Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Köleliğin kaynakları köle pazarları ve savaştır. İslam insanların yalnızca savaşta tutsak alınmasına izin verdiğine, onların da savaş sona erer ermez ya tazminat alınarak ya da bağışlanarak özgür bırakılmasını emrettiğine göre şu gerçeği artık görmeliyiz:
İslam, köleliğin kaynaklarını kurutmak suretiyle, bir çırpıda sona ermesini sağlamıştır.
Köle edinmenin bu suretle haram kılınmasından önce edinilen köleleri ise her fırsatta özgür bıraktırarak tasfiye etmiştir.
Ama siz farklı görüştesiniz. O halde 8:67, 47:4 ve 5:89'u benim anlamamda bir sorun var. Nedir? Lütfen açıklar mısınız.
Sevgi ile,
Hasan Akçay
8/67-47/4 esir almayın demek köleliğin kalkmasıyla ilgili bir şey değil bilakis yakalananların öldürülmesini dileyen bir ifadedir..ayrıca kesin zafer edininceye kadar diyor..demek ki ondan sonra serbest.
5:89--burada ise bir ceza olarak bunu sunmaktadır..yani amaç gereksiz yere yemin edip vaz geçilmemesidir...kaldı ki bir tavsiye olması durumunda bu başlı başına bir çelişki yaratır...zira Tanrının bir tavsiyesine peygamberi uymuyor..
öyle bir çırpı ki bu sayın hasan bey bunu ne elçisi gördü ne de halifeleri
__________________ Yaradan bana akıl-vidan ve bir de yaşam kitabını vermişken
neden kendime havadan klavuzlar bekleyim??
o ne verirse alın ne vermezse almayın.. o ne derse itaat edin.. yanında sesinizi yükseltmeyin
bizzat bende Muhammed'e uymaya çalışıyorum...O bize "insan " olmayı öütlüyor... O bir " daiyallah..." yani Yüce Allah'a çağırıyor...Adem/ adam olmamız için " dilsiz "olmayan Allah'ın sözleriyle emrediyor...O'na itaat, vahiy kitabı+kainat kitabı+insan kitabına itaattir...seni yaratan zat'a itaattir...:
amcacığım ben kendisini muhammedin halefi gören ya da görecek birileri için o ayetleri yazdım...senin o ayetlerle zaten işin olmaz..zira uyduğun bir elçi yok şu an..
ne yapmamızı ve yapmaMAmızı istiyorki "Kur'an vahyinde "siz deizm dini mensupları " Kur'an'dan "bu kadar çok rahatsız oluyorsunuz?
peki ne yapmaMAmızı ister acaba vahyinde/ kitabında?
" O " biz aciz kullarından :
kendisine ortak koşmamayı, sözün en güzeline tabî olmayı, BİRR'i, iyilkle muamele etmeyi, ihsanı, infakı, adaleti, ölçü ve tartıda HÎLE yapmamayı, nefis-can-mal emniyetine dikkat etmeyi, çalışmayı, dünyayı imar etmeyi, sabırlı olmayı,fazileti, ilmi, salatı, zekatı, orucu, haccı, mustazafları /zayıfları görüp gözetmeyi, düşkünleri düştükleri yerden kaldırmayı, yoksulu doyurmayı, dilenciyi azarlamamayı, ahde vefa gösterenlerden olmayı, yetime şefkatli davranmayı, fışğ/ boş boş konuşmamayı, emanete sadık olmayı, iffetli olmayı, bakışlarını karşı cinse karşı kısmayı, kadınlara güzel davranmayı, ırzını korumayı, ana babaya karşı " of " bile dememeyi, ve daha daha birçok birçok güzelliği emrediyor, tavsiye buyuruyor...bu emirlere uyanları ödüllendireceğini, asla mükafatsız bırakmayacağını, karşı gelip de riayet etmeyenleri ise ilahi adalet ve hesap gününde mutlaka cezalandıracağını , "o gün " kendisini hiçbirşeyin " ama " hiçbirşeyin mücazattan " kurtaramayacağını buyuruyor...
öyleyse Allah'ı, kitabını, sabiteleri kim istemez diye hâla aramamıza(!) gerek kalıyor mu?
abicim öncelikle deist olduğumdan emin olsam inan çekinmem..ama maalesef yıllarca emin olmadığım halde kurana teslim olduğumu dile getiriyordum...o saydığın güzellikler var diye mantıksız ya da yanlış görünen şeyleri unutmamız neye benzer biliyor musun?..tıpkı nurcuların tarikatçıların hizbullahçıların durumuna...onlar da geçmiş bataklıklarına karşın kendilerini öyle bir güzellikte buldular ki artık sorgulamaya ve şüphe etmeye gerek görmediler....cennet gördüler bulundukları çölü bile..o halde 10 doğru ya da 100 doğru bir yanlışı giderir mantığını atmalıyız...muhammed bir takım deistlerin dediği gibi barışa çağıran biri olabilir..ama bu onun öğretilerine katıştırmalar olmadığı anlamına gelmez
sizin Kur'an'dan haberiniz yok...O'nunla tanışmamışsınız bile...sizi suçlamıyorum bu yüzden...tarihten ve insanlık geçmişinden de haberiniz yok...sizi suçlamıyorum bu yüzden...
sen, hiç kılıç kılıca birbirini doğrayan insanların arasında bulundun mu? ben bulunmadım mesela...peki karşı taraftan gelip az evvel kendisini doğramaya çalışan adamı, esir olarak ele geçirirse, " hadi bakalım, bu sefer beni doğramayı başaramadın( şimdilik canımı senin elinden kurtardım), gid te , biraz daha palazlan, güçlen ve bir dahaki sefer de gel de beni başarılı bir biçimde biç!..doğra !... mı diyecek?...elbetteki ya bu adamı kişisel özelliklerine , durumuna, yapıp ettiklerine, tehlikesine göre ya öldürecek yada köle edip, ıslah olma ihtimalini bertaraf etmeyecek...köle-cariye mevzuunun mihveri / odak noktası budur...başka değil...kendisini katletmeye gelecek olanlar bilecek ki, ya ölecek, yada köle olacak...hadi gülüm bir şey olmaz, beni doğramaya geldin ama yinede birşey olmaz ,hadi canın sağolsun, hadi ehline geri dön, ha dur sana gitmeden önce bir de kebap ısmarlayayım mı diyecek ti? bu insanlık değil...insanlığı yükseltecek bir şey hiç değil...bu olsa olsa insanların biribirlerine musallat olmaları, biribirlerini katletmeleri için bir koca DAVETİYE olsa gerek...bu kadar saçmalık olabilir mi...madam ölmek veya köle olmak istemiyorsun, beni kesip biçmeye niye koşuyorsun?...diye sormazlar mı adama...
birincisi ben tüm kitapları çöpe atıp 5 senemi kuranı anlamaya çalışmakla hatta dilime indirmeye çalışmakla uğraştım...övünmekten Sahibime sığınırım ama etrafımda da bana genelde zeki diyorlar..eğer ben de anlayamamışsam ...neyse olabilir belkide
ikincisi ..sen de bilirsin ki bir savaşa kaç kişinin gönüllü katıldığını kaç kişinin zorunlu katıldığını bilemeyiz..diyorsun ki hadi sana güle güle mi diyelim..abi savaş hukuku denen bir şey var ..para karşılığında vermek var...karşılıklı esir takası var bilmem ne var..ama onu alıp köle yapmak var mı?...kaldı ki sıtratejik açıdan da saçma..zira onun seni öldürme ihtimali de var ve hatta kaçıp tüm sırlarını götürme ihtimali de var..tabi osmanlılar gibi dillerini kesersen başka...ayrıca sırf cephede de değil bir şehri ele geçirdiğinde mallarını da insanlarını da ganimet kılmıyorlar mıydı? oradaki halkın suçu ne?
mealen " hayvan hakları " aklıma geldi...bir arkadaşa " et " yiyor musunuz? diye sormuştum...cevap alamadım...şimdi size de aynı soruyu soruyorum...yoksa vejateryen misiniz? yanlış anlaşılmasın, konu ile alakalıdır...özel bir mevzu olarak sormadım yani...
yemez miyim aga hem de tıksırıncaya kadar...ve bunu da doğa ayetlerinin ekoloji satırlarında okuyorum... ben sana hayvan hakları diye bir şeyin ekstra olarak kurandan çıkarılamayacağını söylüyorum yani tamamen vicdani/duygusal....folk balıklarının insanlığa faydası varsa ve yeterince de çoğalıp dengeleri korunuyorsa ..aman ne tatlı hayvanlar diye acımak bence saçma....bence şu kümeslerdeki hormonlu etleri yemektense onları yemek daha evladır...ama eziyet etmek apayrı bir konudur
bu arada bir ilave :
Kanatlarıyla uçan kuşlar dahil yeryüzündeki tüm yaratıklar sizin gibi birer toplum. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar (tüm yaratıklar) Rab'lerinin huzuruna toplanacak.( ilahi vahy...)
toplum olmaları neyi ifade ediyor...toplum diye onlardan yararlanmamak mı gerekiyor yoksa eziyet etmemek mi...toplum olsalar ne olur fert olsalar ne olur....hadi canlı demek olsun diyelim...ee? sizin gibi canlılar diyor başka da bir şey demiyor..hatta ne diyor..kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık....demek ki cinsel yakınlık kurmak bile abes değil..
peki soruyorum ben de niye rablerinin huzurunda toplanıyorlar sizce? onlar da mı hesap verecek? yoksa hinduların reenkarnasyonunu mu doğruluyor bu?
büyük bir yanılgı içerisindesiniz...Sevgili Hasan Akçay'ın bu konu ile ilgili bir hayli yazısı var...ve bunları okumanızı tavsiye ederim...ve bütüncül anlamda bakmayı...fotoğrafın tamamını görmeyi...bir köşeden cımbızla çekip veya makaslayarak bakmayı değil...
hasan akçay beyi tanıdığımı düşünüyorum...geçmişte onunla az tartışmadık ve maalesef o makas cımbız işlerini kendisinden iyi yapan birini görmedim!
Mâ kâne li nebiyyin en yekûne lehû esrâ hattâ yushıne fîl ARD.Burada ARD"cephe"dir (4:101). O halde ayetin artırmasız, eksiltmesiz yani beşerî müdahalesiz çevirisi:Bir nebi cephede üstünlüğü ele geçirinceye kadar esirler edinemez.
oh buldun elinde bir eğrilmez bürülmez arapçayı çek istediğin yer ...ard orda çephe demek burda dünya demek şurda oda demek...peki esirler edinmeyip ne yapacak öldürmekten başka seçenek var mı?...sakın serbest bırakırım deme sevgili adaşın kızabilir..
Neden? Turîdûne aradad dunyâ, vallâhu yurîdul ahıreh.Nedeni şu: esirler örneğin tazminattır. Ve siz bu iğreti dünya kazancını murat etmektesiniz. Oysa Allah âhireti istiyor.
yahu karşı tarafın elinde de senin esirlerin olamaz mı? takas yaparsın fena mı olur?
Ayetin yorumuna gelince:
(1)Nebi PAZARDANesir satın alamaz. Çünkü Allah nebinin esir edinmesini cephe şartına bağlıyor; Pazar cephe değildir.
pazardan köle satın almayı yasaklayan hiç bir ayet göremiyorum..bu da her zaman yaptığın zorlamalar değil mi hasan bey..tıpkı çok eşliliği yasaklayan ayetler icat ettiği için?...haşa Allahın mürekkebi kalmamış da hasan beye bırakmış bu yasaları
(2)Nebi cephede henüz üstünlüğü ele geçirmemiş iken de esirler edinemez. Çünkü savaşı henüz kimse kazanmış değil. TAZMİNAT İÇİN ESİRLER ALMAYI DÜŞÜNMEDEN VE GEVŞEMEDEN kim bastırırsa kazanacak; TAZMİNAT İÇİN ESİRLER EDİNMEYE ÖNCELİK VEREREK kim gevşerse kaybedecek.
dayı ne öncülüğü adamı yakalamışsın etme abi teslim oldum diyor..kellesini mi vuracağız?
Allah�ı da yanlış anlıyorsunuz. "Nebi esirler edinemez!" demek SAVAŞ SÜRERKEN TAZMİNATI DÜŞÜNEMEZ demek.
Silahlarını yere atıp ellerini kaldıranları elbet teslim alacaksınız ve görevlilerin onları alıp esirler nerde toplanıyorsa oraya götürmesini sağlayacaksınız. Öldürmeyeceksiniz. Sizin gibi insan onlar; kedi değil.
dünyada bir milyon kişiye bu satırları oku bakalım senin anladığını kaç kişi anlayacak...eğer gerçekten de bu satırların anlamı şu yorumladığın şeylerse...kusura bakma ama bence Tanrı hiç de anlaşılır bir dil kullanmamış...
Sevgi ile,
Hasan Akçay
__________________ Yaradan bana akıl-vidan ve bir de yaşam kitabını vermişken
neden kendime havadan klavuzlar bekleyim??
"yahu önce bir tanışalım...bir tanışınız!...sonra söyledikleri / emrettikleri şeylerin iyi şeyler mi...kötü şeyler mi...size göre her neyse beğenip beğenmemekde özgürsünüz tabiki...peşinen suçlamaya başlamadan önce : ön yargısız, objektif ve yalın bir şekilde, bütüncül bakarak bir inceleyiniz lütfen...suçlamaya bu kadar meraklı , istekli ve hevesli olmak...mutlaka bir kusur/suç/ hata bulacağım diye kıvranmak...yazıktır...okuyan onca insana haksızlıktır...
muhabbetle
sevgili öktem!
elli yaşına gelmişsin hala tanışalım diyorsun! 1500 yıldır tanış olmuş arapların ve diğer ulusların hali pür melali ortada değil mi???
hem sen nasıl tanışacan?? tanış olman için önce sivil olman lazım!! sen zaten bağlısın bağımlısın tagutlara!! sordunmu onlara allah a kul olmak isteğini??
dostum bunu biz siviller yaptık,sen otur oturduğun yerde devlete,millete hizmete devam et.bi yakalanırsan bu arap tanrısına inan çok ararsın laik devletin tanrısını!!
bak değerli abdurrahman abim o günü bugüne uyarlayamazsınız,tüm şartlar, olaylar ve kahramanları değişmiş..diyor.bunu biz kısmen zorlayarak yapmaya çalıştık..ancak olmadı olmuyor..sen/sizler samimi iseniz buyurun bizden doğan boşluğu doldurun yaşayın bakalım oluyor mu?? siz hiçbir şey yapmıyorsunuz..sadece izliyorsunuz..sizlerin konuşmaya bile hakkı yok..emin olun doğru söylüyorum..ahkam kesip popülizim yapıyorsunuz..sizin hiçbir projeniz yok..siz hiçbir projede de yoksunuz..
malum zat size yönelik "evde hanımlarınızla kahve içerek muhammede ve arkadaşlarına öykünerek bu işler olmaz" dedi..gıkınız bile çıkmadı..siz daha ona bile güç yetiremiyor iken, özgürlüğe kanat çırpan bizlere mi akıl vereceksiniz??
Katılma Tarihi: 05 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 611
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
dermanbeg yazdı,
malum zat size yönelik "evde hanımlarınızla kahve içerek muhammede ve arkadaşlarına öykünerek bu işler olmaz" dedi..gıkınız bile çıkmadı..siz daha ona bile güç yetiremiyor iken, özgürlüğe kanat çırpan bizlere mi akıl vereceksiniz??
merhaba,
sitenin eski ve yeni katılan tüm üyelerine bilerek yada bilmeyerek söylemiş olduğum kırıcı sözlerden dolayı özürlerimi iletmek istiyorum,
Dermanbegin dediği gibi biz bir projeyi hayata sokalım dedik,bunun için maddiyatı kenara bırakın manevi büyük bedeller verdik,(arınmak için yaptık umarım rabbim boşa saymaz) siteden misafirlerimiz oldu yerimizi beğenip destekleyip,geri dönüp karalayanlar oldu, biz bu yaşantıyı yapamayız size Allah yardım etsin diyenler oldu,derslerimizi dinleyip eleştirenler oldu,beğenenler oldu,ama hiç kimseye düşman olmadık,ben başarısızlık demiyorum, ben başaramadım diyorum.
Selam sitenin tüm üyelerine hakınızı helal edin, artık din ALLAH kuran, konuşacak güç kalmadı, boşuna daha fazla kendimi kandırmak istemiyorum
Muhabbetle,
__________________ Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
"yahu önce bir tanışalım...bir tanışınız!...sonra söyledikleri / emrettikleri şeylerin iyi şeyler mi...kötü şeyler mi...size göre her neyse beğenip beğenmemekde özgürsünüz tabiki...peşinen suçlamaya başlamadan önce : ön yargısız, objektif ve yalın bir şekilde, bütüncül bakarak bir inceleyiniz lütfen...suçlamaya bu kadar meraklı , istekli ve hevesli olmak...mutlaka bir kusur/suç/ hata bulacağım diye kıvranmak...yazıktır...okuyan onca insana haksızlıktır...
muhabbetle
sevgili öktem!
elli yaşına gelmişsin hala tanışalım diyorsun! 1500 yıldır tanış olmuş arapların ve diğer ulusların hali pür melali ortada değil mi???
hem sen nasıl tanışacan?? tanış olman için önce sivil olman lazım!! sen zaten bağlısın bağımlısın tagutlara!! sordunmu onlara allah a kul olmak isteğini??
dostum bunu biz siviller yaptık,sen otur oturduğun yerde devlete,millete hizmete devam et.bi yakalanırsan bu arap tanrısına inan çok ararsın laik devletin tanrısını!!
bak değerli abdurrahman abim o günü bugüne uyarlayamazsınız,tüm şartlar, olaylar ve kahramanları değişmiş..diyor.bunu biz kısmen zorlayarak yapmaya çalıştık..ancak olmadı olmuyor..sen/sizler samimi iseniz buyurun bizden doğan boşluğu doldurun yaşayın bakalım oluyor mu?? siz hiçbir şey yapmıyorsunuz..sadece izliyorsunuz..sizlerin konuşmaya bile hakkı yok..emin olun doğru söylüyorum..ahkam kesip popülizim yapıyorsunuz..sizin hiçbir projeniz yok..siz hiçbir projede de yoksunuz..
malum zat size yönelik "evde hanımlarınızla kahve içerek muhammede ve arkadaşlarına öykünerek bu işler olmaz" dedi..gıkınız bile çıkmadı..siz daha ona bile güç yetiremiyor iken, özgürlüğe kanat çırpan bizlere mi akıl vereceksiniz??
selamlar..
Dermanbeg,
bir kere ben bu malum zatınızla "tanışmış" falan değilim...eğer böyle birşey duyduysan veya öyle biliyorsan bunu hemen düzelt...
malum zatınızla tanışmadığıma göre, bana herhangi birşeyde söylemiş olamaz!...bunu iddia etmek açık ve koca bir iftira olur...
sizin bildik muhabbetlerinizle benim bir ilişiğim yok...
beni karıştırma!...
malum zatınızla konuşmuş falan değilim, sohbetinde de bulunmadım...
bu ima'yı vermeye çalışıyorsun...yalandır...böyle bir şey yok...
ikincisi,
" tanış " kelimesi ile "vahyi " kastettiğimi tekraren söyleyeyim...vahiy kitabı+kainat kitabı+insan kitabını kastediyorum...başka şeyleri değil...
tanımadığınız bir vahye düşmanlık ettiğinizi söylüyorum...
vahiy...herhangi bir fizik kimya vs. kitabına benzemez diyorum...
o özellikli bir kitaptır...kendini sana açmaz, sen kendini o'na vermezsen...
kendini bana açmaz, ben o'na layık değil isem...
bu suçladığın toplumların hangisi Kur'an ile tanıştığı için, suçlu Kur'an olduğu için bu duruma gelmiş, getirilmiş bir söyler misin...
Kur'an , bu insanların yaptığı hangi kötü işi emrediyor? bir söyler misin?
Kur'an iyilikten , güzellikten, dünyanın imarından başka neyi emrediyor? bir gösterir misin?
çıt yok...
bilmem şimdi anlatabildim mi?..
tanış işte böyle tanış olur...
sonuçlarına katlanabiliyorsan olur...
vahyin her türlüsüne teslim oluyorsan olur...
güncel hayatını kainatı boyunduruk altına alan Yüce Rabbimizin boyunduruğuna ( tıpkı kainatın dediği/yaptığı gibi...)istesek de istemesek de geleceğiz diyerek, Yüce Allah'ın kulluğuna/abd'liğine girmeye niyetin varsa olur!...
hem ben tağutlar arasında bir tağut seçimine giremem ki...
tağut , her yerde tağuttur...
Yüce Allah'ın vahiy kitabına tevella eden , o'na karşı muannid davranan herkes tağuttur...
aralarından ne arap tağutunu seçerim nede türk...nede bilmem nereli...
litaretürümde ırk kelimesi yok ...
ne zaman oldu ki zaten!...
selam
NOT : benim kaç yaşıma geldiğim seni ilgilendirmez...eğer sizin deizm dinine girseydim, olgunluk sayacaktın...sizin gibi deist olmadığım için bu yaş senin ilgi alanın oldu bakıyorum...ve insanların özelini patavatsız bir şekilde kullanabiliyorsun bu amaçla...yoksa deizm dini mi sana bunu salık veriyor?...
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
Hasan Akçay: Mâ kâne li nebiyyin en yekûne lehû esrâ hattâ yushıne fîl ARD.Burada ARD"cephe"dir (4:101). O halde ayetin artırmasız, eksiltmesiz yani beşerî müdahalesiz çevirisi:Bir nebi cephede üstünlüğü ele geçirinceye kadar esirler edinemez.
Tesliman: oh buldun elinde bir eğrilmez bürülmez arapçayı çek istediğin yer ...ard orda çephe demek burda dünya demek şurda oda demek...
Sayın tesliman.
Önce aka ak, karaya kara, cepheye cephe diyelim. 8:67'deki ARD cep-he-dir. O kadar açık ve net olarak cephedir ki... o "ard"da savaş oluyor. Savaşın yapıldığı yere cephe denir. Artı, Allah inananların komutanı olan nebisine diyor ki (Allah'ın bunu dediğini açıklayan, sayın Abdurrahman Özlük'tür):
Teslim olmak isteyen kafirlerin hepsini kılıçtan geçirin; sakın esir almayın, bağışlamayın.
Demek ki o ARD yalnızca cephe değil "mezbaha"dır. Önce bu basit gerçeği telaffuz edelim; aka ak, karaya kara, cepheye cephe diyor olmanın bize sağladığı özsaygı ile sakinleşelim. Ancak ondan sonra müzakere edebiliriz konumuzu.
O söz o zamanla sınırlıysa, doğrudur, o arz o dediğin cephedir, size göre. Yada bana göre de o ülke, o bölgedir. İlla cephe ile sınırlandırmak yanlış olur. Aradaki düşmanlık bitinceye dek karşılaşacakları tüm topraklardır o arz. "Yakaladığınız yerde onları öldürün". Yok bu sözler günümüze ve geleceğe de sesleniyor diyorsanız, o arz bütün yeryüzüdür.
mealen " hayvan hakları " aklıma geldi...bir arkadaşa " et " yiyor musunuz? diye sormuştum...cevap alamadım...şimdi size de aynı soruyu soruyorum...yoksa vejateryen misiniz? yanlış anlaşılmasın, konu ile alakalıdır...özel bir mevzu olarak sormadım yani...
yemez miyim aga hem de tıksırıncaya kadar...ve bunu da doğa ayetlerinin ekoloji satırlarında okuyorum... ben sana hayvan hakları diye bir şeyin ekstra olarak kurandan çıkarılamayacağını söylüyorum yani tamamen vicdani/duygusal....folk balıklarının insanlığa faydası varsa ve yeterince de çoğalıp dengeleri korunuyorsa ..aman ne tatlı hayvanlar diye acımak bence saçma....bence şu kümeslerdeki hormonlu etleri yemektense onları yemek daha evladır...ama eziyet etmek apayrı bir konudur
ben de tıksırıncaya kadar yediğin hayvan etini aslında yemeğe hiç de hakkının olmadığını düşünüyorum..doğa ayetlerinin ekoloji satırları sana bu hakkı vermez...bir aslan veya çakal'ın bir geyiği parçalayıp yemesi sana örneklik teşkil etmez...sen ölmemek için bir sürü şey yiyebilirsin...aklın var, zekan var...zeki olduğunu bizzat kendin söylüyorsun...kendini aslan veya çakal ile bir gibi ve çaresiz imişçesine hayvanları boğazlaman hangi meşru gerekçeye dayanacak, şayet vahiy kitabına uymayacaksan? sırf sen bir geyikten , bir kuzudan daha akıllı ve daha zekisin diye onları doğrayıp tıksırıncaya kadar midene dolduracak mısın?...neymiş ? sen onlardan daha zekisin...halbuki senin yiyebileceğin başka yiyecek alternatiflerin de olmasına rağmen...illaki bir kuzuyu parçalayıp yiyeceksin..peki bu zulüm değilde, vahşet değil de nedir? eğer ki sen bunun Yüce Allah tarafından vahiy kitabında açıkça belirtildiği gibi bize meşru kılındığını yok sayarsan, o hayvan etini yemek büyük bir zulüm ,o hayvanları bu amaçla öldürmek de katliam olur...iyi valla kim daha zeki ise öbürünü yesin öyle mi? sen istediğin kadar zeki ol, illaki senden daha zeki biri olur ve onun da seni yeme hakkı doğar...senin evini barkını başına geçirmeğe, üzerinde kimyasallar tecrübe etmeğe hak kazanır...çünkü o senden daha zeki...bilmem anlatabildim mi yeğenim...o durumda tüm insanların biribirini yeme , biribirine tecavüz etme, biribirinin toprağına, barkına el koyma, herbir şeyini zorbalıkla gaspetme ve yağmalama hakkı doğar, öyle değil mi...siz bunu mu istiyorsunuz? buna mı meşruiyet kazandırmağa çalışıyorsunuz? ( farkında olmadan insanlık alemine bu noktayı meşru gösterirsiniz...)Kur'an vahyi kabul edilmezse, tüm bu vahşet ve zulümler meşru olur sayenizde...
selam ile
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
sayın hasan abi insandan başka doğruyu yanlıştan ayıracak yetilere sahip hiç bir varlık yoktur.. demek ki ölçülen tek varlık da insandır hayatın tek yaratılma amacı da ölçülme olduğuna göre insan hayatın merkez varlığıdır
ve her şey onun için yaratılmıştır ve sağlıklı beslenmek için de her şeyi kullanması meşrudur bunu yaparken de minumum acı vermesi onlar üzerindeki hakkı/şükrüdür..
ayrıca bitkilerle hayvanlar arasında hiç bir fark yoktur öyle bitki kategorileri mevcuttur ki hayvan sınıfındaki bir çok hayvandan daha hareketlidir tabi eğer bu ayrım hareket noktasında ise..
etin yararları...
Besin değeri yüksek bir gıda maddesidir. 100 gram ette 15 ila 20 gram
protein bulunur. Etin içinde ayrıca fosfor, demir ye bakır gibi madensel
tuzlar, A, D vitaminleri ve B vitamini bileşikleri vardır. Özellikle
karaciğer demir ve bakır mineralleri, A ve D vitaminleri yönünden daha
zengindir.
Et kan yapar ve kansızlığı önler. Bedeni canlı ve güçlü kılar. Zihinsel gelişmeyi sağlar. Şişmanlığı önler
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma