HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: MAİDE 6 VE NİSA 43 TEŞBİHİ TERCÜMESİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

asım Yazdı:

TEFHİMÜ-L KUR'AN'DAN
Nisâ Suresi 43. Ayet ve Tefsiri


Ey iman edenler, sarhoş iken,65 ne dediğinizi bilinceye66 ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç-67 gusül edinceye kadar68 namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayakyolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş69 da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün.70 Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.


65. Bu, şarap içme ile ilgili ikinci emirdir. Birincisinde (Bakara: 219) içkinin kötü bir şey olduğu ve Allah'ın bundan hoşlanmadığı bildirilmişti. Bunu gözönünde bulundurarak bazı müminler içki içmekten kaçınmaya başlamışlardı. Bununla birlikte büyük çoğunluk içkiyi bırakmamıştı ve bazen namaza sarhoş gelip, okurken şaşırıyorlar ve anlaşılmaz şeyler söylüyorlardı.

Bu ikinci emir büyük bir ihtimalle H. 4. yılın başında nazil olmuştur ve kişinin içkili iken namaz kılmasını yasaklamaktadır. Bunun sonucu müslümanlar içki içtikleri zamanları, namazlara denk gelmeyecek şekilde ayarlamaya başladılar. Bundan bir süre sonra da içkiyi tamamen yasaklayan ayetler nazil oldu. (Maide: 90-91).

Arapça metindeki "sekr" (sarhoşluk) kelimesi, bu emrin sadece içkili iken değil, her türlü sarhoşluk anı için geçerli olduğunu ifade eder. Bunun yanısıra, sarhoşluk veren bir şey aslında haramdır, fakat eğer sarhoş iken namaza yaklaşırsa, o zaman iki kata büyük bir günah işlemiş olur.

66. Aynı nedenle, Hz. Peygamber (s.a) namaz sırasında uykusu gelen ve uyuklayan kişinin namazı bırakıp uyuması gerektiğini söylemiştir.

Bazı kimseler bu ayetten yola çıkarak, Arapça metnin anlamını bilmeyen kişinin namazının hiç kabul olmayacığını iddia etmişlerdir. Bunun gereksiz bir zorluk olmasının yanısıra, Kur'an bunu kastetmiyor. Kur'an "Onun anlamını anlamadıkça" veya "söylediğiniz şeyi anlamadıkça" demiyor, fakat "ne okuduğunuzu bilmedikçe" diyor. Yani kişi namazda iken ne okuduğunun farkında olmalı ve şiir mi yoksa Kur'an mı okuduğunu hissetmeli, kısacası kendinde olmalıdır.

67. Arapça cenabet kelimesi sözlükte "uzak ve yabancı olmak" anlamına gelir ve ecnebi kelimesi ile aynı köktendir. Şer'î ıstılahta ise, cinsel birleşmeden sonra veya rüya görme sonucunda meninin akmasıyla temizlikten uzaklaşma hali anlamına gelir.

68. Abdullah İbn Mes'ud, Enes İbn Malik, Hasan Basri ve İbrahim Nehaî gibi bazı müfessirler ve fakihler, "Yolcu olmanız müstesna" ifadesinden yola çıkarak bir kişinin cünüp iken, çok acil ve önemli bir işi olup da mescidin içinden geçmesi müstesna, mescidlere giremeyeceği sonucuna varmışlardır. Hz. Ali (r.a) İbn Abbas (r.a) ve Said İbn Cübeyr (r.a) gibi bazı müfessirler ise bundan, kişinin yolculukta iken su bulamadığında temiz toprakla el ve yüzlerini meshederek cünüplükten temizlenebileceği hükmünü çıkarmışlardır. Mescide cünüp iken girme konusunda ise bu sonraki grup, kişinin ancak abdest aldıktan sonra girebileceği görüşündedir. Yolculukta cünüp olup da, su bulamayınca temiz toprak ile teyemmüm etme konusunda alimler arasında fikir birliği vardır. Fakat birinci grup bu görüşlerini hadislere dayandırır, ikinci grup ise 43. ayetin bu kısmından bu sonuca varır.

69. "Eğer kadınlara dokunmuşsanız" ifadesinin farklı yorumları vardır. Hz. Ali, İbn Abbas, Ebu Musa Eş'arî, Ubey İbn Ka'b, Sa'id İbn Cübeyr, Hasan Basri (Allah hepsinden razı olsun) ve diğer birçok fakih "kadınlara dokunmak"la "cinsel ilişki"kastedildiği görüşündedirler. İmam Ebu Hanife ve onun gibi düşünenlerle Süfyan-ı Sevri bu tefsiri kabul etmişlerdir. Buna karşıt olarak Abdullah İbn Mes'ud, Abdullah İbn Ömer ve (bazı kaynaklara göre) Hz. Ömer (Allah hepsinden razı olsun) "kadınlara dokunmak" sözüyle, sözlük anlamı olan "el ile dokunma"nın kastedildiği görüşündedirler. İmam Şafiî de bu görüşü benimsemiştir. İmam Malik gibi bazı fakihler ise bu iki görüşün ortasında bir yol benimsemişlerdir. Onlara göre, eğer bir erkekle bir kadın cinsel haz duyarak birbirlerine dokunurlarsa, abdest almak zorundadırlar, fakat hiçbir şey hissetmeksizin vücutları birbirlerine dokunursa bu durumda abdest almaları gerekmez.

70. Teyemmüm: Eğer kişi namazdan önce abdest almak veya gusletmek ihtiyacında ise ve su da bulamamışsa Teyemmüm'e başvurmalıdır. Veya eğer kişi hasta ise ve su ile abdest alıp guslettiğinde hastalığının artma tehlikesi varsa, o zaman da su bulunduğu halde teyemmüm yapar.

Teyemmüm, sözlük anlamı olarak "bir şeye niyet etmek" anlamına gelir. Yani eğer su bulunamazsa veya su kullanmak zararlı ise, o zaman abdest ve gusül için temiz toprağa niyet edilmelidir. İmam Ebu Hanife, İmam Şafiî ve İmam Malik gibi birçok fakih, teyemmümde ellerin temiz toprağa vurulup, yüze sürülmesi ve tekrar toprağa vurulup, dirseklere kadar kollara sürülmesi gerektiği görüşündedirler. Bu metod Hz. Ali, Abdullah İbn Ömer, Hasan Basri, Şa'bi ve Salim İbn Abdullah gibi sahabe ve tabiundan bazıları tarafından belirlenmiştir. Fakat Ata, Mekhül, Evzaî ve Ahmed İbn Hanbel gibi bazı fakihler, elleri toprağa vurup yüze sürmenin ve elleri dirseklere kadar değil, bileklere kadar meshetmenin yeterli olduğu görüşündedirler. Ehli Hadis de genellikle bu yolu takip eder.

Teyemmüm yapabilmek için toprak şart değildir, herhangi bir şey veya kuru bir toprak parçası da bu vazifeyi görür.

"Eller temiz toprağa sürülüp, el ile yüze ve kollara sürülerek nasıl temizlenebilir?" diyerek teyemmümmü kabul etmeyen bazı kimseler vardır. Onlara bu olaya psikolojik yönden bakmaları tavsiye edilebilir. Teyemmüm, uzun bir süre su bulamasa da, kişide kendisini temizleme ve namazın kutsal olduğu duygusunu canlı tutmaya yarar. Bu şekilde bir müslüman, İslâm hükümleri tarafından belirlenen temizlik ve paklığı her an gündemde bulundurur ve namaz için temiz ve pak olmak gerektiğinin idraki içinde olur.

 



Selam;

Bu türlü yorumları okudukça iyiden iyiye sinirim tepeme çıkıyor.

Neymiş ?

Kişi okuduğunun anlamını bilmese de olurmuş. Önemli olan onun şiir mi yoksa Kuran mı okuduğunun farkında olmasıymış.

Şimdi bunu, Kuran'dan bi haber birisi söylese gülüp geçilir. Ancak, Kuran'ın "mübin" oluşunu "delil" ve "övgü" olarak dile getirdiğini bilen yahut bilmesi gereken birisi söyledi mi buna gülünemez.

Düşünün, bir Kitap var. Kendisinin mübin oluşunu "övgü" ve "delil" yapıyor, sen de diyorsun ki, "boşver onu, anlayıp anlamamanın ne önemi var, sen yeter ki Kuran okuduğunu bil"

Sonra bunu diyen "Alim" olup din öğretiyor.

Hani adama sormazlar mı, "Yahu bu Kuran'ın arapça indirilmesine ne gerek vardı. İbranice yahut Çince indirilseydi ya... Onun muhatapları da onu okusalardı. Zaten önemli olan anlamak değil ne de olsa. Onun şiir değil de Kuran olduğunu bilsinler, yeter..."

Neymiş ?

Cünübün anlamı aslında şu imiş te, "Şer'i ıstılahta" şu imiş...

İşte başımıza ne geldi ise bu "şer'i ıstılah" diğer bir deyişle "kavramlaştırma" yüzünden geldi. Sözde alimler ve çeviriciler, başka değil, ancak bu "kime ait olduğu belli olmayan" şeri ıstılah anlamını salık verirler. A'dan Z'ye, baştan sona, yepyeni bir Kuran çıkarırlar karşınıza.

Bir cephesi ile elçinin izine, öbür cephesi ile bir başka şeye dayanır.

Hatta elçinin "Tanrısı'nı" da onlar tarif ederler. Elçi "unutur", onlar unutmaz.

Şimdiye kadar hangi mealde "yolculuğu" yukarıda değinilen diğer anlamı ile okudunuz.

Bak, Abdurrahman hoca da ona değiniyor. Eğer cünüpseniz, salat'ın semtine bile uğramayın. Ancak, bir iş, bir çıkış, zorunlu bir sebeple yani salat için değil, bir başka sebeple oradan geçmeniz müstesna.

Neden ? Çünkü "salat", ayık adamın işi. Görenin, işitenin, basiret sahibinin işi...

Neymiş ?

"Sekr" sadece içki sarhoşluğu değilmiş. Hangi mealde bu çeviriyi / bu anlamı gördünüz ? Hangi "hoca" , hangi "alim" sizi bu hususta uyardı ?

Neden, bir çok anlamdan sadece ve illaki bir kısmısı "tercih" edilip din diye sunulur ?

Din, Allah'ın "pürüzsüz" bir Arapça ile indirdiği Kuran'dan mı anlaşılacak, yoksa kimin koyduğu ve kavramlaştırdığı belli olmayan "şeri ıstılah"tan mı ?

Bu "tercih" kimin tercihi ?

Sahi, Allah bu İsrailoğulları'nın "tahrif" [Kelimelerin anlamlarını ait olduğu yerden kaydırma, başka bir anlama taşıma] olgusunu ne diye anlatıyor ki...

Kime anlatıyor ? İsrailoğullarına mı? Yani sırf, suçlarını yüzüne vurmak için mi ?

Hakikaten Kuran bir "muhakeme" / "yargılama" kitabıdır da biz aslında mahkeme zabıtlarını mı okuyoruz ?

Yoksa o bir "uyarı" mıdır ?

Uyarı ise, "uyarılan" kimdir ?

Daha dün "riba"yı okudum. "Faiz"in, "riba" için bir "şeri ıstılah anlamı" olduğunu hiç okumuşmuydunuz ?

Riba'nın, infakın konusunu oluşturan şey yani ihtiyaç fazlası yani "biriktirmek" olduğunu...

"Biriktirmek de alış veriş / ticaret gibidir" diyenlere karşı Allah'ın, "Hayır öyle değil, Allah alış verişi helal, servet biriktirmeyi yasak kıldı" dediğini.

İncil'in de aynısını söylediğini. Mal üzerine mal yığmanın gerçekte hiç bir şeyi arttırmadığını ama Allah'ın verdiğinden yapılan infakın / zekatın / sadakanın artırdıkça arttırdığını...

Yani demem o ki, bu Kuran diye okuduğumuz (mealler)  "başka bir Kuran" (10/15) ...

Dikkat edin, vesselam...



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

selam Abdurrahman bey,

Bende aynı sıkıntıdan dolayı, cümleyi;

"yol bulub/geçip yıkanıncaya kadar şeklinde çevirmiştim" çünkü ayetin ilerisinde zaten yolculuk/alâ seferin durumu var. Yukarıdaki "Yazdığınız eleştirinin aynısını düşündüğüm için böyle çevirmeyi uygun gördüm." Bu işin farkına varan Zemahşeride "cevablamaya çalışmış" dedim. Bu cevab verememiş demek bana göre. Sarhoşluk konusunda yazılanlara ise zihinsel bir durum söz konusu olduğu için hayır demedim. Uyuşturucu almış veya uyuşturulmuş zihin arasında bir fark görmüyorum.

Sizin alternatif çevirinizi ise merak ediyorum,

selam ve dua ile,

rıdvan

Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

Ma yuridullahu liyecale aleykum min harecin velakin yuridu liyutehhirekum veli yutimme nimetehualeykum leallekum teşkurun Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredenlerden olursunuz. (5/6)

bu kısım ile ilgili dikkatinizi çekmek isterim bende...

vahyden haberi olmayanlar sorumlu tutulamazlar diye biliyorduk...
yani vahyden haberli olmak insana fazladan sorumluluk mu yüklüyor...
iç haberi olmayanlar daha mı avantajlı o zaman...
 



__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

vahyden haberi olmayanlar sorumlu tutulamazlar diye biliyorduk...
yani vahyden haberli olmak insana fazladan sorumluluk mu yüklüyor...

Sen, babaları uyarılmamış bir kavmi uyarasın diye gönderildin. Onlar, (bir şeyden haberi olmayan) gafillerdir

bu ayetin orjinalinde gafil yada olmayı belirten ayet varsa evet...


__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

selam,

Bir de "SeBîL" kelimesinin Kur'an'ı Kerim'de "somut bir yol"u yani insanların "ayaklarıyla bastığı yolu" betimlemediğine, dikkatinize çekerim. Kelimenin "SuBuLên" formu somut yol anlamındadır. 

"Bir yol" bazen "imkan, çare"  anlamındardır. (3:97, 4:15)

selam ve dua ile,

rıdvan

 

 

Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

4/NİSA: 43

Ey iman etmişler, beyni kapatmış halde,  o ne dediklerinizin (vahametini anlayıp) fark edinceye kadar, dolayısıyla boyun eğmemekten tamamen yıkanıp arınıncaya / uzak duruncaya kadar, bir yola gitmeniz dışında, salata / Kuran’la birlikteliğe yaklaşmayın! Hasta olmanız durumunda yada sefer halinde defi hacetten gelip yada kadınlarla temas ettiğinizde suyu bulamadıysanız başka bir temiz maddeye yönelin ve elinizi yüzünüzü(yani kendinizi) silin /temizleyin! Gerçekten Allah (kusurlardan) vazgeçen ve örtendir.

Ben bu ayetin münafıkların durumu ile bire bir ilişkili olduğu düşüncesindeyim. Maide 6’nın da münafık müminlerin durumuyla bire bir alakalı olduğu ayetin sonuç bölümünden ve onun devamındaki 7. ayetten anlıyorum. “…Allah göğüslerin içindekileri çok iyi biliyor!” . Ayet böyle son buluyor. Konu bir abdest konusuysa şayet 6. ayetin sonundaki verilmek istenen mesaj ve 7. ayetin yaptığı uyarı bağlantısız, alakasız kalmaz mı?

Sekr hali beynin dumura olmuş, kilitli, çalışamaz halidir. Cünüp de bir şeye yabancı, uzak durmak, boyun eğmemek/ itaat etmemektir. Sekr ve cünüp olma halleri birbirinin sonuçlarıdır. Eller ve yüz hemen her dilde ayrı ayrı da bir arada da kişinin kendisini ifade etmekteler. Yıkama fiili de mecaz anlamda da kullanılmaktadır. Örneğin: “Bu işten elini iyice yıka” veya “bu işten elini yüzünü tamamen yıka!” dediğimiz gibi.

Allah bizleri Kitabının doğrularına ulaştırsın. Her şeyin tam doğrusunu en iyi kendisi bilir.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
baybora
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 06 eylul 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 547
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı baybora

selam,

 

Hatırlatıcı kardeşimizin çevirisi:

Ey emniyete/güvene ulaşmak isteyenler, dengeniz yerinde değil iken/fikirleriniz oturmadan, ne dediğinizi bilinceye/fikirleriniz netleşinceye kadar yani anlamaktan uzak /belirginleştirememe bir konumda iken  -anlama yolunda/ sürecinde olmanız hariç- zihinsel kirlerden yıkanıp  mutmainleşinceye   kadar destek için çağırıldığınız dersleri/vahiy bildirimlerini uygulamaya yanaşmayın. Eğer içinizde sıkıntı varsa veya hala bir araştırma üzerinde iseniz ya da biriniz isabetsiz çirkeften bir fikirle geldiyse vede  kadınlarıda  yoklamış/onlarla da istişare etmişde  genede  su(çözüm) bulamamışsanız, (bu durumda, mevcut vahiy verilerinden yola çıkarak) temiz huzurlu bir yönelişle kendinizi ve elinizdeki imkanlarınızı seferber edin . Şüphesiz, Allah, affedendir, mağfiret edendir. (4/43)

Abdurrahman bey’in çevirisi:

Ey iman etmişler, beyni kapatmış halde,  o ne dediklerinizin (vahametini anlayıp) fark edinceye kadar, dolayısıyla boyun eğmemekten tamamen yıkanıp arınıncaya / uzak duruncaya kadar, bir yola gitmeniz dışında, salata / Kuran’la birlikteliğe yaklaşmayın! Hasta olmanız durumunda yada sefer halinde defi hacetten gelip yada kadınlarla temas ettiğinizde suyu bulamadıysanız başka bir temiz maddeye yönelin ve elinizi yüzünüzü(yani kendinizi) silin /temizleyin! Gerçekten Allah (kusurlardan) vazgeçen ve örtendir.

Benim çevirim:

“Ey (Allah’ın birliğine) iman edenler! Salâta yaklaşmayın; Uyuşturucu almışken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cunubken de –bir yol bulup- yıkanıncaya kadar. Eğer hastaysanız veya yolculuktaysanız, veya sizden biriniz tuvaletten gelmişse veya kadınlar(la) cinsel ilişkiye girmişseniz ve hemen bir su bulamamışsanız, hemen temiz bir toprağa yönelin: Yüzlerinizi, ellerinizi mesh edin. Gerçekten Allah, Afuv’dür, Ğafûr’dur (4:43).

 

 

Ben şimdilik bu bahsi kapatıyorum,

 

Hatırlatıcı ve Abdurrahman bey’e ve katkı yapan kardeşlerimize teşekkür ediyorum,

 

Alîm olan Allah(a.c)'dir. Cehd bizden tevfik O'ndan 

Selam ve dua ile,

rıdvan

 

Yukarı dön Göster baybora's Profil Diğer Mesajlarını Ara: baybora
 
muvahhit
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 24 haziran 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 669
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muvahhit

evet bayboranın çevirisi bana en yakın olan..diğer arkadaşların yorumunu fazla kurcalanmış ve zorlama olarak gördüğümü belirtmek isterim..sağlıcakla

__________________
Herkes kendi ameliyle Allah’ın huzuruna gider
Yukarı dön Göster muvahhit's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muvahhit
 
asım
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 14 agustos 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 1700
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı asım

asım Yazdı:
Ma yuridullahu liyecale aleykum min harecin velakin yuridu liyutehhirekum veli yutimme nimetehualeykum leallekum teşkurun Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredenlerden olursunuz. (5/6)

bu kısım ile ilgili dikkatinizi çekmek isterim bende...

vahyden haberi olmayanlar sorumlu tutulamazlar diye biliyorduk...
yani vahyden haberli olmak insana fazladan sorumluluk mu yüklüyor...
iç haberi olmayanlar daha mı avantajlı o zaman...
 




diyelim ki çok iyi bir öğretmen ve doktor kırsal bir bölgeye gidiyor...
daha önce oraya böyle iyi ve bilgili insanlar gelmemiş...
oradaki insanların cahilliklerinden  dolayı bir sürü sorunları var...
bir çok hastalık salgın halde yayılmış...
bir sürü gerekesiz inanç ve hurafeden dolayı insanlar sömürülüyor...
yanlışbilinenler den ötürü acı çekip duruyorlar...

oraya gelen bu doktor ve öğretmen o insanların tüm sorunlarını çözecek şeyleri onlara bildirmeye başlıyorlar...
onlara temizlik alışkanlıkları kazandırıyor  her türlü pis ve zararlı şeylerden uzaklaşmalarını öğütlüyor yoksa hastalıklardan ve sorunlardan kurtulamayacakları konusunda uyarılar yapıyorlar...
 batıl inançları yıkıp dosdoğru bilgiler vererek çektikleri bir çok sıkıntıdan kurtarıyorlar...
 sırtlarındaki bilgisizlik adaletsizlik ve bir sürü hastalık yüklerini kaldırıyorlar...

bunları yaparken de şunu diyorlar ...

Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredenlerden olursunuz. (5/6)

bu durumda hiç doktor ve öğretmen görmeyen ler daha mı avantajlı...

bunların öğrettikleri şeyler o köylülere artı yük sıkıntı kaynağı mı olmuş...

 bu yararlı ve kurtarıcı bilgiler  onları bağlar bizi bağlamaz denir mi...

o köylülerin vazifesi sahip oldukları bu değerli bilgileri ulaşabildikleri herkese ulaştırmak değil midir...












__________________
O halde yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult. Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Yukarı dön Göster asım's Profil Diğer Mesajlarını Ara: asım
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

[QUOTE=baybora]

selam,

 

Hatırlatıcı kardeşimizin çevirisi:

Ey emniyete/güvene ulaşmak isteyenler, dengeniz yerinde değil iken/fikirleriniz oturmadan, ne dediğinizi bilinceye/fikirleriniz netleşinceye kadar yani anlamaktan uzak /belirginleştirememe bir konumda iken  -anlama yolunda/ sürecinde olmanız hariç- zihinsel kirlerden yıkanıp  mutmainleşinceye   kadar destek için çağırıldığınız dersleri/vahiy bildirimlerini uygulamaya yanaşmayın. Eğer içinizde sıkıntı varsa veya hala bir araştırma üzerinde iseniz ya da biriniz isabetsiz çirkeften bir fikirle geldiyse vede  kadınlarıda  yoklamış/onlarla da istişare etmişde  genede  su(çözüm) bulamamışsanız, (bu durumda, mevcut vahiy verilerinden yola çıkarak) temiz huzurlu bir yönelişle kendinizi ve elinizdeki imkanlarınızı seferber edin . Şüphesiz, Allah, affedendir, mağfiret edendir. (4/43)

Abdurrahman bey’in çevirisi:

Ey iman etmişler, beyni kapatmış halde,  o ne dediklerinizin (vahametini anlayıp) fark edinceye kadar, dolayısıyla boyun eğmemekten tamamen yıkanıp arınıncaya / uzak duruncaya kadar, bir yola gitmeniz dışında, salata / Kuran’la birlikteliğe yaklaşmayın! Hasta olmanız durumunda yada sefer halinde defi hacetten gelip yada kadınlarla temas ettiğinizde suyu bulamadıysanız başka bir temiz maddeye yönelin ve elinizi yüzünüzü(yani kendinizi) silin /temizleyin! Gerçekten Allah (kusurlardan) vazgeçen ve örtendir.

Benim çevirim:

“Ey (Allah’ın birliğine) iman edenler! Salâta yaklaşmayın; Uyuşturucu almışken, ne söylediğinizi bilinceye kadar, cunubken de –bir yol bulup- yıkanıncaya kadar. Eğer hastaysanız veya yolculuktaysanız, veya sizden biriniz tuvaletten gelmişse veya kadınlar(la) cinsel ilişkiye girmişseniz ve hemen bir su bulamamışsanız, hemen temiz bir toprağa yönelin: Yüzlerinizi, ellerinizi mesh edin. Gerçekten Allah, Afuv’dür, Ğafûr’dur (4:43).

 

Selam,

Bence burada şu soru önem arzediyor:Çıkarım yada çevirim sahiplerinden Bayboraya sorsak "Bu çıkarımınızı/çevirinizi yaşamınızda nasıl kullanıyorsunuz?"diye.Muhtemelen vereceği cevap "5 vakit namazımı kılarken"olacaktır.(Yanılıyorsam düzeltsin)

Aynı soruyu Hatırlatıcı arkadaşımıza sorsam yanıtı ne olur?Ben bunu asıl olanın amel olmasından hareketle soruyorum.Yani çıkarımın hayatta karşılığı var mı yok mu?

 

ULU-YOL

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 

<< Önceki Sayfa 12 Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats