Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam,

bir katkı olsun istedim,

“İnnemê umirtu en a'bude rabbe hêzihi’l-beldeti, ellezî harramehê ve lehu kullu şey'in ve umirtu en ekûne mine’l-muslimîn(e). Ve en etluve’l-qur'êne. fe menihtedê fe innemê yehtedî li nefsihi, ve men dalle fe qul: innemê enê mine’l-munzirîn(e).”    (27:91-92)

selam ve dua ile

rıdvan

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

merhaba değerli kardeşim uyarıların için teşekkür ederim. inşaallah Rabbim beni daha iyi bir anlayışa ve bilince ulaştırır. Bırak arapçayı karekterlerini bile okumasını bilmem yanlız türkçe okunuşunda ayette geçen, birinde kabe diğerinde evim olarak çevrilen iki kelimeninde aynı olduğunu ve aynı olayı kasdettiği düşüncesindeyim. Nuh/28 ayetindeki beytinde şu anki düşüncemden farklı olmadığı kanaatindeyim. beytin bir yerde kurulu olan ev veya bir mescid olamasını kuranın temasına uyduramıyorum. Dedimya ben şimdi bu kadar görebiliyorum Rabbimden beni en doğrusuna ulaştırmasını diliyorum.

Çeviri yapanlar niye böyle çevirmiş bilmem ben kuranda anlatılmak istenen temaya dikkat ediyorum, yer ve kişi üzerinde takılmamaya gayret ediyorum. beni ilgilendiren bir kitapta başka mekan ve şahısların bana sadece örnek teşkil ettiğini düşünüyorum benim hayatım ve yaşam şartlarım farklı etrafımdaki her şey farklı birebir o dönemi yaşayabilme şansım yok. anca örnekleyebiliyorum kendime.

Şimdilik  düşüncem; güven yeri olarak yer yüzünde hiç bir binanın bunu sağlayamayacağıdır ve Allah'ında hiç bir yere bu ayrıcalığı vermeyeceğidir çünkü Allah adildir. 

sevgili Rıdvan abim bir imzan beni çok etkiledi ve derin düşüncelere gark etti, buna binaen ben önce kendi kabemi temizlemekle  o kabeyi korumakla ve  o kabenin sahibine teslim olmakla mesulüm. teşekkürler abi.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

baybora Yazdı: “İnnemê umirtu en a'bude rabbe hêzihi’l-beldeti, ellezî harramehê ve lehu kullu şey'in ve umirtu en ekûne mine’l-muslimîn(e). Ve en etluve’l-qur'êne. fe menihtedê fe innemê yehtedî li nefsihi, ve men dalle fe qul: innemê enê mine’l-munzirîn(e).”    (27:91-92) rıdvan

Sevgili Rıdvan,

Bu Belde Mekke'dir diyorsunuz yanlış anlamadıysam. Buna bir itirazım yok.

Burayı bizzat Allah muhterem kıldığı için mi insanlar ona hürmet ediyor, yoksa insanlar hürmet ettiği için mi Allah burayı (insanların diliyle)muhterem addediyor? Mesela Eyyup Sultan İnsanlar tarafından muhterem bilinen bir mekandır! Mesela Kerbela, mesela Zeyneb'in türbesi vs İnsanlarca muhterem birer mekanlar! Bu anlamda bir haramlık mı..? Çünkü bir mekanı Allah bizzat kendisi dokunulmaz kılıyor ve daha sonra da buna dokunulabiliniyorsa bu Allah tartışılır olur. Aksi halde AllahIn bu sözünün anlamının / anlaşılmasının tartışılması kaçınılmazdır.

Kuran'da defaatle geçen El-Mescid'ul-Haram için ne diyorsunuz ? Burası bu belde olan Mekke midir (şahsen ben bu düşüncedeyim, çünkü ayetler hep bunu gösteriyor) Mekke'deki tapınak mıdır?

Not: Özelime yazdığınız soruya cevap yazdıydım ama bir tepki vermediniz!

Muhabbetle.

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Merhabalar

Sayın Rıdvan bey;

Eğer kabul buyurursanız, hazır konu gelipte "mescid'ül haram" konusuna takılmışken sayın Haktansapmaz'ın sorusuna ilaveten, bir soruda ben eklemek istemiştim. Şöyle ki:

17/1 de buyrulan "mescid-il haram" mı, yoksa "mescid-il aksa" mı daha fazla mübarek ve hürmet edilesi? Neden?

Ayrıca 2/115 hakkındaki düşüncelerinizi de kısaca alabilirmiyiz?

Teşekkür ederim.

Muhabbetle...

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam,

Bir temellendirme yaparak başlamak istiyorum;

“göstergeye bir değer/anlam yerleşebilmesi için toplum zorunludur. Değeri/anlamı yaratan yalnız toplumsal kullanım ve genel onaydır. Birey tek başına hiçbir değer/anlam yerleştiremez” (ferdinand de saussure, Genel dilbilim dersleri, birey ve toplum, 1985, s.123)

“metinle muhatab olan kişi, onu anlarken yada yorumlarken dilin oluşturucu kurallarını dikkate almak durumundadır, çünkü kurallar en azından doğru yorumu belirleme yolunda vazgeçilmez ölçütlerdir. Aksi bir varsayımın geçerli olması, bizim doğru ve yanlış üzerinde konuşmamamız anlamına gelir.”  (“özel bir dilin” olabilirliği sorunu ve Kur’an’a anlam vermeye çalışmak, Recap Alpyağıl, tezkire, yıl 11, say, 27-28, 2002, s.151)

O halde;

“Hill”, “Arube günü” “Haram aylar”, “Malum günler”, “hac menasiki”, “Îlêf”, “Car/civar” vb. kavramlar “Kur’an’ı Kerim inmeden önce” ilk anlayan öznelerin bildiği ve uygulaya geldiği şeylerdir.

Kur’an’ı Kerim Arabın “ma’ruf”unu onaylamış “munker”ini reddetmiştir. (Kitab halkının geleneği içinde geçerlidir 5:44,45)

Kendi mesaj bütünlüğünde; cari olan şeyleri bazen işaret etmiş, bazen düzeltmiş, bazen de detaylandırmıştır.  

O halde;

27:91-92 için Abdurrahman bey’in sorduğu soruya;

“İnsanlar hürmet ettiği için Allah(a.c) burayı muhterem addediyor” demek gereklidir. (yani "vahiy" bunu onaylamıştır)

Buna “Mekke’de ki tapınakta” dahildir.

Öğrenci98  kardeşimin sorduğu soruya ise;

Mescid-i Aksa’nın çevresinin mubarek kılındığını ayetten anlıyorum, mubarek olma nedenini ben “vahiyle” ilintisine bağlıyorum.

2:115’in “kıble” değişikliği ayetlerin bağlamıyla ilintilendiriyorum. Abdurrahman bey’le ayrıldığımız noktalardan biride budur.

Not: Abdurrahman bey, özelinize teşekkür ederek tepki vermiştim, ulaşmadıysa özür dileyip, tekrar teşekkür ederim.  

Selam ve dua ile,

rıdvan

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

Selam Rıdvan;

Verdiğin yanıt için teşekkür ederim. 

İkinci sorum Mescid-i Haram'ın ne/neresi olduğu ile ilgiliydi, yanıtsız bırakmışsınız!

Not: İkinci iletiniz bana hala ulaşmış değil. Cevabi iletim size ulaşıp ulaşmadığını bilmek için sorduydum. 

Muhabbetle. 

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam abdurrahman bey,

Gözden kaçırmış olmalıyım Mescid-i Haram'ın "beyt'el-haram ve çevresi" olduğuna inanıyorum. Yani Kabe ve çevresi

48:24, 3:97, 5:97, 9:28 ayet-i kerimelerin buna işaret ettiğini düşünüyorum

not: Cevabi yazınız bana ulaştı herhangi bir itirazım olmadığı için teşekür eden bir yazı yazmıştım, bir sorun olmuş olabilir.    

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam,

meramım anlaşılması için bir iki ayet-i kerime ilave;

48:24 (Mekke), 3:96 (Bekke), 6:92 (Umme'l-qurâ), 14:30 (Hazê el-belede êminên), 95:3 (Hazê'l-beledi'lemîn), 27:91, 28:57, 29:67, 14:37,

47:13, 28:85,

selam ve dua ile,

rıdvan

Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP

selam..

değerli Rıdvan ve Abdurrahman abi madem konu mescidi harama girdi

isra 1 de götürüldüğü bahsedilen resul kim.?

buna olumlu bir cevap bulunduğunda belki mescildil haram veya mescidli aksa çözümü kolay olabilir.

belkide mescidli haram bir tane değildir, belkide mescidil haram yasaklanmış itaatlerin adıdır.

zira ben o ayette götürülen resulun Musa a.s olduğunu düşünüyorum firavunun itaat edilmeyecek/edilmemesi gereken ortamından medyene gitme olayını ve orada risalet görevini alması olarak düşünüyorum. Kasas suresindeki gelişmeleri bu ayet ile ilişkilendiriyorum.

belkide yanılıyorum. Muhammed a.s dı götürülen, ama hiç daha bunu ilişkilendirebileceğim konu bulamadım kuranda.

sevgili arkadaşlarımdan bununla ilgili görüşlerini yansıtmalarını bekliyorum.

selamlar...