Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 02 haziran 2010 Gönderilenler: 137
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
mermus Yazdı:
sayın isimsiz cevap yazdığınız için teşekkür ederim. daha iyi anlayabilmek için sizin yazdıklarınızdan yola çıkarak sorumu açmak istiyorum.
Bizlere namaz , oruç, hac gibi ameliyeler ibadet olarak öğretiliyor, telkin ediliyor. Sİzin bu tanımınıza göre namaz , oruç gibi ibadetler yada ritüeller ibadet kavramı içine girmiyor.Hal böyle olunca örneğin namazın bozulması yada orucun bozulması gibi durumların olmasıda söz konusu değil.Sürekli tartışılan orucu veya namazı bozan durumlar veya eylemler gibi tartışmalarda abesle iştigal oluyor( eğer dediklerinizi doğru anlayabilmiş isem)
Peki sizin tanımınıza göre ibadetin bozulması yada ibadetin Allah tarafından kabul edilmesi yada reddedilmesi nasıl gerçekleşiyor?
Benim anlayışıma göre ibadetin bozulması diye bir şey söz konusu değil. İbadet etmiş olmak için ekstradan bir şeyler yapmanız da gerekmiyor. Dediğim gibi “ibadet” aslında “kulluk” demektir. Eğer Allah’a sarılmışsanız ve O’nun vahyi üzereyseniz, kulluk/ibadet ediyorsunuzdur. Yani dosdoğru bir yoldasınızdır. Aksi halde değilsinizdir. Bu kadar basit. Ortada kabul edilecek veya reddedilecek bir ritüel de yok. Bir yaşayış var.
[Maide/68]: De ki: “Ey kitap ehli! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni ikame etmedikçe (ayakta tutmadıkça) hiçbir şey üzere değilsiniz.”…
[Ali İmran/101]: … Kim Allah’a sarılırsa, artık o, dosdoğru yola iletilmiştir.
İşte Allah’ın istediği kulluk bu. Bazen bu kulluk, “Salatın ikame edilmesi (Allah’a bağlılığın/yönelişin/O’nun vahyinin/dininin ayakta tutulması) ve zekatın verilmesi (arınma gösterilmesi)” olarak, bazen de “iman etmek ve salihatı işlemek (düzeltici/iyi işler yapmak)” olarak karşımıza çıkıyor.
[Hadid/27]: … Allah’ın hoşnutluğunu aramak/elde etmek için oluşturdukları/icat ettikleri, fakat hakkıyla riayet etmedikleri ruhbanlığı ise Biz yazmadık…
Bakın ben, namaz, oruç ve hac ile ilgili gerçekleri görünce bu ayeti daha iyi anladım. Gerçekten de insanlar bu işleri Allah’ın rızasını kazanmak için yapıyor olabilirler. Ancak bu durum, bunların Allah’ın emri/yazısı olduğunu göstermiyor. (Elbette günümüzdeki uygulamalardan bahsediyorum).
Bu bölümdeki tüm yazılanları okudum. Çok yararlandım.Tüm katılımcılara teşekkür ederim.
Geleneksel namaz kılanlarda 'secde kıyam ve ruku'nun önemi kadar,hatta bunlardan daha önem verdikleri hangi tarafa yöneleleceğimizdir,yani 'kıble'dir.Kıblenin yanlışlığı iddiasıyla camiler yıkıldığı,kılınan namazların iptal olduğu ve 'kaza' olarak tekrar namaz kılındığı bir gerçek.
Yaradan, bakara suresinde,açık seçik 'yürüyerek namaz' dan bahsettiği halde,biz müslümanlar,hiç bir yetkili din görevlisinden bu konu hakkında bir cümle duymamışızdır.Din görevlisini de bir tarafa bırakın,din işleri yüksek kuuluna bu' yürüyerek namaz' konusu sorulduğunda, şöyle demektedirler 'namazda,ruku,secde ve kıyam gereklidir.Yürüyerek kılınan namazlarda bu ritüeller olamayacağından yürüyerek namaz olmaz' diye bilmektedirler.Bu kurul, Bakara suresini ve 'yürüyerek namaz' konusunu bizlerden daha iyi bildiklerine göre veya bilmemelerini düşünemediğimize göre,bu cevaplarının arkasında başka niyet var mı? Ben bile, şu cahil halimle 'yürüyerek namaz'ın ana gayesinin, namazların günlük kılınacağı ve kaza kavramının olamayacağının açık seçik bir ifadesi olacağını düşünüyorum.Bu üst kurulun niyeti nedir?
Bu güzel pençereye eksik gördüğüm ve bambaşka bir yerlerden katkıda bulunmak istedim.
sevgili haktansapmaz neden o ev diyorsun Allah sadece kabe için benim evim diyor o yüzden olamazmı birdr adem ve eşi cennette yasak ağaçtan yiyorlar neden Allah cennette gezin dolaşın yiyin için yanlız şu ağaca dokunmayın diyor. kabeyi tavaf etmenin amacı bişeye işaret ediyor olamazmı şu dönme dönerek ibadet etme bana çok ilginç geliyor evrende herşey dönüyor bu o zamanlar bilinmiyordu ama dönüyorlardı şimdi biliyoruz evrendeki herşeyin döndüğünü bu da ku'anın Allah sözü olduğuna bir delil değilmi siz hiç etkilenmiyormusunuz o manzara karşısında kabeyi tavaf görüntülerinden bana muhteşem geliyor.Allah kur'anı anlaşılır kıldık diyor birazda düz okuyamazmıyız iila daha başka manalar içermek zorundamı.kusura bakmayın ben bu forum dan ziyadesiyle faydalandım ama bu hac konusunda beni ikna edemediniz eğer size zor gelmeyecekse şu hac ibadetinin nasıl yapılması gerektiğini anlatabilirmisiniz çok basit bir dille isimsiz kardeşin secdeyle ilgili yaptığı yorum gibi net bir yorum bekliyoru sizden ve diğer arkadaşlardan bilgisine güvenen arapçayı iyi bilen arkadaşlardan
Sevgili Naz, siz o dönmeyi çok muhteşem bulebilirsiniz. Öyleyse rütin olarak belli/belirlenecek vakitlerde mesela namaz vakitlerinde her kentte inananlar büyük bir meydanda bir eksenin, mesela bir kabe meketinin çevresinde dönsünler...
Allah bu eve "benim evim" diyor, diyorsunuz. Peki Allah bu eve kesin "benim evim" dediğine dair kesin kanıtınız ne? "Allah' yolu", Allah'ın ipi" vs ye de neden düz mantıkla bakmıyorsunuz? Ben adem'in ve eşinin de bir adamla bir kadından oluşan tek bir çift olduğuna da düz mantıkla bakmıyorum. Cennete de... O ağaca da...
Kusura bakmayın ben bu hac ibadetine inanmadığımdan size nasıl yapıldığını anlatamayacağım. Hac ibadeti diye Allah'a yapılan bir ibadeti ne mantıki nede Kurani bulmuyorum. Siz Kuran'da bu haccı bulabildiniz mi? Bu haccın neresini Kuran'anın hangi sözüne uygun gördüğünüzü söyleyebilir misiniz?
Secdenin rukunun başı yere koyma, belden bükülme olmadığını anladıysanız umarım haccı da anlayacaksınız. Sadece şunu söleyeyim tekrar; sözü edilen o "Beyt" o kabe olmadığı, Allah'ın dini dolayısıyla Allah'ın elçisi olduğunu düşünüyorum. O gün insanları çağıran Allah'ın elçisiydi, insanlar O'na geldler, O'nu haccettiler, O'ndan kendileri için gerekli olan mesajı aldılar ve geldikleri yere geri döndüler... (Mekke öteden beri ticari amaçla zaten haccediliyordu). Bunun Resul'den sonra da her yıl tekrarlanması gerektiğine dair şahsen ben Kuran'da bir emir göremedim... Nitekim bugün bilinen ve tutulan oruç için de aynı şeyleri söylüyorum... "Kim bu ayı (kızıl dolun(meşhur)ayı) görürse..." diyorken, "kim o aya yetişirse..." diye anlıyorlar/anlamak istiyorlar. Tamam öyleyse; 29. gününe yetişen de onu tuttuysa tutmuş olmaz mı, bu şekilde de anlaşılamaz mı!? Resuller insanları çağırıyor, topluyor ki, kendilerini ilgilendiren mesajları onlara ileteler. Onlardan tutmaları istenen bu msajdır/bu kuran'dır. Ayı nasıl tutsunlar, nesini tutacaklar? "Onda oruç tutsunlar" şeklinde çevirmişler. Halbuki "Onda" demiyor ki, "Onu tutsunlar" diyor ayet!
"Kim bu ayı (kızıl dolun(meşhur)ayı) görürse..."
diyorken, "kim o aya yetişirse..." diye
anlıyorlar/anlamak istiyorlar. Tamam öyleyse; 29. gününe
yetişen de onu tuttuysa tutmuş olmaz mı, bu şekilde de
anlaşılamaz mı!? Resuller insanları çağırıyor, topluyor
ki, kendilerini ilgilendiren mesajları onlara ileteler.
Onlardan tutmaları istenen bu msajdır/bu kuran'dır. Ayı
nasıl tutsunlar, nesini tutacaklar? "Onda oruç tutsunlar"
şeklinde çevirmişler. Halbuki "Onda" demiyor ki, "Onu
tutsunlar" diyor ayet!
Sevgili Haktansapmaz,
oruç salt, elçiye yetişen nesle mi has?
sıkılmadan yazın lütfen, biz sıkılmadan
okuyoruz.Selamlar
Değerli Prangasız, siz değil mi ki sordunuz, sıkılarak da olsa yazmak zorundayım :))
Evet, 3-5-8-10 günlük o sayılı, malum oruç ders oturumlarıdır kanaatımca. Ve bunun da Nebi'nin son döneminde bu şekliyle, Mekke'de son defa tutulduğunu/yapıldığını düşünüyorum. Ondan sonra ise asıl hayat boyu oruç başlıyor ki, isteyen her inanır onu tutmak zorunda.
Naz arkadasim, meseleler uzerinde akil yurutmek icin arapca bilmeye gerek yok
Haccin kelime, tavafin icerik manasindan ziyade orada olanlarin analizi ve fayda saglayip saglamadigidir mesele
O kadar kalabalik insan grubunun o en buyuk put etrafinda donmeleri israilin zulmunun onune gecemiyorsa, o kuru bir kalabaliktir
Ancak o yapiyi bir merkez kabul edip, o merkez etrafinda tum insanlik icin zalimin karsisinda dik durup, mazluma destek olunursa iste o zaman put olmaktan cikar
Sadece şunu söleyeyim tekrar; sözü edilen o "Beyt" o kabe olmadığı, Allah'ın dini dolayısıyla Allah'ın elçisi olduğunu düşünüyorum. O gün insanları çağıran Allah'ın elçisiydi, insanlar O'na geldler, O'nu haccettiler, O'ndan kendileri için gerekli olan mesajı aldılar ve geldikleri yere geri döndüler... (Mekke öteden beri ticari amaçla zaten haccediliyordu). Bunun Resul'den sonra da her yıl tekrarlanması gerektiğine dair şahsen ben Kuran'da bir emir göremedim... Nitekim bugün bilinen ve tutulan oruç için de aynı şeyleri söylüyorum... "Kim bu ayı (kızıl dolun(meşhur)ayı) görürse..." diyorken, "kim o aya yetişirse..." diye anlıyorlar/anlamak istiyorlar. Tamam öyleyse; 29. gününe yetişen de onu tuttuysa tutmuş olmaz mı, bu şekilde de anlaşılamaz mı!? Resuller insanları çağırıyor, topluyor ki, kendilerini ilgilendiren mesajları onlara ileteler. Onlardan tutmaları istenen bu msajdır/bu kuran'dır. Ayı nasıl tutsunlar, nesini tutacaklar? "Onda oruç tutsunlar" şeklinde çevirmişler. Halbuki "Onda" demiyor ki, "Onu tutsunlar" diyor ayet!
Sevgili haktansapmaz,
Bikmadan usanmadan anlattiginiz icin bir kez daha tesekkurler.
Ustte alintiladigim sozlerinizin dogruluguna en tarihsel Islam kaynakli delil, peygamberin fetihten sonraki hacca bizzat gitmeyip, yerine Hac Emiri Ebubekir'i gorevlendirmesidir.
Kabe, fiziki olarak Allah'in Kuran'da soz ettigi "ev"(yapi, bina) olmus olsaydi, peygamber her seye ragmen o hacca bizzat katilir ve gorevini ifa ederdi.
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
''sevgili haktansapmaz neden o ev diyorsun Allah sadece kabe için benim evim diyor o yüzden olamazmı birdr adem ve eşi cennette yasak ağaçtan yiyorlar neden Allah cennette gezin dolaşın yiyin için yanlız şu ağaca dokunmayın diyor. kabeyi tavaf etmenin amacı bişeye işaret ediyor olamazmı şu dönme dönerek ibadet etme bana çok ilginç geliyor evrende herşey dönüyor bu o zamanlar bilinmiyordu ama dönüyorlardı şimdi biliyoruz evrendeki herşeyin döndüğünü bu da ku'anın Allah sözü olduğuna bir delil değilmi siz hiç etkilenmiyormusunuz o manzara karşısında kabeyi tavaf görüntülerinden bana muhteşem geliyor.Allah kur'anı anlaşılır kıldık diyor birazda düz okuyamazmıyız iila daha başka manalar içermek zorundamı.kusura bakmayın ben bu forum dan ziyadesiyle faydalandım ama bu hac konusunda beni ikna edemediniz eğer size zor gelmeyecekse şu hac ibadetinin nasıl yapılması gerektiğini anlatabilirmisiniz çok basit bir dille isimsiz kardeşin secdeyle ilgili yaptığı yorum gibi net bir yorum bekliyoru sizden ve diğer arkadaşlardan bilgisine güvenen arapçayı iyi bilen arkadaşlardan''
Sevgili naz17naz, oncelikle hosgeldiniz.
-Allah , fiziki anlamda bir "ev"(bina, yapi) ihtiyacli varlik midir?
-Tum mescitler Allah'in olduguna gore, siz camiye ibadet icin gittiginizde, caminin etrafini donuyor, tavaf ediyor musunuz? Etmiyorsaniz neden?
__________________ sana iyi görünen bir başkasının kötüsüyse ona "gerçek" değil “düşün” denir. gerçekler değişmez ama düşün değişkendir.
Katılma Tarihi: 01 haziran 2010 Gönderilenler: 197
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Kabe dikili taş değil mi? Hani uzak durmamız emredilen. Savm sabırla geri durmak, kendini korumak değil mi? Kötülükten. Hacc beyti hararetle tartışmak değil mi Şimdi yaptığımız gibi. Rüku tevazu, secde itaat, Kıyam içimizdeki uyuyanı ayağa kaldırmak değil mi? Salat değil mi dinin direği Komşusu aç yatarken tok yatırtmayan İnfak paylaşmak en sevdiğin malı Zekat arınmak değil mi?
__________________ Ancak bir cehennem öğretebilir insana
Kırık ayaklarla cennete girilemeyeceğini...
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma