HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: Hz. Muhammed müstesna bir Resuldür Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Hz. Muhammed müstesna bir Resuldür.

 

Amacım elçilerimizi yarıştırmak değil. Kimini kimine tercih etmek yada üstün tutmak da değil. Hepsi birbirinden güzel, güzide, seçkin, mümtaz, muazzez insanlardır. Hepsi bizim peygamberimizdir.

 

Kur’anda bize anlatılan örnek tavırları hepimiz için örneklik teşkil eder. Amacım, Hz. İbrahim’i ısrarla öne çıkaran buna mukabil Hz. Muhammed’i küçümseyen zavallı bir zümrenin bu iddialarının saçmalığını bir nebze de olsa göstermektir.

 

 Resullerimizin hepsi güzel insanlardır ama Allah kimini kimine üstün kılmıştır. Bazılarıyla konuşmuş bazılarını da derecelerle yüceltmiştir.

 

 Bakara 253. İşte resuller! Biz onların bazısını bazısına üstün kılmışızdır. Allah, onlardan bazısıyla konuşmuştur. Bazılarını da derecelerle yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık ayetler verdik ve onu Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler, açık-seçik mesajlar kendilerine ulaştıktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak tartışmaya girdiler de içlerinden bazısı iman etti, bazısı küfre saptı. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ne var ki, Allah dilediğini yapıyor.

 

 Allah ile bazı Resullerinin arasını ayırmak, birini ötekine tercih etmek, kimine inanıp kimini inkar etmek yasaklanmıştır.

 

 Bakara 285. Resul, Rabbinden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiçbirini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdi: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabbimiz. Dönüş yalnız sanadır."

 

 Nisa 150. Onlar ki Allah'ı ve O'nun resullerini inkär ederler, Allah'la O'nun resulleri arasını açmak isterler de "bir kısmına inanırız, bir kısmını inkâr ederiz" derler; böylece imanla inkâr arasında bir yol tutmak isterler.

 

 Nisa 152. Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir.

 

Buraya kadarki kısımdan anlıyoruz ki;  Peygamberlerin kimini kimine tercih etmek bu anlamda ayrım yapmak yasaktır ve kimi peygamber kiminden üstün, faziletli kılınmıştır.

 

 Şimdi Hz. Muhammed’le alakalı ayetlere bakalım.

 

 Kalem (3-7) Senin için kesintisiz bir ödül var. Ve gerçekten sen, çok büyük bir ahlak üzerindesin. Yakında göreceksin, onlar da görecekler, Hanginizmiş fitneye tutulan, deliren! Senin Rabbin, evet O'dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen.

 

Hz. Muhammed ÇOK BÜYÜK BİR AHLAK ÜZERE olduğu vurgulanarak KESİNTİSİZ ÖDÜL sahibi olarak ilan edilen TEK resuldür.

 

Enbiya 107. Ve biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik.

 

Hz. Muhammed ALEMLERE RAHMET olarak gönderilen TEK resuldür. Diğer peygamberler bir aileye, bir kavme, bir millete gönderilirken Hz. Muhammed ALEMLERE RAHMET olarak gönderiliyor.

 

Ahzap 21. Yemin olsun, Allah resulünde sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah'ı çok ananlara güzel bir örnek vardır.

 

Ahzap 56. Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e salat ederler/destek verirler/onun şanını yüceltirler. Ey inananlar! Siz de ona destek olun/onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin.

Ahzap 57. Allah'ı ve resulünü incitenleri Allah dünyada da âhirette de lanetlemiştir. Onlar için, alçaltıcı bir azap da hazırlanmıştır.

 

Hz. Muhammed ALLAH’IN VE MELEKLERİNİN SALAT+SELAM ETTİĞİ tek Resuldür. Sadece bu husus bile Hz. Muhammed’i küçümseyen zavallılara verilecek tokat gibi bir yanıttır.

 

Hz. Muhammed bazı peygamberler gibi –kesin inananlardan olması adına- mucize istememiştir.

 

Bakara 259. Ya şu kişi gibisini görmedin mi? Çatıları çökmüş, duvarları-damları yere inmiş bir kente uğramıştı da şöyle demişti: "Allah şurayı ölümünden sonra nasıl hayata kavuşturacak?" Bunun üzerine Allah, o kişiyi yüz yıllık bir süre için öldürmüş, sonra diriltmişti. "Ne kadar bekledin?" demişti. "Bir gün veya günün bir kısmı kadar bekledim." dedi. "Hayır, dedi, aksine sen, yüz yıl kaldın. Yiyeceğine, içeceğine bak! Henüz bozulmamış. Eşeğine bak! Seni insanlara bir ibret yapalım diyedir bu. Kemiklere bak, nasıl yerli yerince düzenliyoruz onları ve sonra et giydiriyoruz onlara." İş kendisi için açıklık kazanınca şöyle dedi o: "Allah'ın her şeye kadir olduğunu biliyorum."

Peygamberimiz buradaki Resul gibi ölülerin nasıl diriltileceğini görmek ve böylece şüphelerini izale etmek istememiştir.


Bakara 260. Hani İbrahim de şöyle yakarmıştı: "Rabbim, göster bana, nasıl diriltiyorsun ölüleri?" "İnanmadın mı?" diye sordu. "İnandım, dedi, ancak kalbimin tatmin olması için ..." Allah dedi ki: "Kuşlardan dört tane al, onları kendine ısındırıp alıştır. Sonra her dağın üstüne onlardan bir parça koy. Sonra da onları çağır. Koşarak sana geleceklerdir. Bil ki Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

 

Hz. İbrahim kalbinin yatışması adına Allah’ın ölüleri nasıl dirilteceğini görmek istemiştir. Ama Hz. Muhammed buna ihtiyaç bile duymamıştır.

 

Araf 143. Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben."

 

Hz. Musa  belki de kalbinin yatışması adına Allah’ı görmek istemiştir. Ama Hz. Muhammed buna ihtiyaç bile duymamıştır.

 

İsra 1. Bütün varlıkların tespihi o kudretdir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye kulunu, gecenin birinde Mescit-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya/o en uzak secdegâha yürütmüştür. Hiç kuşkusuz, O'dur Semî' ve Basîr.

 

Allah’ın bazı ayetlerini göstermek için İSRA (gece yürüyüşü) yaptırdığı TEK Resul Hz. Muhammed’dir.

 

Necm 5-18. Ona (bu Kur'an'ı) üstün (oldukça çetin) bir güç sahibi (Cebrail) öğretmiştir.(Ki O,) Görünümüyle çarpıcı bir güzelliğe sahiptir. Hemen doğruldu. O, en yüksek bir ufuktaydı. Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi. Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı. Böylece O'nun kuluna vahyettiğini vahyetti. Onun gördüğünü gönül yalanlamadı.  Yine de siz gördüğü (şey) üzerinde onunla tartışacak mısınız? Andolsun, onu bir de diğer inişte görmüştü. Sidretü'l-Münteha'nın yanında.  Ki Cennetü'l-Me'va onun yanındadır. Sidreyi örten örtmekte iken,  Göz kayıp-şaşmadı ve (sınırı) aşmadı. Andolsun, o, Rabbinin en büyük ayetlerinden olanı gördü.

Yolculuk yaptırılarak Rabbimizin en büyük ayetlerine şahit kılınan, bu şerefe nail olan TEK Resul Hz. Muhammed’dir.

 

Sana özgü bir davranış olarak, gecenin bir kısmında, o Kur'an'la meşgul olmak üzere uyanık ol/uykudan uyan. Böylece Rabbinin seni övgüye layık bir konuma (Makamı Mahmuda) ulaştırması umulur. (İsra Suresi 79)

 

Niceliğini ve nasıllığını kimsenin bilemediği ÖVGÜYE LAYIK konumu elde edebilecek TEK Resul Hz. Muhammed’dir. Başka hiçbir Resul için böyle özel bir konumdan bahsedilmezken sadece Hz. Muhammed’e bu makam vaad edilmiştir. Bu makamı Allah övgüye layık görmüştür. Bu durum o makamı çok çok önemli kılmaktadır.

 

Hz. Muhammed’i küçümseyenler, ona laf sokmaya çalışanlar cahildirler. Cahil adamdan başkası bunu yapmaz. Bunu cahilliklerinden yapmıyorlarsa mutlaka bir kasıtları vardır. Hanifçilerin bu konudaki kasıtları nedir acaba? Bence Peygamberliğe oynamaktır.

 

Hz. Muhammed’i yüzünü ekşittiği için Haniflikten ihraç eden, bu hususu Peygamberliğine sürülmüş bir kara leke sayan zavallılara Allah Basiret, feraset ve iz’an, vicdan versin. Resullerimiz de insan olduklarından dolayı bazen zaafları olmuştur. Bu normaldir. Örneğin Hz. Musa sihirbazlarla olan karşılaşmasında Allah’ın kendi tarafında olduğunu bildiği halde korkmuştur. Bu doğaldır zira onlar da beşerdir. Bazı peygamberler toplumlarını bırakıp kaçmıştır bazıları da toplumlarının negatif tavırlarına illallah demiştir ve beddua etmiştir. Bunlar da onların insan oldukları gerçeği göz önünde bulundurulduğunda normal karşılanacak bir durumdur.

 

Not:

1- Bu konuda Mustafa İslamoğlu’nun Üç Muhammed isimli kitabını okumanızı öneririm. Kitapta indirgemeci ve yüceltmeci yaklaşım sorgulanmakta ve İnsan Muhammed gerçeği vurgulanmaktadır. http://www.mustafaislamoglu.com/

 

2- Konu hakkında ilk fikri veren AKİK dostumuza teşekkürler.

 

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Allah Hz. İbrahim’i dost edindiğini neden açıkladı?

Nisa 122- İman edip salih amellerde bulunanlar, Biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?

Nisa  123- Ne sizin kuruntularınızla, ne de Kitap Ehlinin kuruntularıyla değil. Kim kötülük yaparsa, onunla ceza görür; o, Allah'tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı bulamaz.

Nisa  124- Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır.

Nisa  125- İyilik yaparak kendini Allah'a teslim eden ve hanif (tevhidi) olan İbrahim'in milletine  uyandan daha güzel din'li kimdir? Allah, İbrahim'i dost edinmiştir.

Allah Hz. İbrahim’i dost edinmiştir. Aynı ayetten sadece onu dost edinmediğini de anlıyoruz. Çünkü Hristiyan, Yahudi, Müslüman herkese bu dostluğun yol ve yöntemini açıklıyor. Allah bu açıklamayı neden yapıyor? Çünkü kendi dostluğunu elde etmenin yegane usulü bu.

 

Allah Hz. İbrahim’i dost edindiğini neden açıklıyor? Çünkü Yahudiler ve Hristiyanlar kendilerinin Allah’ın oğlu ve Sevgilisi olduklarını iddia ediyorlar. İşte tam bu noktada bu saptırılan konuya Rabbimiz itirazını bildiriyor. Dinlerini şirk ve yozlaşmayla bozan ehli kitaba bu iddialarının yanlış olduğunu anlatıyor. Ve Allah’ın sevgisini, dostluğunu kazanmanın yegane yolunun Hanif (Allah’ı birleyen) olan İbrahimin yol ve yöntemi olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.

 

Maide 18 Yahudiler ve Hıristiyanlar dediler ki, biz Allah'ın oğulları ve sevgilileriyiz. De ki: "O halde, niçin size günahlarınız yüzünden azap ediyor?" Hayır, siz de O'nun yarattıklarından birer insansınız. Dilediğini affeder O, dilediğine azap eder. Hem göklerin hem yerin hem de bunlar arasındakilerin mülkü/yönetimi Allah'ındır. Dönüş de O'nadır.

 

Yahudiler ve Hristiyanlar Hz. İbrahim’i kendi taraflarında varsayıyorlar. Sadece kendilerinin Hz. İbrahim’in yolunda olduklarını ve bu yüzden Allah’ın sevgilisi olduklarını iddia ediyorlar. Ama yanılıyorlar;

 

"Ey Kitap ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?"   (AL-İ İMRAN SURESİ / 65)

 

Ehl-i Kitap doğru yola kılavuzlanmanın sadece kendi dinleriyle mümkün olduğu kanaatindeler. Hanif olduğundan dolayı Allah’ın “dostum” dediği Hz. İbrahim’in yolunda olduklarını iddia eden bu zümreler hanifliğin zıddı davranışlar sergileyerek şirk ve yozlaşma içine düştüklerini bile göremiyorlar. Bu körlüklerine rağmen Allah’ın oğulları ve sevgilisi olduklarını iddia edebiliyorlar. Halbuki Allah’ın dostluğunu kazanmanın yegane yolu Şirki terk etmek yani hanif olabilmekle mümkündür ancak.

 

"Yahudi yahut Hiristiyan olun ki dogruya kılavuzlanasiniz." dediler. De ki: "Hayır, öyle degil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, Ibrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi." (Bakara 135)

 

Allah’ın dostluğuna aday olabilmek için Hanif olan İbrahimin Milletine tabi olmak önşarttır. İbrahim atamızın yolunda olanlar ona uyanlardır ve Hz. Muhammed ve ona tabi olanlardır. Şüphesiz ki müminlerin tek VELİSİ, tek HALİLİ, tek DOSTU, tek YARDIMCISI Allah’tır.

 

İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi. Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin velisidir.   (AL-İ İMRAN SURESİ / 67-68)

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Hz. İbrahim Allah’ın özel yardımıyla hanif olmuştur

Hz. İbrahim de hanifliği Allah’ın özel yardımıyla bulmuştur. Haniflik ona da buldurulmuştur. O da hanif oldurulmuştur. Birilerinin şöyle bir iddiası var: Hanifliği aklederek kendisi bulan tek kişi Hz. İbrahim’dir. Bu birileri, bu bedbahtlar kendilerinin nasıl hanif oluverdiklerini bile bilmeyen bu zümre buradan yola çıkarak özellikle Hz. Muhammed’e bu mevzuda laf sokuyorlar. Şimdi ayetlere bakalım.

(EN'AM SURESİ / 74-81)

Hani İbrahim, babası Azer'e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum."  Böylece İbrahim'e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk.

 

Allah İbrahim Peygamberimize göklerin ve yerin melekutunu gösteriyordu. Özel, ekstra, takviye bir yardımla doğrular Hz. İbrahim’e de gösteriliyordu. Hz. İbrahim kavminin putlara sapmasının büyük bir yanlışlık olduğunu akledebiliyordu. Putlara tapmanın yanlışlığını sezmişti ve bu minvalde tepki ortaya koymuştu. Ama yanlışın yada yanlışların ne olduğunu bilmek doğrunun ne olduğunu bilebilmek anlamına gelmiyordu. Özel yardım işte tam burada devreye girmeliydi.

 

Hz. İbrahim de elçiliğe böylece hazırlanmalıydı.

 

Hiçbir insan pat diye, birdenbire, aniden Resul olamaz. Resul olabilmek için düşünen, araştıran, soruşturan bir zihne sahip olmak önşart. Yoksa postacıdan farkı kalmazdı peygamberlerin. Getirdiği mesajın içeriğini kavrayamayan ve o mesajı uygulamaktan aciz zavallı insandan peygamber olur mu hiç? Çölde ebleh ebleh gezen bir bedeviye gelmiyor elçilik görevi. Elçilik görevini icra edebilecek özellikte olanlara veriliyor bu kutsal görev. Daha doğrusu bu görevi alacak olanlar ezelde belirlendiği için dünyada da bu göreve onları hazırlayacak şartlar karşılarına çıkarılıyor.

 

Allah İbrahim’e yerlerin ve göklerin melekutunu gösterirken, Allah’ın bu özel yardımı sürerken, bu olağandışı durumun eşliğinde Hz. İbrahim yıldıza, güneşe, aya bakıyor ve sorguluyor. Yoksa birilerinin iddia ettiği gibi kendi kendine bu faaliyetin içine girmiyor. Evet bu gerçeği üstteki ayetin devamı olan şu ayetlerden anlıyoruz.

Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim rabbimdir." Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti. Ardından ay'ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum."   Sonra güneşi (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim rabbim, bu en büyük" demişti. Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım."  "Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim."

Bu ayetlerden anlıyoruz ki Hz. İbrahim’e yapılan özel yardım olumlu netice vermiştir. Ve Hz. İbrahim kendisine ilah olarak tanıtılanları yada İlah olarak vasfedilebilecek şeyleri sorgulamaya başlıyor. Düşünüyor, sorguluyor ve bu ilahların sahte olduğunu buluyor. Yanlış olanları birer birer eleyerek doğru olanı Allah’ın izni ve yardımıyla buluyor.

Allah’ın bu konudaki yardımını şöyle de düşünebilir miyiz acaba? Bir sınav düşünelim. Soruların cevapları çoktan seçmeli olsun. Bu çoktan seçmeli sınav yönteminde cevap şıklarından en az bir tanesinin doğru olması mecburidir. Bu doğru cevabı sınavı hazırlayanın oraya koyması gerekir. Allah da doğru cevabı diğer şıklar içine dahil etmiştir. Yardımın bir anlamı da bu olsa gerek.

Ve sonra Hz. İbrahim kavmine de bu gerçeği anlatmaya başlıyor. Mücadelesi start alıyor.

Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka.

Ayetten anlıyoruz ki Hz. İbrahim doğru yola kendiliğinden erişmemiştir. Onu da doğru yola=hanifliğe eriştiren Yüce Allah’tır.

Rabbim, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?"  "Hem siz, Onun haklarında hiç bir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde 'güvenlik içinde olmak bakımından' iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz."   

Şahsi görüşümdür. Eleştiriye ve yanlışlamaya açıktır.

Not: Ana tema konusunda AKİK dostumuza teşekkürler.

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
hanif
Yasaklı
Yasaklı


Katılma Tarihi: 31 mart 2005
Yer: Germany
Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı hanif

 

Hz. İbrahim Allah’ın özel yardımıyla hanif olmuştur

 

Ayetten anlıyoruz ki Hz. İbrahim doğru yola kendiliğinden erişmemiştir. Onu da doğru yola=hanifliğe eriştiren Yüce Allah’tır.(alperen)

 

Aynı şey Hz Muhammed içinde geçerli abe güzel kardeşim

 

Şura 52 İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin.  

 

Duha 7 seni sapmış bulup hidayete erdirmedimi

 

Hz. Muhammed ALLAH’IN VE MELEKLERİNİN SALAT ETTİĞİ tek Resuldür. Sadece bu husus bile Hz. Muhammed’i küçümseyen zavallılara verilecek tokat gibi bir yanıttır.

 

Haydaaa.Allah  sadece Hz Muhammede değil,tüm inananlarada salat ediyor

 

Ahzab 43 Huvellezi yusalli aleykum vel melaiketuhu liyuhricekum minezzulumati ilennur. ve kane bil mu,minine rahimaa

 

O,dur size ve meleklere, karanlıklardan aydınlığa çıkmanız için salat eden (destek veren). O müminlere karşı çok merhametlidir.

 

Bu bağlamda Hz Muhammed den önceki peygamberlere ve müminlere Allahın salat etmediğini söyleyebilirmiyiz?

 

Allahın bazı peygamberleri bazılarından üstün kıldığı doğrudur. (bakara 153) Ancak Allah isim verip şu peygamber, şu peygamberden üstündür demediğine göre bizede susmak düşmez mi?

 

Allahın şerefli elçisi Hy Muhammedi yerin dibine  batırmaya  çalışan hannas taifesinin tezlerini çürütmeye çalışırken, farkında olmadan gelenekçilerin yaptığı gibi;en büyük peygamber bizim peygamber yanlışına düşmeyelim derim.

 

Zira, müstesna kelimesi biraz öyle gibi duruyor.

 

Hz Muhammedin tüm insanlığa gönderilmiş  peygamber olmasıda mutlaka onun müstesna bir pegamber olduğu anlamına gelmez.Bu tamamen Allah seçimine bağlı bir şeydir.İsteseydi Hz Musayı ve ya başka bir peygamberi son elçi olarak seçebillirdi

 

 

 

 

 

 

 

Yukarı dön Göster hanif's Profil Diğer Mesajlarını Ara: hanif
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Hanif

 

Eleştirilerin için teşekkür ederim dostum.

 

Öncelikle bir konuyu açıklığa kavuşturayım; Tabiki Hz. Muhammed’i de aynı doğru yola=Hanifliğe ileten Allah’tır. Benim orada vurgulamak istediğim şey Hz. İbrahim adına yapılan abartmalardı. “Hanifliği kendi kendine buldu, peygamberliği söke söke aldı” diyen kişilere bir cevap vermekti amacım. Çünkü buradan yola çıkılarak diğer tüm peygamberlere ve Hz. Muhammed’e çamur atılıyor.

 

Yoksa tabiki Hz. Muhammed’i de “kitap-din bilmezken” doğru yola ileten Allah’tır. Ve senin yazdığın ayetleri de bilmiyor değilim. Ben meselenin Hz. İbrahim ayağına değindim ilgili yazıda.

Hz. İbrahim’in de Hz. Muhammed’in de Allah’ın yardımıyla Doğru yola iletildiği hakkında yapmış olduğum bir çalışma bile mevcut: http://kurandakihaniflik.sitemynet.com/iletilme.html

 

SALAT konusunda ise haklısın. Tekrar teşekkür ediyorum.

 

Abartı ve taşkınlık yapmak hatalı bir davranıştır. Genel anlamda bu konuda da haklısın.

 

Fakat ilgili yazımda SALAT konusu haricindeki diğer kısımlar ve ana tema hakkında ise benim düşüncem şimdilik aynı. Hz. Muhammed’in ayrıcalıklı bir Resul olduğuna inanıyorum. Onu ayrıcalıklı saymamız, gönlümüzde ayrı bir yere oturtmamız ve O’nu diğer peygamberlerimizden daha çok sevmemiz gerektiğine inanıyorum. Zira biz O’nun ümmetiyiz. O’nun vesilesiyle hidayet olunduk.

 

Saygılarımla

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
Akik
Ozel Grup
Ozel Grup
Simge

Katılma Tarihi: 25 nisan 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Akik

Selam Hanif ve Alperen dostlar!

Şurası muhakkaktır: Allah Tüm elçilere istisnası olmaksızın destekde bulunmuştur. Bu konuda mutabıkız. Hiç bir elçiyi diğerinin önüne çıkarmak veya birini diğerine üstün kılmak bizlerin haddi değildir. O Allah'ın bileceği iştir...Dedikten sonra gelelim üzerinde yorum yapılmamış ve/veya yorumdan kaçılmış diğer hususlara:

Önce şurada da mutabık olmalıyız. Tüm elçiler Hanifdir. eğer burada mutabık değil isek iş daha büyük anlaşmazlığa gider ki üzerinde konuştuğumuz bu konu dahi anlamını yitirir. Şayet elçiler en azında hanif/öz iman = Aklen Tek bir kudretin YARATICI olarak varsayılması

Bu var sayma ile kitap bilgisi geldikten sonraki Allah'ın ismiyle (islam)  emir ve yasakları ile çerçevesi çizilmiş iman arasında şirklik bakımından bir menfilik olmamasına rağmen olgunluk (..olgunlaştırdım din olarak islamı seçtim) bakımından fark var. Bu vesile şu ayeti:

"....Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin....." daha önce sanki elçi imansız dolayısı ile müşrik veya kafir gibiymiş gibi kast etmezsek dahi okuyanların öyle algılayacağı şekilde kullanmayalım. Şayet bu ayet paste ediliyor ise nüanslar belirtilmeli. Sen kitap nedir bilmezdin........Soruyorum orda da Kitap mı vardı? (Muharref olanlar hariç) iman nedir bilmezdin........? işte buradaki nünasın vurgulanması lazım.

Şayet Elçiler kendilerine görev verilmeden önce kavimleri gibi puta tapan olsalardı yada hanif olmamış olsalardı.....Kendilerine görev verildikten sonra kendi kvmine/milletine karşı HIC BIR INANDIRICILIKLARI OLAMAZDI. En azından şöyle söylerlerdi "Şu an yalanladığın ilahlara/putlara dün birlikte tapmıyormuyduk?" inanın hiç bir elçinin inandırıcılığı kalmazdı ki; zaten Tam olarak sıfatlarıyla birlikte Bir Allah, teferruatı ile bir iman (islam) bilinmese dahi TEMEL/ÖZ/ÇEKİRDEK iman dediğimiz haniflliğin risalet öncesi, elçilerin olamzsa olmaz özelliklerindendir diye düşünüyorum.

Aksini iddia edenler delilleri ve bu delillerin açılımları ve götürecekleri sonucuyla birlikte izah etmeleri gerekir.

33/56 Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler: Ey inananlar! Siz de onu övün, ona salat ve selam getirin.
Yukarıdaki ayet ile aşağıdaki bu ayet arasında fark fark var:
33/43 O,dur size ve meleklere, karanlıklardan aydınlığa çıkmanız için salat eden (destek veren). O müminlere karşı çok merhametlidir.

33/43 te size ve meleklere diyor............................

33/56 da ise: yine aynı şey söz konusu fakat dikkat bir temenni değil EMIR var......Ya eyyuhellezine amenu sallu aleyhi ve sellimu teslima ..yani burada Efendimize ister salat selam ederiz istersek etmeyiz gibi seçeneğimiz yok çünkü Allah emir kipi kullanmış.

Yani 33/43 sadece sala var ike 33/56 sallu emri + vesellimu teslima var. Ayrıca sala kelimesinin namaz/dua/destek/temenni...vs gibi geniş anlamları var. Hanigi ayette hangi anlam ön planda tutulmuş bunun analizi ayrı bir araştırma konusu.....

Ayrıca sadece bu kısımdan dem vurup en önemli 2 unsur olana...Makamen mahmud ve alemlere rahmet konusu güme gitmemeli bukonuda biraz kafa yormalıyız diye düşünüyorum.

sadece "AlemLERE rahmet" deyimi dahi bence henüz tam anlamıyla tarafsız olarak araştırılmamış. Hülasa ben Hz. Muhammed konusunda ifrat ve tefritin olduğuna inanıyorum...hatta biliyorum/ruz

Hadisleri/mezhepleri din sayanlar Efendimiz hazretlerini şefaat makinasına çevirip nerdeyse yarı ilah haline getirirlerken.Diğer bir gurup o Muazzez peygamberi yerdi de yerdi, alçalttıkça alçaltılar (haşa) kör dahi ettiler......Ben diyorum ki:

Bu iki tarafın da Hz Muhammed (AS)anlayışları hatalı.Gelin Dini Allah'a has kılanlar olarak.Tüm eski bilgileri elimizle itelim bir kenara ve Kur'ana göre yeniden bir Anlayış ortaya koyalım... Öylebir anlayış olsun ki ne tefrit ehlinden ne de ifrat ehlinden...."Siz bu kısımda hatalısınız" diyebilsin........Biz cevabı ayet olarak gösterip bu konudaki tanımın Allah tarafından olduğunu söyleyebilecek tarafsızlıkta bir anlayış olsun.

Mesele araştırmaya şu sorudan başlanabilir:

Ahrette sorgudan geçecek mükklef olan iki alem var

1- İnsalık alemi (insanlar)

2- Cinler alemi (Cinler)

DIKKAT başka mükellef yok ki merhamet edilsin ya da cezalandırılsın.

sayalım bilkdiklerimiz alemleri: İnsalıkalemi, cinler alemi, melekler (meleküt) alemi, bitkiler alemi, hayvanlar alemi........hadi bir kaç tane daha saydık ya sonrası........Hz Muhammed Mükellef olabnlarla sorumlu iken. Neden AlmLERe rahmet......... Bunu vurgulamak la bir şey kasdetmiyorum.Çizgimiz aynı bunu bulandırıp başka yerlere çekmeye elbette çalışanlar oldu olacaktır da. Ama ayet orda duruyor.

Amaç eski bildiklerimizi.. Kur'an ile değiştirmek ise......

 



__________________
Asaf'ın miktarını bilmez Süleyman olmayan. Bilmez insan kadrini alemde, İNSAN olmayan.
Yukarı dön Göster Akik's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Akik Ziyaret Akik's Ana Sayfa
 
seleme
Yeni Uye
Yeni Uye
Simge

Katılma Tarihi: 03 haziran 2005
Gönderilenler: 3
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı seleme

Akik Yazdı:

Selam Hanif ve Alperen dostlar!

Şurası muhakkaktır: Allah Tüm elçilere istisnası olmaksızın destekde bulunmuştur. Bu konuda mutabıkız. Hiç bir elçiyi diğerinin önüne çıkarmak veya birini diğerine üstün kılmak bizlerin haddi değildir. O Allah'ın bileceği iştir...Dedikten sonra gelelim üzerinde yorum yapılmamış ve/veya yorumdan kaçılmış diğer hususlara:

.................

Bu yaklasim daha dogru geliyor. Alperen sizin farkli dusncenizi anlamaya calisiyorum.

seleme

Yukarı dön Göster seleme's Profil Diğer Mesajlarını Ara: seleme
 
Akik
Ozel Grup
Ozel Grup
Simge

Katılma Tarihi: 25 nisan 2005
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Akik

Selam Seleme, öncelikle aramıza hoş geldin

Alperen dostumun düşünceliri de aynen öyle aslında bir farklılık yok. Ya acele bir yazı olmuştur vakit darlığından ya da hani bazan olur ya insan fikirlerini tam olarak yazıya yansıtamayabiliyor. Yoksa şu konularda eminim ki hem fikiriz dostlarla:

1- Tüm elçiler haniftir

2- Tüm elçiler Allah'tan destek görmüştür

3- İnsanlık ortalamsı alındığında ortalamanın üstünde bir takım meziyetlere haizdir.

4- İman bağlamında olmayan insani faktörlerden kaynaklanan minik hataları olabilmiştir.

5- İnananlar peygamberleri önem ve derce gibi sınıflandırmaya sokamazlar!

YALNIZ!!! 6. madde olarak derim ki; ortada Hz. Muhammed'i farklı kılan unsurlar var. Bu konuda ayetler oldukça açıktır. yalan-yanlış-taraflı-kasti-uydurma şeklinde bir çok Hz Muhammed tanımlaması yapıldı. Biz de diyoruz ki; gelin Hz Muhammed ile ilgili tüm ayetleri ortaya dökelim ve tarafsız olarak Allah'ın bize tanıttığı Hz Muhammed'i onun kelamıyla tanıyalım.

Buna çok eminim ki: Kur'anın tanımından çıkacak Hz Muhammed, şuanda bilinenden daha farklı! Monolog olmasın diye, özellikle bunun ortaklaşa yapılması taraftarıyım.



__________________
Asaf'ın miktarını bilmez Süleyman olmayan. Bilmez insan kadrini alemde, İNSAN olmayan.
Yukarı dön Göster Akik's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Akik Ziyaret Akik's Ana Sayfa
 
Alperen
Admin Group
Admin Group
Simge

Katılma Tarihi: 09 nisan 2005
Gönderilenler: 2974
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Alperen

Selam Dostlar

 

Evet Akik dostumuzun belirttiği gibi ben de farklı düşünmüyorum bu konuda. Akik’in saydığı altı maddede kesinlikle mutabıkım.

 

Aslında yanlış anlaşıldığım kanaatindeyim. İlgili yazımın başında şöyle yazmıştım:

 

Amacım elçilerimizi yarıştırmak değil. Kimini kimine tercih etmek yada üstün tutmak da değil. Hepsi birbirinden güzel, güzide, seçkin, mümtaz, muazzez insanlardır. Hepsi bizim peygamberimizdir. Kur’anda bize anlatılan örnek tavırları hepimiz için örneklik teşkil eder. Amacım, Hz. İbrahim’i ısrarla öne çıkaran buna mukabil Hz. Muhammed’i küçümseyen zavallı bir zümrenin bu iddialarının saçmalığını bir nebze de olsa göstermektir.

 

İlgili yazımda sadece şunu söylemek istedim: Birileri Hz. Muhammed’e haksızlık yapıyor, onu küçümsüyor ama Kur’ana baktığımızda bunun tam tersini görüyoruz.

-Alemlere Rahmet olarak gönderilen,

-Ahlakı Allah tarafından övülen,

-Allah’ın Saygın/övgüye layık olarak nitelediği bir makamı ve kesintisiz bir ecri vaad ettiği,

-İsra (gece yürüyüşü) ile bazı ayetlerini gösterdiği,

-Necm Suresinde anlatıldığı gibi sağlığında yüce makamlarda yolculuk yaptırdığı ve kendisine çok yakınlaştırdığı bir elçi ile karşı karşıyayız.

Bu özellikler bize Kur’anda anlatılan başka hiçbir resulümüzde olmayan özelliklerdir. Aksini iddia edenler varsa buyursun açıklasın. Bu bir tespit, bir yorum değil. Ben bunu söylemekle Hz. Muhammed’in diğer elçilere derecelerle üstün kılındığını da söylemiyorum. Söyleyemem de. Ama bize Kur’anda anlatılan da bu. Ne anlatılmış bize, sadece buna bakıyoruz.

 

Allah’ın Kur’anda anlattığı Muhammed birilerinin bazı amaçları için hafife aldığı, hakaret ettiği Muhammed değildir. Amacım bunu söylemekti. Yoksa peygamberlerimizi derecelerine göre tasnif etmek benim/bizim ne haddimize.

 

Ancak tabiki Hz. Muhammed’i diğer peygamberlerden daha fazla seveceğiz. Çünkü biz onun ümmetindeniz. O bize ne kadar haris/düşkün ise bizim de ona bu oranda şükran, sevgi ve saygı borcumuz var. Peygamberimizi bizim hidayetimize vesile olduğu için sevilmesi gerektiği kadar seveceğiz. Bu konuda kimse beni “Muhammedçi” diyerek suçlamasın. Çünkü sınırları ben de biliyorum.

 

Tevbe 128. Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha şefkatli, daha merhametlidir.

 

Yukarı dön Göster Alperen's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Alperen
 
sailamasr
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 23 nisan 2005
Gönderilenler: 543
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı sailamasr

selam selam
hoşgeldin seleme

şu ayeti hatırlatmak isterim

İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah'ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik ve O'nu Ruhu'l-Kudüs'le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkâr etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır. (BAKARA SURESİ / 253)

bir de bu ayet ışığında düşünelim. ALLAH'ın kendine göre üstün kıldığının derecesine karar vermek bizlerin işi değil ama her elçinin de eşit olmadığını buradan izlemekteyiz

benim kendi düşüncem şöyle: peygamberler buluındukları topluma göre tebliğ sıfatları ve teknikleri üzerine gönderildikleri içinbirbirinden farklı yöntemler kullanmaktadırlar. elçileri birbiriyle yarıştırmanın bir anlamı olduğunu sanmıyorum

selam selam

Yukarı dön Göster sailamasr's Profil Diğer Mesajlarını Ara: sailamasr
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats