Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
İnsanlar, matematiksel varlıklar değildir, ve kendileri ile iletişime/etkileşime girdikleri durumlara/olaylara/uygulamalara vs verdikleri tepkilerle ortaya çıkan netice, bir kurala bağlanamaz.
2 rakamını ne zaman 2 rakamı ile çarparsanız çarpın sonuç 4
Zina eden adamı 100 celde ile çarparsanız her zaman ıslah sonucunu elde edemezsiniz,
Ki suç yoktur suçlu vardır diye düşünen biri olarak, suça göre değil suçluya göre karşılık verilmesi gerektiğine inanmaktayım ve bu anlayışla kendi dönemlerinde bile kur'an mushafında bahsedilen cezaların farklı uygulanışları olduğunu düşünmekteyim.
Bir kelime bir işlem programında hedef rakamı verirler ve bu hedef rakama ulaşmanız için bazı rakamlar verilir.
Allah'ın hükmü en temelde "adalettir" diye düşünüyorum,
Bu hedef rakamımızdır.
Hedef rakamı oluşturacak her hüküm bu nedenle Allah'ın hükmüdür. (malik bin nebi)
Merhaba malik bin nebi kardeşim.
Altını çizdiğim iddianız dahil, görüşünüz açık ve net. Ama şunu göz önüne almamış görünüyorsunuz: BİR İŞLEM yarışmasında "hedef rakam"ı oluşturan her hüküm değil yalnızca klasik matematiğe göre verilen hükümler doğrudur. Çünkü modern matematikte MOD eğer 2 ise "2 + 1 = 1"dir.
BİR KELİME BİR İŞLEM yarışmasının jürisi "İki hüküm de doğru, ikisi de benim hükmüm!" demez.
Allah'ın Nûr 2'deki ZİNA hükmünü ele alırsak amaç "adalet"tir; tamam. "Adalet"ten kasıt ise SUÇUN YOL AÇTIĞI ZARARIN GİDERİLMESİ.
Peki zinanın yol açtığı zarar, diyelim ki, zinacıların dürüstlüğü hakkında "TOPLUMUN ALDATILMIŞ OLMASI"dır. O hasar nasıl giderilir; zinacıların hapis yatmasıyla mı ya da para cezası ödemesiyle mi?
Burada jüri Allah'tır. "İki hüküm de doğru; ikisi de Benim hükmüm!" der mi? Yani HAPİS CEZASI diyen de beşer, PARA CEAZASI diyen de. Peki hangisinin dediği ALLAH'IN HÜKMÜ?
Siz bu noktalara lütfen açıklık getirin. Sonra ben konunun laiklikle olan ilgisini (ALLAH'IN HAKKI ALLAH'A SEZAR'IN HAKKI SEZAR'A yani sonuç olarak "Beşerin hükmü beşerîdir, lâdinidir, laiktir!" iddiama bağlı kalarak) anlatmaya çalışacağım, Allah isterse.
Matematik işlemi ile ilgili iddialarda bir şey diyemem, dediğiniz gibi ben sadece bakkal matematiği ile yaklaştım olaya, ama zannedersem esas vurgum anlaşılmış durum da,
O da insanların fizik yasaları, matematik kuralları vs gibi özellikleri olmadığı,
Çok hareketli ve değişken bir yapıları olduğudur.
Had cezalarında esas amaç toplumsal düzeni sağlamak toplumun kargaşa,kaostan uzak tutmaktır, nasıl ki evrenin bir ilah ile yönetilişi işleyişindeki aheng ve düzen ile delillendiriliyorsa, bu birlemenin toplumsal yansıması da adalete dayalı bir düzene sahip olmaktır.
Cezalar uygulanırken suçlunun durumunu göz ardı edemezsiniz, ben bu konuda alternatif cezalar diye bir çalışmaya sahip değilim, sadece mesele de bir ilke edinmeye çalışıyorum.
Dinamik bir varlık olan insanı durağan kurallar ile sabitlemek eşyanın tabiatına uygun olmasa gerek,
Hani derler ya zina eden var zina eden var, hırsız var hırsız var,
Yukarıda verdiğimiz örnek ile devam edersek,
Hedef rakamı, Allah'ın hükmü olarak nitelemiştik,
Bunu gerçekleştirmek için sunulan seçenek matematiktir klasik veya başka türlüsü,dört işlem.
İnsan için sunulan seçenek de akletmek,sebep sonuç zinciri içinde ele almak,
Kullanılması aralarında düzenlemeler yapılması için verilenler ise rakamlar,
İnsan içinde toplum,eşya/doğa vs.
İnsanın kendisine sunulan yöntemi kullanarak mevcut verilerden hedef rakama ulaşması Allah'ın hükmüne ulaşmasıdır.
diye özet bir cümle ile bitirebiliriz.
(Hedef Rakam / Adalet) => ( Matematik / Akletmet) => ( Kullanılacak ve düzenlenecek rakamlar / Eşya,toplum) => ( Kendisinden hedefi gerçekleştirmesi beklenen katılımcı)
Jüri hedef rakam
300 der ve bir takım rakamlar verir, Allah adalet der ve eşya
değişir(eşya değişir yaratılmıştır,) katılımcının görevi bir önceki
katılımcıların rakamları ile sonuca gitmek değil eldeki rakamlarla
sonuca gitmektir ortak olansa kullanılması gereken yöntemdir, matematik
dört işlem / insan - akletmek.
Affınıza sığınarak biraz daha uzatıyorum,
Cezalar suçlu profiline uygun verilir demiştik, siz cezaları sabitlerseniz aslında suçlu profilini sabitlersiniz, bunu gerçekleştirebilmek için suçlunun yer aldığı aile profili,toplum profilini sabitlemeniz gerekmektedir,
(Göçebe bir toplumun hırsızı ile sanayi toplumunun hırsızını bir tutamazsınız, tarım toplumunun zina eden bayanı ile modern toplumun zina eden bayanını bir tutamazsınız.)
Yaratıcı insanı bu hal ile donatmamıştır diye düşünmekteyim, bir dağın iki farklı yamacındaki aynı türden iki ağaç bile güneşe karşı konumları (bakı) nedeni ile farklı fiziksel özelliklere sahipken, nasıl olurda bütün insanlığı, tarihin belli bir döneminde belli bir toplum üzerinden sunulan uygulamalarla mecbur gösterebiliriz ki,
Bu "adalet" olamaz olsa olsa "eşitlik" olur;
Yaratıcının ise eşit değil adil olduğu kanaatindeyim,
Bayram öncesi bir baba evlatlarına bayramlık almaları için harçlık verecektir,
(Küçük, ortanca ve büyük) üç oğlu var, her birine 50 liradan toplam 150 lira vermesi babalığın adaletine sığmaz, aynı para küçük çocuk için tepeden "çok" büyük çocuk içinse "az"dır,
Bir babanın farklı üç oğluna olan uygulaması bile farklı olmalı iken nasıl olurda yaratıcının bütün insanlara aynı uygulamaları olduğunu düşünebiliriz,
İlahi metinler yaratıcının düzeyini göstermez, bu metinlerde yer alanlar ilk dönem muhattaplarının seviyesini ve toplumsal araçlarını gösterir,
Seçtiğiniz uygulamalar, sözler, cezalar kendisine hitap ettiğiniz insanlar için geçerlidir,
Eğitimin öğrenci merkezli olması gerekir müfredata dayalı eğitimlerde mutlaka "arka sıradakiler" diye bir gurubunuz olur.
İşte bu nedenlerle Allah'ın yeryüzünde görmek istediği adalettir ve O adaleti sağlamaya yönelik her hüküm Allah'ın hükmüdür diye düşünüyorum.
Ve bu konuda sabit bir uygulama ile dondurmak işleyişi durdurmak demektir,
Duruma göre her türlü uygulama makuldür yeterki hedef rakam gerçekleştirilsin, her insan kendine has bir dünyadır.
Esenlikler diliyorum
Saygılarımla
__________________ bildiklerimizle değil yaptıklarımızla, ellerimizin neleri ile değil hayatlarımızın nasılları ve nedenleri ile,,,
Beni bir yere oturtmaya çalışmayın,çünkü ben bir yerde oturmuyorum, sadece yürüyorum
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
mistikbalim Yazdı:
Saffet Metin Yazdı:
sayın mistikbalim,
aramızda üzülecek bir şey geçmedi.
Sizin meal okuyarak yönünüzü tayin etme tavrınız zaten benim savunduğum bir tavır. Her meal okuyanla aynı sonuçlara varacağız diye bir şey de yok.
Yazıyı yazarken sadece size değil, onu okuyacak tüm kişileri düşünerek yazıyorum.
SAdece kendi fikrim olarak yazıyorum.
Kur'anda başörtme farziyeti görmüyorum. Göğüs örtme farziyeti görüyorum. Kadınlara hür kadınlar gibi giyinin , Cariyeye benzemeyin , yoksa erkekler sizi incitir üzülürsünüz tavsiyesi var, hepsi bu.
Biz de buna baş örtme haricinde uyuyoruz. Baş örtmeyi sadece gelenek olarak görüyoruz.
Herkese selamlar,
teşekkürler saffet bey Sözüm bitmiştir ALLAHA HAVALE EDİYORUM...
Sayın Mistikbalim,
Allaha havale edecek bir şey şey yok.
Siz sadece kendi aklınızla Kur'anı yorumluyorsunuz.
O da yeterli gelmiyor. Keskin puritan görüşlere varıyorsunuz. Bu görüşler 1626 da Aşırı hristiyan puritanlar , Pilgrim Fathers denen grubun düşünceleri.
Eğer siz Gelenekçi, yenilikçi, ateist, tarih, hukuk perspektifinden bir okuma yapabilseniz konuyu anlayacaksınız. Yeterli delil toplamadan kafadan hüküm veren hakim gibi davranıyorsunuz.
Mesela Ahzap 32 ve 33 ün sizin karınızı hiç ilgilendirmediğini, İsra 79 un sizi ilgilendirmediğini, size hiçbir farziyet getirmediğini biraz konunun uzmanı kişilerin kitaplarını okumuş olsanız anlayacaksınız.
Ehl-i sünnet ne yapıyor. Sadece peygamberi taklid etmek için o zorlukları ümmetin hayatına taşıyor. Allah müminlere bunu emretmemiş.
Neyse, Sitede şöyle bir durum görüyorum.
Aslında her konu eski başlıklarda çok güzel işlenmiş. O yorumları yazan arkadaşlar bir müddet sonra gidiyor. Yeni arkadaşlar geliyor. Onlarda benzer yeni başlıklar açıyor. Gene işleniyor. Onlar da gidiyor. Yenileri geliyor. Bu gelenler bu eski başlıkları okumuyor. Kendi bilgisine, meşrebine göre yazıyor da yazıyor. Onlar gidecek yenileri gelecek.
Bu arada gelenekseller geliyor. Onlar da kendi görüşlerini savunuyorlar. Ben de 1980 lerde bir gelenekseldim. Ama okuyan araştıran, soran, eleştiren bir geleneksel. Özellikle onlarla ilgileniyorum. Vaktimi harcıyorum, yine de harcarım, ama çoğunda kuru bağnazlıktan başka bir şey yok. Kafayı kuma gömmekten başka bir şey yok. Slogan laflardan başka bir şey yok. 1978 lerde dinlediğimi, 2009 da dinlemek Nostaljik olduğu kadar sıkıcı da . Batı cephesinde yeni bir şey yok, otuzbir sene dile kolay ama aynı hikayeler.
Çok tekrara düşüyoruz. Bir sene önce anlattıklarımı yeni insanlara bir daha anlatıyorum. Halbuki foruma dalmadan önce forumun üstündeki siteleri bir inceleseler, eski başlıklara şöyle bir baksalar. O da yok.
Bir müddet için sitede işlenmiş başlıkların tümünü okumak amacıyla, dinlenmeye çekiliyorum. Böylesinin daha faydalı olacağını düşünüyorum.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
selam ile saygılarımı sunarak bir madde üzerinden düşünmenin eksik olacağını defalarca vurguladığım gibi bir kez daha denemek istiyorum
ali imran da ne demişti allah cc bize bu kitabın anası muhkemdir ANAYASA ANAVATAN ANAKARA ANAMAL umarım anlaşılmıştır sağlam olanı bir şey anlatanı ana kitaptır bu kitabın BİR KISMI ise müteşabihtir bir kısmın peşine düşenler kalplerinde yamukluk olanlardır bize alak suresinde dediği gibi kendisine yeter olduğunu ZAN eden insanlardır kitabın tamamına bakanlarsa yanılmazlar çünkü allah demiştirki
işte siz kolayca anlayabilesiniz diye biz bu kitabı geniş geniş açıkladık yani zaten kitap geniş geniş açıklanmıştır
ama bir ayeti ya da içinden bir cümleyi alarak ondan anlam çıkarmaya çalışanlar kendi içinde anlamsız çelişkili ve sıkıntılı ne dediği anlaşılmaz biçimde yaşamaya mahkumdur
hatta değer verdiği insanların bile "anlaşılmıyorsun dikkat et" lafına kibirle bakarak hakaretvari cümleler kurarak kendinden uzaklaşmasına vesile olur kırılan kalpte öyle japon yapıştırıcısı kıvamında sözlerle tamir olmaz ki kırdığı insanlar mümindir mümini kıran kırılacaktır bu kesin
şimdi allah açıklanmış olan kitabında demişki zaniye yüz celde bakalım
1.
Bu, bizim indirdiğimiz ve farz kıldığımız bir
sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.
2.
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek
vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir
topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.
3.
Zina eden erkek ancak, zina eden veya Allah'a ortak koşan bir
kadınla evlenir. Zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya Allah'a ortak
koşan bir erkek evlenir. Bu mü'minlere haram kılınmıştır.
4.
Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit
getiremeyenlere seksen değnek vurun. Artık onların şahitliğini asla kabul
etmeyin. İşte bunlar fâsık kimselerdir.
5.
Ancak tövbe edip bundan sonra ıslah olanlar müstesna. Çünkü
Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
6, 7.
Eşlerine zina isnat edip de kendilerinden
başka şahitleri
olmayanlara gelince, onların her birinin şahitliği; kendisinin doğru
söyleyenlerden olduğuna dair, Allah adına dört defa yemin ederek şahitlik
etmesi, beşinci defada da; eğer yalancılardan ise, Allah'ın lanetinin kendi
üzerine olmasını ifade etmesiyle yerine gelir.
8, 9.
Kocasının yalancılardan olduğuna dair Allah'ı dört defa şahit
getirmesi , beşinci defada da eğer kocası doğru
söyleyenlerden ise Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi, kadından
cezayı kaldırır.
10.
Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tövbeleri
kabul eden, hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu?
11.
O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir güruhtur. Bu
iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır.
Onlardan her biri için, işledikleri günahın cezası vardır. İçlerinden o günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.
12.
Bu iftirayı işittiğiniz zaman, iman eden erkek ve kadınlar, kendileri hakkında iyi zan besleyip de, "Bu apaçık bir iftiradır"
deselerdi ya!
13.
Onlar bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi
ya! Madem ki şahit getirmediler; işte onlar Allah yanında yalancıların ta
kendileridir.
14.
Eğer size dünya ve ahirette Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı,
içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!
15.
Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir
bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş
sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
16.
Bu iftirayı işittiğiniz vakit, "Böyle sözleri ağzımıza almamız
bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım! Bu çok büyük bir
iftiradır" deseydiniz ya!
17.
Eğer inanıyorsanız, bu gibi şeylere bir daha ebediyyen dönmemeniz
için Allah size öğüt veriyor.
18.
Allah size âyetleri açıklıyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir,
hüküm ve hikmet sahibidir.
19.
İnananlar arasında hayasızlığın yayılmasını arzu eden kimseler
var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz
bilmezsiniz.
20.
Allah'ın lütfu ve rahmeti sizin üzerinize olmasaydı ve Allah çok
esirgeyici ve çok merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu?
21.
Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın
adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayasızlığı ve kötülüğü emreder. Eğer Allah'ın
size lütfu ve merhameti olmasaydı sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı. Fakat
Allah, dilediği kimseyi tertemiz kılar. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla
bilendir.
22.
İçinizden varlık ve servet sahibi kimseler yakınlarına,
düşkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere vermeyeceklerine yemin etmesinler. Onlar affetsinler, vazgeçip iyi muamelede
bulunsunlar. Allah'ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? Allah çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.
23, 24.
İffetli ve habersiz mü'min
kadınlara zina isnat edenler, gerçekten dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir.
İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi
aleyhlerine şahitlik edecekleri günde onlara çok büyük bir azap vardır.
25.
O gün Allah onlara kesinleşmiş cezalarını tastamam verecek ve
onlar Allah'ın apaçık bir gerçek olduğunu bileceklerdir.
26.
Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara;
temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır. O
temiz olanlar iftiracıların söyledikleri şeylerden uzaktırlar. Onlar için bir
bağışlanma ve bolca verilmiş iyi bir rızık vardır.
şimdi allah burda bize ahkam kesme şansı vermişmi yoksa gerektiği gibi açıklamışmı ben açıklamış olarak gördüm ama görmeyenin akılsız olduğunu iddia ediyorum burda mümine düşen nedir allahın hükümlerine itaat etmek hükmün üstüne hüküm koymak isteyenin durumu ne olur ALLAH BİLİR MALİK KARDEŞİN TEZİNİ DOĞRULAYAN VE ZİNAYI DA ONUNLA KIYASLADIĞI HIRSIZLIK KONUSUNA GELECEK OLURSAK
kuran da;
ceza, iyiliğe ve kötülüğe verilen karşılık
ibret, iyilikten veya kötülükten alınacak ders
1. ve es sâriku : ve hırsız (erkek)
2. ve es sârikatu : ve hırsız (kadın)
3. fe iktaû : o halde, ...olmak üzere kesin
4. eydiye humâ : ikisinin ellerini
5. cezâen : ceza, karşılık, olarak
6. bimâ kesebâ : kazandıklarından,
7. nekâlen : ibreten
8. min Allâhi : Allâh'tan (c.c.)
9. ve allâhu : ve Allâh (c.c.)
10. azîzun : azîz, üstün, yüce
11. hakîmun : hüküm ve hikmet sahibi
Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık(ceza) ve
Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet
sahibidir.
burdaki ellerin kesilmesi yaptıkları işe karşılık verilecek ceza
yani banka soyanla elma çalıp soyanın bedeli aynımı olacak
ikiside hırsızlık tabiiki hayır
yaptığına karşılık (yaptığı oranda) verinki ellerin uzatmasınlar bir daha(ellerini kesin)
kaldıki bu ayetin peşinden gelen ayette de
tevbe edenlerin tevbesinin kabul edileceğini vurguluyor
allah yüzlerce ayette bağışlamayı emrediyor bize
kısasta bile
bakar 178
Ey inananlar, öldürülenler hakkında size kısas farz edilmiştir: Hüre
karşılık hür, kula karşılık kul, kadına karşılık kadın. Fakat öldüren,
kardeşinden azıcık bir affa nail olursa o zaman kısas kalkar;
öldürülenin velîsinin, akla ve örfe uygun olarak iyiliğe uyması,
öldürenin de, öldürdüğü kişinin velîsine güzellikle bir şey vermesi
kalır. Bu, Rabbinizden hükmü hafifletmedir, rahmettir. Bundan sonra da
gene zulme kalkan ve aşırı giden olursa artık ona elemli bir azap var.
ve hemen bakara 179 da der ki
Ey aklı erenler, özü sözü temiz kimseler, korunmanız, sakınmanız için kısasta size hayat var.
yani allahın kısas emri bir caydırmacadır
görüldüğü gibi kısas farzdır yada veli isterse kan bedeli alır
ama bağışlarsa allahın hoşuna giden budur
güzel olan
sonra dünyalık ve mantıklı düşündüğümüz zaman
herkes bilerek ya da bilmeden mutlaka birinin hakkını çalmıştır
dünyada elsiz insan kalmamalı ki ayetler yalnızca mümini ilgilendirir
sizden kim biririn kusurunu bağışlarsa allahta sizin bir kusurunuzu bağışlar ayettir
sizden kim bir günahı bağışlarsa allahta sizin bir günahınızı bağışlar ayettir
şimdi hangi mümin kalkıp fakir olan bacısına manavdan muz çalan bir
çocuğun elini kesmek ya da ona kötü bir karşılık vermek ister
şekspirin hamleti geldi aklıma
oyuncular saraya geldiklerinde karşılayana diyor ki hamlet bunlara çok iyi bakın
adam diyor ki
hakettiklerini alacaklardır efendim
hamlet diyor ki
kesinlikle daha fazlasını vermelisiniz
herkese hakettiğini versek kırbaçtan kim kurtulabilir ki
ve son olarak dikkat ederseniz eğer nur suresine ayet 26 ya kadar allah zena edenlerden çok zinaya şahitlik edenlere kızıyor yüz celde demiş ama vurulmamaı için ne kadar mazeret varsa sürmüş ortaya KURANLA AKLETMEYE VARMISINIZ ONDA SİZİN İÇİN GEREKLİ OLAN HERŞEYDEN BAHSEDİLMİŞTİR ONDA OLAKİ BİRŞEYİ EKSİKMİŞ GİBİ GÖRDÜYSENİZ O SİZİN EKSİKLİĞİNİZDİR VE KURAN VE DİĞER İNANANLAR İÇİN GEREKSİZDİR malik bin nebi kurana muhalefet olmaktan vazgeç aklını at ve kurana sarıl ne diyorsa yap sen ne yapacaksın yoksa bu gidişle darvine yaklaşmana bir adım kalmış haberin olsun o nunda tezinin yüzde ellsi kuranla hemfikir öyleya kaynağı kuran olmayan fikirmi var saygıyla...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Sizin meal okuyarak yönünüzü tayin etme tavrınız zaten benim savunduğum bir tavır. Her meal okuyanla aynı sonuçlara varacağız diye bir şey de yok.
Yazıyı yazarken sadece size değil, onu okuyacak tüm kişileri düşünerek yazıyorum.
SAdece kendi fikrim olarak yazıyorum.
Kur'anda başörtme farziyeti görmüyorum. Göğüs örtme farziyeti görüyorum. Kadınlara hür kadınlar gibi giyinin , Cariyeye benzemeyin , yoksa erkekler sizi incitir üzülürsünüz tavsiyesi var, hepsi bu.
Biz de buna baş örtme haricinde uyuyoruz. Baş örtmeyi sadece gelenek olarak görüyoruz.
Herkese selamlar,
teşekkürler saffet bey Sözüm bitmiştir ALLAHA HAVALE EDİYORUM...
Sayın Mistikbalim,
Allaha havale edecek bir şey şey yok.
Siz sadece kendi aklınızla Kur'anı yorumluyorsunuz.
O da yeterli gelmiyor. Keskin puritan görüşlere varıyorsunuz. Bu görüşler 1626 da Aşırı hristiyan puritanlar , Pilgrim Fathers denen grubun düşünceleri.
Eğer siz Gelenekçi, yenilikçi, ateist, tarih, hukuk perspektifinden bir okuma yapabilseniz konuyu anlayacaksınız. Yeterli delil toplamadan kafadan hüküm veren hakim gibi davranıyorsunuz.
Mesela Ahzap 32 ve 33 ün sizin karınızı hiç ilgilendirmediğini, İsra 79 un sizi ilgilendirmediğini, size hiçbir farziyet getirmediğini biraz konunun uzmanı kişilerin kitaplarını okumuş olsanız anlayacaksınız.
Ehl-i sünnet ne yapıyor. Sadece peygamberi taklid etmek için o zorlukları ümmetin hayatına taşıyor. Allah müminlere bunu emretmemiş.
Neyse, Sitede şöyle bir durum görüyorum.
Aslında her konu eski başlıklarda çok güzel işlenmiş. O yorumları yazan arkadaşlar bir müddet sonra gidiyor. Yeni arkadaşlar geliyor. Onlarda benzer yeni başlıklar açıyor. Gene işleniyor. Onlar da gidiyor. Yenileri geliyor. Bu gelenler bu eski başlıkları okumuyor. Kendi bilgisine, meşrebine göre yazıyor da yazıyor. Onlar gidecek yenileri gelecek.
Bu arada gelenekseller geliyor. Onlar da kendi görüşlerini savunuyorlar. Ben de 1980 lerde bir gelenekseldim. Ama okuyan araştıran, soran, eleştiren bir geleneksel. Özellikle onlarla ilgileniyorum. Vaktimi harcıyorum, yine de harcarım, ama çoğunda kuru bağnazlıktan başka bir şey yok. Kafayı kuma gömmekten başka bir şey yok. Slogan laflardan başka bir şey yok. 1978 lerde dinlediğimi, 2009 da dinlemek Nostaljik olduğu kadar sıkıcı da . Batı cephesinde yeni bir şey yok, otuzbir sene dile kolay ama aynı hikayeler.
Çok tekrara düşüyoruz. Bir sene önce anlattıklarımı yeni insanlara bir daha anlatıyorum. Halbuki foruma dalmadan önce forumun üstündeki siteleri bir inceleseler, eski başlıklara şöyle bir baksalar. O da yok.
Bir müddet için sitede işlenmiş başlıkların tümünü okumak amacıyla, dinlenmeye çekiliyorum. Böylesinin daha faydalı olacağını düşünüyorum.
Herkese selamlar,
tek yaptığım kurana kayıtız şartsız teslim olmak güzel abim kararınız bende saygı uyandırdı sizi gerçekten seviyorum incitecek cümlelerim olduysa bunun için gerçekten özür dilerim dilim biraz sivri olabilir ama bilinmesini isterimki hep münazaradayım aslında kim hangi ayeti demişte ben karşısına dikilmişim allah önünde baş eğenlerle birlikte mutluyum abim sevgiyle...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Eğer anladığım doğruysa "suç ve ceza"ya dair hükümlerdeki MAKÂSIT-VESÂİL yani "amaçlar-araçlar"dan söz ediyorsunuz. Örneğin zinaya dair hükmün amacı "neslin emniyetini korumak"tır; Allah'ın bu hükmü değişmez ama "araç"la ilgili 100 celde hükmü değişir mi demek istiyorsunuz?
Örneğin zani ve zaniyenin ceza olarak para ödemesi, itibar kaybetmesi ya da hapis yatması?
Bu ilginç görüşe Allah'ın hükmüyle hükmetmeyen laik yönetimleri tagutîlik ilan eden kardeşlerimiz ne buyurur, doğrusu merak ediyorum.
Sevgi ile,
Hasan Akçay
Merhaba Sevgili Hasan Abim,
Evet söylemek istediğim ifade ettiğiniz gibidir,
İnsanlar, matematiksel varlıklar değildir, ve kendileri ile iletişime/etkileşime girdikleri durumlara/olaylara/uygulamalara vs verdikleri tepkilerle ortaya çıkan netice, bir kurala bağlanamaz.
2 rakamını ne zaman 2 rakamı ile çarparsanız çarpın sonuç 4
Zina eden adamı 100 celde ile çarparsanız her zaman ıslah sonucunu elde edemezsiniz,
Ki suç yoktur suçlu vardır diye düşünen biri olarak, suça göre değil suçluya göre karşılık verilmesi gerektiğine inanmaktayım ve bu anlayışla kendi dönemlerinde bile kur'an mushafında bahsedilen cezaların farklı uygulanışları olduğunu düşünmekteyim.
Bir kelime bir işlem programında hedef rakamı verirler ve bu hedef rakama ulaşmanız için bazı rakamlar verilir.
Allah'ın hükmü en temelde "adalettir" diye düşünüyorum,
Bu hedef rakamımızdır.
Hedef rakamı oluşturacak her hüküm bu nedenle Allah'ın hükmüdür.
Esenlikler diliyorum
Saygılarımla
merak edmeyin...beşeri sistemler hala taguttur... insan garib bir mahlukdur.....akılla hayali hep biribirine karıştırır...insanın herşeyi mahdut ken...ALLAH insanın düşünce ve hayal gücü ile dilineyani kelamına sınır koymamışdır....koymuşsada bunların sınırının nerede bittiğini kesdiremeyiz.....bunlara uyan nefisde zamanla sapıtmakdadır...
cezadan kasıd nedir?cezadan kasdın asıl nedenini İNŞAALLA sonra söyleyeceğim....ama bir nedine şudur...insanları ıslah edmek ve insanı ve/veya toplumu bir suç işlemekdan sakındırmak ve engellemek.....her cezada bu amaç güdülür....benim bildiğim cezaevlerine bir ara tutukulu islah evi deniyordu......suç işleyeni islah edmek amaçdı...demekki ceza temel prensip olarakbu işe yarar...ama ikinci temeldir....ilk temeli ancak iman edenler anlar.....imdilik iman edmiş yada edmemiş herkesin anlayacağı şeyden gideceğiz..... cezanın bir değier amcaı toplumda huzuru ve güveni sağlamak dır...
btün bu amaçları eğitimde hadef edinmişdir....iyi bireyler yetiştirerek .. ama ceza yanı zamanda bir eğitiğmdir...ancak ondan anlaycak insanların anlayacağı dilden eğitimdir....çünki her insanın anlama bve elgılama şekli ve kapasitesi farklıdır...her insan aynıdır dersen temelde hataya düşersin....
öyleyse insanlar cezadan kasdedilen bu gayelere uygun şeyler çıkarmakla ALLAH ın hükmüne uygun hareket etmiş olmazlar mı?illaki kur'an da zikredilen cezalr şrtmı...?
bede derim ki:ALLAH ın kur'an da zikreddiği had cezalarında peki gaye ne?ALLAH 100 değnek..80 değnek...kısas derken bir gayeside toplumu ve insanları o suçı işlemekden sakındırmak...korkutmak..çekindirmek..ve o suçun insnalar arasında yaygınlaşmasını azaltmak....böylecene toplumun huzur ve güven içinde bir arada yaşamasını sağlamak değil mi?.....CEVAP:MUTLAK OLARAK EVET....ALLAH ın bu niyetinden şüpheye düşebilirmisiniz?orguluyabilirmisiniz?bu cezaların bu gayeye hizmet edmiyeceğini...yada EDEMEYECEĞİNİ İDDA EDEBİLİRMİSİNİZ?ceap:MUTLAK OLARAK HAYIR...
elinde bu gayeye hizmet etmede kullanabileceğin güvenilir ve sarsılmaz veriler varken...başka şey araman NEDENDİR?
birisi adam öldürür....der ki...ya arkadaş öldürdüm ama sana söz birdaha öldürmeyeceğim..sana sözlü ve yazılı sanet vereyim...buda ıslah çalışmasının bvir şekli olabilir....denersin...bakarsın tutmuyor...bunu kaldırır....başka şey koyarsın......böylcene birşeyi deneme yanılma yoluyla sürekli geliştirisin..geçmişe dayalı bir veri birikimiyle beraber daha mükemeli arasın....işte sana ALLAH EN MÜKEMMELİ SUNMUŞ.....sen NANKÖRLÜK EDİYORSUN....ben kendim birşeyler bulacağım...sana gerek yok demeye getiriyorsun...NEFSİNİ İLAH EDMEYE ÇALIŞIYORSUN.....
kur'an ın mükemmelliğine inanıyorsa....orada verilen cezalarında mükemmelliğine inanmak zorundasın.....YOK ben yinede daha mükemmelini bulrum...diyorsan oda senin çukurndur....bocalayıp durursun.....
insnaları nekadar iyi eğitirsen eğit....nekadar korkutursan korkut....ALLAH IN had cezası verdiği şeyler her zaman olur.....o suçlar her toplumda her medeniyette her zamanda olur...çünki insan nefsi asidir....nankördür.....suç u engelleyemezsin.....ALLAH bu kıstaslar içinden en mükemmelini ortaya koymuşdur....kendine sulmetme ALLAH SANA EN MÜKEMMEL ŞEYİ SUNDU....ONA SARIL....NE EKSİLT NEDE ARTIR.....
temel şeyin ne olduğuna gelince....işte onu ancak iman edenler anlayacakdır.....lafımın bundan sonrası iman edenleredir...İTAAT....ULUHİYET VE RUBUBİYET İTAAT İSTER.ALLAH sana birşey dediği zaman duydum ve iman eddim diyemiyorsan....aklın seni daha çok karanlıkda bırakır....iman een bilir ki:ALLAH NE SÖYLEMİŞSE İNSAN AKLININ ULAŞAMAYACAĞI EN MÜKEMMEL ŞEYİ SÖYLEMİŞDİR.....BÖYLECENE İMAN EDENE ALLAH İKRAM VE LUTUFDA BULUNMUŞDUR..MERHAMET EDMİŞDİR.....
suç yokdur suçlu vardır....ya laf olsun diye mi laf konuşuluyor...işi kelam a dökmeye ne gerek var....ikisde bir birinin neticesidir....bir insan suç işlediği için ceza kesilir...kavramı koyarsın...o kavram içine girene kavramın gereğini yaparsın.....işi laf oyunlarına dökmeye gerek yok....işin bundan sonrası salata.....karnım tok ben yemeyeceğim....sana afiyet olsun.....
bir de iman edenlerle karşılaştılar mı «amenna» derler ve kendi şeytanlarile
halvet oldular mı «emin olun derler, biz sizinle beraberiz, biz ancak
mütehziyiz».Allah
onlarla istihza ediyor da tuğyanları içinde bocalarlarken kendilerini
sürüklüyor . bunlar
işte öyle kimselerdir ki hidayet bedeline dalâleti satın almuşlardır da
ticaretleri kâr etmemiştir yolunu tutmuş da değillerdir.
bunların meseli şunun meseline benzer ki bir ateş yakmak istedi, vaktaki
çevresindekileri aydınlattı, tam o sırada Allah nurlarını gideriverip
kendilerini zulmetler içinde bıraktı, artık bunlar görmezler
sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, artık bunlar dönmezler
yahut
semadan boşanan bir yağmur hali gibidir ki onda karanlıklar var, bir gürleme,
bir şimşek var, yıldırımlardan ölüm korkusiyle parmaklarını kulaklarına
tıkıyorlar, ve Allah kâfirleri kuşatmıştır
Şimşek
nerede ise gözlerini kapıverecek önlerini aydınlattımı ışığında yörüyorlar,
karanlık üzerlerine çöktü mü dikilip kalıyorlar, Allah dilemiş olsa idi elbet
işitmelerini görmelerini de alıverirdi, şüphe yok ki Allah her şey'e kadir,
daima kadirdir
Ey
insanlar!. o sizi ve sizden evvelkileri yaratmış olan rabbinize kulluk ve ibâdet
ediniz ki korunur müttekilerden olasınız
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın El-Turki,
Yani bir dinlenmeye çekilelim dedik. Rahat vermedin. Öyle laflar ettinki. Rabbine kulluk etmeyen, korunmayan mütteki olmayan falan gibi.
Yani biz Allaha kulluk etmiyor da, Manituyamı ediyoruz.
Öyle olmasak buralarda ne işimiz var.
Ben derdimi anlatamıyorum.
Ben Müslüman bir Amerika, Almanya, Avustralya hayal ediyorum. Almanya da da bizzat yaşadım. Kendi gözlemlerim oldu.
Kuru kuruya hayran değilim , Türkiyede de işler eskisi gibi değil. Ama bir karşılaştırma yaptığım zaman adamlar gerçekten Kur'anın hedeflerine daha yakın. Sosyal güvenlik var, infak var. İnsan hakkı var. Demokrasi var, hürriyet var. Bazı insanların sefaleti sırf serserilkten. Onlarında eleştirilecek yönü var ama standartları senin katbe kat üstünde.
Adam akılla, çalışmayla o düzeni kurmuş. Kur'anın da dediği gibi çalıştığının karşılığını görüyor. Toplum olarak, zihniyet, yaklaşım olarak çok farklıyız.
Yani sadece dindar olmakla o düzeye gelemeyiz. Gelseydi Osmanlı gelirdi. Gelemediği için çözüm aradı. Modernleşme adımları attı. Gelseydi İran, Arap ülkeleri gelirdi.
Ben sorunlara çözüm arayan bir kafayım. Bulduğumla yetinen bir kafa değilim. İnancın yanında akılda olacak. İnanç akılla , bilimle desteklenecek. Bu Kur'ana, İslama ters değil. Akıl olmadımı hurafe ve cehalet oluyor ve pislik yağıyor.
Şurada kadın erkek eşitliğini çözemediniz. Çözemezssiniz. Kriterleriniz dar.
Yaşar Nuri Öztürk, Bu konunun kadın o devirde dış dünyaya kapalı bir hayat sürdüğü için özellikle ticari konulara erkekler kadar vakıf olmasının zor olduğunu bu ayetin bundan dolayı şahitlikte iki kadın istediğini , ama bugünkü uygulamada kadınların da eğitim görmesi, toplum hayatının içinde olması nedeniyle , bir kadın şahidin, bir erkek şahide eşitliğinin Kur'ana ters olmadığını söylemiştir.
Ezmanın Tegayyürü ile Ahkamın dahi tegayyür eder. Yani Zamanın değişmesi ile hükümler de değişir. Mecelle hükmüdür. Değişme şartları aşağıdaki linkte uzun uzun tartışılmış.
Fıkıhta Değişen koşulların İslam hukukunda nasıl uygulanacağına dair konular tartışılmıştır ve halen de tartışılmaktadır. . Değişikliği çok dar tutan bilginler olduğu gibi, çok geniş tutan bilginler de vardır.
Kur'anın temel ilkelerine aykırı olmayan, faydalı ve zaruri değişimlerin yapılabileceğini savunan mutedil görüş sahibiyim. Bu konuda esasen mutedil görüş sahipleri çoğunlukta. Bu kadın şahidliği konusu böyle bir olay. Kadın miras eşitliği , bankacılık böyle bir olay. Artık şartlar o kadar değişmiş ki , zaruret haline gelmiş.
Ben ne körüm, ne sağır, ne dilsizim. Ne kimseye ilahlık taslıyorum. Ne aklımın, nefsimin kurbanıyım. Ne de Allahın hükmünü beğenmezlik ediyorum.
Bir hüküm örneğin kadın şahitliği gibi uygulanamaz hale gelmişse ,illeti kalmamışsa (sebeb) değiştirilmesinde fayda var hatta zaruret var, kur'anın temel ilkeleri açısından (ahlak, adalet gibi) zarar yoksa gereği yapılır. Ahlaka da , adalete de ters değildir. Ekseri ulema cevaz verir. Bugün iki kadın şehadetinin tek erkek şehadetine eşitliği diğer Arap ülkelerinde de , İran da da kesin bilmemekle birlikte uygulandığını sanmıyorum. Olsaydı bu konuda bir duyumumuz olurdu. Bizim basınımız anında bu durumu dillerine dolardı. Bakın ey türbanlı kızlar, öyle eylem yapıyorsunuz ama şurası gibi iki kadının bir erkeğe eşit olduğu düzen mi istiyorsunuz gibi. Duymadım, okumadım öyle bir şey.
SEvgili el-turki, ben kötü bir insan değilim. Hele ki o yazında bahsettiğin gibi bir insan asla. Sen beni neredeyse kafir, ateist gibi bir şey yaptın. İslamın iyiliğini isterim , kötülüğünü değil. Bu konuları bütün dünya fıkıh bilginleri tartışıyor, kriterler koyuyor. Benim, senden farkım fazla entellektüel olmam.
Bu, bu ortamda bir kusur olmakla bereber, ben o kusuru seviyorum.
Herkese selamlar,
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
VALLAHİ arkadaş ya sen anlamamaya ısrar ediyorsun....yada ben anlatamıyorum....
sen hala avrupadan...gelişemerinden dem vurup duruyorsun....bun dinle ne alakası var....eğer osmanlı gerçekden dindar olsaydı....şu an uzaya abd değil sen gidiyor olurdun....teknolojinin kaynağı sen olurdun....din ya yanlış anlaşıldı...yada sömürüldü....yada insanlar dan uzaklaştırıldı....geri kalmışlığın nedenlerini "gerçek islamdan " uzaklaşmakda arayın....
kadınla ilgili konuya gelince.derim ki:sen hala yanlışsın.....bırak şu ofli hocanın laflarını....o bir bataklığa girmiş...çırpınıyor....sende onla beraber aynı bataklığa girme....
olay ozaman ki kadının toplum içöinde statüsü değildi....ALLAH ın böyle bir hüküm vereceğine inanmak bile dini anlamayan bir akıllın düştüğü acı bir durumu göstyerir....işte kadın o zamanda öyle bir satüteydi...şimdi böyle....yapma .....etme..eylem...olay kadının yaradılış gerçeği...fıtratı..karekteriyle ilgilidir...sen şimdi bu lafıma bakıp bir sürü şey sayacaksın...sana baştan şunu derim:olaya genel bak...tarihi oluşm açısından...toplumsal ve teknolojik gelişim açısından...işi genel olarak ghör....istisani durumları önüme koyup işte yanlışın deme.....
ben bu lafımla kadınları küçültmüyorum....onlara sen erkekle aynısın diyen zalimlerin elinden kurtarmaya çalışıyorum...kadın erkekle aynı değildir......daha nazik ve nazenindir....daha ürkekdir...daha korkakdır...daha tez kanar....süslü kelimeldrden...süslü şeylerden daha tez etkilenir....dünya malına ve süsüne daha çok meyleder....bu 2000 sene öncekji kadında da aynıy dı ...şimdikinde de aynı.....
ama şu düzen kadını resmen köleelştirmişdir.....kadına tuzak kurmuşdur...onu olduğundan daha büyük göstermiş...kadını ağına çekmişdir...kadın her zaman ve her devirde kadındır....
VALLAHİ arkadaş ya sen anlamamaya ısrar ediyorsun....yada ben anlatamıyorum....
sen hala avrupadan...gelişemerinden dem vurup duruyorsun....bun dinle ne alakası var....eğer osmanlı gerçekden dindar olsaydı....şu an uzaya abd değil sen gidiyor olurdun....teknolojinin kaynağı sen olurdun....din ya yanlış anlaşıldı...yada sömürüldü....yada insanlar dan uzaklaştırıldı....geri kalmışlığın nedenlerini "gerçek islamdan " uzaklaşmakda arayın....
kadınla ilgili konuya gelince.derim ki:sen hala yanlışsın.....bırak şu ofli hocanın laflarını....o bir bataklığa girmiş...çırpınıyor....sende onla beraber aynı bataklığa girme....
olay ozaman ki kadının toplum içöinde statüsü değildi....ALLAH ın böyle bir hüküm vereceğine inanmak bile dini anlamayan bir akıllın düştüğü acı bir durumu göstyerir....işte kadın o zamanda öyle bir satüteydi...şimdi böyle....yapma .....etme..eylem...olay kadının yaradılış gerçeği...fıtratı..karekteriyle ilgilidir...sen şimdi bu lafıma bakıp bir sürü şey sayacaksın...sana baştan şunu derim:olaya genel bak...tarihi oluşm açısından...toplumsal ve teknolojik gelişim açısından...işi genel olarak ghör....istisani durumları önüme koyup işte yanlışın deme.....
ben bu lafımla kadınları küçültmüyorum....onlara sen erkekle aynısın diyen zalimlerin elinden kurtarmaya çalışıyorum...kadın erkekle aynı değildir......daha nazik ve nazenindir....daha ürkekdir...daha korkakdır...daha tez kanar....süslü kelimeldrden...süslü şeylerden daha tez etkilenir....dünya malına ve süsüne daha çok meyleder....bu 2000 sene öncekji kadında da aynıy dı ...şimdikinde de aynı.....
ama şu düzen kadını resmen köleelştirmişdir.....kadına tuzak kurmuşdur...onu olduğundan daha büyük göstermiş...kadını ağına çekmişdir...kadın her zaman ve her devirde kadındır....
doğru söze ne denir göya eşit ederek sömürü yoluna gidenlerin amacı yerini buldu erkek kadının üstüne hakimdir diyen ayet bir derece üstündür diyen ayet mirasta erkeğe iki kadın payı veren ayet ama anlamayana ne anlatsan sonuç değişmeyecek kuranla yaşıyorum diyenlerin kurana tezat oluşturan fikirler ortaya atması ne kadar gülünç ne kadar ezbere bir hayat bir yaşama tarzı kişilerin kendi doğal sanat anlayışına ne oldu çok merak ediyorum sorun ALLAHI anlayamamaktan kaynaklanıyor allah yardımcımız olsun AMA UNUTMAYALIM Kİ AYETLER BAŞKASININ KAFASINDA DEĞİL BİZİM KALBİMİZDE SADECE KURAN...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
KURANDAN BAŞKA HİÇ BİR YERDE ARADIĞINIZ ADALETİ BULAMAYACAKSINIZ İSTEDİĞİNİZ KADAR BAKIN kadınlar erkeklerden daha şanslıdır kadın istisnai durumlar haricinde hep ayrt edilmiş ve erkek kadının ve ailesinin hizmetine sunulmuştur GEBE KALAN KADIN AMA ASIL TAŞIYICI ERKEKTİR...
__________________ bekir
dediğin gibi Allah'ım
aynen; yar, rab...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma