Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selam
86 et tarık 7.ayeti okuduğum mealde dikkatimi çekti
5-Onun için insan bir düşünsün neden yaratıldığını!
6-Bir atılgan sudan yaratıldı.
7-Ki, arka kemiği ile göğüs kemikleri arasından çıkar.
8-Elbette O, onu döndürmeğe kadirdir. (elmalı meali)
İNSAN, neden yaratıldığına bir baksın: 6 o spermalı bir sıvıdan yaratılmıştır 7 [erkeğin] beli ile [kadının] leğen kemiği3 arasından çıkan. 8 Elbette O, [insanı yoktan var eden] onu yeniden [hayata] döndürmeye de kâdirdir: 9 bütün sırların ortaya serileceği Gün, 10 ve [insanın] ne bir kuvvet ne de yardımcı bulacağı (Gün)!(muhammed esed meali)
Bu meallere göre atılgan suyun omurga kemiği ile göğüs kemikleri arasından çıktığı anlaşılıyor. Bu meallendirmelerin yanlış olduğunu ve yanlış anlayışa göre ayetin meallendirildiğini düşünüyorum.
Bilindiği üzere bu ayette bahsi geçen atılan suyun yani meninin geldiği yer omurga kemiği ve göğüs kemikleri arasında değildir.
5- İnsan neden yaratılmış olduğuna bir baksın.
6- Atılan bir sıvıdan yaratıldı.
7- Omurga ile kaburga kemikleri arasından çıkar.
8- Kuşkusuz O, onu diriltmeğe gücü yetendir.
(edip yüksel meali)
Bence en doğru meal edip yüksel meali.
5.ayet insanın neden yaratılmış olduğuna bir bakın diyor devamında (6)atılan bir sıvıdan yaratıldı(erkekten gelen meni sperm) dişide döllenip zigot daha sonra cenini meydana getirdikten sonra cenin kadının (7)omurga ve kaburga kemikleri arasında yani rahminde büyüyüp gelişmesi ve zamanı geldiğinde doğarak buradan çıkması anlatılıyor.
Bu şekilde anlaşılması gereken ayetin insan atılan sıvıdan (meni)yaratılmıştır o sıvıda belle göğüs kemiği arasaından gelir şeklinde anlaşılması oldukça yanlış ama malesef oldukça da yaygın.Dilimizde bile meni bel suyu olarak bilinir.Bu şekilde bilinmesinin ve dilimize yerleşmesinin sebebi bu ayeti anlayış şeklinden kaynaklanıyor.
Sperm yumurta olmadan tek başına cenini oluşturamaz.
Bu ayetteki anlatımda bunu tasdik edici şekilde; hem spermden hem de ceninin rahimde gelişip büyüdüğü yerden bahsedilmiş.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
Yıllar önce okuduğum bir kitapta bu ayetin açıklaması çok ilginçti.Bu kitabın yazarı ise doktor ve yabancı (arap asıllı galiba)müslüman dı.Kitabının bazı yerlerinde bazı hadisçilerin görüşlerine de yer verilmişti.Ben bu yüzden pek itibar etmedim aslında görüşlerine ama;genellikle aksi yönde hadislere yer verdiği için düşünmeye yada tartışmaya katkısı olur düşüncesi ile buraya yazmak istiyorum.Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemiyorum.
Husye(erbezi) ile yumurtalık ceninin sulbu ile teraibi arasında gelişir.Sulb omurga,teraibde eğe kemikleri manasınadır.İşte husye ile yumurtalık tam bu bölgede oluşur.Husye daha sonra hamileliğin yedinci ayında yavaş yavaş vücudun dışındaki torbaya,yumurtalık ise leğen boşluğuna iner.
Bu böyle olmakla beraber şuda var ki husye ile yumurtalık her ikiside gıdasını esas yerlerinden yani omurga ile eğe kemiği arasındaki yerlerinden alırlar.Husye ile yumurtalığa giden atar damarlar karın aortundan gelir ki burası da tam tamına belkemiği ile eğe kemiği arasıdır.Nitekim husyeye ait kirli kan damarıda aynı bu bölgeye dökülür.Bu kirli kan damarı sol böbrek damarına sağ kirli kan damarı ise alttakine çıkar.Nitekim husyeyi ve yumurtalığı besleyen sinirlerde mide altındaki sinir kümesinden gelir ki,buda tam anlamı ile belkemiği ile eğe arası bölgededir.Lenf damarlarıda aynı bölgeye yani sulb ile teraib arasına çıkarlar.
Bu da demektir ki erkeğin spermi veya kadının yumurtalığı oluşabilmek için gerekli malzemeleri buradan alarak beslenirler.Zaten menşeeleride burasıdır.
Ayet,belkemiği ile eğe kemiğinden demeyip de belkemiği ile eğe kemiği arasından demekle tam bir icaz göstermiş oluyor.Bu durumda ara manasına gelen beyn kelimesi sadece edebi yönden değil,bilhassa sonsuz ilmi incelikler yönünden de önemli olmakta.
Cenin ana rahminde altı yedi aylık olunca belkemiğinin her iki yanında “Wolf” denilen bir kabartı ve kanalları belirir.Bunun bir parçasından böbrekler ve sidik boşaltım sistemi diğer parçalarından ise erkek çocukta husye kız çocuğunda ise yumurtalık meydana gelir.
Demekki,husye ile yumurtalıktan her biri ilk defa böbreklere yakın oluşuyorlar ki,bu bölge sulb ile teraib arasıdır.Bu bölge yaklaşık olarak belkemiği ile eğe kemikleri arasına düşer.
Husye ile yumurtalık gelişebilmeleri için belkemiği ile eğe kemikleri arasında bulunan böbrek düzeyindeki damarlarla beslenirler.Aynı şekilde bunlara bağlı sinirlerde aynı mıntıkadaki damarlardan beslenirler.
__________________ FATİHA: 6, 7/ Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.
Yaratılış, Dünyaya geçiş koridoru, Dönüş Ve Hakikate
kavuşma
Bismillahirrahmanirrahim
5-(Fel yenzuril insanu mimma hulika- İnsan Görmedi mi
neyden yarattık )
6-(Hulika min main defikin –tazyikle çıkan sudan
yarattık)
Bu ayetin nesnesi ne ise, sonraki gelen ayetlerin nesnesi
de “o” dur. Bu ayetin nesnesi, “insan”dır. “Neyi
yarattık, sorusuna bu ayetin cevabı, 5. ayetin
işaretiyle; “İnsanı” olacaktır.”
İnsanı tazyikle fışkıran sudan yarattık. Yani o su
tazyikle ana rahmine düştü ve biz insanı o sudan
yarattık. Burada yaratılış bitmiştir. Tazyikli su
vazifesini bitirmiştir. Artık insan vücuda gelmiş,
sureti, şekli, biçimi verilmiş, yaratılış safhası
tamamlanmıştır. Şimdi dünyaya nereden çıktığını,
hatırlatmak için;
7- (Yehrucu min beynis- sulbi vet teraib – Bel ve Gögüs
kemikleri arasından çıkar.)
Yani, insan; “tazyikli sudan- meniden” yaratılıp “şekil-
suret” verildikten sonra, bel ve göğüs kemikleri
arasındaki boşluktan çıkar. İşte böyle ilk yaratılışta,
iki kemik arası önemsiz karanlık bir yerden insanı
çıkaran, öldükten sonra da topraktan çıkartmağa gücü
yeter.
7. ayette, nesneyi bulmak için, yani “Bel ve Göğüs
kemiklerinin arasından ne çıkar” sorusunu sorduğumuzda,
kimi tefsirciler, “tazyikli su – yani meni” demişler.
Halbuki bu yanlıştır. Allah meninin yaratılışından değil,
insanın yaratılışın-dan bahsetmektedir. 5. ayetten
itibaren konu insanın yaratılışı üzerine kurulmuştur. Bu
sebeple nesne “insandır”. Eğer kasıt meni olsaydı, bu
ayetin başında “o su” anlamında sözcük olması gerekirdi.
Ya da 6. ayette, “bel ve göğüs kemikleri arasından çıkan
tazyikli sudan yarattık” denmesi gerekirdi. Halbuki bu
yoktur. Önceki ayetlerden ve sonraki ayetlerden de
anlaşılacağı üzere nesne “insandır”.
Görüldüğü gibi, bel ve göğüs kemikleri arasında çıkan
“insandır”. Bunu sonraki ayetten de anlayabiliriz.
8-( İnnehu ala “rachihi” lekadiru – Muhakkak ki O
(Allah), “Onu (İnsanı) geri döndürmeğe” gücü yetendir.)
Bu ayete nesneyi sorduğumuzda, “neyi geri döndürmeğe gücü
yeter” ifadesine cevap çok net olarak “İnsan” dır. Yani
biz onu “meniden yaratıp, bel ve göğüs kemikleri
arasından çıkartır, dünyaya göndeririz” ama bir müddet
sonra onu öldürür, tekrar bize döndürürüz. Buna gücümüz
yeter.
Eğer kimi tefsircilerin aktardığı şekilde, bel ve göğüs
kemiği arasından, insan değil de, meni çıkmış olsaydı,
ayetler tamamen gerçek dışı ve anlamsız olurdu. Çünkü
çıkan meni tekrar dönmez. Ve 9. ayetin işaretiyle, meniye
sırlar açılmaz. 10 ayetin işaretiyle, meni kuvvete ve
yardımcıya ihtiyaç duymaz. Bu sebeple, 7. ayette
kastedilen, insandır.
9- (Yevme tubles serairu – O gün sırlar açılır )
Bize döndüğü gün, tüm gayb ve sırlar açılır. Artık her
şeyi müşahede eder.
10 -( Fema lehu min kuvveti ve la nasiri – İşte o zaman,
onun için ne kuvvet vardır, ne de yardımcı )
Artık, o insan için, kaçış yoktur, kuvveti ve yardımcısı
da yoktur.
Kimi müfessirlerin tefsirine göre metin haline
getirirsek;
İnsan görmedi mi ki onu neyden yarattık. Tazyikli sudan
(meniden) yarattık. (Ki o su- meni ) bel ve göğüs
kemikleri arasından çıkar. Onu geri döndürmeye ( meniyi
bel ve göğüs kemikleri arasına döndürmeye) gücümüz yeter.
O gün gizli olan gayb ona (meniye) açılır. Artık onun
(meni) için bir kuvvet ve yardımcı yoktur.
Görüldüğü gibi saçma bir anlatım oluşmaktadır. Halbuki bu
ayet insanın yaratılışı, gönderilişi ve döndürülmesinden
bahsetmektedir. Meninin biyolojik olarak üretilmesinden
değil. Görüldüğü üzere, 6,7,8, ayetlerin nesnesi, 5.
ayetin işaretiyle “insan”dır.
Bu anlamda metin haline dönüştürecek olursak, Bu
ayetlerin anlamı;
İnsan görmedi mi ki, biz onu meniden yarattık, ona
meniden insan sureti ve şekli verdik, sonra onu bel ve
göğüs kemikleri arasında ki boşluktan (Anne karnından)
çıkartıp dünyaya gönderdik (Not: Anne karnında ki bebek
doğduktan sonra, dünyaya geldi deriz). Sonra onu
öldürerek, gönderdiğimiz dünyadan alıp, tekrar bize
döndüreceğiz ve öldüğü zaman gizli ve gaybta olan gerçeği
görecektir. Dünyaya tekrar dönmek istese bile, bunun için
ne kuvveti olacaktır ne de yardımcısı.
Kuran-ı Kerimi orijinal olarak muhafaza eden rabbimize
şükrediyorum ki, eğer Yahudi ve hristiyanlar gibi,
orijinal vahiy elimizde bulunmasa, tefsircilerin yaptığı
bu tahrif ve hatadan dolayı, kesinlikle bilim ile Kuranın
çelişkide olduğunu düşünecektik.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma