Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın El_turki,
1789 dan evvel devletlerin dini oluyordu. Ama ondan sonraki toplumsal problemleri dini hukukla aşmak mümkün olmadı. Aynı travmayı önce batı yaşadı. Sonra dünyaya yaşattı.
Aynı problemi Osmanlıda yaşadı. Osmanlı da tanzimattan sonra bankalar var ve legal olarak faiz var. Murabaha nizamnamesi diye kanun var. Ama 1700 lerde böyle bir şey yok.
OKumuş kadın sayısı Abdülhamid ve ikinci meşrutiyet döneminde epey çoktu. Bu kadın eşitliği olayları Osmanlı da da tartışılıyordu.
BUnlar toplumsal olaylar. Sosyolojik gelişme. Kanunlar sosyolojik gelişmelere, toplumsal olaylara cevap vermek durumundadır. Hukukun birinci görevi budur. Bundan dolayı devletler laiklik prensibini benimsemiş.
Bizim laiklikle ilgili eleştirimiz, bazı makamların bunu dinsizlik, dine lakaytlık olarak uygulaması. Örneğin ben laikim iftara gitmem geyikleri. İdarelerin öğlen yemek çıkartmayıp, mesai saatleri içinde olan iftar için iftar yemeği vermesini iptal etme falan, bunu din hükümlerine göre devlet yönetme olarak yorumlama. Bunlar aşılır.
Dincilerle ilgili eleştirimiz. Vay zina , içki cahiliyyedir, İslamın görevi cahiliyyeyi yok etmektir diye topluma baskı uygulamak. Baskıcılığa bayılıyorlar. Aşırılığı çok seviyorlar. Mesela flört eden üniversiteli kızı, erkeği dövmek. İçki satana baskı, dayak. Ruhsat vermeme. 20 yüzyıla kadar hiçbir islam ülkesinde içki yasak değildi. Muaviyenin Şamında da, Harun Reşidin Bağdatında da, Allaeddin Keykubatın Konyasın da da, Yıldırım Beyazıtın Bursasında da , Fatihin, IV. Muratın, II.Abdülhamitin İstanbulunda da meyhane vardı. Ömer Hayyam, Nesimi, Bekr-i Mustafa bu topraklarda çıktı. SAnki o zamanın hükümetleri cahiliyye ile mücadele etmesini bilmiyordu. Bunlar 20. yüzyıl hurafesi. İslamın savundukları manada bir Cahiliyye mücadelesi olsa zaten bunlardan bahsedemezsin. Cezası uhrevidir. Allahla senin aranda olup cezayı o verir. İnsanlara içme demiş, ama hükümetlere bir içki içme suçu belirleyip şöyle yap dememiş. İçene değil, sarhoşluk edip nara atıp, edepsizlik yapana 80 celde vururlardı. Tanzimatla celde olayı kalktı. Belçika CEza Kanunundan alınma Ceza kanunu uyarınca Sarhoşlukla düzeni bozana bugünkü mantığa uygun bir ceza verirlerdi.
Ayrıca 1789 öncesi düzeni kutsamak. Bugünün şartlarında neyi çözer. O tarım toplumu düzeniydi. İran, Afganistan, Pakistan, Arap ülkeleri neyi çözdü. Sen de çözemezsin. Çünkü akla ve bilime saygı yok. Akılcı kafa yok. Çünkü Kur'anın yanında peygambere atfedip hurafeyi kutsalaştırmış ve ona eş koşmuşsun çünkü nakilci kafasın ve de Allahın hükmüne kimseyi ortak etmeyeceğinden dem vurup (ama sen etmişsin) laik devleti küfür düzeni ilan ediyorsun.
Bunlar insanları dinden uzaklaştırıyor. Hatta dinden korkutuyor. Ne yaptığını bilmez, cahil bir güruh. 20. yüzyıl aşırılıkları. İnsanların herşeyine karışır. Kendine karışılınca ööö laik düzen. şudur, budur. Ama gerçek zina ile mücadeleye gelince (kuma zinası ) avrupadan ayar, tornistan geri.
Dinine saygılı laik devlet, Türkiyeyi dünyanın 17. büyük ekonomi yaptı. G20 lere katılıyorsun. Petrol zengini araplar nerede. Bunlar akıl ve çalışmayla oluyor. Çalışana Allah nasib ediyor.
Başbakanımız bile anladı. Laiklik devletler için sözkonusu olur, Şahıslar için değil. Çok doğru. Aynen katılıyorum. Laiklik adına dindara baskı yapma , din adına da devletin düzenine küfretme. Dindar olmak başka, devleti yönetmek başka.
Herkese selamlar.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
mistikbalim Yazdı:
tamam siz allahın kanunlarını tersine çevirin erkekler doğursun ve emzirsin kadınlar saçlarını açıp allahın gizlenin ayetini görmezdin gelip çıkıp erkeğine ve çocuğuna hizmet etmek yerine gitsin kendisine mahrem olmayan erkeklere saç kuyruk sallasın yukarda geçen ayetlyere uyarak yaşayan bir kadının evinde sıkıntı olmaz kocasına sukunet verir öyle kadınlar sizin gibi feminizm yanlısı kadın erkek eşittir kadınlarda çalışır diyenlerde aslında allahın düzenini değil kendi düzenlerini bozarlar akşam yemeği sen hazırla bende çalışıyorum senin gibi yarın bebeğimize yeni bir anne bulalım gerekirse biraz fazla veririrz biraz fazlası senin maaşına denk geliyor zaten madem öyle sen bak amaan ben evmi hapsolayım peki o maaş verdiğin kadını niye adil bir insan olarak eve kilitliyorsun o zaman ALLAHIN HÜKÜMLERİNDE ZERRE KADAR BİR KSİK YOKTUR o na eksiklik isnat eden KAFİRDİR...
Sayın Mistikbalim,
görüşlerinizi çok geleneksel buldum. Biz de karı koca çalışıyoruz. Bebeğin üç yaşına kadar ki çektiğim sıkıntılardan dolayı, eski neslin karısı olmadan bir yumurta kıramaz durumlarının bize yarattığı sıkıntılardan dolayı, ev işlerinin hepsinden anlamaya karar verdim. Hepsini kendi gönlümle öğrendim. Şimdi karım evde olmayabilir. Örneğin Annesi hastanededir. Bir hafta yanında refakatçidir. Evde ne çocuk bakımsız kalır, ne ben.
Karım varmış yokmuş hiç umurumda değildir. Dışarıda yemek zorunda da değilim. Tatlısından, tuzlusuna, balığından, kebabına, sebzesine, çorbasına, salatasına aklına ne yemek gelirse yaparım.
Doğunun erkekleri evde hiç bir işe karışmaz. Ama çiğ köfte ve kebab işlerini kendileri yapar. Eski nesli de öyle, yeni nesli de. Bir yerlerine bir şey mi oluyordu yani.
Batının eski nesli gerçekten rezildi. Neyse yemekteyiz programlarından anladığım kadarıyla bir gelişme var gibi.
Evin temizliği de, çamaşırı da hiç bir şeyi aksamaz.
Yarın torun olsun. Eşim toruna bakmaya geline yardıma gitsin. Hiç umurum olmaz. Altı ay eve uğramasın, hatta bir sene uğramasın hiç farketmez.
Yaşasın Hür demokratik erkek cumhuriyeti.
Bunlar karısız kalınca rezil olan babama ve kayınpederime olan tepkidir.
Ne demek kendine mahrem olmayan erkeklere saç, kuyruk sallamak. Çok yanlış bir ifade. Kadın bir hayat arkadaşıdır. Eşit bir bireydir. Benim malım değildir ki. Yüzünü de kapayayım Sırf bana ait olsun anlayışı. Yani saçı açık, yüzü açık olunca orta malı falan mı oluyor.
Kadın niye gizlenecek, niye erkekten kaçacak. Kadın niye hep baskı altında olacak ki. Olunca ne oluyor. Anlamıyorum. Nasıl bir zihniyet, nasıl bir bilinçaltı.
Kadın köyde tarlada çalışınca oluyor da, şehirde devlet dairesinde , fabrikada çalışınca mı olmuyor.
Nedir bu kadına güvensizlik. Anlamıyorum.
Niye kadını , eşit bir birey olarak kabul edemiyorsunuz.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
bakınız kur an evlerinizde oturun örtülerinizi salın eski cahiliye adetlerindeki gibi açılıp saçılmayın cilbablarınızı giyinki mümine olarak tanınasınız bunların hepsi allahın göndermesi beyefendi benim değil ben de karıma en az sizin bahsettiğiniz kadar vefakarım hatta ben bazan o evdeykende yemek yaparım o bulaşığı yıkar bn durularım çocuğun altını değiştiririm kadınlarınız size allahın emanetidir der kim onara zulmetmeye kalkarsa emanete zulmetmiş olur ve mümin denirmi bilmem ama kadınlara özel inen ayeteri es geçmeyelim lütfen allah size bir karargah ve geçimlilik vermiş siz bu ayeti hiçe sayarak birazcık fazla olmasını istediğiniz dünyalık rahatınız için ahiret hayatınızdan nasibinizi kısmış olursunuz huzur islamdadır ve hamdosun ki ben huzurluyum allahın bütün ayetlerine tam riayetle salatımı gerçekleştirir ıslah olmanın tek yolunun bu olduğuna iman ederim kadın gideceği yre peçeli gitse ne kaybeder bana söylermisiniz ya da kadının dışarı işlerinde çalışabileceğini hangi ayet söylüyor tezinizi doğrulayan ayeti gösterin benimki mi evlerinizde oturun selamla...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
DOSTLARIM KADINLARINIZI EZDİRMEYİN ONLARI DÜNYALIK HESAPLARINIZ İÇİN BAŞKA AMİRLERİN BOYUNDURUĞUNA SEVKETMEYİN BAŞKA ERKEKLERİN KARŞISINDA İŞ ADINADÜNYALIK ADINA EL BAĞLAMALARINA SEYİRCİMİ KALACAKSINIZ BAHÇELERİNİZDE TARLALARINIZDA ÇALIŞTIRARAK ONLARI EZMEYİN KADINLARINIZ SİZE ALLAHIN BİR EMANETİDİR ONLARIN ÇOCUKLARI HANGİ ŞARTLARDA TAŞIDIĞINI, BESLEYİP BÜYÜTTÜĞÜNÜ HATIRLAYIN bknz lokman suresi KORKMAYIN SİZ ALLAHIN BUYRUĞUNU İŞLETMEYE KOYDUKÇA O SİZE FAZLINDAN BOL BOL İHSAN EDECEKTİR KADINLAR ALLAHIN ERKEĞE SUNDUĞU EN BÜYÜK NİMETTİR ONLARA EKSTRA İŞLERLE DAHA FAZLA YORARAK MI TEŞEKKÜR EDECEKSİNİZ LÜTFEN ALLAH IN İPİNE SARILIN BEN SİZİN İÇİN SADECE ARACIYIM VE SÖYLEDİKLERİM FİKİRDEN ALGILADIKLARIMDIR SELAM HÜDAYA TABİ OLANLARA ONLAR AHİRDE CENNETLERLE KARŞILANACAKLARDIR MÜJDELER OLSUN...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın mistikbalim,
Kuranda bahsettiğiniz ayetler Ahzap 32 ve 33 olup sadece peygamberin eşleri hakkındadır. Çünkü onların çok özel durumları olup, onlar için varit olacak bir sıkıntı Peygamberin, şanına, şerefine, görevine halel getirecekti.
Ahzap 32 YNÖ meali- Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz.
Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki,
kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.
Ahzap 33 YNÖ
Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi
teşhir etmeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat
edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam
bir biçimde temizlemek istiyor.
Peygamberin hanımları için inen bu ayeti kendi hanımınız için uygulamanızın bir mahsuru yok, ancak olay diğer müslümanların kadınlarına farzlaştırılması dinde zorluk yaratıyor. O peygamber hanımlarına özel zorluk. Öbür türlüsü ehli sünnet görüşü. Peygamberi taklit edeceğiz ya, hanımlarımız da peygamber hanımlarını taklit edecek.
Evinizde oturun emrini tüm kadınlara şamil edemezsiniz. Hani nasıl teheccüt namazını tüm müslümanlara farzlaştıramıyorsak, peygamber hanımları için olan bu hükmü , diğer müslüman hanımlara farzlaştıramayız. Bakın Ahzap 59 mü'minlerin kadınlarına diye, diğer müslüman hanımları da işin içine katıyor. Ahzap 32 ve 33 te böyle bir durum yok.
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin
kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları
zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle.
Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli
olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir."
(Ahzab: 59),
Cilbab giyin hükmü mümine olduğunuzu gösterin değil. Hür kadın olduğunuzu gösterin, cariye ile karıştırılmayın demektir. Medinede zaten tümüyle müslüman ve yahudiler yaşardı. Yahudi kadınları da saçının bir telini dahi göstermez. Hür kadına sataşılırsa bu namus meselesi olur , kan çıkardı. Cariye ye sataşılırsa bu önemsenmezdi. Onun için kendini bilmez erkekler cariyelere sataşır sıkıntı verebilirdi. Olay budur.
Bugün böyle bir ayrım yoktur. Kadının dekolte giymesi elbette dine aykırı ama başının açıklığı değil. Siz örtmeyi tercih edersiniz. Buna da bir şey demem.
Kadın dışarıda çalışabilir. Mesleğini yapabilir. Bir sürü kadın var böyle. Mesela kadın eczacılık okumuş, başını örten bir bayan, benim alışveriş yaptığım eczacı. Evinde mi otursun. Yapmasın mı. Ben öyle bir Kur'an ayetine rastlamadım.
Ben sadece görüş olarak başın örtünmesini gelenek bulurum. Dinin hükmü olmadığını söylerim. Bu konuda yapılan siyasi yaygaralardan nefret ederim.Çünkü arkada bir cehalet ve bu insanları kullanan kötüniyetli odaklar var. Kim bunlar irtica yani gericiler. Neyin gerisi 1789 un gerisi yani öncesini özleyenler var. Kasdedilen bu. Abdülhamid devrinde kullanılmış bu anlamında. Ha buna dönüş sadece bir hayal kırıklığı yaratacak. Bir sürü hengame ve toz duman. Bunu biliyor görüyorum.
Ama o insanlarla da geçimim iyidir. O kendi tercihleridir. Saygı duyarım.
Ben de huzurluyum. Eşim başını örtmez. Çalışan bir bayandır. Dini bilgi ve görgüsü ve pratiği vardır. HUzuru sağlayanın o dini bilgi ve görgü olduğunu düşünüyorum.
Kadın gideceği yere peçeli gitmesi , dinen bir gereklilik değil, lüzumsuz bir baskı. Ben genel olarak her türlü baskıya karşıyım. Dinde güçleştirmeyi, baskıyı, zorlamayı sevmiyorum. Hep dinin kolay yaşanmasını, öcü gibi korkulmamasını istedim.
Bugün testtürcülerin dedikleri şeyler bana Kur'andan çok incili hatırlatıyor. Mesela bazı hocaların vaazlarının. Kadının saçının bir teli bile görünmemeli olayındaki mantık aşağıdaki satırlarda aranmalı.
incil'de ise, "Kadınların örtünmelerini,
erkeklerin kadınlar karşısındaki üstünlüğünü ifade
etmesiyle açıklamıştır. "Pavlus'a göre, son derece
alımlı bir şey olan kadının uzun saçı, ona örtülmesi
için verilmiştir." (İncil, Korintoslulara Mektuplar
: 39) Bu konudaki görüşlerini Korintoslular'a
yazdığı bir mektupta açıklayan Pavlus, Tarsus'lu ve
yahudi kökenli bir havaridir. Pavlus'a göre her
erkeğin başı Hz.İsa'yı, bir kadının başı ise
kocasını temsil etmektedir. Bu yüzden, başına bir
şey koyarak ibadet eden erkek ile başına bir şey
koymadan ibadet eden kadın, başlarını
kirletmektedir. "Çünkü böyle bir kadın, sdaçları
kökünden kazınmıi bir kadının ta kendisidir. bir
kadın başını örtmüyorsa, saçını kestirsin. Ama
saçını kısa kestirmek veya kazıtmak, bir kadın için
aynı şekilde utanç verici bir şeydir. Kadın başını
da örtmelidir. Erkek tanrının kopyesi ve onun
yansımış ışığı olduğu için, başını örtmez. Ama kadın
örtünmeli, çünkü o erkeğin yansımış ışığıdır.
Başlangıçta erkek kadından yaratılmadı, tersine
kadın erkekten yaratıldı. Kadın, erkek için
yaratıldı. Ama, erkek kadın için yaratılmadı. Kadın
bu sebepten de başının üzerine bir şeyler
örtmelidir. Meleklerden ötürü, onlara karşı koruyucu
bir güç olarak ve şimdi siz kendinizi yargılayın,
kadının örtünmeden tanrıya ibadeti yakışır mı?
(İncil, Korintoslulara Mektuplar : 393) Başörtüsü
Yahudiler için, putperest kadınlarda olmayan bir ar
ve namus simgesi idi. ayrıca, ibadet ederlerken de
başlarının örtülü olmasına dikkat ediyorlardı. Hatta
sabah duasını tallit denilen, ipek ya da yünden
yapılmış kenarları püsküllü dörtgen biçiminde özel
bir kumaş örtüyü örtme geleneği Yahudiler de devam
etmektedir. Baş örtüsü Hristiyan kadınlar arasında
yaygındı. Başörtüsünün dindar Hristiyanlar için
taşıdığı anlam, Hristiyan bilgini, Tetulinin
kadınlarrın başlarını örtmeye çağrısında tanımını
bulmaktadır. "Bakire yalvarırım başını bir örtüyle
ört! İffetli edep silahına sarıl, etrafını hicab
duvarıyla çevir, cinsiyetine ne kendi bakışlarının,
ne de glip geçen bakışlarının sızmayacağı bir duvar
ör, kadınlara ait bu giysiyi bakireliğini korumak
için taşı. Hristiyan toplumlarda başörtüsü, asırlar
boyu kadının evli olduğunu gösteren işaretti. Evli
olan bir kadının başı şöyle örtülürdü: saçını içine
toplamış olduğu ağın üzerine, yüzünü de kapatan bir
baş örtüsü örter, bu baş örtüsü kalçaya kadar iner,
bazen önden açık bırakılır veya çene altında bir
iğne ile tutturulurdu.
Anladınızmı dava budur. Erkek kadından üstündür demektir. Evet biyolojik üstünlüğümüz vardır, yani kadın da erkeğin korıumasını bekler, bunu kabul eder ama hukuki üstünlüğümüz yoktur. Onlar da eşit bireydir. Bugün benim için kızım olması ile, oğlum olması arasında fark yoktur.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
"...... Kadının dekolte giymesi elbette dine aykırı ama başının açıklığı değil. ....................""............Bugün testtürcülerin dedikleri şeyler bana Kur'andan çok incili hatırlatıyor................"
sonrada yahudilerden ve nasaralardan örnekler sunuluyor.....ne diyeyim.....biz yahudilerde veya nasaralarda olan herşeyi inkar ve red edmekler mi görevliyiz.....sizde öyle bir görev mi var....senin bu yazını okuyunca ne hikmetse aklıma hep y.nuri geliyro...sanki birebir o yzamış gibi....sen o sun demiyorum...ama bukadarda aynı aksan..aynı şive....bu kısm espiriydi....ama aynı mantık görünce şaşırıyorum.....onadav ikide bir emevi düşmanlığı...sende de aynı şey....aynı söylemler....neyse bu seni yanlış kılmaz...olabilir...sonunda ortak bazı şeylerin olması normaldir......bak nededim...ortak bazı şeylerin olması normaldir.....bunu aklen inkar edemezsin...ama iş örtünmeye geldi mi..veya başka birşeye geldi mi..vay efendim..yahudi geleneği...nasara geleneği.....yapmayın...bazı şeylerin artak olabileceğini artık kabul edin...bu mantıkla birşeeye karşı çıkmayın.....
ALLAH ın kesdiği cezalrı...tarım toplumunda kaldı ..sanayi toplumun auymuyor dedin...bunuda cahiliye dönemin den örnekle..ve yahudi-nasara inancıyla boğdun....namazı ki vakit yaptın...sen dinde birşey bırakmadın...aynan nasaralrın yaptığı gibi dini yavaş yavaş soyut kavramlar üzerine oturtmaya başladınız....kendi dininizi....islamı değil tabiki.....iyilik,güzellik,sadakat,dürüstlük,doğruluk....gib i soyut şeylere din kurudnuz....arkadaş bunalr zaten ALLAH EMRİ...iyiliği emret kötülükden sakındır....yalana konuşma...hırısılık yapma...sadaka ver...yolda kalmışa yardım ed.....yetim hakkı yeme, haksızlık yapma.....ya zaten bunlar ALLAH tavsiyeleri..emirleri...incilde tevratta bunlar zaten varken neden kur'an indi......
din bu şeyler üzerine oturtulursa...insanlar daha rahat ilah lık idda eder...işi uzatmayayım.......kadının örtünmesiyle ilgili ayetler okadar açık...net..berrak ki.....üzerinde defalarca konuşmak bile yanlış...bakın ALLAH kadının çrtünmesini tavsiye edmiyro....EMREDİ yor.....örtünmemek islam dışı bir davranışdır....
şimdi şunu derim:bir insan bir günahı işlerken ölse.....ne üzerine öldüğü şüphelidir....kimse onun islam üzerine öldüğüne kesin şahidlik yapamaz...çün ki her günah bir isyandır...itaatsilikdir....sınırı aşmadır...bunla ölen bir beşerin durumu şüphelidir.....
derim ki:başı açık bir şekilde insanlar arasında ölen bir kadın da bu durumdadır.....evinde başı açık ölür o ayrı...başı açıklığın günah olduğu anda ölürse durumu yukarda ki gibidir.....ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR......
baş örtüsü kadın için hafife alınmaması gereken birşeydir.....ama ondan da öte evli bir erkek için asla hafife alınmaması gereken bir konudur....bu forumda belki onlarca sayfada bu tartışılmışdır....söyleyen söylediğini söylemiş..yazan yazdığını yazmış...herkes safhını zaten tutmuşdur......
zaman dini değiştirir diyenlere derim ki:zaman dini değil insnaları değiştirir.....hakdan sonra batıla kayarlar.....din ilerlemedir..gelişmedir..insnalara sğalık sunmadır..insanlara rahatlık,huzur ve güven sunmadır...insanlara maddi olanak sunmadır...insanlara yeteneklerini gösterecek alanlar açmadır.....insnaların güzel yetenekelr kazanmasına imkan tanımadır...ALLAH ın dini hep böyleydi....hiç değişmedi....ama insanlar hep ilahlık peşinde koşdu.......hep nefsinin arzularını ALLAH ın emri ve tavsiyelerine tercih eddi.....o yzüden hep geri giddi...o yüzden bazı ları nefislerin hakim olduğu..insanların heva ve heveslerinin..şehvetlerinin hakim olduğu...zamanlarda eşbette ALLAH ın hükümlerinin uygulanamayacağını idda edebilirler....sen batıla kaymışsan HAK dan uzaklaşmışsın demekdir.....o yzüden uygulanamaz görmeniznormaldir...
kadınların başını açmaka kadınlara iyilik yapmadınız....onları ALLAH isyan eden asiler yaptınız......yaptığnız herşeyin karşılığını bulacağınız HESAP GÜNÜ UZAK DEĞİL.....
bunları söylerken kendimi bundan soyutlamıyorum.....ben hasızsam ozaman sizin korkmanıza zaten gerek yok....ama yinede size acıyorum...
Merhaba. Tesettürle ilgili görüşümü derli toplu açıklayabileyim diye bir makalede topladım. Oradan kısa bir alıntı:
Nasıl diyeceğimi bilemiyorum. "Nûr 31'de anılan ZİYNETLER inanan kadının vücududur!" demek "ahlaksız bir iddia"dir; akla, izana, imana aykırıdır. Şu resimlere bakar mısınız:
-
Görüldüğü gibi iki türlü ziynet var: VÜCUT (örneğin göğüs çatalı), TAKILAR (örneğin uzun kolye).
Yüce Allah "Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar!" buyuruyor. Ordaki ziynet örtülecek. Tamam... da Allah hangi ziyneti kastediyor? "Göğüslerini örtsünler!" mi diyor, "uzun kolyelerini" mi? Cevap bunun hemen ardından gelen ilahî buyrukta:
Ve ziynetlerini kimseye açmasınlar, ve lâ yubdîne ziynetehun. İLLA (إِلَّا) FAKAT şu şu şu kimselere başka. Tesettür ulemasına göre bunun anlamı: İNANAN kadınların, kapalı yerlerini (?!) o kimselere açmaları "caiz"dir.
Ama o kimselerin içinde inanan kadının akrabası olmayan erkekler var. Örneğin:
inanan kadının ihtiyaçsız ERKEK tâbileri, tâbi'ıyne gayri uli'l ırbeti mine'r RİCÂL: (deve kervanı olan Hatice'nin kervan işçisi, fabrikası olan müminenin fabrika işçileri, koyunları olan Ayşe teyzenin ücretli çobanı, devlet adamlarıyla evli müminelerin erkek korumaları... Meallerde bu, hizmetçi diye geçer ama erkektir çünkü RİCÂL erkekler demek.)
yeminlerinin sahip oldukları, ma meleket eymanuhun: (tesettür ulemasına göre, inanan kadınların erkek ve dişi köleleri)
Bakın, inanan bir kadın uzun kolyesini teninden uzaklaştırıp kazağının üzerine takmak suretiyle, yakın çevresindeki o yabancı erkeklere gösterebilir. Tıpkı sağdaki kızın yaptığı gibi. Tamamen sakıncasızıdır bu; ahlakîdir. Allah'ın caiz kıldığı işte bu.
Ama tesettür uleması "Hayır! diyor; "caiz olan, inanan kadının o erkeklere vücudunu yani örneğin göğsünü açıp göstermesidir!"
S Ateş: ... mâlikesi, kölenin mahremidir. Evin içinde bunlardan kaçmak güçtür (Ahzab 55 yorumu). Âyette anılan mahremler (??!!), kadının her yerine bakabilirler (Nûr 31 yorumu).
Dikkat. Ahzab 55'teki MA MELEKET EYMANUHUN Peygamber eşlerinin, tesettürcü iddiaya göre, dişi ve erkek köleleridir.
İnananların anaları işte o erkek kölelerine vücutlarının her yerini açıp gösterirlermiş. Asla! Asla! Asla! Allah'a ait olamaz bu ahlaksız icazet; tesettür ulemasının icazetidir. Resmen ar damarları çatlamış.
Bakın, ar damarı çatlamışlığı ta nerelere vardırıyorlar. Mevdudi'nin "Tefhimu'l Kur'an"ından, Nûr 31 dipnot 44:
bir defasında Hz Peygamber (s.a) kölesi Abdullah b. Müsa’de el-Fezarî ile kızı Hz. Fatıma’nın evine gider. O zaman Hz. Fatıma’nın üzerinde ayaklarını açıkta bırakan bir entari vardı; başını örtse ayakları, ayaklarını örtse başı açıkta kalıyordu. Hz. Peygamber (s.a) kızınınutandığını görünce, "Zararı yok, yalnızca baban ve kölen var!" buyurdular. (Enes b. Malik’ten Ebu Davud, Ahmed, Beyhaki).
Anladık mı; Hz Fatıma erkek kölesini görünce ne yapmış?
(1)Açıktaki ayaklarını örtmüş entarisiyle. (2)Ama başı açık! Entarisiyle başını örtmüş…
Bir kadın entarisiyle başını örtmeye çalışırken nereleri açılırsa Hz Fatıma’nın oraları açılmış. Aklınızı işletin; nereleri açılır? En iyisi, kendiniz bir deneyin. Aynanın önünde entarinizle başınızı örtün. Nererleriniz açılıyor?
Hz Fatıma utanmış. Hz Peygamber, "Zararı yok; yalnızca baban ve kölen var!" buyurmuş.
Fesubhanallah. Bir ahlak abidesi (68:4) olan Hz Muhammed, ailenin erkek kölesinin önünde sevgili kızının oralarını açmasını caiz ilan etmiş. Tesettür uğruna Allah’ın Elçisine ve onun kızına atılan şu iğrenç iftiraya bakın.
*
Tesettür bid'attır. Allah'ın emri değil tesettür ulemasının emridir ve ahlaksız bir icazettir. İnanan hiç bir kadın tesettür ulemasının o ahlaksız icazetine uymaz. Uyup ta Nûr 31'de anılan yabancı erkeklere bırakın göğüs çatalını, saçının bir tek telini bile açmaz.
Bu açıdan bakıldığında bütün inanan kadınlar tesettürü şiddetle reddetmektedir.
Kuranda bahsettiğiniz ayetler Ahzap 32 ve 33 olup sadece peygamberin eşleri hakkındadır. Çünkü onların çok özel durumları olup, onlar için varit olacak bir sıkıntı Peygamberin, şanına, şerefine, görevine halel getirecekti.
Ahzap 32 YNÖ meali- Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz.
Eğer korunup takvaya sarılıyorsanız sözü kırıtarak söylemeyin ki,
kalbinde maraz bulunan biri ümide kapılmasın. Örfe uygun söz söyleyin.
Ahzap 33 YNÖ
Evlerinizde de vakarlı oturun. İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi
teşhir etmeyin. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat
edin. Allah sizden kiri/lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam
bir biçimde temizlemek istiyor.
Peygamberin hanımları için inen bu ayeti kendi hanımınız için uygulamanızın bir mahsuru yok, ancak olay diğer müslümanların kadınlarına farzlaştırılması dinde zorluk yaratıyor. O peygamber hanımlarına özel zorluk. Öbür türlüsü ehli sünnet görüşü. Peygamberi taklit edeceğiz ya, hanımlarımız da peygamber hanımlarını taklit edecek.
Evinizde oturun emrini tüm kadınlara şamil edemezsiniz. Hani nasıl teheccüt namazını tüm müslümanlara farzlaştıramıyorsak, peygamber hanımları için olan bu hükmü , diğer müslüman hanımlara farzlaştıramayız. Bakın Ahzap 59 mü'minlerin kadınlarına diye, diğer müslüman hanımları da işin içine katıyor. Ahzap 32 ve 33 te böyle bir durum yok.
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin
kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları
zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle.
Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli
olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir."
(Ahzab: 59),
Cilbab giyin hükmü mümine olduğunuzu gösterin değil. Hür kadın olduğunuzu gösterin, cariye ile karıştırılmayın demektir. Medinede zaten tümüyle müslüman ve yahudiler yaşardı. Yahudi kadınları da saçının bir telini dahi göstermez. Hür kadına sataşılırsa bu namus meselesi olur , kan çıkardı. Cariye ye sataşılırsa bu önemsenmezdi. Onun için kendini bilmez erkekler cariyelere sataşır sıkıntı verebilirdi. Olay budur.
Bugün böyle bir ayrım yoktur. Kadının dekolte giymesi elbette dine aykırı ama başının açıklığı değil. Siz örtmeyi tercih edersiniz. Buna da bir şey demem.
Kadın dışarıda çalışabilir. Mesleğini yapabilir. Bir sürü kadın var böyle. Mesela kadın eczacılık okumuş, başını örten bir bayan, benim alışveriş yaptığım eczacı. Evinde mi otursun. Yapmasın mı. Ben öyle bir Kur'an ayetine rastlamadım.
Ben sadece görüş olarak başın örtünmesini gelenek bulurum. Dinin hükmü olmadığını söylerim. Bu konuda yapılan siyasi yaygaralardan nefret ederim.Çünkü arkada bir cehalet ve bu insanları kullanan kötüniyetli odaklar var. Kim bunlar irtica yani gericiler. Neyin gerisi 1789 un gerisi yani öncesini özleyenler var. Kasdedilen bu. Abdülhamid devrinde kullanılmış bu anlamında. Ha buna dönüş sadece bir hayal kırıklığı yaratacak. Bir sürü hengame ve toz duman. Bunu biliyor görüyorum.
Ama o insanlarla da geçimim iyidir. O kendi tercihleridir. Saygı duyarım.
Ben de huzurluyum. Eşim başını örtmez. Çalışan bir bayandır. Dini bilgi ve görgüsü ve pratiği vardır. HUzuru sağlayanın o dini bilgi ve görgü olduğunu düşünüyorum.
Kadın gideceği yere peçeli gitmesi , dinen bir gereklilik değil, lüzumsuz bir baskı. Ben genel olarak her türlü baskıya karşıyım. Dinde güçleştirmeyi, baskıyı, zorlamayı sevmiyorum. Hep dinin kolay yaşanmasını, öcü gibi korkulmamasını istedim.
Bugün testtürcülerin dedikleri şeyler bana Kur'andan çok incili hatırlatıyor. Mesela bazı hocaların vaazlarının. Kadının saçının bir teli bile görünmemeli olayındaki mantık aşağıdaki satırlarda aranmalı.
incil'de ise, "Kadınların örtünmelerini,
erkeklerin kadınlar karşısındaki üstünlüğünü ifade
etmesiyle açıklamıştır. "Pavlus'a göre, son derece
alımlı bir şey olan kadının uzun saçı, ona örtülmesi
için verilmiştir." (İncil, Korintoslulara Mektuplar
: 39) Bu konudaki görüşlerini Korintoslular'a
yazdığı bir mektupta açıklayan Pavlus, Tarsus'lu ve
yahudi kökenli bir havaridir. Pavlus'a göre her
erkeğin başı Hz.İsa'yı, bir kadının başı ise
kocasını temsil etmektedir. Bu yüzden, başına bir
şey koyarak ibadet eden erkek ile başına bir şey
koymadan ibadet eden kadın, başlarını
kirletmektedir. "Çünkü böyle bir kadın, sdaçları
kökünden kazınmıi bir kadının ta kendisidir. bir
kadın başını örtmüyorsa, saçını kestirsin. Ama
saçını kısa kestirmek veya kazıtmak, bir kadın için
aynı şekilde utanç verici bir şeydir. Kadın başını
da örtmelidir. Erkek tanrının kopyesi ve onun
yansımış ışığı olduğu için, başını örtmez. Ama kadın
örtünmeli, çünkü o erkeğin yansımış ışığıdır.
Başlangıçta erkek kadından yaratılmadı, tersine
kadın erkekten yaratıldı. Kadın, erkek için
yaratıldı. Ama, erkek kadın için yaratılmadı. Kadın
bu sebepten de başının üzerine bir şeyler
örtmelidir. Meleklerden ötürü, onlara karşı koruyucu
bir güç olarak ve şimdi siz kendinizi yargılayın,
kadının örtünmeden tanrıya ibadeti yakışır mı?
(İncil, Korintoslulara Mektuplar : 393) Başörtüsü
Yahudiler için, putperest kadınlarda olmayan bir ar
ve namus simgesi idi. ayrıca, ibadet ederlerken de
başlarının örtülü olmasına dikkat ediyorlardı. Hatta
sabah duasını tallit denilen, ipek ya da yünden
yapılmış kenarları püsküllü dörtgen biçiminde özel
bir kumaş örtüyü örtme geleneği Yahudiler de devam
etmektedir. Baş örtüsü Hristiyan kadınlar arasında
yaygındı. Başörtüsünün dindar Hristiyanlar için
taşıdığı anlam, Hristiyan bilgini, Tetulinin
kadınlarrın başlarını örtmeye çağrısında tanımını
bulmaktadır. "Bakire yalvarırım başını bir örtüyle
ört! İffetli edep silahına sarıl, etrafını hicab
duvarıyla çevir, cinsiyetine ne kendi bakışlarının,
ne de glip geçen bakışlarının sızmayacağı bir duvar
ör, kadınlara ait bu giysiyi bakireliğini korumak
için taşı. Hristiyan toplumlarda başörtüsü, asırlar
boyu kadının evli olduğunu gösteren işaretti. Evli
olan bir kadının başı şöyle örtülürdü: saçını içine
toplamış olduğu ağın üzerine, yüzünü de kapatan bir
baş örtüsü örter, bu baş örtüsü kalçaya kadar iner,
bazen önden açık bırakılır veya çene altında bir
iğne ile tutturulurdu.
Anladınızmı dava budur. Erkek kadından üstündür demektir. Evet biyolojik üstünlüğümüz vardır, yani kadın da erkeğin korıumasını bekler, bunu kabul eder ama hukuki üstünlüğümüz yoktur. Onlar da eşit bireydir. Bugün benim için kızım olması ile, oğlum olması arasında fark yoktur.
Herkese selamlar,
sayın saffet metin öncelikle şunu belirtmek isterim ki BEN KURANDAN BAŞKA HİÇ BİR DİNE İNANMAM ve kuranı anlamak için başka yorumlara da bakmam kendi aklımın benimle yaşaması gerektiğine inanıyorum kibirden ve ucb dan allah a sığınırım ki yine buda benim dinimden algıladığımdır şimdi siz diyorsunuz ki bu ayetler peygamber hanımlarını ilgilendirir o zaman o ayetleri bir tükenmez kalemle silin siz kitabınızdan, zira size göre hiç bir ehemmiyeti kalmamış aynı teheccüd namazının peygambere farz olması gibi ve bence teheccüdün namazın ne olduğunu kuran kanalıyla iyice bi araştırın ki bilgiizlik cahilliktir kimdenöğreniyorsunuz dininizi anlamadım bu şekilde konuşursanız kimse sizin yazılarınıza önem vermez kadınlar bile ay ne cahil daha namazı bilmiyor teheccüdü bilmiyor derler ki kime emir olduğunu birlikte göreceğiz inş burada soyutlanın bakalım siz zaman yakın senin okuduğun kitapta bayağı bir fazlalık var gibi geldi bana allah sadece onlara özel kildığı ayeti bize niye gösterseydi ki ve peygamber eşleri sizin annelerinizdir onlarda sizin için güzel örnekler vardır ayetlerini hiç görmemişsiniz çünkü kuranın bütünüyle değil siz işinize gelen müteşabihatla ilgileniyor ve fitne çıkarmaktan başka işe yaramıyorsunuz ama sizin demeçlerinize bakarak dinini yanlış yaşayan insanların vebalini de yükleniyorsunuz eğer gerçekten müminseniz tek işiniz kurana yöneltmek olmalıdır kuran adına ahkam kesmek değil ve peygamber eşlerini neler yaptığını bize yalancı tarihlerlemi anlatacaktı aman allahım ne büyük çelişkiler doğar düşünsenize allah bize peygamber eşlerinin neler yaptığınıda güzel kitabında anlattı ki çelişkiye düşülmesin pavlusun hikayesine gelecek olursak ben onlarla zerre kadar ilgilnmiyorum siz ilgilenin işinize yarayanları alırsınız belki benim kitabım olan kuran da kitabın yüce sahibi olan allah BENİM İÇİN GEREKLİ OLAN HERŞEYİ tek tek anlatmıştır fazla ilim yakar zira doğrular ve yanlışlar birbirine karışır da ayıklayamasınız ve kendi aklınızı kullanın başkalarının aklını değil benim gelenekçilerin aklına zerre değer vermediği gibi sizde yenilikçilerinkine vermeyin eyvallah...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
sevgili hasan akçay yorumlarınızı kuran müslümAnlarına yaparsanız okuyucular daha bi tatmin olur anlattığınız tarihi hikayelere ben uzaktan yakından inanmıyorum ve tahmin ediyorum ki hayatını aynen benim ki gibi yalnızca kuranla idame ettirmek isteyenler var şimdi siz bana sadece şunu söyleyin tesettürü filan bırakın tarihi filan da bırakın ve allah rızası için eğer allahı seviyorsanız doğrusunu söyleyin kuran dışına çıkmadan NUR 31 DE GEÇEN ÖRTÜ NE ÖRTÜSÜDÜR?
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
"....Nûr 31'de anılan ZİYNETLER inanan kadının vücududur!" demek "ahlaksız bir iddia"dir; akla, izana, imana aykırıdır....." diyen EY BEDBAHT ADAM.....sana salında en sert şeyi söylerim ama buranın yönetemi onu siler.....kadını vucudu..kadının ziynetidir diyen anlayış;kadını yüceltir,onu nazik ve nazenin kılar,onu temiz tutar..onun emanet olduğunu bilir..onu kem gözlerden..ihrenç ruhlardan....korur...onu insan yerine koyar....
ama kadının vucudu ziyneti değil dir...ziynet kadının takdığı kolyedeir..küpedir..diyen zihniyet ise EY BEDBAHT ADAM bak ne yapar...kadının vucudunu kolyeden daha değersiz kılar..küpeden daha değersiz kılar....maddiyatı öne çıkarır.....işte bu zihniyet derki:senin küpen ...senin kolyen ziynettir..ama vucudun değildir...sen işe yaramazsın...sen satılabilirisn....sen alına bilirsin...kadını meta gibi alım satıma konu yapar....nede olsa jkadın vucudu ziynet değil...küpeden daha değersiz.....saklanmayada gereği yok..aç açıl...müşteriler seni şöyle bir görsün....sana bir genelev açayım oarada çalış....pavyon açayım oarad çalış..bar açayım orada çalış....bu dediklerimi abartı gereceksin....bar,pavyon..genelevde kadın olmasın bakalım oralar açlışır mı?kadını bu yola düşüren zihniyet kadının vucudunu ziynet değil..küpen ziynet diyen zihniyettir....birde çıkmışlar ALLAH A ATABİLECEKLERİ EN ADİ..İFTİRAYI ATIP DURUYORLAR.....
bu zihniyet kadına bu yolu çadı...şimdi değil...bundan 1000 sene öncede öyleydi..aynı zihniyet vardı...2000 sene öncede aynı zihniyet vardı.....şimdide var....zaman değişsede bazı zihniyetler hiç değişmiyor...
hayatları boyunca kadına değer vermemişlerin ziynet kavramınında küpeden..ç.kolyeden iaberet olmasınıda çok görmüyprum...k.v.t laşan çağın bir bir piyano olmalarınıda çok görmüyorum....
birkadın açık gezinmek ister....bu onun tercihidir....o günahı seçmişdir...yaptığı günahdır....ona sadecene bak kardeşim sen yanlışsın...günah işliyorsun derim...ALLAH a isyan ediyrosun derim...daha başka birşey demem...
ama yukardaki lafı söyleyene çok şey derim....biisi sadecen kendini yakr....diğeri toplumu.....
örtünmek ALLAH ın emridir...ey hanım örtün...vucudunu yabancı erkeklerden sakla....ALLAH a isyan edme..diyenler ...değil kadınları pavyonlarda...barlarda...meyhanelere...kuliplerde...sokaklar da...şurlarda burlarad çalıştıranlar....
bu forumda müslüman olmayan insnalar var...onlar kur'an dan da söylüyrolar....ama amelleri boşa çıkmış insanlar....
nekadar kötü...kadınını başka gözlerede açmak......nekadar kötü ziyneti küpe..kolye zannedmek....sanki tarih boyunca bütün kadınlar kolye küpe takmış.....nekadar kötü..nekadzar zavallı bir durum ALLAH ın kolye ve küpenin üzerini örtmemiz için ayet indiridğini ZANNEDMEK...kur'an dan zerre kadar bir nasip alamamış olmak...küfür düzenine yaranmak....ona yalakalık yapmak için dini satmak...laflarınız ancak cehennemde daha derin bir çukur açmaya yarar....ölüm gelmeden önce aklınzı başınıza alın....islamın size ihtiyacı yok..onu savunan nice erler var....nice erlerde savunmak için bekliyor...sıranın kendilerine gelmesini.....onlar kurtuluşa erecek olanlar.....İNŞAALLAH bende onlardan olurum.....
din nasihattir.......nasihatla sloganı karıştıran zevat...sana birielri sen yanlış yoldasın diyor..kulak ver...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma