HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Kemalizm Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

 

selam Saffet kardeşim,

Değerli dostum ve Kardeşim ebukerem'in bir iletisinden sonra yazmanın gerekli olup-olmadığına karar veremedim, (kendisine de bunu söyledim).

hâlâ ikircikliyim,

Sevr'i konuşmak için, yirmi beş devletin girdiği  1914'te başlayan 1.dünya savaşı veya cihan harbi olarak bilinen, savaşın;

"ne tür bir savaş?", "Savaşanların amacı?", "Osmanlı-Türkler bu savaşta neden/hangi amaçla yer aldı?" vb sorulara cevab verilmelidir. 1918'e kadar neler oldu?

Yine padişah Vahdettin ile M.K.Paşa'nın daha önceleri (1919'dan) tanışıp tanışmadıkları konumuz açısından önemlidir. (Yaver-i Fahri hazret-i Şehriyari ne demektir?).

"Yıldırım orduları grubuna" na ne oldu?

selam ve dua ile,

rıdvan



__________________
Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

 

Selam,

"Osmanlı-Türk" ifadesini "ırki" bir bağlamda/anlamda kulanmadığımı belirt meliyim.

 



__________________
Tanrı'ya inanan adam olmak kolay, ve fakat Tanrı'nın inanacağı adam olmak zor!
Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
Saffet Metin
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 07 ekim 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Saffet Metin

< http-equiv="Content-" content="text/; charset=utf-8">< name="ProgId" content="Word.">< name="Generator" content="Microsoft Word 11">< name="Originator" content="Microsoft Word 11"><link rel="File-List" href="file:///C:%5CDOCUME%7E1%5Cqqq%5CLOCALS%7E1%5CTemp%5Cms ohtml1%5C01%5Cclip_filelist.xml" target="_blank">< style>

Sayın Baybora,

Türkiye müslüman bir potadır. Müslümanlıkta ırkçılık yoktur. İnsanlar bunca zaman kız alıp verirken özellikle erkeğin müslüman olmasına bakmışlar. Erkek veya kız hristiyansa müslüman olmasını şart koşmuşlar. Bu şekilde çok evlilik olmuş. Osmanlı da böyle, saf ırk savunucusu Almanya bizden de karışık.

Osmanlı asker ihtiyacı için hristiyanlardan çocuk toplamış. Yeniçeriler neydi Allah aşkına. Ayrıca tarihimizde  varlıklarınla gurur duyduğumuz  paşaların çoğu devşirme. Hiçbirinin kökeni saklanmamış. Hepsi için şu Sırp asıllıydı, şu italyandı, bu arnavuttu, bu gürcüydü, çerkesti, araptı , ermeni idi denmiş.  Neden. Çünkü önemli olan ırkı değil, müslüman olması. Yani donanım macintosh olabilir. Ben üzerinde Windows mu, linux mu , mac mi çalışıyor ona bakarım. Mac donanımında Windows çalışıyorsa onun diğer pclerden farkı yoktur gibi.

Türkiye de ayrılıkçı Kürtler diyelim bir bir grup bu konularda aşırı hassasiyet, reaksiyon falan  gösteriyor. Onlar da Fransanın, İspanyanın mikromilliyetçileri gibi tavırlar içinde oluyorlar. Mesela İspanya Barselona kenti Katalan şehri imiş. Orada özellikle şehrin İspanyol değil Katalan şehri olduğunu göstermek için ellerinden geleni yaparlarmış. İspanyolca konuşan turiste  cevap vermezlermiş, speak katalan falan derlermiş. Neyse bu konu uzun. Bu konuda da anlatılacak çok şey var. 

Bizim halkımızın anlayışı Vatan sevgisidir.  Kur'ana göre Dünya üzerinde insanların uğrayacağı en büyük felaketlerden biri Vatanından çıkarılmadır. Hele ki korku ile, rezillik, sefalet içinde çıkarılmak. Bu belaya uğramış Türk grupları vardır. Kuzey Bulgaristan Türkleri ve Ahıska Türkleri , Kırım türkleri gibi. Ayrıca müslüman gruplar örneğin Çerkesler gibi.   Onun için vatan namustur. Onun için Vatan sevgisi imandandır. (Hadistir )   Onun için Vatan sevgisinin dinle ilgili bir yanı vardır.  Vatan toprakları üzerinde yaşayan vatandaşların hepsini sever. Hiçbirini ayırmaz. Hepsinin maddi, manevi iyiliğini isteriz.

Şimdi Sayın Baybora,

Birinci Dünya savaşını hazırlayan şartları Fransız ihtilali ve Sanayi devrimi hazırladı. Bunların Dünyayı nasıl şekillendirdiğini bilmez isek biz hiçbir şey anlayamayız.

Türkiyede Okullarda maalesef bu ikisi de layıkı ile anlatılmıyor.
Çocuklara Tarih sevdirilmiyor. Halbuki doğru bir şekilde anlatılsa Tarih müthiş güzel bir şey. Tarihi en iyi bilen meslek gruplarından biri Diplomatlar. Bütün işleri Tarihin uygulanmasıdır.

Sanayi devrimi nasıl oldu.

Sene 1760 lar falan. İngilte ve Fransa arasında Amerikadaki Sömürgelerine hakim olma konusunda büyük bir çekişme var. Fransa nın da Amerikada büyük toprakları var. Sonradan bu topraklar bağımsız Amerika birleşik  devletleri tarafından Napoleon dan para ile satın alınacaktır.(Luisiana Purchase ). Tarihin en büyük toprak alış verişidir.

Fransanın geniş ormanları var. Bu yüzden çok rahat gemi yapıyor. Aynı zamanda yakacak olarak da kullanıyor. O zamanki gemilerin Yelkenli ve tahta gemiler olduğunu hatırlayalım.

İngilterenin ormanları az. Yakacak olarak kullansa gemi yapamıyor. Gemi yapsa, soğuktan donuyor. Bir çözüm lazım. Güneyde Manchester taraflarında turp kömürü var ama oda yarım metre civarında suyun altında. Onun için çıkarılması çok zahmetli oluyor. Az çıkarılıyor. İşte sorun. Bu su bir çekilse, kurutulsa da, kömür sahasında kömür rahat rahat çıkarılsa.

Bunun için bir yarışma açıyorlar. Yarışmayı James Watt ın buhar makinası kazanıyor. Bu  makine ile kömürün üzerindeki su çekiliyor. Bu da İnsanlık için bir çağın değişmesi demek. Artık insan hayatına makinenin girmesi demek. İngiltere bu makineyi alıyor. Dokuma tezgahlarına , gemilere uyguluyor. Tren icad olyor. Demiryolu ortaya çıkıyor falan. Artık fabrikalar ortaya çıkıyor. İşçi sınıfı, sermaye sınıfı problemleri başlıyor. 1860 larda Marxism doğuyor. 1917 Rus devrime giden ama bütün dünyada çekişme yaratan sosyalist mücadeleler başlıyor. 

Bilim teknikte büyük gelişmeler oluyor. Neticede fabrikaların hammadde ihtiyacı oluyor. İngiltere Afrika ve Hindistana ve hatta Çine yöneliyor. Gittiği her yeri sömürge (hindistan,kenya, zimbabve,güney afrika vb veya yarı sömürge (Osmanlı, Çin  vb)  yapıyor. Dünyanın en kuvvetli devleti oluyor.

İngilterenin ardından Fransa , belçika, hollanda , portekiz sömürge işlerine giriyor. 1850-1871 arasında Avrupada önemli olaylar oluyor. İtalya ve Almanya yeni devletler olarak doğuyorlar. Buna Sırbistan ve Romanya ekleniyor. 1870-1880 arası. Almanya önceden başkenti Berlin olan Prusya krallığı idi. Bir çok Alman şehri bağımsız prenslikti. Hamburg, Köln, Stutgart,Münih gibi. Prusya  1850-1870 arasında çok hızlı endüstrileşti. Neredeyse İngiltereye yetişti. Bu endüstrileşme kültürel olarak Alman olan bu prensliklerin de Prusya ile birleşmesi sonucunu getirdi. 1871 de Almanya birleşti ve Fransa ile yaptığı savaşta Fransayı yenerek, halkı Alman olan Alsace-Lorein i  de topraklarına kattı.

19 yüzyılın sonuna doğru İngiltere en kuvvetli, en gelişmiş devletti, ama Almanya ve ABD neredeyse İngiltereye yetişmiş ve geçmek üzere idi. Özellikle Almanya , İngiltere, Fransa ve Rusya ile çekişiyordu. Özellikle İngiltere ile. Almanya ,İngiltereyi yenip, onun sömürgelerine de sahip olmak istiyordu. Dünyanın en kuvvetli devleti olmak istiyordu. Fransa ve İngiltere Almanyaya karşı kendilerini korumak istiyordu. Almanların ve Avusturya Macaristan imparatorluğunun Sırbistan ile ve onun büyük ağabeyi Rusya ile problemleri vardı.

İtalya da endüstrileşiyordu. Sömürgeci bir siyaset  izliyordu. Osmanlının Libya topraklarına saldırdı. Libya ve 12 adaları (Rodos, İstanköy vb. )  Osmanlıdan aldı. Ama birici dünya savaşına İngilizler safında katıldı.

Sonuçta bu güçler çatışacaktı da, bir kıvılcım bekliyordu. Bu kıvılcım Sırplı öğrenci Gavrilo Princip in 1914 te Saray Bosnada  Avustrurya veliaht prensi arşidük Franz Ferdinand Von Habsburg u ve eşini öldürmesi ile çıktı. Avusturya Sırbistana saldırdı. Sırbistanın müttefiki Rusya Avusturyaya saldırdı. Avusturyanın müttefiki Almanya Rusyaya saldırdı. Rusyanın müttefikleri Fransa ve İngiltere Almanyaya saldırdı.  Böylece Birinci Dünya Savaşı çıktı.

Biz savaşa neden girdikin arka planı şöyle.

Bize gelince 19. yüzyıl boyunca iç isyanlarla uğraştık. Rusya ile uğraştık. Devleti yenileştirme ile çağa ayak uydurma problemleri ile uğraştık. Bu arada İngiltere ile dost olduk. 1839 da ingilterenin koruyuculuğuna girdik.(Bugün Nato ve ABD ile olduğumuz gibi. ). Tanzimat İngiliz dayatmasıdır. Karşılığında Osmanlı hanedanı korunmuştur. Yoksa Hanedan Kavalalı Mehmet Ali paşaya geçecekti. Ayrı 1854 Kırım savaşında Osmanlıya İngiltere ve Piyomente (Cenova taraflarındaki ufak İtalyan devletçiği. İtalyan birliğini bu devletin başkanı Kont Kavur  kuracaktır. )   yardım etti.    Bu durum biraz olsun nefes aldırdı ise de  1876 da Bulgar isyanı ile Osmanlı nın İngiltere ile arası açıldı. 1877 savaşında İngiltere Rusyaya karşı Osmanlıya yardım etmedi. Ruslar Yeşilköye kadar gelince o da işine gelmediğinden müdahele etti. Kıbrıs karşılığında Osmanlı kurtuldu. Ama Bulgaristandaki Müslüman  halk  tam bir travma geçirdi.

1877 den sonra İngiltere pek dostça davranmadı. 1881 de Osmanlıdan Mısırı aldı. Süveyş kanalına hakim oldu. Kızıldenize hakim oldu. Sömürgesi Hindistan ve Doğu Afrikaya kolay ulaşmak için buralara ihtiyacı vardı. Artık Osmanlıya dost davranmıyordu. Örneğin 1897 de Türk Yunan savaşı olur. Yunanlılar kaybeder. Osmanlı Atinaya girmek üzeredir. İngiltere müdahele eder. Yunanı kurtardığı gibi bir de anlaşmada yenilen devlete Osmanlıdan teselyanın bir kısmını verdirir. Bu savaşın şöyle bir sonucu vardır. Yunanistan Osmanlıdaki Rumların hiçbirinin Türkçe konuşmadığı , günlük hayatlarında Yunanca konuştuğu , bundan dolayı halkı rum olan Teselya topraklarının Yunanistana verilmesini ister. Savaş bundan çıkar. Savaştan sonra Osmanlı Rumları Türkçe konuşması konusunda zorlar. Eğitimi Türkçe yapar. Abdülhamid in bu zorlaması sayesinde Osmanlı vatandaşı bütün Rumlar Türkçeyi bilir olurlar. Yunanistanda hala 1920 lerde Anadoludan göçmüş bir kısım Rum, çocuklarına Türkçe öğretmektedir. Çünkü Anadolu özlemi olan çok Rum vardır.  Bazı şarkıları yarı Türkçe, yarı Rumcadır. Türkçe bilen Yunan lı sayısı, Rumca bilen Türk sayısından fazladır.Hani Türkçe bilen Yunanlılara rastlarsanız sebebi budur. 

Osmanlı da İngiltereden eski muhabbeti bulamayınca dengeyi kurmak için Almanlara yanaştı. Ama onunla da mesafeyi korudu. Ama bu dönemde daha çok Almanlarla iş yaptı. İmparatorluk Alman etkisine girdi. Fakat gözü kapalı bir Alman hayranlığı oluşmadı. Çünkü Alman da bazen dost bazen sömürgeci gibi davrandı.

1903 yılında makedonya da komitacılık (gerilla) hareketleri oldu. Aynen bugün PKK nın yaptığını (bir benzerlik kurmak için bu örneği söylüyorum.) o günlerde Bulgaristana bağlanmak isteyen Makedon gerillaları yaptı. Enver paşa, Resneli Niyazi vb. bu dağlarda Makedonlara karşı mücadele verdiler. Osmanlı ordusunun bu mücadeleleri, Makedonların yaptıkları  Ömer Seyfettinin ve Necati Cumalının hikayelerinde Edebiyatımıza girmiştir. 2. Meşrutiyet biraz da bu ayaklanmaları durdurmak amacıyla ilan edilmiştir.

1905 te İngilizler ve Ruslar    Reval şehrinde toplanır ve Osmanlıyı paylaşma planları yaparlar. Bu Osmanlıda duyulur. İstanbulda protesto yürüyüşleri olur.

1890 lardan başlayarak Ermeni isyanları olur. Amaç Türkleri galeyana getirip, yanlış işler yaptırmak ve batının müdahelesini temin etmektir. Ama Türkler bu oyunlara düşmez.

1910 larda Yemen isyanları, 1911 de Trablusgarp harbi, 1912 de Balkan harbi olur. Balkan harbi Rusyanın Balkan devletlerini kışkırtması ve desteklemesiyle çıkar. Balkan harbinde İngiltere Türkiye yenerse, Balkan devletleri aleyhine Toprak kazanımlarını onaylamayacağını söyler. Ama Balkan devletleri yener. Türkiyeyi Balkanlarda bitirir ve Edirnenin gerisine atarlar.İngiltere, Fransa,Rusya  vb. bütün batı devletleri Osmanlı yenseydi kabul etmeyecekleri durumu, Balkan devletleri yenince anında kabul ederler.  Bu savaşta ordu komutanlarının birbirini tutmaması,  alaylı, mektepli kavgası nedeniyle birbirine yardım etmemesi nedeniyle Adriyatikten Edirneye kadar topraklar kaybedilir. Arnavutlar ayrılır. Osmanlıya yüzyıllarca sadık kalmış önemli bir müslüman unsurdur. Yazık olur.

Bundan dolayı Türkiye ordusu kendi mensupları içinde siyasi kamplaşmalara asla müsaade etmez. 12 Eylül öncesi Türkiyede ki sağ sol kamplaşmasında ordu mensupları asla bölünmemiştir. Sebebi Balkan savaşıdır.  

Balkan savaşında deniz savaşlarını hep Yunanlılar kazanır ve Ege adalarını Balkan savaşında alırlar. (Halkımız bu adaları Lozan da kaybettiğimizi sanır. Halbuki 1913 de kaybetmiştik. Örneğin İzmir Dikiliden Midilli adası çıplak gözle çok yakın gözükmektedir. Sadece Rauf Orbayın komuta ettiği Hamidiye zırhlısı bazı yararlıklar gösterir ama yeterli değildir. Savaştan sonra zamanın teknolojisine uygun iki tane zırhlı alınmak istenir. Halktan para toplanır. İngiltereye Ismarlanır. İngiltere zırhlıları yapar. Ama Birinci Dünya savaşı çıktığından , İngiltere ne zırhlıları ne de parasını geri verir. Osmanlı kazıklanmış psikolojisi içindedir.

Almanlar Osmanlının zararını karşılar. Yavuz ve Midilli zırhlılarını verir. Ayrıca Murat Bardakçının yazısına göre Osmanlının İngiltereye kaptırdığı parayı da olduğu gibi Osmanlı hazinesine öderler. Ondan sonra Enver paşa tamamen kendi şahsi insiyatifiyle Türkiyeyi savaşa sokar. Sadrazam Said Halim paşanın bile savaşa girildiğinden sonradan haberi olur.

Sonuçta Osmanlı Enver paşanın, hırsının, hayallerinin oynadığı büyük kumarın kurbanı olur.

MK. Bu savaşa girme taraftarı değildir. Enver Paşayı sevmez. Enver Paşa da onu sevmez. M.K. İttihatçılardan bir tek Cemal Paşa ile dostluk kurabilmiştir. Ordunun siyasete bulaşmasını istemez. Alman taraftarı değildir. Savaşa girilmemesini, çünkü Almanların yenileceğini illa girilecekse İngilizler yanında girilmesini savunur. Çünkü görünen köy kılavuz istememektedir.

Milli mücadelede Yunanı yendik ve kurtulduk. Ayrıca bir şansımızın da  Rus ihtilali olduğunu düşünüyorum. Eğer 1917 Rus devrimi olmaya idi, Anadoluyu işgal eden güçlerden biri Rus çarlığı olurdu. O zaman halimiz hiç iyi olmazdı. Rusyada rejim değişince İngilizler Ruslarla müttefiklikten çıktı düşman oldu. Onun için de İngilizler Sevr i uygulamak için ısrar etmediler. Diye düşünürüm.

Vahdettin ve M.K.A

MK. Nın Vahdettinle tanışmaları 1917 de bir Almanya seyahati dolayısı iledir. Enver Paşa Mk. Yı Filistindeki aktif komutanlığından alarak  İstanbula getirtmiştir. (Cemal Paşa ile birlikte olup kendisine darbe yapmak suçlaması ile görevden alarak. ) 15.aralık 1917- 5 ocak 1918 arasında Veliaht Şehzadenin Almanyaya yapacağı seyahat için MK. Da Veliahtın heyetinde görevlendirilmiştir.  Bu seyahatte birbirlerini tanırlar ve dost olurlar. Her ne kadar MK. Sonradan anılarında Nutuk ta falan  Vahdettinle bir dostluğu yokmuş gibi anlatmışsada bu  siyaset icabıdır. Gerçekte bu Almanya seyahatinden sonra birbirini yakından tanıyan iki dostturlar. Hatta Mk ya 1917 sonundan 15 ağustos 1918 e kadar görev verilmemiştir. O da bu sürede çoğunlukla İstanbulda kalmış sonra bir süreliğine Viyanaya, Karlsbad a gidip kaplıca tedavisi görmüştür.  

MK. Ancak Orduda aktif göreve Sultan Vahdettinin 2 Ağustos 1918 de padişah olmasından sonra atanmıştır. 15 ağustos 1918 de eski görevi Yıldırım Orduları bünyesinde 7. Ordu komutanlığıdır. Ardından  bir de Fahri Yaver-i Hazreti Şehriyari    unvanı verilmiştir.  Padişahın onursal yaveri demektir.  Benim şahsi görüşüm bu unvan Enver Paşaya mesajdır. Ey Enver paşa, ayağını denk al, ben bu komutanı tutuyorum, en güvendiğim komutandır, arkasında ben varım demektir.

 

Bu dostluk, bu onursal yaverlik, Birinci Dünya savaşına karşı olması, siyasette İngiliz taraftarı olması gibi faktörler MK. Nın 19.Mayıs.1919 da Anadoluya gönderilmesinin  en önemli sebeblerindendir.

MK. Nın özel yaşantısında  Saraya Damat olma çabası da vardır. O milli mücadele öncesi Saraya Damat olarak etkili bir yere gelmenin , güçlü olmak, Vatana hizmet edebilmek açısından faydalı olacağını düşünür. Aynen Enver paşa gibi. Enver paşanın yönetimde etkili olmasının , ittihat ve terakkinin en güçlü adamı olmasının sebebi saray damadı olmasıdır. Bu konuyu ben Necip Fazıldan okumuştum. Murat Bardakçı da programlarında ve yazılarında  bahsetmiştir. 

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=3802694 &p=2


Yıldırım Orduları

Yıldırım ordularına gelince Komutanı Liman Von Sanders di. MK. 7. Ordu nun başında idi.  Ama bu ordu Ekim başlarında Alleny kuvvetlerine yenildi. Şam ve Halep düştü. Yerli halk ta Allenby kuvvetlerini destekledi. Bu durumda MK. Padişaha telgraf çekerek Mütareke istenmesini önerdi. Çünkü durum gittikçe kötüye gidiyordu. Allenby ordusu Suriyeden sonra Anadoluya da girebilirdi.

30.Ekim 1918 de Mondros Mütarekesi imzalandı. Mütareke mucibince Osmanlı Ordusundaki Almanların görevlerini bırakarak Almanyaya dönme şartı vardı. Liman Von Sanders  30.Ekim de görevden ayrıldı. Yerine M.K. atandı. 7.Kasım da Yıldırım Orduları lağvedildi. M.K da 10 kasımda İstanbula hareket etti.

Yıldırım orduları lağvedilmekle birlikte buradaki askerlerin terhisinde mümkün olan hertürlü gecikme, oyalama yapılmış, bu askerler daha sonra Adana Dörtyol bölgesindeki milli mücadeleye katılmışlardır.

 

Herkese selamlar,



__________________
Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Yukarı dön Göster Saffet Metin's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Saffet Metin
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 5
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats