Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
KUR’AN HAKKINDA DÖRT ŞEHADET
1. Şii (Caferi) Müfessir Tabatabai’den
“Müminlerin Emir’i İmam r. (Hz. Ali-çev) Kur’an’ı nüzul sırasına göre derleyen ilk kişi olmasına, Kur’an’ı derleme çalışmalarının her ikisini de benimsememesine rağmen ve onlara katılmamasına rağmen (derlenmiş) Mushaf’a hiçbir şekilde muhalefet etmemiş, kendi hilafeti döneminde bile (aleyhinde) herhangi bir söz sarf etmemiştir.
“Ali’nin evladı ve halifeleri olan Ehl-i Beyt imamları (ra) da herhangi bir muhalefet göstermemişler, bu konuda –en yakınlarına bile hiçbir şey söylememişlerdir. Aksine, onlar da hep bu Mushaf’tan faydalanmışlar; taraflarına da herkes gibi bu Mushaf’ı okumalarını emretmişlerdir.”
(El-Quran fi’l-İslam. M.Huseyn et-Tabatabai 2B.,Beyrut,1978 B.137)
“Evet, bugün elimizde bulunan Kur’an, -hiçbir tahrif ve tağyire uğramaksızın – şerefli Nebi’ye (s) inen Kur’an’ın aynısı olduğuna en açık delil, kendisi için zikrettiği vasıfların geçmişte olduğu gibi bugün de mevcut olmasıdır.” (Aynı eser, s.139)
2. Şii (Caferi) Alim Ebu Ca’fer el-Qummi’den:
“Bizim, Kur’an hakkındaki inancımız şudur: Kur’an Allah’ın kelamı, vahyi, indirmesi, sözü ve kitabıdır.”
“Yüce Allah’ın Nebisi Muhammed’e –Allah’ın salat ve selamı üzerine olsun- indirdiği Kur’an, iki kapak (deffeteyn) arasındadır; insanların elinde olandır ve bundan fazla değildir. (...) Bizim, Kur’an’ın bundan (mevcut halinden) fazla olduğunu söylediğimizi ileri süren, bir yalancıdır.”
(Şii-İmamiyye’nin İnanç Esasları, -Ebu Ca’fer el-Qummi (ö.381/9914), Çev: Ethem Ruhi Fığlalı, İlahiyat Fak. Ankara,1978, s.98ve99)
3. Ayetullah Murtaza Mutahhari’den
“Kur’an, (...) aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, hiçbir şüphe kapmadan bugüne kadar sapasağlam kalmış tek kitaptır.”
“şu anda hiçbir kimse, Kur’an için başka bir nüshasının da bulunduğunu iddia edemez. Nitekim şu ana kadar hiçbir kimse, hatta bir müsteşrik bile çıkıp da ‘Kur’an’ı tanımak için önce en eski nüshalar peşine gidip onlarda neler olup olmadığını öğrenmeliyiz’ diyememiştir.”
(Kur’an Üzerine – Ayetullah Murtaza Mutahhari, Çev.: Ali Hadi, İslami Tebliğ Teşkilatı, Tahran, 1984, s.22)
4. Müsteşriklerin Şehadeti
Her şey, Osman Kur’an’ının eksiksiz ve doğru olduğunu göstermektedir. Bu imtiyazları dolayısıyla Osman metni İslam topluluğunda çabucak ve kolayca kabul edilmiştir.”
“Şimdi elimizde bulunan Kur’an’ın biçimi, esas olarak Peygamber’in vefatından sonra iki-üç yıl içinde oluşmuştu.”
“Osman metni Hafsa nüshasının bir kopyası olduğuna göre Kur’an Ebubekir ve en geç Osman’ın yönetimi sırasında bitirilmiş olur. Mamafih bu işleme muhtemelen sadece surelerin kompozisyonu ve sırasına özgü kalmıştır. Tek tek vahiylerin, Peygamber’in bıraktığı veya yazdırdığı şekilde kâğıda geçirildiğinden emin olabiliriz.”
(Kur’an Tarihi – Th.Nöldeke, Fr.Schwallly, Düzenleyen: Muammer Sencer, İlke Yy., 1970, s.111,141)
5. Bir itham – Bir savunma
Hz. Osman hakkında:
“O, halkı, Zeyd b. Sabit’in kıraatıyla çoğalttığı Kur’an nüshalarını okumaya zorlamış, bunu sağlamak için de diğer Mushafları yaktırmış ve böylece Kur’an olarak inzal olunduğunda hiç şüphe olmayan Resul’den alınmış şeyleri yok etmiştir. Eğer bunları yapmak caiz olsaydı daha önce Resulullah (s) Ebubekr (r.a) ve Ömer (r.a) yapardı...”
İthamını yapanlara karşı Şii Buveyhi’ler döneminde başkadılık yapmış olan Mu’tezili alim Abdu’l-Cebbar (ö. 415 H) aşağıdaki savunmayı yapmıştır:
Onun (Hz. Osman’ın), Müslümanları tek bir kıraat üzerinde toplaması, Kur’an’ın korunması ve emniyete alınmasıdır; halkın, Kur’an hakkındaki ihtilaf ve nizalarına son verilmesidir.
“Eğer bu gerekli olsa idi Resulullah yapardı” mantığı doğru değildir. İmamın yaptığı işler de Resulullah’ın (s) yaptığı işler gibi geçerlidir. Çünkü bu konuda şartlar değişmiştir. Nitekim Ömer’in (r) de bu işi yapmağa niyetlendiği ve fakat gerçekleştiremeden öldürüldüğü rivayet edilmiştir.
Hiç kimse “Osman’ın (r ) (diğer) Mushafları yok etmesi dine saygısızlıktır” da diyemez. Nasıl Resulullah zamanında zarar ve küfür gayesiyle bina edilmiş bir mescidi (Dırar mescidi) yıktırmışsa Mushafların da (buna benzer bir endişeyle) yakılmasında beis görülemez.”
(Nehcu’l-Belağa Şerhi – İbn Ebi’l-Hadid, Beyrut, tsz, c.1, s.237)
.....................
Kur'an ve Sünnet üzerine Makaleler, Hikmet Zeyveli, Bilgi Vakfı Yayınları s.209-211
__________________ ebubatul
|