Yazanlarda |
|
Sinan_25 Ozel Grup
Katılma Tarihi: 24 eylul 2005 Yer: Almanya Gönderilenler: 333
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selam.
Kur'an-da "ve+la" öbegi ne anlamdadir? Görevi nedir?
Bir zaman "Resul ve Nebi"
konusunu irdelerken, "vela"
öbegi'ne farkli Ayetlerde denk gelmeme ragmen,
ayriyeten üzerinde
yogunlasamamistim. Ne zaman'dir "Salat"
kavramini Kur'an-dan anlayip ögrenmeye calisiyorum, derken yine "vela" ... ile yüzlesiverdim.
Benim bu yazida ki cabalarim ve bundan cikarabilecegim
sonuc/lar, herseyden önce bizzat beni baglayacagi gibi, yukarida sözünü
ettigim iki ayri konuya, kendi acimdan yalnizca birer yaklasim olabilir. Eksikligim ne kadar ise, yanilma
payimda en az bir o kadar
olacaktir.
Öncelikle örnek bir Ayet:
88. Sure (Gasiye) - 7. Ayet:
- La
yüsminü ve-la yuðniy min cu'in.
- Ne besler ne(de) açlýktan kurtarýr
Vela, kisaca "ve + la", ve
baglaci + olumsuzluk kelimesi'nin birlesimi'dir. Arapca'da "la"-nin,
birden fazla islevi oldugu söylenir. Belki de en sýk rastlanan türü,
olumsuzluk yükleyen bir koşaç görevini aliyor olmasidir, burada da
oldugu gibi.
Bir önceki Ayet, " Dari' "
adinda bir Diken'den söz
etmekte, bu Diken "degildir(la) besleyici
ve-degildir(vela) acligi giderici". Böylelikle: "Ne
besleyicidir nede acliktan kurtarir/acligi
giderir"
Yemek yiyen insan, doyar ve bir süreliginede olsa acliktan kurtulur.
Oysa burada tek bir besin kaynagi var, ki, kisi bunu
yesede yemesede sonuc degismeyecek.
Alternatif ceviriler:
"Beslemez, acliktan da
kurtarmaz."
"Besleyici degil, acliktan
kurtarici degil."
"Beslemedigi gibi acliktan da
kurtarmaz."
Ve saire... Ceviri modeline göre -da -de gibi eklemelerin gereksinimi dogabilir.
Bu noktaya daha sonra degincecegim insaAllah.
* *
Türkcemizde "ne-nede"
kalibi var'dir. Ki, bu tür kaliplar sonuc
bakimindan genelde olumsuz'dur, özellikle de ev-bark, yer-yurt gibi kavramlar bir arada kullanildiginda. Örnegin:
- "Ne param var ne pulum"
- "Ne ekmek var ne aþ"
- "Ne atim var ne sabanim"
- "Ne evim kaldi ne barkim" (ya da "ne evim var ne barkim")
- "Ne yerim var ne yurdum" ve saire...
Genelde ikili kavramlardan biri
digerine göre daha genel, özel, ya da genis kapsamli diyelim,
olabiliyor.
Kavramlar bir birini güclendirici, bir biriyle
dogrudan baglantili. Ikili kavramlar arasinda en az bir fark olmasina
ragmen, ya islevi acisindan ya da (zaten) sonuc bakimindan es anlamli/es görevli kavramlar'dir.
Yukarida ki örneklerden farkli denebilecek ayri bir örnek
var, mesela "ne ölüyüm ne diri".
Diriligin zitti, ölü olmaktir. Gercek anlamda ele alinsa,
kisi, ara bir yerdedir ve sonuc bakimindan "ölü-diri" es
anlamlilik arz eder.
Görüldügü gibi, agirlik ikili kavramlarin veya aralarinda ki farkin üzerinde durmuyor. Bu kismi kapatmadan önce, dikkat
edilmesi gereken hususlardan biri:
Ne-nede türünde söylemlerde, "ne" edati zaten olumsuzluk yüklerken,
ayriyeten olumsuz yüklemde bulunmak yanlistir, örnegin:
"Ne Ahmet, ne Mehmet gelmedi"
(yanlis)
"Ne Ahmet, ne Mehmet geldi"
(dogru)
Bu yanlisi bende bir cok yerde yaptim. Bir diger husus, kelime yüklemi ile mana bakimindan yapilan yüklemi
ayirt edebiliriz. Örnegin:
"Ahmet canindan oldu." Kelime yüklemi olumludur, fakat Ahmet ölmüstür.
Ahmet'in ölümüne üzülenler olabilecegi gibi sevinenlerde olabilir,
hata
birisi yalan söylemiste olabilir. Söylem icerigi kisiye göre farkli bir
anlam tasiyabilir, fakat kelime yüklemi konu icerigi ile endeksli
degil,
düsmani söylesede Ahmet öldü diyecek, dostlarida söylese öldü/vefaat
etti diyecek, dolayisiyle kelime yüklemi olumludur.
* *
Kur'an-da da "ne-nede" kalibina benzer kaliplar var, kalip yerine
yöntem, stil diyebilirim. Tanimlamasi önemli degil, önemli olan hedef
dilde, ki bu durumda Türkce, benzer bir yöntem'in varligi ve verilen
mesajin aslina yaklasma cabasidir.
A'la
Suresi, 13. Ayet:
- Sümme la yemütü fiyha ve la yahya.
- Sonra orada ne ölür ne de hayat
bulur. (ya da) Orada ne ölür; ne de
yaþar/Orada ölmez, yasamaz da.
Kisi, "en büyük ates" 'e yaslandiginda(ki bir önceki Ayetin
cevirisinden),
ne ölecek nede hayat bulacak.
"ölü" ile "ölüm"
bir birinden farkli'dir. Ölüm
bir sürectir, "ölü olmak" ise bir olasilik/durum'dan ziyade ölüm
sürecinin neticesidir/sonucudur. Örnegin "Yasiyorum" kelimesi bir cok
anlam tasiyabilir. Ya genel anlamda yasiyorum, ya bir sýkýntý
yasiyorum, ya güzel günler yasiyorum, ... ve saire, ya da "ölüm
sürecini
yasiyorum.
Ölümü yasamak, genel anlamda "yasiyorum" anlamini ters yüz
eder. Kaba örnek, ölmeden önce 24 saat boyu ölüm süreci icinde olup ölümle
pencelesen insanlar, artik yasamiyordur, hayatin icinde degildir,
sýkýntýdadýr, azaptadir ama ölmüste degildir, iki durumun tam ortasina
gelmistir. Dünya hayatinda, yine zaman süreci ile, ölüm süreci bir yere
kadar sürüp noktalanmakta, fakat Ahiret hayatinda bu sürecin, Allah
biliyor daha siddetli olasiligi ile, kimin neyi ne kadar cekecegini Allah bilir.
Konuyla ilgili:
"Orada ne ölür nede hayat bulur/yaşar"
ölmez, yasamaz/hayat bulmaz.... olumsuz yüklemdir.
"Ölü olmamak" ile "diri olmamak" arasinda bulunmak, icerik bakimindan
da tabi ki olumsuzdur. Bu olumsuzlugu gidermen'in yolu, ya hayat bulmak
ya da ölmektir. Her ikiside bir kurtulus yoludur, ne var
ki Ayete göre her iki durumdan hic birisi gerceklesmeyecek. Yani burada
da
sonuc bakimindan, her iki kavram es
anlamli'dir.
* * *
Ayri bir örnek, Kafirun Suresi:
Kul ya
eyyühel kafirun
La
a'büdü ma ta'büdun
Vela
entüm abidune ma a'büd
Vela ene abidün ma abedtüm
Vela entüm abidune ma
a'büd
Leküm diynüküm ve liye din
- De ki: "Ey kâfirler!
- Ben sizin kulluk ettiðinize kulluk etmem.
- Siz de benim kulluk ettiðime kulluk edenler
deðilsiniz.
- Ben sizin kulluk ettiðinize kulluk edecek
deðilim.
- Siz de benim kulluk ettiðime kulluk edecek
deðilsiniz.
- Sizin dininiz size, benim dinim bana!
Ceviri söylede olabilir:
- ne ben ...... ne/nede siz .... * ne ben .... ne/nede siz ....
Bu örnekte "vela" cümle
ortalarinda degil, Ayetlerin basinda yer aliyor. Buna dair ayri bir
örnek Mürselat Suresi 36:
- Vela
yu'zenu lehum feya'tezirune.
- Ve özür dilemeleri için onlara izin de
verilmez.
ve bir önceki Ayet, 35:
- Haza yevmu la yentikune.
- Bu, onlarýn konuþamýyacaðý bir gündür. (Bu, onlarin konusabilecegi bir gün degil'dir.)
Böylece: "Bu, (öyle) bir gündür ki ne
konusabilecekler nede
kendilerine özür dilemeleri icin izin verilir"
Her ceviri böyle mi olmasi gerekiyor? Tabi ki hayir, "vela" nin
islevini daha net göz önüne getirebilmek icin, arti, icerigin tamamini
daha iyi anlayabilmek icin bu sekilde cevirmek
faydali olabilir. Yukarida
ki örnekte de durum ayni, konusamayan kisi zaten özür
dilemek icin agzini acamaz, utanc icindedir, konusmaya yüzü yoktur ve
saire, sonucta konusmasini engelleyen birsey olacak. Konusabilselerde
izin verilmeyecek, izin
verilsede konusamayacaklar. Sonuc bakimindan yine olumsuz ve es anlamli.
Peki Kafirun Suresin'de durum
farkli midir?
Degil! Kafirun Suresinde, kalip icerisinde mesele kimin kime uyacak
olmasi degil .. bana uymus
olsalar (ya da tam tersi), zaten arada bir fark kalmaz, ihtimallerden
biri gerceklesmis ve böylece sonuc olumlu olurdu. Kimsenin kimseye uymamasi acisindan her iki tavir es anlamlidir.
Son bir örnek, Nebe Suresi
35. Ayet:
- La yesme'une fiyha laðven vela kizzaben.
- Orada ne bir boþ söz duyarlar ne de bir yalan
Bos bos konusmak ve yalan söylemek, hayirsiz bir mesguliyettir/emeldir, bu
bakimdan "bos konusmalar" ve "yalanlar" es anlamlidir.
Türkcemizden yine bir örnek vereyim:
"Ne eve geldin ne telefon actin!"
Bir yerden bir yere gitmek ile
telefon acmak,
bir birinin aynisi degil'dir, iki türlü fiil. Türkcemizde bile bu tür
kalip yapisinda, iki durum arasinda ki farkliliga vurgu yapilmiyor,
vurgu gereksinime/sonuca yönelik oldugu icin, iki deyim, fiil veya
kavram arasinda fark olsa bile, es anlamlidir.
* * *
Buraya kadar verilen örneklerde, "vela"
öncesinde hep olumsuz bir yüklem, öncü olarak mevcut idi. Örnegin
Kafirun Suresinde ilk öncü "La",
takiben ikinci olumsuzluk bir sonraki Ayette yer alan "vela", ikinci
öncü ise dördüncü Ayette, yani ikinci "vela"
ve devami yine bir sonraki, besinci Ayette yer aliyor.
Kalýp olarak: " La ... vela ... "
= " vela .... vela .... " = "
(ve-)ne ... ne/nede ... "
Ingilizce örnegi: " neither ... nor ... ",
Almanca örnegi: " weder ... noch
... "
1-Sonuc:
- "la", bir
edat'tir, arapcada atif yapilan kelime'nin basinda/öncesinde yer alir
ve "yoktur/degildir" gibi bir olumsuzluk yükler(negation/nefiy).
- "vela" öbegi, "ve" baglaci ile "la" edati'nin birlesimidir.
- ayni cümle icinde "vela" öncesi "la" gibi
bir olumsuz yüklemi var ise, ya da, Kafirun Suresinde oldugu gibi,
"la-vela" kalibi ayri Ayetlerde yer aliyorsa, "ne-nede"
kalibiyla cevirmek mümkün.
_ _ _
Peki, "vela" öncesi bir olumsuzluk yüklemi yok ise ne sekilde anlayabilirim?
Örnegin
Nuh Suresi 24. Ayet:
- Ve kad edallu kesiyren vela tezidizzalimiyne illa
dalalen
- Ve birçoklarýný yoldan saptýrdýlar.
Zalimlere kayýptan baþka bir þey artýrma.
Benzeri örnek, Bakara
Suresi 119. Ayet:
- Ýnna erselnake bil hakki beþirav ve nezirav
vela tüs'elü an ashabil
cehiym
- Biz seni, gerçekle,
müjdeleyici ve uyarýcý olarak gönderdik. Cehennem halkýndan sen sorumlu
deðilsin.
Her iki Ayette de, vela öncesi bir olumsuzluk yüklemi yok, aksine
olumlu yüklem var.
"Saptirdi-m, Saptirdi-lar..." olumlu yüklemdir. "Gönderdi-k" olumlu yüklemdir.
Fakat "artirma", "degilsin" olumsuz yüklemdir.
"vela" = "ve + la" olduguna göre,
olumsuz yüklem görevi ile, vela ayni
zamanda bir baglactir.
Türkcede,
beklenen'in zitti "ve" ile baglanmaz. Örnek:
"Ahmet ve/ile Mehmet geldi
ve Okan gelmedi."
(... "ve-degil" Okan geldi...)
Dogrusu: "Ahmet ve/ile Mehmet geldi ama/fakat Okan gelmedi."
Peki yukarida ki Ayetlerde "vela"-yi ne sekilde anlayabiliriz? Uygunsuzluk yaratsada
ilk akla gelen düsünce "ve-ama/ve-fakat"
öbegi olabilir. Ama Türkcede zaten ve-fakat anlamiyla es deger haline gelmis,
"ve-lakin" öbegi yer etmistir, ki buda arapca'dir.
Kur'an-da, "vela" ile "velakin" öbegi ayni anlamda kullanildigini henüz görmedim, ayni sonuca götürebilsede agirligi farkli olsa gerek.
"vela" ne "ve-lakin" -le nede "ve-fakat" ile es degerdir, cünkü "la" fakat/ama anlamlarina gelmiyor.
Her ne kadar dil kurallarimizca uygun
olmasa da, "vela" öbegini birebir cevirmek "ve+olumsuz yüklemi" ile olabilir:
Nuh
Suresi 24. Ayet:
- Ve kad edallu kesiyren vela tezidizzalimiyne illa
dalalen
- Ve birçoklarýný yoldan saptýrdýlar ve-artirma zalimlere
kayýptan/sapikliktan baþka (bir þey).
Bakara
Suresi 119. Ayet:
- Ýnna erselnake bil hakki beþirav ve nezirav
vela tüs'elü an ashabil
cehiym
- Biz seni, gerçekle,
müjdeleyici ve uyarýcý olarak gönderdik ve-degilsin (sen) Cehennem halkýndan sorumlu.
Sonuc
itibariyle, motamot ceviri genelde hedef dilde uygunsuzluk
yaratabiliyor, bu yüzdendir ki, meal sonucunda cümlenin ayrilmasi
ve/veya ayriyeten ek'lere gerek duyulmasi olagandir, örnegin:
- "Çok kiþiyi saptýrdýlar. Öyleyse, sen de zalimlerin þaþkýnlýðýný
arttýr ." (E. Yüksel meali)
- "Biz seni müjdeci ve
uyarýcý
olarak hak ile gönderdik. Yoksa sen cehennemliklerden ötürü sorguya
çekilecek deðilsin." (S.
Yildirim meali)
2-Sonuc:
- "vela",
bir baglac olmakla birlikte, beklenen'in
zittini
vurgulamakta.
- "vela", bazi Ayetlerde, özellikle siralama eyleminde yer alabiliyor,
ki,
ceviri yaparken virgül olarak degerlendirilebilir (örnek: 5/103,
9/29, 9/120, 11/31)
- "vela", yeni bir cümleye isaret ederek konu icinde konuya temas
edebilir(43/62)
* * *
Kur'an bize, ben x Ayette su cümleyi su yöntemle kullandim, öylesi bir
tarz'im var, bununla sunu demek istedim ve saire, demez, haliyle. Yani
Kur'an-in öyle bir iddiasi yok, izlenim okuyucuda dogar. Ayni
tarz/yöntem farkli yerlerde izlenim sonucu dogar. Edebiyatta bile yazar
okuyucularina yazi yönteminin tarifini yapmaz, farkli yöntem ve boyut
anlatimi ile mesajlar verir, derinlik kadar, acilimda bulunur ve saire.
Okuyucular da ancak yorumda bulunur ve yorumlar farkli olabiliyor.
Kisacasi, Kur'an-in böylesi bir konuda ben x yerde y yöntem ile
konustum gibi acikca bir iddiasi yok ise, okuyucunun hic bir iddiasi
olamaz, ancak izleniminden söz edebilir. Dolayisiyle benimkisi de bir
iddia degil, bir izlenimdir, yorumdur.
"... rasuliv vela nebiyyin ... "
Her ne kadar Rasul/Nebi konusunda kendi acimizdan bir yerer vardik,
Peygamberler arasi ayrim yapmiyorsakta, konuyla ilgisi oldugu icin gerekli gördüm.
Hac Suresi 52. Ayet:
- Ve ma erselna min
kablike mir rasuliv vela
nebiyyin illa iza temenna elkaþ þeytanü fi ümniyyetih fe yensehullahü
ma yulkiþ þeytanü sümme yuhkimüllahü ayatih vallahü alimün hakim
- Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o
bir þey dilediðinde, þeytan onun düþünce ve dileði içine bir þey atmýþ
olmasýn. Ama Allah, þeytanýn attýðýný siler, sonra kendi ayetlerini
muhkemleþtirir. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.
Buradaki "vela" ne anlamda'dir?
Bu Ayette "vela" ne yeni bir cümle öncüsü, ne dislama niteliginde
bir sayim eylemi olarak görev almakta(mesela: ne ahmet ne ali ne veli
ne haydar... ve saire), nede olumlu yüklem ile baslayan cümleyi olumsuz
yükleme baglamakta, aksine cümle'nin basi olumsuz yüklem ile basliyor!
" la ... vela ..."
kalibidir bu, bence! Cünkü "vela"
öncesi zaten olumsuz bir yüklem var: "Ve ma".
Ancak,
icerik bakimindan olumsuzluk kimin gönderilmis olup olmamasina
yönelik degil, olumsuzlugun agirligi Ayetin devami üzerine, ki "illa" ile baglanip
yönlendiriliyor, ücüncü asamada ise agirlik ortadan kaldirilyor.
Bu bana bir tür mekanizmayi andiriyor. Ayetin devami'ni kapatsak, "Biz
senden önce ne bir Resul nede bir Nebi
gönderdik" anlamiyla sonuclanir, sadece kelime bazinda degil,
icerik bakimindan da olumsuzluk tamamen Ayetin ilk
kismina binerdi.
Böylelikle, Peygamberimizin ilk ve tek resul/nebi oldugu, ondan önce
hic bir resul'ün/nebi'in gelmedigi mesajini alirdim. Farz edelim
ki Ayetin yalnizca ilk kismini ele aldik ve sadece bu mesaji aldik ve farz edelim ki bu mesaj sadece
Peygamberimiz'in yasadigi toplumuna yönelik söylendi, yinede bir kanit
olamaz. Cünkü:
Kur'an-in neyi ne sekilde beyan ettigi önemlidir diyorsak buna cümle yapisida dahildir.
Ayrica, 5. Sure 19'cu Ayete
bakin, "bize ne bir müjdeci nede bir
uyarici geldi demeyesiniz"
diyor Allah. 5/19'da ki söylemin suanki konu baglaminda kime yönelik oldugu da
mühim degil, benim ilgimi ceken, o Ayette de vela öbegi'nin, " ma ... vela ... " kalibi icinde
yer aliyor olmasidir.
Kimler uyaricidir,
kimler müjdeci?
Bakara Suresi 213: "...
Allah Nebileri müjdeci ve uyarýcý olarak gönderdi"
Kehf Suresi 56: " ... Biz, resulleri sadece müjdeleyiciler ve
uyarýcýlar olarak göndeririz"
"Müjdeci ve Uyarici" = Nebi
"Müjdeci ve Uyarici" = Resul
Yukarida ki soru böylelikle can verdi. Tekrar 5. Sure 19'cu Ayete
bakiyoruz:
5. Maide - 19. Ayet: Y[a] ahla
alkit[a]bi qad j[a]akum rasoolun[a] yubayyinu lakum AAal[a] fatratin
mina a(l)rrusuli an taqooloo m[a] j[a]an[a] min basheerin wal[a] na[th]eerin
faqad j[a]akum basheerun wana[th]eerun wa(A)ll[a]hu AAal[a] kulli
shay-in qadeer(un)
Müjdeci ve Uyarici sifati "ma ... vela ..." kalibi ile ele aliniyor, yani bu Ayette bile her iki kavram es anlamlidir. Ve de Bakara-213 ve Kehf-56 ile, iki tür tanim, hem Rasullerde, hem Nebilerde toplaniveriyor.
Bu bir. Ikincisi:
Allah ayni dislama kalibini Hac-52'de
de kullanmis, ama ne sekilde kullanmis?
ALLAH diyebilirdi ki: "Biz senden önce de Rasul ve Nebi gönderdik, ne
zaman bir dilekte bulunsa...." seklinde olabilirdi. Ama neden böyle
dememiste, dislayici bir kalip icerisinde cümleye basliyor ve
yönlendiriyor, diye merak ettim.
Eger "ma" ya da "la" seklinde bir öncü olumsuzluk yüklemi olmasa idi,
"la-vela" kalibi meydana gelmeyecekti, dahasi, yine türkceden bir örnek
vereyim:
"Senden önce ne amir nede memur gönderdik ki, birsey dilediginde, belde
halki buna mani olmus olmasin."
Farz edelim ki amir ve memur iki tür, bir birinden ayri birer zümre.
Söylemin devamina baktiginizda dikkatinizi ne cekiyor? Amirde gelmis
olsa kasaba halki mani olacak, memurda gelse mani olacaklar. Halkin
tavri/eylemi acisindan amir = memur!!
Es görevli/es anlamlidir. Bakin kendi dilimizde dahi bu gibi
örneklerde, agirlik amirin memurun üzerinde degil, halkin
tepkisi/eylemi üzerine biniyor. Cümle arasinda ki "ki" yi ortadan
kaldirsam, cümle kopup agirlik dengelenecek, ki bu ikinci önemli noktadir, buna birazdan deginecegim.
Hac-52'nin agirligi Rasul ve Nebi kavramlarinin ayrimi üzerinde degil,
aksine, "la-vela" kalibi Ayetin ikinci kismina biniyor, odak nokta
Seytan'in faaliyeti, en son agirlik ise, Allah'in, seytan'in kattigini
ortadan kaldirip Ayetlerini saglamlastiriyor olmasidir.
Resul kimliginide ele alsak Seytan birseyler katacak, Allah geri
ortadan kaldirip Ayetlerini saglamlastiracak, Nebi kimliginide ele
alsak Seytan birseyler katacak.... kisacasi burada da es anlamlilik söz
konusu: Resul = Nebi.
Hac-52'de ki "la-vela"
kalibin'in bundan önceki (yazi basinda verdigim) örneklerden farki ise, bu Ayette ki kalibin
agirligi kendi bünyesi üzerinde durmuyor, arti, önemli buldugum ikinci noktaya simdi deginiyorum, kalibin yer aldigi
cümle bünyeside digerlerinden farkli. Ne acidan farkli?
Örnegin:
"Senden
önce ne Resul nede bir Nebi geldi ki, biz ona uymus olmayalim!"
... ne .... geldi nede ... geldi, ... uymus olmayalim, kisacasi her
ücü de olumsuz
yüklem, fakat aradaki "ki" baglaci ile toplaminda kelimelerin yüklemi ters
dönüme aciktir, bu tipki matemetikte ki (-) + (-) = + islemine benzer.
Böylelikle cümleyi:
"Biz senden önce gelen resule de,
nebi'ye de uyduk" seklinde bastan degistirebilirim. Söylemi ben
bu sekilde degistirerek, 1.
"ne-nede" kalibini ortadan kaldirdim,
2. agirlik Rasul ve Nebi ayrimi üzerine bindi.
Halbu ki söylemi degistirmeden ele almis olsam, Resul ve Nebi
kelimeleri söylemin devami üzerine binip es anlamlilik kazanacak.
Sonuc itibariyle, Hac-52'de
ki kalip, kalip olarak diger örneklerden farkli degil, ancak
buradaki kalibin icerik agirligi kendi üzerinden aliniyor, Ayetin devamina
yönlendiriliyor, oradan tekrar ikili kavramin bütünlük arz ettigine
gönderme yapiyor, ve nihayetinde olumsuzluk bertaraf edilip ortadan
kaldiriliyor. Allah seytan'in attigini silip Ayetlerini
saglamlastiriyor.
Elimde ki o kadar meal arasinda sadece "Emalili orjinal meali", "ne-nede"
kalibiyla
cevirmis, fakat "ne-nede" kalibina ragmen gönderdik yerine göndermedik
diyerek, ayriyeten olumsuz bir yüklem var. "Fizilalil Kuran" meali
ise, Ayetin ilk kismini tamamen olumlu yüklem'den hareket ederek
tersine cevirmis(az önce bu konuya temas
ettim), haliyle sonrada bütün resuller ve nebiler diyerek cevirmek zorunda
kalmis, böylece agirlik tersine tepmis.
* * *
Kaliplarin neden kullanildigini
neden bu kadar önemli buldugumu farkli yollardan kendimce izah etmeye
calistim.
Es zamanli olarak Salat
konusunuda bir noktaya kadar isledim, Salat'in ne anlama gelebilecegi
konusunda da kendimce simdilik bir sonuc cikardim diyebilirim, Allah'a
sükür. InsaAllah zamani gelirse yeterli buldugum kadariyla
tamamlayabilirsem bu konuyuda asip paylasmak isterim.
Konu icinde orada burada hatalarim vardir, olabilir. Dikkatinizi cekerse bana da bildirin lütfen.
Allah razi olsun
Dua ile
___
Faydalandigim kaynaklar:
Yüzde 80% islenmis Kur'an sözlügü(malesef Türkce yok): http://www.emuslim.com/quran/English80.asp
Osmanlica sözlük: http://www.maxtr.com/icerik/
Furkan-1: http://www.furkan-1.org/
Hayran:
http://www.gezginler.net/modules/mydownloads/singlefile.php? download=hayran&lid=1736
Quran Viewer 2.910:
http://www.soft32.com/download_4097.html
Türkce online sözlük:
http://www.turkcesozluk.org/search.php?word=&kno=60554&a mp;a mp;a mp;a mp;record=0
Türk Dil Kurumu: http://www.tdk.gov.tr/tdksozluk/sozara.htm
Not: Ufak defek yazi hatalarini gidermeye calistim, yine de orada
burada hatalar olabilir, mühim olan icerik hatasidir, yineliyorum,
dikkatinizi ceken bir nokta olursa bana lütfen bildirin.
|
Yukarı dön |
|
|
Tunboga Katilimci Uye
Katılma Tarihi: 03 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 66
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Hanif dostlara selam !
Kardeş emeğine sağlık , vakit bulsam da araştırma yapsam dediğim konulardan biri buydu !
Arabça bilmiyorum , Arabça kelimelerin karşılığı nı Türkçeye çeviren meal im var fakat araştırmak için zaman zaiyatı oluyor. ma eki beni düşündürür , ilk zamanlar sanki Türkçe deki caydırıcı fiil olan , ma kelimesine benziyordu , hani onu yap-ma , bunu yap-ma gibi fakat ma kelimesi ile karşılaştıkça yokluk anlamında kullanıldığınıda fark etdim örneğin Ve ma - Ve yoktur , fakat bakıyorum Vel - ile , manası kalimesinide veriyor halbuki ma tekbaşına kullanıldığında şey anlamı verdiği de oluyor kısım anlamı verdiği de oluyor ... sanırım kendime biraz vakit ayırdığımda veri kaynağımı çoğaltmalıyım.
Bilgisayardan okumak gözümü rahatsız etdiğinden , konuyu yazıcıdan çıkardım , kapsamlı okuyacağım teşekkür sunuyor ve Allah dan İlmini artırmasını diliyorum.
__________________ Cinn 20= Deki Şüphesiz ben ancak Rabbime ibadet ederim ve O'na hiç kimseyi ortak koşmam
|
Yukarı dön |
|
|
|
|