Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

İTİRAZ: eğer allahı seviyorsanız doğrusunu söyleyin
kuran dışına çıkmadan
NUR 31 DE GEÇEN ÖRTÜ NE ÖRTÜSÜDÜR?

CEVAP: DEĞERLİ MİSTİKBALİM. Nûr 31'de geçen KHİMAR bana göre inanan kadının "başörtüsü"dür. Çünkü Yüce Allah "İnanan kadınlar khimarlarını göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar!" diyor, ve'l yadribne bikhumurihinne alâ cuyûbihin.

Bir kadının göğüs yırtmacına en yakın örtüsü bir erkeğin sarığı ya da bir bir pencerin perdesi değil, o kadının başındaki "örtü"dür yani başörtüsü. İnanan bir kadın, başında başörtüsü bulunup dururken neden bir sarığı ya da perdeyi vursun göğüs yırtmacının üzerine? Akıl var izan var.

Ama sizin itirazınız hangi şeyedir, anlamadım. Allah diyor ki, mealen, inanan kadının, kapalı ziynetlerini şu şu şu kimselere açması caizdir. Eğer tesettür ulemasına inanıyorsanız kadın vücudunun kapalı yerleri onun "ziynetler"idir. Saçı başı, göğüs çatalı, kalçaları... İnanan kadının, ayette listelenen yapancı erkeklere, işte oralarını açması caizdir.

Bu ahlaksız icazete inanıyorsanız ihtiyaçsız erkek tâbilerine sahip olan, sizin sahip sevip saydığınız bir mümineye söyleyin, açsın oralarını ihtiyaçsız erkek tâbilerine... Saçını başını...

Artı, benim yazımda tarihe atıf matıf yok. Onu da nerden çıkardınız?

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhaba arkadaşlar,

Sayın Hasan Akçayın gösterdiği resimlerden, Hintli kadının kıyafeti Kur'ana aykırıdır. Çünkü göğüs açıktır. Kur'an göğsün örtülmesini istemektedir.Göğüs kadının en çekici yerlerinden biridir. Göğüsten  dize kadar olan kısım  kadınların çekici bölgeleridir.Sakınılması gerekir.  Ama yüzdür, saçdır, koldur, eldir, ayaktır  bunlar kadının sakınması gereken çekici şeyleri değildir. Hayatı kadınlara zorlaştırmayalım. Erkek kıskançlığını dine alet etmeyelim.  Bu sakınılması gerekmeyen  bölgeler örtünecek diye Allahın bir emri yok.  Varsa gösterin.

Japon kızın kıyafeti Kur'ana uygundur. Göğüs kapalıdır. Kıyafetinde dekoltelik yoktur. Yakası boğazı sarmayacak şekilde yuvarlak veya V yaka olmasında bir mahsur yoktur.  Kolların açıklığı Kur'anın değil mezheplerin sorunudur. (hatta diyebilim dört mezhebin fıkıh kitabı diye bir kitap okumuştum oradan hatırladığım kadarıyla  Japon kızın kıyafeti Maliki ye uygundur. )

Başın açıklığı konusu o devirde müslümanlar başı kapalı, müşrikler başı açık gezmezdi ki,  Müşrik veya Müslüman her hür kadının başı örtülü, her cariye kadının başı açık olmak zorundaydı.  Kur'an baş örtme getirmedi. Başlar örtülüydü zaten. Cahiliyye döneminde de hür kadınların başları örtülüydü. Açık saçıklık göğüs dekoltesi gibi şeylerdi. Kur’an göğüs örtme getirdi.  Budur.  Farz olan budur. Kur'andan göğüs örtme farziyeti çıkarabilirsin ama başı örtme farziyeti çıkaramazsın.

Eee şöyle bir mantık, peygamber eşlerinin başı örtülü idi. O devirdeki bütün kadınların başı örtülü idi. Bizimde kadınlarımızın , kızlarımızın başı örtülü olsun. Bu gelenektir, dini bir farziyet değildir. Allahın emri budur diyemezsin.  Gürültü buradan kopuyor. Geleneğin farzlaşmasında.  Bunu farzlaştırırken de Kur’ani şeyler kullanmıyor Pavlusun Korintoslulara mektubundaki mantığı kullanıyor. İşte erkeğe karşı gelme. Erkek senin efendindir. Sen  iffetli görünmen için örtünmelisin. Baş örtmeyen iffetli bile olsa erkekler tarafından iffetsiz algılanır. Bunlar Saint Paul ün ifadeleri.  

Bu başörtme konusu  Yahudilik ve Hristiyanlıkta Dini farziyet olarak var, İslamiyette dini farziyet olarak yok, sadece gelenek olarak var.  En fazla sünnettir diyebilirsin. Aslında onu bile diyemezsin, Cahiliyye devrinin bütün hür müşrik kadınlarının da yaptığı bir şeyi insanlara işte onlar açık saçık gezerdi. İslam geldi başlarını örttüler şeklinde anlatıyorlar. Gerçek olan, onlar başları kapalı göğüsleri dekolte gezerdi. İslam geldi göğüslerini kapadı şeklindedir.  Ama o gelenek öyle kuvvetli ki, en kuvvetli farzdan daha kuvvetli. Bir bayrak, simge, ırz, namus, kimlik. Herşey. Bu bütün islam ülkelerinde öyle. Bu yüzden okulunu bırakmış tanıdığım insanlar var. Yazık ki ne yazık. Cehaletle nasıl oynanıyor işte. 

Tabii 1500 senelik ezber. Seviye en fazla ilmihal seviyesi. Kültür anam babam usulü, sözel kültür. Görgülü kuşlar, gördüğünü işer oluyor.  Eee bu  durumda  bunların konuşulması insanların tepkisine neden oluyor.  Örtünme kardeşim deyince devlet baskısı oluyor. Özel hayatında örtünüyor, ama her şey özel hayat değil. Sınırlanıyor. O zaman da laik devlet bana baskı yapıyor oluyor. Bu devlet müslüman bir devlet değil oluyor.  

Örtünmeyin demiyorum. Farzdır demeyin ve dinin hükmü budur demeyin, sadece dinin geleneğidir deyin. Dindar olmak için illa tesettüre girmem lazım demeyin. İbadet için emekliliği beklemeyin. Resimdeki  japon kız gibi giyiniyorsanız, kendinize lüzumsuz vesvese yapmayın.

Bunlar niye 1500 te, 1600 de 1700 de tartışılmadı da 1789 dan beri herşey ıcık cıcık ediliyor. Çünkü sanayii toplumu, kadının toplum hayatının önce eğitim ( ilkokul öğretmenleri) ve sağlık (hemşireler ör. Florance Nightingale ) , sonra da akla gelen her konuda  faaliyetlere katılması.  Aydınlanma, Sanayii devrimi. Bunlar eski ezberleri bozdu. Her şeyi çok etkiledi. 1200 lerde kapatılan içtihat kapısını açılmaya zorluyor. Ama eski kafa hala direniyor. Yeni yorumlarla insanları rahatlatmıyor. Tarım toplumu yorumlarında fazilet arıyor. 

İnsanlar da böyle, Kur’andan çıkardığımız fikirleri kafasındaki şablon dine aykırı görüyor. Böyle yaparsa dinsiz olacağını sanıyor, ama sırf iman edip hiçbir şey yapmamayı, ibadeti geleceğe ertelemeyi kusurlu ama daha uygun yol olarak tercih ediyorlar.  

Acaba Allah, ben sana kitap gönderdim. Niye okumadın. Öğüt alman için kolaylaştırdım. Niye öğüt almadın.(kamer suresi)  Ben seni sadece Kur’andan sorumlu tuttum, (Zuhruf 44)  niye sorumlu olmadığın şeylerle uğraştın  (hadis,sünnet, mendup, müstehab vb.) dediklerinde ne cevap verecekler bakalım. Eee Allahım, hocalar şöyle diyordu , laik devlet şöyle diyordu. Laik devlette senin dinini yaşamak zordu. (???)  Kimsenin zorunu  hissetmeyeceğim, emeklilik devrine erteledim. Onu da sen nasib etmedin. Karşına geldim.  Ee Yüce Allah demeyecekmi, benim gönderdiğim Kur’an da ne zorluk vardı diye.  Ben hocalardan mı, yoksa Kur’andan mı öğüt al dedim. Ben sana Allahın adıyla  OKU diye niye dedim. Hocalar okusun sana anlatsın mı dedim. Dediğinde ne diyeceksin bakalım.

Ben böyle dediğimde, bana o zorlaştırılmış yahudi + hristiyan yorumu geleneksel dini çıkarıyorlar. Arkadaş Din budur. İsteyen gelir, İsteyen gelmez. Biz dini kimse için kolaylaştıramayız diyorlar. 

Biz kafamızdan kolaylaştırmıyoruz ki. Ben Pavlus değilim ki.  Kur’anın bu konuda dediğini söylüyorum.  Peki kolaylaştırmayı istemiyorsunuz. Niye zorlaştırıyorsunuz veya atalarınız zorlaştırmış. Ne hakları var. Bununla vebale girmediler mi sanki. Dini mi korudular, yoksa Arap geleneklerini mi. Dini zorlaştırmaları dinin lehine mi oldu, aleyhine mi. Milyonlarca insanın günahkar veya Ateist olmasından Kur’an mı sorumlu, yoksa dini zorlaştıran din adamlarımı.

Bunlar gelenek müslümanı için zor konular. Bilinçli müslüman için hiç zor değil de.

Herkes bildiği gibi yapsın. Aklına, vicdanına hitap etmiyorsa bildiğin gibi yap. Çünkü sokma akıl akıl değildir. Aklın da dayandığı bilgi  sağlam olacak. Öyle çakma olmayacak.

Herkese selamlar, 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam ile,

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

sayın saffet metin
öncelikle şunu belirtmek isterim ki BEN KURANDAN BAŞKA HİÇ BİR DİNE İNANMAM
ve kuranı anlamak için başka yorumlara da bakmam
kendi aklımın benimle yaşaması gerektiğine inanıyorum
kibirden ve ucb dan allah a sığınırım ki yine buda benim dinimden algıladığımdır
şimdi siz diyorsunuz ki
bu ayetler peygamber hanımlarını ilgilendirir
o zaman o ayetleri bir tükenmez kalemle silin siz kitabınızdan,
 zira size göre hiç bir ehemmiyeti kalmamış
aynı teheccüd namazının peygambere farz olması gibi
ve bence teheccüdün namazın ne olduğunu kuran kanalıyla iyice bi araştırın ki bilgiizlik cahilliktir
kimdenöğreniyorsunuz dininizi anlamadım
bu şekilde konuşursanız kimse sizin yazılarınıza önem vermez
kadınlar bile ay ne cahil daha namazı bilmiyor teheccüdü bilmiyor derler ki kime emir olduğunu birlikte göreceğiz inş
burada soyutlanın bakalım siz zaman yakın
senin okuduğun kitapta bayağı bir fazlalık var gibi geldi bana
allah sadece onlara özel kildığı ayeti bize niye gösterseydi ki
ve peygamber eşleri sizin annelerinizdir onlarda sizin için güzel örnekler vardır ayetlerini hiç görmemişsiniz çünkü kuranın bütünüyle değil siz işinize gelen müteşabihatla ilgileniyor ve fitne çıkarmaktan başka işe yaramıyorsunuz
ama sizin demeçlerinize bakarak dinini yanlış yaşayan insanların vebalini de yükleniyorsunuz
eğer gerçekten müminseniz tek işiniz kurana yöneltmek olmalıdır
kuran adına ahkam kesmek değil
ve peygamber eşlerini neler yaptığını bize yalancı tarihlerlemi anlatacaktı
aman allahım ne büyük çelişkiler doğar düşünsenize
allah bize peygamber eşlerinin neler yaptığınıda güzel kitabında anlattı ki çelişkiye düşülmesin
pavlusun hikayesine gelecek olursak
ben onlarla zerre kadar ilgilnmiyorum siz ilgilenin işinize yarayanları alırsınız belki
benim kitabım olan kuran da
kitabın yüce sahibi olan allah
BENİM İÇİN GEREKLİ OLAN HERŞEYİ tek tek anlatmıştır
fazla ilim yakar
zira doğrular ve yanlışlar birbirine karışır da ayıklayamasınız
ve kendi aklınızı kullanın başkalarının aklını değil
benim gelenekçilerin aklına zerre değer vermediği gibi
sizde yenilikçilerinkine vermeyin
eyvallah...


Sayın mistikbalim,

Ben Kur'anı anlamak için herkesin yorumuna bakarım. Sadece dindarın değil ateist in bile yorumuna bakarım. Problem nerede diye. Adam nelerde takılmış diye.

Kibirli ve ucb lu değilim. Defalarca anlattım. Size galebe gelmek, kimseyi fikrime zorlamak için yazmıyorum. Fikrimi paylaşmak için yazıyorum. Dileyen alır. Dileyen almaz. Herkesin aklını pazara çıkarmışlar, her kes kendi aklını almışa inanırım. İnsanlar sizin karşınızda öğretmeninin her söylediğini  doğru kabul eden ilkokul çocuğu değildir bilirim.

Ben sadece fikrimi belirtmek için yazıyorum. Fikir özgürlüğünde kaldığı müddetçe de her fikir saygıdeğer. Yeter ki hakaret etmesin.

TEheccüdden kastım İsra 79 dur.  

Diyanet Çevirisi . 

Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud�a ulaştırsın.

YNÖ çevirisi.  

Sana özgü bir davranış olarak, gecenin bir kısmında, o Kur'an'la meşgul olmak üzere uyanık ol/uykudan uyan. Böylece Rabbinin seni övgüye layık bir konuma ulaştırması umulur.


Yani teheccüdden kasıt geleneksel kesim gece vakti namazı anlar. Yaşar NUri hoca ve bazı hocalar gece uyanıp  Kur'an okumayı anlamış. İkisi de teheccüddür. Teheccüdün İsra 79 dışında bir yorumu varsa onu da sizden öğrenmeye hazırım. Gerçi herkesin yazısını okuyorum. Siznde okumuşumdur. Atlamış ta olabilirim.

Dinimi Ahmet Hamdi Akseki, Numan Kurtulmuş (Amentü Şerhi Yazarı), Ömer Nasuhi Bilmen, Fikri Yavuz, Seyyid Kutub, Saadeti Ebediyye, Kimyay-ı Saadet, İhya yı ulumid din, Kur'an mealleri, Tüm Kütübi Sitte, Turan Dursun,prof. Muhammed Ticani Semavi,  Süleyman Ateş ve Yaşar Nuri Öztürk ten öğrendim.

Ayrıca kendi tahsillerimin verdiği metodolojiler. Bilgisayar sorun çözmede deneme yanılma , Hukuk araştırma, yorumlama  ve tenkid, İşletme insanı ve toplumu anlamayı ve gözlemlemeyi öğretti.

İsra 79 nasıl peygambere farziyet koyuyor, sana mahsus olarak diyor ve diğer müslümanlara farziyet koymuyorsa , Ahzap 32,33 peygamber hanımlarına farziyet koyuyor,  Diğer mü'minlerin hanımlarına koymuyor. Ama Ahzap 59 bütün kadınlara farziyet koyuyor. 

Mesela evden çıkmayın sadece peygamber hanımlarına. Tamam modern kadın 19-20 yüzyılda çalışmaya başladı Peki peygamber devrinde ve tarihin her devrinde tarlasında, bahçesinde yetiştirdiğini pazara getirip satan köylü kadın yokmu idi. Yani ona yasak varmıydı.

Tanıdığım bir köylü aile var.Çok uzaktan akrabam.  Karı koca ilkokul mezunu. Bakkallık yapıyor. Adam diyordu ki iyi ki karım okuma yazma biliyor, hesap kitap yapıyor. Ben mal almaya gittiğimde o dükkana bakıyor. Öyle olmayaydı ne yapardım ben. Bu kadının bakkalda durmasında bir sakınca var mı. Yok.  Çünkü Ahzap 33 ona değil peygamber hanımına farziyet yüklüyor. Onların durumu politik. Onlar liderin karısı. Her bakımdan zor bir hayatları var. Onların hataları başkasının hatasına benzemez. Bir gerdanlık olayı ne kadar fitneye sebeb oldu.

SAyın mistikbalim, benim dediklerimde Yaşar Nuriye, Süleyman Ateşe ters bir şey yok. Namaz vakitlerini anlamada Süleyman Ateş hoca da aynı anlamıştır. Öğle, ikindi  vaktini farz saymaz. Kur'anda bulmaz. Peygamber içtihadıyla kıldırmıştır der. Ama Öğle , ikindi Kur'anda belirtilen namaz vakitlerinden değildir der. Ve şunu ekler. Açık fikirli hocalar olsa insanlar ibadet ederdi maalesef hocalar açık fikirli değil der.

Yaşar Nuri hoca Cem olayını Türkiye ye tanıttığı zaman da kıyamet kopmuştu. Ne oldu. Şimdi herkes alıştı. İnsanlar cem yapıyor.

Ben bir şey demişsem. Dayanağı vardır. Benim gibi düşünen ihtisas sahibi insanlar vardır. Ben yanlışsam onlar da yanlıştır. İnsanlar benim dediğimi yapsa o da varit değil ya en fazla eksik ibadet etmiş olur ki, böyle bir şey de asla söz konusu değil. Onun da sorumluluğunu bilirim.  Ya öbür türlü adam hiç ibadet etmiyor. Dinin semtine uğramıyor. Öcü diye kaçıyor. Erkekse Cumaya gitse ne ala, çoğu ona da gitmiyor. Ya tam yap ya hiç yapma diyor. Kendini aldatıyor falan.

 Zaten hangi kapıyı çalsa karşısında buruk acı, kulleteyn kafa, taliban kafa. Ne yapsın bu insan. Okuma yok, araştırma yok. çevresinde bilen yok. Dini bilirim diye anlatılanlar , indirilen değil, uydurulan din. Bir de biraz akıllı, biraz tahsilli ise,  hayata eleştirel akılla bakıyorsa hiç kabul edemiyeceği binbir türlü hurafe.

SAyın mistikbalim, anladığım kendi aklımla amel ediyorum. GElenekçilere de yenilikçilere de uzak duruyorum diyorsunuz. En azından fikir sağlığı açısından.

deyin ki delikanlıysanız eğer
herkes kuranı okusun istediği mealciden okusun farketmez zira kuranı kulun kalbine sokan allahtır ve ne anlıyorsa onu yaşasın kndi yanlışlarınızı başkasına dikte etmekten vazgeçin

SAyın Mistikbalim, Ben hemen her yazımda insanlara Kur'an meali okutmalıyız demişimdir. Aynen katılıyorum.

Bunu demediğim yazım yok. İnsanların Kur'an meali okumasını en çok ben istiyorum. Ondan ne anlarsa anlasın, nasıl yorumlarsa yorumlasın.Ama Kur'anda ne yazdığını bilsin. Bana gelip peygamber dokuz yaşında kızla evlenmiş, Kur'anda yazıyormuş abi demesin.

Bunları defalarca dedim. Siz uzun yazıları okumuyorsunuz anlaşılan.

Ben dikte etmiyorum. Fikrimi belirtiyorum. Size de illa böyle yapın demiyorum. Böyle şeyler var, bunlardan haberiniz olsun, ben böyle düşünüyorum, benim gibi düşünenler de var.  diyorum.

Adam alır, araştırır, doğrular veya tepki gösterir.

Oynamıyorum, yaşıyorum. Hasan Akçay veya ben veya başka biri. Herkesin fikri kendini bağlar.

SAç ziynet değildir. Göğüs göbek, sırt , genital bölge, kalça ve uyluklar ziynettir.  Ayete bakarsanız. Kapanması gereken ziynetin öncelikle göğüs olduğunu görürsünüz. Çünkü o devirde hür kadınlar açısından göğüs dekoltesi  açıklığı ile ilgili problem vardı. Diğer bölgeler açısından yoktu. Müşrik kadın, mü'min kadın hepsi kapalıydı. 

A Gölpınarlı: İnanan kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar ve açığa çıkanlardan, görünenlerden başka ziynetlerini göstermesinler ve örtülerini, göğüslerini örtecek bir tarzda omuzlarından aşağıya doğru salsınlar; kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babasından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut Müslüman kadınlardan, yahut kendi malları olan kölelerden, yahut erkeklikten kesilmiş veya kudreti olmayan erkek hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların gizli hallerine vâkıf olmayan erkek çocuklardan başka erkeklere ziynetlerini göstermesinler; gizledikleri ziynetler, bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar ve tövbe edin hepiniz Allah'a ey inananlar da kurtulun, erin murâdınıza.

Açığa çıkan ve görünenler ne. Yüz, göz, El , ayak. Ya Saç olayı,  Görünmeyen saç ve onu örten başörtüsü bir  statü olayı. Müslüman cariyenin saçı gözüküyor. Müslüman veya Müşrik hür kadının saçı gözükmüyor. Erkekler saçtan dolayı tahrik olduğundan falan değil, bu kadın hür değil, bunu rahatlıkla taciz edebilirim, bunun hakkını kimse aramaz, kan çıkmaz, başım belaya girmez diye taciz ediyorlar. Özellikle kapanmanın istenmesi incitilmemek amaçlı.  O devrin adetleri ile ilgili bir şey.  Bugün insanlar başları açık olunca özellikle  taciz edilmiyor. Bugün taciz edilecekse örtülü de taciz edilir. 

Bu ayette anlaşılmayacak bir şey yok. Ancak sayın Hasan Akçay  kölelere ve erkeklikten kesilmiş erkek hizmetçilere takılıyor. Kölelik hukukunu bilmediğinden böyle diyor. O Kur�ana göre birkaç nesil sonra köleliğin kalkması gerektiğini söylüyor. Dünyada 1865 osmanlı da 1880 lere kadar kalkmamıştır. Onlar erkek te olsa, kadın da olsa ev halkından özel statülü , hayatları efendisinin iki dudağı arasında insanlardı.  Bugün köle ve ihtiyaçsız erkek hizmetçi yok. Onlar o devrin bir gerçeği idi.

Bunun dışında bir kadın  bu sayılanların yanında göğsünü niye açar. Çocuk emzirmeye açar. Hastaysa, yarası, sıkıntısı varsa açar. Bu sayılanlar onunla evlenmesi yasak olan mahrem kişilerdir. Erkek köle de köle statüsünde evlenmesi yasak bir mahremdir, Yani statüsü gereği mahrem, köle iken nikah düşmez, hür olunca nikah düşer.Kadın efendi azat ederse ve  isterse kölesiyle evlenir. Erkek kadın kölesiyle (cariye) ilişkide bulunabilir, bu nikahsız ilişkidir ama zina değildir, çünkü cariyenin geçimi efendinin üzerinedir. Çocuk olursa azat etmek ve nikahına almak durumundadır. Adamların adetleri böyle. Bunları çok tartıştık. Kur�an da böyledir, şöyledir. Uygulamamışlar. Kendi geleneksel anlayışları ile amel etmişler. Ben Türk Hukuk Tarihi kitabında böyle uygulandığını okudum 19. yüzyılın sonuna kadar.   

Baş başörtüsünü İslamın getirdiği bir şey olarak kabul etmiyorum. Taa hz. İbrahim devrinde bile vardı.  Başörtüsü Araplarda hürriyeti belirtirdi. Hiç saç göstermemek  evliliği, saçı biraz göstermek kızlığı veya dulluğu belirtirdi. Yani başörtüsü ey erkek benim statüm ve medeni durumum bu, bana ona göre yaklaş diyen bir işaret.  Bugün Anadoluda bile böyle uygulanmakta.  Bu bugünkü alyansın görevini yapıyor. Cariyeler ister müslüman, ister müşrik olsun başörtüsü takması yasaktı.

Saç ziynet değildir.  Ama kıskanç erkek tabiatı kadının herşeyini ziynet yapabiliyor. Mesela El-türki demiş. Kadının  ayağı da tahrik eder.Kadınla bozmuşsan kadın düşüncesi bile tahrik  eder.  Kadının  genelde  yüzü,saçı, eli, ayağı erkek libidosunu etkilemez. Bunun dışındaki bölgeler libidoyu etkiler. Hatta kalp atışını etkiler. Heyecana neden olur.  Genelde libidoyu etkilemeyen yerlerin ziynet kabul edilmesi, kadını baskı altına almaktan başka bir şey değildir.  Erkek kıskançlığı ve zorlamasıdır.

Sayın mistikbalim, siz benim bilgim bu kadar. Fazla bilgi beni rahatsız ediyor diyorsunuz.         

Başka kaynaklardan bilgi almaya kendinizi kapamışsınız. Bildiğimle amel ederim diyorsunuz. Yapın abi itirazımız yok. Yalnız anlattıklarımı sadece benim fikrim olarak algılamayın. Böyle düşünen çok  bilgin var.  Rahatsız oluyorsanız size hitaben yazmayayım.

Herkese selamlar,