Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
RESUL VE NEBİY KAVRAMLARI
Nebiy ve resul kavramları bir madalyonun iki yüzü gibidirler.Biri olmadan diğerinin olması asla mümkün değildir.
Resul kavramının mastarları kuranda geçmekle beraber,türkçede bu kavramın anlamına türev yapılamamaktadır
Resul ersele
Resul = peygamber.... ersele =peygamberlendirme
Resul = elçi.....ersele=elçilendirme
Bu verdiğimiz örneklerde ki anlamlar türevlendirildiğinde görüldüğü gibi pek uygun düşmemekte.Dolayısıyla resul kelimesine mastar yapabilme açısından
görevli anlamı vermek daha uygun düşüyor
Resul=görevli.......ersele=görevlendirme
İşin ilginç yanı resul kelimesinin türevleri meallerin tamamında gönderme olarak tercüme edilmesi ise açık bir yanlıştır.Zira hiç bir peygamber aniden ne bir yerden gönderilmiş ne de indirilmiştir.Onlar görevlendirilme anına kadar bulundukları toplumlarda yaşayan insanlardır. Gönderme/ İndirme kelimesini kuranda enzele olarak geçer
5/ 49- Aralarinda Allah'in indirdigiyle hükmet. (enzele Allahu) Onlarin keyiflerine uyma. Allah'in sana indirdiginin bir kismindan seni saptirmalarindan sakin. Eger Allah'in hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kisim günahlari sebebiyle onlari musibete ugratmak istiyor. Muhakkak ki insanlarin çogu yoldan çikanlardir.
Allahu telala tarafından seçilen bu insanların, içinde bulundukları toplumu (enzere 2/6 uyarma ) görevlerini yerine getirbilmeleri için Allah ile bir iletişim içinde olmaları gerekirki bunun adı nebe haberdir yani vahyin diğer bir adıdır.
Ali İmran 48 Bunlar, sana vahyettiğimiz (enbail gayb ) gayb haberlerindendir. Meryem’e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken (kura çekerlerken) sen yanlarında değildin, konuyu tartışırlarken de yanlarında değildin.
Bu ayette görüldüğü gibi nebe kelimesinin çoğulu olan enbai kelimesi kullanılmıştır Diğer önemli bir husus ise bu ayette vahy,gayb ve haber kelimelerinin ardarda birden zikredilmiş olmasıdır.
Gayb; beş duyularla ulaşılamayan, insanlar için mutlak bir bilinmezlik alemidir.Bu alemden haber alabilmek için Allahın vahyetmiş olması gekmektedirki yukarıdaki ayette buna vurgu vardır.
Peygamber olmayan insanlarda haber getirlebilirler (Hucurat 6 nebe) ancak getirdikleri bu haber gayb aleminden değil, şehadet alemindendir
İçinde bulundukları toplumu uyarmak gibi bir görevleri olmadığı halde istisnai olarak Allahın bazı insanlara vahyettiğini kuranda görüyoruz
Ali İmran 42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.
43- Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demişlerdi.
45- Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir; dünyada da ahirette de itibarlı, aynı zamanda Allah'a çok yakınlardandır.
46- Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır.
47- (Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi.
Taha 38- Hani bir vakit vahyedilen şu vahyi annene verdik:
39- "Onu (Musa'yı) tabut içine koy da denize bırak. Deniz de onu sahile atsın. Onu hem bana düşman, hem ona düşman olan biri alsın." Bir de benim gözetimim altında yetiştirilmen için, üzerine katımdan bir sevgi bırakmıştım.
Bu ayetlerde Hz Musa ve Hz İsanın annesine vahyedilmis olması sadece istisnai bir durumdur
Son haberci kim?
Ahzab 40- Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Ama Allah'ın görevlisi ve habercilerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkiyle bilendir.
Bu ayette son (hatem ) vurgusunun nebiy (haberci ) kelimesine yapılmış olması çok ilginçtir.
Son vurgusunun nebiy kelimesine yapılmış olması her türlü iddianın önünü tıkayabilecek niteliktedir.
Yani Allah teala son olarak hz Muhammed ile haberleşmiştir.
Nasıl adlandırılırsa adlandırılsın Allah Tealanın kullar ile iletişime girmesi kıyamete kadar bu ifade ile son bulmuştur.Dolayısıyla nebiy ve resul kavramlarını üzerinde tahrifat yapıp bunları birbirinden ayırmak suretiyle hala birilerinin, adına ister elçi densin ister başka bir şey, Allah ile iletişim içinde olduğunu iddia etmek, peygamberlik taslamak
tan başka bir şey değildir.
BEN ŞAHADET EDERİMKİ ALLAHIN SON NEBİSİDE RESULÜDE HZ MUHAMMED,DİR. ALLAHIN LANETİ YALANCILARIN ÜSTÜNE OLSUN.VE YİNE ALLAH ADINA YEMİN EDEREK ŞAHADET EDERRİMKİ İSKENDER YALANCI ŞEYTANDIR
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
[003.073] [ON] «Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız.» De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah'ın hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rabbinizin nezdinde aleyhinize hüccet getireceklerine inanmayın.» De ki: «Fazl, şüphesiz Allah Teâlâ'nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ, vâsidir, alîmdir.»
kul innel hudâ hudallâhi : De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah'ın hidâyetidir!.
Veya; gerçek hidayet, Allah'ın hidayet etmesidir(Allah'ınkidir).
Ulaşmak adına manayı germenizi anlayamadık
Bir de nokta koordinatta ulaşacağınız bir ilah maalesef yok!! olsa idi dükkan sizindi
Sizler, Allah C.C'ü bile hakkı ile bilmekten aciz zavallı müşriklersiniz maalesef
Katılma Tarihi: 31 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 380
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
RESUL VE NEBİY KAVRAMLARI
Nebiy ve resul kavramları bir madalyonun iki yüzü gibidirler.Biri olmadan diğerinin olması asla mümkün değildir.
Resul kavramının mastarları kuranda geçmekle beraber,türkçede bu kavramın anlamına türev yapılamamaktadır
Resul ersele
Resul = peygamber.... ersele =peygamberlendirme
Resul = elçi.....ersele=elçilendirme
Bu verdiğimiz örneklerde ki anlamlar türevlendirildiğinde görüldüğü gibi pek uygun düşmemekte.Dolayısıyla resul kelimesine mastar yapabilme açısından
görevli anlamı vermek daha uygun düşüyor
Resul=görevli.......ersele=görevlendirme
İşin ilginç yanı resul kelimesinin türevleri meallerin tamamında gönderme olarak tercüme edilmesi ise açık bir yanlıştır.Zira hiç bir peygamber aniden ne bir yerden gönderilmiş ne de indirilmiştir.Onlar görevlendirilme anına kadar bulundukları toplumlarda yaşayan insanlardır. Gönderme/ İndirme kelimesini kuranda enzele olarak geçer
5/ 49- Aralarinda Allah'in indirdigiyle hükmet. (enzele Allahu) Onlarin keyiflerine uyma. Allah'in sana indirdiginin bir kismindan seni saptirmalarindan sakin. Eger Allah'in hükmünden yüzçevirirlerse, bil ki Allah, bir kisim günahlari sebebiyle onlari musibete ugratmak istiyor. Muhakkak ki insanlarin çogu yoldan çikanlardir.
Allahu telala tarafından seçilen bu insanların, içinde bulundukları toplumu (enzere 2/6 uyarma ) görevlerini yerine getirbilmeleri için Allah ile bir iletişim içinde olmaları gerekirki bunun adı nebe haberdir yani vahyin diğer bir adıdır.
Ali İmran 48 Bunlar, sana vahyettiğimiz (enbail gayb ) gayb haberlerindendir. Meryem’e hangisi kefil olacak diye kalemlerini atarlarken (kura çekerlerken) sen yanlarında değildin, konuyu tartışırlarken de yanlarında değildin.
Bu ayette görüldüğü gibi nebe kelimesinin çoğulu olan enbai kelimesi kullanılmıştır Diğer önemli bir husus ise bu ayette vahy,gayb ve haber kelimelerinin ardarda birden zikredilmiş olmasıdır.
Gayb; beş duyularla ulaşılamayan, insanlar için mutlak bir bilinmezlik alemidir.Bu alemden haber alabilmek için Allahın vahyetmiş olması gekmektedirki yukarıdaki ayette buna vurgu vardır.
Peygamber olmayan insanlarda haber getirlebilirler (Hucurat 6 nebe) ancak getirdikleri bu haber gayb aleminden değil, şehadet alemindendir
İçinde bulundukları toplumu uyarmak gibi bir görevleri olmadığı halde istisnai olarak Allahın bazı insanlara vahyettiğini kuranda görüyoruz
Ali İmran 42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.
43- Ey Meryem! Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demişlerdi.
45- Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir; dünyada da ahirette de itibarlı, aynı zamanda Allah'a çok yakınlardandır.
46- Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır.
47- (Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi.
Taha 38- Hani bir vakit vahyedilen şu vahyi annene verdik:
39- "Onu (Musa'yı) tabut içine koy da denize bırak. Deniz de onu sahile atsın. Onu hem bana düşman, hem ona düşman olan biri alsın." Bir de benim gözetimim altında yetiştirilmen için, üzerine katımdan bir sevgi bırakmıştım.
Bu ayetlerde Hz Musa ve Hz İsanın annesine vahyedilmis olması diret olarakmolmasada dolaylı olkarak yinede peygamberlikle ilgilidir.Zira Allah teala ileride peygamber seçeği kulunu firavunun zumünden karunabilmesi annesine yapması gereken şeyleri bildirmektedir
Son haberci kim?
Ahzab 40- Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Ama Allah'ın görevlisi ve habercilerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkiyle bilendir.
Bu ayette son (hatem ) vurgusunun nebiy (haberci ) kelimesine yapılmış olması çok ilginçtir.
Son vurgusunun nebiy kelimesine yapılmış olması her türlü iddianın önünü tıkayabilecek niteliktedir.
Yani Allah teala son olarak hz Muhammed ile haberleşmiştir.
Nasıl adlandırılırsa adlandırılsın Allah Tealanın kullar ile iletişime girmesi kıyamete kadar bu ifade ile son bulmuştur.Dolayısıyla nebiy ve resul kavramlarını üzerinde tahrifat yapıp bunları birbirinden ayırmak suretiyle hala birilerinin, adına ister elçi densin ister başka bir şey, Allah ile iletişim içinde olduğunu iddia etmek, peygamberlik taslamak
tan başka bir şey değildir.
BEN ŞAHADET EDERİMKİ ALLAHIN SON NEBİSİDE RESULÜDE HZ MUHAMMED,DİR. ALLAHIN LANETİ YALANCILARIN ÜSTÜNE OLSUN.VE YİNE ALLAH ADINA YEMİN EDEREK ŞAHADET EDERRİMKİ İSKENDER YALANCI ŞEYTANDIR
Katılma Tarihi: 29 nisan 2005 Yer: Antarctica Gönderilenler: 357
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
BEN DE ŞAHADET EDERİM Kİ: ALLAH'IN SON NEBİSİ DE, RESULÜ DE, HZ MUHAMMED'DİR(sVs). ALLAH'IN LÂNETİ YALANCILARIN ÜSTÜNE OLSUN!.VE YİNE, ALLAH ADINA YEMİN EDEREK ŞAHADET EDERİM Kİ: "İSKENDER ALİ EVRENOSOĞLU YALANCI ŞEYTAN"DIR.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma