QUOTE(redfinity @ Mar 28 2008, 04:30 AM)
"Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak?
Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek
Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun?
Tanri: ....
Burada tanri ne diyor bana? Bir tek yanit bekliyorum"
Cevabım:
Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak?
Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek
Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun?
Tanri: ....
—Evet.
Veya
—Hayır.
Diyecektir ve gerçekleşecektir.
Diğer söylediğine gelince, Allah “bize yönelik o ifadeleri kullanıyor”. Allah biliyor ama sen, ben bilmiyoruz:
11:107 Gökler ve yer durduğu sürece orada kalıcıdırlar; ancak Rabbin dilerse başka. Rabbin, dilediğini Yapandır.
11:108 Mutluluğu hak edenler ise, gökler ve yer kaldığı sürece cennette
kalıcıdırlar.12 Rabbin dilerse başka. Kesintisiz bir ödüldür bu.
Ayrıca “sizi sınıyoruz bakalım ne yapacaksınız” gibilerinden ifadeler
de hep bize yönelik bilinmeyendir. Yoksa Allah açısından ne imtihan
var, ne de zamanda yolculuk.
Orada senin soru sorup istekte bulunman bile aslında bilinenin, senaryonun bir parçası.
Ve üçüncü yanlışın “bir şeyi yapabiliyor olmak ile yapmayı” birbiriyle karıştırıyorsun.
Örneğin Allah istese cennetlikleri cehenneme, cehennemlikleri de
cennete koyabilir veya herkesi cehenneme koyabilir. Ama bunu
yapabiliyor olması, yapacağı anlamına gelmiyor.
Yani sen Allah'a "hadi değiştir emrini bakalım değiştirebiliyor musun?"
demen aslında aynı zamanda "hadi cennetlikleri cehenneme at, bakalım
atabiliyor musun, eğer onları cehenneme atamazsan, özgür değilsin"
demek kadar boş ve hatalı. İyileri cennette zorunlu olduğundan değil,
istediği için tutuyor.
Selam ve sevgiler.
********************************
QUOTE(redfinity @ Mar 29 2008, 03:54 AM)
"Cennet veya cehennemden bahsetmiyorum. Konuyu oraya getirmeyecegim.
Gostermeye calistigim sey, Allah'in Alim-i mutlak sifatindan oturu
gelecegi degistiremeyecegi, yani, gelecekte su anda bildiginden farkli
birsey yapamayacagi. Dolayisi ile onun bile ozgur iradesi olmadigi.
Bu diyalog ayni basta yazdigim gibi tamamlanacaktir:
Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak?
Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek
Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun?
Tanri: Evet (dedigini varsayiyoruz. Istersen hayir'i da secebiliriz). ......(1)
Redfinity: 13:15 de kalem masadan dusecek yani. Oyle mi?
Tanri: Evet. [Bu noktada tanrinin bilgisi kalemin dusecegi seklindedir]
..[saat 13:12 olur]..
Redfinity: Kalemin dusmesini engelleyebilir misin?
Tanri: Bunu yapapamam?
Redfinity: Neden o?
Tanri: Cunku bunu yaparsam biraz onceki bilgimin yanlis oldugu ortaya
cikar. Bu yuzdende gelecegi degitiremem. Ozgur iradem yoktur.
Emre, bu probleme mantikli bir cozum bulmaya calismak gercekci bir
yaklasim olmaz. "Inanmak irrasyonaldir ama yine de inaniyorum" yanitini
ben saygi duyarak kabul ederim."
CEVABIM:
Tam tersine, "inanmamak, inkar etmek" irrasyoneldir.
Dediğimi anlamadığını görüyorum.
Cennet meselesinde ne demiştim?
İşte buradaki uyarlama da aynısı olacak dedim.
Anlayabilmen için diyaloğuna yerleştireyim:
Redfinity: 13:15'de bu kaleme ne olacak?
Tanrı: Ben tersini dilemezsem, kalem masadan düşecek
Redfinity: Peki dusmesini diliyor musun?
Tanri: Evet (dedigini varsayiyoruz. Istersen hayir'i da secebiliriz). ......(1)
Redfinity: 13:15 de kalem masadan dusecek yani. Oyle mi?
Tanri: Evet. [Bu noktada tanrinin bilgisi kalemin dusecegi seklindedir]
..[saat 13:12 olur]..
Redfinity: Kalemin dusmesini engelleyebilir misin?
Tanri: Tabii
Redfinity: Hani düşecekti?
Tanrı: Zaten düşecek.Birşeyi yapabiliyor olmak , onu yapmak zorunda
olduğun anlamına gelmiyor. Kararım kalemin düşeceği şeklinde ve de
düşecek.
Yani
Redfinity: Cennettekileri cehenneme atabilir misin?
Tanrı: Evet atabilirim.
Redfinity: Ama cennetten hiç çıkmayacaklarına söz vermiştin.
Tanrı: Evet verdim ve de çıkmayacaklar. Onları cehenneme atabilme
gücümün olması, atacağım anlamına gelmiyor. Kararım hep cennette
kalacakları yönde.
*********************************
QUOTE(redfinity @ Mar 29 2008, 04:56 AM)
"Dedigim gibi su anda cennet veya cehennem'den bahsetmiyorum.
Su en son yazdigin cumledeki problemlere bakalim:
Tanrı: Zaten düşecek.Birşeyi yapabiliyor olmak , onu yapmak zorunda
olduğun anlamına gelmiyor. Kararım kalemin düşeceği şeklinde ve de
düşecek.
Birincisi, bu bir cocugun "ucabilirim ama canim istemiyor" demesine benziyor.
"Istersem kalemin dusmesini engelleyebilirim ama engellemiyorum" cumlesinin bundan hic bir farki yok.
Ikincisi "kararim" ne demektir. Bir karar verilebilmesi icin o kararin
oncesinde "kararin verilmedigi bir belirsizlik" ani olmasi gerekir.
Yani gecmiste allah icin kararin verildigi bir an mi var?
Bunun nesi acik degil anlamiyorum; Allah bir karar verdigi anda
(gelecek bir anda kalemin masadan dusmesi), o olay onun bilgisi
olmustur. Bu bilgi degisemeyecegi icinde allah kararini daha sonraki
bir anda degistiremez.
Yani, olay "yapabiliyor fakat yapmak zorunda degil" degil "yapamiyor".."
**********************
CEVABIM:
Hayır dostum, bunu da defalarca açıkladık.
"Bilinmeyen bizim açımızdan" . Bu yüzden bize yönelik olarak bu ifadeleri kullanıyor Tanrı.
"bakalım ne yapacaksınız diye sınadık"
"cennette sonsuza dek kalacaksınız, ama tersini dilersem başka"
"bana dua edin-dileklerinizi iletin "
Zamansız olan Allah için zaten gelecekte gerçekleşecek birşey yok. Ama
zamanlı olan bizlerin algılayabileceği şekilde belirtiyor ifadeleri.
Cennet ve cehennemle ilgili verdiğim örnek bunu çok iyi temsil ediyor.
Redfinity: Cennettekileri cehenneme atabilir misin?
Tanrı: Evet atabilirim.
Redfinity: Ama cennetten hiç çıkmayacaklarına söz vermiştin.
Tanrı: Evet verdim ve de çıkmayacaklar. Onları cehenneme atabilme
gücümün olması, atacağım anlamına gelmiyor. Kararım hep cennette
kalacakları yönde.
Allah isterse cennettekileri cehenneme atabilir. Ama "özgür iradesiyle
onları hep cennette tutmaya karar vermiş". Ve bize bu kararını
açıklıyor:
"sonsuza dek cennette kalacaksınız, ama tersini dilersem başka"
Allah özgür iradesiyle bizi sonsuza dek cennette tutuyor. Böyle olmasını istediğinden dolayı. Ve bize bunu açıklıyor.
Birşeyi yapabiliyor olmak başka, yapmak zorunda olmak bambaşka. Ama
Allah yapıp yapmamakta özgür olduğu için cennettekileri cehenneme
atmıyor.
Burada bizim "Allah'ın cennettekileri cehenneme atmayacağını bilmemiz" "Allah'ın özgür iradesini etkilemiyor".
Yani Allah'ın yapacağını bilmemiz, Allah'ın özgür iradesi üzerinde hiçbir etkisi olmayan birşey.
Tıpkı Allah'ın bizim yapacaklarımızı bilmesinin, bizim özgür irademiz üzerinde hiçbir etkisi olmadığı gibi.
Allah insanları "biz bildiğimizden dolayı değil, öyle istediğinden dolayı cennetinde sürekli tutuyor" Ve bize bunu açıklıyor.
Yani Redfinity'ciğim, senin bu iddian düşündüğünün tam tersine, özgür iradeye yepyeni bir ispat örneği daha sundu.
Görüldüğü üzere "bilindiği için yapılmıyor", tam tersine "özgür iradeyle o şık seçildiği için biliniyor".
Yani şu ayetlerde zaten "senin diyaloğun"cevaplanmış durumda:
Hud
107. Gökler ve yer durduğu sürece orada kalıcıdırlar; ancak Rabbin dilerse başka. Rabbin, dilediğini Yapandır
108. Mutluluğu hakkedenler ise, gökler ve yer kaldığı sürece cennette
kalıcıdırlar. Rabbinin dilerse başka. Kesintisiz bir ödüldür bu.
Yüce Allah burada bize gelecekte ne yapacağını söylüyor.
Ve diyor ki "eğer tersini dilemezsem, cennettekileri asla çıkarmayacağım"
Ve çıkarmayacağına dair söz de veriyor.
Başka bir deyişle "istersem bu hükmümü değiştirebilirim, ama
cennettekilerin sonsuza dek orada kalmasını, özgür irademle istediğim
için kalacaklar" demekte.
Bu özgür irade konusunda ikinci bir sağlama, delil daha sunuyor bizlere.
Biz bu durumda Allah'ın gelecekte ne yapacağını biliyoruz.
Ve Allah diyor ki "siz bunu bildiğinizden dolayı değil, ben böyle
olmasını istediğimden dolayı cennettekiler hep kalacaklar" "Ama
istersem bunu değiştirebilirim"
Demek ki bizim gelecekte Allah'ın ne yapacağını bilmemiz, O'nun özgür iradesini etkilemiyor.
Tıpkı O'nun bizim ne yapacağımızı bilmesinin, bizim özgür irademizi etkilememesi gibi.
Birşeyi "yapabiliyor olmak başka, yapmak bambaşkadır". Ve bu durum özgür iradenin sonucudur.
Selam ve sevgiler.
*******************************
Aziz sordu:
"sevgili dostum özgür irade var diyorsun ardındanda bir senaryoyu oynuyoruz diyorsun bu nasıl bir çelişki olmuyormu
eğer bir zamanlar şöyle bir tezim vardı yaratan bilmek istemiyor
olamazmı diyordum ama buna kuranda dayank bulamadım kuran devamlı
kul(köle) olacaksınki bu dünya imtihanını kazanasın diyor
sorarım size kim gününü gün etmekten hoşlanmaz kendimden örnek vereyim
evliyim ve iki oğlum var evli olmayı yani bağımlı olmayı istemezdim
eğer iman etmiş olmasaydım delimiyim başkalrının sorumluluğunu sırtıma
alıyım hayatımı yaşardım beni bunlardan alı koyan özgür irademmi sence
iyi düşün"
CEVABIM:
1- Hayır, dediğimi anlamamışsın sevgili kardeşim.
Allah bizim özgür irademizle neyi seçeceğimizi biliyor. Ve bunu
kullanarak hakettiğimize kavuşacağımız şıkları karşımıza çıkartıyor.
Yani seçim tamamiyle senin özgür iradene ait.
Ama Allah seni neyin seçeceğini bildiğinden,kalbindeki iyilik veya kötülükle yüzleşmeni sağlayacak şıkları karşına çıkartıyor.
Örneğin İblis o güne kadar her denileni yapıyordu. Eğer Allah dilesydi
yine yapacağı bir şeyi söylerdi örneğin "gidin dünyada şu işi yapın"
derdi. Ama Adem'e secde edin deyince İblis'in kalbindeki hainliği
ortaya çıkaracağını bildiğinden bu şıkkı çıkarttı karşısına(secde etmek
ya da etmemek).
2- Kesinlikle özgür iradeye sahibiz.
Selam ve sevgiler.