah yoktur. (Onlar sizin) yanınızda dolaşırlar, birbirinizin yanına girip çıkarsınız. Allah ayetleri size böyle açıklar. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.  (Süleyman Ateş meali )

Kur'anda başka hiç bir yerde namaz ismi verilmemektedir.  Bir de Cuma günü namaz için çağrılmaktan bahsedilmektedir. O dur.

Gündüz vakti , Cuma namazından başka namaz yoktur.
 Bunun dışındaki namazlar Emevilerin ve Mezhep imamlarının zorlamasıdır. Dine ilavedir.  Buna karşı çıkmak, kişinin küfrüne delalet olup o devirlerde hatta tanzimat öncesi Osmanlıda kişinin kellesini götürürdü. Onun için bu zamana kadar tartışılmamıştır.

Mekkede, Medinede insanlar öğle vakti sıcaktan alışverişi bırakır evlerine  çekilirlerdi. Öğlen vakti namaz olsa, ayette öğle namazından sonra dinlenmeye çekildiğiniz vakit gibi bir ifade olurdu. Bir de , peygamber zamanında mescidler bahçe şeklinde idi. Bugün bildiğimiz gibi  kapalı bina mescidler peygamber devrinden sonradır. Bu açık alanda öğle vakti secde etmek falan mümkün değildi. Adamın eli, alnı yanardı. Hatta bu konunun Dört mezhebin Fıkıh kitabı- (Abdurrahman El cezeri ) de bahsi vardır. Öğlen vakti secde edemiyoruz ne yapalım ya Resulullah gibi.

Namaz kılma şeklini de Nisa 102 den çıkarıyorum.

NİSA 102

Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır.

Namazın Vakitli olduğu da Nisa 103 de söyleniyor. O vakitler de Nur 58 de geçmişti.

NİSA 103

Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.

Şİmdi sevgili kardeşim,

dediğim eksik olur, yanlış olur, fazla olur, şu olur bu olur. Ben kendimden sorumluyum. Klavye arkasından samimi olarak inancımı ve pratiğimi yazıyorum.  Kabul edersin, etmezsin. Beni üzmez de sevindirmez de.

Dinde öğle ve ikindi namazı gerçekten olup ta, yoktur demenin manasını ve sorumluluğunu bilirim. Bunu Sabah ve Akşam için asla diyemem. Çok açık. Sabah ve Akşam var ama öğle, ikindi yok. İsmen Salatez Zuhr ve salatel asr diye geçmemiş, ama fecr ve ışa geçmiş.  Öğle ve ikindi insanların hamd kelimesini yorumlamasıyla namazlaşmış. En iyi hamdetme şekli namazdır diyebilirsin, insanlar da böyle yorumlamış. Ama bir yorum sonuçta. Akşam, yatsı aynı namaz. Işa diye geçiyor. İkiye ayırıp bir kısmını akşam vakti, bir kısmını yatsı vakti kılmışlar.

Salat kelimesinin dört anlamı var. Yaygın anlamları Namaz, Dua, Haktan sapmaz  abimize göre Kur'an dersi, bazı arkadaşlarımıza göre İmana bağlılık.

İmana bağlılık sürekli olan bir eylem olduğundan, sadece sabah ve akşam vakti gösterilmediğinden buradaki anlamı bu olamaz. Namaz, Dua veya Kur'an dersi anlamında kullanılırsa sabah ve akşam vaktiyle sınırlanabilir.

Ben Salatı Namaz anlamında alıyorum. Pratiğim budur. Ayrıca bu vakitlerde Kur'an meali de okuyorum.

SAyın el_turki , elbetteki kendi bildiklerimize ters bir şeyler söylenince tepki göstermeniz normaldir. Ayrıca 1500 senedir uygulanan ve İslamın olmazsa olmaz bilinen pratiklerinden birinin bu kadar değişik şekillerde yorumlanması ters gelmiş olabilir. Bana da baştan ters gelmişti.

Kim ne yazarsa yazsın, bu uslubumuzu bozmak için bir sebeb olmamalı. Şurada tartışıyoruz işte. Hiddete, celale gerek yok.

Herkese selamlar,
 










__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

 "namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin"

araplar 3 ve daha fazlası için çoğul kullanırlar.ayrıca orta namaz da zikredilmiş.....ayrıca orta namazda zikredilmiş....demekki enaz dört....ama orta namaz ayrıcana ile belirtildiğine göre....3 ün ortasında gösterilmediğine göre...dördünde ortası olamayacağına göre...enaz 5 i ifade eder.....iki ve dördün ortaları yokdur.....3 ve 5 in ortaları vardır.

Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl...

gündüze yakın saatlerinde ifadeside çoğul köklüdür.enaz 3 ü ifade eder...gecenin gündüze yakın saatleri akşam-yatsı-ve sabah dır.gündüzün iki ucu,gecenin gündüze yakın saatlerinden ayrı olarak zikredilmişdir.ve gündüzü içine alacak şekilde zikredilmişdir.sabaha yakın olan tarafı ile akşama yakın olan tarafıdır.öğlen ve ikindiyi zikreder.... her halukarda toplam beş eder...
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

el_turki Yazdı:
 "namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin"

araplar 3 ve daha fazlası için çoğul kullanırlar.ayrıca orta namaz da zikredilmiş.....ayrıca orta namazda zikredilmiş....demekki enaz dört....ama orta namaz ayrıcana ile belirtildiğine göre....3 ün ortasında gösterilmediğine göre...dördünde ortası olamayacağına göre...enaz 5 i ifade eder.....iki ve dördün ortaları yokdur.....3 ve 5 in ortaları vardır.

Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl...

gündüze yakın saatlerinde ifadeside çoğul köklüdür.enaz 3 ü ifade eder...gecenin gündüze yakın saatleri akşam-yatsı-ve sabah dır.gündüzün iki ucu,gecenin gündüze yakın saatlerinden ayrı olarak zikredilmişdir.ve gündüzü içine alacak şekilde zikredilmişdir.sabaha yakın olan tarafı ile akşama yakın olan tarafıdır.öğlen ve ikindiyi zikreder.... her halukarda toplam beş eder...


Sayın el_tıurki

Bu konular sitedeki başlıklarda uzun uzun tartışılmıştı.

Mesela orta namaz konusu tam 33 sayfa tartışılmış. Okursanız link

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=2447&PN= 1



Hud 114 teki Gündüzün iki ucu gecenin gündüze yakın kısımları ifadeleri arapça bilen arkadaşlarımızın yorumları ile birbirini tanımlayan ifadeler . Şöyleki Tarafeyn nehari  yani gündüzün iki ucu sabah ve akşam. (Bazı mezhepçiler bunu öğle ikindi diye çarpıtıyor. öğle ceya ikindi gündüzün ucu veya tarafı olabilir mi. Sabah ve akşamdır gündüzün uçları.

Şİmdi bu sabah ve akşam nerede olacak. Gecenin gündüze yakın saatlerinde yani akşam için güneş batıp hava iyice kararıncaya kadar, buna Arapçada Işa deniyor, Sabah için de Fecr dir. Tanyeri vaktinden, güneş doğuncaya kadar. Yani vakit hem gündüzün iki ucunda, hem de gecenin gündüze yakın kesiminde.

BU ayetten dört vakit  hatta beş çıkarmaya kalkarsan (geleneksel islam siteleri böyle yapıyorlar )  gündüzün iki ucunu öğle ve ikindi yaparsın, gecenin züleflerini ışa ve fecr yaparsın. Çok zorlama bir yorum olur. çünkü öğle ve ikindi gündüzün ucu, tarafı değildir. Gündüzün ortalarıdır.  Ayrıca da Müzemmil 6 ve 7 ye terstir. İbadet gece vakti daha tesirlidir, çünkü gündüz senin için meşguliyet vardır diyor. Sadece Cuma günü çağrı yapılınca meşguliyete ara ver. Namazdan sonra yine meşguliyetine dön deniyor. Yani Gündüz vakti Cuma dışında namaz ibadeti yok.


Orta namaz kavramına gelince, bunu arapça bilen arkadaşlar orta namazın isim tamlaması değil sıfat tamlaması olduğunu belirtmekteler. Buna göre Salatel Vusta - Vusta kelimesinin sıfat anlamı ile anlaşılması gerekiyor. Vustanın sıfat anlamı ortadaki (bunun için başka bir kelime kullanılıyormuş) değil, vasat, ortakarar, hayırlı, ifrata tefrite kaçmadan , aşırılığa kaçmadan manasında almak gerekir.

Şİmdi Bakara 238 in meallerini kontrol edelim.  

http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx?suresi=bakara& ; ; ; ; ; ; ; ; ;ayet=238   sayfasından analiz edelim.

Hâfizû alâs salavâti ves salâtil vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn(kânitîne).

Namazları ve orta namazı koruyun. Tam bir saygıyla Allah'ın huzurunda kıyam edin. (Yaşar Nuri Öztürk)

Namazları ve orta namazı koruyun, gönülden bağlılık ve saygı ile Allâh'ın huzûruna durun. (S.Ateş)

Namazlara, özellikle orta namaza dikkat edin. Kendinizi tümüyle ALLAH'a vererek namaza durun. (Edip Yüksel)

Namazlara dıkkat edin hele orta namaza, ve kalkın Allah için divan durun. (Elmalılı)

Muhammed Esed dışında bütün tercümeler aynı şekilde, bir tek Muhammed Esed  farklı.

Namazlarınıza ve namazı en uygun şekilde ifa etmeye dikkat edin; ve Allah'ın huzurunda içten bir bağlılıkla durun. (Muhammed Esed) 

Şimdi Türk müfessirlerin tepki çekmeme veya bazılarının mezhebe bağlı olma kaygısı olduğu açıktır. Muhammed Esed in böyle bir kaygısı yok. Salatil vusta yı isim tamlaması anlamı verirsen orta namaz, ama sıfat tamlaması anlamını verirsen  aşırılıktan uzak , ifrata tefrite kaçmayan, en uygun şekilde kılınan namaz anlamını verirsin.

Benim görüşüm mantıken namazları koruyorsam ve orta namaz  da bir namaz ise  zaten namazların içindedir, koruyorumdur zaten.. Onu ayrıca korumama lüzum yok. Bazı meallerde bilhassa orta namazı veya özellikle orta namazı gibi ifadeler var. Ama ayetin arapçasında böyle kelimeler yok.  Örnek olarak Edip Yüksel ve Elmalılı'yı verdim.

Dolayısı ile Arap gramerini iyi bilen kişilerin de görüşleri ile Muhammed Esed çevirisinin doğru olduğu fikrindeyim. Diğer insanlar Arapçayı iyi bilmiyormu. Biliyorlar ama çekinceleri var. İşte böyle olunca da Meallere güvenmeme veya işte Kur'anın hiçbir dile hakkıyla çevrilemeyeceği tartışmaları başlıyor. Bunlar yanlıştır. Her dile hakkıyla çevrilir. Ama taassup ve çekince olmamak şartıyla. Ayrıca böyle bir şey demek, Allaha abes bir iş yapmışlık izafe eder. Allah özellikle Kur'anın anlaşılmasını istiyor. Onu kolaylaştırdığını söylüyor. Öğüt alan yokmudur diyor. Dinciler tam tersini söylüyor. Allah Arap olanın öğüt almasını istiyor da, olmayanın öğüt almasını istemiyormu yani.  Kamer suresini okumazmı bu insanlar hemde aynı surede dört ayrı ayette aynı şey. Andolsun biz Kur'anı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık, öğüt alan yokmudur. Kamer 17,22,32,40  ayetleri . Demek ki neymiş öğüdü Kur'andan alacakmışız, neymiş Kur'an kolaymış. Demekki tarikat şeyhine, hadise falan ihtiyaç yokmuş. Kur'an bilgiyle, taassupsuz ve çekincesiz okunduğunda hemen herşeye cevap vermektedir.

İşte bunlarla karşılaşınca, ben Arapça bilmediğime üzülüyorum. Arapça bilsem belki diyeceğim ki, yahu arkadaş buradaki ifade sıfat tamlaması, bunu nasıl isim tamlaması gibi çeviriyorlar. Sıfat tamlaması olarak şu şekilde çevrilmesi ve şöyle anlamlandırılması daha uygun olur. Bunu bugün kendi ilmimle diyemiyorum.

Sayın el_turki, 

Diyelim ki bir orta namaz var. Bu Kur'anda belirtilen vakitlerden birinde olmalıdır.  Çünkü Nisa 103 e göre namaz inananlara vakitli bir farzdır.  Kur'anda belirtilen vakitlerde Sabah, Akşam (nur 58, hud 114, isra 78 ) ve gece yarısı (isra 79, Müzemmil 20) dir.  Bu gece yarısı namazı  isra 79 da göre sadece peygambere farzdır. Müzemmil 20 ye göre mü'minlerden bazıları da kendi istekleri ile bu namaza kalkıp kılmaktalar.  Cuma namazı vakitli değil, çağrılı. Yani vakti Kur'an tarafından açıkça belirtilmemiş. Biz Cuma suresinden ve Nur 58 den kuşluk vakti olduğunu anlıyoruz.  

Süleyman Ateş hocamız orta namaz diye gece namazını belirtmiş. Arap günü akşam başlar, akşam biter . Buna göre Akşam namazı, gece namazı, Sabah namazıdır vakti Kur'anda bildirilen namazlar.  Bir yerde İsra 79 la çelişiyor. Bir de ümmete meşakkat yüklüyor.  Bence olmaz.  Süleyman Ateş hocanın linki

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=2447&PN= 18&TPN=18


Orta namaz cumadır veya Sabah namazıdır diyen arkadaşlar olmuş. Bunda da bir ittifak yok.

Kamer suresine göre Kur'an kolaylaştırılmış bir kitaptır. Allah böyle kırk akıllının altından kalkamayacağı bilmeceler ortaya atmaz. Hele ki Ahkam ayeti olarak.  Onun için Muhammed Esed in çevirisinin doğru olduğuna inanıyorum ve öyle amel ediyorum.

Namazlar lafından da Sabah, Akşam, Gece (Teheccüd) ve Cuma yı anlıyorum. Allah Kur'anda bunları belirtmiş. Öğle ve ikindi Allaha hamdetme zamanıdır. Elhamdülillah de veya subhanallahi ve bihamdihi de yeter. (Rum 17,18)   Namaz şeklinde farzlaştırılması  Müzemmil 6 ve 7 ye aykırıdır. Namazı beş vakittir diyen  Miraç hadisi de, ki zayıf bir hadistir, Müzemmil 6,7 ye aykırıdır. Ayrıca Ayrıca bunun namazlaştırılmasının bir Emevi dayatması , dine ekleme olduğunu düşünüyorum.

Herkese selamlar.



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

"Ben şahsen nisa 101 102 103, isra 78-79, hud 114, maide 6 gibi ayetlerin bu vakitli nusuka işaret ettiğini ve kurallarını düzenlediğini düşünüyorum." Ebu Kerem

saygıdeğer kardeşim Muvaffak,

Allah'ın resullerinin görevi yaşadıkları müddetçe kesintisiz Salat'ı ikame ile zekatı sağlamaktır her nerede olurlarsa.  Onlara bunun için vahyedimiş, kitap ve hikmet verilmiş. Cenabi Allah bunu İsa Resul'ün diliyle şöyle ifade edyor Meryem Suresi 30-31'de:

İsa dedi: "Ben Allah'ın kuluyum, bana Kitab'ı verdi ve beni bir Nebi (Allah'tan/Ğaybinden haber alan) yaptı. Ve her nerede olursam beni mubarek (öğretici) yaptı ve beni, hayatta olduğum sürece, Salat ve zekat'la görevlendirdi." 

Resuller, Allah'a/ dediklerine davetle ve insanları/inananlari şirk inancından arındırmakla zorunlu görevli kişilerdir. Sözünü ettiğiniz ayetleri ben bu çerçevede değerlendiriyorum. Özellikle bu ayetlerde (Maide 6'yı katmayalım) hitap direk Resul'edir. Bu ayetlerde zikredilen zaman dilimleri özel saatleri belirlemek için değildir. İsra ve Hud surlerindeki ayetler, gündüzde sıkı takip ve denetim altında olduklarından inananlar salat için geceye yönlendirilmişlerdir. Aslında benim anladığım, en uygun zamanlar kollanmış. Mekke döneminde salat için uygun zaman gece vakitleridir. İsra ve Hud'taki bu ayetler, ne 5, ne de 2-3 namaz vaktini tayin etmek üzere sarfedilmemiş. Namazın ne zaman; Mekke'de mi Medine'de mi farz kılındığında bile görüş birliğinde olamımış ilgili ulemanın bir kısmı bu ayetlerden 5 vakit namazı allem kullem ederek çıkarmaya girişmiş olmaları düşündürücüdür. Beş vakit namazın, farz kılınış zamanında dahi ittifakları yokken, ki kimi miracta farz kılındı demiş, kimi de (cumhur) Medine'de demiş. Namazın vakitleri, rekatleri, kılınış şekli konusunda onca muhtelif ve muhalif mezhepler kadim zamandan beri var olup süregelmişken bizim, namazın varlığını tartışmamızdan daha tabii bir şey olamaz.

Kaldı ki, namaz için (çünkü namaz ferdi bir eylemdir) sabit günlük vakitler saptanamaz, saptanmamalıdır. Belli vakitler, birlikte başkalarının katılımı ile yapılan işler için şari' tarafından kanunla/şeriatla belirlenir. Fabrika işçilerinin çalışma, yemek ve mola saatlerinin kanunla belirlenmiş olması gibi. Yine eğitim ve öğretim için ders saatlerinin önceden belirlenişi gibi. Ferden ferda kıldığınız namazlar için vakitleri, Şari'in tespit ettiğini Kuran'dan bulmaya çalışmak bana sonderece abes geliyor. Allah kendisiyle buluşmam için ne diye bana özel vakit ayırsın? Onun vakit darlığı, sıkıntısı mı var ki bana "şu şu vakitlerde huzuruma çık" desin? Her iş ve eylemin bütün vakitleri insan olarak ben ayarlıyorum. Çalışma saatlerini, uyku ve yemek saatlerini vs hep ben ayarlıyorum. Varsa; kılacaksam, tutacaksam, gideceksem, namazın da, orucun da, haccın da vakitlerini ben ayarlamalıyım. Kiimi ayetleri ileri sürüp aha oruc için belirlenmiş şehru ramadan, hac için belirlenmiş haram aylar deyip yükselen itirazları şimdiden duyuyorum.

Kişiliğine, duruşuna değer verdiğim değerli Muvaffak kardeşim, İsra Suresi'nin 72-82 ayetlerini rıcam üzere bir daha okuyup düşünür müsün! Hatta 97. ayete kadar. Bu ayetler neyi anlatıyor? 77. ayete kadar ne anlatılıyor, buna bağlı olarak "eqimissaléte" ile başlayan ayetten itibaren Resul'den ne yapması isteniyor? Kuran'elfecri/fecir Kuran/Fecrin Kuran'ı nedir, neden buna dikkat çekilmiş? Kuran'el fecri'nin meşhûd olması ne anlama geliyor? Kuran'ın ışığı karanlığı dağıtmaya başlamış, karanlık yok olmaya yüz tutmuştur. Çünkü artık Hak gelmiş, yaygınlaşmış (Medine'lere kök salmış), batılın geçip gitmesi, dağılıp yok olması kesindir. Burada gündem, bu Kuran'el fecridir. Bu Aydınlık/aydınlatıcı Kuran'ın öğretimidir? "Ve minelleyli tehecced bihi néfileten (fadleten) leke..." : Geceyi O'nunla/ bu Kuran'la geçir! Sana Allah'ın bir lutfudur gece. Senin Rabbin seni mutlaka mahmûd olan (Allah'a hamd edilen/ Allah'ın Hamdine kulak verilen bir yere sevkedecektir!..."  

Muhabbetlerimle.   

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

İsrâ  53  
 
Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.
Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

el_turki Yazdı:
kur'an da geçen her salat sözünden namazın kastedildiğini kim söyledi ki?kim öyle bir idda da bulundu?

peygamber sallahu aleyhi vesellem kur'an dan başka miras bırakmadı...dedi...birisi...çok doğru söyledi....amenna...ama bu doğrunun arkasıına nekadar eğri var yapıştırma....bir doğru söyleyip insanlara onlarca eğriyi enjekte etmedir bunun adı.....

bakın çok basit birşey diyeceğim....bu din bir peygamber aracılığıyla tebliğ edilmiş..anlatılmışdır....öyle bir anlatım ki...yaklaşık 23 sene sürmüşdür...BAKIN 23 SENE...bir saat değil...birgün değil...bir hafta değil..bir ay değil..bir yıl da değil..on yıl hiç değil..onbeşde dedğil..yaklaşık 23 yıl....OTUR hesapla  23 yılın ne olduğunu..yaklaşık 23 yılda bir insanın neler yaşayabileceğini..bir toplumun neler yaşayabileceğini..değişimleri...otur hesapla....bu hayatın hepsine ailesi....ve toplum şahiddir.özel olan kısmına ailesi...şahiddir.diğer kısımlarına ailesi ve toplum şahiddir....herşey ailesi ve toplumun gözleri önünde cereyan etmişdir.bu kadar zaman içinde onunla aynı dönemi..toplumu paylaşanlar peygambere gelmişler danışmışlar....ha onlarda kur'an okuyordu..sizden daha iyde arapça biliyordu..ama peygamberin görüşüde nedir diye merak edip soruyorlardı...aralarındaki ihtilafları bu şekilde cözüp tekbir cemaat olmanın mutluluğunu ve gücünü yaşıyorlardı.biliyorlardı ki EN DOĞRU GÖRÜŞ PEYGAMBERİN GÖRÜŞÜDÜR...şlimdi bu doğru görüşün ondan sonraki nesilere aktarılmadığını söyleyen halt etmişdir....neyse...tekrar dönelim..onlar böylecene peygamberin etrafında TEVHİD akidesini tam anlamıyla yaşayan BİR toplum olmuşlardı.....
 
yaklaşık yirmi kusur sene süren nübüvet..risalet hayatının miras kalmadığını söylemek..yok saymak...kelimenin tam anlamıyla cehaletin merkezinde bina inşa edmekden başka birşey değildir.inşaa eddiğiniz binadan elbette daireleri satacaksınız.taliplileri olacakdır....

bugün kıldığımız manada peygamberin namaz kılmadığını idda edmek..sapıklığın ta kendisidir.....ben bu gün kılınan manada namazı kur'an da göremiyorum demek küfrün merkezine oturup dilencilik yapmakdan başka birşey değildir...sanada para veren çok olur....

birarkadaşda fransız devriminden..sanayileşmekden bahsedmiş....ya rakadaş hoş söylersin...ama yarım söylersin...TÜRKİYE CUMHURİYETİ...86 yıldır..küfür üzerine yönetiliyor da ne oldu...mısır..yıllardır dinden uzak insanlar tarafından yöentiliyorda ne oıldu....suriye..cezayir..fas..tunus...ne oldu.çok mu geliştiler..

türkiye çok mu gelişti...borç içinde yüzen bir ülke...faiz batağına batmı..şimdi etrafına bak..hangi ürün türkiye menşeli...türkiye dünyaya hangi teknalojik icadı sunmuş...vestel..arçelik..hepsi yabancı lisansıyla üretim yapan..ama ürünlerini türk malıymış gibi halka sunan yalancılardan başa değildir...herneyse...bu işin dinle alakası yok....birileri kendi dinini inşa edmiş adına islam demiş halkı sömürmüşdür.....sebebi cehalettir....

biriside bana ediki:kur'an dan yazdığın tekl ayet...ben kur'an dan ayet yazmadım...o MEAL Dİ...ayet DEĞİL.meal başka ayet başkadır.bir ayetin onlarca farklı çevirisi vardır ama ayet bir tanedir....

hem...bir ingilizce makale,roman,bilimsel eser..gibi şeylerin bile TAM olarak türkçe çevirisinin yapılması mümkün değilken.kur'an nın tam çevirisinin yapılacağını idda edmek de yalandan başka birşey değildir.inanmayın...türkçe nakıs bir dildir.ve mantığı dar bir dildir...

bir ingiliz roman yazarken..bir ingiliz gibi düşünür..hisseder..örfleri farklı..yaşamları farklı..dünyaya bakışları farklı..dır.bu farklılıkları türkçeye tam manasıyla çevirmek mümkün değildir..ki genel kabul zaten bu yöndedir...ama kur'an gelince iş hemen değişi verir..demi..neden ..maksat ayetleri kendi sitedikleri gibi yontmak...

yinebir meal:

"Biz sana onu böyle Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda tehditleri türlü biçimlerde açıkladık. Belki sakınırlar veya onlara bir öğüt olur." (20/Tâhâ, 113)

 

 

"O gün zâlim kişi ellerini ısırıp 'keşke Peygamber'le beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene, keşke falancayı dost edinmeseydim, and olsun ki beni, bana gelen Kur'an'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor.' der. Peygamber: 'Ey Rabbım, doğrusu kavmim/toplumum bu Kur'an'ı terk etmişti.' der." (25/Furkan, 27-30)

 

 

"Kur'an'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de azabı indirmişizdir. Onlar Kur'an'ı bölüp ayıranlardır. Rabbine and olsun ki mutlaka yaptıklarının hesabını hepsine soracağız. Sana emrolunanı açıkça söyle ve müşriklerden yüzçevir!" (15/Hicr, 90-94

"Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayâtında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir." (2/Bakara, 85)


 

 

Sayın El_turki,

Çekincelerinde haklısın. Peygamber ameli uygulamalar bırakmıştır. Biri de namazın kılınış şeklidir. Ama insanlar maalesef bunu bile korumamışlar, koruyamamışlardır. Bugün namazda hanefi elini göbekten bağlar, Şafii göğüsten bağlar. Hanbeli hiç görmedim ama çoğu uygulamaları Şafii ye yakındır. Maliki hazırol gibi durur. Hangisi doğru. Hepsi benim dediğim doğru diyor. Hepsi bir farklılık yaratmış. Bununla kendine kimlik yaratmış, farklıyı ötekileştirmiş. Ben Maliki nin yaptığının Nisa 102 ye uygun olduğunu düşünüyorum. Çünkü elinde silahla namaz kılıyorsan, örneğin mızrak, kılıç gibi ellerini bağlayamazsın. 

Namaz ritüeli vardır. Peygamberden gelen ameli sünnettir. Namazın temeli kıyam, kıraat, rüku, secde Kur'an da vardır. En yaygın en bilinen anlamı ile meallendirirsen namaz Kur'andan da çıkmaktadır. Tabii bu kelimelerin mecazi veya diğer anlamları ile meallendirirsen bu farklı sonuçlara götürmektedir. Senin tepki gösterdiğin şeylerin bunlar olduğunu düşünüyorum.

Benim itiraz ettiğim şey, hadisler yoluyla dine ekleme yapılması ve dinde zorlaştırma yapılmasıdır. Maalesef Emeviler bunu yapmıştır. Mesela sünnet olmamış bir müslüman erkek düşünülemez. Ama bu ne Kur'anda, ne hadiste geçmektedir. Bu bir Yahudi adetidir. Bunun dine bir Emevi eklemesi olduğunu düşünüyorum. Amaç ta insanlar müslüman olmasın, bana cizye versinlerdir.

Bazı arkadaşlar bunu yapan Emevi, böyle bir şey de yapmış olamaz mı diye fikir yürütüyorlar. Hz. Ömerin ve Hz. Alinin namazda öldürülmesi bunu çürütüyor. Ama Emeviler vakte Öğle, ikindi ve yatsıyı eklediler.Sünnet namazlar icat edip eklediler.  Namazlara ayrıca tespih, dua eklediler. Hadisler yoluyla toplumu ve dini şekillendirdiler. Maalesef bunlar tarihi hakikatler.  Kolay dini zorlaştırdılar. İçine yahudilik ve Hristiyanlık  boca ettiler. Bir sürü müşrik inançta dine boca edildi. 

Fransız devrimi ve Sanayi devrimine gelince evet. Bu devrimleri bir tek Türkiye anladı İslam ülkesi olarak ve gereğini yapmaya çalıştı. Bugün 17. büyük ekonomi. G20 ülkesi. Bu bir şeyler yapabildiğini ve doğru yolda gittiğni gösteriyor. Geri değilsin.

Avrupaya Yozgatta kapıcı dairesinden çıkıp gidersen göreceğin başka olur, Türkiyenin iyi yerlerinde yaşamış, kültürlü biri olarak gidersen göreceğin başka olur. Paran varsa , Türkiyede herşey vardır. Avrupa falan hikayedir.

Yüzyılın başında  senin memleketinde doğru dürüst yol yoktu. Osmanlı Sadrazamı Halil Rıfat Paşa 1895-1901 arasında Sultan Abdülhamit'e sadrazamlık yapmıştır.(İzmirde Semti Caddesi vardır.)  Gidemediğin yer senin değildir demiştir. Bugün neredeyse İstanbuldan , İzmirden Kars'a, Van'a, Diyarbakır'a  otoban gibi yollarla gidiyorsun. Daha 1960 larda Ankaradan Hakkariye bir haftada falan gidiyordun. Daha beş sene önce buralara daracık yollarla giderdin. Bugün memleketin her yerine en geç 24 saatte ulaşırsın hem de rahat koşullar altında.

Mısır, tunus, cezayir falan bunlar Arap sosyalisti, nevi şahsına münhasır devletler. Yeşil sosyalist. Sosyalizmle ekonomik gelişme olmaz.(Sosyal gelişme olur.)  Olsaydı Sovyetlerde olurdu, dağılmazdı. Gelişme sermaye birikimi ve çalışmayla olur. Çin, Taiwan, Kore, Japonya bunu uyguluyorlar. Çin sosyalizmi bıraktı. Kapitalist yollarla kalkınıyor.

Türkiye 86 yıldır küfür düzeniyle yönetiliyor demek Türkiyeye haksızlık. Eğer öyle düşünüyorsan 1839 dan yani Tanzimattan beri öyle yönetiliyor falan demelisin. Fransız devrimi ve Sanayii devriminin şekillendirdiği yeni Dünya  düzenine uyum sağlama çabalarına sen küfür diyorsan, yanlış yapıyorsun. İşte o zaman sen benim dünyadan bihaber cahil halk tanımımın içinde oluyorsun. Böyle çok adam var. Milyonlarca. Esasen ne demişler. Türkiye içinde insanların doğuya koştuğu,  hızla batıya doğru yol alan büyük bir gemidir.  

 

El-turki kardeşim, ekonomi konusunda duygusal konuşuyorsun. Yürümeden koşmayı hayal ediyorsun.

Yabancı Lisansla ürün üretmek kötü bir şey değildir. Bu da ilim almanın bir şeklidir. Köylü bir ülkenin endüstrileşme adımıdır. Hertarafta endüstri böyle başlamıştır. Taiwan da bilgisayarları Amerikan lisansı ile üretmektedir. Kore de Amerikan lisansıyla gemi üretmektedir.   Araplar ve bir çok ülke bunu da yapmıyor. İthal ediyor.kullanıp atıyor. Çok büyük hata ediyor. Ama halk tembel, ayrıca iklim müsait değil. Arap ülkelerinde biraz üretim varsa o da Mısırda. Ama ne Mısır, ne İran Türkiye sanayisiyle, Türkiye özel sektörüyle falan boy ölçüşemez.

Dış borç kötü bir şey değildir. Tabii bizde Osmanlının dış borcunun kötü anıları olduğu için halkımıza böyle bir kültür verilmiş. Bütün ülkeler dış borç almaktadır. Ülke dış borç almasa sırf kendi kaynaklarına dayansa hiçbir gelişme sağlayamaz. Şimdi Türkiye sermaye birikimi döneminde bir ülke. Ne kadar para koyarsan, sünger gibi emiyor. Tabii Türkiyenin çok büyük altyapı projeleri var. Hızlı haberleşme projeleri, hızlı tren projeleri, Otoyol projeleri, Boğaz köprüleri, boğaz alt geçişleri , Barajlar, GAP , Nükleer santral ve daha aklıma gelmeyen çok çeşitli yatırımlar. Bunlar için para lazım. Bunlar yapılınca zaten ekonomiyi büyütüyor. Ekonomi büyüyünce zaten borcu ödüyor.

Şimdi ben sana daha komik bir şey söyleyeceğim. Almanyanın dış borcu Türkiyenin iki katı. Almanya bütün altyapı yatırımlarını bitirmiş bir ülke. Türkiye gibi yatırıma aç bir ülke değil. Neden dış para alıyor. Eğer dış borç almazsa, bu ihtiyaçlarını kendi tasarruflarından karşılayacak. O zamanda tüketim aksayacak. Ekonomi krize girecek.

Yani Amerika, Almanya, Avustralya, Fransa falan senden çok daha fazla dış borcu olan ve sürekli dış borç alan ülkeler. Dediğim gibi almazsa, tüketim aksar, refah biter, fena halde krize girer.Tüketim ekonomileri böyle çalışır. Bir araştır göreceksin.

Ekonomistlerin dediği şudur. Çevirebildiğin dış borç iyidir. Dünyada gidecek yer arayan bir trilyon dolar fon vardır. İlhan Kesici söylemişti. O bunları söylediği zaman yılda gelen yabancı sermaye 1-2 milyar dolardı. Şimdi 20 milyar dolar civarında.   

Kur'an her dile çevrilir. Romani diline bile.(çingenelerin dili.)  Genel olarak yazılı olmayan sözel bir dil , göçebe yaşayan insanların dili olması nedeyle her kavramı içermeyen bir dil.  Afrika kabile dillerine bile. (zulu, lingala, swahili vb.)

Çünkü Kamer suresi 17,22,32 ve 40. ayetlerine göre insanların kolaylaştırılmış Kur'andan okuyup öğüt almaları için buna ihtiyaç vardır. Allahın mesajının herkese ulaşması bir zorunluluktur.

Hristiyanlar incillerini dünyanın her diline çevirmişken, ben Kur'anı niye çevirmeyeyim. Bu İncil çevirileri sayesinde bir çok dilin grameri yazılmış ve hayatı kurtulmuştur. Yani Linguistik bilimine bu çabaların büyük katkısı olmuştur.

 Şuna katılırım. Her edebi ürün kendi dilinde güzeldir. Kur'an Arapçada, Dede Korkut, Yunus Emre Türkçede, Hafız-ı Şirazi, Mevlana Farsçada, Shakespere İngilizcede, Goethe Almancada, Victor Huga Fransızcada, Aristo Yunancada, Çiçero Latince de  güzeldir. Ama bunlar başka bir dile çevrilemez , diye bir şey yoktur.  Dili ve kültürü bilirsen o dilde yazılmış iyi bir eserden daha büyük zevk alırsın demektir. Yani ben şimdi desem ki Dede Korkut ta dünyanın hiçbir diline hakkıyla çevrilemez. Doğrudur yani. O Türk kültürünün eseridir, aynı tadı vermez. Mesela ingilizcesi, Türkçesinin tadını vermez. Ama anlamını anlatır yani.

Onun için genelde geleneksel hocaların kullandığı Kur'an hiçbir dile hakkıyla çevrilemez lafına katımıyorum. Bunu maksatlı buluyorum. Eğer taassup ve bazı çekinmeler den kaçınılırsa elbetteki o da hakkıyla çevrilir.

Kur'andan  örnek verdiğiniz ayetlerde peygambere uyma hadisesi, bir lider olarak onun sözünü dinlemedir. Hz. Muhammed kendi halinde yaşayan sakin bir insandı. Kırk yaşına kadar da toplumda düzene uygun bir hayat yaşadı. Kendisine gelen Vahyin emriyle peygamberlik ilan edip mücadeleye girişince bu mücadelesi kendi soyu olan Haşimoğullarından Ümeyyeye geçen Kureyş kabilesinin liderliğini geri istemek şeklinde yorumlanmıştı. Mekkede başaramayıp , Medineye hicret etmesi babasının kabilesi Kureyşe reis olamadı, anasının kabilesi Hazrece reis oldu şeklinde düşünüldü. İnsanların çoğuna göre onun  derdi reislikti işte. Peygamberlik işin bahanesi. Ortada bir hareket var biz de buna katılıp payımızı alalım. Bu şekilde düşünen, ona adeta çete reisi (Haşa) gibi bakan  insanlarda vardı çevresinde  ve onlar peygambere çeşitli idari zorluklar yaratıyor. Otoritesini zorluyordu. Mesela ganimet paylaşımı beğenmiyorlar ,  konuşurken yüksek perdeden konuşuyorlar, her akşam evine misafirliğe gidip rahatsızlık veriyorlardı. İşte Peygambere uyun ayetleri onun içindir. Onun adına uydurulan hadislere uyun değildir.

Kur'anın Türkçeye veya başka bir dile çevrilmesi onun istismarını getirmez. Kur'anın anlaşılması Allahın özellikle istediği şeydir. Kamer suresi 17,22,32,40.

Kur'anla ilgili olarak örnek verdiğiniz şeylerden, işte bir kısmını kabul et, bir kısmını etme, işine geldiği gibi böl, çevir  falan. Buradaki herkes bunlardan uzaktır. Sen yanlış bir intiba edinmişsin. Böyle bir şeyin sorumluluğunu biliriz ve bunlardan  Allaha sığınırız. 


Herkese selamlar,




__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

el_turki Yazdı:
 "namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin"

araplar 3 ve daha fazlası için çoğul kullanırlar.ayrıca orta namaz da zikredilmiş.....ayrıca orta namazda zikredilmiş....demekki enaz dört....ama orta namaz ayrıcana ile belirtildiğine göre....3 ün ortasında gösterilmediğine göre...dördünde ortası olamayacağına göre...enaz 5 i ifade eder.....iki ve dördün ortaları yokdur.....3 ve 5 in ortaları vardır.

Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl...

gündüze yakın saatlerinde ifadeside çoğul köklüdür.enaz 3 ü ifade eder...gecenin gündüze yakın saatleri akşam-yatsı-ve sabah dır.gündüzün iki ucu,gecenin gündüze yakın saatlerinden ayrı olarak zikredilmişdir.ve gündüzü içine alacak şekilde zikredilmişdir.sabaha yakın olan tarafı ile akşama yakın olan tarafıdır.öğlen ve ikindiyi zikreder.... her halukarda toplam beş eder...

Merhaba el_turki kardeşim. Namaz vakitleri konusunda benim edindiğim bilgi sizinkinden farklı. Açıklamaya çalışayım. Nerde yanıldığımı lütfen söyleyin.

"namazlara ve ayrıca orta namaza devam edin" araplar 3 ve daha fazlası için çoğul kullanırlar.

"Hâfizû ale's salâvâti..."deki SALÂVÂT en az üç "salât"tır; doğru. Ama en az üç salâttır. Kesin olarak kaç salâttır? 4? 5? 6? 7? ...? Belli değil. Allah neden örneğin "Beş salatı muhafaza edin!" deyip te belirlememiş onu? Akla ilk gelen cevap: ÇÜNKÜ 3, 4, 5, 6, 7, ... gibi belli sayıda namazdan söz etmiyor. 

İnanırların üzerine vakten yazılmış olup (4:103) bir inanırın ilk namazından en son namazına kadar kılması farz olan bütün namazlardan söz ediyor. Kısacası mealen Allah "Üzerinize yazılan bütün namazlara mukayyet olun!" diyor.

Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl... gündüze yakın saatlerinde ifadeside çoğul köklüdür.enaz 3 ü ifade eder...

Yeryüzününün her hangi bir noktasında gündüzün yalnızca iki ucu var ve gecenin (gündüze yakın = gündüze inen) yalnızca iki "zülüf"ü. Bunu makalemde açıklamaya çalıştım; alıntılıyorum: 

Hûd 114: Gündüzün iki ucunda namaz kıl ve gecenin zülüflerinde. Burada iki gerçek ortaya konuyor.
 
Birinci gerçek: BİR GÜNDE kılınması farz olan namazların sayısı "iki"dir çünkü gündüzün iki ucu var. Açıklaması:

-- 

Dünyamızın kendi ekseni etrafındaki dönüşü sırasında üzerindeki bütün noktalar güneşin önünden bir bir geçiyor. Tıpkı resimdeki iki tepe silüetinin kesiştiği nokta gibi. O nokta güneşin ışınlarına gün doğumunda kavuşuyor ve gün batımında veda ediyor.
 
Yerkürenin belli bir noktası için gündüze ait iki uç işte bu: gün doğumu ve gün batımı. Bu ikisinin dışında gündüzün başka bir ucu yok. "Allah'ın gökleri ve yeri yaratırkenki hükmü"dür bu (9:36).

Allah'ın bu hükmü gözardı edilerek (20:130'daki "fesabbih"in "namaz kılın!" anlamına geldiği farz edilse bile) "Orada ETRÂF deniyor; ETRÂF en az üç uç anlamına gelir; o halde bir günde EN AZ ÜÇ VAKİT FARZ NAMAZI kılınacak!" denemez.

Çünkü 20:130'daki ETRÂF yerküreye ait en az "iki ya da daha çok nokta"da gündüzün ikişer ucunun toplamıdır yani DÖRT UÇ.

Yeryüzünün belli bir noktasında güneş günde yalnızca bir kere doğar, yalnızca bir kere batar. O noktada gündüzün yalnızca iki ucu var ve gecenin yalnızca iki zülfü var.

Gündüzün, bir noktada, üç ucu olamaz. "Olur!" iddiası "Allah'ın gökleri ve yeri yaratırkenki hükmü"ne aykırıdır. Gecenin, bir noktada, üç zülüfü olamaz. "Olur!" iddiası "Allah'ın gökleri ve yeri yaratırkenki hükmü"ne aykırıdır.
 
Anılan iki farz namazı
(1)Hûd 114'te "Gündüzün iki ucunda namaz kıl!" dendiği için SAYICA bellidir.
(2)Nûr 58'de salâti'l fecr ve salâti'l işâ olarak anıldıkları için İSMEN bellidir,
(3)Hûd 114'te "Gecenin zülüflerinde namaz kıl!" dendiği için VAKTEN bellidir.


İkinci gerçek: GECENİN ZÜLÜFLERİ dört dörtlük bir vakit tanımıdır. Açıklaması:

GECE "gasaki'l leyl"in ak ipinin kara ipinden seçilemez hale geldiği anda kararmaya başlar (17:78). O andan gece yarısına kadar olan zaman gecenin kendisidir yani karanlık. O andan gün batımına kadar olan zaman ise gecenin akşamki zülfüdür.

GÜN "fecr"in ak ipinin kara ipinden seçildiği anda ağarmaya başlar (2:187). O andan gece yarısına kadar olan zaman gecenin kendisidir yani karanlık. O andan gün doğumuna kadar olan zaman ise gecenin sabahki zülfüdür. 

Buna göre
sabah namazının vakti
 
ak ipin kara ipten seçildiği anda başlar (2:187),
gün doğumunda sona erer.

Güneş doğduktan sonra farz namazı yok çünkü öyle bir namazın vakti kuşlukta mı sona erer, gün ortasında mı, daha geç mi... belli değil. Sonu olmayan vaktin namazı da olmaz. Çünkü Allah namazı mevkûta yani vakten belirleyerek farz kıldığını söylüyor. 


Akşam namazının vakti ise

gün batımında başlar,
"gasaki'l leyl"de yani ak ipin kara ipten seçilemediği anda sona erer (17:78).

Güneş batmadan önce de farz namazı yok çünkü öyle bir namazın vakti ikindide mi başlar, gün ortasında mı, daha erken mi... belli değil. Başlangıcı olmayan vaktin namazı da olmaz.

Değerli el_turki kardeşim! Yeryüzünün belli bir noktasında gündüzün üç ucu olmadığı gibi gecenin de üç zülüfü olamaz. O halde ZÜLEFEN MİNE'L LEYL gecenin en az "iki ya da daha çok nokta"ya inen zülüfleridir.

gündüzün iki ucu, gecenin gündüze yakın saatlerinden ayrı olarak zikredilmişdir. ve gündüzü içine alacak şekilde zikredilmişdir. sabaha yakın olan tarafı ile akşama yakın olan tarafıdır. öğlen ve ikindiyi zikreder....

Güneş doğduktan sonra ve batmadan önce neden farz namazı yok, yukarda açıklamaya çalıştım. İsteyen istediği kadar nafile namazı kılar. Ben öyle yapıyorum. Ama bir günde yalnızca iki farz namazı var.

Sevgi ile,

Hasan Akçay 



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 

<< Önceki Sayfa 22 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats