HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Beşerin hükmü beşerîdir, laiktir. Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
el_turki
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 15 mayis 2008
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı el_turki

kadının vucudu ziynettir diyenlere aklınca bulduğu metodla saldıranların amacı ziyent ten kasıd takıdır demeye çalışmakdır....
 
ALLAH bir çok ayette dünya hayatının bir oyun eğlence olduğunu....dünya malının geçici olduğunu...bir oyun olduğunu...söyler...dünya hayatını küçük ve önemsiz görür..vede öyle görmemizi ister...ama bazıları derki ziynetten kasıd takıdır....kulağında ki küpeyi örteceksen niye takarısn...ALLAH senle dalga mı geçiyro....bileziğin üstünü örteceksen niye takarsın...bir zişynet eşyası göstermemek için takılır mı?nerde öyle bir şey gördünüz....tarihde havva ennemizden beri hangi kadın süseşyaı olarak taktığı takıları saklamak...örtmek için takmıuş olsun....siz akla ve mantığa hiç uymayan birşey söylemeninde ötesinde.....ALLAH ın güçük gördüğü...fani bulduğu..insanlara değersiz göstermeye çalışdığı şeyler için ...onları yücelten ayet yolladığını idda ediyorsunuz.....
 
hasanakçay dene zevatın o resimli alıntıyı nereden yaptığı bellidir..oarad  ne saçmalıklar yazdığıda bellidir....
 
kadının kocası dışında herkese haram olan yerleri vardır.....erkeğinde kadını dışında herkese haram olan yerleri vardır.....konu bu yerler değilidir....konu kadının ziynetidir.....
 
bir izah da şöyle yapılabilir....kadın nerelerine takı takabilir?kulak..evet..başıan evet...kadınlar başına taç atakarlar...boynuna evet..göbeğine...evet.....ayak bileklerine ?evet....kollarına?evet..parmaklarına?evet...şimdi ört bakalım bu takıların takıldığı yerleri...bakalım nasıl birşekil çıkacak...dene...başından ayak bileğine...başından göbeğine ..takı takılan yerleri ört...bakalım nasıl birşekil çıkacak...
 
ziynetten kasıd takı bile olsa...öyle bile anlasanız...yine aynı sonucaulaşacaksınız...
 
ama herzamanki taktiğinizi yapaca...böl..parçala...-------böleceksiniz..parçalayacaks ıznı..sonunda -------------
 
 


__________________
De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Yukarı dön Göster el_turki's Profil Diğer Mesajlarını Ara: el_turki
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

"kadının vucudu kadının ziynetidir" diyenler sizin akleddiğiniz şeyi akledemedi de "ahlaksızlığaı "mı düştü zannediyorsunuz...... (el_turki)

Değerli el_turki kardeşim, zannetmiyorum; açık açık söylüyorum

Tesettür uleması "Ey inanan kadınlar! ZİYNETLER vücudunuzdur; vücudunuzun kapalı yerlerini sakın açmayın ama ayette listelenen erkeklere başka!" demek suretiyle inanan kadınların, vücutlarını o erkeklere açmasını CAİZ ilan ettiler diye inanan hiç bir kadın, vücudunun kapalı yerlerini o erkeklere açmıyor; açmaz.

Kısacası inanan kadınlar TESETTÜRÜ FİİLEN REDDEDİYORLAR. Allah inanan kadınlardan razı olsun; eğer tesettür ulemasının o ahlaksız icazetine uysalardı İslam fuhuş dini olurdu.

Gerçek şudur:

Nûr 31'de anılan ZİYNETLER inanan kadının "TAKILAR"ıdır; vücudu değil. Aksi halde inanan kadına "Vücudunun kapalı yerlerini açmayacaksın ama ŞU ŞU ŞU ŞU YABANCI ERKEKLERE HARİÇ!" denerek ahlaksız bir icazet verilmiş olur. Hayır! Allah ahlaksız icazet vermez. O'nun icazeti ZİYNETLER ile sınırlıdır; onu "VÜCUDUN açılması caizdir!" diye tesettür uleması çarpıtıyor.

kadının vucudu ziynetidir diyenlerin  kadının iki ayağı arasını,göğrüsünü de tartışmöaya açdığını mı zannediyorsunz?

Yine hayır! Sizin KADININ İKİ AYAĞI ARASI dediğiniz FERC, halkın diline atıfta bulunan Elmalılı'ın deyimiyle, "apışarası"dır. Nûr 58'de geçen "selâsu avrât"taki AVRET ne ise FERC odur yani o anlamda avrettir; ZİYNET değil. 

Apışarası başka, ziynet başka. Bakın, Nûr 31'de listelenen kişilere "ziynetler"in açılması caizdir ama apışarasının açılması asla caiz değildir. Bkz 23:6, 70:30. İster ERKEK olsun ister KADIN bir inanır "apışarası"nı yalnızca eşine açabilir. 

Tesettürle ilgisi yok bunun.

Çünkü eğer Nûr 31'deki "İnanan kadınlar apışaralarını korusunlar!" emri KADINLARIN TESETTÜRE GİRMESİNİ farz kılsaydı Nûr 30'daki "İnanan erkekler apışaralarını korusunlar!" emri de ERKEKLERİN TESETTÜRE GİRMESİNİ farz kılardı.

Kadın-erkek ilişkilerine dair öteki iddialarınız dinen İslamı değil şahsen sizi bağlar. 

*

Size (mistikbalim'e, H A) galebe gelmek, kimseyi fikrime zorlamak için yazmıyorum. Fikrimi paylaşmak için yazıyorum.  (Saffet Metin) 

Merhaba Saffet Metin kardeşim. Aslında bu müzakere zincirinin konusu  LAİKLİK idi; mistikbalim ve el_turki kardeşlerimizin ısrarıyla tesettür olup çıktı.

Kendi adıma söyliyeyim, bu (digression) beni rahatsız ediyor. Tesettür tartışmasından herkese gına geldi. Ve tartışanların görüşleri çok katı; milim kıpırdamıyor. Değerli mistikbalim kardeşimize galebe gelmek aklınızın kıyısından bile geçiyor olamaz. Çünkü bırakın galebe gelmeyi, onun görüşünü milim kıpırdatamazsınız.

Kolej çıkışlı olduğunuzu söylediniz; DIGRESSION kelimesini onun için yazdım. Bir ara kolejler arasında kurallı münazaralar yapıldı. Orda görevliydim. Jüri, konu dışına çıkan münazaracıyı hiç affetmez.

Bu ayette anlaşılmayacak bir şey yok. Ancak sayın Hasan Akçay  kölelere ve erkeklikten kesilmiş erkek hizmetçilere takılıyor. Kölelik hukukunu bilmediğinden böyle diyor.

Özür dilerim, beni yalnızca Allah'ın sözleri bağlıyor; hukuk değil ve ehadis, siyer, fıkıh, arkeoloji... değil.

İddiayı ezberledik artık: Kuran'ı hukukçuya göre HUKUK bilmeyenler anlayamaz; hadisçiye göre HADİS bilmeyenler, siyerciye göre SİYER bilmeyenler, fıkıhçıya göre FIKIH bilmeyenler, arkeoloğa göre ARKEOLOJİ bilmeyenler...

Kısacası inananlar bunlardan birine sakalı bi kaptırdı mı, Kuran'ı, sakalı kapandan başka, artık kimse anlayamaz; inananlara Kuran fiilen yasaklanır.

Bunları biraz da sizin açıklama yapmanızı sağlamak için yazıyorum. Yani kölelik Hukukunu bilmeyen hasan akçaylar, isterlerse ağızlarıyla kuş tutsunlar, kölelik hakkında Allah'ın ne dediğini Kuran'dan öğrenemezler mi? 

Sizin yanılgınızdan söz etmek öyle zoruma gidiyor ki! Nolur beni anlayın.

"GAYRİ ULİ'L IRBE"DE erkeklikten kesilmeyi çağrıştıran hiç bir ifade yok. IRBE ihtiyaç demek; yalnızca ihtiyaç. GAYRİ ULİ'L IRBE: ihtiyaçsız. Hangi şeye ihtiyaç duymuyorlar? O, "ziynet"ten neyi anladığınıza göre değişir. 

Eğer "ziynet"ten kasıt VÜCUT ise, tamam, o erkekler ŞEHVETEN ihtiyaçsızdır.

Ama Mevdudi'nin naklettiği "hadis"e bakın. Erkeklikten kesilmiş olmak oradaki MA MELEKET EYMAN için söz konusu olmadığı gibi TIFL İLLEZÎNE LEM YAZHERÛ ALÂ AVRÂTU'N NİSÂ İÇİN de söz konusu değil. Erkek tâbiler için neden söz konusu olsun? 

İkincisi, yalnızca erkeğin ŞEHVETEN ihtiyaçsız olması KADININ onunla cinsel ilişki kurmasına engel değildir. Eğer KADIN şehveten ihtiyaç içinde ise cansız bir eşya ile dahi cinsel ilişkiye girebilir; iğdiş te olsa, canlı kanlı bir erkekle neden girmesin? Osmanlı sarayında bu durumdaki cariyeler iğdiş harem ağalarıyla cinsel ilişkide bulunmamış mıdır? Emin miyiz? 

Kısacası, "gayri"nin ERKEKLİKTEN KESİLMİŞ anlamına geldiği iddiası tesettür ulemasının ahlaksız icazetini mazur göstermek için sığındığı bir yorumdur ama ayetin konusundan onay almaz.

Artı, kadını dışlar. Oysa yaşamın gerçekleri hiç öyle değil. İsterseniz içten inanan bir kadına sorun: "İğdiş erkek hizmetçinize saçınızı başınızı, göğsünüzü... açar mısınız? Neden?" Bakalım tepkisi ne olacak. Ben sordum. "Hayır! Çünkü önemli olan BENİM ihtiyacım!" dedi kardeşimiz.

İslam dünyası, eğer temiz kalabildiyse, inanan kadınların bu mert duruşu sayesinde temiz kalabilmiş. Yoksa tesettür uğruna verilen icazet onu ahlaksızlık çukurunda boğardı.

Sayın Saffet Metin, siz tesettüre dair tefsirleri yüzünüz kızarmadan okuyabiliyor musunuz? Örneğin "KÖLE, mâlikesinin her yerine bakabilir. Evin içinde bunlardan kaçmak güçtür." Bunu okurken rahat mısınız?

SAç ziynet değildir. Göğüs göbek, sırt , genital bölge, kalça ve uyluklar ziynettir. Ayete bakarsanız. Kapanması gereken ziynetin öncelikle göğüs olduğunu görürsünüz. 

Her halde "saç KAPALI ziynet değildir" demek istiyorsunuz. Ama ayetin indiği ortamda kapalı olduğu anlaşılıyor: "khimarlar"ını göğüs yırtmaçlarının üstüne vursunlar. Gerçi Arapçanın eski sözlüklerine göre KHİMAR her hangi bir örtüdür. Örneğin erkeğin başını örten SARIK "khimar"dır, pencereyi örten PERDE "khimar"dır. Ama buradaki "khimar"ın inanan kadının başörtüsü olduğu bence kesin.

Mistikbalim kardeşimize dediğim gibi akıl var izan var.

Bir kadının GÖĞÜS YIRTMACINA EN YAKIN örtüsü bir erkeğin sarığı ya da pencerenin perdesi değil, o kadının başındaki "örtü"dür yani başörtüsü. İnanan bir kadın, kendisine ait o örtüyü kullanma imkanına sahip olup dururken, neden bir erkeğin sarığını ya da pencerenin perdesini vursun göğüs yırtmacının üzerine? Akıl var izan var.

Ama bu benim yorumumdur; "Allah'ın gerçeği!" diyemem.

"SAÇ ziynet midir"e gelince, "Ziynetten kasıt vücuttur" dedikten sonra, SAÇ dahil, kadının BÜTÜN VÜCUDU ZİYNETTİR; açıktaki yüzü ziynettir, elleri ziynettir: AÇIKTA OLANLAR hariç, ziynetlerini açmasınlar - lâ yubdîne ziynetehunne illa MÂ ZAHARE MİNH.

Bkz http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=4411&PN= 1&TPN=1 

Süleyman Ateş’in bugün VATAN gazetesinde yazdıklarını, virgülüne dokunmadan, alıntılıyorum. Sonra üç soru soracağım. Okurken lütfen düşünün:

 

-Hocam! Soruyorsunuz: “Saç kadının ziyneti değil mi?” Ah güzel hocam! Bu, öykünün yalnızca "lâ takrabu’s salât"ı. Devamını niye okumuyorsunuz?

 

Sevgi ile,

Hasan Akçay



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
mistikbalim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 agustos 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mistikbalim

SEVGİLİ SAFEET METİN İLGİLİ YAZILARIN UZUN KISA HEPSİNİ OKUYORUM
VE YANLIŞ ANLAŞILDIĞIM YERLER ADINA HERKESTEN ÖZÜR DİLERİM
AMA BU BU UZUN MUHTEŞEM YAZINIZDA GÖRDÜĞÜM KADARIYLA YİNE O ZAMANA ATI F YAPILMIŞ GİBİ AYETLER ŞİMDİ HİÇ HÜKMÜ KALMAMIŞ GİBİ TEZLER ATMIŞSINIZ ORTAYA
BAKIN
KURANI TARİHLEANLAMAYA ÇALIŞIYOR VE YANILGIYA DÜŞÜYORSUNUZ
ALLAH NE DİYOR
AKLEDESİNİZ
DÜŞÜNESİNİZ
YABANCI FİKİRLER BEYNİNİZDE AĞIRLIK YAPIYOR VE KURANIN İÇİNDE BİLE AYRIMCILIĞA DÜŞÜYORSUNUZ
ŞU ŞU YÜZDEN ŞU BU YÜZDEN
ŞU PEYGAMBER HANIMINA ŞU PEYGAMBERE
KISACA HAYIR ORDA NE KADAR AYET VARSA BİZE
ORDA GEÇEN TÜM AYETLER BU GÜNÜN ŞARTLARIYLA BİZE ANLATILMIŞTIR
ÇÜNKÜ O ZAMANIN ŞARTLARIYLA ŞİMDİNİN ŞARTLARI BİR DEĞİL
AMA FITRAT AYNI FITRAT
AYETTE
İŞTE BUNLAR ALLAHIN SÜNNETİDİR VE BUNU BÜTÜN ÜMMETLER İÇİNDE DÖNDERİR DURUR DER
İMDİ SİZ BÖYLE SÖYLEMEKLE AYETLERİN ÇOĞUNU DEĞERSİZ KILMIŞ VE BİR KISMINI KABUL ETMİŞ BİR KISMINI ES GEÇMİŞ OLURSUNUZ
KONUYU SAPTIRDIĞIM İÇİN SEVGİLİ HASAN AKÇAYDAN VE İZLEYİCİDEN GERÇEKTEN ÇOK ÖZÜR DİLERİM
HAKKINIZI HELAL EDİN ABİM
ARANIZA GEÇ KATILDIĞIM İÇİN BAZI ŞEYLERİ ES GEÇMİŞ OLABİLİRİM
KURANIN ANLAŞILMASI KONUSUNDA HEMFİKİR OLDUĞUMUZ İÇİNDE MÜTEŞEKKİRİM...


__________________
bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Yukarı dön Göster mistikbalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mistikbalim Ziyaret mistikbalim's Ana Sayfa
 
malik bin nebi
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 24 kasim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 439
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı malik bin nebi

hasakcay Yazdı:

Merhaba malik bin nebi kardeşim. Övgü Allah'a, iyiyim. Siz?

Güzel kardeşim, ben "Allah ne diyorsa o!" diyen biriyim. O halde bir hükmün Allah'ın hükmü olması için dini metinlerden referans alınmasına gerek yok, iddianıza hak veremem.

Bakın, ölçüyü en baştan koydum: dinin hükümlerini kim koyarsa sahibi o olur. İslamın sahibi Allah'tır. İslam şunun bunun dini değil "Allah'ın dini"dir. Hayır! "Allah hükmüne kimseyi ortak etmez!" diye kestirip atan Allah izin vermez o şirke (18:26). 

Sevgi ile.

Merhaba Hasan Abi,

Teşekkür ederim ben de iyim,

Ben "Allah"'ın evrenin akışına, akış dışına çıkarak müdahale ediyor oluşu düşüncesini makul bulamıyorum, "Allah"'ın müdahalesi ve hükmü, evrendeki işleyişin neticesidir, bu ahengi sosyal alana taşımak da bizlerin görevidir diye düşünmekteyim, bu nedenle düzeni,uyumu, sağlayıcı her hükmü Allah'ın hükmü olarak düşünebiliyorum,

İftira atana (zina isnadı )  80 celde vurulması değildir sadece Allah'ın hükmü,

İftira atanı ıslah etmek için karşılık vermektir Allah'ın hükmü,

Zina edene 100 celde vurulması değildir sadece Allah'ın hükmü,

Neslin emniyetini korumak, kaosu önlemektir O'nun hükmü,

( Bunları gerçekleştirecek her türlü yöntem,uygulama)

O'nun "ketebeleri/yazgıları" değişmez ama  (yazgıların dışa yansıması olan ve durumlara karşılık ete kemiğe bürünen)kelimeleri her dönemde değişir diye inanmaktayım,

 

Esenlikler diliyorum abi,

Saygılarımla

 



__________________
bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,

Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
Yukarı dön Göster malik bin nebi's Profil Diğer Mesajlarını Ara: malik bin nebi
 
mistikbalim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 agustos 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mistikbalim

Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: 'Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması
gereken şeyler nerede?'

Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.

Baba devam etti. 'Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.'

Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:

Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler.
Shay sordu, 'Acaba oynamama izin verirler mi?'
Shay'in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu.
Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey
beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra 'Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım' dedi.

Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Dokuzuncu turun sonunda Shay'in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay'e gelmişti.

Bu noktada Shay'in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.

Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay'e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.

Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına
kolaylıkla atabilecek ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.

Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.
Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, 'Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!' Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.

Herkes bağırmaya devam etti, 'İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş' Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı ... takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.

Herkes bağırıyordu, 'Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay'

Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, 'Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!'

Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa
kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, 'Shay, hepsini koş! Hepsini koş!' Shay
hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.

'O gün', dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek,
'iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar'.

Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış  öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.
ALINTIDIR...
ADALET HERYERDEDİR



__________________
bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Yukarı dön Göster mistikbalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mistikbalim Ziyaret mistikbalim's Ana Sayfa
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

MİSTİKBALİM ÇOK GÜZEL BİR HİKAYE....

__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
mistikbalim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 agustos 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mistikbalim

teşekkürler asım abim
bu iletiyi yeniden inceledim ve gördüğüm kadarı ile yalnızca allahın ayetleriyle yaşanmalıdır tezinide ileri sürdüğü için allahın hükümlerinide destekldiği için konuya paralel olduğunu düşünüyorum
aynı zamanda saffet metin beyede salat ve teheccüd sorusunun cevabı olarak ithaftır
TEHECCÜD uykuyu alıp uyanmak, uyanmak, gözlerini açmak ve niteliğindeki tüm kelimeleri barındırır bakınız büyük lügatlar kuranda geçen her kelime en az iki boyutlu olduğu için ve tek anlamla sınırlandırılmaya çalışıldığı için çelişki doğuyor tartışma doğuyor
darabehünndeki gibi örneğin
Bismillahirrahmanirrahim
oku
rabbin öğretir, o cömerttir

biz sizi kiminiz kiminize düşman olarak dünyaya gönderdik
her halükârda orada sizin için bir karargâh ve geçimlilik vardır
kim benim yol gösteren mesajlarıma uyarsa o asla bedbaht olmayacaktır
her kimde yoldan çıkarsa artık onu doğru yola iletecekte yoktur
allahtan başka fikrine danıştıklarınız size asla fayda sağlamayacaktır
temelde bundan bin yıl sonra ortaya atılacak olan bir tezede kur an cevabını vermiştir
"develeriniz gemileriniz ve daha aklınızın almayacağı nice taşıtlar"
kuranın ayetlerine göre adım tazelemek sâlâttır
SÂlÂt asayiş bakınız bütün büyük lügatlar
ikame kaldırma sağlamlaştırma bakınız bütün büyük lügatlar
asayişi sağlamlaştırmak nasıl olur
devletin koyduğu kurallara tam riayetle
allah tam riayet karşılığına secde demiştir
bunu kuranda yüzlerce ayetle anlayabilirsiniz
bir örnek allah güneşi ve ayı kendi emrine musahhar kılmıştır
güneş ve ay rablerine SECDE etmektedirler
onlar bulundukları yörüngeyi çizgiyi asla terketmezler
dağ allah a secde etmektedir
allah dağa kazık ol demiştir ve ilahi irade tecelli etmedikçe zerrekadar kımıldamaz vs vs
allahın ayetlerine tam riayetle ASAYİŞ sağlamlaştırılabilinir ancak
kayıtsız şartsız teslim olmak ve tamam budur demekle ve aynen o hangi eylemi yapmanı istiyorsa o nu hayata geçirerek mümkündür sâlât
okumak şarttır
çalışmak şarttır
yiyeceklerin temiz olanlarını seçmek şarttır
paylaşmak şarttır
cemaatleşmek şarttır
allah her ne buyurduysa onu anında uygulamaya sokmak şarttır ve sâlâttır
anne baba sözü dinlemek sâlâttır
emanete sahip çıkmak sâlâttır
sevdiğini allah için sevmek sâlâttır
dua etmek sâlâttır
Allah'tan başka kimseden istememek ve herşey için allaha aracısız yaklaşmak sâlâttır
çok zikretmek sâlâttır
teşekkür etmek sâlâttır
tesbih tenzih etmek sâlâttır
gece karanlık çökünce dinlenmeye çekilmek ve gecenin büyük bir bölümünde kalkıp uygulamak sâlâttır
tüm çalışmalarımız için güneş enerjisinden faydalanmak sâlâttır
israf etmemek sâlâttır vs vs vs
ve bütün bunları yalnızca allah için yapmak o na ithaf etmek, havale etmek, arzetmek ise HAMDdır
inananlara müjdeler olsun...





__________________
bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Yukarı dön Göster mistikbalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mistikbalim Ziyaret mistikbalim's Ana Sayfa
 
hasakcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 22 ocak 2008
Gönderilenler: 1236
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hasakcay

malik bin nebi Yazdı:
hasakcay Yazdı:

Merhaba malik bin nebi kardeşim. Övgü Allah'a, iyiyim. Siz?

Güzel kardeşim, ben "Allah ne diyorsa o!" diyen biriyim. O halde bir hükmün Allah'ın hükmü olması için dini metinlerden referans alınmasına gerek yok, iddianıza hak veremem.

Bakın, ölçüyü en baştan koydum: dinin hükümlerini kim koyarsa sahibi o olur. İslamın sahibi Allah'tır. İslam şunun bunun dini değil "Allah'ın dini"dir. Hayır! "Allah hükmüne kimseyi ortak etmez!" diye kestirip atan Allah izin vermez o şirke (18:26). 

Sevgi ile.

Merhaba Hasan Abi,

Teşekkür ederim ben de iyim,

Ben "Allah"'ın evrenin akışına, akış dışına çıkarak müdahale ediyor oluşu düşüncesini makul bulamıyorum, "Allah"'ın müdahalesi ve hükmü, evrendeki işleyişin neticesidir, bu ahengi sosyal alana taşımak da bizlerin görevidir diye düşünmekteyim, bu nedenle düzeni, uyumu, sağlayıcı her hükmü Allah'ın hükmü olarak düşünebiliyorum,

İftira atana (zina isnadı )  80 celde vurulması değildir sadece Allah'ın hükmü,

İftira atanı ıslah etmek için karşılık vermektir Allah'ın hükmü,

Zina edene 100 celde vurulması değildir sadece Allah'ın hükmü,

Neslin emniyetini korumak, kaosu önlemektir O'nun hükmü,

(Bunları gerçekleştirecek her türlü yöntem, uygulama)

O'nun "ketebeleri/yazgıları" değişmez ama  (yazgıların dışa yansıması olan ve durumlara karşılık ete kemiğe bürünen) kelimeleri her dönemde değişir diye inanmaktayım,

Esenlikler diliyorum abi,

Saygılarımla

Merhaba kardeşim.

Eğer anladığım doğruysa "suç ve ceza"ya dair hükümlerdeki MAKÂSIT-VESÂİL yani "amaçlar-araçlar"dan söz ediyorsunuz. Örneğin zinaya dair hükmün amacı "neslin emniyetini korumak"tır; Allah'ın bu hükmü değişmez ama "araç"la ilgili 100 celde hükmü değişir mi demek istiyorsunuz?

Örneğin zani ve zaniyenin ceza olarak para ödemesi, itibar kaybetmesi ya da hapis yatması?

Bu ilginç görüşe Allah'ın hükmüyle hükmetmeyen laik yönetimleri tagutîlik ilan eden kardeşlerimiz ne buyurur, doğrusu merak ediyorum.

Sevgi ile,

Hasan Akçay

____________________________________

 

Bir ressamın görüş açısından Mescid-i Nebi'nin ilk hali. "Mescidin yanındaki 2 ev Rasulullahın 2 hanımının evidir." (Resmi görünce buraya aktarmadan edemedim. Kayda geçsin diye. H A.)

 



__________________
hasanakcay.net
allahindini.net
Yukarı dön Göster hasakcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hasakcay
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

SAyın Hasan Akçay,

Testtürcü ulema ahlaksız icazet vermemektedir. O kölelik hukukunun sonucudur.  Köleler hayatı ölümü, sahibinin iki dudağı arasındaki hizmetçilerdir. Kölelik nikaha engeldir. Hür kadın kölesinin yanında çocuğunu emzirebilir. Nur 31 de sayılan kişilerin yanında da çocuğunu emzirebilir. Kölelik o zamanın bir gerçeğidir. 

Nur 31 de tesettür var mı. Bakın kavramlar çarpıtılıyor.

Hür Arap kadınları başları açık yaşıyordu da, İslam geldi başlarını örttü diye bir şey yoktur. Bu insanlara böyle anlatılmaktadır. Yanlıştır.

Hür Arap kadınları başları kapalı ama göğüs dekolteli yaşıyorlardı. İslam geldi göğüs dekoltesini kapadı demek doğrudur. Kur'an O zaman kullandıkları baş örtüleri ile göğüs dekoltelerini de örtmelerini emretti o dur.

Arap toplumunda Başörtüsü 1400 senedir değil belki  2400 , belki daha fazla bir süredir vardır. Dini değil örfi bir hükümdür. Kadının  hür mü, köle mi olduğunu, evlimi, bekar mı dul mu olduğunu belirtir.

Başörtüsü farziyeti  Şamda Hristiyanlar ve Yahudilerin etkisi ile bugünkü anlaşıldığı şekle gelmiş. VE yeni Müslüman olan Farslar , Türkler gibi kavimlere bu şekilde anlatılmıştır. Hatta Hristiyan kavimlerde  de kadınlar zaten başı kapalıydı. 1800 lere hatta 1900 lere kadar avrupalı kadının da başı kapalıydı.   Öyle Tarkan, Karaoğlan, Kara MUrat gibi çizgi romanlardaki bizanslı kadınlar, , yok battal gazi destanı , kahpe bizans türü filmlerdeki bizanslı kadınların giyimleri  tarihi gerçeklere aykırıdır.. O kadınların hepsinin kara çarşaflı ve kapalı olması icap eder. Tarihi gerçeklere uyulacaksa.

Kur'anda saçın örtülmesi ile ilgili bir farziyet bulunmamaktadır. Cilbab olayı kadının cariye sanılıp rahatsız edilmemesi içindir. Bugün hür kadın, cariye ayrımı yoktur. Ama insanlar kendi kafalarından müslüman kadın, sıradan kadın (Cahiliyye kadını)  gibi ayrımlar ortaya koymaya çalışmaktadır.

Kur'anın ziynet dediği takılar değil,  kadının gerçekten erkeği etkileyen, libidosunu arttıran bölgeleridir. Göğüs, sırt, göbek, kalça, genital bölge, uyluk tur. Cahiliyye kadınının da göğüs dışındaki bölgelerle problemi yoktur. Zaten arapların erkeğin de, kadının da kullandığı uzun entarisi vardır.

Kollar, ayaklar, diz altı. Yüz, Saç falan bunlar ziynet değildir. Issız adaya falan düşüp kadınsız kalmamışsa, otuz sene hapis falan yatmamışsa, kafayı kadınla bozmamışsa  erkeği etkileyen şeyler değildir.

Kadına bakış  açısı seks ten ibaret olan veya aşırı kıskanç olan erkekler için kadın tümüyle, kapatılması, hiç ortada dolaşmaması gereken bir       varlık olabilir. Bazı erkekleri kadın sesi, şarkı söylemesi falan da etkiler. Bunlar, Zorlama yorumlardır.  Allahın emri değildir.

Zamanımızın dünyası 1789 da olmayan çok karmaşık meselerle uğraşmaktadır. Bunlara çözüm bulmak Ulul_emrin görevidir. Bu birtek İslam dünyasında değil , Hristiyan dünyasında da problem olmuştur. Yeni sorunlara çözüm bulmakta din ve dini anlayışlar yetersiz kalmış ve hatta engelleyici olmuştur.  Bu nedenle Avrupa 1800 lerde laik hukuka geçmiştir.

Osmanlı da 19 yüzyıl boyunca hem kendi isteği, hemde İngilte baskısı ile  dini hukuktan uzaklaşmış, 1923 te ise hem kendi isteği, hem kapitülasyonlar karşılığında İngilterenin dayatması ile Laik hukuka geçmiştir.  Bugün de Amerikanın dayatması ile sen ılımlı İslam ol olayı gündemdedir.

Bu konuda taa o zamandan beri muhalefet vardır. Tarikatlar, bazı aşırı gruplar hükümete, rejime bu alandan saldırmaktadır. Çünkü baş örtüsü Allahın bir farziyeti gibi algılanmakta ve algılatılmaktadır. Bu diğer islam ülkelerinde de böyledir. Bunların hepsi yanlıştır.  Arap, Yahudi ve Hristiyan örfünün din yapılmasıdır.  Dinle, namusla, iffetle falan alakası yoktur. Hele ki bugün, sadece kadına baskı aracıdır o kadar.

Bunun için dediğimiz şeyler slogan olmamalı, içi doldurulmalıdır.  Bu laik düzen, bu tağuti düzen laflarının içi doldurulmalıdır. 

Benim yaptığım sloganların sığlığına karşı insanların dikkatini çekmektir.

Herkese selamlar,



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 
mistikbalim
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 17 agustos 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 401
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mistikbalim

Saffet Metin Yazdı:
SAyın Hasan Akçay,

Testtürcü ulema ahlaksız icazet vermemektedir. O kölelik hukukunun sonucudur.  Köleler hayatı ölümü, sahibinin iki dudağı arasındaki hizmetçilerdir. Kölelik nikaha engeldir. Hür kadın kölesinin yanında çocuğunu emzirebilir. Nur 31 de sayılan kişilerin yanında da çocuğunu emzirebilir. Kölelik o zamanın bir gerçeğidir. 

Nur 31 de tesettür var mı. Bakın kavramlar çarpıtılıyor.

Hür Arap kadınları başları açık yaşıyordu da, İslam geldi başlarını örttü diye bir şey yoktur. Bu insanlara böyle anlatılmaktadır. Yanlıştır.

Hür Arap kadınları başları kapalı ama göğüs dekolteli yaşıyorlardı. İslam geldi göğüs dekoltesini kapadı demek doğrudur. Kur'an O zaman kullandıkları baş örtüleri ile göğüs dekoltelerini de örtmelerini emretti o dur.

Arap toplumunda Başörtüsü 1400 senedir değil belki  2400 , belki daha fazla bir süredir vardır. Dini değil örfi bir hükümdür. Kadının  hür mü, köle mi olduğunu, evlimi, bekar mı dul mu olduğunu belirtir.

Başörtüsü farziyeti  Şamda Hristiyanlar ve Yahudilerin etkisi ile bugünkü anlaşıldığı şekle gelmiş. VE yeni Müslüman olan Farslar , Türkler gibi kavimlere bu şekilde anlatılmıştır. Hatta Hristiyan kavimlerde  de kadınlar zaten başı kapalıydı. 1800 lere hatta 1900 lere kadar avrupalı kadının da başı kapalıydı.   Öyle Tarkan, Karaoğlan, Kara MUrat gibi çizgi romanlardaki bizanslı kadınlar, , yok battal gazi destanı , kahpe bizans türü filmlerdeki bizanslı kadınların giyimleri  tarihi gerçeklere aykırıdır.. O kadınların hepsinin kara çarşaflı ve kapalı olması icap eder. Tarihi gerçeklere uyulacaksa.

Kur'anda saçın örtülmesi ile ilgili bir farziyet bulunmamaktadır. Cilbab olayı kadının cariye sanılıp rahatsız edilmemesi içindir. Bugün hür kadın, cariye ayrımı yoktur. Ama insanlar kendi kafalarından müslüman kadın, sıradan kadın (Cahiliyye kadını)  gibi ayrımlar ortaya koymaya çalışmaktadır.

Kur'anın ziynet dediği takılar değil,  kadının gerçekten erkeği etkileyen, libidosunu arttıran bölgeleridir. Göğüs, sırt, göbek, kalça, genital bölge, uyluk tur. Cahiliyye kadınının da göğüs dışındaki bölgelerle problemi yoktur. Zaten arapların erkeğin de, kadının da kullandığı uzun entarisi vardır.

Kollar, ayaklar, diz altı. Yüz, Saç falan bunlar ziynet değildir. Issız adaya falan düşüp kadınsız kalmamışsa, otuz sene hapis falan yatmamışsa, kafayı kadınla bozmamışsa  erkeği etkileyen şeyler değildir.

Kadına bakış  açısı seks ten ibaret olan veya aşırı kıskanç olan erkekler için kadın tümüyle, kapatılması, hiç ortada dolaşmaması gereken bir       varlık olabilir. Bazı erkekleri kadın sesi, şarkı söylemesi falan da etkiler. Bunlar, Zorlama yorumlardır.  Allahın emri değildir.

Zamanımızın dünyası 1789 da olmayan çok karmaşık meselerle uğraşmaktadır. Bunlara çözüm bulmak Ulul_emrin görevidir. Bu birtek İslam dünyasında değil , Hristiyan dünyasında da problem olmuştur. Yeni sorunlara çözüm bulmakta din ve dini anlayışlar yetersiz kalmış ve hatta engelleyici olmuştur.  Bu nedenle Avrupa 1800 lerde laik hukuka geçmiştir.

Osmanlı da 19 yüzyıl boyunca hem kendi isteği, hemde İngilte baskısı ile  dini hukuktan uzaklaşmış, 1923 te ise hem kendi isteği, hem kapitülasyonlar karşılığında İngilterenin dayatması ile Laik hukuka geçmiştir.  Bugün de Amerikanın dayatması ile sen ılımlı İslam ol olayı gündemdedir.

Bu konuda taa o zamandan beri muhalefet vardır. Tarikatlar, bazı aşırı gruplar hükümete, rejime bu alandan saldırmaktadır. Çünkü baş örtüsü Allahın bir farziyeti gibi algılanmakta ve algılatılmaktadır. Bu diğer islam ülkelerinde de böyledir. Bunların hepsi yanlıştır.  Arap, Yahudi ve Hristiyan örfünün din yapılmasıdır.  Dinle, namusla, iffetle falan alakası yoktur. Hele ki bugün, sadece kadına baskı aracıdır o kadar.

Bunun için dediğimiz şeyler slogan olmamalı, içi doldurulmalıdır.  Bu laik düzen, bu tağuti düzen laflarının içi doldurulmalıdır. 

Benim yaptığım sloganların sığlığına karşı insanların dikkatini çekmektir.
 


sevgili saffet metin beyefendi
bütün bunları sana kuranın mı söylüyor yoksa 1400 2400 sene evvel yaşadında şimdi saffet metinin içindemisin
her şeyi gözlerinle görmüş gibi yorumluyorsun abiciğim
kurandan başka her bilgi yalandır
ben şimdi kurana sadece kendi gözleri ve kendi mantığıyla bakan bir adam olarak
ne gericilerin ne de ilericilerin yorumlarıyla zerre kadar ilgilenmeyen biri olarak ve kıyaslamalarını çok fazla meale göre bakarak algılaan biri olarak bakıyorum ve tam bir örtünmenin farz olduğunu görüyorum nasıl olacak
oysa siz tarihle kıyaslıyor ve başkalarırın aklıyla konuşuyorsunuz nasıl olacak
benim eşim başörtüsü takıyor sizinki takmıyor
benim eşimde halindin memnun eminimki sizinkide halinden memnundur
bu şahsi bir seçimdir ama eğer allahın emri ise ne olacak ki bana göre kesin öyle
birde diyorsunuzki ben ahkam ksmiyorum buyrun yazınız ortada...


__________________
bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Yukarı dön Göster mistikbalim's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mistikbalim Ziyaret mistikbalim's Ana Sayfa
 

<< Önceki Sayfa 12 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats